30 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

30 Kasım 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeniden açıîan' Bevoğlu, Ingiliz sefarethancsi yanında N. 68 Imperyal Oteli BUYUK Temiz ve Holice bokan odalar Süslü Salonlar Banyo daireler! Teshinat • Mutedil fiatler ., . . . . İSTANBUL CAĞALOGLU NO. 0 / 0 0 Telgraf ve mektup adresl: Cumhuriyet, Istanbul . Posta kutusu: İstanbul. No. 246 Telefon: Başmuharrir ve evi: 22366. Tahrir heyetl: 24298. Idare ve matbaa kısmile Matbaacılık ve Neşriyat Şlrketı 24299 24290. u mh u ri Harsilya faciası Yugoslavya muhtırasını verdi ? HAYAT Ansiklopedisi ncı cilt hazırdır. Cüzlerînîzİ bir an evvel ciltletiniz 6 Pariste konuşulan Başlıca iş: Doğtt antlaşması ugünlode Parıste dıs siyasaya dokunur artık çahşmalar var. Bartunun ölümünden sonra biraz duraklık gösteren Fransız dış siyasası bugünlerde yeni Bakan M. Lavalm clinde yeniden canlandı. Yeryer terslikler gösterip giden genel (umumî) dış siyasa ise gözu dört âçılmış bir canlılık istemektedir. Üzerinde durulacak birçok işlerin en başta geleni Ue Avrupfı doğusuna dokunan anrJaşmadır. Savyetier bu işe büyük değer veriyorlar. Bizim Dış Bakanımız da Pariste bulunarak bu kcnuşmalara ortak]ık ediyor. Romanya Dış EHkanı sevgili dostumuz M. Titulesko da Faristedir. Artık olarak Akdeniz antlaşması çevresinde de düşünceler alınıp verildiği anlaşıhyor, ki bu da sırası geldiğinde dış siyusanın büyük işlerinden bırı olar&k yer alacaktır. Şimdiiik günün en büyük işi Avrupa doğusu antlaşmasıdır, ve bu işin yeni bir biçimde çok canlıhkla ileri gitnıekte ol'iuğu görülmektedir. Doğu antlaşmasıle Avrupanın bu çevresinde barışm oozulmamasını üstüne aK:ak bir anlaşmaya vanlmak istetümişti. Bu çevredeki uluslarm (.nillet) böyle bir anlaşmada dığer ulusİardan dalıa ileri bir durumda oiduklannı söylemeğe yer bile yoktur, ki bunlar başlıca Almanya, Lehistan, Savyetier, küçük Baîtık ulusları, Çekoslovakya ve Romanyadır. 'kinci sekide (derece) buna girecek başka uluslar da olacnk ye en sonunda İngiltere, Fransa, İtalya gibl büyük oluşlar (devletler) böyle bir antlaşmayi iyi bulup onu destekliyecekierdt. Bu J^yiiıümeıîi 2ere (zira)Almanya ıîe LeHstan ona katılmaktan kaçmdılar, ve hâlâ da kaçınmak yolunda süıüp gidiyorlar. Niçin?.. Işte burası pek iyi anlaşılmıyor. Alrpanya kendisine silâhlanma benlıerliğı tanınılmamış olmasını ipucu olaıak ileri sürüyor. Lehistansa bın dereden su getiriyor. Doğu antlaşması Lokarnodan çok ayırdınh bir iş olacaktı. Lokarnoda Fra ısanın doğu smırlannm yersiz bir saldınşa uğramaması büvük devletlerin nntları (taahhütleri) aitma aljnmıştır. Doğu antlaşmasırc'a ise oradaki uluslar biribirlerirvn topraklanna geçmemeği kendı aralannda ant altına alacaklardı Ulustan ulusa biribirine saldırıstan kaçınmayı (ademi tecavüz) biıtün bir çevreye yayarak genel bir ant3 bağlamak i şiydi. Onun ıçındir ki ilkönce büyük değerli bır iş olan doğu antlaşması, sonra ağır ve kendi üzerine özen (ehemmiyet) çeken bir iş oldu. Bu bakımriuı yürüyerek ister istemez oranl^anler (talımin edenler) oldu ki Almanyı ıle Lehistan arasında aç'ğa vurulmamış amaçlara (hedeclere) dayanan bir birlik (ittifak; vardır. Kimbilir, belki gerçek c'larak böyle bir gizli anlaşma da yoktur. Fais konusmalan, iki komşu ulus arasında böyle bir aniaşma olsun vc}re olmasın, gene doğu antla,şmasını elde edebilmek özenine dayannıaktadır. Yeni biçimler bulunarak Lehistana söy!enecek, Almanyaya anlatılacak. Hu iki devletin bu büyük barış işinden aykırı kalmamalarına yol butmağa çalışılacaktır. Bu alanda yapılabilecek işleri burada uzun uzun anlatmak gerekmez. Yalnız şu kadarını söylerr.ek yerinde olabilir ki uluslar^rasında, hele saldınş amacile birlik yapmak çok kötü birşeydir. Şundan dolayı ki böyle bir birlik, ona karş. koyacak başka bir birlik doğurur. Böylelikle uluslar giderek biribirlerile karşı karşıya ordu kurmu? duşman kümelen görünüşünü gösterirler. Genel acun savaşından önce Avrupada uluslar iştc bu tutumda idiler ve denebilir ki yeryüzünü kana \e ateşe boğan o büyük savaşın başlıca anaiarından biri de işte bu durumdu. Öyle sanıyoruz ki kafaları ve yürekleri Avam Kahiarasında heyecanlı bir celse Musikiyi yaymak için "Almanyanın silâh işleriniörten esrar kalkmalı!,, Birçok nutuklar söylendi ve Ingilterenin silâhlanmakta Afrnanyadan geri kaîmıyacağı anlaşıldı Londra 29 (A.A.) Avam komarasında, M. Çörçil Kralm nutkuna verilecek cevapta değişiklik yapılmasını istiyen takririni vererek bılhassa demiştir kî: < Alman fabrikalan filen harp şartları içinde çalışmaktadır. Bü yiik Britanyanın millî müdafaası ve hassaten hava kuvvetleri, barışı ve lngilizlerin emniyet ve hürriyetiai temin edecek derecede değildir. Hiç şüphe yok ki harbin önüne geçilmez demiyoeum veya hemen patlıyacak birşey olduğunu zannctmiyorum. Fakat Büyük Britanya kendi emniyetini şimdiden temine çahşmazsa pek yakında artık istese de bunu yapamıyacak bir vaziyete düşecektir. Bütün Avrupa ülkelerinin dikkaticıi çeken ortada birçey vardır ki o da Almanyanın bilhassa havalarda «ilâhlandıfıdır. Londranın, so nu pek feci olacak muhtemel bombardımanın önüne geçmek için büyük Britanya hava kuvvetlerini önümüzdeki on sene için Almanya • nınkinden oldukça üstün bulundurmalıdıc. Almanyayı tngiltereye hücum edecek diye kat'iyen itham Mesut Cemil mühim bir teklifte buiunuyor! şeyden önce ev*ensel musikiyi halka tanıtmak ve bilhassa çocukları mızdan ise baslıyarak umumî bir musiki terbivesi meydana getirm»»k zaruretini ileri sürmüs, bu büvük işi başarabilmek için radyolarda çahsacak bir musiki yapım derneği kurulmasını teklif etmistik. Bu kurumun (tesekkülün) esas vazif eleri su olacaktı: 1 Mütehassıs ve salâhiyetli bir heyet seçecek. 2 Bu heyet etraflı arastıcmalardan sonra garp musikisinden güzel olduğu kadar kolay anlaştlır parçalar ayıracak. 3 Bu parçalar radyolradan ev Marut aan'atkârtmız Mes'ut Cemil vel halka izah olunduktan sonıa dığtmız • sistemli neşriyat yapılırçalınacak. ken çocuklar bir sınıfa toplanarak Teklifimizin bununla müvazi dibu derslerden istifade ettirilmeli dir. ğer bir cephesi daha vardı: 1 Mekteplerde musiki terbi • Teklifimiz hemen herkes tara yesi veremiyocuz. fından memnuniyetle karşılanmı* 2 Senelerce çocuklara nota tır. Dün maruf san'atkârlarımır belletip avaz avaz bağnrtmaktan dan Mes'ut Cemil ile de gö hiçbir netice alınmıyoc. rüştük; bize şunları söyledi: [Mabadı altıncı sahifede] 3 Radyolarda yukarda yaz \ Muhtırada ilk notadaki «Üniversitede bir Müzikoloji Fakültesi kurulması iddiaların delil ve teklifini Cumhuriyetin teklifi yanına koyuyorum.» Musîki inkılâbım yaparken, her vesikalan var Cenevre 29 (Husus ) Yugoslavyanın, uluslar kurumunun genel yazganır.a (Milletler Cemiyeti umumî kâtibine) Marsilva faciası hakkmda verdiği notada, tafsilâtlı bir muhtıra ile bu nnsusa dair olarak Yugoslavyanın elinde [Mabadi beşınci sahifede] Cengiz oğulları Tekrar bir Moğol imparatorluğu kuruyorlar lctimada »Sz toyliyenlerden Misier Con Simon, M ister Baldvin, M. Çorçil ve M ister Loit Corç etmiyorum. Alman ulusu Büyük Britanyaya karşı çok sevgili duy • gular beslemektedir. Ancak bir hücumun. yapılması için bir avuç msanın kararı kâfidir. Ve tngilter* [Mabadı altıncı sahifede] Ilk basma fabrikas1 Nazılli fabrikası hakkındaki tetkikat ilerliyor, temelatma merasimi mart veya nisanda yapılacak Ankara 29 (Telefonla) Sümer Bankın kuracağı Nazüli mensucat fabrikasının temeli mart veya nisanda merasimle atılacakür. Fabrikanın pıojelerini haz'rîamak ve kurmak Sümer Bank:n Bakırköy bez fabrikası müdüjü Fazlı Turga memur edilmiştir. İstanbula dönmüş olan Fazlı Turgı birkaç güne kadar Nazilliye gidlerek fabrikanın yerini kat'î surette. tayin edecek, ondan sonra proje ve plânların hazırlanmasils meşgul olacaktır. Nazilli fabrkası 28,000 iğlik olacak ve memleketimizde ilk basma fabrikasını teşkil edecektir. Fabrika bir sen~de 1 6 milyon met Atatürk, Cemiyetimize Basın Kurumu adını taktı Matbuat Cemiyetinin dünkü toplantısı çok heyecanlı oldu, içtima neticesiz kalan seçimlerden sonra başka güne bırakıldı rrens J en Vang Bir zamanlar bütün dünyaya hâkim olan Cengiz Hanın neslinden gelen Moğol Prensi Teh Vang içinde bulunduğumuz senenin ilk [Mabadi uçüncü sahifede] i ,'aztlli fabrikasının projelerim haarlıyacak olan Fazlt Turga ro basma ve buna benzer ince bez yapacaktır. Paris konusmaları Türk ve Rumen Dış Bakanları dün akşam Paristen ayrıldıîar Paris 29 (A.A.) Türkiye Hari ciye Vekili, M. Politis tarafindan ve rOen yemekte bulunduktan sonra görüşmelerine devam etmiş ve bilh M. Hcryo ile müıakerede bul tur. beşinei sahifede] Sporculara dün akşam armağanlar verildi Halk Fırkasınm gösterdiği alâka sporcu gençlik arasında umumî bir sevinç uyandırdı Londrada dünkü muhteşem düğün Düğün alayında 3 Kral, 30 Prens bulundu, seyirciler bir milyondan fazla idi Türkiye futbol fampiyonu Beşiktaş takımı armağanlarım alırlarken kasimn sporcu gençliğe karşı göster1934 Türkiye şampiyonalarinda dediği bu büyük alâka sporcular arasinrece alan sporcularla bımdan evvel da umumî bir sevinç uyandirmistır. hariç memJeketlerde yapilan beynel Merasimde Adliye Bakani, Vali Mumilel müsabakalarda derece alan sporhittin, General Halis, Belediye Reis culara dün akşam Halk Firkasi mer muavini Hâmit, Polis Müdürü Fehnri kezinde büyük merasîm'e mükâfatlar [Mabadı dörduncü sahîfede] ve madalyalar verflmistir. Halk Fir llllllllllnilllllPlltlinilllllllMlllillllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIiniMllllllllllMıinilllllllllllHIMIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIinllllllllllMllini llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllUimilUilllllllllllllllllllMllllllllllllllllllllllllllltllMlllllPlllllllllllllllllllllllllllllllllinillllllllllMllllllllllllllMIII Dünkü toplantıda bulanan gazetecilerden bazıları Istanbul Matbuat Cemiyetinin dün hkları dün sürekli alkişlar arasında kü toplantısı birçok yönlcrden çok he dmlenildi: yecanlı oldu. Heyeranin en yükseğı Atatürkün iltifatları tüyüklerimizin cihan değer iltîfatlarini « Basin Kurumunun yil toplantuın • dan ötürü gönderdîğiniz telyazisinl taşiyan telgrafları okunurken doğdu. Cumhuriyet Başkani Atatürke sun YUlık kongrenin geçen toplantisinda, dum. Toplantmin ozü için gösterdiği Büyük önder Atatürke, Başvekil ve sevgi duygularindan çok gönenç duyMeclis Reisine telyazilaril" saygilar su[Afabadt üçuncu sahtfedei nulmuştu. Bu tel yaz'latinin şu karşı Oz türkçeyle: Ulusal ad sağlam uluş adamları (devlet adamları) olanca güçlerile b r daha böyle bir fırtınanın yenilenmesine yer bıraknıaınaga çalışacakiardır. Bu düşünceler Paris konuşmalarınm nekadar canlı temellere dokunduğunu aniatmağa yetse gerektir. Hele biryol sözü ortaya çıktıktan sonra Almanya ile Lehistanın doğu antlaşmasından sonuna kadar alargaü'a kalmaları olamaz. Onlar ona ya girerler, ya bütün bütün alargada bırakıhrlar. Kendi isteklerile alargada kalmak baska, alargada bırakılmaksa bütün bü tün başkadır. Demek ki doğu antlaşması, bu iki ulus ta içinde olarak, helbet en iyi bir iş oİur. Ancak onlar ayrı dururlarsa bu antlaşma gene olur, amma bu sefer başka bir biçimde olur. Biz öyle san.yoruz ki işler o pereseye kadar gitmez, ilkönce I ehistan bu gidişin kötülüğünü anlar, onun arkası^dan Almanyanın da ergeç bu banş antlaşmasına girdiği görülebili'. Bu, bütün banş severlerin üstüade birleşecck'.eri bir dilektir. YUNUS NADt Dün Londrada İngiltere Kralıran küçük oğlu Jorjla evlenen Prenses Marina Londra 2>i Prens Jorjla Prenses Marinanın muhteşem ev[Mabadi üçüncü sahifede] varlığın, ulus varlığının kerdisine Kişi varlığını yaratan kıldacı verdiği arık (7) bir belge (8) oîuc. nın (1) topluca çevre olduğunu biVe kişi kendi adiledir ki içinden liyoeuz. Kişi bu vanlıktan aldığı çıktığı topluluğun, bağlı bulunduğı türlü türlü verimlerle (2) kendinin ulusunun gösterdiği bu belge ıle kişilik dirimini yaşadığı «ibi, top kişi varlığını edinmiş, bütün öteki luca çevrede kişiye her kurun (3) varlıkların üstünde olarak kendi verdiği, vermekte olduğu nice nice yenilikler, değişiklikler ile onu git kişice varlığını yaşamaya başla mış olur. gide daha yüksek, daha olgun bir Bundan dolayı ilk uluslacrda, iik kılıkta yaşatır. Topluca çevrenm topluluklarda ad arık bir varhk kişiye verdiği birçok iyiliklerin en olarak tasarlanır. (9) Ve bu ta başında onu adlandırdığı (4) ad sarlamadan ötürü büyük kişileritı gelir. Gerçek her duranm (5) oe adı her kişinin yanında söylenmez, olduğunu, onun acurda hangi soy onun yerîne baska sözler söyleni • varlığından bulunduğunu ortalığa lir, kullanılır. Ve gene bundan ötübildiren onun adıdır. Demek ki ad rüdüc ki büyüklerin adı anıldıkça bir varhğın bütün kendini bildire.ı ne kadar ayırtlar (6) varsa onlar m her kişi bir saygıh duruş alıc. İşte kişinin diriminde bu kadar hepsini bir araya getirerek onun yüksek öriinü (10) olan adın hiç kök varlığım, öz varlığını bir sözie işkil yok ki o kişinin bağlı olduğu cctaya atan, bildiren bir nesnediv. ulus dilinden olmalıdır ki kisi bu Duranlacı biribirinden ayırt <»den adile kendi öz varlığını yaşadığını adın duranlara gore böyle başlıca duysun, göğsü kabacsın, kendi varbir değeri olunca, bütün yaradıi • lığmın yücelieini yüceğinde derin mışıarın içinde en yüce varlık ken bir sevgi ile duysun. disinde bulunan kişinin takınacağı Iş böyle iken henüz daha ulusai ad ise bütün bütün değerli bir ne» • anıcnı (11) idinmemiş, yahut bu ne olur. öyle ya kisinin adı onu yaI ILUfen ratan, büyüten, yetiştiren büyük

Bu sayıdan diğer sayfalar: