16 Kasım 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

16 Kasım 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet' Uzunköprü orta Mektep istiyor! Bir Liranm Başmdan Geçenler, Tefrika numarası: 30 Yazan: Kemal Ragıp Türk futbolunu öldüren eski bir yanlış emirdir! Maarif Vekâleti, lise talebesi hakkındaki kararını tashih ederse mes'ele kalmaz Genç ve dinç Türk Cumhuriyetinin genç ve dinç Maarif Vekili Reşit Galip Bf. ye &üreş müstesna, en başta futboi ol • mak Szere Türk sporu tam bir inhitat halindedir. Sonbaharda Rus'larla, Bulgar'larla yaptığımız sekiz müsabakanın neticeleri şunlardır: Bir galibiyet, bir beraberlik, alh mağlubiyet. Rus mıTî ta kımı karsısına, fstanbul'lulardan, tzmir'lüerden, Ankara'lılardan, gençlerden, tecrübelilerden terkin ederek çıkardı • ğımız dört takımın dördü de bir galebe kazanamadı; ilk beraberliğimizin de talihin fevkalâde bir lutfu oldugu meydana çıkh. Haydi Rus'lan bir tarafa bırakalım, Bulgar'larla yaphgumz dört maçtan ancak birini kazanabildik. Türk fut bolünun en başında giden îki güzide kulüp, Bulgar'lann karşısına canh bir taknn büe çıkaramadılar. Oyunculan rrazm topa vuramadıklarmı, koşama dıklarını, sıçnyamadıklannı, şut ata madıklarmı gördük. Beş alb sene evvel, futbol Sstadı Çek'leri yenen Türk fut bolu, henüz vasat derecesîni bfle bulmamış olan Bulgar'lann karsısmda, acix ve zâf içinde, bocaladı durdu. Bu mhhatm, bu düşüklüğün sebebi nedir? Biz, Sç eMslı sebep gorüyoruz: 1 Şevksiziik, ıpor heyecan ve a testnin «önüklüğü, 2 întizamsız çalışmak, hatta hiç (alısmamak, 3 Sporeu kıtlığı, Birinci ve ikinci sebenleri izaha bfle lüzum görmüyoruz. Fakat en mühim sebep üçüncüsüdür. Göroyoruz ki atletizmde de, futbolda da yeni yetisen tabiî iyî yetisen anasır yok denilecek kadar azdur. Bundan îki sene evvel, beşer, alhşar taknn çıkarbilecek kadar oyuncusu olan Ga latasaray îleTener geçen gün Bu'gar'ların karşmna çıkaracak oyuncu bula madılar ve nihayet ekleme takunlarla me"dana çıktılar. Neden? Çünkü Maarif Vekâletinin iki sene evvelki bir emri lise talebesini kâmflen kulüplerden çıkardı ve bu karar neti cesinde meselâ bir mektep kulübü olan Galatasaray takımına, iki kocaman sene zarfında mektebi bitiren bir tek o yuncu ütihak etti, buna mukabil birinci ve iKnci taktmlardan belki on oyuncu futbolü bıraktıiar. Fener çin de, diğerleri için de ayni hal varittir. Maarif Vekâletinin bu karan bir çok no'<tai nazardan yanlışb. Bu yanhşlardan en mühim bir ikisini izah edelim: 1 Bizde sporu en cok lise ta'ebesi yapar, mektepten çıkanUr umumiyetle hem tahsfle devam etm»k, hem de maîvetlerini temin eylemek mecburiyetfle ciddî şkflde, spor yapacak vakit bulamazlar. Binaenalevh mekteo talebesini spordan menetmek, Türkive'de spor yaphrmamakla müsavi gibi bir şeydir. Nitekim bu vanyet. iki sene'ik tecrübe ile kat'iyyen tsbakkuk etti. İki üc sene d>dıa secerse dieer milletlerin kadmlarfle bfle başa çucamıyacagımız muhakkaktır. 2 Maarif Vekâletinin o kararmda, mekteplerde soor teşkilâh yapılacak, maçlar icra edilecek, beden terbiyesi muallimleri şöyle vaoacak, müdürler bövle yapacak, m«ktepler arastnda birlîkler, sampivon'uklar yaoılacak diye kâğıt üzerinde bir çok srüze! seyler vardı. Bun'ar tatbiki Kayri.ksbil seyler olduğu için. heDM sözde ka^dı, biç bir sey yaoılamadı. Mekteo talebesînin bütün beden terbivesi, haftada bir bucuk sa *, bir iki â"fn kol bacak sallamaktan ibaret kaldı. M«»elâ, en çok spor yapan Galatasaray L?«ssinde ikî sene evvel on tak«m çıkarsck kadar futbol oynıvan talebe vardı. Bugün bu 1500 talebeli liseye gidiniz, bir tek futbol takımı çıkaramazsınuc. O kararın netîcesi şu odu kı M*rıf Vekâleti, hem mektepli gençleri ku I5pWden ve spordan ayırdı, hem de kendisi mekteplerde spor namrna hiç bir sey yapamadı. 3 Bu yanlış kararin eo^'bı mucı besi meyanmda, snora ioHlâ eösteren çocuklann çalısmadıgı iddia ediliyor dn. Bu iddia. hiç bir istatistiğe müstenh dejfldir. Snord'lar ieind* »embeller de vardır, ealıskanlar da... B»lkan mü«abakalannda sırtı yere ge'miyen jtenç gSreşçilerimizden biri. mektep talebesi ve smifın Vrincuidir. Böyle bir çok misal zîkredebflirîm. 4 Maarif Vekâtoînîn bu k~»râri eiddiyetle de tatbik edilememiştir. Resmî mekteplerden bir ikisi emri dinle mis, talebesini kat'iyyen spor kuluplerine göndermemîştir. Diğer resmî mek tepierin bazılan, ecnebi ve ekalliyet mektepieri, hususî mektepler, emri dinIememis, talebenin müttefîk ve gayri « müttefik kulüplere devamma, alenen maç yapmalanna ses çıkarmamişlardır. Nitekim tstanbul Sofya musabakasını kazanışumz da, o gün oynıyan takımda bu neviden bir kaç mektepli gencin bulunmasinm mes'ut neticesidir. Sonra, talebenin, bir kulübü olan Sipahi Ocagina gitmesine ses çıkarma mak, fakat bir kulupte futbol oynayınca tecziye etmek manalı bir iş midir? 5 Mektepler, Maarif Vekâletinin emri alhnda bir müessesedir. Kuiüpler de memJeketi ve Maarif Vekâletini idare eden Cumhuriyet Halk Fırkasınnı nezareti alhnda birer müessesedir. Arada aynlık gayrdık olmadıgına göre, mektep talebesini kulüplerde spor yapmaktan menetmenin manası nedir? On sekiz yaşma girmiş, yani resit olmus talebenin spor kulüplerine devamma mâni olmak, maarifte kabul edi • len terbiye sistemine de uygun değfldir. Hiç ohnazsa bu yaştakileri spor kulüp lerine girmekten menehnemelidir. Hulâsa. Türk snorunun bugunkü elim •e yann daha elim olacak hali, Maarif Vekâletinin bu eski karannm gayet tabiî bir neticesidir. Talebeyi spor kulüplerine gitmekten meneden kismı yanm yamalak tatbik edflen, mektep talebesi arasmda spor teşkilâh vücude geHrmegi âmir kısmı ise hiç tatbik edflmiyen bu zararlı karan ilga etmek vazifesi, genç ve dinç Ma • arif Vekilimiz Resit Galip Beyefendiye teveccüh ediyor. Muhterem Reşit Galip Beyefendi bu karan kaldırmakla Tfirk gençlipine, Türk sporuna yeni bir can verecektir. ABtDİN DAVER Eskişehir'de Spor faaliyeti Eskşehîr sporcuları yardım bekliyorlar Eskişehir (Hususî) Eskişehr'in spor faaliyeti senelik kısa bir zamana inhisar etmekle beraber bu kısa zaman zar . fında Eskişehir sporcuian yükvarlık göstermişlerdir. Geçen seneye kadar açık bir sahada oynıyan Eskişehir'Iiler aldıklan az tahsisatla sahalannı duvarlarla çevirdiler. Eskişehr'in çimen futbol sahası bugün belkî Türkiye'nin en güzel sahası addedilebilir. Yapılmağa başlanan koşu pisti de her halde Eskişehir sporculannı atletizm sahasmda d'a iyi b<r mevkie çıkartacaktır. Eskişehir'de ikisi askerî ve üçü sivil ol. mak üzere ayni kuvvette beş kulüp vardır. İki senedenberi yapılan lik maclarının neticeleri ma^lubiyet ve galibiyetten ziyade beraberlik kaydetmiştir. Bundan dolayı lik maç • ları çok heyecanla takip edilir. Bundan beş altı ay evvelisine ka. dar hic bir haricî temas yapamıyan Eskişehir sporcuları haziranda An. kara'da yapılan kongre kupası maçlarından avdet eden tstanbul ve tzmir muhtelitlerile daha ilk temas. lannda tstanbul'a bes sıfır. tzmir'e iki beş mağlup olduktan sonra iki ay evvel Ankara mııhtelitile yaptığı maçı beraberlikle bitirmiş, bu te. masları takfben Ankara'nm ikincisi Cankaya'nm Eskişehr'i ziyaretinde tdman Yurdu dört bir gibi iyi bir galibiyet kazanmıstı. Ankara'ya rfavet edilen Eskişehir liki ikincisi De~ mirspor Ankara'da Çankaya ile yap. tığı maçı iki bir kazanmıstı. En sonra Türkiye birinciliklerinde Eskişehir sahasında karşılaşan An. kara birmcisi Gençler Birliği ile Eskişehir şampiyonu Tayyare takımının maçları da Eskişehir birinci • sinm dort iki gibi yüksek bir gali. biyetiîe neticelenmisti. Grup şampiyonu olan Eskişehir şampiyonunun tzmir'de tstanbul şampiyonu karsısmda aldığı îki sıfır netice hiç te fe> na değildir. Dort beş ay zarfınd'a Ankara ile Eskişehir arasında yapılan dort muhtelif müsabakadan biri bera . berlik ve üçü Ankara'nm mağlubiyetile neticelenmistir. Türkiye sponmun en kuvvetli üç spor merkez. lerinden biri olan Ankara'nm kar. şısında Eskişehr'in aldığı neticeler bariz bir surette Eskişehr'in tefevvukunu göstermektedir Esasen Eskişehir ve Ankara arasında yapı. lan temaslann neticeleri nazari iti. bara alınmasa bile iki şehfr arasmda yapılacak mukaveselerde de Eskişehir ağır basmaktadır. Ankara kulüpleri daimî muave . net ve himayelere mazhardırlar. Buna mukabil Eskişehir kulüpleri yukanda zikrettiğimiz esbap doiayısile malî muavenetlerden mahrum bulunuyorlar. Hatta Devlet Dpmir . yolları memurin ve mensubinine münhasır bulunan Demiryollar Spor Kulübü gibi kendi ismini taşıyan i. dareden hiç bir muavenet görememektedir. Himaye ve yard*ım gordüğü takdirde memleket sporund» yüksek bir varlık göstermeğe nanzet olan bu kulüp lâzım olan hİTr» yeyi göremediği için faaliyetinî daha ileriye gÖtürememektedir. Mem. leket gençliğinin spor sahasında yükselmesine calışılan bu zamanda Demiryollar tdaresinin kulübü hi . maye etmesi ve faaliyet sahasını arttırması şayani temennidir. Bu mukayeselerle rfenebilir ki Eskişehir'liler terakkilerini tasdik ettirerek sporculanmızda kökleşen Türkiye sporu, tstanbul, tzmir ve Ankara'ya münhasırdır, kanaatini ortadan kaldırmağa muvaffak ol . muşlardır. MÜTEVELLİ Muhit çocukları ilk tahsille kalıyorlar.. Uzunköprü (Hususî) Uzun köprü maarif itibarile çok flerlemiş kazalardandır. Kaza dah'linde 42 mektep ve 69 muallim vardır. Mekteplere devam eden talebe adedi 3500 kadardır. Umum kaza nüfu suna nazaran 500 kişiye bir muallim ve 850 kişiye bir mektep isabet etmektedir. Köy mektep b'malan hemen hepsi yeni ve çok muntazamdır. 926 senesindenberi sekiz sene zarfında 35 yeni mektep yapılmıştır. Bu mekteplerin her biri 1 0 2 5 bin lira arasmdadır ve parası da köylü tara fmdan verHmiştir. Cumhuriyet idaresinden evvel kazada ancak 9 mektep vardı, bunun da dördü merkezde beşi köylerde idi ve bütün talebe adedi beş yüzü geçmiyordu. Bu rakamlann mukayesesi cumhuriyet devrinîn nurlu ve feyizli inkişafını gösteren en güzel bir misaldir. Kasabamızda orta mektebe ihtiyaç vardır. Yalnız merkez mektepleri her sene 7080 mezun veriyor. Orta tahsil için Edirne ve tstanbul gibi şehirlere gitmek mecburiyeti vardır ve bu şüphesiz bir aile için masraflı olduğundan çocuklanmız umumiyetle 3Ik tahsili bitirmekle kabyor. On bin nüfuslu bir ka • saba olan Uzunköprü'de bir orta mektebinin açilması çok hayırlı ve faydah olacaktır. Kâzım Gözleri sürmeli, saçlan boyalı şişmanca kadma hoş görünmek için elinc'eki, avcundaki parayı delicesine israf ediyor ve saçıyordu Hanım!.. Dün gece ben dükkânda yokken gene gelmis, veresiye mal almışsın!.. Bunların parasım ne vakit ödiyeceksin?. Diye söylenmeğe basladı. Kadıncağız sıkıldı, kızardı. Ben koynun da idim. Çıkardı, bakkala verdi: Al şimdilik bunu da, elime para çeçtikçe üst yanını da öderim. Karamanlı bakkal: Birer lira, birer lira borç öde nir mi?. Diye söylene söylene beni aldı, tezgâhin gözüne attı. O gün orada kald'ım. Aksam üzeri bakkal, kepenkIeri kapadıktan sonra çekmecesm deki paraları birer birer saydı. Dükkânm üstünde bir oda vardı; oraya çıktı. Kapının arkasmdaki yemek dolabını açtı, dolabın alt gözünde paslı bir gaz tenekesi duruyordu. Onu çıkardı. Arkasmda kasayı andiran demirden bir sandık göründü. Bizi o demir sandığa yerleştirdi. Aylarca burada kaldım. 15 arkadaşımı aldı. Pantalonunun sebine attı. Sonra Şişli'de bir eve gittiler. Orada üç, dört kadınla buluştular. Cevdet, otomobillerle Büyükdere'ye gitmek, orada şöyle bir âlem yapmak Utiyordu. Kadmlardan birisi, Cevdet'e en ziyade nazlanan, en çok söz geçiren, gözleri sürmeli, saçlan boyalı, şişmanca bir kadın: Benim Beyoğlu'nda işim var, dedi. öteberi alacağım. Onları almadan hiç bir yere gidemem. Cevdet, bir ayak evvel eğlentiye başlamak için: Haydi, dedi. Hemen gideiim. Ne alacaksak alalım da Büyükdere've geç kalmıyalım... tki otomobile bindiler. Hep beraber Beyoğlu'na indiler. Dükkân dükkân cTolaştılar. Saçlan boyalı kadın, her girdikleri yerden paketlerle çıkıyor, yangından mal kaçırır gibi aklına geleni alıyordu. öteki kadınlar da onun alışveriş ettiği raağazalardan kendileri için birer şiş« levanta, bir kaç çift çorap, birer iskarpin beğenmek fırsatmı kaçırmıyorlardı. Çok söz geçiren, hepsinden fazla nazlanan kadın bir aralık kuyumcuya da uğramak istedi. O zaman, Cevdet'in biraz aklı başına geiir gibi oldu: Biz seninle, bir başka gün, yalnız geliriz. Ne istersen alırız!. Diye fısıldadı; gözlerile de ötekl kadınları işaret etti. Gene hep beraber ototnobillere bindiler. Büyükdere'ye gittiler. Geceyaruına kadar orada eğlendiler. Yediler, içtiler. Hepsi sarboş oldu. Yollarda şarkılar söyliyerek, gazeller okuyarak, gene otomobillerle Beyoğlu'na dondüler. Çalgtlı kahveleri, barlan dolaştılar. Hiç birinin duracak hali kalmamıştı: Artık yatalım da, yann tekrar buluşuruz. Yarra gece gene eğleniriz.. Diyenler oldu. Şişli'ye dondüler. Herkes ayrıldıktan sonra Cevdet, saçlan boyalı kadının apartımanmda kalmak iatedi.. Kapınm önünde uzun uzun iısıldaştılar. Kadın bir aralık: Beni ne zannediyorsun?.. Diye parladı. Cevdet'i büsbütün kırmak ta işine gelmiyordu: Konuya komşuya karşı ayıp olur. Bu saatten sonra sen burada kahrsan kapıcılar şü>pheye düşerler. tster misin, herkes beni kötü bir kadm diye tanısm?.. Bu gece vaz geç... Başka aksam, bak sana vadediyorum, ben bir kolayını bulurum *** Bu eğlentHer, gezmeler hemen her gün, her gece eksik olmıyordu. Gündüz akşamlara kadar yatıp uyuyorlar, akşam üzeri yeniden toplanıyorlar, bütün gece, bazan sabahlara kadar gezip eğleniyorlanlı. Cevdet bu kadma iyiden iyiye tutgundu.. Ona hoş görünmek için elindeki, avcundaki parayı deli gibi saçıyordu. Kadm, verdiği •özleri bir ürlü tutmıyor: Ben bir aile kadınıyım. Mademki beni sevdiğini söylüyorsun, böyle sokaklara düşmeme nasıl gönliin razı olur?.. Hele kardeşim seninle bu kadar görüştüğümü bile duysa, alimallah, beni öldürür!.. (Mdbadi vafi Hovardanın cebinde Günün birinde bakkal hepimizi derledi, toparladı. Büyüklerimizi koynuna koydu. Bizi de sabun kalıbı gibi kalınca bir kâğıda sardı!.. Kendisi de giyindi, kuşandı. Çı ~ karken: Ben defterhaneye gidiyorum. Sakın kimseye veresiye mal verme!.. Diye çırağına tembih etti. Defteranede başkalarile buluştu. Merdiven başlannda, koridorlarda saatlerce bekledik. Oda dan odaya dolaştık. En eonunda bir odaya daha girdik. Karamanlı bakkal burada bizi başka bir adama verdi. Bir kâtip o adama soruyordu: Cevdet Bey, siz misiniz?. Erenköy'ündeki köşkünüzü bakkal Yuvan Efendiye saitınız, parasım da aldınız mı? O da: Aldım. Dedi. Bir taraftan da bizi ceplerine yerleştiriyordu. tşler bitince merdivenden koşa koşa imfi. Yanında iki kişi daha vardı. Hep beraber bir otomobile bindiler. Cevdet Beyin otomobildeki kuruluşunu bir görmeliydi!.. Pencerelerden şöyle etrafa bir bakışı, sigarasınm dumanım bir savuruşu var!... Bir aralık cebindeki paraları çıkardı. Bizim yüzümüze pek bakmıyordu. Yüzlük, ellilik liraiarı san ki bir kere daha sayıyormuş gibi birer birer okşadı. Onları tekrar tekrar çıkarıp bakmağa doyamıyor, bütün bu paralar cebinde oldukça kendisinde sarsılmaz bir kuvvet bu~ luyordu. Hele yanındakiler, ona yaranmak için neler yapıyorlardı. Birisi, otomobilin bir köşesinde: «Evet efenrfhn.. Sen emret paşam!..» demeye amade yan oturmuş, öteki de bir kolunu Cevdet'in boynuna doğru atmıştı. Cevdet, ilk önce kendi evine uğradı. Uzerindeki paraların birazını bıraktı; birazını da cüzdanına yerleştirdi. Ufak para lâzım olursa... Diye paketin içinrfen beni, benimle beraber tek liralık sekiz on tane Ş:ş!i'de nahjye kongresi C. H. F. kongreleri tstanbul'un her tarafında faaliyetle devam eL. tnektedh*. Ocak kongrelerinden sonra nahiye kongreleri de bitmek üzeredir. Nahiye kongreleri bu ayın sonuna kadar bitmiş ve ay niha . yetinde de kaza kongrelerine başlanmış olacaktır. Bu seneki kong • relerde daha fazla hararet göze çarpmaktadır. Bilhassa halkm ih . tiyaçlarınm temini içm çok iyi esaslar tesbit edilmektedir. Evvelki gece Şiçli nahiyesinin kongresi de aktedilmişiir. Kongre heyeti idarenin icraatına teşekkür ettikten sonra halkm yeni ihiyaçlannı tesbit etmek üzere bir komisyon teşkil edilmiş ve yeni heyeti idare intThabı yapılmıştır. tdare heyetine Tütün tnhisarı depolar müdürü Hüsnü, Evkaf müdürü Niyazi, Liman tnhisar Şirketi müdürü Hamdi, avukat Esat Muhlis ve muharrir Orhan thsan Beyler seçilmişlerdir. tdare heyeti de nahiye reisliğine müttefikan Hüsnü Beyi intinap et. mişth*. Hüsnü Bey üç senedenberi Şisli nahiye reisliğinde cidden çok büvük bir fedakârlıkla çalışmış ve fırkanın Sişli teşkilâhnda çok iyi eserler vücude geth*meğe muvaffak olmuştur. Cumhuriyet Turnuva maçları Bu hafta turnuvanin er mühim maçı yapılacak Bu haftamn en mühim spor faaliyeti, gazetemiz tarafmdan gayrimüttefik kulüpler arasında tertip edilen turnuva maçlarıdır. Turnu vanın dötnifinaline yaklaşıhrken en kuvvetli kulüpler karşı karşıya gelmişlerdir. Büyük bir merak ve alâka ile takip edilen bu müsabakalar çok hararetli olmaktadır. Cuma günü yapılacak maçlann en ıtnkhimmi Pera Kurtuluş tnaçıdır. Gayrimüttefik kulüpler arasmdaki teşekkü lün en başında bulunan ve yekdiğerme rakip olan bu iki takımın karşılaşması çok mühim bir futbol hâdisesi olacaktır. Aynî günde İtalyan takımile de Necmiistiklâl takımı karşılaşacak tır. İtalyan • Necmiistiklâl maçına saat birde, Pera Kurtuluş maçına da saat fiçte başlanacaktır. Müsabakalarda beraberlik olmadığı için, bir buçuk saatlik muay yen müddetm hitammda berabere kalan takımlar, on beşer dakika • dan yanm saat daha müsabakaya devam edeceklerdir. Turnuvanin dömifinali gelecek hafta yapıla caktır. Uzun zatnandanberi toplanamıyan lsianbul mıntakası kongresi ö. nümüzdeki cuma günü Halkevinde toplanacaktır. Bu kongrenin pek hararetli olmıyacağı ve mıntaka idman heyetlerinin ufak bir müzakereden sonra seçileceği tahtnin e. dilmektedir. tstanbul mmtakasi riyasetine, Halk Fırkası idare heyeti reisi Cevdet Kerim Beyin geleceği mevnra bahsolmuşsa da bu haberin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Mıntaka rîyasetine tbrahim Ketnal Beyin in. tihabı etrafmda kuvvetli bir cereyan vardır. Ankara Futbol Heyetmden: Cuma günü oynanacak lik maç • ları aşağıya yazıimıştır. Altinordu . Muhafız Gücü ikinci takımlan saat 13,30 da Altmordu Muhafız Gücü bir'tıci takımlan saat 14,45 Hakem Nüzhet Bey. Sinemalarda hava şeraiti tki, üç gündenberi Belediye müfettişleri tarafmdan sinemalarda yapılan teftişat neticesinde bunların hemen hiç birisinde tecdidi hava aleti bulunmadığı görülmüştür. Binaenaleyh Belediye riyasetinden *inema sahiplerine yeni bir tebligat yapılraış ve mümkün olan sür'atle bu aleti koymıyanlar hakkında takibat yapılacağı bildirilmiştir. Zongpldak'ta Uzun Mehmet günü Vapurculuk şirketi IBirinct sahifeden mdbatti gözetilerek sıkı bir ketumiyet muhafaza edilmektedir. Oda Umumî kâtibi Vehbi Bey bu îçtima münasebetile dün gazetecilere demiştir ki: « Mecliste, encümenlerden gelen bir çok noktai nazarlar tetkik olundu. Bu noktai nazarlardan bir kısmı tadil edlldi ve rapor kat'î şeklini aldığı için derhal Vekâlete arz<na karar verildi.» Mıntaka konoresi toplanıyor! Vapurcular beyanname veriyorlar Bir yelkenli parçalandı Şile'den man^al kömürü yüklü oiarak tstanbul'a gelmekte olan 10 tonluk Derviş îsmindeki yelkenli evvelki gün saat 4 te Anadolu Karaburun mevkii önünde, fırtmanın dehşetinden parçalanmıştır. Geminin içindeki 5 gemici, tahlisiye efradı tarafından kurtarılmıştır. Ankara lik maçları Burhanettin Bey geldi Bir müddettenberi Ankara'da bulunan Seyrisefain idaresi tşletme Müdürü Burhanettin Bey dün şehrimize dönmüştiir. Diğer taraftan eski vapur inhisarı kanunu yann mer'iyete girmektedir. Kanun mucibince vapurcular satmak istedikleri vapurları hakkmda Tîcareti bahriye müdürlüğüne beyanname vermeğe mecburdurlar. Aksi halde vapurlarmı hükumete satabilmek hakkını kaybedeceklerdir. Bir taraftan kanunun tadili içm teşebbüsatta bulunan millî vapurcular, diğer taraftan da bu bir iki gün içinde mevkii mer'iyete çirecek olan kanun mucibince hakkı kanuniyetlerini her hangi ihthnale karşı kaybetmemek üzere dün akşama kadar Ticaret müdiriyetine beyanname vermişlerdir. Düne kadar bu şekilde 13 kumpanya beyanname vermiştir. i Tersaneli Uzun Mehmed'in 103 sene evvel Zonguidak'ta ilk kömür madenini bulduğu giine tesadüf eden 8 teşrinisanide Zonguldak'ta büyük tezahürat yapıldığını yazmıstık. Resimlerimiz Zonguldak'ta Uzum Mehmet caddesinin küşat resmini göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: