22 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

22 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Nisan 1935 Cumhurivmt 1 Ruslarla yaptığımız muahedenin esasları Profesör Hikmet inkılâb dersinde dün Londra konferansı ve Mustafa Sagirin idamını anlattı Eski Kültür Bakanı profesor Hikmet dün inkılâb dersine dcvam ederek Moskova muahedesini anlatmış ve demiştir ki: « Moskova muahedesi inceden rnceye tetkik edilerek imzalanmışb. Murahhaslann gayeleri Misakı Millinin aynen Rus hükumeb" tarafından tasdik edilmesi idi. Bolşevikler müzakerata Rusya Türklerini. Ermenileri, Enver Paşayj kanşhrmak istediler. Fakat bu teklif tarahmızdan kabul edilmeyincc muahede yalnız bizimle imzalandı. Muahcdeyc göre Bolşe vikler ve Türkler her milletin mukadderatina hâkim olması prensipini tanıyorlardı. Hudud 1293 seferinden evvelkî hudud olarak kabul edilmiş, yalnız Batum, ahalisi serbest olmak ve Türkiye bu limandan istifade etmek şartile Rus idaresindeki Gürcü hükumeb'ne verilmiştir. Baruma mukabil biz lğdın aldık. Çarhk hükumeb'le Osmanlı hükumeb arasındaki bütün muahedeler ve borclar ortadan kaldınlrnış, kapitülâsyonlar da yok edilmişti. Boğazlar mesetesine gelince Istanbula halel gelmemek şartile Boğazlar meselesinin ileride Karadeniz hükumetlerile anlaşarak tesbit edilmesi kararlaştınlnuştı. Murahhaslanmız Moskovada iken Efganistanla da bir dostluk muahedesi akdettiler. Bu hâdiseler Türk ırullî hükumetinin daha bir sene geçmeden ba^ardığı islerdir. harbe devam edeceğini gösterdi. Fakat ilk lnönü zaferimiz üzerine garb devletleri bizimle doğrudan doğruya temasa geçtiler. Birinci înönü muharebesinden on beş gün sonra Pariste toplanan Müttefikler, Türkleri bu konferansa davet etmeğe karar verdiler. Ancak bize resmen hitab etme mek icin îstanbul hükumetini, Mustafa Kemalin adamlanndan biri de bulunmak şartile Londraya cağırd'ar. Londra konferansı Millî hükumet Tevfik Paşa vasıtasile şubat 1921 de Londra konferansına çağınldı. Bu telgraf Sevr muahedesinin değişeceğini büdiriyordu. Mustafa Kemal Tevfik Paşanm telgrafma şu cevabı verdi: « Biz memleketin esir edilmiş küçük kısmını, büyük kısmına ilhak etmek istiyoruz. Halbuki düşmanm bu serbest büyük küllü, küçük ve esir kütleye ilâve etmek istiyorlar.» Bu telgraftan sonra millî hükumet, murahhaslannı îstanbul murahhaslarile beraber Londraya göndermedi. Fakat murahhaslanmız îtalyaya gittiler ve oradan Müttefikler tarafından başlıbaşına bir devletin murahhaslan gibi Londraya davet edildiler. Heyetin reisi Bekir Sa^ıi idi. Istiklâl harbinin tarihi G # # # # | J^i •• •• •• 1 Ktyafette erkekleşenler oruşler ve (jorunuşler Günün bulmacası 2 3 4 5 6 7 8 0 îstanbul kongresi ve İran kadınlığı Meliha H. «bu bizim için bir dönüm noktası teşkil eder» diyor Goering ve Allah! Istanbulu dolduran dünya kadınlan içinde bazan feminist murah hası olduklannı ispat i çin bir parça fazla er kekçe giyinenler görü " nüyor. Hanri dö Renye Bu birşey değil. îşin fena ciheb bu kıymetli bayanlann genc kızlanmız arasına erkek gibi kesilmiş saç, düz e tek, erkek cakeb ve gömleği modasmı geb'rmiş olmalandır. Bugün Köprünün üzerinde şapkası elinde yürüyen yer li bir sufrajetçik görünce aklıma meş hur Fransız edibi Hanri dö Renyeye aid bir fıkra geldi: Bir mecliste kadmlann yalancılığı mevzuu bahsoluyonnuş. Hanri dö Renye: Hayır, demiş, kadmlann hepsi fena ve ahlâksız değildir. Bazılan ha rikulâde mükemmel inkâr ederler. Bunun ehemmiyeb yoktur ve onlara kızmam. Fakat bazılan öyle mükemmel bir surette olmadıklan gibi görünürler ki.. îşte bu fecidir. Ve onlan affede mem!» 1 | 1 B 1 • IB B 1 1 B IB |B B B B |B B IB B B 1 B BB 1 B B IB Blfl B B B B |B| İBİ İBİ l 1 l 1 I ! Yetişse bari! Mustafa Sagir sahnede O sırada Hind müslümanlanndan Mustafa Sagir Ankaraya geldi ve kendisinin 75 milyon islâm namına geldiğini söyledi. Istanbulda Ingilizler bazı Türk zabitlerile beraber Mustafa Sagiri hapsettiler ve sonra da kaçmalanna müsaade ettiler. Mustafa Sagir bu şahidlerîe Ankaraya geldi ve Mustafa Kemale Hind müslümanlannın yardım edeceğini, Mustafa Kemal muvaffak olamazsa kendisine ttalya da bir malikâne ahndığım, bir milyon lira tahsis edildiğini söyledi. Mustafa Kemal bu adamı ilk gördüğü gün casus olduğundan şüphe etti ve takib ettirdi. Bu adamm lstanbula gönderdiği boş kâğıdlar gizli mürekkeble ya zılmıştı. Belliydi ki bu hem siyasî tahkikat yapıyor, hem de siyasî bir sui kasd yapmak isbyordu. Yakalandı ve muhakeme neticesinde de idam edildi. Idam edilmeden evvel Hind müslü manlan reisi Ağa Handan ve Ingilizlerden bu adamm idam edilmemesi için telgraflar geldi. Inönü zaferi Kral Kostana'n tahta çıktıktan iki hafta sonra Bursadan Eskişehir istikametine iki Yunan fırkası taamıza geçti. 9 ve 10 ikincikânunda Birinci tnönü muharebesi oldu ve Yunanhlar geri çekildiler. Bu, herkes kadar bizi de hayrette bırakb. Biz, Venizelos düşünce Yunan milletinin harbden usandığını zannetmiştik. Kış ortasında yapılan bu taamız, Kostantinin inadla Şehirlerimizde bir 5 senelik plân modas" meydan aldı. Bir taraftan yeni binalar yapılıyor, mahalleler kuruluyor; ötetaraftan Kaçmlan büyük fırsat hanl hanl şehrin plâBiz bu konferansta büyük bir fır nı ve imar projesi hasat kaybettik. Bu fırsat şudur: Biz azırlanıyor. Tabiî bunlenî kürsüde Müttefiklere karşı diyeann birbirine naza Vali ve Beledu bilirdik ki: riye halindeyken bir ye ReUimiz « Umumî Harbde siz her mil zaran olmadığı için ikisinin, hatta letin kendi hakimiyetini temin etmesi ücünün beşinin birden kendi seyrini için harbettiğinizi bağırdmız ve sulhu takib etmesinde hiçbir mahzur yok! bunun için istediğinizi söylediniz.. Işte Ama meydan veya park olması lâ bugün bu ğardığınızı tatbik edin, mezım gelen bir yerde yeni bir semtin sele kalmıyacakbr.» yükselmeğe başladığı görülünce ijin Halbuki murahhaslanmız bütün ci rengi değişiyor ve kanşıyor. hana millî misakımızı tanıtmak ve kaHani bir hikâye vardır: Padışah bul ettirmek için Osmanlı ricali zihnivapurla seyahate çıkmış. Fakat gemi yetile hareket ettiler. Sırf Müttefikleri bir türlü kalkamıyormuş, Sebebini müşkül mevkide brrakarak dantlmasormuş: «Efendimiz, istimi bekliyo " mak için böyle bağırmadılar ve on ruz» cevabını alınca kızmış: lann gönüllerini hoş etmek için gizli İsb'm te kim oluyor ki? Bırakm kapaklı muahedeler yaptılar.. Halbuo sonradan geledursun, biz hemen haki nekadar kafa rutarsak o kadar hakreket edelim! lı olacaktık...» Demiş. Benzetmek gibi olmasın, vaziyette yakmlık yok değil! îstanbul Belediyesi Surpagobda da bir apartımanlar ormanhğına başlama emri vermek üzereymiş, diyorlar. Anlaşılan zavallı plânın arkadan geledurması münasib îstanbuldan Parise gitmekte olan görülmüş!. Bizdeki bu sürate göre yeŞark ekspresinin Yugoslavyada Navs tişebilecek mi bilmeyiz, lâkin yebşirse ka ile Zaçreb arasında soyulduğunu ne olacak? Plân kulunc muskası dedünku nüshamızda hususî muhabiriğil ki alıp ta Beyazıd kulesinin boy mizin telgrafma atfen bildirmiştik. nuna asasın! Valimiz Ankaraya da bu Bu telgrafa göre haydudlar trenin posta vagonuna girerek posta memur iş icin gitmiş; Allah vere de yetişse bariM larını bağladıktan sonra 11 torba abp kaçmışlardır. Berlinden gelen heyetimiz Dün bu hususta îstanbul Postane Berlınin Türk Alman ticaret an sinde yaptığımız tahkikata göre, bu laşması müzakeratını yaparak şeh | radan hareket etmiş olan bu trene rimize dönen Dış îşleri Bakanlığı U | Türkiye postası olarak 40 torba verilmumî Kâtibi Numan Rifatm başkanlığı altındaki heyet dün akşam Ankamişti. Bu torbaların hiçbirisinde de raya hareket etmiştir. para ve sair kıymetli eşya yoktu. Heyet meyanmda bulunan sanayi Kıymetli maddeler memleketimizden Umum Müdürü Recai dün şehrimiz Avrupaya deniz yolile gönderilmekde bazı temaslarda bulunmuştur. tedir. Soldan sağa: 1 Slyaset, elçl 2 . Asundan er, nota, sahtekârlık. 3 Sıkmtı, düğmenln girdiği yer. 4 , Sarhoş, kolun ucu, rabıt edatı. 5 Dttmanın yaptıgı leke. 6 Idrarda bulunan bir madde, bacağm ucu, eskl Mısırlılann en büyük mabudu. 7 . Zarar, büyük diglere verilen lslm» 8 Feryad, beyaz can. 9 Kalın uzun tahta, yüksek makama geçlş. 10 . Hitab edatı, yuvar lak, zlya, 11 Seçünde verilen çey, muha.rebede müdafaa İçin kazılan yer, frarusızca kurt. 12 . Elblsenln ucu, tü . yü parlak büyük bir ku?. Yukarıdan aşa^: 1 Lâkırdı, konuşma. 2 . İkram, ağrsda dönen l&kırdı. 3 Toprak, arabca geceler,, yemekten emir. 4 . Arabca jlir veznl, Karadenize komşu bir deniz. 5 . Uzun hikâye, şıklık. 6 Dünya, tspanyıflca sahlL 7 Üzerlne binilen hayvan, eseğln çıkardıgı gu, bayanlann elblse likte kullandıklan bir kumaş. 8 . Eski satm alan, vücudün yumuşak kısmı. 9 Birşeyin mütehassuı, bagıçlama, eeki Mısırlılarm en büyük mabudu. 10 . Bü. yüfe bir hayvan, bulunmak Istenen, 11 Dügmenin glrdigi yer, çok degil, güneşln doğuşu. 12 İnce, e* büyük Slav mllletL Evvelki bulmacamn halledilmiş feklı 6 « o 6 7 » 1 s B Almanya Hava Nazın General Goering pek sevildiği Almanya ^ da bile azameti ve a \ x j lâyişi sevmek ve kendisini dev aynasuuL | \ . görmekle şöhret ka zanmıştır. Geneal Goering Almanyada onun hakkında pek hoş ve oldukça iğneli fıkralar söylerler Meselâ onlardan birisi şudur: Bir gün Hitlerle Goering Allahı ziyaret etmeği düşünmüşler ve birlikte göke çıkmışlar.. Maksadlan Allaha Alman milletinin çekbği sefalet ve sıkınblara bir nihayet vermesini rica etmekmiş! Allah onlan kabul etmiş. Tabiî teşrifat kaidesine göre Hitler önden girmiş ve Allah onu görünce yerinden kalkarak: O, sefa geldiniz!.. Diye karşılamış. Fakat arkada gelen Goeringi görür görmez hemen tahbna oturmuş. Dosru ve arkadaşı Goeringe karşı yapılan bu hareketi görünce Hitler Allahın kulağma iğilerek: Aman Allahım, demiş, bu bizim meshur Goeringdir, biraz cakayı sever. Ne olur onu da ayakta karşılasanız ? Sen budala mısm Her Hitler, demiş, onu karşılamak için ayağa kalkayım, o da hemen «ben Allahım» diyip yerime geçmeğe kalkışsın, öyle mi? Lavalin ikinci balayı! Son senelerde Avrupa devlet adamlan, aralanndaki anlaşa • mamazlıklan hallet mek için dünyanın en güzel köşelerinde bu luşarak birkaç gün M. Laval felekten kâm almağı âdet edindiler. Belki işin bu tarafı siyasi kongre lerden kalan en tatlı hauralar olduğu için!... Bu toplanmalara dünya ede biyabnda ismi binlerce defa geçen ve adı sanı göklere çıkanlan öyle şairane yerler seçiliyor ki insanın içtimalara si•yan *>lm«kt«ı ziyade adeta âşıkane tesadüfler diyeceği geliyor.. lü U 12 B|AÎH A|RjB[GIEfZjMTE|K AiYıBjÇI t | Ç | E T K | B İ ' A T N İ A Kll MİAİBİREİBJP'.OİS [A AİKİBİEİLİMİAÎLİA "R İLİI t İMJJCİÂJN B[A|NJ1LB ffürf İran murahhan Meliha H.' Arsmlusal Kadınlar kongresine komşumuz Iranın kadınlığı namına iştirak eden murahhaslardan Bayan Meliha kendisile görüşen bir muharriri mize şun'.an söylemiştir: « Bugün İranda kadınlar îran milletinin büyük halâskân Şehinşah Pehlevinin yüksek himmetlerile er kekler gibi maariften her suretle müstefid olmaktadır. İran kadınlan ilk defa bir arsmlusal kadınlar toplanüsına iştirak ettiler. İran kadınlığı tarihinde büyük bir dönüm noktası teşkil edecek olan bu fırsata kardeş ve komşu Türk memle ketinde nail olduklanndan büyük if tihar ve sevinc duymaktadırlar. Türk milletinin büyük rehberi Atarürkün yüksek işrad ve delâletile Türk hemşirelerimiz kadınlığın hukukunu temin sava?ında ilk adımı atmışb. Şimdi de tranlı kadınlar bunlann izini takib ediyorlar. Türk kadınlannın rehberliği bizim için çok kıymettardır. îstanbulda toplanan kongre İran kadınlan üzenn de çok derin intıbalar bırakacakbr.» Rl, RİBİKİA RİA'BİTİ î |B|B|A 1TL|A|Ç|B|T|R|A!MB|E|V RIBİR|ETV|AİNİB|A|TH BJM JÇLİLİL tJLs]M!A!NjLf Şark ekspresinde Kongrenin verımleri! Tramvayda gazetesini okumakla olan genc ve çok süslü bir bayan ga zeteyi dizleri üstüne bırakarak ön sı radaki arkadaşının omzuna vurdu: Yazık, yazık kardeş, dedi, bu sene kadınlar kongresine iştirak etmemekle çok şeyler kaybetb'k! Öteki döndü: Evet, bizim için çok istifadeli olacaktı. Kimbilir Yıldızda dünya kadınlığını alâkadar eden neler geçiyor? Hem ne mühim şeyler hemşi re.. Meselâ şark memleketleri murah haslannın tuvaletleri birbirinden gü zelmiş. Hele kongre başkanına mera simle hediye edilen son moda çantayı görmeği nekadar arzu ederdim doğ rusu. Bu yaz daha çanta almadım. Çanta modasını anlamak istiyordum... Soyulan postada bize aid 40 torba vardı Sen' 'Srresa" k'ohferainsmîrt toplan dığı Isola Bella, Major gölü içinde Yeni Türkofis müdürü dünyanın en güzel adalanndan biri Türkofis îstanbul şubesi müdürlüdir. Duçenin misafiri olan îngiliz ve ğüne tayin edilen Âkil Emrullah buFransız nazırlan dört beş gün bu renk, gün şehrimize gelerek vazifesıne başlıyacaktır. gölge ve kokuyla dolu adada dünya Âkil Emrullah evvelce Ihracat Ofiişlerini görüştüler. Bu arada kombinesi istihbarat raportörü iken Türkofis zon bulmak kadar balık avlamağı ve sandal safası severliğini de ihmal et teşkilâtı yapıhnca İzmir şubesi mü dürlüğüne tayin edılmiçti. Ofisin mümediler Isola Bella hemşerileri nadır dur vekâletinde bulunan Hayreddin misafirlerinden M. Lavale bu gezin Şükrü müdür muavinliği vazifesine blerinden birinde kendilerine bir iki devam edecektir. tatlı söz söylemesini rica etmişler. İkinci bir kâğıd fabrikası için M. Laval gülerek: Yerli bir grup Izmid kâğıd fabri Ben, demiş, buraya bir defa kasının yapmıyacağı kaba kâğıd imal bal aylanmı geçirmeğe geîmişbm! etmek üzere ikinci bir kâğıd fabrikaŞimdi de ikinci bir balayı geçirmeğe sı kurmak için tetkikat yapmaktadır. geldiğimden dolayı pek bahbyarım. Bu grup resmî müsaade almak için Bu seferki Fransa Italya balayımüracaatte bulunmuştur. dır!» Parisli diplomat; ilkkânunun soğuk günlerinde Romada hazırladığı izdı vaca telmih yapıyor. Yoluna yorda « > nuna göre gerçi balayı lüzumundan fazla sonraya düştü ama bereket versin Stresa anlaşması gibi düğünden dört ay sonra bir çocuk vermek fev kalâdeliğini de gösterdi. Lavalin hakkı var! tiiğümüz insanlar.. Çok kuvvetli, ve çok zeki ve yüksek insanlar değil mi?. Meclisimiz eğlenen genclerin meclisi, hafif ve züppe bir meclis değil ki bir koca bundan dolayı böyle kıskanc olsun!! Benimle beraber bulunmaktan arbk hiçbir zevk bulunmadığını hissederken bahtiyar olabileceğimi zanne diyor musun?.. Seni bedbaht olmaktan menediyor muyum? Omuzlanmı silkiyorum. Bana ne?... Eğer bedbaht oluyorsan bundan bana ne?... Seninle izdivacımm beni böyle en ehemmiyetsiz, en tabiî haklanmdan mahrum edece ğini bilmiş olsaydım, emin ol seninle evlenmezdim. Şimdiye kadar ben senin nene mâni oidum Suzan?... Fakat mademki bugün başhyorsun... Daha doğrusu başlamak isti yorsun... Ben... Ben yalnız birşey isti yorum. Benim kadınım olduğunu büsbütün unutmamaru... îşte bu kadar.. Ben evvelâ kendi kendimin sahibiyim... Ve kendisine tamamile sahib, müstakil, serbest bir insan gibi ve onun şuurile seninle hayaümı birleşbrdim. Ben san'abmi, ben işimi ihmal ÇTktısad haberierı) Ereğli bez fabrikası Sümer Bankın Konya Ereğlisinde yapturacağı yeni bez fabrikasının in şaatı münakasaya konmuştur. Bu münakasa bu aym 27 nci günü Ankara da yapüacaktır. Yeni fabrikanın inşaatı azami do kuz ay içinde bitirilecek, montajı Sovyet Rusyadan gelecek mütehassıs ve ustalar tarafından yapüacaktır. edemem. Ben yalnız senin kadıncığra olarak dünya ile, dünyadaki hareketlerle, zekâ ile aramdaki münasebetleri kesemem. Ben senin kadınm değilim, anlıyor musun? Seninle hayabnı birleşbrmiş bir kadınım... Ben bir eşya değiHm ki?... Şuursuz olarak ve kendi hayatı, kendi hayabmn icablan ve ihtiyaclan olmadan sana aid olayıra? Ne yapayım? Seni kıskanıyo rum. * Beni bıkbnyorsun... Hayabm da bir sene, yalnız sana verdiğim bir kocaman sene var... ö b ü r sene için de sana, yalnız sana feda ettiğim iş ve düşünce saatleri için minettar değil misin?. Benden daha ne istiyorsun?.. Her gece o insanlann, o yabana insanlann arasında bulunmamak istiyorum. Her gece onlann senin ya nında bulunmalan, seni meşgul et meleri, seni benden çalmalan beni bunaltıyor. Bu sözleri söylerken kocamın kimi düşündüğünü bilivorum... Yalnız bir tek insan düşündüğünü biliyorum. *** Siyah ipek pijamasmıp yakasmı rutan ince parmaklarım kıvnlmış, *e sım hiddet ve sabırsızlıkla tirriyor: iArkast var) Edebî tefrika: 2 Belki senden Suzan... Belki talihimden... Belki de hayattan... Hem buna hakkım yok mu?... Sen beniro kanm, benim kadınım, benim Suza nnn değil misin?... Sana bunca güclüklerden sonra... Bunca şeyi çiğniyerek, herşeyi feda ederek erişmedim Kaşlanmı çabyorum: Gene fedakârlıklardan mı bahsediyorsun? diyorum. Pişman oldun sa; eski hayabna, eski yuvana, eski karma, kadınına, Semihana avdet edebilirsin. Niçin beni yanlış anlıyorsun?... Ben o maziden büsbütün... Ben o maziden tamamile koptum... Benim eski hayatımla bir ilişiğim yok.. Daima ve daima şikâyet edi yorsun. Daima ve daima seni daha çok seviyorum. Fakat rica ederim Nihad... Saat ilerliyor.. Beni uykusuz bırakma. . Biliyorsun ki bu akşam başım çok ağ Yazan Suad Derviş nyordu. Eğer niyetin bir kıskanclık kavgası yapmaksa, yalvarınm sana, sabahı bekle... Evet niyetim bir kıskanclık kavgası yapmakbr... Bunda haklı değil miyim?. Bunu bana mı soruyorsunV.. Gözlerinin içine bakarken mariz bir kahkaha ile gülüyorum: Hakkm bile olsa bu hakkı sana verecek ben olur muyum Nihad?... Allahaşkma söyle sen çocuk musun?.. Elleri bileklerimi aabyor.. Sen yılan gibi bir kadmsın Su zan, diyor. Sonra başı bana doğru daha iğiliyor: Fakat herşeye rağmen seni seviyorum. *** Yüzü gözlerimin ta yanında... Sıcak nefesi yüzümü yakıyor... Bu dakikada gözlerinde ne çok ıstırab, ne çok heyecan, ne çok kin *e a§k var... Bu gözlcri ilk gördüğüm günü ha atkârdır. O. hiç seni sever mi?...» Fabrlıyordum. kat buna rağmen... O günkü durgun bakışlannı... Bu Gülerek sözünü kesiyorum. gözlerin bakışımın büyüsüne kapılma Halbuki o, seni sevdi. dan e\"velki bakışlannı... Evet beni sevdi! Eğer beni sev Beni arbk sevmiyorsun, Eğer meseydj, ben böyle bir aşkı ümid edebeni hiç sevmemiş olsaydın, belki buna tahammül edebilirdim... Fakat di mez, tahayyül edemezdim bile... Dü şünüyorura.. Hayır habrhyorum... Uyorum ya!.. Arbk beni sevmiyorsun... nutamıyorum. Beni sevdiğini hissetbİşte bu.... Bu, beni çıldırüyor. ğim her anm bende ölmez birer habHep susruğum için o gene ayni ses rası var... Işte ben bunlarla muazzeve ayni müşteki ahenkle sözüne devam bim... Ben bunlarla bedbahbm... Yalediyor: vannm Suzan! Doğru söyle... Beni Seni tanımadan evvel ben heyearbk hiç sevmiyor musun?... can, elem, ısbrab ve keder nedir bilmi**• yen bir iş adamı, bir aile babasıydım. Susuyor... Benim evim, benim çocuklanm ve işlerimden başka bir meşgalem yok Susuyorum. Ve bu sükutun içinde birbirimize tu. Bilmiyorum niçin?.. Niçin sen karbakıyoruz... Birbirimize dikkatle... şıma çıkhn?... Niçin gözlerin böyle öyle uzun bakıyoruz ki... harikulâde yeşil, tenin böyle esmer, Cevab vermiyorsun Suzan? dudaklann bu kadar kandı? Şüphesiz Arbk uyumak isu'yorum. seni sevmek, senin tarafından sevil Ben anlamak istiyorum Suzan... meği istemek benim gibi değersiz, beArbk anlamak istiyorum... Bu, öyle nim gibi vaktini yalnız para kazanmabir azab ki... ğa vakfeuniş olan sade bir adarn için Ne oluyorsun Allahaşkma?.. büyük bir küstahhkb. Beni bakışla Seni kıskanıyorum... nnla sersem ettiğin, şaşırtbğm gün: Seninle başkalannın medisinde «O büyük bir kadmdır; diye düsünbulunduğumuz her gece böylesin.. müştüm... Bütün bir devri şohretile Her gece başka insanlann arasındolduran ve muhakkak daha asırlarca da bulunmak lâzım mı? ismi dudaklarda; eserleri elden ele Aralannda bulunduğumuz in gezecek ve san'ati hatırlarda hiç ölmiyecek bir kadındır. O büyük bir san sanlar, bize gelenler ve bizim görüş

Bu sayıdan diğer sayfalar: