23 Nisan 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

23 Nisan 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ankara Tttrkiy enin Halbidlr cÇok mühim bir ihracat RADYO Her Tttrkün görmesi lâzımgelen büyük inkılâp filmi 26 nisan Perşembe akşamı TÜRK ve SUMER sinemalarında ^^^^»^ ^ ^ "Cumhurtyei ?3 Nisan 1934 Türkçe sözlü Halil Kâmil filmi jf ^^^^^ ^ ^ ^ ^ * ~ ~~~^ ^ ^ 1 Karilerimiz diyorlar ki ı iNSüLünHAYATI. No. 13 Gunun muhım meselelerı hak kmdaki fikirlerinizi bize kısaca bildiriniz, bu sutunda neşredelım. İktısat Işleri r •N orogram Amerika matbuatında Insul sisteminı voft > 21 bir lisanla tenkit eden 'azılar sayısızdır (VVorld Tomorrovv) mecmuasınm 12 teşrinievvel tarihli nüshasındaki «ınsul ve sırdaşları» serlevhah yazı: «Gün geçtikçe Insul ve arkadas larının foyaları meydana çıkmaktadır. Son alınan malumatta Insul samimî muhitine mensup kimselerin İnsul şirketlerince beheri 30 dolara ihraç o • lunan hisse senetlerinin piyasada satı • lığa çıkarılmadan evvel tanesi 12 dolardan bunlar arasında dağıtıldığı da meyaana çıkrrustır. Halbuki kat'î ol»v. W * „ »> .4 simdi bunlardan bazılan ziyan ettiklerini ve tahvilâtın ellerinde kalarak müthis zararlara düçar olduklannı iddia etmelerine rağmen vaziyet böyl« değildir. Bu dolandıncılık irtikâp o lunmasaydı bugün Insul tahvilâtı sıfı • ra tenezzül edemezdi. Beherini 12 dolara ahp bilâhare 30 ve daha yüksek fiatlere satan Insul ve bempaları meyanında Samuel Ettleson, Dan Sehuyler gibi avukatlar ve General Electric firketinden birinci reis General Suvope ve ikinci reis Young da bulunmaktadır. Bu »ırdaşların aralaruıda ucuza ahp pahalı satmakla 78 milyon dolar der cip ettikleri muhakkaktır. Neşrolunan diğer bir listeye naza ran Şikagonun meşhur bankerlerinden Cenge Reynolds, Melvin Troyler, Salamon Smith ve gene siyasî simalardan Cermak, Michael Igve, Mol Rosenberg, P. A. Nash gibi zevatın da samimî bezme dahil oldukları iddia olunuyor. Bu listenin hepsi nesrolunursa son on bes senedenberi Şikago siyasetinin va ziyeti kendiliğinden tavazzuh etmiş olur.» Ayni mecmuantn bir hafta sonraki nüshasından: r«Young, Cermak, Troyler gibi si • malann İnsulün hakikî vaziyetine vâkıf olmadtklartnı iddia etmek çok gü • lünç olur. Bize kalnsa onunla halkı kandırarak soymak hususunda bunlar da ayni vechile methaldardırlar. Haita murdar plânlarmı tatbik edebilmek için ihtimal ki Insulü alet etmislerdir. Hatta halkın ve efkârı umumiyenin firarî İnsul üzerine temerküz etmesi belki onlartn da çok hosuna giden bir meseledir. Maamafih bir takım gayriahlâki işlerde zimetKal olan eshas bir tarafa bırakılırsa, Insul hakıunaa m&ottemeler ne karar verirse versinler, cemiyetin hukuku sıyanet edilmiş addoluna • ma.*. «Bunların birbirinden kat'iyyen prensip itibarile farkları yoktur ve esas fesat tek bir kişiye mun hasır değil, gitgide millet arasında kök salan bir şekilde müstevlidir.» inkılâp dersleri oöz kırpmasını çok iyi bilen Şîhago* nun birinci bankeri Melvin Troyler Insul dostu idi Young bilmek lâzım gelirdi. Buna rağmen yeni ikttsadî nizamm kahramam, siyaset ve iş adamuun birbirine mezcolunmuş parlak bir niimu nesi olarak resmini hergiin, yeni Reisi» cutnhur namzedi Mr. Ruzveltle birlikte gazetelerde gördüğümüz Owen. D. Young hâlâ söhretinden hiçbirşey kaybetmıs değildir. Yeni rejimin iktısat müşaviri olacak olan bu zatın foyası kâfi derece meydana çıkmıs değil midir?» Ayni gazete 5 nisan tarihli nösha stnda İnsul ve İnsul nizamı serlevha»ı altında Amerikaya hâkim büyük is tarzının tevlit ettiği anarşiden çok acı bir lisanla bahsetmekte ve büyük para sahibi olan bu gibi birçok sahsiyetlerin ahlâkı ifsat ettiklerini iddia etmekte dir. «Müracaatlerine, âyan azasınm, siyaset adamlannın memleketteki en büyük if adamlarının hüsnü kabul gösterdikleri İnsul îktısadî kuvvetinin A* merikada siyasî kuvvetten doğduğunu pekâlâ takdir etmişti. Bunun için de siyasî kuvvet kazanmak için uğrastı ve muvarfak oldu ve birçoklarını da bir likte fesada sürükledi.» Vekar ve ciddiyetile tanman gün delik ve mevkut Amerika matbua t'i'1» İnsul sistemini çok acı bir lisanla tenlpt eden bu gibi yazdara çok tesa düf edilmektedir. Bilhassa ihtiyann Amerika toprağuıa basmasile siddetlenmesi muhakkak olan bu neşriyatm ates püsküreceğine hiç şüphe edilmemeli dir. Bu şerait altında cumhuriyetçi olsun, demokrat olsun, İnsul ile ve onun bulanık işlerile uzaktan yakından alâkadarlarm işin içine kanştınlacağı bir emrivaki halini alacaktır. İnsulün foyası kısmen meydana çıktıği halde daha birkaç vakit Şikagoda kalabilmesine ve bu müddet zarfmda da zirhlı bir otomobille şehirde dolaşabilmesine ne gibi esbap ve avamil sa ik olmuştur? Müflis vaziyetine bilfiil düştüğü halde niçin daha o zaman muhakeme altına alınamamıştır. Bu suallere söyle cevap vermek doğrudur: Evvelâ kat'iyete yakın olarak iddia edildiğine göre son on bes sene zar fmda Şikagoda hiçbir rezaleti bir hiikme, bir mahkeme kararuıa raptetmek mümkiin olamamıştır. Demokrat olsun, cumhuriyetçi olsun her iki rerm altında da masun Şikagoda İnsul ve onun krallar, hükumet nüfuzunun bir salâhiyet temin etmeğe kalan ayanndaki fevkinde nravaffak işler için cCumhuriyetin okuyuculan arasında bulunuyorum. Memlekette yeni yeni in« k*âplar vücude geldiğini görüyoruz. Bunlar zannedersem büyük inkılâbı mızm mütemmimleri. Üniversitedeki (İnkılâp dersleri) de bu cümleden. Biz devri esbakları, devri sabıklan yaşamış kimselerin Cumhuriyet devri gençlerine gıpta gözile bakmaması kabil mi? Genç değiliz ki Universiteye kaydedilelim, ilim ve irfan serbetinden kana kana içelim, meşe;uliyet müsait değil ki her derste veya konferansta ha zır bulunabilelim. Recep Bevlerin, Yusuf Kemal B^ylerin, Hikmet Beylerin kıymetli takrirleri gazetenizde bile aynen okunamı • yor. Esasen yevmî bir gazetede buna imkân da olamaz. Meçhul kalmış nice hakikatleri ihtiva eden bu takrirlerden umumun istifadesini temin icin bu deıs~ lerin birincisinden itibaren sırasile (Ülkü) de aynen neşrini sizin vasıtai neşriyenizden ve Recep Beyefendinin de lutuflarındau hürmetle rica ederim efendim.» Kadıköy t. N. mahsulümüz: Fındık Fındık ihracatımızın daha fazla inkişafı için neler yapıyoruz ve neler yapmalıyız? Fındık Türkîye ihracahnda ehemmiyetçe 4 üncü gelen mahsuldür. Bununla beraber çoğumuz findıklanmız hakkında umumî tnalumatı bile bilmeyiz. Bunun için sırası geldikçe bu sütunlarda okuyucularumza millî servetleri mizin evsafı ve vaziyetleri hakkında izahat vererek umumun dikkatini bu servetler üzerinde toplamağı faideli buluyoruz. Fındık diyince hatıra ilk gelen vatan parçası Giresundur. Giresun Ticaret Odası Cumhuriyetin 10 uncu yıldönümü münasebetile nesrettiei güzel bir kitapta yapılan mahallî tetkikah fenniyeye nazaran bu mmtakada >ki buçuk asır ve daha evveline ait ehlî fındık ocak ları mevcut olduğunu bildirmektedir. Bu itibarla Giresun ve havalismi fmdığın vatanı aslisi olarak kabul etmekte bir bata yoktur. Fındık ağacı 2,5 metro viiksekliğmde dallan sîncabi sanmtırak renktedir. Gencken düzıriin ve kolavlıkla iğilebi • Iir. Yashlan iğribüğrii ve kabuklan s:ncabî, kökleri uzun ve boğumludur. Fradık ağacının dibmden birçok piçler fışkınr ve çoğaltılması bunlarla yapıln*. Tomurcuklan tek cinsli yeşil kırmızımhrak renkte ve tüylüdür. Meyva sonbahara doğru kecnale geIir ve o zaman kadehciğmden aynlarak yere düşer. Meyvanm şekli yuvarlağa yakm veya bevzî sivridir. Fındık meyvası cğustos nihayetnden evlul nihayetine kadar toplanır. Hava değisikliğine, mıntakaya ve nev'me nazaran meyva her yerde ayni zamanda kemale gelmez, Mevsimin soğuk ve s ı c k g:tmesme nazaran ayni mmtakada 15 gün evvel veya sonra olur. Meyva kemale geld'kte ya rüzgânn tesirile kendi kendine kadehciğmden ayrılarak ve yahut ta ağsçlan hafif sallamakla vere düser. Fındık ağacı memleketimizde ekseriya meyilli arazide yetistirildiğinden yere düsen meyv?lar yuvarlanarak aşağilara akar ve yağmurlarm tesirile sürüklenir, toprak yabani otlarla mestur olduğundan kaybolur. Bundan dolayı haik mahsul tamamen kemale gelmeden ağaçlardan ellerile toplarlar. Müderris M. H^lit ve sab<k asistan Hicabi B. lerin tetkik ve müsahadelerine müstenit olan yukanki izahat fındık yetişen arazide setler vücude getirerek zemmi yabani otlardan temizlemek suretile ıslahata ne kadar Kizum olduğu nu göstermeğe kâfidir. Bunlar ^apıldığı takdirde meyva tamamen kemale gel dikten sonra ağacı salhyarak yere dü şürmek ve toplamak hem daha kolay hem daha faidelidir. Bu suretle mahsulün hem hacmi hem de sık'eti artacağı gibi dayanıklı ve kabüi muh'faza bir halde elde edi'mis olacağı da âş'kârdır. Türkiyenin ihracat b?kımından fın dık mmtakasını teskil eden yerler Giresun, Trabzon, Ordu, Rize vilâyetleri dir. Zonguldak, fnebolu ve Sinop taraflarında perakende surette fındık yetişmekte ise de buralannm ihracat sahasında rolleri yoktur. Bu vilâyetlerin isrihsalâh umumiyesi kabuklu olarak 40/50 milyon kilo tuttuğu halde yalnız Giresun rekoltesi bunun yaruma muadildir. Giresun Tür kiye fmdıkçılığının merkezi sıkletidir. Giresun hem istihsal noktasından hem de yetiştirilen fındığın cinsi itibarile diğer vilâyetlere faiktir. Başka yerlerde büyük fedakârhklar ve çok masraflar • la temin edilen bu mahsul Giresunda ufak bir himmetle büvük ve müsoet neticeler verivor. Fındıkçılıkta Türki • yeden sonra ikinci ve ücüncü derece • de gelen tspanva ve ttalya son zamanlarda Giresun fındıklan fevkinde mahsul yetistirmeğe çok calismışlarsa da muvaffak olamamıslardır. Bunun üzerine menfi propagandaya tevessül edil • miştir. Avrupanın mühim sarfiyat merkez • lerinde tanmmıs olan fmdıklanmızm müstahsilleri ve alâkadar her ne kadar bu propagandadan endiseye düşmü • yorlarsa da dünyanm gecirmekte olduğu iktısadî mücadeleyi gözönünde bulundurarak cok dikkatli ve tedbirli bulunmamız iktiza eder. S:mdiye kadar hariçte mevkiini muhafaza etmis mahsulümüzü bundan sonra da daha iyi evtaf ve eşkâlde sevk ve ihrar etmek, fındık satut merkezle • rini tetkik eylemek suretile himaye etmek lâzımdır. Bu hususta hükumetimi zin fındıklannmzın istikbalmi korumak için koyduğu esaslar ve ezcümle fındık nizarnnamesi sayesinde fuıdıklarnnızın nev'i, boylannın ayrılması, rutubet âerecelerinin tenkîsi; hulâsa, Avrupa pi yasalannın istedıkleri seki'de fındık ihzar ve sevkini temin etmiştir. Aynca vücude getirilen ziraat mücadele trskîlâtı sayesinde fındık bahçeleri iroar ve :il*h edilmektedir. Bu sene Giresun Beled'yesi tarcfın • dan vücude getirîimest mukarrer bu'unan yeni Fındık Hali mahsulün borsada sahlması esasım da daha ziyade mtizama sokacaktır. Görülüyor ki fındık mahsulümüz bir taraftan hükumetimizin yüksek alâkası diğer taraftan mütesebb'slerimizin daha vukuflu çalışmalan savesinde gün geçtikçe derece derece tekâmüle doğru gidiyor. Fındık mahsulünün Türkiyenin tkhsadî hayatmdaki mevkii büyüktür. Bu hususta brr fikir edinmek için son senelerdeki istihsalât ve iHracat mîktar ve kıymetlerini gösteren bir cetveli aşağı ya dercediyoruz. Kabuklu fındık Kabuklu ve kabukistihsalâtı suz fındık ihracatı Ton Ton Bîner Iira 1930 52,300 21,502 10,292 1931 23,700 15,276 9 271 1932 47,600 20,1 î0 6 946 1933 10 ay 11.480 4,737 1930 senesinde ihrac olıman kabuklu fındık miktan, kabuksuzlann yamım tut?rken müteakıo senelerde kabuklu fmdık ihr?cah mütemadiyen azalmağa baslamış, 1932 senesinde 20,150 tonluk ihracahn 17,640 tonu iç fındık mütebakisi kabuklu fındık olarak yapıl mışbr. *•• İSTANBUL: 18,15 plâk neşriyatı 18,45 fransızca ders 19,15 Ajans haberleri, muhtelil neşriyat 19,30 Türk muslkl neşriyatı, (Ekrem Bey, Rusen Bey, Cevdet Bey, Tah« sin Bey, Şeref Bey, Saim Bey, Vecihe Hanım, Belma Hanun, Nedime Hanım) 21,20 Ajans ve borsa haberleri 21,30 Necip Yakup Bey orkestrası VİYANA: 18,40 konterans 19,05 ingillzce ders ' 19,40 haberler ve hava 19,55 operadan naklen «Fıgaronun izdlvacı» opera komiğı 23 son haberler 23,15 dana havaları (gramofcnla). BUDAPEŞTE: 18 milli Macar şarkıları 18,30 musaha, be 19 salon orkestrası 19,30 almanca ders 20 taganni konseri: Madatn Mariya Lukaç taralmdan 21 Ünlversite korosu ve filarmonlk orkestra konseri 23,50 Çingene musikisi 24,15 konferans. VARŞOVA: 18 taganni konseri 18,30 musahabe 19,10 hafif musLki konseri 21 musahabe: Sovyet Rusyada kadmlar 22,15 senfonik konser 23 hafif musikl parca ları ve dans havaları, sonra musahabe, daha sonra dans havalarının devamı. BÜKREŞ: 18,30 Taganni konseri 19 haberler 19,15 flütle konser 19,40 konferans • 20 ders 20,20 gramofcn 20,45 konfe rans 21 radyo orkestrası 21.45 konferans 22 radyo orkestrası 22,45 bey nelmilel lisanlarda haberler 23 hafif miLsiki konseri. Kabahat kızlarda mı, erkeklerde mi? « Bekârlardan vergi almmasi hak kında söz »övliyenler meyanmda Lâ tife Bekir Hanımefendi, bekâr erkeklerden kazançlannın yansı ni«betinde bir vergi almmalıdır, diyorlar. Sonra da «kızlann evlenmek hususunda müs • külât çıkardıklan asılsızdır. Sadece kiifüvlerini ararlar, bu da gayet tabiidir» buvurmuşlar. Kız ve erkek her iki taraf ta küfvünü aramakta haklıdır. Ancak <kızlann müşkülât çıkardıklan asılsrzdır» sö • züne karsı bendeniz şahsıma vaki olan bir hikâye anlatacak ve kabahatin hangi tarafta olduğunu müsaadenizle so • racağım. Bekânm, askerliçimî bitirdim, el yevm calısmakta olduğum vazifemden oTtahalIi geçinecek miktarda bir maaş aiıyorum, babam ve annemle birnkle ve kendi evimizde oturuyoruz, baba • min benden yardım bek'emes;e ihtiyacı yok, evlenmek ve evlendikten sonra da ebeveynimle birlikte oturmak fikrindeyim. Ahbaplar bir kız tavsiye ettiler, gîtt!k, kız ve ebeveyni beni ve ben de kızı »e ebeveyninî gördük. Evimı'ze geldüer, şahsım hakkmda tahkikat yaparak müsbet netice elde ettiler, iş ne ticelenmek üzere iken kızm ebeveyni «1000> Iira nakten ağırlık istedı, biz de istenilen eşyanın listesir.i bize ver melerini ve eşyaların bizim tarafımız dan hazırlanmasmı teklif ettik, buna kat'iyyen muvafakat etmiyerek heı halde bin liranın nakten verilmesiıı • de ısrar ettiler. Bu sebeple iş bozuldu, çünkü en asağı beş yüz Iira da dip.er masraf olacaktı. Küfüv bahsine geÜnce: K)2in gerek kendisi ve gerek ailesile idik. yekdiğerimize müsavi seviyede kalınmıştı. Şimdi «mevcut erkeklerin yüzde s<"kseni benim gibidir» dersem mubalâğa etmiş olmıyacağım. Böyle bir teklif bir erkek bu karşısında kalan herhangi ROMA: 18,15 gramofon 18,30 konser 19,30 musahabe 20,40 gramofon ve haberler 21,05 gramofon ve musahabe 22 riyolonsel konseri 23 muhtelıf musiki parçaları. BELGRAT: 18 radyo orkestrası 18,30 halk şarkıları ve orkestra 19,30 almanca ders • 29 piyano ve kemanla kcnser 21 ope ra temslli: Zagrep operasından naklen. 19.15 konferans 19,30 musahabe 20 «Guzel hizmetçi> 1 perdelik piyes 21 millî propaganda neşriyatı 23 haberler 24 gece musıkisi. TULUZ: 20.30 haberler ve opera parçalan 21 askerl bando ve şarkılar 21,30 Vıyana orKestrası ve operet parçalan 22 kon ser: Ofenbahın «Hofmann hikâyeleri» opera komiğinden parçalar 22,45 birkaç solo 23,15 haberler, salon orkestrası, Balalayka Rus şarkıları 24 konser ve dans havaları 1 haberler ve operet orkestrası. PRAG: 20,05 gramofon ve haberler 21.20 ingilizce mukâlemeler, Şekspir hakkında yapılmaya başlanan merasimin yıldö ntimü münasebetile musahabe ve mu siki 22,35 keman konseri 23,15 haberler, almanca neşriyat. gramofon 23,50 konferans: Devlet ve köyler. Meşhur Youngun yardımı Nation mecmuasının 11 kânunusani 1933 tarihli nüshasından: «İnsul hisse senetleri ve tahvilât hâmiilerini temsil etmekte bulunan Şi • kagolu meşhur avukat Jacobson bun lar namına hareketle firarî İnsule Nevyork bankalarınca verilen istikrazlara mukabil mezkur bankalara karşılık birşey terhin edip etmediğini tahkike koyulmuştur. Malum olduğu üzere kanunen, istikraz yapanın iflâs halinde, bu karşılıkların 4 ay zarfında, tahvi lât hâmillerinin leh'ne banka tarafın dan ödenmesi mecburiyeti vardır. Böyle birşey bulunmadığı tebeyyün et mekle beraber gayet enteresan bazı hâdiseler ortaya çıkmtştır. Mahkeme tahkikatı esnasında İnsul şirketlerinin en buhranlı günlerinde General Electric şirketinin ikinci reisi bulunan Mr. Young tarafından insule çok mühim bir istikraz yaptldığı tahakkuk etmiştir. General Electric şirketinin bu parayı niçin verildiği sorulduğu zaman Young «En iyi müfterimiz olan İnsule böyle ufak bir para ikraz etmekte hiçbir mah zur görmedim, çünkü onun vaziyeti nin sağlam olduğuna emindim»; cevabını yermiştir. Bu cevabı hakikat olarak kabul etmek biraz güçtiir. Çünkü İnsulün vaziyetini herkesten iyi Mister Yeni Eserler Kır armağanı Sadık Fehmi Bey tarafından «Kır Armağam» ismile bır roman neşredilmiştir. Tevsiye ederiz. Esasen bu cihetler hakkında mutabık ta Kuduz hastalığı nedir? İçel Sıhhat ve Içtimai Muavenet müduru doktor Remzi Bey tarafından ku duz hastalıŞr hakkında bir eser neşre dilmiştir. Bu eserde kuduzun kopekler den insanlara nasü geçtiği, bu hastalı ğın sureti tedav.si anlatılmaktadır. 1500 lirayı bir araya getirip evlenmek için kaç sene çalışmalıdır? Bittabi genç bu parayı biriktiremiyecek ve u zun seneler bekârlığa mahkum olacak, en nihayet ihtiyarladıktan sonra da evlenmekten sarfı nazar edecektir. Gerçi bütün kızlar bu şekilde teklifte bulunmazlar. Bir kısmı böyle ağırlık is terler, bir kısmı ayrı ev açtığınız tak dirde evleneceklerini ve bir kısmı da içgüveysi gittiğinız takd>'rde evlenebi • j lecekleri şeklinde tek'ifte bulunurlar ' ve daha buna mümasıl birçok nevıler... I Şımdi kabahat bu müskulât karşı sında kalan ve bekârhğı tercıh eden erkeklerde mi? Yoksa bu müşkulâtı çı karan kızlarda mıdır?» Beyoğlu 1 inci Noter memurlarmdan Hulki Sahte ve taklit antikalar Ahemla cemiyetinin konferansı Balat Ahemla Cemiyeti hayriyesj bu akşam Balatta merkez binamızda saat 20,30 da bir konferans ve konser ve recektir. N IŞ A N İzmir evkaf muhasebeciliğinden mu> tekait Mehtnet Rif&t Beytn kerimeleri MeLrure Hanımla Türk Yu:.an Muhtelit Hakerr Mahkemesi Tüık hakemi Mcfmet Ali Bevin nisan rrerasuni \ir rr'ude Karş.yakada Mehmet Rifat Beyin hanesind^ akraba ve deıetliler huzurile nisanuı on ikinci perşembe günü icra edilmiştir. Tarafeyne saadetler dileriz. olmuşlar ve böylece nevi ve cinsi ne olursa olsun büyük mikyastaki üzerinde murakabeyi her zaman bertaraf edebilmişlerdir. Bunun aksini iddia etmek mümkiin değild'r, çünkü müflis vaziyetine düşceğini pekâlâ bildikleri halde İnsulün serbestü harekâtına ve nihayet kaçmasına mâni ola mamışlardır. (Mabadi var) Bugfin T U K K V A Ş A M A K S i N E M A S l l ^ D A İ S T İ Y O R U Z Kransi7C3 sözlu Ru büvök filmi mutlaka gorunu/ Eski sark eserleri müzesinin bir salonunda sahte ve taklit antika Iardan mürekkep küçük bir kolleksiyon vücude getirildiğini yaz mıstik. Bu, hakikaten görülmeğe değer koüek«:yon birçok seyyeh ve ziyaretçilerin nazari dikkatini ce'hetmektedir. Yukarıdaki resim bu salondan bir köşeyi göstermektedir. Üsküdar Hâle smemasında Tıitkçe sozlıi, şarkılı Wilyon Avcıları Mumessılleri: Muammer, Ferdi, MahmuL Keriha, Me!ek. Neclâ llâvettn dunya haberltri

Bu sayıdan diğer sayfalar: