7 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

7 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞUNU BİLlNtZ Kl PERŞEMBE HAFTALIK Bir Gazetedir Haftanın en iyi güniinde çıkacah olan bu gazete, gozetelerin de en lyisi olacaktır umhurİYet e NO. 3 8 5 5 Telgraf ve mektup adred: Cnmhuriyet, Istanbul . Posta kutusu: tstantanl. No. 246 ve matbaa kısmile Matbaacılık Efi olmıyan çocııkları s*vinçt«n çıldırtacak haftalık çocuk gazetesi "16fubat 935 cumartesi,, giînü çıkıyor. B»ş kuruş verib bir tone alıııız. Adını unutmayınızı OLGUN ÇOCUK PefŞembe 7 Şubat 1 9 3 5 OLGUN ÇOCUK OLGUN ÇOCUK releîon: Başmuüarrlr ve evl: 22368, Tahrlr heyeü: 24298. ldare ve Neşriyat Şirketi. 24299 24290. Gidilecek tek YoL barışı lutma birliği ransız Dışarı İşler Bakanı M. Laval Cenevreden aynlırken: Barışı istiyen ülkeler, onu tutmakta elbirliği edeceklerdir. Demişti. Londra konuşmalannı da bu temele döndürmek doğru olur. Şimdiye kadar Uluslar Derneği kendisinden beklenilen iyiliklerin hepsini ortaya çıkaramadise bu ulusların gidilecek yoîu açıkça belirtmemelerinden ileri gelmiştir. Uluslar Derneği ilk kaynağında ve bütün özlülüğünde ancak barışı tutmak için çalışacak bir kurumdur. Onun çevresine toplanan uluslar bu amaca yürümekte birlik etmehlerdir. Bu işin ya iyice anlaşılamaması yahud böylece anla mak bir bölük milletlerin işine gelmemesi songusundadır ki (neticesinde) kurum, kendisini kuran düşüncelere yararlık verecek doğru yolunu bir türlü ve tam olarak alamamıştır. Silâhlan azaltma üzerinde gerçek olarak konuşabilmek için savaşı bütün bütün yapılamaz bir duruma koymak gerektir. Bu ise ancak barışı seven ulusların elbirliği etmeîerile elde edilebilir. Hiçbir ulus, hiçbir davanın silâh gücü ile elde edılemiyeceğine inan getirmelidir. Eğer barışı seven uluslar isterlerse bunun böyle yapılabileceği kuşkusuzdur, ve barışı tutmakla birlikte silâhları azaltmanın da tek yolu budur. Şimdive kadar bu uğurda bir takım düzenler yapıldı. BriyanKellog andlaşması bunların başınaadır. Saldırıcının kim olduğunu gösteren Rus buluşu da bunlarciandır. Briyan Kellog andlaşması tfcmmm İİ 7 müstakil namzed daha! Bunlar arasında eski General Ref et de var Hazırlıklar bitmek üzere, seçme cuma günü sabah 10 da başlayıp akşam 16 da nihayetlenecek İFırkanın iki tebliğü Almanyave Londradan yapılan telclifler Pr. Neşet ömer namzed gcsterildi fMüstakii namzed General Refe] te de rey verilmesi isteniyor Almanlar teklifleri beğenmemekle beraber müzakerelere girişmek lüzumundan da bahsediyorlar Cumhuriyet Halk Fırkası Umumî Reislik Divanından tebliğ olunmuştur: Profesör Dr. Neşet ömer îrdelp Cumhuriyet Halk Fırkasınuı Istanbul saylav namzedi olarak tesbit edilmiştir. llân ediltnis olan Istanbul namzed listesindeki Yusuf Akçura Kars vilâyeti Fırka namzedi listesine naklolunmustur. Kars listesindeki eski saylav Faik Bermek Tokat vilâyeti namzed Iistesinde açık bırakılan yere Fırka namzedi olarak konmuştur. • • Alman Hava Nazırı Londraya gidecek Berlin 6 (A. A.) Havas Ajansı muhabi • rinin haber al • dığına göre, Lon dra tebliğinin metni, Hitlerin başkanlığı altında toplanan ka • bifje erkinından bazılan tarafmö*an, bu vesikanın ihtiva «ylediği birçok ün kânlann mahi yetini tayin mak sadile tetkik o • lunmustur. Alman siya sal mehafili dün den daha az nikbin görun mektedirler. Lâ kin tebliğin, nes Yenî müstakil namzedlerden dordü: marşası tahibi Hatan Ferid, eski Ermeni mektebi müdürü rettibler cemiyeti Saylav seçimi yann memleketin her tarafında blrden yapılaca&tır. Bunun için bütün nuntakalarda hazırlıklar bitmiştir. C. H. F. Genel Yazganı Receb Peker diin de hazırlıklar etrafında meşgul olmuştur. Intihab teftiş heyeti dün toplanmış, müst?kO olarak nanuedliklerini koyanlann müracaatlerini tetkik etmiştir. Mülhakattaki saylav seçidlerin bir kısmı dün şehrimize gelmislerdir. Diğerleri de bu aksama kadar gelmiş bulunacakhr. Şehir bu aksamdan itiba • ren donanacaktır. Seçim münasebe • ti!e Universite konferans salonunda yapılan hazırlıklar da bu akşam bitecektir. Bu akşam ve yartn akşam bütün fırka kaza merkezlerinde müsamereler verilecektir. Soldan Kadtköyde Balıkesir T>onMaariF müdürü Saffet, Samat,va Kevork Simkesyan ve Müreisi Cemal Dönmez Cihnhariyet Halk Fırkası Genel Kitibliğinden tebliğ olunmuştur: Mütekaid General Refetin Fır| kamızın tstanbulda bos bıraktıgı müstakil saylavlık için namzedliğini koyduğunu öğrendik. Fırkamızdan ayrıhk fikirleri tarihimizde belgeli olan bu zatın Mecliste aradığımız serbest münakasa için bir süje olacağmı umanz. Bu maksadla Cumhuriyet Halk Fırkası Umumî Reislik divanı Fırkanm tstanbul ikinci müntehiblerinin mütekaid General Refete rey vermelerini iltîeder. zam rinden önce bildirilmiş olması keyfiyeti, Fransa ile Ingilterenin Almanyayı bir emri vaki karşısmda bulundurmamak hu Âlman Hava Naztrt General Göring kendisine verilen Almanya hava kupasınt alırken susundaki niyetlerine açık bir delfl olduğu teslim edilmektedir. [Arkası aîttnct sahifede] Yeni namzedler Dün alb kişi daha intihab teftiş heyetine müracaat ederek müstakü1 namred'iklerini koymuslardır. Bunlar arasında mütekaid General Rafet, »Ai lstanboJ Maarif müdürii Saffet, Kadıköyünde Balıkesir bon marsesi sahfbi Hasan Ferid, kumüs • Mütekaid General yoncu Necmi Giines, Türk Murettib • ler reisi Cemal Dönmes, Samatya Erroeni mektebi çevirgeni Kevork Sim(.Arkast üçüncu sahtfede) Kurultay Başkanı Ankaraya gitti pradan uzunca bir yurd gezintisine çıkacak Bulgaristan infirad siyasetini bırakıyor mu? Avrupada tebellür eden siyasî grublardan birine gumek arzu ve alâmetleri belirmiş Sofya (Hu*u st nruhabirimiz den) 3 şubat tarihli Zora ga zetesi (Bulga ristanın mevkii) terlevhası altında müdiri Krapçefin imzasile şu cok mühim başmakaleyi yaz mıstır: < Bulgarîstan Yeni başveku Robenson adası General Zlutef değildir. O Bal kan yarım adasuun merkezidk. Tuna nehri onua fimal hudududur. Arczisi ortt A*Kup«»rsiis'iaâ raıdır. Bu nehir onu orta Avrupaya bağlar. Viyana, Budapeşte, Belgrad, Sofva ve tstanbul yolu Bulgaristandan geçer. O ayni zamanda Asya yolunun da üzerindedir. Boğazlar, Rodop dağlarının son etekleridir. 1 OUA Bulgaristam Romanyaya bag> lar. Stroma, Mesta ve Meriç, Yu nan ve Türk topraklarından geçer. Morava valisi ise Bulgaristam Nif ve Belgrada bağlar. Bulgaristan, Robenson adası ol • madığı gibi Alp dağlarile Avrupa {Arkası üçüncü sahlfede) \ gücü ile e'de edilmesine kalkışılmasını yasak ediyor. Buna göre savaş yasak demektir, ve buna karsı herhangi bir işte hakh olduğunu sanan ulus bundan dolayı silâh kullanmağa gitmektense U laslar Derneğine gelerek davasını ortaya koyacaktır. Bu davanın cloğru olarak orada bitirilmesi temeldir. Böyle yapmıyan ulusa öteki ulusların hepsi boykot edecekler ve belki ona kendi silâhlarının bütün birliğile karşı koyacaklar dır. barışı tutmak için gidilebile cek en dokunaklı (müessir) yolun yalnız burada bulunduğu çok aç'ktır. Neye yarar ki ilk kaynağında çok iyi ve çok yüksek bir düşünce olan Briyan Kellog düşüncesi, iş alanında onu tutacak güc bakımından yoksuldur. Tıpkı Uluslar Derneği gibi. Banş türesine uygun y.ürümiyen ulusa Uluslar Derneği birşey yapamadığı gibi ulusal davalarını silâh gücüne dayamak istiyen ulusa karşı da gerçek olarak ne yapılabileceği belli değildir. Çine karşı savaş açarak Mançuriyi almağa giden ve bundan ötürü Uluslar Derneğini bile bırakıp çıkan Japonyaya Uluslar Derneği ne yapabildi? Hem bu işte Uluslar Derneği kendisinin yaptırdığı araştırmalarla Japonyayı haksız bulmuştu. Öyle iken Japonya Uluslar Derneğini bıraktı gitti, ve Çine karşı yapacaklannda daha başıboş yürüdü. Eğer barışı tutacak ulusların bu yolda elbirliği edecekleri kesenkes (kat'î) belli birşey olsaydı Japonya Uluslar Derneğini hiçe saymakta bu kadar açık pekgözlülükle yürüyemezdi. Sovyetler Rusyası Briyan Kellog andlaşmasma daha büyük bir değer verdirmek için ilk saldıranın belirtilmesi nasıl olabileceğini gösteren pek güzel bir kural buldıı ve ortaya koydu. Savaş yasak olduğuna göre iki ulus arasında çatışma olursa bunda ilk saldıran suçlu sayılmah idi. ilk saldıran kimdir? Rus belirtmesinde bu iş en ince yanlarına kadar her yönden didiklenmiş ve ortaya gerçekten eksiksiz bir belirtme çıkarılmıştır. Şimdi elde Briyan Kellog andlaşması vardır, ilk saldıranın kim olduğunu gösterecek ölçümüz de var. Bununla birlikte gene banş igi tükel( tam) değil. Niçin? Gümrük ısrar ediyor Yalnız Türk gemilerinden ihrakiye resmi alınması deniz ticaretîni aleyhimize çevirdi, büyük şilepçiliğimiz ölüyor nınıııııııııııııııııııııııııııiMiııııııııııııııııııııııııııııııııııi'iııııi'iıııııııiiiııııııııınııııııııııııııııırıınııııınııııııııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııı Türk kadını sevin ve kıvanç duy! Ecnebi gemilerinden alınmıyan ihrakiye restnine mecbur tutulman dolaytsile seferleri güçleşen Türk gemilerinden 6in Bir ecnebi limanından mal alıp limanlarımıza uğ>.'iyarak buralara haricten getirdiği yükleri bosaltmak veya ecnebi memleketler için bu limanlardan yük almak suretile di • ğer bir ecnebi limanına giden Türk sancağını tasıyan büyük kabotaj gemilerden gümrük idaresince ihrakiye resmi almdığını, Türk şilepçilerinin, gene büyük kabotajda çalışan ve ayni seferleri yapan ecnebi gemilerden aranmıyan bu resme iıııııııııııımııııııımııııı tiraz ederek hükumete müracaat et Kurultay Baskantmız General tiklerini yazmıştık. j Kâztm özalp Ekonomi Bakanlığınca da aykın görülen bu ihrakiye resmi tahsili Boyük Millet Meclisi baskanı Geneüzerinde yapılan müracaat ve teşeb ral Kâzmı özalp dün aksamki trenle büslere karşı Gümrük idaresi alâkaAnkaraya gitmistir. darlara son cevabını yecmistir. FaMeclis baskanmı istasyonda Vali ve kat bu cevab Işi düzeltecek değil, (Arkası üçuneu $ahlfede) bilâkis gümrük tarife kanununun besinci maddesinin ikinci fıkrası mucibince bu gibi gemilerden ihrakiye (Arkası ikinci sahijede) Dün gelen, fransızca Le Matin ' gazetesi şu yukarıdaki resmi bas mıs, altina da iri yazılarla «Fransız kadını rey vermelidir» sözünü yazmış. Resmin baslığı da şudur: «Cumhuriyet kadmdır; fakat vergi ver mekte erkeklerle müsavi olan 12 milyon Fransız kadını rey vermek hakkından mahrumdur.» Ayni gazete, Fransız meb'usan meclisi ikinci reislerinden M. HenryPatenin kadmlarm belediye inti hablarında rey vermeleri için ha zırladığı kanun lâyîhasını bugün • lerde Meclise vereceğini yazıyor. Kanun teklifini hazırlıyan meb'us cteklifimin meb'usan medisinde ciddî bir muhalefete uğrıyacağını sannuyorum. Hatta âyan meclisi nin, Fransız kadınlanna, belediye idaresinde, kabiliyetlerini göster mek imkâmnı vereceğini bile ümide cesaret ediyorum» diyor. yalnız sokak süpürücülüğüne ve posta gişesinde pul saymağa lâyık görtnüştü. Cumhuriyet rejimi ise, seni erkeğin yanma otnrttu gücüne gitmezse diyeyim ki erkeğin yanma yükseltti. Erkek her ne öğreniyorsa sen de öğrendin. Erkek ne yapıyorsa sen de yaptın, erkek ne olabiliyorsa sen de oldun. Ve böylece, on sene içknde Fransiz kadınını da geçtin. O, sayiav seçmek ve saylav olmak şöyle dursucı, belediye meclislerine girmek şöyle dursun; belediye seçimlerin de rey vermek için uğraşıyor. Türk kadını, sevin, kıvanç duy ki Kamâl Atatvrk seni, on sene içinde, hürriyetin anası olan Fransanın kızlarından daha yükseklere çıkardı. Abidin Daver ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııiııııınnııııııııııııııııııııııııtıııııııııtıııııııınıııııııııın Çünkü ilk saldırana karşı barışı seven uluslann ne yapacak ları, nasıl elbirliği edecekleri, hatta elbirliği edip edemiyecekleri belli değil. Demek ki eksiklik buradadır, ve işte Lavalin son Cenevre dönüşünde söylediği sözlerin değerli anlamı buradadır, ve bundan ötürüdür. Ve eğer Londra konuşmalarından yararlı songular çıkabilecekse ancak bu anlamın barışı seven uluslara maledilmesile çıkabilecektir. Bugünkü günde kendisinden başka ulusların kendisine karşı çıkmakta elbirliği etmelerinden korkmıyacak tek ulus yoktur, nekadar büyük» nekadar güclü olursa olsun . Silâhlan azaltmamn tek yolu da budur. Hiçbir ulus bütün uluslarla çarpışmağı göze alacak sekide silâhlanmak olaganlığını kendisinde bulamaz. Bütün uluslarla çar pışmak olmıyacak birşeydir. Onu gözüne alan, ölümü gözüne almış olur, ve gerçekten ölür de. Banş işini yoluna koymak için savaşı yasak etmekle başlamak gerek oluyor demek. Savaş, daha ağır karşılıkların belirtilmesile ya sak edilebilir. Barışı ayakta tutacak uluşlarn birliği o kadar korkulu bir görünüş gösterecektir ki ona karşı yürümeğe kimse kendisinde güc bulamıyacaktır. Burası böyle sağlam bir temele oturtulduktan sonra Uluslar Derneğinin kendisine götürülecek her işi doğru düzelteceğini gösteren bir düzenin eksikliklerini tamlamak kaiır, ve işte böylelikle, ve ancak böyielikle barışın temelli ayakta tutulmasının biricik doğru yolu bulunmuş olur Jüri dün de bir karar veremedi! YUNUS NADt Meshur Fransız gazeteskıde bu resim çıkarken Türk gazetelerin de de Kamâl Atatürkün saylav namzedi gösterdiği Türk kadınlannın tstanbul şeh • isimlerini ve resimlerini basıyoruz. rinin plânını yaFransız kadını saylav seçilmek ş ö y pacak mütehasle dursun belediyeci seçmek hak • suı seçmek üzekından bile mahrumdur. Türk ka re jüri heyeti dını ise reyini kullanıyor ve yarın dün de toplan Türkiyede ilk defa olarak 17 Türk mış, azadan Yah kadını saylav da olacak. ya Kemal, Al Türk kadını sevin ve kıvanç duy! man mimar Egli, Çünkü on sene evvel çarşaf enBelediye tktısad dammı, peçe yüzünü, %afes benliIsleri müdürü Agini, harem varlığını bîr ayıp gibi sun Süreyya, mü dünyadan gizliyordu. O zaman hendis Nebil fiFransız kadını nice yüz yılların verkirlermi söyle J"Tİ üyelennden Yah a Kem<ü diği hürriyetle serbest yaşıyordu. mulerdîr. y On sene içicıde, sen haremden çıkBeynelmilel bir şöhceti haiz bu lunan bu üç mütehassıstan biri hak tın, kafesi kırdın, çarşafı attın, peçeyi yırttın. Savaş günlerinde, er kmda henüz sabit kalmamamıstır. kek kalmadığı için, saltanat, seni (JLrkast üçüncu schtfede) Söylenenler tabedilib bir daha görüsülecek.. J

Bu sayıdan diğer sayfalar: