12 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

12 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Nisan 1937 CUMHURİYET Ismet Inönüne yollarda muazzam tezahürat yapıldı Japonyanın küçük Greta Garbosu: sevimli Seçuko Hara Japonya sinemacılıkta dünya ikincisidir. Senede 500 film yapıyor. Böyle giderse yakmda Amerikayı da geçecektir Birçok sinema merakhlan Japonyanın dünya filim imalâtında çok mühim bir rol oynadığını, yapılan fılimlerin miktan itibanle cıhanda Amerikadan sonra geldi" ğini, yani ikinci olduğunu hiç te tahmin etmezler. Bunda belki de hakhdırlar. Çünkü Japon filimleri ekseriya sırf memleket dahilinde gösterilmek üzere vücude getirilir. Bazı müstesnalan bir yana bırakılacak olursa hemen hiç biri dışanya çıkmaz, çıkamaz. Bir kere Japon dili beynelmilel bir lisan olmadığı cihetle bunlara müşteri bulunmazdı, diğer taraftan son zamanlara kadar Uzakşarkın bu çalışkan ve zeki milleti kordelâlannın bütün mevzulannı hep eski Japon efsanelerinden, millî kahramanlarının hayatlarından alırlar, bunu ağır ve ağdalı bir tarzda çevirirlerdi; binaenaleyh onlardan bizzat Japonlardan başkalannm zevk alması ihtimali yoktu. Fakat bir iki senedir Tokyo, ve Kyoto'daki stüdyolarda Holivud müesseselerinin ayni tertibatı yapıldı. Filim çevir mek hususunda şimdiye kadar takib edilen usuller terkedildi, senaryolar modern ye beynelmilel mevzulardan vücude getirilmeğe başlanda. Japon artistleri ve yıldızlan beyaz perdede sade kimonolarile değil, Avrupaî kıyafetlerle göründüler. Hulâsa Japon filimleri Amerikan, Al man, Fransız filimleri gibi bütün dünya seyircilerini alâkadar edecek bir hale konuldu. Şımdi Japon sinema âleminde her hafta birkaç yeni fıhm meydana getirilmektedir. Bunlann içinde ağır dramlar, çok gülünc komediler, tarıhî vak'alar, efsaneler, her çeşidden kordelâlar vardır. Japon hükumetı sinemanm, halkm nezih bir surette eğlenmesi ve ayni zamanda onun terbıye ve kültürünü yükseltmesi hususundaki mühim tesirini takviye etmiş bir vaziyettedir. Sosyal büronun yaptığı tetkiklerin gösterdıği neticeleri nazarı dıkkate alarak filim müesseselerine çok geniş bir şekilde yardıma karar vermiş ve Japon stüdyolan en modern teknik tertibatla teçhız olunmuş, Japon mühendıslerinden Çuşilosi ses kaydı hususunda henüz dünyanın hiçbir tarafında mevcud olmıyan yeni bir usul keşfermiştir. Turizm ve propaganda büroları ya bancı memleketlerde göstenlmek üzere birçok dokümanter filimler vücude getirmektedirler. Aktüalite ve röportajlar için aynca hususî iki şirket teşkıl edilmiştir. Bunlar büyük Japon gazetelerile müşteIBaştarafı 1 inci sahifese] Garda mühim bir kalabalık toplanmış ve gann her tarafı hususî surette donan mış, Türk ve YugosJavya bayraklarile süslenmişti. Bir piyade müfrezesile mızıka garda yer almıştı. Trenin gara muvasalatında birkaç dakika evvel, Başvekil ve Bayan Stoyadinoviç gelmişler ve hazır bulunanlar tarafmdan selâmlanmrçlardır. Trenin gara girişi Türk millî marşile selâmlanmış ve askerî müfreze selâm meresmini ifa etmiştir. Vagonsalondan ilk defa Türkiye Başvekili İsmet înönü inmiş ve Başvekil Stoyadinoviç tarafmdan hararetli bir surette karşılanmıştır. Stoyadinoviç keza Dış Bakanı Arası da ayni samimiyetle karşılamıştır. Başvekil Stoyadinoviç ve İsmet İnönü, refakatlerinde Harbiye Nazırı Marıç olduğu halde askerî mufrezeyi teftiş etmişlerdir. Yugoslav Harbiye Nazın piyade müfrezesinin kumandanını Ismet Inönüne bizzat takdim ettikten sonra Türkiye Başvekili mufrezeyi Pugoslav ordusunda an'anevî selâm cümlesı olan «Allah yardım cmız olsun» kelimelerini fasih bir surette Yugoslav dilinden söylemek suretile selâmlamış \e buna askerler hep bir ağız dan «Allah sana yardım etsin» kelımele rıle mukabele etmişlerdır. Mutad takdim merasimi yapıldıktan sonra, iki Başvekil ilk otomobile binmisler ve bu suretle teşekkül eden otomobil zinciri halkm şevk ve heyecanh alkışları a rasında hareket etmiştir. Başvekilimizin refikalarına mükemmel bir buket takdim etmiş olan Madam Stoyadinoviç te kendisile ikinci otomobile binmişlerdir. Otomobiller doğnıca Başvekilimizin misafir edildiği hususî villâya gitmiştir. Yugoslav hududuna kadar kendisile beraber seyahat eden Bulgar gazetecilerine Hatay meselesinin hallini Türkiyenin Cemiyeti Akvama tevdi ettiğini ve Cemiyeti Akvamın bu hususta muvafık bir karar verdiğini, şimdi Türkiyenin bu kararın bir tatbikı olacak olan Hatay A nayasasının tesbitini beklediğıni, Türki yenin Milletler Cemiyetine bu hususta tam bir itımadı olduğunu söylemiştir. Belgrad dan dÖnüşte Başvekilimiz nisanın yirmisinde Bel graddan Sofyaya dönecek ve haber verildiğine göre Sofyaya kadar hususî trenle gelecektir. Sofyada Kral Boris'in Vrane sarayında beş saat Kral Boris'e misafir kalacaktır. fazlalık göstermektedir. Bugün Türk rekoltesi önceden saün almıyor. Holandalılar buğday fazlasını Türk limanlannm inşası nrukabilinde almışlardır. İncir, badem, üzüm, tütün, hulâsa Anadolu semasının altındjı yetişen herşey daha çık madan s'atıhyor.» Gazete yazısmı bitirirken, îsmet înö nü tarafmdan buğday lehinde mücadele için verilen son karan hatırlatmakta ve bunun millî ekonominin rönesansı için yeni bir devre açtığını kaydetmektedir. Politika gazetesi de başmakalesini tsmet İnönünün muvasalatına tahsis ediyor ve diyor ki: Eski Japon filim lerinden tir sahne reken faaliyette bulunarak memleketi harice hergün biraz daha fazla tanıtmıya çalışmaktadırlar. Japonyanın büyük şehirlerindeki sinema salonlan da fevkalâde muntazam ve süslüdür. Nevyorktaki eğlence merkezi Broadway salonlan nümune ittihaz edilerek vücude getirilmiş, afiş, reklâm ve saire tertibatı Amerikadaki gibi tamamen mükemmel bir şekle konulmuştur. Av rupa ve Amerikada çalışan Sazu Hayakavva'yı ve saireyi bir tarafa bırakalım, yalnız Japon filimlerinde oynadıklan halde bugün beynelmilel bir şöhret ka zanmış Şizo Kataota, Isuzu Yamata, Sumiko Saziki, Seçuko Hasa gibi kadın erkek birçok artistleri vardır. Hele Seçuko Hasa için adeta Japon yanm Greta Garbo'su denilebilir. 1920 senesinde Yokohama'da doğmuş oldu ğuna göre henüz 17 yaşındadır. Babası alelâde bir işçi olduğu halde, bütün gayretini sarfederek, her fedakârlığı yaparak kızının liseyi bitirmesini temin etmiş, Seçuko'nun mektebde verilen temsillerde gösterdıği muvaffakiyet onu sinemaya intisab etmeğe sevketrniştir. Seçuko ılk defa Nıkkaçu filim şirketi hesabına memleketimizde de büyük rağbete mazhar olmuş olan «Mekteblı Kızlar» filminin japonca version'unda vazife almış ve Hertha Thile'nin rolünü onunkile ölçülebılecek bir kuvvet ve kudrette yarat mıştır. Bunu diğer Japon ve ecnebi fılimlerindeki roller takıb etmis, Seçuko'nun bu muvaffakiyeti sayısız Japon kızlarını tıpkı garbdaki arkadaşları gibi filim Yollarda yapılan tezahürat Belgrad 11 (Suretı mahsusada gıden Yazı İşlerı Müdürümüzden, telefonla) Başvekil İsmet İnönü Bulgar Yugoslav hududu olan Tzarıbrod'dan itibaren bütün Yugoslav topraklarından geçerken her durak yerinde büyük ve candan tezahüratla karşılanmıştır. Tzaribrod'da yapıan ılk merasimden sonra tren Nıs istasyonuna askerî bandoaun çaldığı İstiklâl marşımızın nağmeleri altında girmiştir. İstasyonda Niş Belediye Reisi Başvekilimize beyanı hoşamedı ederek çok güzel bir nutuk söylemiş, Basvekilımiz de mukabelede bulunmustur. Belgrad elçı miz Ali Haydar Aktay İsmet İnönünü burada istıkbal etmiştir. Çok samımî dakika'ardan sonra tren bütün istasyon ve cıvarını dolduran b.nlerce halkm icten gelen alkışları arasında hareket etmiştir. Ve bu tezahürat . ayni samimiyet ha\ası altında Be'grada kadar devam etmiştir. Bulgaristan siyasî mehafili Başvekilimizin avdette Bulgar Kralının misafiri olarak Sofyada beş saat olsun misafir kalmasına ve Sa Majeste Bu'gar Kralile yapacağı müzakerelere büyük bir ehemmiyet atfetmekte; bu müzakerelerden her Ayni gazete, «Kemalist Türkiye Aviki memleket menfaatine çok hayırlı netırupa barışının muhafazasında mühim bir celer beklemektedır. Vreme gazetesinin bir makalesi amıldİD> başlıklı başka bır makalesinde, Belgrad 1 1 (A.A.) Vreme gaze Kamâl Atatürkün hükumet merkezini îstesi, Başvekil İsmet İnönünün Belgrada tanbuldan Ankaraya nakletemekle yep muvasalatı münasebetile yazdığı makale veni bir dış ve iç polıtikasmın temelini de, bir protokol ziyareti çerçevesini geçen koyduğunu ve bu politikanın, Türkiye ve şimidikı beynelırüel vaziyette tamamen Milletler Cemiyetine girdiği?.denberi, bu hususî bir mahiyet ıktisab eden ehemmi memleketin beynelmilel vaziyetini kuvvet lendirmçkten bir dakika hali kalmadığını yetıni kaydettikten sonra dıyor ki: bilhassa kayid ve işaret etmektedir. «İsmet İnönü bizi yakından tanımak üGazete diyor ki: zere ilk defa olarak memleketimize geli«Türkiye Avrupadaki ehemmiyetıne yor. Ismet İnönü, mümtaz mesai arka bıhakkın kanidir. Ve Akdenizin doğu daşlan doktor Tevfık Rüştü Aras ve Türkiyenin Belgrad elçisi Haydarın şa kıyıları kendisine Avrupa hâdıselerine hıslarında memleketımizin kuvvet ve re şiddetle alâkadar olmak hakkını vermekfahı hakkında mükemmel tercümanlara tedir. Büyük ve küçük Avrupa devletiemalik oldu. Aramıza geldiği dakikadan rile olan asırlık münasebetleri beynelmi itibaren, Yugoslavyanın kendi şahsına lel politikada derin izler yapmıştır. Kemal Atatürk, Türkiyenin coğrafi karşı beslediği ve bu defa bizzat gösterevaziyetındeki ehemmiyetin yalmz Bal ceği dostluğu hissedeceğinden eminiz.» kanlar ve cıvarı münasebetlerde değh ayGazete, bundan sonra, îsmet İnönü tani zamanda büyük devletler arasmdaki rafmdan bılhassa bır protagonistı bulun münasebetlerde olan ehemmiyetini dc duğu Kemalist rejimin tahkiminde başartamamen müdrık bubınmus ve me»ai d ğı emsalsiz millî eseri hassaten kayde arkada«'arı İsmet inönü ile Tevfık Rüşîü derek diyor ki: Arasın da yardımlarile Türkiyeyi tam bi» «Milletimiz 15 sene evvel yurduna Avruna memleketi haline çevirmeğe mu hızmete devam için general ünıformasını vaffak olmu^tur.» ^ giyerken de bu adamla temas edınce milPolitıka gazetesi, müteakıben. Tüık , lî yüreğinın çarptığını hissedecektir. yenin dış siyasetını tah'ıl ederek, Türkı Ismet Inonü Anadolunun dağlık biı venin Balkanlarda kaybettığı toprakl? havalisi olan Alaçyalıdır. Bu, onun Türk n hiçbir zaman tekrar almaSa tesebbü milletinin rönesansına olan derın ınanını etmemiş oldueunu ve bu suretle eski mu ve a: 3i zamanda devlet adamı sıfatıle ohasımlanna karşı daima dürüst bir hat» lan emsalsiz faalıyetinı geniş nvkyasta ihareket muhafaza ettıgı ve bu hattı hs zah etmektedır. Başvekil İsmet İnönü, isreketın Avrupa kıt'asmın bu kısmındak tıkbali birkaç on yıl için derpis etmişti ve milletler arasında tesriki mesaıye müsaic bugün Türkiye onun lesblt ettiğı merhale bir hava ıhdas etmiş bulunduğunu kay • ve plânlara göre müstemiren inkişaf et defrnektçdir. meVedir.» Gazete, Türkıvenin Montrö konferar. Gazete, müteakben, bu Türk rönesans sında elde ettiği büyük diplomatik mu olâmn'n, ezcümle mıüî ordunun techizi ve b'r millî endüstri ihdası gıbı muhtelıf nok vaffakivetleri hatırlatıyor ve İsmet înö talarını tahlil ederek bunlann ayni za nö i'e Dr. Rüştü Arasın Belgradı ziyamanda mıllete sımdıye kadar bılmedığı retlerinin Türkiyenin AvTupa meselele yüksek bır kültür seviyesi temin ettiğin' rine alâkasızlık göstermek arzu etmediğikaydedıvor ve diyor ki: nin yeni bir delilı olduâunu bildiriyor, «Türk hükumetının reısi olan ve Baş* * * vek'hmiz Siovadınovıç'e benziven bu büYanlıs bir havadit yük reahst mılletinı tam?men değistirmeBir akşam gazetesi Başvekilimizin beğe muvaffak olmu^ur. Hiçbir zaman tüccar olm'.yan Türk bugün millî ekoncnide raberinde Be'grada bir altın plâka götürön safta gelıyor. Senelerdenberi Türk düğünü yazmıştı. Aldığımız malumata bütresi mütevazın ve ticaret bilâncosu da göre bu havadis doğru değildır. «Türkiye Başvekilinin Belgrad ziya reti herhalde siyasî bir manayı haizdir. İsmet İnönü ve Stoyadinoviç u/numî beynelmilel vaziyet ve bilhassa memleketle rini doğrudan doğruya alâkadar eden hâdiseler hakkmda birbirine karşılıkh ma lumat vermek imkânmı bulacaklardır.» i ı Japonyanın küçük Greta Garbosu: Seçuko Hara yıldızı olmak hulya ve rüyasma düşür müştür. Fakat gene garbdaki gıbı anne ve babalann bu husustaki psk haklı teenni ve miimanaatleri Uzaksarkta Havva torunlarınm akıbetı meçhul maceralara atılmalannm önüne geçebilmiştir. Her Avrupah, Amenkalı kız bir Greta olamıyacağı gibi, her Japon kızı da Seçuko gibi muvaffakiyet kazanabılır mi? San'atın, dehanın sade istidaddan ibaret olmadığını, bunun mütemadi bir sây ile vücude gelebileceğini söyliyen Avrupah hakim çok haklıdır. Japon sıneması, o mılletin teknik ve san'at hususundaki istidadile birlikte durmadan, dinlenme den çalışması sayesinde ilerilemiştir. Japonya her sene 500 büyük filim meydana getirmektedir. Bu tarzda devam ederse Amerikayı da geçecek, filim imalâtı hususunda dünya birinciliğini alacaktır. Sade Seçuko senede on beş filim yap maktadır. Lâkin buna bakıp ta genc kızın Amerikan yıldızlan gibi filim başına milyonlar alarak muazzam bir servet kazandığı zannedilmesin. O da, diğer Ja pon artistleri tarzında mütevazı bir aylık almaktadır. Japon artistlerinin henüz ahlâkı bozulmamış. Servet, şöhret ve saire hırsı henüz onlann benliklerini kaplamamıştır. Sırf san'at ve memleket aşkile çalışıyorlar. Ne mutlu onlara! İ Marlene Dietrich ve veni partönerî ABtDÎN DAVFR Başvekilimiz /?•»'~aristandan geçerken Sofya 11 (Telefonla) Başvekilimiz İsmet İnönü ıle Harıciye \'ekılini ve heyetımizin dığer azas nı Belgrada gö türmekte olan ekspres bu sabah sıat 7 de Svılengrad'da Bulgar topraklarma da hil olmuş, ve Bas%ekıhm'7İ Bulsar hü kumeti namına Emnıyet Umum Müdu'ü Golubof'la Demıryolları Umum Müdürü karşılamıştır. Bu ze\at Başvekılımıze Yugoslavya hududuna kadar refakat etmiştir. Başvekilimizi Filıbe istasyonunda Sofye sefırimiz Ali Şevki Berker ve refıkası, Filibe konsolosumuz îsmaıl Hakkı ve refikası karşılamışlardır. Ekspresin Fılibede kaldığı on beş dakıkahk müddet zarfında İsmet İnönü memurlanmızla görüşmüş ve iltifatta Jauiunmuştur. Ekspres Sofya istasyonuna tam saat 14,03 te gelmiştir. Başvekilimizi Sofya istasyonunda Bulgar Başvekil ve Hariciye Nazırı Köse îvanof ve refikası, Saray Nazırı, Kralın müşaviri Gruyef, Teşrifat Umum Müdürü, Matbuat U mum Müdürü, Başvekilin Kalemi Mahsus müdürleri, Yugoslav, Rumen ve Yunan sefirleri, Sofya sefaretimiz erkânı ve kalabalık bir gazeteci kütlesi karşılamıştır. Ekspres Sofya istasyonunda yanm saat kalmış, Bulgar Başvekili Köse İvanof Başvekilimizi Kralın Sofya istasyonundaki hususî salonlanna davet ederek orada kendisine kahve ikram etmiş ve kendisile görüşmüştür. Bu müddet zar fında Başvekilimizin refikasına Bulgar Baş Vekılinin refikası ve Sofya sefirimizin refikası tarafmdan ilk yaz çiçeklerinden yapılmış birçok buketler hediye e dilmiştir. Ekspres Sofya istasyonundan saat 14,32 de hareket etmiştir. Başvekilimizi karşılıyanlar kendisini çok samimî bir surette uğurlamışlardır. Sofya sefirimiz Ali Şevki Berker ve refikası Başvekilimizi Yugoslav hududuna kadar teşyi etmiş lerdir. İsmet İnönü; Türk hududundan Âteş üstünde yürüyen adam A. H. R. Sinema haberleri ) Bir mi, iki mi? Amerikadaki Warner filim kumpanyası gazetelerden birinde sinema merakhlan için şöyle bir anket açmıştır: «Salonlarda bir tane mi, yoksa iki filim birden mi görmek istiyorsunuz?> Ge len cevabların yüzde 78 i bir filim görmek lehinde çıkmıştır. Buna nazaran acaba bizim bazı sinema salonlarımız arasıra iki filim birden göstermekle hata mı ediyorlar? Amerikada sinema merakı 1936 senesinde Birleşik Amerika cumhuriyetlerindeki 16.000 sinemaya 4 milyar 180 milyon seyirci gelmiştir. Bu rakam 1935 senesine nazaran orada sinema meraklılarının yüzde 12 arttığını göstermektedir. Birleşik hükumetlerin nüfusu 140 milyon olduğuna göre, nü fus başma senede 30 defa sinemaya gitmiş olmak isabet ediyor. Bu da Amerikanvari bir rökor değil mi? Fakir Ahmed Hüseyın ve heveskârlar ateş üzerinde yürürken. Aşağıda doktor ayaklarını muayene ediyor tamamile normal olduğu anlaşılmıştır. Ahmed Hüseynin ayaklan ateş üstünde yürüdükten sonra tekrar muayene edil miş ve ateşten zerre kadar müteessir ol madığı da tesbit edilmiştir. Ahmed Hüseyin duasını okuduktan sonra kıpkırmızı kömürle dolu çukurdan yavaş yavaş yürümektedir. Resimde görülen hevesliler, bu tecrübeden ayaklarını fena halde yakmak suretile çıkmışlardır. I Marlene Dietrich «Silâhsız Süvari» ismindeki son filmini birlikte çevirdiği Robert Donat'la birlikte beş çayı içiyor. Son zamanlarda Marlene'in bu gencle seviştiği ve kocasından aynlıp ona varacağı hakkmda birçok rivayetler ortaya çıkarılmışsa da bunlann hepsi reklâmdan ibarettir. Siz onun filimlerde aldığı rollere bakmayın! Marlene hususî hayatmda her zamanki gibi sadık bir zevce ve iyi bir annedir. Zaman zaman îngiltereye gelerek a teş üzerinde yürüme tecrübelerile halkı hayrete düşüren Hind fakiri Ahmed Hüseyin son hafta zarfmda gene Londraya gelmiş ve resimde görüldüğü veçhile ateş üzerinde yürümüştür. Ahmed Hüseynin yürümeden evvel ayaklan mütehassıs bir doktor tarafmdan muayene edilmiş ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: