9 Ocak 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

9 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Az masrafla İ Bol ışılc veren ampulleri SE T en ucuz ve en dayanıklı ampullerdir. Umuroı oeroso îstantui Ceiâl I ey Han No 2. NO. 3 8 2 6 umhuriyet Teterar ve mektnp adresl: Cumhuriyet. Istanbui . Posta kutusu: Istanbul. No. 246 ve matbaa kısmlle Matbaacılık ve Gazefei^tiz bugün 9 IkİnCİkânUII I 9Ö5 Sahifedir 12 Teleton: Başmuöarrlr ?e evl: 22366, Tahrir heyeti: 24298. Idare Ne&riyat Şirfcetl 24299 24290. Fransız Italyan anlaşması Atmanyayı çeviren Demir çember oma konuşmalannın sonu Almanyayı demir bir çember içinde kıskıvrak bağlamak istiyen anlaşmalara vannış gibidir. Fransa ile İtalya görünüşte Avusturyanın bütünlüğünü korumak, gerçeklikte ise Almanyayı çevirip susta durdurmak amacını gütmüşlerdir. Fransa ile İtalya sllerinden gelse dünyanın bütün uluslannı Almanyaya karşı yığacaklardır. Çok korkudan doğan bu gidişin Almanyaya şimdi şeref ve değer verdiğini, sonra da daha artık güc vereceğini herşeyden evvel söylemek lâzımdır. Roma konuşmalanndan çıkan anlaşma eğer hep düşünüldüğü gibi yürüyebilirse bu yeni siyasa *nakinesinin kurumu şöyle olacak tır: 1 : Fransa, Almanyayı kıskıvrak bağlamak istiyor. Çünkü Almanyanm Avusturya birleşmesile büvümesinden korkuyor. 2 : İtalya Almanyanm yerinden kıpırdayamamasım istiyor. Çünkü Almanyanın Avusturya ile birleşmesi onun İtalyan sınırlanna gelmesi demektir. Bu iki ülkenin Almanyayı kıskıvrak bağlamakta faydalan vardır. Belki ikincisininki birincisin cen artık olarak. Bu iki ülke bu isteklerine ermek için kendilerinden başka bir sürü uluslan da bu iste kendi sayımlanna jandarma olarak kullanabileceklerini düşünmüşIerdir: 3 : Avusturya Almanyaya katılmamak için var gücü ile çahsıp gitmelidir. 4 : MacaristaT; lcendisi hiçbîr şey kazanmaksızın Avusturyanın bütünlüğüne ziyan gelmesin diye gözünü dört açmalıdır. 5 Î Yugoslavya. bundan sonra işini gücünü bırakıp Almanyaya karşı jandarmalık yapmalıdır. 6 : Çekoslovakya, hep Alman kıpırdanmasını gözü önünde tutmalıdır. 7 : Romanya, Alman düşüncesile vakit geçirmelidir. 8 : Eğer olaganlığı bulunursa Lehistan bile Avusturya bütünlüğü sayımma, demek Almanyay. karşı yeni bir durum almalıdır. Işte Roma konuşmalannın isteği bu. Almanyadan korkan iki buyük ulus var: İtalya ve Fransa. Bu iki ulus ötekilerini kendi işîerinde maşa gibi kullanmak istiyorlar. Hem sonunda birer ikişer hepsini atıp geçebilmek üzere. Çünkü Roma konuşmalannın şimdi söylenmiyen bir altyanı vardır ki onu Fransa ile İtalya kendi içlerinde kendi kendilerine şöyle düşünüyorlar: Her yanından kuşatılan Almanya çarasız kalınca bu demir çemberden çıkmak için ya İtalya i\s, ya Fransa ile anlaşmağa gidecektir. Fransa diyor ki: Eğer benimle anlaşırsa iyidir, o vakit nasıl gerekirse öyle yapanm. İtalya diyor ki: Elbet benimle anlaşır, o zaman başkalarına gerekli bir oyun oynamış olurum. Kor olmıyan gözlerden kaçamıyan prde arkasındaki bu ikinci plân da gösterir ki Roma oyununda Almnnyaya karşı yığılan öteki uluslar bu işte gerçekten acınacak oyuncsklardır. Eğer Almanyaya karşı gitmekte açık faydalan olan iki uluş, İtalya ile Fransa.kendi aralarındp Almanyaya karşı birlik yapmış olsalardı kimsenin diyeceği kaîmazdı. Fakat onlann başka uluslan da kendi işlerine koşarak Almanyaya karşı koymaları kolay yürür bir özen diye alınamaz. Hatta işde doğrudan doğruya kendi varlığı var sanılan Avusturya için bile bu böyledir. Unutmamalı ki Avus turya Almandır, günün birinde Alman Avusturya kendiliğinden Almanyaya katılmak istivebilir, Rusyada bir facia İki tren çarpıştı, 16 ölü, 67 yarah var Hâdise kaza değil, kasid eseri imiş! Zelzelenin yaptığı büyük tahribat \ Anlaşma evvelki gün Romada imzalandı Imzalanan protokolların esasları müstemleke, orta Avrupa ve umumî politika işlerile silâhların tahdidi davasına dayanıyor Marmara adalarındaki köylerin hepsi yıkıîdı iki kadm, bir çocuk öldü; yer altmdan korkunç uğultular duyuluyor, sular kesildi, halk adayı terk etmek için hükumetten vapur göndermesini istedi Laval, Roma ittatyonunda Matolini, Baron Aloiti ve Fratuanın Roma elçiâlt berabcr Roma 6 Cumartesi günü Ve • nezya sarayinda Laval • Musolini konustnaları basladı. Ilk konusma iki »aat sürdü. Bundan sonra Kral, Lavalı kabul etti. Aksam Musolini Fransız nazırı »erefine bir ziyafet verdi, ziyafetten sonra bir suvare verildi. Suvarede Laval, Musolini ve Alman sefiri uzun müddet görüstüler. Pazar günü Laval Romada bir gezinti yaptı, tarihi yerleri gördü. Oğleden sonra Laval ve Musolini tekrar görüstüler. Konuşmalardan mühim neticeler elde edîldi. Yarın kat'î bir anlaşma imza edileceği nmuluyor. Anlasmada şu noktalar VeneHik aarayının Laval Mumolini görüşmelerirjf tahne olan saloiu (Arkan sekizinci sahifede) Moskova 8 (A.A.) Royter mu< habirinden: Leningrad • Moskova hattında Porbelo durakı yanında olan tren kazasında 16 kisi ölmüş, 67 kişi yaralanmıştır. Trenlerden birinin makinistile ikî muavini ve Porbelo durak şefi tevkif edilmislerdir. Tahkikat yapıla • caktır. Paris 8 Maten gazetesinin aldığı haberlere göre Moskova ile Leningrad arasındaki simendifer faciasının kaza değil bir suikasd eseri olduğu zannedilmektedir. Demiryolu memurlarından bir çokları tevkif edilmislerdir. Erdeğin topla görünüfü Bandırma 8 «Hususî muhabirimizden» Son zelzele Marmara adalarında büyük felâket doğurmuştur. Zelzelenin yaptığı tahribatı görmek üzere mahalline gittim. Gördüklerim şunlardır: Tesbit edilen raporlara gore Merkez nahiyesi, Gündoğdu, PaşaIimanı, Balıklı, Harmanlı, Poyrazlar, Tuzla köyleri kâmilen yıkılmış, harab olmuştur. Gündoğdu nahiyesinde bir kadın, bir çocuk, Asmah köyünden bir kadın enkaz altında kalarak ölmüştür. Sarsıntı devam etmekte, yer altından korkunç uğultular duyulmaktadır. Bu vaziyet karşısında halk, adayı sureti katiyede terketmeğe karar vermiş, vapur gönderılmesi için hükumetten yardım istemişlerdir. iArkası befinci sahljede) Türk ve Bulgar topraklarmdaki iki köy halkı Hükumetlerinden miibadele edilmelerini istediler Silivrî yakmlarında Karafoni a dında elli evlik bir köv vardır ki bu köyde oiuıaulann büyiik bir kısmı Bulgardır. Buradaki Bulgar • Iarla Bulgaristanda Keçiören adındakî koyün, kâmilen Türk olan halkı her iki hükumete de müracaat ederek gönül isteklerile mübadele edilmelerini dilemislerdir. Köylü ler, her iki köyde bulunan evleri karsılıklı olarak biribirlerine bı rakmaya da hazırdırlar. Müracaatlerine bu ciheti de ilâve etmisler dir. Gerek hükumetimiz, gerek Bul • gar hükumeti bu dilekleri esas jtibarile onaylamıslardır. Yapılması gerek olan bazı gö • rüsmeler ve tetkiklerden sonra iki köy halkının değistirilmesi islerine br^lanacaktıc tskân îdaresi de bu isle uğraşmaktadır. Belediye ile sinemacılar arasındaki ihtilâf ^omisyon Darülâceze hissesinin sinemalardan azaltıîmasına, farkın kahvelerle mahallebicilerden alınmasına karar verdi tstanbul sinemalan, Darülâceze 1 aîdatı meselesi Belediye ile sinemacılar arasında ihtilâfı mucib ol • mus, sinemacılar bu hîsseyi malum nisbet dahilinde vermek istememislerdi. Hatta, bir aralık sinemacılar, Darülâceze hissesini vermemeye kal • kısınca Belediye, sinsmaları kapamaya mecbur kalmtstı. Sonradan, mesele lç Bakanlığının müdahalesi üzerine yeni bir sekle bağlanmıs, sinemacılar da tekrar çalısmaya başlamıslar, ayni zamantfa Ank? ija da bir heyet göndererek bu i in kaf î bir şekle bağlan masını istemişlerdi. Sinemacıların iddiası Darülâceze hissesinin kanunî olmadığı ve yalnız tiyatro ve sinemalardan alınmasıain da doğrjı bulunmadığt şeklindedir. KomUyon reîn AU Rtza Bu iddiaya göre Darülâceze hisd*an skıemalara da teşmil edümiştir sesi Padişahlar zamanmda verilen Anlasamamazlık, btr. taraftan bir irade ile alrnmaktadır. Evvelce yalnız tiyatrolara raci iken sonra • (Arkast yedincl sahifede) ıııııııııııifiınıuuııııııııııtHiıııiiiıııtıiıııııifiıııııııııııııııı ıtıiııııııtmıııınıııuıııııııııııııııuiHiııifinmuınmııııııitMiııiHintnmiHiiııtııııııııııiHi Berlindeki hâdisenin içyüzü anlaşıldı Hitler, Nazi liderlerile Rayişver zabitîeri arasındaki rekabetin artmasından endişe ederek bunları ansızın bir araya toplamış! Yeni denizaltı gemimiz geSdi HUkumetimizce son defa İspanyada satın alınact yeni denizaltı gemisi Barselona giden Türk deniz • cileri tarafmdan teslim alıcımış ve gemiye meeasimle Türk sancağı çekilmiftir. Yeni denizaltı gemimiz evvelki güh limanunıza gelmiştir. Yakıcıda ad konma merasimi yapılacaktır. Hitler Opera binasındaki toplantıya gelirken Hitlere suikast yapıîdığı şayiaları Beclin 8 Hitlere karşı suikasd hrkkındaki sayiaların doğru olmadığı resmen bildirilmektedir. Berlin Operas^ndaki hâdise Dört gün evvel, bir ajans telgrafl Berlinde opera binasl civaıtnda vuku bulan ve mahiyeti anlaşllamiyan mühim bir hâdiseden bahsediyor, bu münasebetle alman çok şiddetli inzlbat tedbirlerini anlatiyordu. Londrada müntefir Deyli Herald bu hâdise hakklnda Berlin muhabirine atfen şu malumatl veriyor: « Hitler, Alman devlet ordusu (Arkast yedi7icl sahifede) Büyük musiki müsabakamız Güftelerin neşrine bugün başlıyoruz Büyük musiki müsabakamızm güfte kısmı için 15 ikincikânuna kadar siir kabul edilecektir. Güfteler marş ve dans havaları hariç olmak üzere bestelenecek evsafta olacaktır. Gönderilecı güfteler gazete mizde bir heyetin tasnifinden geç| tikten sonra neşredilecektir. Bugün ilk güftoyi nesredlyoruz. Güfte neşriyatı bittikten sonra okuyucularımızın reyile birinciligi, ikinciliği, üçüncülüğü kaza nanlara 25 15 10 lira mükâfat (Arkası beşinct sahifede) ÖZ TÜRKÇE İLE Fazıl Ahmed Kafasının içi ne kadar olgun ise kaleminin ucu da o kadar zengin olan Fazıl Ahmed Aykaç, eski ve yeni yazılarıadan topladığı bir çiçek demetini bu yılbası günü eli • mize, hayır yalnız elimize değil, elimize ve gönlümüze sundu. Sağ olsun... Fazıl Ahmed yalansız bir bilgi özlülüğünü sonsuz bîr yazıs kıvrak* Iığı içinde kaynatabilen dinç, diri ve gürbüz bir Türk yazmanıdır. Yirmi beş yıllık bir sevgi ve her yıl daha çoğalan biır saygı ile kendi sine bağlı olduğum Fazıl Ahmedi en çetin kültür konuları üzerinde yoculmak bilmez bir solukla koouşurken mi daha çok beğenirim, yoksa en çapraşık yazı alanlarında bezginlik tanımaz bir hızla kalem oynatırken mi daha çok severim, bunu pek kestirerıiezsem yanılmadan şunu söyliyebilirim ki Fazıl Ahmedin yanında geçirdiğim her saat ve onun yazilarmdan okudnğum Tıer yaprak san'atte guzellik ve yazıda düzgünlük özleyimile kuruyan dudaklarıma bir pmarbası serinliği verir. Fazıl Ahmedin bize sundugu çi çek demeti bana hiç yabancı değildir. Ben bunları yıllarca ön ce ya kendim okumus, ya kendi sinden dinlemiş, ve hepsini beğe nip sevmistim. Böyle iken gene o nuo yapraklannı çevkdikçe, tıpkı bayındır bir ülkenin zenginliklerile yeni karşüaşmış genc bir yolcu gibi, içimde taze sevinç duyguları dolastığını görüyorum. Ve hiç yorulmuyorum. Gerçek, Fazıl Ahmedin en sarp bilgi yollarında öyle kolay bir gezinisi, e^ı çorak san'at topraklarını öyle çabuk bir cömertlestirisi vardır ki adımlarınız yorulmadan arkası sıra gi • der, elleriniz sıkıntı çekmeden san'at ürünlerini toplarsınız. Sizin duyup anlama kolayhğınız nekadar kıt olursa olsun onun öyle geniş bi« kavrayıp anlatısı vardır ki hızıoız yıpranmadan kendinizi onun ya • nır.da bulursunuz. Fazıl Ahmedin kalemi ister gü< nej.en kavrulmu» kır otları üstüne tSMAİL MÜŞTAK MAYAKAN ILutfen saMfeyt çevtrtniti ıfiııınHiııııtiMiııınınınııııııınınıııııııııııııınııııııınınınıııııııtıııiiii'Minımıımıiımıuıııııınııııuıiııııııııııııırııııııııııııııııııııııımınıııınınıı ve brzim gordüçümvre göre xaten bu diiğüm günün birinde işte böyle çözülecektir. İngiltere bu işde en akıllıca davranan ülkedir. Roma anlaşmaları nın olmasını desteklemekle beraber kendisi bu işe girmekten sakınıyor, ve eğer günün birinde Avusturyanın Almanya ile birleşmesi önüne geçilemez bir iş olursa ona da peki demeği şimdiden hartas'na koymuş bulunuyor. Diyelim ki Fransa ile İtalyanın Almanypya karşı düzen alnıakta faydalan vardır. Ötekilerin hatta Avusturya içeride açık bir Alman düşmanhğı yapmalan nelerine gerektir? Roma konuşmalarında Almanyaya karşı kurulan çembere Almanyanın da girmesi istenmiştir. Avusturyanm bütünlüğünü and altma alacak ar^Tna Almanyya da sunulacalrrniş. Buna kediîer bîle pülse yeridir. ^ ^ ^ Buraya kadan işin azçok gülünc yanıdır. Bunun dıinya Lnrışı adma bir de gerçekten dram yanı vardır ki o da Avrupanın orta yerinde Almanlık gibi 70 milyonluk kocaman ve ileri bir ulusu olduğu yerde kıskıvrak bağlamak ve elden gelirse boğup öldürebilmek kuruntusudur. Roma konuşmalarile banş sayımma ortaya çıkanlan en büyük tehlike işte buradad'r. Çok sıkının sıkılan şeyi bir gün patlatmasmdan korkulur. Alman^'anın bir gün patlak vermesi ise Avrupanın orta yerinde şimdiye kadar dengi görülmemiş bir yanardağ yakabilir. Roma konuşmalanndan biz ancak bir pamnkipliği bağı çıkabileceğini söyleyip dunıyorduk. Bu düşüncemizi deŞiştirmiyoruz. Yalnız bugün bu düşünceye şunu da kat.yoruz: Bu pa^ıukiplihlerine barut sürülrr.üştür. Bunlar bir'dınamit fitili rolü oynıyacak şeylerdir. Bugttn ^; YUNUS NADt 3 finefi sahttedc Türk Dılınia deriıligi Yazan » M. Nerml 5 l n c l sahifede Asterl bahlsler, îtalyan ordnsu Yazsn Abl ın Dıver. 6 m c t sahffede Musıkt batıisien Yazahîiüheylâ Saıroe Mnhiddm • Mnema 7 l n c i s a h i f e d e Kadın .

Bu sayıdan diğer sayfalar: