21 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

21 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 21 Nisan 1937 Küçük hikâye Gözleri görmiyen kız yüzünü, yüksek duvarlarm arasmdan süzülen güneşe kaldırmıştı. Bonjur matmazel, dedim. Um;d ederim ki sizi çok bekletmedim. Sesimi duyunca tebessüm ederek ayağa kalktı: Hayır mösyö, geç kalmadmız. Buyurun, Jak sizi bekliyor. O önde, ben arkada dar ve dolam baçlı bir merdivendgen ağır ağır çıkmağa başladık. îçime gene bir korku düstü. Acaba beni dolandıracaklar mıydı? Bereket versin, üzerimde portrenin bedeli olan dört yüz franktan başka para yoklu. Nihayet Odette, ikinci katta bir ka pıyı itti, içeri girdik. Jak, işte sana bahsettiğim mösyö. Jak uzun boylu, zayıf, çok genç bir çocuktu. Bonjur mösyö, dedi. Buyurun. Etrafıma bakuıdım. Duvarlarda tab lo olması lâzungelen bir sürü resimler asılı idi. Olması lâzımgelen diyorum, çünkü bu resimler, üzerlerine lâalettayin bir kaç fırça boya sürülmüş, etraflan çer çeveli tuallerden ibaretti. Ve Odette bunlardan birini parmaklarile okşıyarak: Bakın, diyordu, bu annemin res mi. Nekadar güzel değil mi? Ne söyliyeceğimi şaşırmıştım. Bu ne demekti? Onu cevabsız bırakmak ta ol mıyacaktı. Bir iki kelime mınldanarak Jak'a baktım. Genç ressam yalvaran gözlerle sükut etmemi rica ediyordu. Zaten ben söz söyliyemiyecek kadar şaşkınlık içinde idim. Nihayet Jak, sigara aldırmak baha • nesile Odette'yi tekrar aşağı gönderdi ve: Mösyö, dedi. Yalvannm size bana kızmayınız. Odette beni büyük bir san'atkâr zannediyor. Onu ilk tanıdığım zaman bilmem neden, yalan söyledım. Gözleri görmediği için belki hoşuna gider dedim. Sonra ona karşı duyduğum bu merhamet hissi içine bir de sevgi ka nştı... Şimdi onu çok seviyorum. Benim büyük bir ressam olduğuma o kadar inandı ki ona bir türlü bunun yalan olduğunu söyliyemedim. Çok rica ederim siz de belli etmeyiniz. Geldiği zaman guya resminizi yaptırmak için oturursunuz. Sizı fazla tutmam. Kör bir kızın inancmı kırmamak için bir gün lâf olsun diye söylediği bir ya lana bu kadar sadık kalan bir adama kızılamaz, ancak hürmet edilirdi. Odette sigarayı getirmişti. Etrafmı yoklıyarak bir iskemle bulup oturdu ve: Fırçanın sesinden anhyorum ki resme başlamışsınız. Jak, mösyönün por tresi çok güzel olsun. Çünkü ben onun sesini çok sevdim. Yüzü de güzel değil mi? Eminim ki kalbi de yüzü ve sesi gibi güzeldir. * ** Muhayyel portre nihayet bitti. Bu fedakâr çocuğa karşı içimde sonsuz bir takdir ve hürmet hissi duyuyordum. Elindeki boyalan silerken gene yalvaran nazarlarla gözlerime bakarak: İşte portreniz bitti, dedi. Nasıl, beğendiniz mi? Bir müddet resmi tetkik eder gibi sustum. Odette büyük bir merak ve heye canla vereceğim cevabı bekliyordu. Ni hayet: Fevkalâde, dedim. Bu kadar kısa bir zamanda bu kadar benzetebilmek hakikaten çok büyük bir muvaffakiyet. Tebrik ederim. Jak, gözleri minnet ve teşekkürle parlıyarak: Yarına kadar kurur, dedi. Adre sinizi veriniz de göndereyim. Ben cüzdanımdan kartımı çıkartırken o da cebinden birkaç tane boş kâğıd çı kararak bana uzattı. O zaman bu acıklı komedinin henüz bitmediğini anlad'm. Jak, para yerine bu kâğıdları kullan mamı istiyordu. Nitekim: Portrenin bedeli olan beş yüz frangı Odette'e vereceksiniz mösyö, dedi. Paraları almak onun vazifesidir. Bir an gözlerim boş ve kuru odada dolaşarak Odette ile Jakm eski elbise lerine takıldı. Bu fedakâr çocuk sevdiği kızın inancını yaşatmak için benden bir iki saatimi feda etmeden başka bir şey istemiyordu. Bu büyüklük karşısında yapılacak yegâne hareket muhayyel tab lonun parasını ödemekti. Jakın uzattığı kâğıtlan iterek Odette'in eline beş yüz frangı verdim. Zavallı kız görmiyen gözlerini yüzüme kaldırarak: Evet, bu civar, bu mahalle, san'atkârların, aktörlerin, şarlatanlarm ve dı lencilerin toplandıklan yerdir. Yahud hepsine birden san'atkâr desem de olur. Çünkü bütiin şarlatanlar ve düenciler de birer san'atkârdırlar. Phillip, Parise ilk defa gelen arkadaşlannı küçük bir kahveye götürmüştü. Onlar, dumanh odayı seyrederkcn Phillip konyağından bir yudum alarak hikâye sine devam etti: Ben de Parise ilk defâ bundan birkaç sene evvel gelmiştim ve bir gün gene böyle bir kahvede yalnız başıma oturuyordum. Öbür masalardan birinde benizleri san, yanaklan çökük, bir gıup artist vardı. İçlerinden güzel bir kız nazan dikkatimi celbetmişli. Hep ona bakıyordum. Sonradan isminin Odette olduğunu öğrendiğim bu kız, bir ara!»k yerinden kalkarak masalan dolaşmağa ve müşterilerle alçak sesle bir seyler konuşmağa başladı. Dikkat ettim, adım atarken tereddüd ediyor, ve elleıile etra fmı yokhyarak yürüyordu. O zaman anladım ki zavallının gözleri görmüyor. Masalardakilerle ne konuştuğunu çok merak ediyordum. Nihayet benim masama da geldi, ve utangaç fakat tatlı bir sesle: Affedersiniz, dedi, buranm yabancısı mısmız? Görmiyen güzel gözlerine ve manalı yüzüne bakarak: Evet; dedim. Size ne gibi bir yardımda bulunabilirim? îngilizsiniz, değil mi, dedi. Şive nizden anladım. Ve bir müddet düşündükten sonra devam etti: Sizi görmüyonım mösyö, fakat öyle zannediyorum ki bütün Ingüizler gibi manalı bir yüzünüz, düzgün bir profiliniz var. Ben bunun arkasından ne çıkacak diye merak ediyordum. O gene bir müddet sustuktan sonra: Sizin portretiniz nekadar güzel olur, dedi. Ne olur müsaade edin de Jak, nişanlım, yağlı boya bir resminizi yap sm. Bilseniz Jak ne büyük bir san'at kârdır. Çok kısa bir zamanda yaptığı halde o kadar az para alır ki! Ne olur, çok rica ederim, ona bir portrenizi yap tınnız. Meseleyi şimdi anlamıştım. Demek bu kız masaları dolaşa dolaşa Jak'ma müşteri topluyordu. Para kazanmak için zavallı kızcağızın körlüğünden istifade e den bu genç ressama karşı içimde derin bir nefret hissi uyandı. Onu görmek ve yaptığı şeyin çirkinliğini yüzüne vurmak istiyordum. Peki, dedim Jak bir portreye ne alıyor? Yalnız beş yüz frank. Onun gibi yüksek bir san'atkâr için çok az bir para. Ertesi sabah geleceğimi söyliyerek adresini aldun ve hakikaten de gittim. Apartıman Parisin en ücra köşelerinden birinde idi. Yolda kendi kendime: «Acaba bir tuzağa mı düşüyorum?» dedim, mümkün olduğu kadar tetik davranmağa karar verdim. Odette apartımanın kapısına oturmuş, Hasta halinde üç saatten fazla yorduğum üstaddan, Hâmidin son günlerine aid hatıralannı da anlatmasını dilemekten kendimi alamadım. Gerçek tazim ve tekrimle tanımış olduğum bu büyük edebiyat ulusunu sık sık ziyaret ederdim. Yüksek bir mümta ziyetle dostlarına tevzi ettiği iltifatların dan beni de mahrum bırakmazdı. Hatta hayatla son ilişiğini kesmek üzere ik?n bir saat kadar yanında kaldım. Bana edebiyat lâkırdıları etti. Farsça şiirler okudu: «Şarabla mestolan geceyarısı uyanabilir, fakat sakinin mestettiği kimse gözlerini ancak mahşer sabahı açar» mealindeki Farisî beyti okuduğu zaman teessürümü yenemiyecek bir hale geldim ve ellerin den öperek dışarı çıktım.» Ustad Fazıl Ahmed, sözünü şöyle bitirdi: Ispanyada Türk bayra RADVO ğına sığınan asilzadeler Bu akşamki program J Heykeltraş Zeynel Akkoç Manisa Halkevînde güzel bir konf erans heykel ve heykeltraşbğın tarihini anlattı Manisa (Husu sî muhabirimiz den) Buraya gel miş bulunan tanmmış heykeltıraş Zeynel Akkoç, Halkevinde heykel ve heykeltıraşlığm tarihi hakkmda bü yük bir alâka uyandıran bir kon ferans vermiştir. Salonu hıncahınç Zeynel Akkoç dolduran dinleyiciler arasında Vali Dr. Lutfi Kırdar ve refikasile vilâyetin ileri gelen bütün memurları hazxr bulun muşlardır. Konferansçı birçok saat devam eden konferansı esnasında heykeltıraşinin ilk devirlerden rönesansa kadar geçirdiği devirleri anlatmış ve çok alkışlanmıştır. 600 mülteciyi memleketimize getirmek üzere Karadeniz vapuru Valânsiyaya gönderildi Dahüî harb devam ediyor [Bastaraft 1 inci sahıfedei Ademi müdahale komitesi, Ispanya neticesinde iki yangın çıkmış ve birkaç ya harb malzemesi gelmesine mâni ol kişi ölmüştür. mak iddiasile bahrî bir kontrol ibda^ına, Dün cumhuriyet topçu kuvvetleri To beynelmilel hukuka muhalif olarak, knıar ledo silâh fabrikasmı bombardunan et vermiştir. mişlerdir. Fabrika binası kısmen yanmışBu karar beynelmilel hukuka muhaliftar. tir. Çünkü meşru hükumetle asilerin hüGuadalajara cephesinde cumhuriyet kumetini müsavi addetmektedir. Kontrol, tayyareleri, asilerin toplandıklan nokta yalnız ademi müdahale misakına imzalaları bombardıman etmışler ve Sıgnen7a rını koymuş olan milletlerin gemilerine civarında da mühim bir otomobil kolunu şamildir. Ispanya, İtalyan ve Alman bayateş altına alarak tahrıb etmişlerdır. rağını taşıyan gemlierin kontroîunu kîbul Sıgnenza'nın cenubunda cumhuriyet etmemektedir. tayyareleri Almadrones'le Tartuera tayBiz, İngiltere ve Fransayı ttalya ve yare karargâhını bombardıman etmişler Almanya ile karıştırmıyoruz, ilk iki devdir. Bombardıman neticesinde bir ben letın dürüst hareketlerinden eminiz, halzin deposu infilâk etmiştir. * buki Alman ve Italyan gemıleri düsmanCordone cephesinde Fuente Ovejuna larımıza adam ve mühimmat naküni hi mıntakasmda cumhuriyet kıt'aları yeni maye etmektedirler. Ahval ve şerait, fiMalatya Valiliğinden şu tezkereyi aldık: lomuza ve tayyarelerimize cumhuriyet «Gazetenizin 21 şubat 1937 tarih ve 4590 den mühım mevziler ışgal etmişlerdır. Şimal cephesinde harekât numaralı niıshasında (.Âmid Yalunda) gemıleri ile bizim yardımımızı istiyen ecbaşlıklı, Sedad Çetintaş imzalı ve âsarıa Salamanca 20 (A.A.) Bask cep nebi gemileri himaye etmek mükeüef'yetikaya karşı lâkaydilik şeklini gösterecek bir yazı gorülmuş olduğundan keyfiyet hesinde milislerin bir tarruzu ağır zayi tini tahmil etmektedir. berveçhiati tavzih olunur: atla gerı püskürtülmüştür. Bızım harb gemılerimiz, bu gemılenn 1 Park kaldırımmda göriilen ve âsa Cordoue'dan bildirildığine göre, hü araştırmalarına mâni olmağa çalışmak rıatika olduğu iddia edilen taşlann; vaktile muhterem seleflerim tarafından o ci kumet kuvvetleri Penarroya'yı kurtara tadır. Harb gemilerimiz, kara suîan hu vardan naıkledilmiş taşlardan olması muh mamışlardır. dudu dahilinde, yardımlarını istiyen veya temeldlr. Bunların kıymeti tarihiyesı hakRadıoVerdad, asilerin Sıera'da kâin kabul eden gemileri himaye edecektir. kmda Vilâyette bir malumat olmadığı gibi, ecdad yadigârı olduğuna dair de bir iz Vierge de La Cabeza'ya karşı yaptık Bu himaye, bilhassa Akdeniz mmtagörülmemiş olduğundan dolayıdır ki se ları taarruzun akamete uğradığını bildirkasında yani İtalya ve Almanyanın konleflerim tarafından oraya nakledilmiştir. mektedir. troluna tevdi edilmiş olan mıntakada teVe pek tabiidir ki, seleflerimiz yüzbin Yeni îspanyol pilotları lerce lira sarfederek memlekete bir park min olunacaktır. Paris 20 (A.A.) îspanyol hükuyaparken ecdad yadigârlarım imha değil, Eğer bu vezaifin ifası, daha büyük bir mezbele haline gelen şehir dahili me metçilerinden 50 pilot Bourges'de tedrizarlıkları kaldırmak gayesıni istihdaf et satı ikmal ederek Ispanyaya dönmüşler bir fedakârhğı istilzam edecek olursa, bu mişlerdir. vazifeler tereddüdsüzce kabul edilecek Ve gene pefc şüphesizdir ki; 2530 sene dir. tir. îspanyol hükumeti ve evvel sırf halkın hamiyetıle ve pek çok Bu ahkâm, harb gemilerine ve sahi'legayret sarfile yapılan ve memlekette yeademi miidahale gâne bir bina olarak görülen ve yeni şe Valencia 20 (A.A.) Bahriye Nc rin tarassuduna memur filolara tebliğ ehir plânmda da yegâne noktai istinad o zareti tebliğ ediyor: dilecektir. larak alınan cami, kıliseye benzetilmek için değil; bir eser olmak için yapılmıştır. Ve bu eseri meydana getirenler, bunu yaptırdıkları için de muftehirdirler. 2 Mevzuu bahsedilen bu taşlar elyevm lise ambarındadır. Kıymeti tarihiyeyi hai? olup olmadıklarmın tetkiki için, fotoğrafları Kultur Bakanlığına gonderılmıstır. Esasen gerek partk. gerekse spor sahası, Parti binası ve Cumhuriyet meydanı eski mezarhklar üzerine yapılmıştır, ve bunda o zaman için bir zaruret gorüldüğü gibi, bugün de yeni şehir plânını yapan Semih ve Yansen gibi şehir mütehassısları da ayni ihtiyacı hissetmış ve muharrırin genis olarak tenkid ettığı bu yolu aynen kabul ve ıpka etmişlerdır. 3 Bir, bir buçuk sene evvel, 936 kânunusani sonlarında Malatyaya gelen Sedad Çetintaşla goruşulduğu zaman âsarıatika hakkmda kendısinden malumat istenilmiş ve noktai nazarı sorulmuştu. Müze tesisi hakkmdalki fikrinin; bütçe imkânsızlığı dolayısile şimdilik tatbik sa hasma girmesine maddi imkân olmadığ:, yalnız Halkevi Müze kolunun Halkevi binası altındaki mahalde bazı âsarıatika tesbit ve muhafaza eylediği ve her mektebde şimdilik bir müze bulunduğu soylenmiştir. Ve hatta kendisine Kultür direktorü terfik edilerek âsarıatika mevcud olan Eskimalatyaya gonderilmiştir. Köla ve cüâ makinesi 4 Bu arkadaştan sc Maarif Ve Adana (Hususî) Burada ötedenberi temiz iş çıkarması itibarile pek beğenilkâleti mimarlarından mL Macid Ku ral gelmis ve fakat böyle bir mütaleaları makine sanayiıle uğraşan düğmeci Na miştir. Tezgâhın provası yapılarak mugorülmemiştir.î mık kendi vesaitile bir kola ve cılâ ma vaffakiyetle neticelenmiş ve Gazian kinesi yapmıştır. Mensucat sanayiinde tebde bir dokuma fabrikasma yollan Sahillerimizde yapılacak oldukça mühim bir rolü olan bu maki mıştır. Namık Ustanın bu buluşunu taknenin hususiyeti, silindirlerinin elek dir eden diğer bazı mensucat fabrika yeni fenerler Bu sene sahillerimizde yapılan deniz trikle teshin edilmesidir ki, randımanı ları da yeniden siparişler vermişler fenerleri için Tahlisiye Umum müdür nın diğerlerine nisbetle yüksekliği ve dir. lüğünün bütçesine 85^000 lira konulmuştur. İktısad Vekâleti, evvelce verilmiş oSetahetleri İsraflan Lüks Debdebe Eğlence ve kadınlarile lan programdan bu sene hangi inşaat için karar verirse 937 senesinde bunlar yapılacaktır. Binaenaleyh, şimdiki halde İktısad Vekâletinin emir ve talimatı beklenmektedir. Öğrendiğimize göre, Vekâlette bir heyet bu hususu tetkikle meşguldür. Tahlisiye Umum müdürlüğü bu seneki meFransız saraylarının içyüzünü ve sefahatlerini, krallann çılgınlıksai programına konulmuş olan inşaat ve larını mükemmel ve neHs bir mevzuda gösteren Büyük Fılm tesisat hakkında mahallî keşifler yap tırmaktadır. Yakmda bir heyet, Çanakkale civarile Eğe denizi sahillerinde bu sene kurulacak deniz fenerleri hakkınBaş rolJerde : Bülbüller öterken filminin unutulmaz artistleri da mahallî tetkikler yapmak üzere bu LUCiE ENGLiSH WİLLY EiCHBERGER LEO SLEZAK ralara gidecektir. Malatya Valisinin bir tavzihi Bir Türk ustası faydalı bir makine yaptı İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadLs 13,05 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 17 İnkılâ.b dersleri Unıversıteden naklen Yusuf Kemal Tengirsenk tarafından 18,30 plâkla dans musikisi 19 Çocuk Esirgeme kurumu namma konferans: Doktor Alı Rifat tarafından 19.30 Mandolin orkestrası: Merk ve arkadaşları 20 Nezıhe ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tarafın dan arabca soylev 20,45 Bımen Şen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi va halk şarkıları, saat ayarı 21.15 orkestra22,15 ajans ve borsa haberleri ve ertesi gunun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23 sön. VIYANA: 17,55 MUSİKİ 18.50 konuşmalar, ha berler, hava ve saire 20,35 ŞAN VE ORKESTRA 21 35 KONSER 22,55 haftanm makalasi 23,15 hava. haberler 23,25 EĞLENCELI MUSİKİ 24,35 son haberler. BERLIN. 18,05 OPERET PARÇALARI 19.05 ŞAN VE MUSİKİ 20,05 konuşma 20,20 OR KESTRA KONSERİ 20.45 gunün aklsleri, haberler 21.20 gene milletlerin zamanı. genclere hitab, genclik şarkıları 22,05 büyük orkestra konseri 23,05 haberler, spor 23,35 EĞLENCELİ MUSİKİ ve daru havaları. PESTE: 18.05 CAZBAND TAKIMI 18.55 konferans 19,25 ŞAN KONSERİ 20.05 konferans 20,40 ÇINGENE ORKESTRASI 21.35 İtalyanların gecesi 22,25 haberler 22,45 OPERA ORKESTRASI 24 05 fransızca, italyanca haberler 24,15 gramofonla dans havaları 1,10 haberler. BÜKREŞ: 18.C5 ORKESTRA KONSERİ 20,05 ROMANYA MUSİKİSİ 21 05 konferans 21,25 PIYANO KONSERİ 21,55 konferans 22,15 RUMEN ŞARKILARI 22,35 hava, haberler, spor ve saire 22.50 GECE KONSERİ 23.50 almanca ve fransızca haberler 24 son haberler. LONDRA: 18,05 çocukların zamanı 19,05 ORKESTRA KONSERİ 19 05 piyes 20,05 hava, haberler ve saire 20.35 PIYANO KON . SERİ 20,50 VARYETE NUMARALARI 21,35 konusma 22 SERENADLAR 22,35 OPERA YAYTNI 23.05 hava haberler, spor, konuşma 23,30 DANS ORKESTRASI24.35 hava, haberler 24,35 gramofon. PARİS [P.T.T.]: 18,05 konferanslar. gTamofon 19,05 PİYANO KONSERİ 19.20 ŞARKILAR 19,27 hava, haberler 21.05 sürprizler 21.35 ORKESTRA KONSERİ 22.35 ODA MUSIKISI 23,35 Amerika haberleri 23,50 haberler, hava. ROMA: 18.20 KORO KONSERİ 18.55 haberler, konferanslar ve saire 21.45 KARIŞIK MUSİKİ 22 05 KONSER 22.55 harb sahneleri 23.50 DANS HAVALARI 24.05 hava. haberler 24.20 DANS MUSİKİSİ. NOBETÇt ECZANELER Bu akşam sehrm muhtelif semtlerm.de nobetçi olan eczaneler şunlardır: Lstanbul cihetir.dekiler: Eminonunde (Bensason), Beyazıdda (Asador), Küçükpazarda (Necati Ahmed), Eyubsultanda ıMustafa Arif), Şehremininde (Hamdi), Karagumrıitkte (Arif), Sa « matyada (Teofilos), Şehzadebaşmda (Hamdı), Aksarayda fŞeref), Fenerde (Hüsa meddin). Alemdarda (Sırrı Rasim), Bakırkoyde (Hıîâl). Beyoğlu cıhetindekiler: Istıklâl caddesinde (A. Cevad), Bostanbasmda (Garıhı, Galatada (Hidayet), Taksimde ıKemal Rebulı, Kurtuluşta (Galo pulo», Maçkada ıMaçka), Kasımpaşada (Mueyyed), Haskoyde (Nesim Aseo), Be şiktaşta (Ali Rıza), Sarıyerde (Asaf). Uskudar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda İskele caddesinde (Merkez), Kadrköyde Söğüdlucesrr.ede (Arman Hu lusi>, Büyükadada (Şmasi Rıza), Heybe lide (Halk). Nişan Sabık Burdur Valisi Bay Celâl Ber kerin kızı Faize ile Yüksek İktısad ve Ticaret mektebi mezunlarmdan Ferid Basmacının nişan töreni geçen cumar tesi günü yüksek zevat huzurile Bay Celâlin evinde yapılmıştır. Çiftlere saa detler dileriz. SARAY ENTRİKALARI YAR1N AKŞAM MELEK'te AKBA müessesesi Ankarada her dilden kitab, mecmua, gazete ve kırtasiyenizi ucuz olarak Akbadan tedarik edebilirtiniz. Cumhuriyet ve diğer gazete ve mecmuaların Ankarada satıcısıdır. Gazete ve mecmualar için ilân kabul eder. Abone kaydeder. Her dilden kitab, gazete ve mecmua siparişi kabul eder. Yazı ve hesab makinelerinin Ankara acentasıdır. Parker kalemlerinin Ankarada satış yeridir. Telefon: 3377. « Size bugün şu nöbet ve ıstırab içinde Hâmid hakkmda söyliyebilecekle rimin pek azını, amma pek azmı söyle BugÜDden itibaren Her biri cihanşümul bir ş hreti haiz miş oldum. Yalnız kanaatlerimin esas Kadınların sevgilisi noktalannı galiba tesbit ettim. Şimdi, diliROBERT TAYLORun mizin bugünkü vaziyetinde ve mektebieriEn güzel filmi Mersi, mersi mösyö, derken, Jak mizdeki edebî tedrisatm yeni şekli içinde gibi 5 mükemmel komiğin birden ilk defa çevirdikleri Hâmid ve emsalinden bu memleketi nasıl dudaklarını ısınyor ve Odette'e bir şey sezdirmemek için itiraz edemiyerek o istifade ettirmeli meselesi kalıyor ki, benAyrıca : nunla beraber mersi mösyö demeğe mecce davalann en mühimmi budur. bur oluyordu. Elbette büyük Hâmid her bakımdan Yeni sözlü ve şarkılı komedilerini takdim edecektir. John Boles Ann Harding mütalea edilecek, ve eminim ki hangi Phillip konyağını son yudumuna ka Musikisi : Kompozitör ROBERT STOLZ'un Lâyemut aşk romanı köşeden baksak karşımızda Himalâya tedar içtikten sonra: peleri gibi azim şahikalar göreceğiz. Gene Bu sayede epey para kazanmış oeminim ki; Hâmidde, gelecek zamanı aIacaklar ki bu vak'adan bir sene sonra lâkadar edecek bir çok aydınlıklar daima Odette'i Shamps Elysees'de hususî bir bulunacaktır. Çünkü, tabiat güneşle de otomobil kullanırken gördüm, dedi. Mehaya ayni vazifeyi gördürüyor: Işık ve ğer ne büyük aktörmüş ikisi de!... Hlminde herkesi T Ü R K ALLESSANDRO ZILIANI hayat saçmak.» Çeviren: YILD1Z SiNEMASI BU AKŞAM S Ü M E R sinemasında sineması" 21 nisan çarşamba matinelerden TAŞRA K1ZI SEVEN KADIN HANS MOSERLEO SLEZAKADELE SANDROCK ve iki canciger arkadaşlar PAT ve PATAŞON PAT ve PATAŞON SIRKTE TÜR 1855 Kırım muharebesi ve Haydarpaşa hastahanesi Ayrıca: BEYAZ MELEK TiM MAK KOY tarafından KAY FRANCiS EN BÜYÜK TEHLiKE Sevinçli bir haber Birinci ordu müfettişlik sıhhiye mü tehassısı General Dr. Suphi Yakann oğlu deniz kimyageri yüzbaşı Nermi Yakarın dün bir oğlu dünyaya gelmiştir. Milletimiz için babaları gibi hayırlı olmasını diler, anne ve çocuğuna sağlık temenni ederiz. KRONSTAT BAHRiYELiLERi Milâno operası tenoru KANDEMIR BEYZA B1RSON SİNEMASINDA AŞK ŞARKISI hayran ediyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: