26 Eylül 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

26 Eylül 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugün 12 sahiffe 2 nci sahifede: Siyasî icmal, Tuncelinin içyüzü 5 inci sahifede: Kopenhag kongresinde, Samsunun en büyük derdi liman olmamasıdır 6 ncı sahifede: Spor haberleri . J Cumhuriyet, İstanbul Posta kutusu: tstanbul, No 246 cavı • AAAA Telgraf ve mektub adresl: İSTANBUL CAĞALOĞLU ~ ^ o c ... 1 0 0 Telefon: Başmuharrir ve evl: adresl: Tahrlr heyeti:İstanbul Postave matbaa kısmı No 246. 24290 GUIIlBnBSİ lu t]flül 1936 Sdjl ı 4444 Telgraf ve mektub 22366. Cumhuriyet, 24298. İdare kutusu: tstanbul, 24299 umhuriyet Başma çorap Srüyorlar! KAHRAMAN ORDUNUN YENÎ İDARECİLERİ 56 genc erkâniharb zabitimize merasimle diploma verildi Dil Bayramı * Türk dili araştırmaları hiç olmazsa tarih kadar eski olan Türk milletinin insanlık medeniyeti üzerindeki rollerini is'pata hazırlamyor. Kültür Bayramı kutlu olsun! "Mucize Türk milletinin Atatürkü buluşudur!,, Harb Akademisi kumandanı Korgeneral Fuad Erden müstesna bir nutuk söyledi Dil inkılâbımn büyük mübdii Atatürk 3 üncü Kurultayda iki celse arasında, tezlerle meşgul... il için, dilimiz için her yıl bü»M m HYı'ıVıV»»YtYM> tün milletçe kutlulanacak bir Y ¥ Y Y bayram giinü tayin olunmuş olması pek doğru ve pek yerinde oldu ğu kadar çok ta güzel olan işlerimizden biridir. Bu bayram en yüksek anlamın da bir kültür bayramı demektir. Çün kü dıl sözile ifade ettiğimiz keyfiyet e Yazan i. MUştak Mayakon sasen insan kültürünün en yüksek şek lidir. İnsan ilkönce düşünür; bilir de sonBugün dil inkılâbımn yıldönümü, ve mile yalnız Türk zekâsı adına değil, arra konuşur. Demek ki insan düşündüğü Türk dili bayram günüdür. sıulusal bilgi hesabına da şerefli bir kaCenevre 25 (Hususî) Cenevrede ve bildiği kadar konuşur. Bu irfanın Tarihinin büyüklüğünden duyduğu zanc olmuştur. Mılletler Cemiyetinin yeni sarayında gurur içinde dılinin zenginliğini anlıyan kendisinden baska birşey midir? Eğer mülkî ve siyasî istiklâlini harb manasız bir vaziyet yüzünden bir hâdise her Türk münevveri bu sabah yurdun meydanlarında kazanan bir milletin kül* Dil bayramı tahsisen Türk dili üze çıkmağa ramak kalmıştır. Vak'aya A ufuklarına doğacak güneşle beraber ken türel ve fikrî hürriyetini irfan sahasında rindeki araştırmalann ciddiyetle ele avusturyanm mahalsiz ve gülünc bir ha di vicdanını aydınlatacak genc bir inkı ele geçirmek için kendine, kendi öz dil lınmış olduğu tarihi tesbit etmiş olmak Kumandanlar, davetliler, yeni kurmaylar bir arada reketi sebeb olmuştur. için konulmuş bir bayramdır. Yeni ha lâb güneşini de, sevgi ve saygı ile, selâm kaynağından, zengin ve modern bir beHarb Akademisinden bu yıl çıkan er din; Korgeneral Cemil Cahid, General Mesele şudur: yatında millete inkılâb şahrahlan açan hyacaktır. Bu selâmda Türk bilgisine yan vasıtası bulmanın temelini attığı gün kâniharb zabitlerimizin diploma tevzi Osman Tufan, General Pertev; saylav Milletler Cemiyeti bu içtimaını ilk olduğu kadar dünya ilmine de bir hür bayram yapması bir hak ise; Büyük Başbuğ dil üzerinde de çalışmamerasimi; dün Yıldızdaki Harb Akade lardan Ali Hikmet ve Ali Fuad, Is defa olarak yeni sarayında yapmaktalara yol açtığı zaman hepimizi büyük [Arkası Sa. 3 sütun 4 te] misinde parlak bir surette yapılmıştır. tanbul Valisi ve Belediye Reisi Muhid dır. Bu sarayda umum içtimalar için met vardır; çünkü dil inkılâbı, son verr milletimizin büyük tarıhile muvazi yeni Merasimde Orgeneral Ali Said; Fahred[Arkast Sa. 7 sutun 1 de] büyük bir salon ve konsey içtimaı için de bir irfan âleminin adeta ezelle ebed araDil Bayramı programı 2 inci, Dü inkdâbına aid ayn bir ufak salon vardır. Milletler Cesında çalkanan alabildığine geniş mey diğer yazılar S inci ve 6 ncı sahifelerimizdedir miyetine aza olan her devlet bu sarayın danına sevkediyordu. Aslında dili dü bir odasını süslemeğe mecbur tutulmuşzeltmek gibi basit bir ifade ile anlatılan tur. Konsey salonunun süslenmesi de bu bahis hakikatte insanlığın en kanşık Avusturyaya isabet etmiştir. ve en yüksek bir hâsiyetine taalluk edi Salon süslendikten sonra konsey ilk yordu. îster istemez her istikamette ala.defa olarak îjurada toplanmıştır. Kon bildığine derinleşecek bir mevzua el atsey azasından birkaçı ile birlikte salona mış bulunuyorduk. İlk söylemek ve yazgiren ve yüzünde hiçbir zaman tebes maktan ibaret olan pratik şekli ancak süm eksik olmıyan Hariciye Vekilimiz, BÖzün ve yazınm nasıl tekevvün edeıek salon kapısında birdenbire durmuş ve bütün tarih boyunca ne gibi istihaleler yüzünü ciddileştirmiştir. Çünkü konsey içinde yüzdüğü hakikatlerile teyid ve salonunun duvanna Avusturya hüku tevsik olunarak hakikî ilmî mahiyetini lArkası Sa. 7 sütun 3 te] gösterebilirdi. Bir milletin ve her mille tin dilinde her kelime başlıbaşına bir irParis 25 (A A.) M. büyük işler görebilir Hâdiseler arasında fan haznesidir. Wınston Churchill, The ler.» Bir milletin ve her milletin dili... In atre des Ambassa Hatib, bundan sonra eanlar dünyaya nasıl doğdular ve mil deursde kalabalık bir Cenevre müessesesinin letler tarihe nasıl mal oldular? Millet daha realist bir siyaset samiin muvacehesinde Muhatabımız Fransadır. lerin dilleri arasındaki münasebetler ne bir nutuk söylemiştir. takib etmesi lüzumun Henuz istiklâli mühürsüz bir kâğıd Türkiye ile îngiltere arasındaki siyasî dir? tşte kendi dilimizi mazbut bir şekle da ısrar etmiştir. Mu üstünde, metnini bile kimsenin bilme Mumaileyh ezcümle münasebatın tedricî inkişafı ve mütekabil sokmak kaygısile başlıyan ciddî meşgale şöyle demiştır: maileyh, dıktatörlükle diği esrarengiz bir müsveddeden ibaret üzerinde azçok ehemmiyetle durulduğu ri demokrasilerin ma olan komşu Suriye ile hiçbir şey konu emniyetin gün geçtikçe daha artması ü« Demokrasiler, fazerine Ingilterede Türkiyeye karşı çok li mevrusunu tehdid et şamayız. zaman meselenin kendi kendine zaten şist devletler tayyare derin bir alâka başgöstermiştir. Bilhassa mekte olmakla muahehaiz olduğu büyük ehemmiyet ve geniş kuvvetlerine karşı ko Fransa on beş sene evvel İskenderu Ingiliz Krah S. M. Edvardın memle ze etmiştir. lik tizi ister istemez alacakaranhk de yabilmek için tayyarena aid itilâfnamenin altına imza koy M. Churchill, demiş muştur. Tek bir Türk ve tek bir Fran ketimizi ziyareti münasebetile yapılan virlerinden itibaren bütün tarih boyunda lerine âcılen hususî bir tır ki: dolaştıracaktı. Atatürkün nurlu irşadıle ıhtimam göstermelidırsız bulamazsınız ki, o gün bugün, Fran samimî hüsnü kabul Ingilterede büyük « Demokrasiler, sanın Türkiyeye ve bir Türk sancağına bir memnuniyet tevlid etmiş ve Türkiler. Fransız ordusu. başlıyan ilk çalışmalar gene onun ön * kendilerini müdafaaya karşı taahhüdlerini yerine getirdiğine yeye karşı büyük bir sevgi uyandırmıştır. dünyamn en mükem derliğile beşerşümul ve cihanşümul böyhazır bulunmalıdırlar. inansın; fakat biz, on beş senedenberi, mel ordusu ve İngıliz Türkiye ile Ingiltere arasında yeni imle bir mahiyet almakta gecikmedij ve donanması dünyanın M. Vinston Çurçil Fransa Cumhuriyeti ve Fransa için belki bir komedi, fakat bi zalanan ticaret anlaşması üzerine îngiliz Türk dünyasına bu sahada da kocaman en kuvvetli donanmasıdır. Fransız 1 Britanya İmparatorluğu, cihanın sulh zim için muhakkak bir fada olan oyu sermayedarları ile iş adamlan da mem bir irfan güneşi doğmuş bulundu. Asıl İngıliz dostluğu, cıhan sulhu için çok [Arkası Sa 6 sütun 6 da] nun bütün korkunç mizansenini bili leketimizle yakından alâkadar olmıya maksad olan Türk dılinin mazbut bir IMIIIIIIMirilllllllllllllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMirilllMIIIMIIIIIIIIIIIIMIIIIlliriMIIIIIHIIIIIIIIMIMIMIIIIIIIIIIItlllllllMIIIIIII yoruz. ve Türkiyede iş yapmak imkânlannı a şekle konulması işi elbette tahakkuk e Mukavelenin tek taraflı bozulması raşhrmıya başlamışlardır. decek, fakat dili sarf ve nahivden ibaret iki türlü olur: Bu umumî alâkanm neticesi olarak sanan basit bilgılerin klişe kaidelerile deBiri Almanların Fransızlara yaptığı mühim bir Ingiliz sermayedar grupunun ğil, her kelime cezrinin bütün tarih ve gibi Hitler gelir, Versaille taahhüdü üs mümessillerile îngilterenin en büyük iktıbütün dünya içinde dalbudak saldığı bütündeki imzasını çizmesinin topuğile si sadî gazetelerinden biri olan «Financial tün şekiller üzerinde uğraşılarak. Nazaler; ikincisi Fransızların Türklere yapMeşhur tngiliz iş adamı Times» gazetesinin hususî muhabiri şehriyesi olmıyan pratik bilgi köksüz ağaca tığı gibi imza yerinde durur, fakat muMr. Riket [Arkası Sa. 8 sütun 1 de] kavele tatbik edilmez. benzer. Yapma çiçek gibi belki vazoda Avusturya hâlâ bizden ne ister? DAYANDIĞIMIZ ESAS Dil inkılâbımn mihveri ve mahreki, kurucu ve koruyucusu «Güneş Dil» teorisidir f t .'! Cemiyeti Akvam salonundaki halı bir hâdise çıkanyordu M. Çurçîlin ihtarı ((Demokrasiler kendilerini müdafaaya hazır bulunmalıdırlar!» Eski Nazır «Ingiliz donanması bütün Avrupa filolarına faiktir. Yalnız faşist devletlere karşı hava kuvvetlerini arttırmalıdır» diyor Ingiliz heyeiiiîIüıJdyey^ sermaye getirdik,, diyor ((Londra piyasası Türkiyeyi en emin bir iş sahası telâkki etmektedir)) Heyet Ânkaraya giderek teklifler yapacak. Bugün M. Riket te İstanbula geliyor imza namusu Toledo düşmek üzere... bir nebata benziyerek durur, neşiv ve nema bulmaz. Atatürkün dığı dil işi bütün esrarını ortaya dökerek yalnız Türklere değil, bütün beşeriyete şeref veren bir ilim abidesi şeklinde yükselecek, Türk dilinin inzıbat ve inkişafı da işte bu Tuba ağacmın dalları halinde bütün ülkeye saye salacaktır. Denebilir ki dil üzerindeki çalışmalanmızla medenî yükselişimizin en sağlam temelleri ü zerine çıkmış bulunuyoruz. Dil inkılâbı Türk milletine kendisinin zaten sahibi bulunduğu ve bundan sonra İki taraf ta muvaffakiyet iddiasında Alkazar mukavemette devam ediyor Er Frans mütemafakat diyen İspanyaya silâh ve mühimmat taşıyormuş ele al Bu ikinci sistem birincisinden daha az meşrudur. Çünkü birineisinde mu kavelenin tek taraflı bozulduğunu ilân etmek cesaretine mukabil, ikincisinde mukaveleyi hem tatbik etmemek, hem de bunu gizlemek gibi esasa ve şekle aid iki istikametsizlik vardır. Bu sistem ayrıca bir itilâfnamenin kâğıdı üstünde panldıyan ümidlerle milletleri atutmak, oyalamak, savsaklamak ve öz müdafaaları hesabına onları zamanında karar vermekten alıkoymak gibi gayrimeşru politikalan teşvik eder. ııııııılıııııııııııııııımıı ııiMiııııııiHiıııııııııııiMiıııııiMiııııiMiıııın ııııııııııimıııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııtnınıınıııınııııııım 1 /" Cumhuriyetin Büyük Avrupa Safa Yazan : Peyami Anketi 21 " ] \ Leningradda güreş ve eskrimde kazandık Viyanada binicilerimiz 4üncü oldular Mukavelelerin tek taraflı bozulmastYUNUS NAD1 na aleyhtar olanların başında gelen lArkası Sa 3 siıtun 5 te] Fransa, ilkönce bizzat vaktile imzala mış olduğu kâğıdların haysiyeti üstünde bir karar vermek için on beş sene den fazla gecikmemelidir. Gün bugündür. Taahhüdünü yüzde yüz yerine getirmeğe mecbur olduğu bir anda, kendi sini hâlâ dost ve hakşinas olarak tanı • tspanyada son vaziyeti gösterir harita (Koyu yerler milliyetçilerdedir) dığımız Fransanın bizimle kuntratını bir başkasına ciro edeceği rivayetlerine Madrid 25 (A.A.) Salâhiyettar tavsif etmektedir. [Yazıları 6 ncı sahifemizdedir.] mehafil, Reisicumhur M. Azananın isResmen bildirildiğine göre albay Nar hic inanmayız. ifası şayialarım saçma ve uydurma diye 1 LArkası Sa. 6 sütun 5 tei PEYAMI SAFA Fransız genclıği Neye inanır ve ne ister? Büyük bir teşkilât Politikadan uzak... Işsiz genclerBir dünya görüşü Tehlike zuhur edinciye kadar Eğer insanm kendini bulması ve nefçok gencdir. Ona hiçbir müşterek ve yeksile dünya arasında bir muvazene kurma nesak fikrin üniformasını giydiremezsiniz. sı, ancak yaklaşan ölümün aydınlığmda Henüz inanmakta acele etmemek lüzuvarabileceği bir yaşlılık ve kemal merte mundan başka birşeye inanmaz göriinübesi ise, hâlâ kendini arıyan ve hâlâ ken yor ve dünya üzerindeki misyonunun ne dini tanımıya çalışan Fransız gencb'ği lArkası Sa. 7 sütun 5 tel

Bu sayıdan diğer sayfalar: