14 Eylül 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Eylül 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Eylul 1936 r İKTİBASLAR f Şehir ve Memleket Haberleri ) Darende kazasmda bağcıî'k ilerliyor *> Montrönün ferdasında Ingiliz siyaseti <• Siyasî icmal Bitarafhk ye Portekiz 5 spanyadaki iki muharib tarafa da siII lâh ve diğer harb malzemesi verilmemesi ve bu suretle devletlerin bitarafhklarını muhafaza etmeleri için Leon Blum kabinesinin ileri sürdüğü ve îngilterenin bütün nüfuz ve gayretile iltizam eylediği teklif yalnız Almanya, Italya ve Portekiz tarafından bazı ihtirazî kayıdlar ilâvesile başlıca devletler tarafından kabul edildikten sonra bitaraflığı tanzim ve kontrol için Londrada beynelmilel bir komisyon teşkil edilmesi için müzakere başlamıştı. Nihayet bu komisyonun teşkiline de Almanya, îtalya ve Portekiz dahil olduğu halde bütün devletler muvafakat eylemişlerdi. Fakat komisyon azalan tayin edildiği zaman Portekiz hükumeti kendi memleketinde çıkan bazı hâdiselerden endişe ederek komisyona murahhas göndermekten istinkâf etti. Lizbondaki İngiliz büyük elçisi bir hafta zarfmda dört defa musırrane teşebbüste bulunduğu halde Portekiz hükumetini yola getirememis, Londradaki Portekiz mümessili nezdinde İngiltere Hariciye Nezaretinin yaptığı teşebbüsler dahi semeresiz kal mıstır. Portekizin komisyona iştirakten çekinmesile bitaraflığm tatbikı işi sarpa sardı. Çünkü Portekiz İspanyanın bulunduğu İberya yarımadasında ikinci bir memleket olup İspanya ile aralarında gayet sıkı münasebet bulunduğundan ve hatta bazı eyaletler ve yaylalar iki devlet arasında taksim edilmiş olduğundan Portekizin bitaraf kalmamasile bütün devleterin bitaraf kalması karanndan bir fayda hasıl olmıyacaktır. Faşist Portekiz bitaraf kalmadığı takdirde kendi hududu boyunda yerleşen ve kuvvet bulan İspanyol faşist hükumei ve ordusu komşusundan istediği kadar silâh ve yardım alacaktır. Zaten bitaraf kalan devletler Portekiz limanlarma istedikleri kadar silâh ve tayyare göndermekte serbest bulunacaklarından bunlarda Porekizden transit olarak geçecek silâh ve mühimmat göndermekle bitarafıklannı ihlâl etmiş sayılmıyacaklardır. Portekizi kendisinin 200 senelik müt:efiki İngilterenin bu kadar iltizam ve ısrar eylemesine rağmen bütün bitarafhk şlerini ve tertibatını tehlikeye sokmağa sevkeden hâdiseler Portekiz donanmasına mensub iki harb gemisi mürettebatının komünistlerin teşyikile isyan ederek zabitlerini hapsedip İspanyol komünistlerinin başlıca üssü bulunan Malaga limanına gitmeğe kalkışmış olmalandır. Bu gemilerdeki zabit namzedleri yüzerek sahile çıkıp mürettebatın komünistliğe matuf tertibatmdan hükumeti haberdar ettiklerinden gemiler sahildeki tabyalardan bombardıman edılerek sakatlanıp yollanndan ahkonulmuşlar, mürettebau da tevkif edilmiştir. Lâkin bu teşebbüsün akim kalması bu memleketin mukadderatını idare eden faşist hüku metini tatmin etmemiştir. Çünkü Portekizde amele ve köylü arasında zuhur eden diğer hareketler ve isyan teşebbüsleri Lizbondaki diktatör General Karmonanın kabinesi başında bulunan M. Salazarı fena halde korkufrnuştur. Portekizdeki askerî diktatörlüğe da yanan faşist hükumeti îspanyadaki faşistlere yardım etmediği ve neticede komünistler vaziyete hâkim oldukları takdirde komünistlik dalgasının Portekizi de sürükleyip götüreceği kanaatine gelmiştir. Zaten İspanyadaki komünist teşkilâtı Ispanyaya münhasır olmayıp Portekizin dahi içinde bulunduğu İberya yanmadasına şamildir. Teşkilâtın adı da iberya komünist partisidir. Por,tekiz hükumeti daha ziyade ısrar eylediği takdirde bütün îberya yarımadasına silâh gönderilmesinin menedılme sinden başka bitaraflığı kurtaracak çare kalmıyacaktır. Tek alfabe Birinciliği kazanan eser 300 bin nusha tabettirildi Konyada mahsul vaziyeti cok iyi Hava Kurumuna teberruat artıyor Konya (Hususî muhabirimizden) Bu yıl Konyanın ziraî vaziyeti çok ye rindedir. Topraktan mahsul alan herkes, aldığı her çeşid mahsulden son derece memnundur. Gelecek yıllanmızın dâ bu bakımdan çok iyi olacağını, bereketli mahsul senelerine kavuşacağımızı şimdiden söyliye biliriz. Çünkü vilâyetin su üstündeki çalışmalan müspet neticelerini vermeğe başlamışhr. Sılle nahiyesindeki sondajlar ve baraj, Altınapa barajı, Karaman barajı, Ka raman sondajları, Ilgın bataklıklannın kurutulması ve bu bataklıklan vücude getiren Bolhasan çayından mahsulâtın sulanması için edilecek istifadeler, Sarısu kanalınm açılma işi hayli ilerlemiş bulunuyor. Merkezi Çumrada bulunan Konya ovasını sulama teşkilâtı da intizama girmiş bulunuyor. Su Işleri bürosu şefi olan mütehassıs mühendis Isviçreli Franz Konya ovasmın behemehal sulanacağı ve kat'iyyen ku raklıktan kurtulacağı hakkında fennî teminat vermektedir. j &Temps» gazetesi bu başlık altında ve Jak Bardu imzajg sile aşağtdaki makaleyi neşretmektedir. Temps gazetesi fMontrönün ferdasınla» başlığı altında, Jacque Bardoux im:asile şu makaleyi neşrediyor: «Contemporary Review mecmuası, ığustos nüshasında, M. Georges Solo regtchikin salâhiyettar kaleminden çık mş bir makale neşretmektedir. Bu macale, İngilterede, şerhedilmeğe lâyıktır. ngiliz gazetecisi, şimalî Avrupada yap ığı bir seyahatten dönüşte, hiç çekin neden şöyle yazıyor: «Burada kaydetnek zaruretinde bulunduğum ilk ve en cuvvetli intıba, ziyaret ettiğim dokuz nemlekette, tngiliz prestijinin tamamen fikılmış olmasıdır. Bana dediler ki: Musoliniden, Arablardan, Hitlerden corkan; her tarafta zâf eseri, kararsızık ve tereddüd eseri gösteren bir mil etin, bir memleketin sevk ve idaresile •ni yürüyormuşuz? Son seneler zar iında en fazla takdir ettiğimiz memle ket bu mu imiş? Bunu söyliyenler, Büyük Britanya tıın, ^kendisine karşı doğrudan doğruya meydan okunduğu halde hiçbir hare ket yapmadığına göre, arada, imzalı anlaşmalar da mevcud olsa, müşkül vaziyette kalan dostlara yardım etmesinin pek az muhtemel olduğunu ilâve edi yorlar. Ve bunu tasdik etmemek te müşkül. Hiçbir zaman bu derece kuv vetli tesir bırakan bir fikir ittifakına rasgelmedim. Maalesef söylüyorum ki, müşahedelerime nazaran, bu dokuz memlekette, Ingilterenin sözüne cüz'î ehemmiyet atfedecek, bir tek mes'ul siyaset adamı yoktur.> Bu ağır hükmün noksanı tarihî bir izahtır. Britanya hükumeti, çifte if lâsla kötürümleşmektedir. Avrupada, muvazeneyi temin etmek, silâhsızlan mayı mümkün kılmak ve sulhu muha faza eylemek için, mağlubların istek lerini tedricen akbul ederek, Almanyatım kuvvetlerini, müttefikleri aleyhine ve bir deniz emniyeti pahasına olarak yavaş yavaş ihya etmek istiyordu. Halbuki, üçüncü Reich, artık Versay bo yunduruğundan kurtulmuş ve Ren is tihkâmlarmın muhafazası altına girmiş olduğu için askerî üstünlüğünü ilân etmekte ve bu üstünlüğü, tedricen istifade mevkiine koymağa hazırlanmakta dır. Akdenizde, muvazeneyi temin etmek, silâhsızlanmayı mümkün kılmak ve sulhu muhafaza eylemek için, Büyük Britanya, 12 adalar pahasına ve Habeşis tanın aleyhine olarak, Romanın, Tür kiyeye karşı, orta Asyada müzaheretini ve Fransaya karşı, Avrupada elbirliğini satın almıştı. Halbuki, M. Musolini, Boğaziçine ve Süveyş kanalına karşı Ege denizi adalarında ve ilhak ettiği HabeŞistanda hava üsleri ve denizaltı gemilerine mahsus üsler vücude getirmek te, İngilterenin muhalefetine rağmen, Aden yakınında ve Nil civarında as kerî bir imparatorluk kurmaktadır. Semahat iddiasında bulunan ve sulh amili olmak istiyen bir realizmin bu akametleri karşısında; vaziyetlerin, önceden tahmin edilmesi lâzım gelen ve bertaraf edilmesi mümkün bulunan bu değişikliği karşısında, İngiltere ampi rikleri, bu çifte şatranc tahtası üstünde, başka taşlar aramağa ve başka bir siyaset tesbitine mecbur bulunmaktadırlar. Ve bunu da, her zanmaki gibi insiyakî olarak, el yordamile yapıyorlar. Montreux konferansı buna delildir. Konferans, mesaisini henüz netice lendirmişti ki, Sovyet diktatörlüğünün resmî gazeteleri olan İzvestia ve Pravda, 21 temmuz sayılarında, Rus diplo masisinin hedeflerine vâsıl olduğunu söylüyordu. Bu hedefler üç tane idi. Evvelâ, Ka radenizde, sulhu, muvazene tarikile temin etmek ve 18 inci madde, sahildar devletlerin, bu kapalı denizde, hazerde bulundurabilecekleri tonilâto yekunu nu 30,000 ve icabında 45,000 olarak tahdidle iktifa etmiyerek, bu filolardan hiç birisinin, Karadenizde, tonilâto yeku nunun üçte ikisinden fazla gemi bulunduramıyacağını tasrih etmektedir. Hedeflerin ikincisi, orak ve çekiçli bayrak taşıyan gemilerin bir denizden ötekine, yahut bir limandan ötekine serbestçe geçmelerini temin etmekti. Bu serbestî 11 inci madde ile verilmiştir. Bu madde, sahildar devletlerin, 14 üncü maddede zikredilen 15,000 tonluk azamî hadden fazla tonilâtoda saffı harb gemilerini Boğazlardan geçirmelerine müsaade vermektedir. Ve nihayet, üçüncü hedef olarak, ehemmiyetine binaen îzvestiadan aynen şunu iktibas ediyorum: «Cenevrenin, tecavüze maruz kalan bir dev lete yardım hususundaki kararlannı olduğu gibi, hali harbde mutaarrız gemi lerinin Karadenize geçmelerinin menedilmesi hususundaki kararlarını da tatbik eden devletlere aid harb gemileri nin, hali harbde, Boğazlardan geçmekte hududsuz bir serbestiye malik olmalarının istenılmesi>. Filhakika 19 uncu ve 20 nci maddeler, gerek bu serbestıyı ve gerek bu memnuıyeti derpiş etmek te, ancak, ileride zıkredeceğim tabir lerle mavzuu bahseylemektedir. Pravda, yazısını şöyle bitiriyor: «Bu diplomatik muvaffakiyet, mem leketimizin diğer bütün zaferle/i gibi, büyük Stalinin idaresi altında, ekono mik, kültürel, askerî ve beynelmilel sahalarda kudretli bir Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri İttihadı yâratan partimizin âkil siyasetinin neticesidir.» Modern diktatörlükler tarafından ilmî bir surette tanzim edilen, kültür ve fikir noktasmdan, medeniyetin hayatiyeti noktasından, tasvirin suiistimali, kütlelerin disiplendirilmesi ve uyuştu rucu maddeler kadar vahim bir tehlike olan bu propaganda kuvveti, bu suretle, bir kere daha tezahür etmiş oluyor. Nıtekim, hakikat, tarihî ve hukukî bakımdan büsbütün başkadır. Eksper leri, Boğazların İngiltereye açık kal ması, yahut onun tarafından kontrol altında bulundurulması hususundaki an'anevî siyasete sadık bulunan Bri tanya İmparatorluğunun Rus taleble rine karşı şiddet ve inadla mücadele ettikten sonra, Hariciye Nezaretince, esasta değilse bile, şekil itibarile mü samahakâr davranmağa davet edilişi ve son dakikada, İngiliz noktai naza rmda böyle bir değişiklik vukua gel mesi, İzvestia ve Pravda ne düşünürlerse düşünsüler, Sovyetler İttihadının askerî prestiji, diplomatik mehareti ve manevî büyüklüğü sayesinde olma mıştır. Montreux mukavelesi «Boğazlarda denizden mürur ve seyrüsefer serbestisi prensipini> tasdik ve bu prensipin, hazerde ve seferde, münasib tedbirlerle mer'iyette bulunmasmı temin eden bir ifade ile söze giriştiğine göre tabiatile mahdud olan bu tahavvül, Britanya hükumetinin bir ihtarda bulunmak ve bir pazarlığa girişmeği hazırlamak arzu sundan doğmuştur. îhtar: Kime? Pa zarlık: Kiminle? Almanya ve ttalya ile. Niçin? İflâs eden siyasetini tamir ve veni bir siyasetin tahakkukunu temin çin. İngiliz Alman münasebetleri, dün olduğu ve yarm olabileceği kadar dostane ve itimada müstenid bulunsaydı, Almanya, Boğazlar mukavelesini mü zakereye ve imzalamağa davet edilir di. Gerçi, Lozan muahedesi mümzileri arasında değildir. Şüphe yok ki, Almanya, Brenner İtalyanın elinde bulundukça bir Akdeniz devleti olamıyacaktır. Fakat, birinci plânda bir denizci devlet haline tekrar gelmiş bulunuyor. Karadenizde müşterileri vardır ve bunları arttırmak emelindedir. İngiltere ile bir deniz anlaşması akdetmiştir. Binaena leyh, Almanyamn iştirake daveti nor mal, mantıkî ve nezaket icabı olurdu. Londra, Hitler matbuatının nahoş neşriyatma rağmen, Almanyayı haric bı rakmakta ısrar etmek suretile Berline ilk bir ihtarda bulunmuş oluyordu. İngiliz Hariciye Nezareti, bunun gözden kaçması ihtimalinden korktuğu için, bunu, heyecan uyandıracak bir tahavvül yaparak tebarüz ettirdi. 9 temmuz perşembe günü, Britanya dele gasyonu, M. Tituleskonun itirazlarına ve M. Paul Boncourun ısrarlarına karşı durarak, muharib devletlere aid harb gemilerinin Boğazdan geçmeleri memnuiyetine, «taarruza uğrıyan bir dev ete, Milletler Cemiyeti paktı çerçevesi dahilinde imzalanmış bir karşılıklı yardım muahedesi mucibince, muavenette bulunmak» halinde dahi istisna kabul edilebilmesini reddetmişti. İhtilâfm halli imkânsız görünüyordu. Londradan talimat istenildi. Aradan iki gün geçti. 11 temmuz cumartesi günü, Britanya hükumetile istişare edil meden, hatta ona haber bile verilme den, Avusturya Alman beyannamesi lân edildi. Orta Avrupadaki siyasî an aşma, Roma ile Berlin arasındaki ha va mukavelesini itmam eyliyor, askerî yakınlığı fazlalaştınyor ve ekonomik temasları tavzih ediyordu. Şayet Berlinin şarka aid bazı endişeleri yoksa, Lokarno müzakeratı garb emniyetini temin edememek vaziyetine düşüyordu. 1935 deniz müzakereleri nin arifesinde olduğu gibi, bugün de bir İngiliz Rus yakınlığı heyulâsını hatırlamak muvafık olur. 13 temmuz pazartesi günü, Londra düşündü. 14 temmuzda karar verilmiş bulunuyordu. 15 temmuz çarşamba günü, Montreuxde, Bri tanya delegasyonu kat'î red cevabını geri almış ve metnin tadilini kabhl et mişti. İhtar lâzımdı, fakat çekip koparmak olmazdı. Wilhelmstrasseye, Sovyetle rin gizlice ve hududsuz bir surette te şebbüs edebüecekleri gemi inşaatı do layısile, İngiliz Alman deniz anlaşmasmı feshetmek ve güçbelâ bahşedilen yüzde 30 u aşmak bahanesini verme Bu sene 500 bin asma çubuğu dikildi Darende (Hususî) Yıllardanberi kalkınmak istiycn Darende son yıllarda yılmaz bir azim ve irade ile çalışmağa ve ilerlemese başlamıştır. Mahallelerin isçral ettiği saha 20 ki lometro kadardır. Ba% ve bahcelerile hos manzaralar gösteren bu şirin kasaba, 16 mahalle, 220 diikkân, 4 mağaza, belediyenin bu sene yaptırmış olduğu yeni bina, mekteb ve Hükumetle süslenmekte dir. Kasaba halkı tiiccar, bağcı ve çiftçidir. Kazanm umum nüfusu 30,112 dir. çiftçi adedi 4000 kadardır. Arazinin yüzde 80 i ziraate elverıslıdır. J ALFABE Konya iyi bir mahsul yıh görünce bütün hamiyet damarlan gerildi. Vilâyetin her tarafında toplantılar vapılarak alınan toprak mahsulünün % 2 si Hava kurumuna terkolundu. Kızılay, Çocuklan Koruma kurumlarına da ayrıca bağışlamalar yapılmaktadır. Konyaya bağlı bulunan Sille, Hatıp, Yarma, Tömek, Kızılviran, Obruk na hiyelerinin bütün köy muhtarlan, köylünun kendilerine verdiği salâhiyete dayanarak büyük bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda verilen kararla bütün köylerin ciftçileri her yıl için mahsullerinin yüzde ikisini Tayyare cemiyetine bağışlamış buKitab biri köy, dığeri de şehir mekteblunuyorlar. lerine mahsus olmak üzere ayn ayn baAkşehir. Cihanbeyli, Ilgm, Kadm sılmıştır. Köy ve şehir alfabeleri, mevzu itibarile ayni olup yalnız resimlerde de hanı, Bozkır, Srmenek, Hadim, Seydi ğişiklik. vardır. Şehir çocuklanna mahsus şehir, Beyşehir, Ereğli, Çumra, Karapıolan kitabın resimleri şehir çocuklarının nar, Karaman ciftçileri ve hertürlü top kıyafetleri ve şehir manzaralarile süslü rak mahsulü alan müstahsilleri de bu yoldür' Köy çocuklanna mahsus olan "baskı da kararlar vermiş Ve tatbikata geçmiş ise tamamen köy kıyafetleri ve köy man bulunuyorlar. zaralarile süslenmiştir. Şimdiye kadar Akşehir kazasının bir Alfabenin bütün resimleri renklidir ve kısım çiftçilerinin bağışlamış olduklan MALlYEDE çocuk ruhiyatı gözönüne alınarak çizil hububat on beş vagon olmuştur. Bu kamiştir. Baskı bakımından alfabe, denile zanın bağışladığı hububatın gerisinin de Maliye tayinleri bilir ki Devlet Matbaasınin muvaffaki yirmi vagon kadar tutacağı tahmin edi Usküdar mıntakası îcra âmirliğine yetlerinden biridir. Kitabın kabı Büyük liyor. Konya merkezinin şimdiye kadar Necmeddin ve îstanbul Tahsil şube şefŞef Atatürkün bir yavruya alfabeyi öğ bağışladığı da otuz vagonu geçmiştir. liğine Balya Maliye Tahsil müfettişi reten bir tablosile süslenmiştir. Arkada Kadınhanı, Cihanbeyli, Çumra, Ereğli, Nuri tayin edilmişlerdir. Ankara kalesi görünmektedir. Ilgın, Karaman ilceleri de büyük hubuECNEBt MEHAFtLDE Alfabeden 300,000 nüsha basılmıştır. bat merkezleridir. Bu kazalar ciftcisinin Söylendiğine göre şimdiye kadar Tür de bu hamiyet yarısında geride kalmıyaNuri Paşa bugün gidiyor kiyede hiçbir kitab bu kadar basılmış de caklan tabiidir. Öteki kazalanmız pek Bir müddettenberi şehrimızde bulunan ğıldır. hububat yetiştirmezler. Fakat buralarda Irak Hariciye Nazırı Nuri Said Paşa Baskı adedi bakımından bir rökor teş da büyük mikyasta davarcılık, meyvacıMilletler Cemiyeti toplanhsmda Irakı kil eden alfabenin en büyük hususiyetlık ve bağcılık vardır. Bunlar da kendi temsil etmek üzere bugün Cenevreye mü" lerinden biri de fiatıdır. Şehir baskısmın mahsullerine göre Tnrk Hava kurumuna teveccihen hareket edecektir. fiatı 12,5 kuruş olduğu halde köy baskı yardımda bulunmağa hazırlanmışlardır. sına beş kuruş fiat konmuştur. Bu tedbir iyi bir yıl, iyi bir mahsul senesi Konmek lâzımdı. hiç şüphesiz okuma hayatına bir hizmet yalılan derhal costurdu. Kuraklık sene 29 temmuzda, Londrada imzalanan olacaktır. Eser, üç sene müddetle bütün lerinde yapamadıkları yardımın acısını bir anlaşma mucibince, Rusya, tezgâha mekteblerde okutulacak ve diğer alfabe çıkarmak için birbirlerile yarış edercesine koyacağı 10,000 tonluk kruvazörlerin sayısını 10 dan 7 ye indirmeği kabul leri ancak istiyenler dışarıda alabilecek çalısıyorlar. tir. Üç yıl sonra tekrar bir müsabaka aetti. MÜTEFERRtK Ve ertesi günü, Timeste intişar eden çılacaktır. yarı resmî bir haber, Montreux mukavelesine yapılan bu zeylin manasını şöy L e tavzih ediyordu: *Bu hâdisenin, Büyük Britanya ile, Baltık denizinin sa hildar diğer büyük devleti olan Almanya arasında, buna mümasil bir anlaş manın akdini kolaylaştırması lâzımdır. Bu şekilde bir anlaşma hususunda, son aylarda müzakereler yapılmıştı. Fazla olarak, deniz anlaşmalan arasma, uzakşarkın başlıca denizci devletlerinden birini ithal eden İngiliz Rus anlaşması, Japon hükumetinin bazı endişelerini izale edecek ve Japonyayı, deniz siya setini, Londra muahedesi prensiplerile tetabuk ettirmeğe sevkedecek mahiyettedir» ve Times, Japonyamn bu hare ketini beklemeden Baltık hakkındaki müzakerelere. ağustos ayında bir İn giliz Danimarka görüşmesile başlanacağını haber veriyordu. Büyük devletleri ifrat derecede si âhlı iki kütle halinde tebellür ettire bilecek mahiyette hiçbir şey yapma mak; yeni imparatorlukları bir müza kereler şebekesi içinde hareketsiz bı rakmak için her çareye baş vurmak. Bü yük Britanyanm daimî ve esaslı hedefleri olan Flaman ve Ren toprakları meselesi, İngiliz limanlarının hava tehli kesme karşı muhafaza altına alınması, her şeyden evvel ve bilhassa deniz, bütün denizler, Akdeniz, Karadeniz, Bal tık denizi, Hind denizi üzerinde gayreti teksif etmek. İşte, hareket içinde tezahür eden ve hareketle ifade edilen bir siyaset!» Alfabe pedagoji ve baskı tekniği bakımlanndan çok müterakki bir eser manzarası göstermekte olup bizde tek kitab sisteminde atılmış bir merhaledir. Halen Devlet Matbaasında bütün ilkmektebler için bir de tarih hazırlanmaktadır. Bu kitablar da bu ay sonunda mekteblerin açılma zamanına kadar yetistirilecektir. Bütün köylere yol yapılmışhr. Bu yollar üzerinde 7 büyük ahşab köprij ku rulmuştur. Kazanın muhtelif yerlerinde beş ilk okul binası başlanmış ve 4 tanesine de başlanmak üzeredir. Belediyenin kasabaya getirmeğe çalıştığı 30,000 lira kesifli içme suyunun projeleri Sıhhat ve Nafıa Vekâletlerince tasdik edilmek üzeredir. Bütün köylerdeki güzel sular tahlil edilmek üzere nümuneleri alınıp Adana kimya lâboratuarına gönderildi. Bunlar dan bir kısmı evvelce gelmişti. Neticede bütün köylere kapalı yollarla içme suyu temin ettirüecektir. Ba5cılı5a çok müsaid olan bu kaza larda bu yıl umumî bir bağ dikmek işi için köy ve şehir halkı mecbur tutuldu ve 500.000 asma çubuğu dikilerek bereketli yağmurlar sayesinde yeşermiştir. Köylüleri tamamen çiftçi, davarcı ve haricle münasebeti çok olan kazada bir Ziraat Bankasının bulunmaması ekim ve ticaret işlerine sekte vermektedir. Heyeti umumiyenin yana yakıla noksanlığından behsettiği Malatya Darende şosesinin bir an evvel bitirilmesi ve menfezlerin yapılmasıdır. Çünkü geçen sene ikmal edilmiş olan bu yol sürekli yağmurlardan harab olmuştur. Menfezler yapılmadıkça muvasala temin edilemiyecektir. Kazanın istihsalâtı buğday, arpa, <Javdar, meyva, sebze, yapağı, kıl, deri, hali, kilim, afyon, yumurta ve acı çekirdek tır. Bunların bir haylisi harice satılmaktadır. Birinciliği kazanan alfabenin kapağı Maarif Vekâleti şehir ve köy ilkmek teblerinde ötedenberi okutulan alfabele • rin yerine bütün Türkiye için tek bir alfabe yapmağı kararlaştırmış ve bunun için de bir müsabaka açmıştı. Müsabakaya 46 eser gönderilmiş ve bunlar ilk öğretim genel direktörlüğünden Fuad Baymur ve Hayrullah ile îstanbul erkek öğretmen tatbikat okulu direktörü Hidayet Aktin, Ankara Inönü ilk okulu muallimlerinden Mehveş Dolay ve Ankara devrim ilk okulu muallimlerinden Fahri lrdelden mürekkeb bir heyet tarafından tetkik ve neticede birinciliği Edirne Kurtuluş ilk okulu başmuallimi Murad Özgünle E dirne Gazi ilk okulu başmuallimi İhsan Gökçenin müştereken hazırladıklan alfabe kazanmış ve bu alfabe bütün ilkmekteblerde okutulmak üzere resmen kabul edılmiştir. Riyaseticumhur hususî treni Viyanadan geldi Büyük misafirimiz İngiltere Kralı S. M. Edvardı Viyanaya kadar götürmüş olan Riyaseticumhur hususî treni evve! ki gece şehrimize gelmiştir. Ayni trenle ve büyük misafirimizle birlikte Viyanaya giden Devlet Demiryollan Umum Müdür muavini ve müfettiş Abdullah ta gelmiştir. Muharrem Fevzi TOGAY KÜLTÜR tSLERl Ortamekteb müdürleri ara Tahlisiye Umum müdürlüğü taşmıyor sında tebeddülât Yeni ortamekteb kadrolannda ve or tamekteb müdürleri arasında mürum tebeddüller yapılmıştır. Bu meyanda şeh* rimizdeki ortamekteb müdürlerinden Adil Çorluya, îstanbul kız ortamektebı muallimlerinden Nazım Bakırköy yeni ortamekteb müdürlüğüne, Sıvas Mual lim mektebi muallimlerinden Abdurrahman yeni Fatih ortamektebı muallimliğr ne, Davudpaşa beden terbiyesi muallimı Adnan Süleymaniyedeki yeni ortamek teb müdürlüğüne, Diyarbekir lisesinden tzzet Beykoz yeni ortamekteb müdür lüğüne, Sinob lisesinden îbrahim Kasınr paşa yeni ortamekteb müdürlüğüne, Mersin Maarif müdürü Nahid Cemal Kadıköy birinci ortamekteb müdürlüğüne, Kadıköy birinci ortamekteb müdürü lsmail Usküdar ikinci ortamekteb mü dürlüğüne tayin edilmişlerdir. Tahlisiye Umum Müdürlüğü ayba şında Merkez Rıhtım hanının dördüncü katına taşınacaktır. Ayni handa Liman daresi de bulunacağı için denizle müna«ebattar bu iki dairenin bir araya gelmesi faydalı olacaktır. Iktısad Vekili Bursaya gitti Bir müddettenberi şehrimizde bulu « nan îktısad Vekili Celâl Bayar evvelki akşam Pendiğe ve oradan da Yalovaya gitmiştir. Vekil, Yalovadan Bursaya gidecek ve yeni yapılmakta olan fabrika ları görecektir. Celâl Bayar Gemlik Kamgarn, Bursa Sun'î ipek, İzmit Kâğıd fabrikalanm görecek ve bugün şehrimize dönecektir. Tetkik gezintisi Dahiliye mütehassıslanmızdan doktor Hafız Cemal bir hafta kadar dinlenmek üzere Bursaya gitmiştir. Doktor ayni zamanda meslekî tetkiklerde de bulunacaktır. Cumhuriyet Nuthası S Kuruştnr İTurkiye Senelik 1400 Kr Altı aylık 7S0 Üç aylık 400 Bir aylık 150 tktısad Vekâleti müşaviri Almanyadan geldi Almanyada bulunan Iktısad Vekâleti Başmüşaviri Vonder Porten şehrimize dönmüş ve Liman Umum Müdürü Raufi ile görüşerek burada bulunmadığı esnada yapılan işler hakkında izahat al mıştır. şeraiti i 'ç İD Hariç W" 1700 Kr 1450 800 yoktıır

Bu sayıdan diğer sayfalar: