12 Nisan 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

12 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 12 Nisan 1936 SKERLIK BAHİSLERİ Lik maçlanna bugün de her üç sahada devam edilecektir. Şeref ve Kadıköy stadmdaki maçlar Taksimde oynanacak olanlara nisbetle daha ehemmiyetlidirler. Şeref stadında Beşiktaş Hilâl karşılaşmasından ziyad< Beykoz İstanbulspor maçı daha enteresandır. İstanbulsporlular iki hafta evvel Fener takımile 1 1 berabere kaldıktan sonra biraz gurura kapılmışlar ve bunun cezasını Galatasaraya karşı uğradıklan ağır denebilecek mağlubiyetle görmüşlerdi. Bu hafta kendilerini toplıyacaklan ve güzel bir oyun çıkarmağa çalışacaklan beklenmektedir. Beykozlular hiç te küçük görülüp aldınş edilmiyecek bir takım olmadığını Vefaya karşı oynadıklan oyunda göstermişlerdir. Filhakika Vefaya karşı birinci devreyi 3 0 mağlub bitiren Beykozlu lar pek az takıma nasib olan bir gayret göstermişler ve ikinci devrede üç gol atarak oyunu berabere bir vaziyete getirmeğe muvaffak olmuşlardır. Bu itibarla Beykoz İstanbulspor maçı her halde enteresan olacaktır. Kadıköyünde Süleymaniye Eyüb, Fenerbahçe Vefa maçlan vardır. Fe nerbahçeliler yaptıkları son lik maçile Ankara karşılaşmalarında iyi neticeler aldılar denemez. Buna mukabil Vefalı lar geçen hafta Güneşe karşı güzel bir oyun oynıyarak maçı 3 1 kazanmağa muvaffak oldular. İki takımın bu vaziyetleri gözönünde tutulursa yapacaklan maçın alâka verici bir halde olacağını kabul etmek lâzımdır. Vefalılar ayni derece ve Foto Sureyya kıymetteki îstanbulsporlular gibi bir hafÇanakkalede 18 mart muharebesini gösterir kabartma bir Alman haritastmn kopyesi ta evvelki maçta aldıklan neticeden guTürk ordusu, 1915 yıhnda Çanakka mamak için, 1914 dekinin tamamile ak arruz vâki olduğu zaman, kapımızı düşrurlanarak oynarlarsa ağır bir mağlubile Boğazını, Boğazdan akan sular kadar sini yapacak, yani Boğazı bir baskmla ele manın suratına kapatabilecek bir bekçiyi yete uğramalan hiç te olmıyacak bir şey kan dokerek (bizden 250,000 şehid, ya geçirmeğe veya geçmeğe çalışacaktır. O şimdiden kapmın önüne orurtmak istiyodeğildir. ralı ve hasta, İngıliz ve Fransızlardan ise halde, zamanımızda, moda olduğu üze ruz; geç kalmıyalım diye... Taksim stadında evvelâ Galatasaray350,000 maktıil, yarah ve hasta) müda re, hem siyasî, hem sevkülceyşî bir basFilvâki, bugünkü taarruzî harb vası la Anadolu sonra da Güneş Topkapı faa ettise, bunu, sadece bir yurd parça kın yapacaktır. Siyasî baskın, bize her talarının sürat ve kudreti karşısında, da maçlan vardır. sının müdafaası için yapmış değıldir; Ça suretle dostluk teminatı vererek şüphemiha sulh zamanında, esaslı surette, hazır nakkale Boğazmın çok yüksek sevkülcey zi uyandırmamak ve Boğazın gayrias Dün yapılan B. takımları maçı lanmamış müdafaa tertibatının hiçbir şî ehemmiyetidir ki Türkleri de, İngiliz kerî mıntakasını vaktile işgal edip müdaB takımları arasında dün lik maçla kıymeti yoktur. Düşününüz ki muhribleve Fransızları da, orada tarihin kaydet faaya hazırlanmamızın önüne geçmek orma devam edilmiştir. Taksim stadyo rin sürati 45 mile yaklaşmış, kruvazör tiği en müthiş boğuşmalardan birine sü lacaktır. munda Galatasarayla Anadolu karşı lerinki 40 mili bulmuştur. Zırhlılar içinrüklemiştir. Sevkülceyşî baskın ise, siyasî baskm de 30 mil gidenleri vardır. Hava kuvvet laşmış, Galatasaray sıfıra karşı on bir sayı ile galib gelmiştir. Vilvdki, Avrupada, Boğazlar kadar la şüphelerimizi uyuttuktan sonra, bir ge leri ise yıldırımlarla yanı edixorjax^. Topkapı ile Ounc? maçmda da Ouneş iktısadî, siyasî ve sevkülceyşî ehemmiyeti cc karanhkta Boğazın ağzına gelmek ve Deniz ve hava filolanndan mürekkeb nızamsız oyuncu oynattığı için hükmen yüksek bir yer yoktur. Boğazlara hâkim şafakla beraber ordu, donanma ve hava böyle seri ve cür'etkâr bir düşman kuv mağlub addedılmiştir. olan, Avrupa ile Asyanm biribirile elele kuvvetlerile içeri saldırmaktır. Böyle bir veti, yukarıda anlattığımız gibi, Bo Fenerbahçe stadyomunda Fenerbah verdiği noktaya hâkim olur. Marmara, hareket, bizi gafil avlıyabildiği takdirde, ğaza anî bir baskm yaparsa, buna ancak, çe Vefa takımları karşılaşmıştır. FenerKaradeniz, Karadeniz havzası, Roman Boğazın müdafaasmı imkânsız bırakır; daimî tahkimat ve müdafaa tertibatile liler 3 1 galıb gelmişlerdir. ya, Bulgaristan, Macaristan hatta Avus ne mayn dökmek, ne ağır topçumuzu i mukabele edilebilir; yoksa, 20 kilometro Eyüb B takımı da Süleymaniyeyi beş turya gibi Tuna memleketleri Kafkasya, leri sürmek imkânı kalır. ötede bulunan muvakkat vesaitle değil. sıfır yenmiştir. Ukrayna hep Boğazlarla çok sıkı alâkaBöyle bir tehlike, Boğaz daimî tahkiDüşününüz ki 10 ağustos 1914 te Gösı olan yerlerdir. matsız kaldıkça, her an mevcuddur. îl benle Breslav içeri girdikten sonfâ; 'önlan Boğazlann, yarı hakikat, yarı efsa gasını istediğimiz gayriaskerî mıntaka takiben İngiliz donanması Boğaza salne olan meşhur Turua muharebesinden durdukça, Türkiye daimî bir baskm en dırmış olsaydı, sahil istihkâmlarının, müitibaren başlıyan bu ehemmiyeti, bilhassa dişesinden hiçbir zaman kurtulamıyacak dafaasına rağmen içeri girmeğe muvaf îstanbul Sovyet konsoloshanesinde ev1700 senesinden itibaren beynelmilel bir tır. Eğer teşbih lâzımsa, Türkiye, her fak olurdu, diyenler pek çoktur. Bu fi velki gece îstanbul matbuat erkânına şekil almıştır ve gün geçtikçe de artmış gece evinin kapısı açık yatan ve kapının kir, mütehassıslarca hemen hemen umu Rusyada yapılmış büyük bir spor filmi tır. Onun için, Boğazlann sulh ve harb önünde bekçisi olmıyan, dışanda da za mî bir kanaat halinde kabul edilmiştir. gösterilmiştir. Bu filim, Sovyet Rusyada zamanlanndaki durumları, muhtelif mu bıta memuru bulunmıyan bir adama benO zamandanberi, taarruz silâhlannın spora verilen ehemmiyet ve kıymeti, Sovahedelerle tesbit edilmiştir ki bunların en zer. hızı, kudreti pek çok artmış, buna muka yet gencliğinin nasıl yetiştirildiğini, dost Şimdi, Boğazların tahkimini istemekle sonuncusu da, şimdi, tadilini istediğimiz bil Boğazın bütün silâhlan alınmış ve memleketin bugün spor sahasmda nelere Lozan muahedenamesinin Boğazlara aid Avrupadan, sadece rahat uyumak hakkımuktedir olduğunu tebarüz ettirmektedir. çok güçleşmiş olan müdafaa işi böylece mızı istiyoruz. mukavelenamesidir. Bir saatten fazla devam eden ve sesli Boğazlar mukavelenamesıni, vaktile 20 kilometro uzakta bulunan bir seyyar olarak çekilen fılimde elli binden fazla Bu mukavelename, Tiirkiyenin, harb Lozanda, bize kabul ettirenlerin, o za kuvvetin omuzlarına yükletilmiştir. sporcunun Moskovadaki Kızılmeydan zamanında Boğazları tahkim ve müdaHaksızhk meydandadır, barizdir. manki muzmer fikirleri, Boğazları, İstanda yaptığı muazzam geçid resmi görül faa hakkını tanımakla beraber sulh za Yıllardanberi, her türlü ademi teca mektedir. Sovyet ricalinin huzurunda yabulu ve Trakyayı müdafaasız bırakmak, manında buralarda gayriaskerî mıntakaTürkiyeyi Akdenizin büyük denizci dev vüz andlaşmalarında, Silâhları Azaltma pılan bu geçid resmi, şimdiye kadar görlar tesis etmek suretile, hem Boğazlan, letlerine karşı, daima boynu eğik vazi Konferanslannda, ve Milletler Cemiyeti mediğimiz bir tarzda yapılmıştır. Bütün hem İstanbulu, hem de Trakyayı daimî yette tutmaktı. Greçi, onlar, buna Bo müzakerelerinde, diplomasî konuşmala spor şubelerine mensub kız ve erkek sporbir baskın tehlikesine maruz bırakmıştır. ğazlardan mürur serbestisi diye bir ad rında ortaya atılan «emniyet» iddiaları cular, mensub olduklan sporda hareket Yani muahede bir elile verdiğini öteki etakmışlardı atrana bu, mantıksız bir söz arasında en haklısı, Türkiyenin Boğaz halinde görülmektedir. lile almıştır. den ibarettir. Çünkü, eğer Boğazlar tah larda istediği «emniyet» tir. Büyük kamyonlann üzerlerinde ayrı Çanakkale Boğazmın Avrupa tarafın kim edilirse, bu tahkimat, oradan bizimMukaveleyi imzalıyan devletlerin hak ayrı birer siyah spor meydanı vücude gedaki Gelibolu yarımadası kâmilen gayri le harb halinde olmıyan devletlerin ti kımızı tanıyacaklarına, Boğazlann tah tırılmiş. Bunlar sıra sıra yürüyor. Futbol askerî hale konulduğu için, burası bas caret ve harb gemilerinin girip çıkmalankimi esasını kabul edeceklerine şüp sahasını gösteren kamyon geçerken burakin tehlikesine daha çok açıktır. Filvâ na aslâ mâni değildir. he etmiyoruz. Çünkü 1923 tenberi va da bir futbol maçının bir parçasını, tenis ki, burada gayriaskerî mıntaka, SeddilBiz, sulh zamanında kımseye kapımı ziyet te, zihniyet te değişmiştir. kordunu gösteren kamyon geçerken bir bahirdeki İlyas (Helles) burnundan başzı kapatmıyacağız. Yalnız, bize bir taABİDİN DAVER tenis maçı, boks, güreş, eskrim maçları, lıyarak Tekirdağı civarmdaki Kumbağı hatta trampletten atlıyan yüzücüler gö denilen mevkie kadar uzanır. Burada rülüyor. Bulayır berzahı civarında, Kavak deni Boğazların tahkimi, en büyük hakkımızdır Bugünkü maçlar Fener Vefa, İ. Spor Beykoz karşılaşıyorlar Faşizm Diktatörünün Imparatorluk hulyası! Başlangıcda Marksist olan Musolini niçin sonra Imparatorluk hulyasına düştü? Boşa çıkan Musolini Hitler mülâkatı Boğazlar, müdafaasız kaldıkça, baskmla onları ele geçirmek, Istanbulu ve Trakyayı tehdid etmek mümkündür Evimizin kapısı önüne bir bekçi koymaktan başka birşey istemiyoruz; emniyetimizi temin etmek için hakkımızı kimse reddedemez Musolini Venedikte Hitleri istikbal ederken... Fransızca Vu mecmuasında, «Meçhul Diplomat» imzasile yazılar yazan ve siyasî görüşlerinin isabetini tasdik ettirmiş olan muharrir, ayni mecmuanm son sa yısında yukarıki başlık altmda, Musolini ile Hitlerin dünya siyasetinin bugünkü durumu üzerindeki rollerini tahlil eden bir makale yazmıştır. Hitlerle Musolininin köşekapmaca oynadıklannı söylüyen ve her ikisinin siyasetini de şiddetle tenkid eden bu yazıyı naklediyoruz: Musolini 1922 teşrinisanisinde, Mebusan Meclisindeki ilk beyanatında devleti asgarî şekle indirmek hususundaki emelini söylemişti. İlk yapılacak şey umumî masrafı kısmaktı. Bu devre üç sene sürdü ve bu üç sene zarfında Musolini şiddetli Alman aleyhtan idi. İkinci safha Harbler nasıl doğar? Sovyet Rusyada yapılan büyük bir spor filmi Musolini, bundan onbir sene evvel, 24 teşrinievvel tarihinde söylediği bir nutukta «Beni beş on sene hareketimde serbest bırakınız, İtalyayı zengin, memnun ve müreffeh bir hale getireceğim» demişti. Habeş harbinin manası izah edilmek istenildiği takdirde, o zaman verilen bu vaidin unutulmaması lâzımdır, çünkü Italyan milleti onu unutmamıştır. Bu harb bir kişinin eseridir. Binaenaleyh, o kimsenin, Habeş seferine karar verdiği dakikadaki şahsî vaziyetinin ne olduğunu bilmek lüzumludur. Bu vaziyet sadece fecidi, yegâne başvurulacak çare bir müstemleke seferi idi. Musolini, harble sulh arasında değil, harble kendi sisteminin iflâsı arasında bir tercih yapmak zaruretinde idi. Musolini, Büyük Britanyayı harekete geçemiyecek şekilde kötürümleştirmek su'»•tile Afrikada ' " | " ; " ' ' İ 1 T u ' * k Yj"~ mak ve Libyayı, Mısın, budanı ve Mabeşistanı ihtiva edip Eritre ve Somalideki İtalyan müstemlekelerine bağlanan geniş bir müstemleke imparatorluğu kurmak, yani dört buçuk milyon kilometro murabbaı sahaya sahib olmak imkânmı düşünmüştü. İşte hulya bu idi. Güzel bir hulya, fakat şimdi bir de hakikate bakalım. Geriye doğru bir parça dönüp Duçenin, bugün içine daldığı müthiş çıkmaza nasıl girdiğini anlamak hayli merakhdu\ Musolininin Hitlerden farkı ne mec zub, ne de koyu inanç sahibi olmamasıdır. Söylediği sözlere nassı İncil gözile bakmaz. Alâkadar olduğu bir tek şey vardır: Şahsî muvaffakiyeti. Bütün meseleleri bu cepheden tetkik eder. Faşizmin siyasî tarihi bu iddianın en büyük delilidir. Bu siyasî tarih, Musolini nazariyesinin dört şeklini gösterir. 1 Millî servetin devletin zararına olarak inkişafı. 2 Fransa aleyhine olarak İmparatorluk tesisi fikri. 3 Siyaset sahasında meydana gelmesine hiç intizar olunmıyan ve oyun bozan Hitler. 4 Ekonomik harabî, İmparatorluk kurmak zarureti. Faşizmi İmparatorluk fikrine götüren nasyonalizme tebeddülü olmuştur. Fakat Imparatorluk fütuhat demektir. Fransa veya İngiltereden başka kimin elinden imparatorluk fethedilebilir? Musolininin ve faşistlerin mütaleasına göre, İmparatorluk, İtalyan nüfusunun artması için yapılacak gayretin neticesi olmalı idi. Dueç, îtalyanm patlıyacak kadar dolması Iâzım geldiğini ilân ediyordu. Muhacerete mani olmak ve doğumun artması için her vasıtaya başvurmak şarttı. Musolini,' en meşhur nutkunda, 1935 senesinde, îtalyanm dört milyon kişilik bir orduya, dünyanın en azametli do • nanmasına ve son derece büyük bir hava kuvvetine sahib olacağını söylemişti. Bu hava kuvvetini teşkil eden tayyarelerin motörlerinin gürültüsü bütün yanmadanın gürültüsünü susturacak ve kanadlarının gölgesi İtalya semasını kararta • • caktı. lenn hedefi harb fikrini yaymak, mem leketi, bilhassa gencliği, hatta çocuklari askerî terbiye ile yetiştirmek olmuştur. Üçüncü safha " Fakat bu ihtiras kısa sürdü. Musolini ile Hitler arasındaki Venedik mülâkatı bir itimadsızlık ve şüphe devresinin başlangıcmı teşkil etti. Musolini, bu mülâkatı tacil etmek için elinden geleni yapmış, İtalyan matbuatı Hitleri «büyük müttefik» diye anmışh. Fakat bu mülâkat acaba niçin hiç beklenmiyen bir netice vermişti? Musolini, sade, kendi peşinden juru' mekten başka birşey düşünmiyen bir takdirkâr değil, ayni zamanda îtalyanm her istediği taahhüdlere girişmeğe âmade bir müttefik bulduğu zehabmda idi. Duçe, İtalya ile Almanya tarann'dan yapılacak müşterek bir harb tehdidinin öteki devletleri susta durduracağmı ve îtalya împaratorluğunun ihzannı temin edeceğini umuyordu. Bu itibarla, Hitlerin tayyaresi Vene dikte karaya indiği zaman, Musolini, arkadaşlanna, tarihî bir hâdise içinde yaşadıklannı ve bu hâdisenin Avrupanm vaziyetini değiştireceğini söylemişti. Ne Musolini, ne Hitler lâtince bilmiyorlardı. Fakat, Hitler tayyareden indiği zaman kendisini karşılamağa gelen Musoliniye: «Ave împarator» dedi. Imparatorun lâtincede manası, bildiğimiz imparator değil, «birinci» demektir. Nitekim eski Romada, ilk rey vermek hakkma sahib olan senatora İmparator demişlerdi. Bir Alman âlimi, bu müdahaneli sözü Hit re, «Ave İmitator» sözünün italyanca tercümesile mukabelede bulundu. Hitler de bunu anlamamış olsa gerektir. Fakat, bu ilk mülâkat çok fena neticelenmiş olacak ki, Musolini son derece öfkeİenmiş ve arkadaşlanna «Devam etmekte fayda yok, ne yapıp yapıp Hitlerin biran evvel avdetini temin etmeli» demiştir. Aralarındaki muhaverenin şu şekilde cereyan ettiği söyleniyor: Duçe îleride bir harb zuhurunda, müştereken harekete geçmek fikrine ne dersiniz? Hitler Hazır değiliz. Fakat umarım ki, metin bir siyaset ve gittikçe artan bir silâhlanma sayesinde hem harbin önüne geçmeğe, hem de kısa bir zaman zarfında, Alman isteklerini tamamen tatmin etmeğe muvaffak olacağız.» Bu mülâkat faşizm siyasetinin kökünden değişmesini intaç etmi§tir. Birinci safha len, bir yerden itibaren, garbe doğru bütün Gelibolu yarımadası tahkimatsız uzanıp gider. Bu vaziyette, bir baskm vukuunda Gelibolu yarımadasına asker ve ağır topçu göndermemiz hayli uzun zamana muhtacdır. Boğazın Anadolu tarafında ise, Bozcaada karşısmdan Karabigaya kadar, Boğaz kıyılarından itibaren 20 kilometro derinlikte arazi gayriaskerî bir hale konulmuştur. Bir taarruz vukuunda, ağır bataryalanmız ve kıt'alarımız, bu 20 kilometroyu katederek sahile yanaşabılir. Demek ki düşman donanması ufukta göründüğü anda, haberimiz olursa, gayriaskerî mıntaka hududunun öte tarafmdaki kıt'alarımızı alelâcele Boğaza sürebilmek imkânı vardır. Mesele, aradaki 20 kilometro ağır bataryalarımızın katedebileceği sürate ve zamana dayanır. Çanakkale Boğazında daimî tahkimat olmadıkça, bütün iş bizim için, gafil avlanmamaktadır. Fakat Boğazın bu vaziyetini bilen bir düşman, gözüruüzü açtır Karkamışta güzel bir mekteb binası Bu yağız çehrelî, çelik vücudlü muazzam sporcu kafilesinin yaptığı geçid resmini seyrederken insan, sporun yaratıcı kudretile karşı karşıya geliyor. Bu güzel spor filmini, sporculanmızm, mekteblile rimizin ve bütün Türk gencliğinin gör mesi çok şayanı arzudur. Öyle zannedi yoruz ki, Sovyet konsoloshanesi, bu filmi görmek istiyen mektebler ve spor kulüb lerinin bu arzulannı tatmin etmenin yo lunu bulacaktır. Galatasaray kulübünün yeni nizamnamesi Karkamış (Hususî) Eski adı Ce veya kapanmak üzere bulunmuştur. rablus olan Karkamış hudud üzerinde güNahiye merkezinde Vali Ali Rıza Çezel bir istasyondur. Suriye ve Türkiye lwiğin himmetile güzel bir mekteb binası müfettişleri burada oturmakta olduklan •rapdmış ve çocuklara bu ders yılı açıl için Karkamış yeni binalarla süslenmiş mıştır. Mekteb, Vekâletin plânına uygun tir. Nahiyenin karşısmdaSuriye Cerablusu olarak yapılmış, güzel ve muntazam bir vardır. Burası kaçak eşya sevkeden bü yurddur. Hudud boyundaki köy ve na yük mağazalarla doludur. Ancak, alınan hiyelerde ayni şekilde modern ve güzel sıkı tedbirler üzerine kaçakçılık gitgide a mekteb binalan inşa edilmiş ve edilecekzaldığı için bu mağazalar ya iflâs etmiş tir. Galatasaray spor kulübünün v n i ni zamnamesi resmî makamatm tasdıkinden geçmiştir. Yeni nizamnameye göre ku lübde bir «yüksek mürakabe heyeti» teşkil edilmiştir. Bu heyet 18 nisanda içti maa davet edilmiştir. îçtimada eski idare heyeti kulübün vaziyeti hakkında yüksek mürakabe heyetine izahat verecek ve yeni idare heyeti seçilecektir. Faşizmin ilk günlerinde, Musolini hem Marksist, hem Vılsoncu idi. Fakat ayni zamanda, sorel şiddet felsefesi fikirlerine de iştirakten geri kalmıyordu. Faşizmin ilk programı yalnız cumhuriyet ilânına, milletin veto hakkma, daimî ordunun, senatonun, şövalye rütbelerinin ve asaletin ilgasına münhasır değildi. Ayni zamanda, ekonomik sahaya da şamil bulunuyor, işçilere büyük endüstriyel işleri, köylüye toprak vermeği, borsalan%ve spekülâsyoncu mahiyetteki mümasil sosyeteleri ortadan kaldırmağı da istihdaf ediyordu. Siyasî ve ekonomik bir inkılâb programı idi. Fakat, bu program, sosyalizmle çatışmakta gecikmedi. Ricate mecbur oldu ve endüstriyellerin himayesi ve tahsisatile yaşıyan ilk teşekküller, az zamanda, geniş bir sosyalist aleyhtarı hareket haline inkılâb etti. Roma üzerine yürüyüşten sonra hükumet reisi olan Musolini, sermayelerin emniyerini ve memleketin servetini temin etmek lüzumunu düşündü. Bu sebeble sosyalizme muhasım bir vaziyet aldı ve müfrit liberalizm taraftarlığma başladı. Bolşevizmi tahkir ettikten sonra verdiği nutuklardan birinde: «Devlet korkunç bir makine, insanlan yutan harab edici bir Molohtur» diyordu. Hulâsa, faşizmin hedefi, devleti nizam ve asayi§ işlerile meşgul olmağa hasretmekti.

Bu sayıdan diğer sayfalar: