20 Ağustos 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Ağustos 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET so Agusros ısrro Başbakan bu akşam veya Urla hâkimi İhsan Ziyayi yarın Izmire gidiyor kimler öldürmüş? Topçumuzun tabiyesi, düşmanı şaırtıyor, alelâde Türklerle Süngu Süngüye No. 282 Çanakkalede Eski bir cinayetin muhakemesi Bakanların incelemeleri ~~ RADYO Bu akşâmki program J İSTANBUL: » , Y* A 18,30 almanca ders 18,50 Karmen o*, pera 19,45 Ege caz, türkçe sözlü esertj ler 20.15 Nihad Esengin, Saksifon solo' 20,30 stüdyo orkestrası 21 radyo caa ve tango orkestraları 21,35 son haberler, borsalar 21,45 Şehir Tiyatrosu ar tistlerinden î. Galib, konuşmalar 22 plâk neşriyatı. , A. DAVER mevziîerde bulunan toplarımızı, düşman, fevkalâde tahkim edilmiş mevkilerde sanıyordu! Topcu zabiti Mehmed Alinin hatıraları Efrad acemi idi. Harb değil, henüz ders ahşı bile yapmatnışlardı. Si perler gayrimuntazamdı. Bundan sonra muhribler pek methale giremez oldular. Yalnız methal haricinde dolaşır ve ta rassudla meşgul olurlardı. Onlara da rahat vermez olduk. Çünkü azamî menzilimîz 12,500 metro idi. Maamafih düş mana azamî menzilimizi bildirmemek arzusundaydım. Nitekim mecbur olmadıkça 89 binden fazla mesafeye atmıyordum. Düşman gemileri de bu mesafelerde dolaşıyorlardı. ettiğim zaman bir mermi o topun civarına düşmeğe başladı mı hemen topa ateş kestirip başkasile ateş ederdim. 1 inci ateş ediyorsa 4 üncüye geçerdim, o da sıkıştı mı, 2 nciye.... Sanki yalnız bir tek top varmış ta kızak üzerinde sıkıştıkça sağa, sola kaçıyormuş hissini verirdim. Nitekim de Fransız topçu zabitinin yazdığına göre, öyle zannederlermiş. Hatta onlann fikrince bizim topların mevzii o kadar tahkim edilmiş ki en büyük mermilerı bile tesir etmiyormuş, yahud sıkıstığımız zaman bir in içine kaçıyormuşuz. Halbuki hiç te öyle değildi. Gerek açık mevzide Bir gün müstahkem mevkiden telâkki ve gerekse mestur mevzide bu suretle haettiğimiz emir üzerine herhangi bir gereket ettim. Tek topla atışta hatalar kısmi menzil dahiline girecek olursa hemen men azalır. İsabet ihtimali fazlalaşır. ateş edilmesi lâzım geliyordu. Biz de buDört topla atışlarda ise her topun ayrı nun üzerine muhribleri 1011 bine kadar ayrı hatalarını düzeltmek hem uzun zakovalıyorduk. Nihayet bir gün en son mana mütevakkıf, hem de fazla mermi mesafeye kovaladım. Toplarımızın azasarfım mucib olur. Zaten verilen sıkı emî menzıhnı de anlamak istemıştim. Düş Imirler, top başına üç beş mermıden fazla man baktı ki muhriblerle tarassud yapa ] atmamızı menediyordu. Hiç bir gün tamıyacak, bu sefer zırhlılar gelmeğe baş limatnamenin emrettiği şekilde şöyle doladı. Oyle mağrurane bir gelişleri vardı ya doya çatal teskil edip mükemmel bir ki görmeğe seza. Hatta Boğazm içine tesir yapacak bol bir atış yaptığımı hatırgirip sağa sola selâm verir gibi Erenköy lamıyorum. önlerine doğru yani on beşlik obüs ba Bir de şunu arzedeyim ki mevziimizin taryalarının bulunduğu mıntakaya kadar civannda palamut ağaclan çoktu. Tabiî gelirler, oradan sıkı bir ateş karşısmda ( kalmca, hemen menzil haricine çekilirier siperin önündeki ağacları kestik. Çıplak di. Biz tabiî sükut ederdik. Bize verilen arazi üzerinde 3,60 santim uzunluğundavazife yalnız muhriblere karşı idi. Mer ki bir namluyu herhalde dürbünleri mü milerimiz zırhlılara müessir değildi. Ge kemmel olan İngiliz donanması görecekne müstahkem mevki emrine nazaran ti. Bunun için şu hileye başvurdum. Top zırhlıları işgal etmek için onlara da ateş namlularının üzerine palamud ağacları* etmekliğimiz lâzm geliyordu. Fakat ben nın dallarını bağlattırdım. Mevsim kış düşündüm ki mermilerimiz adi tane yani olduğu için yaprak yoktu. Bundan çok tahrib mermisi değil, resinden tapa'.ı olan istifade ettim. Namluya irtifa verirken bu mermiler zırhlılara bir tesir yapamaz. yavav yavaş kalktığı için, namlu bir ağac kütüğünden farklı değildi. Zaten arka Belki boyalarını silerdi. Fakat emir üzemızdaki sırtlar da ayni manzarada idi ve rme ateş etmek mecburıyeti karşısında ağac kütükleri yoktu. Bizim zavalh ikinci kalınca, bataryam dört toplu olduğu halbatarya tamamen açık denılecek bir mevde tek topla ateş ederdım. Zaten cepazide bulunduğu için arkadaşlar böyle anemiz azdı ve fazla mermi atmaklığımıza ğac dalı ve saıre ıle maske yapamıyorlarmüsaade edılmiyordu. Bataryamız açıkdı. Ufak bir atış yapsalar hemen düşman ta, görerek atış yaptığımız icin batarvaonlan hırpahyordu. Bu bataryada, efrad nın cephesini temdid ettirmek maksadile ve zabitanın toprak altında kaldıkları tek topla ateşi tercih etmiştim ve imkân sık sık vaki oluyordu, tabiî zayiat ta o oldukça isabet olmamasına gayret edi nisbette.. yordum. Düşmanın bizim bataryaya atBizim bataryada maskeye o kadar etığı merminin en ufağı 21 lik ve 30,5 luk hemmiyet verdim ki düşman tayyareleri idi. îsabet yaptığımız takdirde düşman toplarımızın cinsini ve mermilerimizin işe bile göremezdi. Top başında 5 neferden yarar bırşey olmadığını anlıyacak ve bel fazla efrad bulundurmazdım. Ateş keskı bıze cevab vermeğe bıle tenezzül et tirir kestirmez hemen topları maskeler miyecekti. O zaman zırhlıları işgal için dim. Efrad mahfuz mahalle çekilırlerdi. yaptığımız ateşin hiç tesiri ve faydası ol Sonra 100 kişilik batarya efradmı ikiye mıyacaktı. Nitekim de öyle oldu. Epey ayırmıştım. Bir kısmı köyde istirahat e der, ve bir kısmı top başında kahrdı. Hiç zamandır kısa bir hedefe isabetler gör olmazsa bu suretle efradın kuvvei mancmiyen grup kumandanı adeta bizi muaviyesi bozulmaz adeta düğün yapar gibi haze etti. Bunun topçuluk şerefile müteharbederlerdi. nasib olamıyacağını söylemesi üzerine Hatta otuz buçukluk mermiler zaten hazır olan mükemmel hedefe atışa başladık. Mesafeler de ata ata taayün bataryanın pek yakınından geçer etmiş gibi idi. On, on beş mermi isabet et ken kimse başını bile iğmez. Askertirdik. Fakat ne çare ki artık diijman bi lerim; merminin nereye düştüğünü zim ateşimize cevab vermez oldu, çün seyir ve düşman mermilerile alay kü, isabetlere rağmen mermilerimiz düş ederlerdi. Efradın kuvvei manevi man üzerinde hiçbir tesir hasıl edememiş yelerinin bozulmamasına çok dikkat ti. Bunu, grup kumandanına anlattım. ederdim. Düşman, biraz sonra, en ufak toplarile bize cevab vermeğe basladı. Onu da mustar kalmadıkça yapmıyordu. Evvelce bir mermimize yüzlerce mermi ile cevab verirken şimdi sıfıra inmisti. Zaten düşman mermilerinden müteessir olduğumuz yoktu. Bataryamıza belki binlerce mermi atıldı, ne olur, bir tek mermi bataryamn içerisine düşseydi... Tek topla ateş "Cumhurlyet,, in bölemi: 9 18 mart muharebesini ayni mevkide yaptık. Düşman taarruz kuv vetlerinin önünde hareket eden muhriblere ilk ateş aden benim batar yam olmuştur. En önde dört ingiliz muhribi, o nun arkasında Fransızlar, arkada İngilizler, daha arkada gene İngilizler vardı. Izmir (Özel) Urla eski hâkimi İhsan Ziyayi döverek öldürdükleri iddia olunan dava vekili Yasin Fehmi ile kar deşi Ahmed, arkadaşları Sadık Çavuş, Arnavud Abdürrahman, İncesulu Mehmed dava vekili Sabri ve zahireci Salih Zekınin muhakemelerı başladı. Bu me sele muhtelif safhalar geçirmiştir. Daha evvel, başka bir grup zannaîtına alın mış, mahkum edilmiş, fakat Temyiz Terilen karan bozmuş, nihayet onların masumiyetleri anlaşılmıştı. Yapılan yeni tahkikatta, suçlu olarak bu yedi arkadaş mahkemeye verılmıştı. Müstantik kararnamesi okunduktan sonra dava vekili Yasin Fehmi; vaktile tahkikatın iyi yapılmadığını, delillerin ortadan kaybolduğunu, eski kaymakam Talâtin; hâkim iyileşiyor, diyerek Urla halkını aldattığını, eski hükumet tabibi Nebilin vazifesini yapmadığım, kendısinin dedikodulara kurban gittiğini, masum olduğunu söyledi. Dava vekili Sabri de. hâkimin vaktile Zeynelzade namındaki şahısla kavgalı olduğunu söyledi. Ma sum olduğunu isbata çalışarak, adamla rmdan birınin dövüldüğünü, zorla kendisine cinayet atfettirildiğini söyledi. Arnavud Abdürrahman da; kayma'^ım Talât bana: Bu işi dava vekili Fehmi ile Sabri yaptı, dlyeceksin! dedi ve para teklif etti. Biz masumuz! şeklinde ifade verdı. Suçlu Salıh Zeki, hâkım hastanede iken kendısinin zıyaretınde görüşmek istemediği hakkındaki iddiayi red ile: Yalan, kendisi ile iyi konu şurdum, dedi. Diğer bazı şahidlerin ifadesine bakı lırsa, Yasin Fehmi ile Sabri, hâdise ak şamı çizmeli bazı şahıslarla konuşmuşlar ve hizmetçısi Kâmılın koluna ckyanarak evine gitmekte olan hâkim, evvelâ Abdürrahmanın, sonra da diğerlerinin vurduklan sopalarla yere düşmüştür. Dava vekılı Sabrıye göre, hâdisenin zabıt varakası sonradan tutulmuştur. Muhakeme çok heyecanlı ve safhalan itıbarile çok karışıktır.. Bir yığm şahid vardır. îfadeler, iddialar, cevablar arasında büyük tezadlar görülmektedir. \ Bursada meyva / (Baştaraft 1 inci $ahifede) deki cuma günü temelatma töreni yapılacaktır. Izmir panayınnı açacak olan Başba kan İsmet İnönü oradan Nazilliye giderek törende hazır bulunacaktır. tin iştirakile burada bir toplanU yapnmış ve Bakan burada bulunmadığı zaman zarfında ihracat işlerinin durumu hak kında kendilerine birçok sorgular sormuş ve sonra yabancı memleketlerde gördüklerinden Ofisi ilgiliyenleri anlatmıştır. Gebze gencleri muvaffakiyetli bir temsil verdiler Gebze (Özel) Yurda faydalı bir unsur olarak yetişmek gayesini güden ilcemiz gencleri beş yüzü geçen üyelerile pek kısa zaman içinde göğüslerimizi kabartan faaliyetler göstermektedirler. Gece derslerinde, lisan, hesab ve ticaret bilgilerinden istifade eden gencleri miz; spor, temsil ve müzikte de pek muvaffak oluyorlar. Yirmi kişilik bandosu, haftanm muayyen günlerinde «Yazı» mesiresinde halkın bediî ihtiyacmı tatmin ediyor. Birliğin «Temsil kolu» sık, sık veıdiği millî, ahlâkî ve içtimaî temsillerile halkın büyük takdirini kazanmaktadır. Bilhassa burada ve Tavşancılda temsil ettiklerı «Ankara postası» piyesindeki muvaffakiyetleri hepimizi pek sevindirdi. t m Taksim Bahçesinde 20 ağustos salı ve 21 çarşamha akşamları saat 21,30 da SÜREYYA OPERETİ tarahndanl (Arkan var) ilerlerken cinslerinin en güzeli olan bu iki genci yanyana getiren tabiati takdir etmemek mümkün değildi. Siz buradasınız ha... Artık sesinizi ve gözlerinizin rengini bile unutmağa başladığımı biliyor musunuz? Alelâde zamanlarda oldukça durgun tabiatli olan Drumond ona yaklaşınca birdenbire değişiyor, bambaşka bir adam oluyordu. Genc kız kendisine doğru ilerlerken avukatın onu kucaklamamak için kendisini çok zorladığı anlaşılıyordu. Hatta dikkatli bir göz genc kızın da bunu farkettiğini ve tabiî bulduğunu anlıyabilirdi. Sizin hafızanıza ne oldu, Alis^ Daha evvelki gün görüşmemiş miydik? Evvelki gün mü? Halbuki bana... Peki dün nerede idiniz? Sizi niçin göremedim? Dün gelmedim, çünkü bir gün görmemekle sizi daha fazla özliyeceğimi karşılaşmamızdan iki kat zevkalacağımı biliyordum. Bu sözler ilk bakışta makul görünebilir. Fakat hakikatte hiçbir manası yoktur. Nahak yere günahıma girmeyiniz! Siz de pekâlâ bilirsiniz ki beniın dünya ( La Mascotte ) Operet 3 perde, müzik: ODRAN Duhuliye yoktur. Meşrubat 4060 kuruştur. Her tarafa tramvay vardır da ençok zevkaldığım şey sizin yanınızda bulunmaktır. Alisin yanakları al al oldu. Mükâle meyi derhal değiştirdi. Margrit (Markiz dö Suzanj) size ne dedi? Sıkıntısını anlattı mı? Evet. > Maksim pek fena hareket ediyor. Zavalh Margrit çok müteessir... Ona da şaşıyorum, ya... Benim başıma böyle bir şey gelmiş olsa hiç müteessir olmam. Bütün alâkamı keserim, olur biter. UGURLU KIZ VİYANA: ' Ekonomi Bakanı Ofisin, şehrimizde Ekonomi Bakanı Celâl Bayar dün çalışan Bakanlık espektörler kolu başkanı 17,15 gramofon 18.10 konuşma 18.31 şehrimizdeki Bakanhğa bağlı kurumları Hüsnüyü kabul etmiş ve yapılan teftişler piyano konseri 19.05 gramofon 19,30 ziyaret etmiştir. Ekonomi Bakanı öğle hakkmda uzun izahat almıştır. konuşmalar, hava raporu, haberler vet den evvel İş Bankası İstanbul şubesinde ulusal yayın 20,35 Viyana halk musi' lç tşleri Bakanı tlbaylıkta meşgul olmuş ve burada bazı zevatı kakisi 22,15 Salzburg musiki şenlikleri * Iç İşleri Bakanı Şükrü Kaya dün Yabul ederek görüşmüştür. Oğleden sonra 23,35 haberler 23,45 senfonik konser saat on beşte Dördüncü Vakıf Hana gel lovadan şehrimize gelerek akşam İlbay 24,35 konuşma 24,50 cazband takımı. miş ve uyuşturucu maddeler tekidini (in hğa gitmiş ve İlbay Muhittin ÜstündağBERLÎN: hisannı) ziyaret etmiştir. Ekonomi Baka dan muhtelif işlere dair izahat almış, 17.35 şarkılar 18,05 konser 19,05 nı uyuşturucu maddeler tekidinde yanm nüfus sayım işini tetkik etmiştir. konuşma 19,35 eğlenceli bahisler * Sağlık ve Finans Bakanlart saatten fazla bir zaman kalarak tekid di20.05 musiki 20,45 günün akisleri 21.05 rektörü Ali Sami ile uzunboylu görüş Sağlık ve Sosyal Yardmn Bakanı haberler 21,15 Frankfurttan 23,05 hamüştür. Bu görüşmenin esasını afyon e Refik Saydam dün İstanbul Sağlık Di berler 23,35 «San'at sergisi» nderı hakim ve satım işine verilecek yeni yönüm rektörlüğü binasında bir saat kadar Di berler 24,05 Münihten. teşkil ettiği zannedilmektedir. rektör Ali Rıza ile konuşmuş, ondan sonBUDAPEŞTE: Celâl Bayar buradan sonra Türkofıs ra Kızılay Kurumuna uğramış ve başkan 18,05 salon orkestrası 19.15 konfe İstanbul merkezine gitmiş ve Ofiste iki doktor General Ali ile görüşmüştür. rans 19,45 piyano konseri 20,35 piyessaat kadar kalmıştır. Şehrimizp gelmiş oFinans Bakanı Fuad ve müsteşarı Faik 22,15 haberler 22,45 orkestra konseri lan Türkofis genel asbaşkanı Necdetle dün îstanbul finans teşkilâtına gelerek u24.05 Çingene orkestrası 1,10 haberler. Ofis istanbul şubesi direktörü Mecde zun müddet meşgul olmuşlardır. BÜKREŞ: *.«' 18.05 gramofon 20,05 konferans . 20,25 gramofonla halk musikisi 21.03 yalarken büyük kuvvetlerle diğer ta konferans 21,20 senfonik konser 22,05 (Baftnakaleden devam) haberler 22.25 konserüı devamı 23,20 şaltabilmeleri mümkün olabilir. Lâkin rafta kat'î netice aramak imkânını kenyabancı dillerde haberler 23,440 dan9 bu dolaşma o kadar uzundur ki taşma dilerine verecektir. Yani Habeşliler musikisi 24,05 orkestra konseri. cak herşeye; Süveyş üzerinden olan «dahilî hatlar» dan istifade etmek ve TULUZ: mesafeye göre verilecek nakliye ücre kendi geniş toprakları dahilinde is 20,05 şarkılar 20,25 düetolar 20,35 tinin 5 6 mislini ilâve etmek icab ede tedikleri manevrayı yapmakta serbes cektir. Bu fazla masrafın îtalyan büt tirler. Halbuki büyük mesafe ve mâ haberler 20.50 halk orkestrası 21,10 çesine yükliyeceği ağır yükten başka nialı arazi ile iki kısma ayrılmış vazi salon orkestrası 21,20 operet şarküarışu noktalar da göz önünde tutulmak yette kalacak İtalyanlar için böyle bir 21,35 muhtelif sololar 22,05 Lohengrirt ihtimal ve «haricî hatlar» dan istifade operasından paraçlar 22,40 operet pargerektir: çalan 22,50 halk orkestrası 23.05 1 Satte 10 12 mil yapan bir ge imkânı mevcud değildir.] mi Italya limanlarınd&n kalktıktan Bu bakımdan muharebenin devamı <Cennet yolu» operetinden parçalar ancak 45 50 gün sonra Somali veya E sırasmda herhangi bir cihette fazla 23,25 Viyana orkestrası 23,35 haberlerritre sahillerine varabilecektir. Bu ge kuvvet toplamak, merkezi sıklet yap 23,50 Arjantin orkestrası 24,05 haberminin ikinci bir sefer yapabilmesi an mak gibi kolaylıklar ve askerî fayda ler 24,20 operet orkestrası 24,40 dans cak üç buçuk aylık bir meseledir. U ve lüzumlardan İtalyanlar mahrum musikisi 24,50 eğlenceli sahneler 1,05 radyo fantezisi 1,25 süel musiki. nutmamalı ki Yunanlıların 1922 de A kalacaklardır. nadoluda uğradıkları hezimetin başlıZAGREP: 5 Uzun müddet sürecek bir har ca âmillerinden birisi de menzillerinin bin İtalya için doğuracağı neticeleri 21,05 gramnfnn . 51.15 konferans • uzaklığı idi. biran düşünmek bile herhalde Muso 21.35 şan konseri 22.05 Resitasyon 2 Bu üç buçuk aylık zaman zar lininin uykusunu kaçırmağa kâfidir. 22.35 şan konseri 23,05 haberler 23,20 fında İtalyan ordusu için (bir milyon) [Trablusgarb muharebelerini unutmı şan konseri. . tonluk yük taşıyacak diğer birçok ge yalım. İtalyanlar sonraları burada teşmiye ihtiyac vardır. kilâtsız Arab kabilelerinden başka 3 Her gemi bu uzun yoîa ve hele kimse ile karşılaşmadıkları halde se Bu gece nöbetçi olan eczaneler jun bu yoldaki denizlere kolayca dayana nelerce içeriye doğru ilerliyememişler lardır: maz. di.] İstanbul cihetindekiler: 4 Süveyşi kapatmış olan îngilteBu uzun müddet zarfında italyan Ankara caddesinde (Eşref)", Bakır * renin; Afrika cenubundan dolaşacak haznesinin boşalması, kredisinin tü köyde (İstepan), Beyazıdda (Cemil), İtalyan gemilerinin Aden körfezinden kenmesi, Avusturya meselesinin ve TuFenerde (Hüsameddin), Karagümrük ^ ve Mendeb boğazından geçerek Eritre na Birliği işinin, İtalyadan başkalan te (Fuad), Küçükpazarda (Yorgi), Sasahillerine varmasma da güçlük gös nın dileği gibi, sonuclanması pek müm matyada (Teofılos), Saraçhanebaşmda terip göstermiyeceği düşünülmek icab kündür. (İbrahim Halil), Sirkecide (Beşir Ke eder. Eğer bu güçlük te gösterilirse, Karada yapıiacak muharebenin zor mal), Şehremininde (Hamdi), Yenika •> bundan sonraki İtalyan nakliyatmın <^f lukları ve muhtemel neticeleri böyle pıda (Sarim). yalmz Somaliye yapılması icab ede Bejoğlu cihetindekiler: ce meydana çıktıktan sonra şimdi Hacektir ki bunun doğuracağı şu mah Beşiktaşta (Rıza), Hasköyde (HalkT, zurların büyüklüğü kendiliğinden an be*ıstana havadan yapılacak bir taar(Hidayet), Kasımpaşada ruzu da gözden geçirmenin sırası gel Karaköyde laşılır: (Necdet miştir. Çünkü kara muharebesinin (Yeni Turan), Kurtuluşta A) Eritredeki kıt'aların insan. si müşkülâtını bu işin neticesi üzerinde Ekrem), Pangaltıda (Karkin Kürkçı « lâh, cepane ve malzemece ikmali, bes tesirsiz gibi göstermeğe kalkanlar ha yan), Taksimde (Güneş) ve (Kanzuk). lenmesi kabil olamıyacaktır. Bunların va muharebelerinin sihirli keYametine Üsküdar, Kadıköy ve Adalardaküer: tayyarelerle ikmali ve beslenmesi de sarılmışlardır. Büyükadada (Şinasi), Heybelide tamamen mümkün değildir. İleride tayHabeşistanda hava harbini de ayrı (Tanaş), Kadıköy, Eskiiskele caddesinyare taarruzu bahsinde bu hususta kâde (Büyük), Kadıköy, Yeldeğirmeninde bir yazıda inceleriz. C. D. fi izahat verilecektir. (Üçler), Üsküdarda (Ahmediye). B) Harbi hem Eritre, hem de Somali üzerinden tevcih ve idare etmek lâ İstanbul öğretmenleri îzmirde zım gelecektir. Izmir 19 (A.A.) îstanbul öğret [Bu keyfiyet, bir taraftan da Habeş menlerinden otuz kadın ve otuz erkek olİkinci Mabmud devrinden kaller aleyhinedir. Çünkü onlar da ordumak üzere altmış öğretmen incelemeler ma gümüş bir ayna Sandal Be larını ikiye ayırmak mecburiyetinde kalacaklardır. Lâkin arazinin Habeş yapma kiçin şehrimize gelmi^ler, istasyon desteninde teşhir edilmektedir. ordusuna göstereceği kolaylık, zayıf da îzmir öğretmenleri tarafından karşı Ağustosun 22 inci persembe günü saat on dörtte satılacaktır. bir kuvvetle bir tarafta İtalyanları o lanmışlardır. Ekonomi Bakanının temasları İtalyan • Habeş işine siyasal ve süel bir bakış Nöbetçi eczaneler Antika gümüş ayna Tercüme eden: Ömer Fehmi BaşTtut Fakat o da anneleri de henüz daha genc denecek bir yaşta ölmüşler, iki kızkardeş bunun üzerine Parise gelmişlerdi. Margrit burada Marki dö Suzanjla ev lenmişti. Alis te kızkardeşile birlikte otufuyordu. Onun hareketlerinde, yürüyüşünde bir kadıfe yumuşaklığı vardı. Bakışlan o kadar parlak, yüzü o kadar güzel, nesesi o kadar boldu ki yalnız erkekler değil, kadınlar da onu seyretmektey haz duyarlardı. Ellerini uzgtarak Drumonda doğru i Fakat sizin başınıza böyle birşey gelemez. Bu sözler şimdiye kadar kimbilir kaç kadına söylenmiştir. İyi ama kadınlardan da nicelerî vardır ki kendilerini melek gösterirler, hakikatte ise tam manasile birer iblistir ler. Dogru.. Erkeklerden daha fena kadınlar olduğunu tasdik ederim. Bu sebeble kabahati yalnız Maksime bulmu yorum. Ne zaman hatırlasam Allahın bu Kontes Sanjak denılen mahluku yeryüzüne niçin gönderdığıni kendı kendıme tı. soranm. Bu kadın bir yılandır. Dün oGenc kiz sustu. Elini alniea götürerek nun yüzünden Maksimle Margrit arasın Hikâyemi ne vakit bitirirsem siz de o za da gürültülü bir münakaşa olduğunu biliyormusunuz? Bundan size bahsetti mi? Evet. Benim zannıma kalırsa Margrit kocasmın bu Kontes Sanjakla birlikte kaçmasmdan korkuyor. Kimbilir belki bu korkusu tahakkuk etmiştir, bile... Iğrenc şey. Fakat ne yapılabilir? Biliyormusunuz, dün gece bu mevzua dair harikulâde bir rüya gördüm. Harikulâde bir rüya mı? Muhak kak yediğiniz bademli çikolata m'.denize ağır gelmiş olacak. Alayı bırakımz. Ha, demek bana dün bir kutu dolusu bademli çikolata gönderen sizdiniz... Teşekkür ederim. Şimdi beni dinleyiniz. Size rüyamı anlatacağım... Bu o kadar garib ki mutlaka birisine anlatmak istiyorum. Dün hemşiremle kocası arasında Kontes Sanjak yüzünden bir kavga çıktığını öğrenince kendi kendime «bu kadın ortadan kaldınlmalıdır, dedim. Eğer birisi çıkar da onu öldürürse insanlığa büyük hizmet etmiş olur.». > Fakat... i Sabrediniz, sözümü kesmeyiniz! man fikrinizi söylersiniz. Genc kız kaşlannı çatarak bütün ciddiyetini takmmıştı. Drumond da her zamanki lâkayd tavrile onu dinlemeğe hazırlanıyordu. Dün gece hemşirem nereye gittiğini bana söylemeden sokağa çıktı. Hal buki evinde istirahat etmesi daha lüzumlu idi. Çünkü bütün gün şiddetli bir başağnsından şikâyet etmişti. Fikrimi ken disine de söyledim. Bana sert sert bakarak «teessürümü anlatmamak istedığımin farkında değil misin, dedi. Ben kimseyi kendime acındırmak istemem. Kadınların en talihsizi olduğum halde en bahtiyan gibi görünmem lâzım geliyor.» Hulâsa sözümü dinletemedim, beni bıraktı, gitti. Fazla ısrar etmedim. Bir kelime daha söylesem ağlıyacaktı. Margrit en ufak birşeyle gözleri yaşaran musluk gözlü kadınlardan değildir. Ağlarsa bilmelidir ki ortada gayrikabili tamir birşey var. Maamafih dün gece hakikaten teessürünü göstermek îstemiyordu. Tuvaletine pek büyük bir itina göstermişti. O kadar ki bana hiç bu kadar güzel görünmemi? bir müddet sustu. Sonra: Azıcık müsaade ediniz, zihnîmî tophyayım, dedi. Geçen şeyleri tafsilâtile anlatmah ki rüyamın harikulâdeliğini siz de kavramış olasınız. Akşam yemeğini yalnızbaşıma yedirri. Biraz piyano çaldım. Sonra okumağa başladım. Ne okudunuz? Doğrusunu istersenîz hiçbîr şey okuyamadım. Kitablardan birini aldnn, birini bıraktım. Bu suretle birçok kitab karışürdım. Zihnim Margrit, Maksim ve Kontes Sanjakla meşgul olduğu için kafama hiçbir şey girmiyordu. Nihayet kitabları bırakarak onlan düşünmeğe başladım. Düşündükçe kızdım. Belki bilirsiniz, Balzak «öyle vakitler olur ki yalnız bir düğmeye basmakla nefret ettiğiniz birisini öldürmek iktidarım haiz olsaydık buna en iyilerimiz bile mukave met edemezlerdi» der. Eğer böyle bir kudretim olsaydı emm olun bunu Kontes Sanjat için hiç tereddüdsüz kullanırdım. Işte bu düşünceler içinde hiçbirşey okuyamıyarak yatağıma yattun. Saat kaçtı? ^ (Arkatt var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: