1 Kasım 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

1 Kasım 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 İkinciteşrin 1936 CUMHUBÎTET [FAYDAU Çınde, ölmüş ecdadın hatırası hiçbir îaman unutulmaz. Kendileri her vesile le ve her fırsattan istifade edilerek sık ık yadolunur. En büyük abidelerden tutunuz da zenginlerin evlerindeki kıymettar ve fakirlerin evlerindeki basit eşyaya kadar hemen hemen her şey ecdaddan birinin hatırasını akla getirir, üzerlerinde ölmüş insanlardan birinin ismi kazılıdır. Bu eşyadan ekserisinin önünde de zaman zaman ibadet edilir. Fakat ecdada hürmet ve kendilerini hâlâ yaşıyorlarmış gibi farzederek onların Lhtiyaclarını diişünmek hususundaki en garib itikad «eski elbiseler merasimi> dir. Kış mevsiminde ataların çırçıplak üşüyeceklerini tasavvur eden Çinliler üzerlerindeki eski elbiselerini onlara göndermeği dinî bir ibadet telâkki ederler. Senenin muayyen günlerinde bü yük mabedin önünde toplanırlar, kırmıye yapıştıracaktım, nereden çıktığını zılar gıymiş papazlar dua okurlarken farketmediğim Julio meydana atıldı, Lu bir taraftan da çanlar olanca kuvvetile ciello ile arama girdi, dövüşmemize im çalmaktadır. Ortada ise büyük bir ateş kân bırakmadı. On dakika sonra Larsenin yanında idim. Vak'ayı olduğu gibi hikâye ettim. Şeref te gülümsedi: Luciello, dedi, biraz aç gözlüdür, onun için senin malına göz dıkmiş, ben onun terbiyesıni verırım sen merak etme! Kısmen sükun bulmuş bir halde dışan çıktığım vakit tekrar Luciello ile burun buruna geldim. Meğerse beni burada da kapının önünde beklıyormuş. Eğer o sataşmamış olsaydı, ben doğru yoluma gr decektim. Fakat önümü kesti: {meraklı şeyler Zaro Ağanın kadını Bulgar gazeteleri Sofya civarında İsmenia köyünde 123 yaşında ölen bir kadından bahsetmektedirler. Adı Sultana olan bu kadın hayatında hiç hasta ol mamış ve ölümünden birkaç gün evveıne kadar çalışmakta olduğu sigara fabrikasındaki işine devam etmiştir. HiKAY Çinlilerin garib itikadları ELDOKADO hACIASI Birçok ecnebinin bulunduğu bir mecliste idık. İçimizde bir de cenubî Amerikalı vardı. Bize çok enteresan olan şu hikâyeyi anlattı: Vaktile hiçbir işe sahib olmadan rasgelme ne gibi bir vazife bulursam orada çalışırdım. İşte o sıralarda maceracılardan birile tanıştım. Adına nedense bilmiyorum «Deli Julio» diyorlardı. tngiliz kız ilk mekteblerinde de ev idaresi dersi vardır. Bu resim Uzun boylu, geniş omuzlu, aklına geleni Londra ilk kız mekteblerinden birinde yavrulara çamaşır yıkama yapar, ağzına geleni söyler bir adamdı. öğretilirken alınmıştır. Aramızda alelâde mevzulardan başka bir şey konuşmadığımız halde birbirimizden hemen hiç ayrılmıyan bir dost olmuştuk. Ona Andes silsilelerinin eteklerinin kenanndaki kasabalardan birinin kahvelerinde tesadüf etmiş ve bir daha ayrıl Eğer kabadayı isen, dedi, akşam mamak üzere birlikte gezmeğe başlamış gün batarken «Kırmızı karıncalar yu tık. Sırasile Brezilya, Venezuella ve sa vası» na gel de kozumuzu paylaşalım! bütün hararetile yanıp tütmektedir. ir yerleri dolaştıktan sonra Eldorado de Pekâlâ, dıye cevab verdim, sen Derken hazır bulunanlar sıraya girip anilen mahalle geldik. Burası altm arayıteşin önünden geçerlerken elbiselerini den korkacak mıyım sanıyorsun? cüığın merkeziydi. Çapraşık ve bakir orçıkanp aleve atarlar. Bu merasim, ekItıraf ederım kı, bu cevabı vermekle manlann ortasındaydı. Benim gibi bir seriya yaz günleri yapılır, çünkü ölü beraber vücudümden bir korku ürpermesı çok adamlar Larsen isminde birinin idaleri giydirelim derken kendilerinin soresi altında yeri kazıp altm tozu çıkar de geçmemiş değildi. «Kırmızı karıncalar ğuk alıp üşümemelerini temin için bunyuvası» denilen yer Allahın belâsı bir dan başka çare yoktur. Eski elbiseleri makla mesguldüler. mahaldi. Benden evvel birkaç altın ara ateşe atma ameliyesi güneş batıncıya Larsene müracaat ettiğimzaman; yıcı daha orada ölüp gitmişlerdi. Ne şe kadar devam eder, çıplak kalanlar der Pekâlâ, dedi, sen de çalış.. Çı kilde vuruldukları, bir kazaya mı uğra hal evlerine gidip başka bir elbise gi kardığın tozun yüzde onu da senin olur.. dıkları, yoksa bir suikasde mi kurban git yerler, atalara gösterdikleri hürmet ve Fakat budala bir de arkadaşın var.. O, tikleri de belli değildi. alâkadan son derece memnun, yeyip içhazır yiyicilik mi edecek? Fakat ne olursa olsun, mademki söz meğe, eğlenmeğe koyulurlar. Ne saçma Siz ona karışmayın, ben onu kendi vermiştim, gidecektim. Ortalık kararma şeyler! hissemden beslerim. Maratoca adası ya yüz tutar tuzmaz yola çıktım. Luci Okyanusya kıt'asında bilirsiniz ki Aramızda bu suretle sözlü bir muka ello söylenen yerde beni bekliyordu. E • vele yapılmıştı. Lâkin Luciello isminde linde parlak bir hançer vardı. Anladım küçük büyük birçok adalar mevcuddur. Bu adaların civarında da bir takım mer boyu kısa olmasına rağmen kolları çok ki İspanyol usulü dövüşecektik. can birikintileri vardır. Bu mercan biriuzun, sevimsiz bir adam peyda oldu. Ben de hemen bıçağımı çektim. O arakintilerinin en meraklısı Maratoca adası Tıpkı Afrikadaki Goril maymunlarını lık gözüme yerdeki cesed artıkları ilişti. ismini verdikleridir ve her hangi diğer andırıyordu. Diğer arkadaşlarla çok iyi Burada ölenlerin hemen hepsi dev gibi bir adaya en aşağı 100 kilometro uzakgeçindiğim halde bununla bir türlü ara kırmızı karıncalara yem olmuşlardı. Dotadır. mız iyileşemiyordu. Hiç yoktan birbiri yup yemedikleri kısım da olduğu gibi kal Maratoca mercan yığınının su üze Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fo Ali Cengiz. mızin candan düşmanı kesilmiştik. mış, kokuları insanm burnunu kıracak de rinde görünen kısmı meddü cezir za toğraf gönderenlerin resimlerini bas 7 Ceyhan terzi Mehmed yanmda recede kuvvetliydi. Şimdi ikimizden bi manlarında değişir. Birinde 2, ötekinde mıya devam ediyoruz. Fakat burada Ali Kocaballı. 8 Emirgân orta okulu 15 Sabih Ik: ay mütemadi çalıştım. Kazandı rimizin cesedi daha bu karıncalara ziya 40 metro olur. Büyük fırtınalarda ada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış nın bir kısmı kopar, sularm cereyanına olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka Avşar. ğımla kendimi ve Julioyu besledikten fet teşkil edecekti amma, hangimizinki? kapılarak başka taraflara gider. Mer zananların isimleri, her ayın ilk hafta9 Eskişehir Hacı Alibey mahallesi Tam kapışacağımız sırada kenardaki maada ayrıca da altın tozu biriktirmiş canların üzeri büsbütün bomboş değil sında neşrolunan büyük listeye yazı 43 No. da Feride Muzaffer. tim. Bir akşam kulübeme döndüğüm za çalılann arasında bir kamçı şaklaması gilır. Soldan sağa sıra ile: • 10 Kumkapı Camiışerif çıkmazı 28 man tekmil esyamı karmakarışık edilmiş bi tek bir kurşun sesi işitildi. Luciello ye1 Gazi Osmanpaşa orta okulu 544 numarada Şevket. görmiyeyim mi? Maamafih, hırsız ümid şil çimenlerin üzerine düştü. Yeni çıkan Osman Raif. 11 Heybelıada sanatoryomunda ayın soluk ışığında artık hiç kımıldamadı2 Izmir Alsancak Mes'udiye caddeettiği şeyi bulamamıştı. Çünkü hisseme Hasan. ğını ve ağzından ip gibi ince bir kan pıhsi No. 94 te Bahtiyar. düşen tozları bankanın adamı gelinciye 12 İstanbul Çapa kız öğretmetı otısı sızdığını gördüm. 3 Gelibolu Namık Kemal okulu 172 kadar saklamak üzere Larsene vermiş kulu 669 H. Onursal. * * * Semahat. tim. 13 Beyazıd Büyük Haydarefendi 4 Feneryolu Selâmiçeşmesi 204 O geceki uykumu müthiş JcâbuslarHiç şüphesiz bu işi yapan Luciello isokağı 32 numarada Yahya Bengü. No. da Fahriye. la geçirdim. Bu adam neye bana düşman 14 Kurtuluş ilk okul 227 Melâhat. di. İşi gidip Larsene anlatmak üzere olmuştu ve nicin böyle esrarlı bir şekil5 Çanakkale Vakıflar Başkâtibi 15 Afyon Bulvadin Akçeşme ilk kulübenin kapısından çıkarken düşman de ölmüştü? Onu kurup yattığım için Avni kızı Güngör. okulu 27 Sabri. la karşıkarşıya gelmiyeyim mi? Bıyık al bir türlü rahat uyuyamadım. Sabahleyin 6 Davudpaşa 25 inci ilk okul 484 Fakat 123 üncü yıldönümünü kutlu lamak üzere amele arkadaşları bir zi yafet tertib etmişler, Sultana bu ziya fette o kadar fazla yemiş, içmiş ki neticede midesinden rahatsızlanarak öl müş. Dünya böyledir, çok defa insan ara iyilik edelim derken onların fenalığına sebebiyet verilir. Kedilere hürmet! Bilmeceyi çözenler Afrikanm şar kmdaki Fran siz müstem • ekesi Mada gaskar ada sında kedilere çok hür met edilir ve bu hayvan mukaddes sa yılır. Bu âdet Vladagaskar .ılara eski Mı ıırlılarm hayvanlara tapma itiyadın • dan bulaşmıştır. Kendilerine Hova namı verilen bu adamların kanununda sonra getirip geri verse dahi bir kedi çalanm cezası 15 gün hapistir. Eğer öldürürse tam beş sene hapiste yatar. Şimdi Fransızlar bu kanunu değiştirmişlerse de Hova ların kediye hürmet göstermelerine tabiî mâni olamamaktadır. 3(5 SjC 5jC Fıkra Çinli kadın ve ayna \ tından gülerek benimle alay ediyordu. gözlerimi açtığım vakit karşımda JulioGayriihtiyarî yumruklanmı sıkarak üze yu gördüm. Elinde altın tozu torbalan rine hücum ettim. Tam suratı budur, di vardı. Böyle sabah sabah, dedim, ne işin var burada? Çocuk portreleri Larsen ve ötekiler, diye cevab verdi, hepsi hırsız.. Ne demek istiyorsun? Seni öldürmek için tuzak kurmuşlardı, fakat ben onlardan evvel davrandım. Evvelâ Lucielloyu sana saldırmak üzere iken devirdim, sonra da gidip Larsenin işini bitirdim. Çünkü birçoklarının hissesi olan altın tozu, seninki de birlikte, bilivorsun ki Larsene emniyet edil mişti. O Luciello vasıtasile bir kısmmı öldürtüyor, toz kendilerine kalıyordu. Dün akşam kurduklan tuzak meydana cıkıp Luciello ölünce kaçmak istediler.. Ben de diğerlerini yakalıyamadımsa da başları olan Larseni de hakladım! Garib bir istatistik Çocuk portreleri Ankara noterlerinden Reşid Tamersoyun oğlu Biilend dir. Bizim hiç bilmediğimiz, tanımadığımız bazı cins ağaclarla kaplıdır. Sonİngiliz gazete ra bu adacıkta insan da yok değildir. erinin neşrettik Kendilerini eski korsanlar sülâlesinden leri bir istatistiğe sayan Zubula üç asırdanberi burada ogöre Londrada her turmaktadırlar. Bunlara Biajos ismi vesene aşağı yukarı rilmektedir. Kuru Hindistancevizi top<2,700,000» yankeBen öyle bir kelimeyim ki <birbirlayıp satarak geçinmektedirler. Yediksıcilik vak'ası orine karşılık» manasına gelirim. Terleri avladıkları balıklardan ibarettir. luyormuş. Her simden okununca kusurlu bir insan Bılhassa kaplumbağa etine bayılırlar. vak'anm sebebi olurum. İlk üç harfim bir «emir> dir. Biajoslar kaplumbağayı çok tuhaf ve yet verdiği vasatî ziyan bizim paramızSon harfim atılınca deniz üzerindeki sıkıntılı bir şekilde avlarlar. Denize atla beş kuruşa geliyormu. Yankesicilernakliye vasıtalarmdan biri olurum. tıkları düz bir kalasın üstüne hareket den ancak yüzde on beşi tevkif olunu Bu bilmeceyi doğru halledenlerden siz uzanıp saatlerce, bazan günlerce aç yor ve yüzde beşi mahkum edıliyormuş. birinciye beş, ikincıye iki lira, üçüncüye susuz öyle beklerler. Güneşin altında İngiltereye bakıp halimize şükredelim, münasib bir hediye verilecek ve diğer çırçıplak vücudleri kavrulur, derileri yüz kişiye de muhtelif mükâfatlar da istakoz rengini alır. Gözlerini başlarma desenize! ğıtılacaktır. koydukları bir siperle muhafaza eder çıkarır, beş on gün onun etile geçinir Cevabların «birinciteşrin bulmacası> ler. Bulundukları noktada denizin al *** ler. serlevhası kesilerek onunla birlikte bu tında bir kaplumbağa geçtiğini farketMercan adasında oturup mercan satDışarı çıkıp baktığım vakit altın oca tiler mi, hemen suya atlarla, sol elle ayın sonuncu gününe kadar «Cumhuriğında kimsenin kalmamış olduğunu hay rile kaplumbağayı yakalayıp sağ elle makla geçinmediklerine hayret mi ediyet Çocuk Sahifesi> adresine yollanmaretle gördüm. Julio demek doğru söylü rindeki zıpkmla onu yaralarlar. Bir ta yorsunuz. O kadar bollukta mercan pası lâzımdır. Bilmeceyi doğru çözenler yordu. Zaten bazı işlerde deliler akıllı raftan da arasıra suyun üzerine çıkıp ra etmez ki... Sonra bu kadar uzak ye Sevimli Beyhan Köprülünün mek den fotoğraf gönderenlerin resimleri de lardan ziyade zekâ eseri göstermezler bağırırlar. Feryadına koşan arkadaşla re hangi tüccarm adamı gitmeğe cesa tebe başlama hatırası olarak çıkar neşrolunur. Geç kalanlar mükâfat karile birlikte kocaman alâmeti denizden ret gösterir? mi? dığı resim. Nasıl, şirin değil mi? zanamazlar. Çinlinin biri köyden kasabaya gidi • yormuş. Karısına sormuş: Sana ne hediye getireyim karıcı ğım? O da şu cevabı vermiş: a Gönlüne ne doğarsa onu! Çinli dönmüş dolaşmış. Yuvarlak ayna satan birine rasgelmiş. O zamana kadar karısının hiç ayna görmediğini bildiği için makbule geçer bir hediye diye satın almış. Fakat eve gelince kıyametler kop • muş. Kadın hiç ayna görmediği içinj içine bakıp ta kendi hayalile karşıla şınca: Eyvah kocam eve başka bir kadın getirmiş! w Diye feryadı basmış. Bu bağırtıya kadımn annesi koşmuş. O da hiç ayna görmemişmiş. İçinde kendi hayaline rasgelince: Üzülme kızım, demiş, bu kadın hem ihtiyar, hem de çirkin! ( Birinciteşrin bulmacası ) J

Bu sayıdan diğer sayfalar: