24 Eylül 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

24 Eylül 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugün 12 sahife 2 nci sahifede: Siyasî îcmal 5 inci sahifemizde: Cürmü meşhudlara dair talimatnamenin metni Kehanet mi, iyi görüş mü?. 6 ncı sahifede: Atletlerimiz dün gittiler 7 nci sahifede: Harbiyemiz ayrılırken Kan Demir. umhuriyet ! 4442 Telgraf ve mektub adresi: Cumhuriyet. İstanbul Posta kutusu: İstanbul, No 246 PBrŞ6llibe 2 4 Ejflul 1936 Telefon: Başmuharrir ve evi: 22366. Tahrir heyeti: 24298. İdare ve matbaa kısmı 24299 . 24290 MüJDE Yeni Bayrak kanunana SfSre şalf (yünlU) bayraklarımız hazır lanmıştır S i p a r i ş l e r derhal gönderilir. Telefon : 23026 Adres : Islanbul, Divanyolu Tfirbe karşısı 135 No. lu Bayrak imalât Evi V > Millî bir dava önündeyiz Suriye için bile kabul etmediğimiz Mandanın, Suriye tarafından İskenderun ve havalisine tatbikına muvafakat edemeyiz! Montröden sonra Türkiye ve Sovyetler ir kısım dünya matbuatmda ikidebir bilhassa Montröden sonra Türkiye ile Sovyetler Rusyası arasındaki münasebetlerin gu ya eski samimiyetinden hiç olmazsa bir parçasını kaybetmiş olduğunu işrab ede cek tektük yazılar görülebilmektedir. Bu yazılara göre Boğazların yeni rejiminden sonra Türk dış siyasetinde yeni istikametler belirdığine hükmetmek lâzım gelir. Dünya ahvalinin çok anormal manza ralar göstermekten hâli kalmadığı şu zamanlarda bu neşriyatı düzeltmek ve bilhassa Türk Rus münasebetlerinin bu gün dahi dünkü ve evvelki günkü ka dar samimî olduğunu göstermek isteriz. En kara günlerinde dostluk bağlarile yekdiğerine bağlanmış olan iki memleketin Avrupada ve dünyada vaziyetlerin azçok kanşık göründüğü son zamanlarda yekdiğerini ihmal eyliyecekleri farz ve kabul olunamaz, ve bu türlü hareket her iki komşu milletin inkılâbcı ve âlicenab karakterlerine tevafuk edemez. Montrö konferansının acı tatlı münakaşalarından Türk Rus dostluğunun bundan sonra artık şekerrenk olması ihtimalini istidlâl edenlerin büyiik bir hata içinde bulunduklarını herşeyden evvel söylemeliyiz. Gerçi Montröde bazı prensiplerin halli etrafında bazan sert manzaralar gösteren çok ciddî müzakereler cereyan™etmiştin Fakat nihayet îngilterenin büyük hayırhahlığının da inzimamile bu müzakereler en yakın alâkadarlan tam surette memnun ktlan neticelere iktiran eylemiştir. Yalnız neti celerin ehemmiyeti vardır, ve bu neticeler Türk Rus dostluğunu bilâkis tak viye edecek mahiyette şeylerdir. Montrö müzakerelerinde Türkiye ile Sovyetler Rusyası arasında gizli diplomasinin hiçbir iz ve eseri mevcud olmadığı görülmUstür. O zamana kadar bü tün dünya Rusya ile Türkiye arasında kimbilir ne gibi anlaşmalar vardır diye düşünürdü. Hayır, iki memleket arasında gizli mukaveleler kabilinden hiçbir bağlantı yoktu. Fakat buna mukabil o türlü muahedelerden hiçbirinin ifade e demiyeceği kadar kuvvetli, kayidsiz ve şartsız en samimî ve en büyük bir dostluk vardı. Her iki memleket ve millet te* dafüî ve tecavüzî hiçbir ittifakın bu büyük dostluğun yerini tutamıyacağına kanidi, ve ihtimal ki öyle birşeyin müzakeresi bile onlara arada mevcud dostluğu şüpheye düsürecek bir hareket gibi görünürdü. Bugün bu vaziyette değişmiş hiçbir nokta bile yoktur. Montrö müzakereleri yeni Türkiye nin kendi istiklâline nekadar kuvvetle sanlı olduğunu da ortaya koymuştur. Boğazlarda, gelip geçme hakkı itibarile, derece derece bütün dünyanın alâkası bulunduğunu biz inkâr etmiyorduk. Fakat oralannın askerî bir hale ifrağlarile tahkimi mevzuu bahsolduğu zaman bize göre bu lüzumun herşeyden evvel Türk selâmet ve emniyetine esas olduğunda ve olacağmda şüphe yoktu. Bu, pek tabiî olarak bizim bütün ehemmiyet ve kat'iyetile ileri süreceğimiz ve en püriizsüz bir şekilde tahakkukunu istiyeceğimiz bir prensipti. Diğer bütün noktai nazarlar ancak bu esas prensipe göre yer alır ve bir hal sureti bulurdu. Türk Rus dostluğunu tesis eden ilk muahedede her iki tarafın kendi ülkelerindeki istiklâl, ha kimiyet ve emniyetleri meselesi en açık ifadelerle tesbit olunmuştur. Fakat bundan yedi sekiz sene önce Moskovada, o zaman orada Başvekil olan M. Ri * kofa şahsan söylemis. olduğumuz veçhile Rusya Türk dostluğunda kendi cenub kısmı emniyeti için daima ve en kuvvetli bir istihkâm görebilir, bulabilir ve buna en şüphesiz bir itimadla istinad edebiliridi. O zaman vaziyet ne idi ise bugün daha ziyade öyledir. Sovyetler Rusyasına herkes kendi rejimini muaheze ile muamele yaparken Romanyanın dış politikasının esası Romanya Lehistanla dostluğunu inkişaf ettirmeğe çalışacak Varşova 23 (A.A.) Romanya mn dış siyasasını mevzuu bahseden ya nresmî İnformarion politik Populaire gazetesi diyor ki: «Yeni Dış Işleri Bakanı M. Anto nesko ile, Romanya, şimdiki ailei Kra linin an'anevî siyasasına yeniden rücu etmiş olmaktadır. M. Antoneskonun en mühim uzuvlarından biri olduğu liberal partinin prensipi, millî varlığı kendi kuvveti ve memleketin servetlerine istinad ettirmektedir. Liberal parti Romanya nin maddî ve manevî kuvvetlerini artırmağa çalışmıştır. Romanyanın an'anevî siyasası, beynelmilel formüllerin millî varlığa esas teşkil edebileceğine inan mıyan Polonya tarafından her zaman anlayış ve itimadla karşılanmıştır. Polonya, Romanyanın, şimdi ittifaklarla çizilmiş olan yolu büyük bir samimiyetle takib edeceği hakkmda M. Antoneskonun sözlerini sevincle karşılamıştır. Bu siyasa, Polonya ile Romanya arasındaki dostluk ve ittifak münasebet lerinin inkişaf edeceği hakkmda emin bir delildir. Türk Dili üzerinde TETKİKLER Terapötik» nedir? Bu kelimenin orijini hangi dilde bulunur? Framızca: Therapeutique Almanca: Therapeutik Ingilizce: Therapeutic (s) Ilalyanca: Terapeutica Crekçe: Therapeuliki Rusça: Trapya Dün Paristen gelen Suriye heyeti ve reisi Haşimül Etasi Bey Paristen gelen Suriye heyeti reisi nin sözleri Haşimül Etasi Beyin Türkiyeye dair beyanatmdan memnun olmakla beraber Iskenderuna dair şekli kabul etmiyeceğimizi açıkçı söyliyebiliriz Suriyeye istiklâl veren Fransa Suriye ittifak ve dostluk muahedesini Pariste imzalıyan Suriye heyeti dün sabahki ekspresle Avrupadan şehrimize gelmiş ve hükumet namına Vali muavini Hüdaî tarafından karşılanmıştır. Karşılayıcılar arasında Şamdan gelen Subhi Abdullah, Mehmed Grivati, Dr. Fehmi Fezül, Bedreddi» N«kfibendî, Cemil Kassar, Said Kohhale, Nuri Halil ile Beyruttan gelen Mehmed Refik Necib Said ve Sadullah Seyid; diğer bir heyet ve Balebekten gelen Said Haydar, Zeki Rüfaî, Halebden gelen Abdüsselâm, Dr. Ahmed Hamdi, Ahmed Tavas, Abdülcevad Leben, Ahmed Bâki, Muhlis Cemal, Ahmed Pazarbaşı; Şarkülerdenden gelen Abdürrahim Tarac, Kâmil Abidin, Tevfik Türbedar, Tevfik Tahham, Akkâdan gelen Yu suf Hasan, Hayfadan gelen Münir Habel ve Vecihi Habelden mürekkeb ayrı ayn heyetler de bulunmuştur. Heyeti getiren tren istasyona girdiği vakit Suriyeli heyetler «Yaşasın murahhas heyetimiz» diye bağırmışlardır. Suriyeli heyetin reisi; Vali muavini HüdalArkast Sa. 7 sütun 5 te] Terapötik sözünün muhtelif dil lerdeki şeklini yukarıdaki tabloda gördük. Bütün bu kelimeler için menşe olarak grekçe therapeutikos gösterilmektedir. Grekçe de bu ke limeyi, (therapeutis) kelimesinden çıkarır; manası hizmetçi, uşaktır. Therapeutis sözünü de (therape uin) den çıkarır; hizmet etmek, ih timam etmek demektir. (Larousse du XXeme siecle). Meyer'in Griecbische Etymologîe lugati, Terapötik sözüne menşe o • larak gösterilen (therapeutikos) kelimelesini, (therapeuin) den değil (Therapont) (Therâpon) dan çı • karır ki manasını «uşak, yardımcî, * yoldaş» diye gösterir. Meyer'in lu • • gatinde şu izahatı buluyoruz: ' ı «Bunun yanında, ayni manada olmak üzere, daha kısa olan (The • j rap) (Theraps) şekline tesadüf e 1 dilir. Görünüşe nazaran (Thera • pont) bir partisip şeklidir. Fakat (Therap) ta ne vardır? Bu acaba, esas itibarile, «istihkar» etmek ma * nasına gelen (» therizin) in sori [Lutfen sahifeyi çevirinizi Japon askerleri Çin topraklarında Kabul edemeyiz! Suriye murahhasınm sözlerine cevab Suriye murahhaslarının îsken derun ve havalisi hakkındaki sözlerinin tamamile gayrivazıh oldu ğunu söylemeğe mecburuz. Biz manda usulüne esasından muhalif olduğumuz için Suriyenin bu beiâdan kurtulmasını temin eder mahiyette görülen şimdiki aranjemanlardan memnunuz. Fakat Suriye için kabul etmediğimiz mandanın Suriye tarafından İskenderun ve havalisine tatbik olunmasına mu vafakat edemeyiz. İskenderun ve havalisi için istediğimiz şey çok basittir: Franklen Buyyun muahedesinin bütün harf ve manalarile aynen tatbikı.. Eğer bunu tatbik etmek zorsa İskenderun ve havalisinin istiklâlini ilân etmek daha kestirme bir yoldur. kuvvetlerine hücum ederek Japon ihrac kuvvetlerine hıensub bir askeri öldürmüşlerdir. Bunun üzerine Japonlar karaya mühim miktarda asker çıkararak Han kovdan ilerlemişler ve çin arazisine gir mişlerdir. Hankovdan yeni bir taarruz hareketi başladı Sabahleyin Taksim abidesine merasimle çelenk Londra 23 (Hususî) Uzakşarkta konacak ye Harbiyelilerimiz tam saat 12 de bugün çok vahim bir hâdise olmuşryr. Ilk defa olarak Çinliler müsellâh Japon Haydarpaşadan trenle hareket edecekler Şanlı Harbiyemiz gidiyor Büyük bir veda ve teşyi merasimi yapılacak Hâdisenin Şanghayda akisleri Şankhay 23 (A.A.) Japonlann öldürüldüğü ve yaralandığı haberi burada şiddetli bir heyecan hasıl etmiştir. Bey nelmilel koloni idaresi Rus gönüllülerinden ve hususî polisten mürekkeb bir müfrezeyi seferber etmiştir. Cenevrede siyasî müşavereler Küçük Antant ve Balkan Antantı mümessilleri bir toplantı yaptılar Harbiyenin bu sene mezunları diploma merasimi esnasında Habeşler Milletler Cemiyetinde kaldı Bu karar ilhakın reddi addolunuyor Mayısta Kral Edvardın tac giyme merasimi yapıhrken İtalya Kralı da Habeşistana giderek Aksumda İmparatorluk tacun giyecekmiş... İtalya Kralı Viktor Emanuel YUNUS NADt lArkası Sa. 3 sütun 6 daj Cenevre 23 (Hususî) Cemiyeri Akvam Asamblesi bu akşam saat 6,30 da toplanarak hararetli müzakerelerden sonra hiç beklenilmiyen bir karar vermiştir. Asamble, Habeş delegelerinin salâhiyetlerini tetkik eden komitenin raporunu kabul ederek, Habeş delegelerinin Cemiyeti Akvam çalışmalarına iştirak edip edemiyeceklerine dair Lâ Hey Adalet Divanına müracaat etmemeğe karar ver mişrir. Buna sebeb olarak Lâ Hey Adalet Bir asırdanberi şehrimizde ordumuza larla dünden nakledilme^e başlanmışhr. on binlerce kahraman yetiştiren şanlı Nakil dolayısile şehrimizde şu mera Harbiyemiz bugün Istanbuldan ayrılı sim yapılacaktır: yor ve Ankaraya naklediliyor. Harbiye alayı sancağı ve mızıkası 5n* [Arkast Sa. 8 sütun 3 ti\ Mektebin eşyasınm bir kısmı kamyonCenevre 23 (Hususî) YugoslavııııııııtniMiııııttıııınııııııııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııııtııııııııııııııtıııiMiııııııııımıııııııiMiııiııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııın yanın Paris elçisi ve Cemiyeti Akvam nezdindeki murahhası M. Puriç Cenevrede bulunan Balkan ve Küçük An tant devletleri murahhaslan şerefine bugün bir ziyafet vermiştir. Türkiye Hariciye Nazırı doktor Tevfik Rüştü A ras, Çekoslovakya Hariciye Nazırı doktor Krofta, Romanya Hariciye Nazırı M. Antonesko, Yunanistan Hariciye Nezareti Müsteşarı M. Mavridis, Çe koslovakyanm Paris elçisi M. Osuski, Çekoslovakyanın Cemiyeti Akvam nezdindeki murahhası doktor îzerski, Türkiye Dahiliye Vekili Şükrii Kaya, Türkiyenin Cemiyeti Akvam nezdindeki murahhası Necmeddin Sadık, Yunanistanın Cemiyeti Akvam nezdindeki mu rahhası M. Rozetti, Yunanistanın Paris elçisi M. Politis, Romanya Hariciye Müsteşan M. Paduleski ile Balkan ve Küçük Antant murahhas heyetlerine mensub birçok zeva.t bu ziyafete iştirak etmişlerdir. Balkan ve Küçük Antant murahhaslarının iştirakile yapılmış siyasî bir toptngiltere Kralı Edvard lanb telâkki edilen bu ziyafete, CenevDivanının Cemiyeti Akvam celsesinin re mehafilinde büyük bir ehemmiyet hitammdan evvel cevab veremiyeceği gös atfedilmektedir. terilmektedir. Asamblenin bu karan üzerine Habeş murahhasları bundan sonra A Ikazar yanarken... da Cemiyeti Akvamda Habeşistanı tenr Londra 23 (Hususî) Ispanyadan Diğer bir habere göre, Madrid hükusile devam edeceklerdir. alınan haberlere göre, asiler Madridi üç meti sahile nakletmiştir. Asamblenin bu kararına Macaristan, Arkadasımız Murad Sertoğlunun yandan muhasara altına almışlardır. Alkazar zaptedildi Avusturya, Arnavudluk ve Ekovatör muçok şayani dikkat olan bu büyük Halihazırda yalnız sahile giden Ali Londra 23 (Hususî) Madrid hürahhasları muhalefet etmişler, başta Buîgar murahhası olmak üzere Amerikalı röportajt bugün başladı. 6 nct kanti yolu açıktır. Fakat Toledonun su kumeti tarafından bugün neşredilen bir sahifemizde bulaeakstnız. kutundan sonra bu yol da kapanmış o teblig, hükumete sadık kuvvetlerin Al * beş murahhas ta müstenkif kalmışlardır. . J lacaktır. ' lArkast Sa. 8 sütun 1 de] lArkast Sa. 3 sütun 4 te] Oviedo düşüyor \ Ispanya dahilî harbinin Fransız ordusunda da ihtilâlci hareketler uyandırdığı bildiriliyor İranda 3 ay

Bu sayıdan diğer sayfalar: