14 Ekim 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Ekim 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HARPTE YAVOZ Yazan: G. KOPP "Cumhariyet' HTeşrinievvel 1933 ı ( Çeviren: A. DAVER Şehir ve memleket haberleri Vapurcular işi nihayet bitti Yugos.avyadaki Türklere ait arazi ne olacak? Bir kariüniz <Dünkü ve bu günkü Yugoslavya Krallığı» baslığile dercettiğimiz makaleler münasebetile gazetemize şu mektubu göndermiştir: <lki devletin siyasî münasebetIeri noktasından belki hiçbir ih • tilâf yoktur. Ancak bu yakınlaşma günlerinde. biz Türk tebaası Makedonyah Türklerin memle ketimizde bıraktığımız lâakal 5 milyon altın kıymetindeki arazi ve ormanlarımızın hatırlanma da lâzımdır. Bizler, boynu bükük yetimler gibi hâlâ yoksulluk içinde hükumetimizin atıfet ve himayesini bekliyoruz. Bir zamanlar Yugoslavya hükumeti 300 milyon dinar tediyesine yanaş • mışken, sonradan 10 milyon di • nar vermek niyetini izhar etti. Halbuki bu 300 milyon dinar bile bıraktığımız malların kıymetinin onda biri bile değildi.f Karümiz, bu satırlardan sonra kendi bıraktıklan servetin, Türkiye Cumhuriyetinin serveti demek olduğunu söylüyor ve bu servetin Yugoslavyada bırakılma j masını istiyor. Siyasî icmal İngiliz muhafazakârları D ngilterenin başında hâlâ millî bir hükumet yani muhtelif siyasî nrkalara mensup nazırlardan mürekkep bir kabine bulunuyor. Şu kadar var ki amele fırkası muhalefet mevkünde bulunduğundan ve liberallerin Mister Loit Corca tâbi küçük bir zümresi hiç bir zaman mufaalefetten vaz geçmedi ğinden ve serbestii ticaret taraftan li . beraller hizbi dahi kabineden çekilmiş olduğundan şimdi kabine daha ziyade muhafazakârlara istinat ediyor. Esa sen bu fnka parlâmentoda kahir ekseriyeti haiz olduğu için kendi basma kın vetli bir hükumet teskiline de mukte dirdir. Son zamanlarda muhafazakâr . lar arasında millî hükumete bir nihayet verilerek yerine fırka kabinesinin yani kendilerine mensup bir kabinenin gel. mesi Iehinde bir cereyan peydâ olmuştu. 45 «Rus donanmasmı arayıp onu nerede bulursanız zaptediniz» 5 Âli Fuat Paşa, harbe malum Oİan başlangıcile girişimizden bhkaç gün sonra Ayastafonos civannda yapılan bir tatbikat sonunda, mahut Rus abidesi önünde ordu kumandanmın (Cemal Paşa) ordunun bütün ath zabitlerim» hitaben irat ettiği nutukta «Karadenizde donanmamız tarafından vuku bulan harekâtın, öyle bazı korkakların zannettiği gibi sırf Alman amirahnın hükumeti osrna tıiyeyi bir emri vâki karşısında bu lundurmak için kendiliğinden yaptığı bhr teşebbüs olmadığını, bu hareketin emri mahsus ile yaptınlmış olduğunu, Alman jenerallerinin ve amîrallarının hükumeti osmaniye emrrade bir vasıtai icraiyeden baska birşey olmadıklarını, Osmanlı milletinin mukadderatını idare etmek mes'uliyetini deruhde ettniş olan insanlann kimsenin nüfuz ve tesiri altında olmayıp müstakil olduklannı, Türklerin ze'ilâne yaşamaktan ise millî istiklâl ve haklanm »ilâhlarile temin etmek veya serefle ölmek için muharebeye girdiklerini» söylediğini kaydediyor. 6 Cemal Pasa harpten sonra yazdığı hatıratında vak'ayı sadece «amiral Suşonun verdiği rapor mucibince en evvel Ruslar tarafından tefebbüs edildiğini kabul etmek mecburiyetmde bulunduğumuz> suretinde zikrile iktvfa eylemekte ise de, tecavüz emrini, bizzat kendisinin verdiğiui ve bunun glzli tutulmastnı tehdit ile emreylediğini ozaman bahriye erkânı harbiye riyasetmde bulunan Vasıf Pasa beyan eylemek tedir. (Cemil Beyin kftabında Vasıf Paşanm iscni yoktu, ben ilâve ettim. A. D.) [ 1 ] 7 Bizzat amiral Suson mek tubunda diyor ki: «Rusyaya karşı ilk taarruz Türkler tarafından yapıhnışhr. Harekâtı harbiye emrini ve diğer tafsilâh Akdeniz bahriye fırkası evrak muhafıza E. S. Mitler ve oğlu tarafından neşredilen Der Krieg zur See 191418 ath khabında (sahife 4557) bulabilirsmiz.> Almanların bu neşriyatmdan ve beyanatından sonra Karadeniz vak'asm[1] Vasıf Pasa, Cemal Paşanın İlk günIer harp aleyhtan iken yavas yavaş harp taraftarlanmn tesirine nasıl tâbi oldu ğunu anlattıktan sonra, diyor ki, Cemal Paşa koynundan bir büyük kâğıt çıkar dı, al bunu oku, resme koyma, sen hıfzet, dedl Okudum, Türk donanmasmı teşkil eden 20 küsur parça geminin lsmi yazılı kâğıda Ba^kumandanlık Vekâletinin bir emri. Bunda isimleri bağlı gemilenn sü varilerine donanma talim için denize çıktıguıda Amiral 8uşonun emirlerine bilâkaydü sart tâbi olduklanna ve ne emrederse yapmak mecburiyetinde bulun duklanna dair hemen tahrirl blr emir yazümasa emredılıyordu. Evvelâ Cavit Beyle görüşmüstü. Cavit Bey harbe ginşi întihar sayıyordu. Fethi Beye bir telgraf yazdı. Bilfthare kendisinin donanmanm Karadenize çıkmasına ne için emir vercöğini sorduğumda <emri ben vermedim Enver vermiş> dedi. Halbuki bir gün Teraaneye vakitsiz gelmlş ve bu emirleri. benim muavinime yazdırıp imza eyle mls ve mektum tutulmasını tenbih ve tehdit eylemiştir. Almanların neşrettiği bir vesikada Amiraie Enverin verdigi emir, matbuat hatıralannda Ahmet Ihsan Bey tara fından şöyle nakledilmistir: Büyük Erkâni harbiye, mahrem İstanbul 22/10/1914 Donanma kumandanı Amiral Suson Cenaplarına: Türk donanması Karadenizin bahrl hâkimiyetine sahip olmalıdır. Rus donanmasını arayıp onu nerede bulursanız Uftnl harp beklemeden zaptediniz. Enver d a hakikati gizlemeğe çahşmak ruf tabiri ile «Papadan ziyade ka tolik olmak» tır. Basta Sadrazam olduğu halde vükelâdan ekseri harbe girisimizin aleyhinde bulunurken ve daha altı ay bitaraf kalmaklığımız lüzumunu anlatmak üzere Halil ve Hafız Hakkı Beylerin Alman umumî karargâhına izamına karar verilmişken, amirala, harbi ihdas etmek emrimi Enver ve bizim kumandanlara onun emirle rine imtisal etmelerini, Cemal Pa salar ne sebeple verdiler? AIi Fuat Pasa, Paristen gelen a taşemiliter sifatile, Başkumandan vekilini ve ordusuna tayin edildiği Cemal Paşayı »iyaret edişmi güzel kalemile anlatırken bize, bu sualin cevabını veren, Enver ve Cemal Paşalaruı o günkü ruhî haletini de ifade etmiş olur: «Parise gitmezden evvel yani 9 ay evvel, Beşiktaştaki küçtik ahsap e vinde, karşisında Napolyon Bonapartın resmi asılı, mahçup mütevan müUefit bir genç rabit olarak ter • ketmiş oldugu Enver Beyi, şmndi Nisantasındaki konağında Sezar rolünü oynamağa azmetmis, sert ve donuk simalı bir diktatör halinde bul» dum... Harp, genç cengaver için, nühbei âmil idi. Şan, seref, ikbal ne varsa harpte vardı. Enver Pasa • ki bazı mukadderatı âliyeyi yerine getirmek için dünyaya geldigine hakikaten kani idi gerek ihtirasatını tatmin etmek ve gerek bu mukadderatını hayizd file çıkarmak hususun da, harbi yegâne vasita telâkki eylemiftir. Sulh ona göre hiçbir müs • pet vaittc bulunmıyan abes birşey, gayritabiî bir hal idi. Genç, dikta törün manevî yıldızt harpti. Harp, kaza ve kadertn kendisme tevdi ettiğine inandığı, ifası zarurî bir vazîfe idi. Enver Pasa nazannda diinyaya germekten esas maksat, sanlı bir surette öbnek, ölmezden evvel bazı güzel süngü hücumlan yap maktır. Süngü hücumlanndan başka hersey onun nazannda ancak derecei taliyede mühitndir. TariKi âlemitı süngü uçlarile yazıldığına pek emm idi. Zaten Enver Pasanın fıtraten bundan başka türlü düsünmesine de nnkân yoktu.> «Ertesi saban Cemal Pasayı zi • yaret ettim. Cemal Pasa her zamandan ziyade vakur ve muhftesemdi. mes'uliyetini üzerme aldıgı böyük karan icr» ettikten sonra kazana caan san ve seref m hayalile daha simdiden mestolmus gibiydi...» 1914 te harbe girishnizin üzerinde, bu ruhî haletler elbette müessir olmustur. Hatta Cemal Pasanın, Jti* lâf zümresinin bizim kendilerile harbe girişrmizi istememelerinden ştkâyet etmesinde belki bu ruhî haletin bîr tezahürü vardır. Fakat asıl âmil, daha yüce bir şan ve seref vadeden vatanı ve vatanm istiklâlini korumak ve kurtarmak endisesi olduğunu kabul etmek lâzım gelir. Tarih, bugüne kadar, belki hep süngü uçlarile yazılmıştır. tnsanhk belki yaratıldığı gündenberi, en büyük seref leri büyük zaf erlere vermiştir.. Ebedilik belki hep büyük zaferler yaratanlarındır. AbMeler asıl onlar namına dikilir. Dasıtanlar asıl onlar namına yazılır. Milletler ve insanhk onlarla öğiînür, şana, serefe, ikbale götüren en kısa yol mutlaka bir zafer takınm altından geçer, însanlara cennet bile kılıçların gölgesî altında vadedilmiştir. Bütün bu sebeplerle, genç, haris ve talili bir kumandan için, bir zafere ermek hırsı, elbette büyük bir muharriktir. (Mabadi var) Etıbba Odası intihabı alevlendi Şöhret temin etmek istiyen doktorlar mı var? Etıbba Odası intihabatı hazır • lıkları çok hararetlenmiştir. Hekimlerin çoğu, Etıbba Muha denet cemiyetinin 30 azası tarafından bu intihabat için yapılan namzet listesine şiddetle itiraz etmekte, bu listeye karşı vaziyet alaırak e. hemmiyetli teşebbüsatta bulunmaktadır. Bu teşebbüsatm başında bulunan maruf bir doktor, gazetemize şu izahatı verm!ştir: « Hekünler iki kısma ayrıla rak birbirlerile mücadeleye giriş • mif değildir. Yalnız Etıbba Muhadenet cemiyetinin namzet listesini muvafık görmiyen ve Odanın he . kimliğe ai* işlerle yakmdan uğraşroasını istiyen haklı bir cereyan vardır. Buhran yüzünden doktorların ifi azalmış ve elli kadar hekim son seneler zarfında mesleklerini bırakarak başka işlerle meşgul olmak mecburiyetinde kalmışlardır. Hatta, bu sıkıntılı vaziyet tesirile kitap ve aletlerini satan meslektaşlarımız vardır. Zarurete düşen arkadaşlanmıza bir yardım olmak üzere reçetelere yapıştırmak maksacFile bir kuruşluk bir muavenet pulu ihdasına bile lüzum görülmüştür. t&te bu vaziyet dolayısüe, Etıbba Odasından müsbet bir faaliyet bek. liyen bütün hekimlerin gözleri yeni intihabat münasebetile bir liste hazrrlıyan Muhadenet cemiyetine çevrilmiştir. Bu listenin vücude getirilmesi pek garip bir şekilde cereyan et • raiştir. Hem Odanın, hem de cemiyetin idare heyetinde bulunan bir zat, bitaraf kalması lâzım gelirken nam • zet seçilmesine karısmış, bir iki a. zadan baska eski Oda idare heye ti azalarının, kendisi de dahil ol • duğu halde namzet gösterilmelerini temin etmiştir. Odaya mukavyet 1800 azaya mukabil cemiyete mensup 30 kişilik bir grupun, dort senelik acı tecrü belere ve bütün hoşnutsuzluklara rağmen hâlâ namzet seçmek hakkı nı kendilerinde görmesi bütün a. lâkadarları hayret ve teessür içinde bırakmıştu*. Bu hal de cemiyette faal rtU fjnamak istiyenlerin, i**en ziyade şöhret kazanmağı istihdaf ettik • ierini göstermektedir. Intihabatm perşembe günü ya • pılmasma karar verilmesi de aza mn yüzde doksanınm iştirakine mâ. ni olacaktır. tntihabata birkaç gün kaldığı halde nizamname mucibince gön • derilmesi icap eden aza Hstesi he nüz meydanda yoktur. Doktorlann ekseriyeti, eski he yetin tamamen değişmesini, vazi fesini lâyıkile bilen zevatltan mü . rekkep bir heyet ; n iş başına geti rilmesini istemektedir. Bu işlerin her doktoru memnun edecek tarzda halledilebilmesi için artık mahalle muhtarları ve bekçiler vasıtasile yapılan propagandaya nihayet verilmesini, Sıhhiye Vekâ letile Halk Fırkasıntn vaziyeti düzeltmek üzere yardımda bulunma . sını istiyoruz. Ancak bu suretle bütün hekimlerin umumî menfaatleri için çalışacak bir idare heyeti in tihap olunabilecek ve senelerdenberi devam eden memnuniyetsizlik te ortadan kalkacaktır.* D Hakem kararına itîraz edenlere cevap veriliyor Vapurcu'uk şirketme girecek gemilere ait hüküm kararlanna itiraz eden vapurcuların, diğerlerile de anlasarak sirkete dahil olmak hususunda mutabık kaldıklarnu yazmıştık. İki taraf vekilleri, bu itüâfa kanunî bir şekil vererek sirkete bütün vapur . cularm iştiraklerini temin etmek üzere faaliyete geçmişlerdir. Şirketin müessisleri, hakem karar lan hakktnda diin gazetemize şu iza • hatı vermislerdir: « Vapurcular arasında ikilik yoktur. Hakem kararlanna günlerdenberi itiraz edenler ve hâkim olmak sıfatile sükut etmek mecburiyetinde kalan Os. man Nuri Beye hiicum eden birkaç va. purcudan ibareUir. Islerimiz dolayısüe mukabele etmediğımiz bu itirazlara karşı şimdi artık is bittiği için cevap veriyoruz. ttiraz edenlere ait gemilerden dördü, sirkete giremiyecek vaziyettedir. Bu vapurlardan bir kısmmın sahibi olan bu zat. hakem ücretini bile vereme miştir. Diğer muterizlerin hakem beye isnat etnkleri, müddeti tahkim haricin. de karar çıkarmak hatası vaki değildir. Hakemin bütün armatörlere ait kararları ayni zanvanda vermesi, her vapur için ayn ayrı formüi tatbik etmek va . ziyetine düsmemek endisesinden ilerî geunisthr. Müşterek formüi, bütün kararlann ayni zamanda çıkmasmt mudp olmus. tur. Son itiraz arzuhali 12 eylul tarihinde verilmek suretile itirazlar tekem mül etmiş ve bunu takip eden 15 günliik mfîddet zarfmda hakem kararlan ittihaz oIunmustiY. Bilhassa şimdi itiraz eden arkadas . lar, ittrazlarm vaktinde tekemmülö için icap eden ves<kalan arzuhallerile bir likte ibraz edememislerdir. Binaena leyh teahhur varsa kendilerî sebep ol mustur. Hakem, müddetîni geçirmemis, bilâkis hepimizi, itiraz müddetini ge . çirmemekligmiz içm vaktinde ikaz etBizim de içimizde gemilerine tam bir tsabetle kıymet takdir edihniyenler vardı. Fakat kanımu ve menafii umu. miyeyi, îhtiraslanmızm östiinde tuttağumuı için, rirketi yapmağa teşebbüs ettik.» Yeni teşkilâtın faydaları! Maliye şubelerinde yüzlerce evrak toplandı İstanbulda yeni maliye teşkilâtı faaliyete geçtikten sonra maliye şubelerinde intaç edilmemi» bir hayli evrak birikmiştir. Ya kında bu evrakın tasnifine baslanacaktır. Her maliye şubesinde en aşağı 400 itiraz dosyası vardır. Bunlar mümkün olabilen süratle neticelen dirilecektir. Bu iş te bittikten sonra yeni maliye teşkilâtınm fay dalart görülebilecektir. Yeni SiçO kanununa hazırlık 934 senesi başlangıcından ifcnba ren tatbik edilecek olan yeni ölçü • ler kammu için Ticaret Odası ve esnaf cetnryetleri hazırhklara baslamışlardır. tkhsat Vekâletmden Ticaret Odasına ve ticaret müdürlüğüne gönderilen bir emirde tüccar ve esnafm 934 senesi başına kadar yeni öiçüleri tedarik etmesi bildiriknektedir. Ayni emirde ölçülerin, ölçüler başmüfettişliğinde kontrol edilme si de ilâve edilmektedir. Bu emir mueibmce kânunusaniye kadar tüccar tedarik edeceği ölçüleri müfettişliğe götürecek ve damgalatacaktır. Damgalı olmıyan ölçülerle muamele ya pılamıyacaktır. De'terdar caddes'nde soygunculuk Eyüpte oturan Salih ve Fehml Efendiler evvelki gece Defterdar caddesinden Eyübe giderlerken yolun tenha bir yerinden önlerine bir adam çıkmıs, Fehmi Efendinin ceplerini aramış cüzdanı, saati ve bazı evra kını almış sıra Salih Efendiye gelince etraftan ayak sesleri duyması üzerîne kaçmıştır. Zabıta mütecavîzi yakalamıştır. MahaHeb'ci çirapının marifeti Fatihte mahallebicî Salim oğlu Hüseyin, çırağı Recebi isten çıkarmıştır. Bundan çok müteesrr olan genç çırak ise tekrar almması için birkaç defa eski ustasma müracaat etmis, fakat ret cevabı alnustır. Recep evvelki gece sarhoş bir halde Beyoğlunda dolasrrken, eski ustasına rasgelmiş, der hal yakastna yapısarak: «Beni çaliştırmazsan kendini ölmüş bil! Kanını içeceğim!» diye bağırmış ve bıçağını çekmis tir. Fakat z'abrta memurları yetişe rek, mütecavizi, bir nâdiseye mey • dan vermeden yakalamışlardır. Atış poligonları açılıyor Barut inhUar idaresi, gençliğin atıcılık öğremmesini temin için atış poligonları açmağa karar vennistir. tlk poligon Ankarada yapılacak • tır. Poligonun plânları hazırlanmış • tır. Bu poligonlarda ataş için hedef • ler ve bilhassa av poligonlarında sun'î güvercmler bulunacaktır. Ge lecek Sene İstanbul ve Izmirde de poligonlar açılacaktu*. Birinci teşrinin 21 ine bırakılan beşinci tıp kongresine iştirak edecek doktor ve eczacılar isimlerini kongre umumî kâtipliğine kaydettirmişler • dir. Kongrede münakaşa edilecek mevzular da tesbh edilmtştir. Kongrede yerli tıbbî müstahzarat için bir sergi açnlacaktır. Bu sergiye yerli müstahzarat âmilleri iştirak e> decektir. Müstahzarat sahipleri kongrede Avrupa ilâç ve müstahzaratı yerine yerli ilâç kullanmalarını doktorlardan istiyeceklerdir. Bu cereyan gfttikçe kuvvet buldu ğundan basvekil ve kabinec'eki küçük amele hızbi lideri Mister Makdonak millî hükumeti müdafaa için müteaddit nutuklar söylemeğe mechur olmustu. Diğer taraftan muhafazakârlann lideri ve Basvekil muavini Mister Baldvin ve Mal'ye Nazm Nevil Mister Çemberleyir gerek umumî içtimalarda gerek fırka toplanhlarda millî hükumetin hikmeti vücudü henüz bertaraf obnadığı lüzumunu ispata çaliftnıslardB. Filvaki büt çe tevzin edilmic ve İngiliz lirası olduk. ça buhrandan kurtulmuş ise de tngil . terenin eski iktısadî ve malî mev kiini bulmasma daha zaman olduğu bunlar tarahndan ileri sürülmüstür. .. Millî hükumetin tebdili meselesi gev sedikten sonra dahi muhafazakârlar a. rasında birlik teessüe ederrvemistir. Hin. distana verilecek idarî muhtariyet ile silâhlan bırakma isleri hakkmda mu hafazakârlar arasında tekrar tefrika yüz göstermistir. Hindistana verilecek muhtariyet hakkında birçok seneler devam eden tetkikattan sonra hükumet düsündüklerini bir beyaz krtap şekünde cemetmis ve kat'î karar veribnesi için Londradald imparatorluk parlâmentosımun muhtelit bir komisyonuna hava1e etmişri. Şimdi komisyon Hmtli ve ingiliz memurları ve sair ehli hibreyi ve Hindistan nazırını dinlemektedir. Ko. misyon tetk%atını ve «ahrtleri dinle . dikten sonra raporunu parlâmentoym ver«cslciîr. Muhafazakârlardan bir kı»mı, basta sabık Harbiye ve Bahriye Nazın meshur Çurçfl oldugu halde, Hindistana verilecek smtp "W>1«UUİTC" Hn ve parlâmento usulünün nihayet Hindistandaki İngiliz ikbsadiyatuu, si • yasî ve askerî nufuz ve roevkiini mah. vedeceği kanaatine gelmifler ve tngi . lizlerin bu menafiini muhafaza için Hin distan kanunu esasisine kuvvetli temi nat konulmasmı istemişlerdnr. Bu mesele muhafazakârlann son kongresinde dahi mevzuu baİMolmus tur. Hükumet, parlâmentonun muhtelit komisyonu daha vazifesini bHirmeden fırkanm hotbehot ise kanşması osule muğayir olacağmı ileri sürerek fırkada kendi aleyhmde bir karar verilmesine meydan bırakmamıştır. Maahaza dört yüz kadar murahhas hükumet teklifine muhalif rey vermtşlerdir.Hükâmet an . cak 700 küsur rey almostır. Maahaza hakikî vaziyet anlaşümanuştır. Çünkü kongreye o gün gelmiyen altı yüzden fazla muhafazakânn hangi tarafta ol . duğu meçhul kalmıştır. Bunun için Çurçil taraftarlan bilkuvve ekseriyetin ken, di taraflarmda olduğunu iddia ediyorlar. Hindistan hakkmdaki ihtilâf, şimdi . lik örtbas edüdiği snada silâhlan bı . rakma işlerme ait yeni bir ihtilâf baş göstermistir. Muhafazakârlardan mü him bir kısmj, tngilterenm silâhlarmı azaltması şöyle dursun bilâkis arbrma. smı ve bilhassa hava kuvvetlerim şimdi bulunduğu ahmcı dereceden birinci de. receye çıkarmasını şiddetle iltizam ve terviç ediyorlar. Bu hareketm başında sabık Mısır komiseri Lort Loyid buhmuyor. Muma reyhin, muhafazakârlann Birmingamda toplanan son konferansmda tngilterenh müdafaa vesartinm ve bilhassa hava kuvvetlerinm tngüiz tmparatorluğunu muhafazaya kâfi ohnadığına dair ver • diği karar sureti ittifakla kabul edilmis. tir. Silâhlan azaltmak için Cenevreye giden tngüiz nanrlarmın arkasmda bulunan büyük fnrkamn silâhlan artırmak lüzumunu ilân eylemesi şüphesiz Mak donak hükumetinin mevknni kuvvet lendirecek birşey değildir. îngütered» hükumet ile ekseriyeti haix hrka ara smda ve bu fırkanm içinde esas mese. leler hakkmda nkir ihtilâh olması ba devletin styasetinde tereddütler hu«ı . le getirmektedir. Hatta bunun icindir ki Mister Makdonalt bu defa Cenevrey* gelememistir. . MUHARREM FEYZt Torbalı muallimlerinin tetkik • seyahatj Bir otomobil kazası Şoför Kadri Efendinin idaresin deki 1627 numaralı otomobil, Karaköy köprüsünden geçmekte iken dikkatsizlik yüzünden Süleyman istninde birine çarparak ayağımn yaralanmasma sebebiyet vernristir. Mecruh tedavi altına almmis ve soför yakalanmıştır. Beşinci Tıp kongresi Torbalı «Hu ausî» Merke muallimleri taril den istifade ede rek yeni yapüaı mekteplerde v< koylerde tetki ka* yapmak fizere bir hafta devam eden bir gezinti jrapnuslardB*. Ka za koylerhvn ek serisi gezilmiştir. Dağ Kızılca nahi . yesmin merkez ve köylerinde yapı . lan mektepW ta ^ orbah muallimleri, Kızılca nahiyennin en ihtiyar mamlanmak üze adamt tsmail Ağa ile birlikte Muallimler nahiyenin en ihtiyan 110 redir. CunAuriyet bayramında ekserisi yasmda bulunan lsmail Ağayı aralan . açüacakhr. Çakırbeyli köyleri mektep na alarak nahiye müdirüe bir fotoğraf ierini daha evvel bHirdüderi için vi . çıkarmıslardır. lâyet tarafuM?an takdir edibnislerdir. Dağ Kızılca nahiye müdürii Tevfik Be. Mualb'mler köylülerle temas ederek yin mektep, yol ve sair idarî, sıhhî is köyierin sıhhî, içtimaî vaziyetleri et lerde büyük gayret v* faaliyeti gorül • rafında konusmuslar ve köylüleri tenvir etmislerdir. MuhtariıMar lâgvoîunuyor Dahiliye Vekâleti muhtar işlerinin belediyeler tarafından yapılması için bir nizamname hazırlamaktadır. Nizamname Şurayı Devlette tetkik e dildikten sonra tatbik olunacaktır. Bu münasebetle belediyelerde yapılan hazırlıklar sırf idarî noktadandır. Kânunusaniden itibaren İstanbulda muhtarlıklar kaldırılacaktır. Bir otomobil kazası daha Şoför Rızanın sevketttiği otomobil, evveHd akşam Galatada Bankalar caddesinden geçerken Abdürrahman Adil Bey isminde bir zate çarparak vücudünün muhtelif yerlerinden yaralanustır. Kazaya sebep olan soför yakalan Mörettipler Cumhuriyet bayramında çahşmak istemiyorlar Mürettipler Cemiyeti idare heyeti dün toplanmış ve mürettiplerin Cumhuriyet bayramına filen iştiraklerini temin et • mek üzere bayragıın devamı müdde . tince çalışılmamasına karar vermiştir. Cemiyet reisi Cemal Bey, bir muhar. ririmize demiştir ki: « Bayramda tatil yapmağı karar • laştırdık. Bu hususta lâzım gelen ma kamlar nezdinde teşebbüsatta buluna cağız.» Bir senede tramvaya kaç kişi bindi Sakanın başına gelenler Beşiktaşta Valdeçeşmesinde Or taköylü saka Hüseyin, kendisinin su alm&sına mâni olmak istiyen saka Tursunu, baygın bir hale getirinciye kadar dövmüştür. Vücudü dayaktan yaralanan Tursun hastaneye kaldı nlmış, mütecaviz saka yakalanmıs • br. Belediyenin hazarladığı istatistikler meyanmda şayanı kayıt bazı istati*tikleı vardır. Bunlar meyanında Tramvay ş.irketmin bir senede taşıdığı yolcu ade<îi 64,157,000 kişidir. Geçen senelere nazaran yolcu adedinde %20 kadar bir tezayüt vardir. Belediye diğer nakil vasıtalarmın da taşıdığı yolculara ait tst&tistikleri hazarlamaktadır. Zührevî hastalıklar talimatanmesi Zabıta zührevî hastalıklar hakkmdaki yeni talimatname mucibtnc* faaliyete geçmek için hazırhklara başlanuşbr. Emniyet müdürlüğünün ahlâkî z» bıta kısmı, ta.limatnameyi bugünlerde tatbika başlıyacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: