13 Aralık 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Aralık 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 13 Birînclkânun 1937 Okspor kulübü dün ilk resmî müsabakayı yaptı Tarihî Okmeydamnda toplanan genc kemankeşler ilk müsabakalarda iyi dereceler kazandılar ihya edilen tarihi Türk sporu { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Afiş levhaları Buna aid ihale, birkaç güne kadar yapılacak Afiş işleri, on aydanberi Belediye tarafmdan idare olunmaktadır. Bu on ay zarfmda verilen afiş miktarı fazlalaşmış bir vaziyettedir. Bu fazlalaşma, bilhassa hususî müesseselerin verdikleri afiş, miktarı üzerinde görülmektedir. Bugün Istanbulun en uzak köşelerinde çalıjan ufak tiyatrolar ve sinemalar da yaptıklan el ilânlannı, yahud kapı üzerlerine astıklan ilânlarm ücretlerini muntazam bir surette vermektedirler. Bugüne kadar lâalettayin yerlere, yahud çok alçak duvarlara yapıştınlan afişler, çok kısa bir zamanda parçalandığı için ilân verenlerin şikâyetini mucib oluyordu. Beediye, afiş yeri olarak şehrin muhtelif semtlerinde evvelce tesbit ettirdiği 30 mahalde afiş tesisatı yaptırma&a ve levhalar asılmasına karar venrıistir. lleride bu afiş evhalarının miktan tedricî bir surette artırılacaktır. Afiş kulelerinin yapılması da bir müddet sonra derpis edilecektir. Polonez köyünün tapuya raptı mes'elesi tapu kaydine göre bu çiftliği istimlâk ederek borclandırmak suretile içindekilere temlikini dürünmüştü. Fakat murahhas, Prensin varislerinin bu araziyi halen işgalleri altmda bulunduran Lehlilere meccanen tevzi ve temlikini temin edeceğini bildirerek bu işe aid muameleyi yapmak üzere iki aylık müsaade istemişti. Aldığımız malumata göre, Prensin varisleri, mezkur arazinin parasız tevziini kabul etmişlerdir. Yalnız bazı şerait d e r meyan etmektedirler. Bu arada oradaki Lehlilere aid bazı hukukun da tanınması vardır. Aynca mezkur arazinin yalnız Lehîilere verilmesi, kilise ve saire gibi an'anevî ve dinî kayidlerin kabulü de ileri sürlümüştür. M. Delbos'un seyahati ransa Hariciye Nazın Delbos, Varşova ve Bükreş yolile Paristen ve Yugoslavya Başvekili Dr. Stoyadinoviç de Romadan gele rek Belgradda buluşmuşlar ve görüşmelere başlamışlardır. M. Delbos Londrada tngiliz devlet adamlan ve yolda Alman ve Leh ricalile ve Dr. Stoyadinoviç dahi M. Mussolini ile yaptığı temas ve mükâlemelerin hatıra ve intıbalannın tesiri altmda ola rak Fransa ile Yugoslavyanm müstakbel münasebatının ne şekil alması hakkında fıkir ve tasavvurlarını birbirlerine anlatacaklardır. Fransa Hariciye Nazın Belgraddaki görüşmelerini bitirdikten sonra Prag'a gjVrek Çekoslovakya devlet adamlarile scn bir görüşme yaparak Parise dönecek ve ilk iş olarak buradaki îngiliz sefareti" ne orta Avrupada yaptığı istikşaf seya hatinden aldığı netice ve intıbalan bildirecektir. Çünkü Londrada Îngiliz ve Fransız Başvekilleri böyle bir karara varmışlardı. Ingiltere, Fransanın orta Avrupada ne yaptığını öğrendiği gibi ne yapacağını da öğrenmek istiyor. Avrupa sulhunun mukadderatı, bundan sonra Ispanya ve garbî Avrupanm emniyet işine değil, orta ve şarkî Avrupadaki vaziyetin iyileşmesine yahud fenalaşmasına bağh bulunuyor. Eski askerî satvetini yeniden iktisab eden Almanyanın şefi, şarkî ve orta Avrupada Almanyanın asgarî dilek" lerini Lord Halifax'a bildirmiştir. Bu dîlekler bir Alman hükumeti olan Avus • * turyanın büyük Almanya ile münasebahna ve iki taraftan birinin muvafakati ve diğerinin reyiâm suretile tecelli edecek nzası inzimam ederek birleşmelerine ha" ncdeki devletlerin müdahale etmemele * rine ve Çekoslovakyadaki dört milyona }'akın Südet Almanlarımn şimalî Isviçredeki Alman unsuru gibi müttehid hüku * met usulünde kendi kendisini idarede serbesti ve siyasî muhtariyet sahibi olma" smı istemiştir. Isviçrede umum nüfusun yüzde yet * mişi almanca, yüzde 21 i fransızca ve kalanı da italyanca konuşur. Üç unsur dahi hallerinden memnun olup komşulan ırktaş büyük devletlerle birleşmeği düşün • mezler. M. Hitler gerek garbî Avrupada, gerek şarkî ve orta Avrupada sulh ve salâhın yerleıraesine Sovyet Rusyasınm bu meselelere kanştınlması yani bu devletin Fransa ve Çekoslovakya ile karşılıklı yardım tarzmda müttefik olduğu gibi bu sistemin bir kat daha genişletilmesi olduğuna Ingilterenin dikkatini celbetmişti. Londradaki görüşmelerde bu noktaya lngiltere büyük ehemmiyet vermişti. Zaten bu düşünce iledir ki tngilizler M. Delbos'un yapacağı seyahatin kontrol edilmesi ihtiyacmı duymuşlardı. Arazinin varisleri, bazı şartlar ileri sürerek çiftliklerin yalnız Lehlilere tevziini kabul ettiler Polonez köyünün tapuya raptı işini takib etmek üzere Lehistanın eski îstan bul konsolosu tekrar şehrimize gelmiş ve Ankaraya gitmiştir. Malum olduğu üzere Polonez köyündeki arazi ve çiftlikler, meşhur Leh Prensi Çarteski'ye aiddir. Müteveffa Prens, bu araziyi satm alarak muhacir Lehlilere tahsis etmiştir. Aradan seneler geçtiği ve bir çok evler yapıldığı halde bu arazinin tapuya raptı muamelesi icra edil memiştir. Bu defa hükumet bu arazinin tapuya raptına lüzum göstermiş ve keyfiyeti alâkadarlarla görüşmek üzere Prens Çartaski'nin veresesi namına murahhas olarak Lehistanın eski îstanbul ve halen Triyeste konsolosuna bildirmiştir. Dünkü ok atışlannda birinci, ikinci, ve üçüncü gdenler Yüzyıllarla Türk sporunu bağnnda büyüten Okmeydanında, yanm asırlık bir fasıladan sonra, dün, gcne Türk genderinin çclik bazularına ramolan gergin yaylardan hrlıyan oklann yaratüğı rüzgâr esti. Üç ay evvel kapJannı açan Okspor kulübü, etrafma topladığı bu Türk spo runa gönül vermiş genc sportmenlerini dün ilk defa umumun huzuruna çıkarauş, böylece, Okmeydanmda ilk ok aüşlan başlamıştır. ELski kemankeşlerin hatıralarile dolu oîan sahada ve büyük bir seyirci kütlesi önünde yapılan bu atışları Okspor kulübü erkânı idare etmiş, başhakem vazifesini de, gencleri yetiştirmekte büyük gayrereti görülen kemankeş İbrahim yapmıştır. Sabahleyin saat onda, rüzgânn istikameti tayin edildikten sonra atış sahası 51çülmüş, havacılar seçilmiş ve herkes yerli yerine geçmiştir. Atışlara iştirak eden 12 genc, kıdem sırasına göre birer birer, beyazla işaretlenmi§ yanm daire içine geliyorlar ve eski üstadların ellerinden çıkmış kıymetli yaylan geriyorlar, oklannı sahveriyorlardı. Her atıcı üç ok arıyordu. Oklann üzerinde atanınismi yazılı olduğundan, düştuğu yerdeki hakemler derhal mesafeyi tayin ediyorlardı. Türk zekâsının bulup, Türk gücünün işliverek kıvama getirdiği, nihayet bütün MÜTEFKRRtK Yeni hava seferleri Devlet Havayollannın 11 tayyaresi 23 nisanda Ankaradan itibaren îstan bul İzmir Adana Diyarbakır sefererine başlıyacak ve bu tarihten itiba ren her gün seferler muntazaman icra edilecektir. Devlet Havayolları o zamana kadar stanbul Bükreş, tstanbul Atina, îstanbul Belgrad, tstanbul Tahran havayollan için de tetkikat ve tecrübeler yapacaktır. İstanbul Vilâyetinde toplanan bir koKonsolosun talebi hükumet tarafından misyon bu işi tetkik etmij ve hükumetin tetkik edilecektir. Hastahanede garib bir hırsızlık Morfin ve kokaîn çalan genc mahkum oldu Dün sabah, Ccrrahpaşa hastanesinîn eczanesinde garib bir hırsızlık yapılmış, Demir Mustafa oğlu Abdullah isminde morfin ve kokain mübtelâsı bir genc; başeczacıyı görmek istediğini söyliyerek, hastaneye girmiş ve eczanedekilerin meşgul bulunmasından istifade ederek bir paket morfin ve bir şişe kokain çalmıştır. Abdullah, bu suçu işledikten sonra, eczaneden çıkıp gitmiştir. Fakat biraz sonra, şüphe üzerine, arkasına düşen eczacı kalfaları Kocamustafapaşa taraflannda kendisini yakalamışlardır. Abdullahın dün, meşhud suçlara bakan üçüncü sulh ceza mahkemesinde duruşması yapılmıştır. Vaktile eczacı kalfası olduğunu, Şehremujinde oturduğunu, evli vç bir ço.çuk babası bulundugunu söyliyen suçlu, vak'ayı şöyle anlatmıştır: Efendim, ben her nasılsa kokain ve morfine alıştun. Işsiz olduğum için, para ile morfin tedarik edemiyorum. Bu sabah Cerrahpaşa hastanesinin önünden geçiyordum. Eczaneye girip oradan biraz morfin aşırmağı düşündüm. Başeczacıyı göreceğim diyerek içeri girdim. Eczanede üç, dört kişi çahşıyorlardı. Onlann meşguliyetinden isb'fade ederek bir şişe kokain ve bir kutu morfin aşırıp cebime koydum. Hastaneden birkaç yüz metro açılmışbm. Eczacılar, arkamdan koştular. Ceblerimi aradılar. Aşırdığım morfin ve kokaini buldular. Ben bu sirkati, kazanç için yapmadım. Götürüp satacak da değildim. Ihtiyacımı temin edecektim. Çünkü, bu zehirler olmadıkça yaşıyamıyorum.» Suçlunun bu acıklı itirafı dinlendikten sonra, şahidler çağırıldı. Onlar da vak'ayı; aynen suçlu gibi anlattılar. Hâkim Kâmil, bu morfin müptelâsı gence, altı ay hapis cezası verdi. Ancak hâdisede cezayı azaltıcı bazı sebeblerden dolayı mahkumiyetini iki aya indirdi. Müsadere edilen morfin ve kokaîn hastaneye gönderümek üzere îstanbul BeIediyesine teslim edilecektir. Tevfik Fikretin Aşiyanı Binanın müze haline getirilmesi kararlaştı Amerikalılar, Arnavudköydeki Ro bert Kolej binasına aid arsa içinde bu lunan merhum şair Tevfik Fikretin Âşiyanını satm alarak burayı bir müze şeklinde muhafazaya karar vermiştir. Ro bert kolej müdürlüğü, hükumete müra caat ederek bu binanın mekteb idaresi namına tapuya raptolunmasmı istemiştir. Kılıç balığı fazla Son günlerde fazla miktarda kılıç balığı tutulmaktadır. Fiatlar, ucuzdur. Evvelce pahalı satılan bu balığın çok tu tulmasımn sebebi, yeni ve hususî bir ağm kullanılmakta olmasıdır. Zehirli gaz kurslarî Dünkü atışların birincisi Adnan Evranos okunu sahverirken ihraz eden bu kızlar, dün, erkek arkadaşları gibi yaylanna hâkim olduklannı göstermişler ve hararetle alkışlanmışlardır. îkinci devre zehirli gaz kurslan bir iki güne kadar işini bitirecek, üçüncü devre tedrisatma başlanacaktır. Kurs larda halka daha açık ve anlaşılabilecek bir lisanla hitab edilmesi alâkadarlara bildirilmiştir. Ders verenlere ücret ve rilmediği cihetle bazı doktor ve kimyagerlerin muntazam devam etmedikleri görülmüştür. Bu hususta icab eden tedbirler almacaktır. Çifte kurşunile öldürülmüş tzmir (Hususî) Kemalpaşanm Çe lebikaya mevkiinde, Mehmed Kara nammda bir çiftçi, kafa tasma bir kurşun sıkılmış ve ölü olarak bulunmuştur. Adamcağız sabahleyin zeytin toplamağa gitmiş, fakat akşam evine dönmemiştir. fki oğlu zâbıtaya müracaatle şüphelerinî hildirmişler ve mahalline gidilmiş tir. Fakat karanlıic bastığı içîn bir şev bulamamışlar, şehirden fener tedarik ederek araştırmağa devam eylemişler dir. Neticede, zeytinlik yakmında ce sedi bulmuşlar ve kurşunla öldürüldüğünü anlamışlardır. Yapılan tetkik, zavallınm çifte kurşunile öldürldüğünü meydana çıkarmıştır. Biraz ileride derisi yeni soyulmuş bir çakal leşi bulu nunca, çarşıda yeni satılmış çakal derisi araştırılmıştır. Ayni hayvana aid bir deri meydana çıkarılmış ve dükkân sahibi, bunu Bekir nammdaki avcıdan aldığını söylemiştir. Nihayet, şu neticeye varılmıştır: Atışların neticesi İlk kız atıcılarımızdan Batul Or, Şahika Arutay dünkü atışlara J hazırlanırlarken iîünyaya yaydığı bu ecdad yadigân spora genc kızlanmız da büyük bir rağbet göstermektedirler. Nitekim dünkü atışla ra Betul Or ve Şahika Arutay isminde iki münevver genc kızımız da iştirak etmiştir. İlk okçu Türk kızlan olmak şerefini Dünkü atışlann atış mesafcsi itibarileneticesi şudur: Adnan Evranos 195 metro îîe birinci, Tarık ÎCarabuIat 195 metro ile lceza bi rinci, Celâl Atak 190 metro ile ikinci, Nevzad Caner 187 metro ile üçüncü. Tahsin Azak 171 metro, Rüştü Arda 156 metro, Sadi Tor 146 metro, Aydm Erkman 146 metro, Mümtaz Diker 125 metro, Kemal Kiperer 110 metro, Betul Or 106 metro, Şahika Arutay 105 metroya atmışlardır. Genc okçulanmızı vardıklan muvaffakiyetli neticelerden dolayı tebrik eder ve kendilerinden yeni rökorlar bekleriz. Gerek genc okçulanmızm gösterdikleri kabiliyet ve istidad, gerek onlann bu hassalan üzerinde yorulmak bilmez bir gayretle işliyen eski üstadlann himmeti, nihayet, üç ay evveline kadar bir hayal sanılan Türkün öz sporuna kavuşması keyfiyetini artık bir hakikat haline getir miş bulunuyor. Dün, daî parçalanndan yaptıklan mînimini yaylarla ok meydanını kaplıyan bir sürü irili ufaklı çocuklann şevk ve heyecanı da bir kere daha göstermiştir ki: Türkün elinde doğmuş olan okçuluk hâlâ onun kalbinde yaşamaktadır. Yüreklerde bir ulaşılmaz sevgi halinde yaşıyan bu asil sporu, bugün, umumun takdir ve alkışlan ortasında ilk verimini veren bir olgunluğa erdirenleri, burada bir daha saygı ile anmak da ruhlara haz veren bir vazifedir. Tramvay kamyon çarpîşması Topkapıda, mekteb önünde vatman Hüseyin tarafından idare edilen bir tramvay arabası şoför Hüseynin kullandığı Belediye ç8p kamyonile çarpış • mıştır. Tramvayın on kısmı ve kamyonun tekerlekleri hasara uğramıştır. Kediye peynir emanet edilir mi? Acıbademde Dramalı Halid kıa Ayşe, 19 yaşlannda Osmana evine gotür mek üzere Kadıköyde teslim ettiği torbanın içindeki el çantasile 16 lira parasınm çalmdığını iddia etmiştir. Osman, yakalanmış ve paralar kendisinden geri alınmıştır. Trenî taşlıyan çocuklar Cerrahpaşada oturan biri on yaşmda Adnan, öteki gene ayni yaşta Salih, Yenikapı istasyonundan gecen treni taşa tutup camlarmı kırmışlardır. Çocuklar yakalarmıştır. Fransa Hariciye Nazın Lehistandayken iki devletin anlaşma ve iş birliği yapmasma en büyük engel, Fransanın Sovyetlerle olan ittifakı olduğu kendisine iyr Bekir, burada avlanırken kazaen, ce anlatılmıştır. Bükreşte dahi Fransanın Mehmed Karayı oldürmüştür. Bekir, Sovyetlerle olan bağlanhsma Romanyakendisine atfolunan suçu red ve inkâr nm iştirak edemiyeceği sarih surette M. etmektedir. Delbos'a bildirilmiştir. Kumar yüzünden bir cinayet Manisa (Hususî muhabirimizden) Yenicami mahallesinde tatlıcı Hüseyin nammda biri, Kadastrocu namile maruf Etemi kalbinden kama ile yaralamıştır. Yaralı hastanede ölmüş ve katil yakalanmıştır. Hâdiseye sebeb, kumardır Her ikisi de işsiz, serseri insanlardı. Elli Hrasinî çalmîş Kumkapıda oturan kunduracı Rupen model dersi vermek üzere evine gelen Araksi isminde birinin odada asıh bulunan ceketi cebinden elli lira parasır.ı aşırdığını iddia etmiştir. Araksi zabıtaea aranmaktadır. Kendisine hissettirmeden.. Tahtakalede Balkapanı hanında oturan kahveci İbrahim isminde biri, 16 yaşlarmda Ahmedin yanma sokularak. kendisine hissettirmeden dort lira parasını aşırmış, fakat o sırada bekçiler den biri, görerek, kendisini yakalamıştır. İbrahim Adliyeye verilmiştir. Üç ecnebi işçi yakalandı Hafif yaralandı Galatada, Helyos elektrik mağazasında çalışan bekçi Hüseyin Yüksele, şoför Mehmed Topuzun idaresindeki (1940) numarah otomobili çarparak ayağmdan hafıf surette yaralamıştır. Uzakşarkta Çin değil, Avrupa mağlub oluyor! IBaşmakaleden devam] Çin istilâsını gayrimümkün ve hiç ohnazsa çok müşkül kılmakla kurtarabilirdi. Çin işi bittikten sonra tehlikenin önüne geçmenin adeta muhal olacağı ayan beyan görülmüyo" mu? Rusya niçin harek2t etmemiştir ve etmiyor? Çünkü Japonya şimdiden ona göre tedbirini almış ve Avrupa Rusyasını Alman tehdidinin tazyikı altma koymuştur. Rusya şarkta hareket etse garbda Alman taarruzile yıkılacağı korkusundadır. Diğer her millet, aşağı yukan böyle kanşık vaziyetlere sokulmuştur. Ingiltere Avrupayı ve Akdenizi hesab ediyor. Fransa, yerinden kımıldasa kendi ülkesinde istilâya uğnyacağından korkuyor. Işte Japonyanın çok ince bir ferasetle pek iyi farkettiği ve pek iyi de istifade ettiği Avrupa hastalığı buradadır. Hakikatte Avrupa kendisini içinden yıkan bir hastalığa tutulmuştur. Bunun ilk neticelerinden biri olarak şimdilik Çin deniz, kara ve havalarında en feci bir mağlubiyete uğramış bulunuyor, yarın başka yerlerde bu mağlubiyetin daha fecilerine uğrıyacak ve nihayet kendi Yorgi, Jozef ve Argiri adlarında Yunan tebaasmdan üç şahsın, kanuna muhalif olarak bir marançoz imalâthane sinde çalıştıkları görülmüş ve her üçü kıt'asında kendi milletlerinin boğuşmasile de suc* üzerinde yakalanmısla^dır. en dehşetli bir perişanlık içinde tarumar Kahvehaneye giren hırsız olacaktır. Bu mağlubiyet ve perişanlıkAvni isminde biri gece sabaha karsı lardan Italya ile Almanyanın haric sayıl Nişancada ömerin kahvehanesine giremıyacaklarını ve hakikatte haric de kal rek 45 gramofon plâğile bir seccade ve mıyacaklarmı bilhassa kaydedelim. birkaç masa örtüsü aşırmıştır. Hırsız Mançuri istilâsında Milletler Cemiye yak"^^mı<? ve Adl'veye veriİTnistir. tine bir tekme vurup giden Japonya, son Elir^en gelse dükkânı Çin istilâsında Almanya ile îtalyayı kenkaldıracakmış di hesabma kazanmış ve muvaffakiGalatada, Dobrica otelinde yatıp kalyetle kullanmıştır ve kullanacaktır. kan Hasan oğlu Salih, Beyazıdda Sü Avrupa memleketleri kendi aralannda leymamn saatci dükkânına, kilidi kır yekdiğırleri aleyhine saldırdıklan zaman mak suretile girerek, 9 saat, 38 kordon tabiî bu yeni fırsatlardan da ona göre ve bir palto ve iki gözlük calmış, fakat dıdaha fazlasile istifade etmeği kezalik şan çıkacağı sırada vakalanmış ve arşimdiden hesaba katmlş bulunuyor. kadaşı şoför Mehmedle birlikte Müd deiumumiliee teslim edilmistir. Filhakika tedavisi çok müşkül bir tefrika hastalığına tutulmuş olan Avrupa milletleri artık yakın sayılabilecek bir aüde biribirlerine girecekler ve bu badirede Banka olmıyan zamanlarda atalarıAvrupayı yıkarak onun enkazı altma gömız (Alc akçe kara gün dostudur) demişer. Şimdi biz; müleceklerdir. Uzakşark meselesinde AvBankalardaki arttırma h&sabları, karupanın şimdi uğradığı açık mağlubiyeti ra gün dostudur diyoruz. Kara günleondan daha feci bir keyfiyet olarak işte rlnrte dostsuz kalma. ülusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu böyle bir yann bekliyor. Belgradda Fransanın Sovyetlerle olan bağlantısınm Yugoslavyanm Fransa ile münasebatını yeniden tanzime mâni olacağı anlatılacaktır. M. Delbos Fransa gibi Sovyetlerin müttefiki bulunan Çe koslovakyanın merkezine geldiği zaman aralarmdaki başlıca müzakere mevzuu, Sovyetlerle mi, yoksa Lehistan ve orta Avrupa devletlerile mi beraber yürümek meselesi olacaktır. Fransa ile Çekoslo • vakya politikalarında yeni vaziyete karşı esaslı bir değişiklik yapıp yapmamağı Pragda kararlaştıracaklardır. Avrupa * nın mukadderatı bu karara bağh bulunuyor. Maharrem Feyzî TOGAY Bir otobüs çocuğa çarptı Şoför Sabrinin idaresindeki 3350 numaralı otobüs, Fenerde odun deposu önünden geçerken, ansızın önüne çıkan 9 yaşlarında Tanaş isminde bir çocuğu başından ağır surette yaralamıştır. Suçlu şoför yakalanmış, yaralı çocuk, hasaneye kaldınlmıştır. Diyarbakır Halkevinde muvaffakiyetli bir konser Ceviz oynarken.. Aksarayda, Keçecihatun mahallesin • de Kuyu sokağmda oturan 14 yaşlarında Kâmil, mahalle arkadaşı 13 yaşında Hidayetle ceviz oynarken aralannda kavga çıkmış, Kenan Hidayeti çakı ile sol elinden yaralamıştır. Yurddaş! Cumhuriyet Diyarbakır (Husu^i) Şehrimiz Halkevinin orkestrası iki bın kışilik büyük salonu hmcahınç dolduran büyük bir kalabahğın önünde çok muvaffakiyetli bir konser verdi. Bu orkestramn müessisi sayılan Maarif Umumî müfettişi Bedrinin o geceki grupun içinde bulunuşu büyük tezahürlere vesile oldu. Gönderdiğim resim Halkevi orkestrasını teşkil edenleri bir arada göstermektedir. Nöshasi 5 ktırnşrur. Türkiye Haric için için Senelik 1400 Rr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 • Üç aylık 400 > 800 • fiu aylık 150 a Xoktur şeraiii YVNUS NAD1

Bu sayıdan diğer sayfalar: