20 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

20 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Nisan 1935 1 Ruhî bahisler YÜZ YÜREĞİN AYNASÎDIR , S.üm Sırrı TARCAN Derler ki insanların ne olduğu yüzünden belli imiş! Zeki midir, aptal mıdır? Becerikli midir, ebennaga mıdır, temiz yürekli midir, kötü huylu mudur? Yüzünden oku • nınrmus. Herkesin her vesile ile kullandığı (onun ne olduğu curatın • dan belli!) ötedenbetri dillerde dolaşan bir sözdür. Nasıl oluyor da baş, alın, kaş, göz, ağız, burun insanın içinde gizli olan şeyleri bel • li ediyor? Ruh işlerile uzun yıllar uğrasan âlimlerin demesine bakı lırsa yüz kalbin aynasıdır. Bir in sanın mizac ve huylarını, zekâ ve anlayış derecesini yüzünün ekspresionları açığa vuruyor. Siz duygu larınızı saklamak için istediğiniz kadar kendinizi zorlayın. Keskia bir göz, sizin yüzünüzden içyüzünüzü görüyor. Bugün artık hepi • rniz inanıyoruz ki başın, gözlerln, burnun biçimile içyüzümüzün bâr münasebeti vardır ve o da bir ilim olmuştur. / G8ren, bakan, yakan, gülen, seven, okşıyan, aldatan gözleır. Dargın bakışlı, dalgın bakışlı, süzgün bakışlı, saf bakışlı, sert bakışlı gözletr. Mavi gözler, elâ gözlee, sarı gözler, lâciverd gözler, kara gözler, badem gözler, yuvarlak gözler, çekik gözler, çukurda gözler, patlak gözler. (Victor Hugo) insanın gözleri için: «Yürekten geçen seyleri gös teren bir penceeedir» diyor. r Camhariyet' Tahlil ve tenkid Dikkatler Şirketi Hayriye >v Edebiyat ve edebiyat tarihi özü Yazan: Sadeddin Nüzhet Ergun Basan: İnkılab kütübhanesl Sadeddin Nüzhetin şu yeni kitabmı gözden geçirince içim sizladı, gözü • mün önüne edebiyat dersi aldığim harab günler geldi. O yillarda güçlükle ri böyle kolaylaştırmağa imkân rrrf yoktu, yoksa edebiyatı güc göstermekte fayda mı tevehhüm olunuyordu?.. Burasinı hâlâ takdir edememekle be raber yeni nesle imreniyorum. Çünkü orJar, kolay okumak ve okuduklarinl kolayca hazmetmek için her türlü vasıtayl bulabiüyorlar. Biı, îssizhğa ku lak vererek, boşluğa el uzatarak gün çürütmüf bir nesiliz. Evet, Sadeddin Nüzhetin «Edebiyat ve edebiyat tarihi özü» adlı eseri, Türk edebiyatmı kaidelerile, şekilleri • le, vezin!erile, dallari ve budaklarile, tarihile, eski ve yeni biçimile öğren mek istiyenler için en düriist, en bil gili ve en verimli bir kılavuzudur, vaktile iki bin sahife yazı okuyup ta elde edilebilen bilginin on ve belki de yirmi mislini bu iki yüz elli sahifelik kitabdan almak mümkündür. (Edebi yat) denilen büyük mevzn, o kadar iyi ve özlü surette tasnif, tahlil, tesrih ve telhis edilmiştir. Çalışkan müellif, eserîne nazim ile nesrin tarifile girişiyor. Nazmı nesir • den ayiran belgeleri gösterdikten sonra aruz ve hece vezinlerini anlatiyor. Vaktile bedi ve meani ilmi (!) diye yüzlerce sahifelik kitablar okutturulmak suretüe talebeye öğretilmeğe çalişilan mecazlari, teşbihleri, istiareleri, kina • yeleri, tevriyeleri ve bütün sekle, mâ • naya aid san'atleri açık ve öğretici bir ifade ile göstererek eski edebiyatm nazım şekillerine, oradan millî nazım biçimlerine geçiyor. (44) sahife tutan birinci kuım, bunlarla bitmiyor. Orada yeni edebiyatm bütün çeşidleri de ayrı ayrı gösterilmiştir. Gerçi bahislcr kısadır, lâkin özlüdür. Biz müellifin yazdıklarinı okuyunca yeni edebiyatta hikâyenin biyografinin, bibliyografinin, hatiratm, tiyatromın, hitabenin ne oldtf ğunu ve kimlerin elinde ne gibi mah suller verdiğini mükemmelen öğreni • yoruz. lkinci kısttn (67) sahife tutuyor. Burada edebiyat tarihinin özlü bir hu • lâsasini okuyoruz. lslân>dan önceki e • debiyat, İslâmdan sonraki edebiyat, Selçukiler ve Moğollar devrindeki e debiyat on üçüncü asirdaki edebiyat, Mavraünnehir, Çağatay, Azerî edebi • yotı ve nihayet Osmanll edebiyatı. Bu son fasılda tezkerecüerle kronolojik eserler, lâdinî ve tasavvüfi halk edebi • yatı da var. Üçüncü kisim, kitabm en geniş kıs • minı kaphyor. Burada garb medeniye» ti tesiri altında Türk edebiyatı, tan zimat edebiyatı, 1839 dan 1908 in • kılâbma kadarki millî cereyan, Ser • veti Fünun edebiyatı, Fecriâtî, türkçülük inkişafı, son nesil, takdire değer bir toplulukla gösterildiği gibi hiciv vft mizah, roman, tiyatro, seyahat, coğ • rafya, tarih, kitabe, biyografi, filolojî, etimoloji, folklbr, felsefe, hitabet, ga« zetecilik gibi yazı yollari üzerinde gö riilen ilerleme hareketleri izah olun • muş ve her yo'un yolcuları da eksik» siz denilecek bir surette sayilıp ta • nıtılmiştir. Türk edebiyatmı tarihile ve yazı cilarile birlikte bu kadar toplu ve canh olarak gösteren başka bir eser var • midır, bilmiyorum. Ben, edebiyatimı • >a dair bir hayli kitab gördüğümü sa niyorum. Bu kadar özlüsüne tesadüf etmedim. Yukarida da söylediğim ü zere herhangi bir liseli gene, Sadeddin Nüzhetin «u kitabım okumakla Türk edebiyatinın hem kaidelerini ögrenecek, hem de tarihini eşhasile beraberbeüemiş olacaktır. Bu çok özlü eserde ben eksikHk değil, bir nevi fazlalık buldum. O da müellifin «muharrir kadrosunu» pek ge • niş tutmasidir. Benim kanaatime gör* Edebiyat tarihine girmek, yahud o tarihin eşiğine yanaşmak her eli kalem tutan faniye müyesser olamaz, halbu • ki Sadeddin Nüzhet, ben de dahil ol • duğum halde, bugünün toy ve olgun bütün yazicılarina eserinde yer ver miştir. Bu eümerdlik bana müverrîh Âlinin Kmalizade Hasan hakkmdaki bir sözünü hatirlattı. Bir tezkere ka • leme almış olan Kmalı oğlu, babasl Ali ile dedesi Emiriden ve anne babası Kadiriden başka amcaları Keramiyi, Müslimiyi, Nihaliyi ve dayılan Mali • kiyi, İnayetullahı, Kadiriyi, kardeşleri Fehmiyi, Feyziyi, yeğeni Vâfiyi ve Abdiyi de şair olarak kitabina soktuğu için Âli: «Büyük himmet gösterdi, bütün akrabasim şairlik menzilesine çikardı» diyor!.. Sadeddin Nüzhet te hemen he« men bu himmeti gösteriyor, topumu • zu birden Edebiyat tarihine sokuyor. Kendi hesabima müteşekkir olmakla beraber bu semahate karşı hayret göstermekten geri kalamadun. Son söz olarak Sadeddin Nüzheti, böyle özlü bir eser yazdığmdan dolayı tebrik ederm ve her liseli gencin bu kitabdaa bir tane edinmesîni dilerlm. M. Turhan TAN Bakışların kıymeti veya kudretî insanın o andaki haleti ruhiyesine bağlı imiş. Heyecanını başkalarına tesir ettirmek için hatiblecin en kuvvetli silâhı sözleridir, derler. Halbuki bakışlar sözlerden bin kat tesirlidir. Gene onun için değil midir ki sükut çok kere sözden daha beliğdir. Kizdığimiz, korktuğumuz, utandığımiz zaman gözlerin kapakları iner kalkar. Bir acı duyarsak gözler bulut lanır. Sever, okşarken gözler süzülür. Yalvanrken gözkapaklannın îmsanlan hayvanlardan ayıcan, dış uçları asağı iner. dili ile düsüncelerini söylemesidir. Ama onun hayvanlarla eş bir dili tri gözler kıskançlığı, daima a* daha vardır: Yüzü ve jestleri. Çok çık duran gözler inadcılığı, çukureski zamanlardanberi bu benzeyis da gözler zekâyı ve »ebatı, burna birçok bilgili adamları düşündür • çok yakın gözler katı yürekliliği, müş ve uğraştırmıştır. Meselâ (A patlak ve kanlı gözler sertliği, akrİEtode) bir adamm karakterile yüsiliği, cesareti, küçük ve az açılan zünün andırdığı hayvanın, kuşun gözler »ır saklayıcılığı, yumuşakbasveya balığm karakteri arasında bülılığı, açık mavi gözler merhacneti, yük bir benzeyis olduğunu söylü • iyi huyluluğu, çini mavi gözler hıryor. Yüzleri aslana, kaplana, ayı çınlığı, derin düşünceliliği, izzeti ya, beygire, öküze, tilkiye, tazıya, nefse merakı, «iyah parlak gözler kediye, sıçana, baykuşa, balığa •iddeti zekâyı, hazır cevabhğı, kabenziyen insanların mizaclarının rarsızlığı, akı çok bebeği gayet kübu hayvanların yırtıcılığı, hilesi, çük gözler geçimsizliği, fırıl fırıl korkaklığı, kabalığı, saflığı ile çok dönen gözler aklın taşkınlığını gösyakınlığı vardır, diyor. terirmiş. Burun: Burnumuz da çok dikkaBizler yani yaşıni basını almış olanlar kendimizî sıkarak sevinci te değer bir uzuvdur. mizi, kederimizi, kırgmlığımızı, darDüz burun her iste intizama megınlığımızı bir dececeye kadar belrakı, kemerli burun vakarı, ciddi • li etmiyebiliriz, ama çocuklarda hiç yeti, ucu yukaırı kalkık burun alay öyle değildir. Daha konuşmıyan bir etmekten hoşlanıldiğını, uzun ve yavru karnının acıktığmı, uykusu ucu öne kıvrık burun gözpekliğini, nun geldiğini, kızdığını veya sevin•an'ate tnerakı, etli burun zekânın diğini hep bakıslarile, gülüşlerile siddetini, delikleri büyük burun kaş çatışlarile anlatır. Tuhaftır. Çohisaiyatın siddetini, üç tarafı kırık cuklar yalana ilk alıstıklan vakit gibi hafif parçalı burun açık yü onu dillerinden önce yüzlerile söyrekliliği, musikiye istidadı, ince, kulerler. Canları acımadan surat a • ru, etsiz »ivri burun şeytanî zekâyı sarlar, istediklerini yaptırmak için ve müstehziliği, ağza doğru fazla yüzlerini biçimden biçime korlar ve uzanan burun boğaza düşkünlüğü çok kere bizleri aldatırlar. göetericmiş. Ağız: Hic süohe yok ki yü Başın, yüzün biçimi hakkında (Aristode) dan zamanımıza kadar zün en güzel yeri hatta en kıy • antropolojiya âlimleri baş için bametli yeri ağızdır. Meşhur res • kınız ne söylüyorlar. lam (Lebrune) der ki ağız yüzün Kafa: Baş iki parçadır, biri yüz muhtelif kısımlan arasında kalbin hissiyatını en çok belli eder. öbürü saçlarla örtülü olan kafa. Birşeye sıkıldığımız zaman ağ Yüzle kafanın mütenasib olması zımızın yan uçları sarkar. Sevinir şarttır. Birinin fazla büyüklüğü vesek köşeler kalkar. ya küçüklüğü ahetngi bozar. Eninde boyunda fazla çıkıntısı olmıyan düzÜst dudağın alttakinden biraz öngün teşekkül etmiş bir kafa zekâ de bulunması iyi kalbliliği, iki du • nın yüksekliğini göstecir. trice ve dağın ayni hizada olması doğrulu çok kemikli kafa enerjiyi, küçük ğu, sebatı, alt dudağın üste çıkışı kafa düşüncesizliği ahnganlığı, kahissiyata fazla düşkünlüğü, kalın rarsızlığı göstetrirmiş. dudak iyiliği, fazla etli dudak ra hata düşkünlüğü, ince dudak »an'aYanlan yassı uzun kafa inad ve te, meharete merakı, daima açık sebata, yanlan fazla çıkmtılı uzunduran dudak saflığı gösterirmiş. luktan ziyade enine giden kafa kaDişler: Kısa dişler herşeyi dik tı yürekliliğe, ehram seklinde kafa katli görmeği, ince ve içeri dönük sebata, hırsa alâmetmis. dişler müskülpesendliği, iri ve yasAlm: Kafadan sonra alın da hayli sı dişler caflığı, ön dişlerin alt du şeyler söylermiş. Dümdüz kısa alm ze dağın üstüne uzanışı şiddetli ze kâ eksikliğini, kısa düşünceliği, hafiza kâyı ve san'ate merakı, köpek dişzayıflığmı yuvarlak az çıkmtılı alın letrinin iriliği, sertliği ve inadcılığı sağduruyu (akli selimi) düşünce • gösterirmiş. Dil: Uzun dil zekânın çokluğuliliği, çokça çıkıntıh alın çalısmada nu, yuvarlak dil doğruluğu, parçalı intizamı, ağırbaşlılığ, arkaya me dil azim ve irade kudretini, oynak yilli alın hayal kudretinin yüksekdil söz söylemek kudretini, beyaz liğini, edebiyat ve »an'ate «evgiyi dil tnidenin bozuk olduğunu, kır • gösterirtniş. mızı dîl sağlamhğı gösterirmiş. Gözler: Gözlerin de türlüsü var. Selim Strn TARCAN Izmirde bir atlı spor kulübii kuruldu Toplantıda hazır bulunanlardan btr grup Izmir (Hususî) Vali General Kâzım ve Fırka reisi Avni Doganın teşebbüslerile kurulan Aüş ve Atlı Spor kulübii, yeni kaydolunan azayı Bornova Ziraat mektebinin bahçesince toplamış, bir hasbıhal yapmıştır. Toplantı, umulduğundan fazla bir alâka ve sempati uyandırmıştır. Fırka rcisi Avni Doğan, güzel bir nutuk irad etti. Avni Doğan, Türk tarihinin eski sasahifelerinden misaller alarak atın menşeini, Türk milletinin atçılıkta kaydettiği eski tekâmülleri ve nihayet at çılığın, bize mahsus olduğunu anlattı, alâka ile dinlendi. Aldığıra malumata göre, şimdilik ciheti askeriyenin atlarından istifade edilerek manej talimlerine başlanacakür. Atlar, Macaristandan getirtilecektir. Bına inşaatı yakında başhyacak br. Alsancak spor sahasına bitişik bir arsa, inşaat için istimlâk edilecektir. Resmî kongre yakında toplanacak br. Hazırlıklan yapmak için yirmi kişilik bir komite aynlmışur. Şirketi Rayriyede, ilfc yıllann daki cana yakınlığı bulamıyoruz. Boğaziçinde oturanların gönülîerinde, yer tutan bu vapurlar, şimdi mınltılarla, dedikodularla doluoyr. Durup, dururken kimse dedikodu yapmaz, bo? yere çenesini yormaz. îşini ve yolunu seven bir adamm dudaklan, gülmek için yaTatılmış gibidir. Yıllarca bu yolculukta, eq lenerek gidip gelen ve gene bu vapurlann kolayhğına, daha doğrusu ucuzluğuna güvenerek Boğazda yer edinen yurddaşlar, şimdi istemiye, istemiye gidip geliyorlar ve ne yapıp, yamp Boğazdan göçü düşunü yorlar. Diyorlar ki, bir yüzgeçlik yere 23 kuruş verilir mi? Bugün Bur saya gitmek, Boğan gezmekten ucuzdur, sözü doğrudur. Ekmek ve diğer ucuzltyan şeylerin yanında, bilet paran, kocaman ve ödenmesi güç bir değerdir. önceleri Boğaztn dolmasına, şerfenmesine yardvm aqmt| olan bu *Deniz ocaqı> şimdi de Boğazm boşalmasına önayak o luyor. (Şirketi Hayriye) gibi her yandan özü Türk olan bir kuruluş için, başlantflc nekadar iyi idise bu son da o kadar aadn. BHeÜer ucuzSn modern pamtıKlu jabrtkalanm&dan btri haline gelen Sümer Bankm Batorköy latılsa ele geçecek azalır mı? Ha Bez Fabrikasmdan bir görünüş yır, bin kere hayır!. Varmrun, boş veya dolu iken yakacafy. Pnmur birSümer Bank Konjunktur şubesi taPamuklu imalfitı altı sene İçinde dir ve onu dolduracak Büyü de rafından neşrine başlanan üç aylık vasatî olarak senede yüzde 31 a r t ucuzluktur. bültenden Türkiyede pamuklu ve mıştır. yünlü mensucat sanayii hakkında çıYünlü imalâtının artışını ise aşağıEğer Boğazdakilerin <Şirketi Haykan güzel ve etraflı bir yazıyı hulâ daki cetvelden anlıyacaksınız. riye» nin blletlerini ucuzlatacağına saten ahvoruz. inançlan olsa kuskulanmaz, yuva Yünlü imalâtının artışı Millî fabrikalarda iğ lartm bozmağı dn^ünmezler. Belki 1928 596,000 de yurddaslannı kandınr da Bönaza miktart 1929 763,000 28 + göç ettirirler. örnek isteniyorsa: A1930 928,000 56 + Türkiyede pamuklu ve yünlü mennadolu Demiryollarına bakılstn. A1931 1,224,000 105 + sucat sanayii henüz teessüs ve inki nadolu Demiryollan, yurddasın ce1932 1,694,000 184 + ' şaf halinde bulunmaktadır. Millî pabindefcini görmüs ve verilebilecek 1933 2,281,000 283 f muklu sanayiinin bünyevî inkişafına kadarım sezmiş ve onu iatemisür. kirmen (iğ) ve tezgâh adedinin art1934 2,680,000 350 + Bunun iı%in hem kendi kazandi, hem ması en açık bir delil teşkil etmekteYünlü imalâtımız altı sene içinde de yurddaşını ve seuffisini kaznnd\. dır: yılda vasatî olarak yüzde 29 artmış 1931 de 72,000 kirmen V.Ö. to. 1932 de 94,000 » Pamukipiliği imalâtı da 1927 de 1933 te 101,000 » 1,500,000 kilogramdan 5,250,000 kilo 1934 te 115,000 » grama çıkmıştır. Üç senede vasatî, yıllık artma nis(Baf tarafı birinci sahifede) İthalât azalıyor beti yüzde 17 olmuştur. 1931 senesi svıretle yardım yapılacağı noktası ne nazaran 1934 teki artma nisbeti iDahilde yünlü ve pamuklu imalâ nın, Uluslar Kurumu tarafmdan tese yüzde 60 tır. tının artması nisbetinde haricden itcavüz vukuu tanınmadıkça, Rayn Sümer Bank tarafından tatbik e halât azalmıştır. 1927 senesine nis hududuna riayet edilmesini muta dilmekte olan sanayi prograrru beş betle 1934 senesinde pamuklu itha zammın Lokarno misakı taahhüdle sene sonunda Türkiyenin kirmen lâtı yüzde 33, yünlü ithalâtı yüzde rile telif eden formülü kabul etmemevcudunu ehemmiyetli nisbetlerde 73,7 eksilmiştir. si vaziyeti şimdilik muallâktadır. artıracaktır. Bu yaz işe başhyacak 1930 da pamuklu mensucat ithalâ Misak ihtimal ki cumartesi günü Sümer Bankın Kayseri fabrikrsile tımız 14,043,000 kilo iken 1934 te muvakkaten imzalanacak ve asü im diğer fabrikalar kirmen miktarını şu 11,199,000 kiloya düşmüş olmakla beza merasimi M. Lavalin mayıs orta kadar artuacaklardır: raber pamuklu mensucat ithalâtunız lannda yapacağı Moskova ziyaretinKayseri fabrikaeı: 33,000 kirmen hâlâ büyük bir yekun tutmaktadır. Adana » : 16,400 » de icra edilecektir. Anlaşılıyor ki, Türkiyede pamuklu Bu fabrikanınkileri de ilâve edince Fransız gazeteleri misak etrafmda 1935 te kirmen adedi 162,900 olacak imalâtının seneden seneye süratle tasvibkâr mütalealara devam ediyortır. artmasına rağmen henüz, memleket, lar. Maten gazetesi Rusyanın emni Nazilli fabrikası: 25,000 kirmen yetine dair kayidler kabul edilmekle pamuklusunu kâmilen dahilden tedaEreğli » : 15,000 Polonyamn müttehid hareket ede rik ve temin edecek mevkie geleme Na2illi ve Ereğli fabrikaları 1936 da cek bir Rus Fransız cephesi karşı miştir. Mensucat maddelerl içinde en işlemeğe başlayrnca kirmen adedi smda bırakılmış olacağına işaret etfazla döviz yiyen madde gene pa 202,900 ü bulacaktır. mektedir. mukludur. Sanayi programı ta 1937 de Sümer Bankın kuracağı dörhakkuk edip te Sümer Bankm dört Rus • Çekoslovak paktı düncü bir pamuklu kombinasmın yeni fabrikası 1937 de hep birden taCenevre 19 (A.A.) Sovyet Rus29,000 kirmeni de bu miktara ilâve emamen işlemeğe başladıklan zaman, ya ile Çekoslovakya arasında müza dilince 1937 yüında kirmen adedi memleket pamuklu ihtiyacının yüzde kere edilmekte olan karşılıklı yardım 231.900 e baliğ olacaktır. 80 i dahilden temin edilecek ve bu sumisakını parafe etmek için M. Be » Millî fabrikaların tezgâh retle geniş bir döviz tasarrufu ve tam nesin Moskovaya gitmesi muhtemel adedi bir pamuklu istiklâli temin edilmiş dir. M. Litvinofla M. Benes dün çok Millî pamuklu fabrikalannın me uzun süren müzakerelerde bulunmuşolacaktır. kanik dokuma tezgâhlan da şu ka lardır. Müzakere esnasmda yanlarınPamukipliği, yün Ipliği ve kıl ip da hukuk müşavirleri de vardı. Çe dardır: liği ithalâtile yünlü mensucat ima 1932 de 1200 tezgâh koslovakya heyeti murahhasası me lâtını da ayrı bir yazıda hulâsa ede 1933 te 1400 » hafilinde müzakerelerin çok müsaid ceğiz. 1934 te 1620 » olarak inkişaf ettiği tasrih olunmak îki sene zarfında vasati yıllık art tadır. ma nisbeti yüzde 16,5, 1932 ye nazaRoma konferansına hazırlık ran 1934 te yüzde 35 tir. Yeni fabri Birkaç para esirgemeyiniz. Hakikî Viyana 10 (A.A.) Prens Stah kaların tezgâhları şu miktarda ola Teksayt prezervatiflerini kulla caktır: renbergin hususî mahiyeti haiz Ro ma seyahatinin, bu şehirde 25/5 te Kayseri fabrikası: 1080 tezgâh Eczanelerde satılır. Nazilli » : 730 » toplnacak olan Tuna devletleri em Ereğli » : 250 » niyeti konferansını hazırlıyacağı söyDördüncü » : 1000 > lenmektedir. Bu konferansta Avus Bu suretle 1936 da 3680 tezgâh, turyanın vaziyeti bilhassa görüşüle 1937 de ise 4680 tezgâh işliyecektir. cektir. Türkiyeda icrayı faaliyet eden bütün 1937 yüında memlekette çalışan pasigorta şirketleri tarafından müttefi M. Beck Vetıedikte muklu fabrikalarının 231.900 kirmrn kan ittihaz edilmiş olan karar mucibinve 4680 tezgâhmdan en mühim rr.ik Venedik 19 (A.A.) Lehistan Dıtan Sümer Bank fabrikalarında bu ce her ne sekilde olursa olsun müşte • şarı İşleri Bakam M. Beck ile Macar rilere komisyon, iskonto ve ikraraiye Maliye Bakanı M. Fabiny ve Maca lunacaktır. Beş Sümer Bank fabrikavermek kat'iyyen memnu oldugann ristanın Berlin orta elçisi Von Ma sının kirmen adedi 112,000, tezgân sasievitz Cenevreden buraya gelmiş yısı ise 3360 olacaktır. yeniden muhterem halka hahrlatiriz. lerdir. Yünlü mensucat Ayni zaman da, tktisad Vekâletince Yünlü mensucat fabrikalarımıza musaddak ücret ve tarife nizamnamesi gelince, bunlarm tezgâh adedlori şu Çatalcada yapılacak yol ahkâmmin tatbikı mecburi olup hüâ • suretle yükselmiştir: ve köprü fma hareket cezayi müstelzhn olduğn 1927 de 401 tezgâh Çatalcada istasyonla kasab^yı 1932 de 552 » da ilân olunur. 1933 te 807 » birbirine bağlıyan şose ve bu yol üTürkiye Sigortacılari İki sene içinde artma nisbeti vasatî zerindeki köprü harab bir halde bu Dairei Merkeziyesi yüzde 42 dir. 1927 yılına nazaran * ¥ * lunmaktadır. Bunun için şehrimı^e 1933 te artma nisbeti yüzde 101.2 dir. gelen Çatalca Belediye Başkanı MusTürkiyede çalişan bilumum sigorta 1934 senesinde muhtelif fabrikalar tafa, Vali Muhittin Üstündağla lco tarafmdan tezgâh satın almak için şirketleri tarafından müttefikan ittihaz nuşmuştu. Vilâyet bu yolun ve köp Iktısad Vekâletine vaki olan müsaade olunan karar mucibînce, her ne sekilde rünün yapılmasını münakasaya koy talebleri bugünkü mevcudun bir misolursa olsun, müsterilere tenzilât ve isli fazladır. muştur. Yol ve köprü 12970 Jirayâ konto yapmamizin ve komuyoA ver • Pamuklu sanayiimizin imalâtma yaptınlacaktır. memizin kat'î bir surette memnu oi • gelince. 1928 ile 1934 seneleri arasınduğunu muhterem müsterOerin ve ce • da imalât farkmı aşağıdaki cetvel Galatasarayhlann çayı gcstermektedir: miyetimiz avilarinin nazan dOckatle Galatasaraylılar Yurdundan: rine arzolunur. Pamuklu imalâtının artışı Millî Hâkimiyet bayramma tesa 1928 1,059,000 Iktisad Vekâleti tarafından mnsad düf eden önümüzdeki 23 nisan 1935 1929 39 1,475,000 dak tarife fiat ve ahkâmmm tatbikı salı günü saat 17 de Tokatbyan sa 1930 1,871,000 77 mecburi olup, isbu Urifeye mugayir lonlarında mevsim sonu münasebe 1931 1,888,600 78 hareketin memnu olduğu ilân olunur. tile verilecek olan çaya Galatasaray1932 2,693,200 154 Türkiye Sigorta Prodöktörler lı arkadaşlar ve Galatasarayı seven 1933 3,804,600 259 Birhgi 1934 5,070,600 379 ler davet olunur. Türkiyede pamuklu yünlü mensucat sanayii Bu sanayi, altı sene içinde yüzde 31 ve yüzde 29 artmıştır. 1937 de pamuklu ihtiyacımızın yüzde SOini fabrikalarımız temin edecektir i Fransız Rus misakı J İ BAYLAR sıhhatiniz için ılan + +.

Bu sayıdan diğer sayfalar: