19 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

19 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 19 Mayıs 1938 ( Şehir ve Memleket HaberlerJTj Yana» M. TURHAN TAN Kazan kalkıyor! Haziran aymın ılık bir gecesînde Etmeydanı bir fitne gölü halini afmıştı Bu görünüş hakikî bir fecri sadik sayılabilirdi. Sultan Mahmudun yirmi yıldanberi ibrete değer bir ısrarla gösterdiği tahammülden doğan bu fecrin ocaklılar tarafından yaratılacak herhangi kara bir fırtınaya, boralarla dolu geceye göğüs gerebileceği de muhtemeldi. Hünkâr, takdire lâyık bir kiyasetle ocagın teme line kundak koyma^yı becermişti. Zorbalar onun gurujunu silleledikçe, şerefile oynadıkça ses çıkarmamış, sarayla ocak arasındaki kuvvet farkını saray lehine giderinciye kadar her hakarete tahammiil ederek nihayet açık bir mücadeleye girişmek kudretini yaratmıstı. Ağa Hüseyin Pasayı zorba bir ocak ustalığmdan çıkarıp mahir bir sıyasetle ocaea düşman bir vczir haline sokan kendisiydi. Yeniçerilerin ev basmak, mağaza soymajc, ya pılara ve gemilere balta asmak, bayramlarda sergi açıp vergi toplamak, kız ve oğlan omuzlamak gibi birbirinden ağır edebsizliklerini cezalandırmaktan âciz görünerek halkta saraya karşı merhamet, ocağa karşı ise nefret duyguları uyandı ran kendisiydi. Hocaları bin türlü suiistimallerine ragmen incitmiyerek ve hatta bol ihsanla besliyerek bugün için sadık bir yardımcı vaziyetine getiren kendisiydi. Hulâsa Osmanlı tarihinde açılacak gibi görünen yeni devrin hakikî halikı kendisi olup Sadrıazam, Yeniçeri Ağası, Boğaz muhafızları, Şeyhülislâm ve saire ancak cevre tahammiil etmeği, hedefe doğru yorulmadan, füture düşme den yürümeği bilen bu halikın kukla larıydı. Selim, Ağa Hüseyin ve Mehmed İzzet Paşalarla Celâleddin Ağa da bu hakikati kavramış olduklanndan bütün samimiyetlerile, bütün benliklerile ona bağlı bulunuyorlardı, gözleri önünde açı lan fecrin tam bir safak ve sönmez bir gündüz olabilmesi için gene onun irşadına beyinlerini açıyorlardı. O, Beşiktaş sarayındaydı. Kendine yazı ile, ağızla verilen jurnallara daima ayni cevabı veriyordut Ya ocak, ya ben.r Ona göre davranmak gerektir!.. Fakat ne Padişah, ne de adamları, çoktanberi adı sanı duyulmıyan Nakilcinin ansızın sahneye çıktığını haber almamışlardı ve korkunc zorbanın Kerpiç hanına gelerek isyan programını çiziverdi ğini duymamışlardı. Onlar, Habib Odabaşı ile Kürd Yusufun ocakhyı kışkırtacaklarını tahmin ederek bütün dikkatle rini bu iki şahıs üzerinde toplamışlardı ve bu müfsidleri ne suretle olursa olsun gidermek çarelerini araştırıyorlardı. İşte iki tarafın vaziyeti bu şekildeyken Nakilcinin tayin ettiği gün gelip çattı ve haziran ayının ılık bir gecesinde Etmeydanı bir fitne gölü halini aldı. Zorbalar birer ikiser oraya gelip toplanmışlar, bütün Çorbacıları ve Ustaları çağırarak ertesi gün kan dalgaları içinde kabara kabara koca Istanbulu sarsacak olan kor kunc bir selin kaynağını kurmuşlardı. Nakilci, bu toplantıda yoktu. Fakat onun evile Etmeydanı arasında saglam bir irtibat hattı tesis edildiğinden herifin fasid zekâsı orada mevcud demekti ve bu zekâ muhtelif telkinler, tenbihler, ihtarlar halinde harıl harıl işliyordu. Meydan elebaşılığı, gene Nakilcinin onaylamasile, Habib Odabaşı tarafından idare olunuyordu. Saraydan etekler do lusu altın aldığı, Hünkârın hususî surette iltifatına ve ikramına mazhar olduğu halde gene ocak aşkını ruhundan atmamış, atamamış olan bu meşhur zorba, omzuna aldığı vazifeyi büyük bir heyecanla yapıyordu, fitne gölünü deryaya çevir mek için büyük gayretler gösteriyordu. Kalabalık, kararlaştırılan ayaklanmaya müsaid haddi bulunca Habib Odabaşı münasib bir yer seçti, şu ilk isyan nutkunu verdi: Yoldaşlar. Bundan beş yüz yıl önce Osmanlı ülkesi yoktu, Osmanoğullan yoktu. Fakat Hacı Bektaş ocağı vardı. O ocak Nuhi nebi zamanındanberi evliyadan evliyaya emanet ediliyordu. Bir pirden başka pire geçerek, ülkeden ülkeye taşınarak Hacı Bektaş hazretlerine kadar gelmisti. Yeniçerilik kurulunca pirimiz efendimiz nefes ettiler, kendi ulu ruhlarını Yenıcerı ocağına sindırdıler. Kırsehir yolundaki türbede onun kalıbı, Yeniçeri ocağmda ise kalbi yatar. Yeniçeriler işte o mubarek kalbden can aldılar, kan aldılar; kolu bükülmez, sırtı yere gelmez birer demir kusaklı pehlivan oldular, yıllarca yerin altını üstüne getirdiler. Bir yandan Kafdağına, bir yandan Kızılelmaya gittiler. Yetmiş ikî milleti haraca kestiler, yedi kral ülkesini zaptetliler, Osmanlı devletini kurdular. Bu devflet Hacı Bektaş köçeklerinin kılıcı üze rinde durur. O kılıcın kırıldığı gün Osmanlı devleti yok olur, yerin dibine ge çer. Gelgelelim ki bazı bakar körler ocam kıymetini inkâra yeltenirler. Sudan bahanelerle ocağm şerefini kırmağa savaşırlar. Çünkü ocak, Osmanlı devletinin hem kurucusu, hem koruyucusudur. Şu padişah, yahud şu vezir, şeytana uyup da kötü bid'atler kurmağa kalkışınca ocak hemen sesini yükseltir, kılıcmı kınından çıkarır, o gibilere hadlerini bildirir. Bes. yüz yıl böyle oldu, bundan böyle dahi öyle olacaktır. Hacı Bektasın adı sanı nasıl yaşıyorsa Yeniçeri ocağı da bir kez sönmeden yaşayıp gidecektir. Ne yazık ki birkaç kendini bilmez bu sırrı anlamadı, geçmiş günlerde olup biten islerden ibret almadı, ocağımıza yan gözle bak mak yolunu tuttu. Onlar, o kendini bil mezler YeniçerilİRİn Öldüğünü sanıyor lar, ocaRimızı temeiinden yıkmağa hazırlanıyorlar. Eskincİ c^iye gâvur işi bir bidat çıkarmalarının sebebi budur. Guya eşkinciler yeni bir ocak olacak. O yüreği kara devletliler de bu ocağa dayanıp bizim ocagımızı yıkacak. Yirrjıi beş yıl önceki (Nizamıcedid) neyse eşkinci de odur. Iki.si de gâvurlardan alıruna şeyler dir. Ö halde bizim dahi Nizamıcedidi kuranlara yıpılan i§i eşkinclliği düşünenlere yapmamız gerektir. Bizim ağabeylerimiz, bizden yaşlı kardeşlerimiz Niza • mıcedide duman attırdılar, Hacı Bektaf ocaSını kâfir oyuncağı olmaktan kurtardılar. Biz de öyle davranacagız, ocağı mıza yan bakan gözleri çikaracağız. Bütün kalabalığın heyecanlı bir dik katle kendini dinlediğini gören Habib Oaabaıı «esini bir derece daha yükseltti. Güneş gökten sökülüp toprağa gömülür rnü hiç?.. Yıldızlar birer birer dev* şirilip çuvala konulabilir tni hiç?.. Deniz suyu kovayla, güğümle taşırnp yok edi lir mi hiç?.. Dağlar düze çevrilir mi hiç?.. Bu işler nasıl olmazsa, nasıl yapılamazsa Yeniçeri ocağı da yıkılamaz. Ocağımız kıyamete kadar yanacak bir güneştir. Her .ocakhnsinmez bir yıldızdır. Sanırnu. şöhretimiz denizlerden engin dir. Gücümüz dağlardan sağlamdır. Biti yok ettikten sonra har vurup harman savurmak istiyenlerin külünü havaya sa vurmak hakkımızdır. Bu hakkı yerine getireceğiz. Vezir olsun, ağa olsun düşmanımız kimse kanını içeceğiz. Onlar, kö pek yavruları gibi kapılarında besledik leri dirintilere güveniyorlar. Biz Hacı Bektaş efendimizin kerametine, ocağımızm gücüne, kuvvetine güveniyoruz. Ya nndan tezi yok, kazanı şerifi çıkaraca ğız, kimin nesi olduğumuzu düsmanlara öğreteceğiz. Dünya bir yana, ocak bir yana. Kimseden pervamız yoktur. Beş yüz yıldanberi söz ocaklınındi. Gene öyle olacaktır. İstinye dokları ıslah ediliyor Denizbank, burasım mükemmel bir hale getirecek • ^ w • ' ~ ~ ~ m^ • Soruyoruz! Otobüs yarışı îstanbulun dar sokaklarında tehlikeli bir oyun başladı: Otobüs yarışı. Otobüs işletenler arasında muayyen bir mesafeyi meslektaşlanndan daha kısa bir zaman zarfında kateden şoförlere takdirname vermek gibi bir usul var mıdır bilmiyoruz. Ancak hergün görüyoruz ki bir otobüs diğer bir otobüsü geçmek için elinden geleni yapmakta ve ekseriya çok tehlikeli vaziyetlere düşmektedir. Evvelki gün Beyoğlunda «Altıncı Daire» nin civarında gene böyle bir vaziyette iki otobüs çarpışmış ve tehlike sadece bir talih eseri olarak belki de yalmz bu defalık bertaraf edilmiştir. Otobüs bir âmme hizmeti iken, 1 5 2 0 kişinin hayatını elindc tutan şoförlerin bası boş bırakılmaları asla doğru değildir. Niçin bu arabalara muayyen bir sür'at tayin edilmiyor? Yahud sür'at tayininden ziyade nicin kısaca ve sadece bir otobüsün diğerini geçmesi menolunmuyor? Üç esrar kaçakçısı yakayı ele verdi Maznunlar cürmümeşhud mahkemesine sevke^diler Galatada Kutucularda bakallık yapan Yuda Leon'un kaçakçılık yaptığı hajier alınmış ve kaçakçılık bürosu memurlan tarafından dükkânda anî bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırma neticesinde bir pirinç çuvalı içinde saklı bir gramofon iğne kutusu içinde 175 tane çakmaktaşı ve bir varilin içinde de 250 gram kadar esrar bulun muştur. Yuda Leon, bulunan bu kaçak eşya nın bir düşmanlık eseri dükkânına habersizce konduğunu iddia etmiştir. Fakat çakmaktaşlarile esrarın sarıldığı kâğıdlar dükkândaki kâğıdlann aynidir. Yuda Leon, dün cürmü meşhud mahkemesine sevkolunmuştur. Siyasî icmal îngiliz kabinesi S ngiliz kabinesinde bir değişiklik yaII pıldı. Fakat bu tadilât siyasî düşüncelerden değil, müdafaa kaygusundan neş'et etmiştir. Bunun için kabineden yalnız Hava Nezareti erkânı, yani Nazır Lord Swinton, Avam Kamarasındaki müsteşan Lord Winterton ve nezaretin ihtısas müsaviri Lord Weir çekilmişlerdir. Bu sırada Müstemlekât Nazın Ormsby Lord Harlech unvanile Lordlar Kamarası azası tayin edilmiş olduğundan münhal kalan bu nezarete dominyonlar nazın ve eski Başvekil ve sosyalist liderinin oğlu Malcolm Makdonald gelmiştir. Mumaileyh evvelce de bu nezarette bulunmuş. ve iktidarını göstermişti. Dominyonlar nazın iken İrlanda dominyonile İngiltere arasında yeni esaslar üzerine bir anlaşma yapılmasma muvaffak olmuş ve îngiliz İmparatorluğunun birliğini ve nefsi İngilterenin emniyetini tehlikede bırakan nazik bir meseleyi hallederek temayüz eylemişti. Müstemlekât Ne« zaretine bu yeni gelişinde, başka bir nazik mesele ile, yani manda ve vekâlet suretile bu nezaret tarafından idare edilmekte olan eski Alman müstemlekelerinin, artık günün meselesi olmak üzere bulunan iadesi işile karşılaşacaktır. Hükumetçe satın alınan ve esli <îrketin ıhniâli neticesi olaralc U İcıymetiftdeu Çok kaybetmis buluhan Istinye dok ve famif atelyelerinin mükemmel bir hale getirilfnesi içiri yeni bir pfogramın tatb'ikma f kifmiîtîr. tsfinye dok ve tarfııV mv\ii\kti e'Ie a lındığı ğünden itibaren mevcud vesaitin ikmafi ve âîı'l bir halde bulunanlann harekete sevki için çalışılmağa başlanmıştır. Bu meya'nda doku denize daldırıp çıtaran 30 valf'dan 34 ünün pek fena vaziyette olduğu görülerek bunlar yenilen miş, dok esaslı bir şekilde tamir edilmiş, birçok kısımları yenilenmiş ve 4,5 saatte dalma ameliyesi yapabilen dokun bu ameliyeyi 2 saat 45 dakikada yapması temin olunmuştur. 8,500 tona kadar ge mileri havuzlamağa müsaid olan dok şimdi eski kudretini iktisab etmiştir. Fabrikalarda âtıl bir halde bırakılan makineler de tamir edilmekte ve noksanların ikmaline çalışılmaktadır. Diğer taraftan fabrikanın daha ziyade tekem mülü için de tahsisat verilmiştir. Bugün 300 Türk işçisînin çalıştığı îstinye dok larının iş kudreti daha fazla çoğaltılacaktır. Dün Istanbul gazetecilerinden bir grup İstinye dok ve fabrikalarını gezerek yaÇakmakçılar yokuşunda Şerifpaşa haPllan işi yakından görmüşlerdir. nında elbiseci Ohanes Kıryanin yampda Güneysu vapurunun tamiri çalıjan Mihran Kürkçüoğlu, dün saat Denizyollan idaresinin Vapurculuk 15 te Muradyan hanındaki ardiyeden elşirketinden devren aldığı Güneysu vapu bise tasımakta iken ayağı kayarak birinci ru Istinyede esaslı bir şekilde tamir edil kattan aşağı düşmüş ve ağır surette yaramektedir. Bu tamirle Güneysu adeta ye lanmıştır. niden yapılmışçasına mükemmel bir hale Mîhran derhal imdadı sıhhî otomobili gelmis. olacaktır. Bu meyanda vapurun ile Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmif, yapıldığı zamandanberi tamir yüzü gör fakat kendisine ameliyat yapılacağı sıramiyen makineleri ve kazanı «ökülerek ta da ölmüstür. mir edilmi», birçok kısımları değiştirilmU, Bir boyaet çtragı yaralandı çürüyen saçları spkülmüs, döşeme tahtaNecati adında gene bir boyacı çırağı ları kâmilen denilecek derecede yenilen Beşjktaşta Tejvikiye caddesinde Gazanmiştir. Vapurun tahlisiye sandalları da fer apartımanının dördüncü katındaki isyenilenmektedir. kele üzerinde çalışırken muvazenesini Denizbank, yeni vapurlar yaptırırken kaybederek sokağa düşmüş ve muhtelif eskileri de tamir zamanları geldikçe bu yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. şekilde ana tamire tâbi tutmağa karar Necati Etfal hastanesine kaldırılrmş vermistir. tır. İki eroinci daha yakalandı Soruvoruz! Feci bir kaza Bir adam binadan dü$erek yaralandı ve öldü MÜTEFERR7K Deri fabrikatorlarının toplantısı ŞEHIR tSLERİ Kuzular başsız ve ciğersiz satılacak Kuzularm başsız ve ciğersiz satılmalan hakkında verilen karara bazı esnafın riayet etmediğinden şikâyet edil miştir. Bu şikâyet üzerine Belediye riyaseti alâkadarlara emir vererek sıkı surette takibat yapılmasını bildirmiş tir. Toptan ve perakende et satışları hakkındaki kayıdlara riayet edilip edilmediği de kontrol edilmektedir. Bu hususta kayıdsızlık gösterenler hakkında da şiddetli takibat yapılacaktır. Son neşredilen takas kararnamesi dolayısile sanayiin ham madde meselesi etrafında görüşmek üzere deri fab rikatorları dün akşam Millî Sanayi Birliğinde bir toplantı yapmışlardır. Sanayiciler, takas şeklinin doğurduğu ham madde zorluğu ve bu yüzden bazı sanayi maddelerinde mamulün haricden burada imal edilenine nazaran daha ucuza mal olması gibi takas pri minden mütevellid vaziyetleri tesbit etmektedirler. Bu vaziyetler tamamen tesbit edildikten sonra İktısad VekâleVe kollarını o kalabalığı kucakla tine bildirilecektir. mak istiyormuş gibi açarak bağırdı: Afyon İnhisarı müdürü Ayaktaşlar, yoldaşlar, kardeşler. Cenevreye gitti Fütur getirmeyin; şu, bu demeyin. Merd Cemiyeti Akvamın afyon kolu 1940 olun, palalarmızı sıyırın. Hacı Bektaş efendimizin ruhu tepemizde dolaşıyor, bi senesinde fevkalâde bir toplantı yapazim nasıl davranacağımızı seyrediyor. caktır. Bu kongrenin hazırhğı işlerile Göreyim sizi. kutlu ocağı uyandırın, Ye meşgul olmak üzere Cenevrede bir topniçeriliğin henüz yaşadığına düşmanları lantı yapılması kararlaşmış ve bu toplantıya iştirak etmek üzere Afyon İn inandırın!... Zahmetiniz boşa gitmiye hisar Umum müdürü Hamza Osmanla cektir, cebleriniz altınla dolacaktır. Çünİktısad Vekâleti İhracatı Teskilâtlan kü bizi yok etmek istiyenlerin hepsi vardırma şubesi müdürü Servet Cenevrelıklı gidilerdir. Onları giderip hazineleri ye gitmişlerdir. ni paylaşacaksmız. Ganimetleriniz şimdiMerhum Esad Raşid dün den size halâl olsun! Belediye aleyhine açılan dava Evvelce İstanbulda faaliyette bulu nan Boer Mareşal Bankasımn bir istikraz meselesinden dolayı Belediye aleyhine açtığı davaya uzun zamandır TürkFransız muhtelit hakem mahkemesinde bakılmakta idi. Her iki tarafın da müdafaası bittiği için bu husustaki karar yakında tebliğ olunacaktır. Saadet vapuru tamir edildi Bandırmaya giderken sis yüzünden Fener adası kayalıklarına oturan Saadet vapurunun İstinye Dokunda tamiri ve havuzlanması ikmal edilmiş ve vapur dün akşam tstinyeden çıkmıştır. Sustu ve bekledi. Herkes düşünüyor du, yahud heyecan geçiriyordu. Müfsid hatib, sözlerinin gönüllerde karışıklık, dimaglarda kargaşalık yarattığını seziyordu ve bu haletten kendi meramına uygun bir netice çıkacağına da emin bulunu yordu. O sebeble telâş etmedi, sakin ve vakur bir intizar durumu aldı. Onu, uzun bir lâhzadan sonra, sessizlikten ayıran şöyle bir ses oldu: Yeniçeri Ağasile görüşüldü mü?.. Bugüne bugün başımız, başbuğumuz o dur. Habib Odabaşı yüzünü ekşitti, ho murdanır gibi cevab verdi: Ocağm baş düşmanı o. Kendisini ölüme mahkum ettik. Hain adam henüz ölmemişse gün doğmadan mutlaka öle cektir. Ayni ses sordu: Ya Kul Kâkyası? Ona haber uçurduk, buraya gelsin dedik. Kandeyse boy gösterir! Ya Nakilci? O da gelecek, aranızdan seçeceği yisitlerle Vezir konağmı (Babıali) basacak! Tanrı yardımcımız olsun!.. (Arkasi var) defnedildi Sabıkalı eroin kaçakçılarından Hasanm kardesi sabıkalı Mehmedle beraber eroin sattıklan haber alınmış ve yapılan takibat neticesinde her ikisi de cürüm üzerinde yakalanmışlar, Adliyeye verilmiş Kabinede asıl değişiklik Hava Nezalerdir. reti erkânı arasında olmustur. Bunun da sebebi bugün İngilterenin en ziyade hasADLlYEDE sasiyet gösterdiği hava teslihatında efkâSahte vasiyetname tanzim n umumiyenin dileğine uygun terakki görülmemesidir. edenler mahkum oldular Bu hassasiyet daha ziyade Almanlann Sahte vasiyetname tanzim etmek su artırmakta oldukları hava kuvvetlerine retile Lazaros adında birinin Yunanisİngilizlerin bir türlü yetişememelerinden tan Bankasmdaki paralarım almak istiileri gelmiştir. îngiliz parlamentosunda ve yen Maryanti, Yani ve Solyosteni'nin bir müddettenberi Ağırcezada devam bahusus Avam Kamarasında cereyan eetmekte olan muhakemeleri dün sona den son münakaşaîar bunu isbat ediyor. Burada söylendiğine göre Almanyanın ermiştir. Neticede her üçü de ikişer sene ağır birinci hat tayyareleri 6000 i bulmuştur. İngiltere geniş mikyasta hava teslihahapse mahkum olmuşlardır. Yalmz Yaninifı eroin kaçakçılığından müeccel bir tına başladığı zaman, ilk tanzim ettiği ayhk mahkumiyeti de bu mahkumiye programla 1939 senesi martına kadar tine üâve edilmiştir. 1,750 birinci hat tayyaresi yapacaktı. 6 sene hapse mahkum oldu Daha sonra bu kâfi görülmeyip 1940 Levend çiftliğinde bir koyun çalma martına kadar 3500 birinci hat tayyaresi meselesinden İbrahim isminde birini 12 ve gayrimuayyen miktarda da ihtiyat yerinden bıçaklıyarak öldüren Hüsey tayyaresi imali için ikinci bir program nin muhakemesi dün Ağırcezada neti kararlaştınlmıştı. Bu tayyarelerden 2,370 celenmiştir. tanesi nefsi, Jngiltere ve 490 tanesi deniz Hüseyriih o sene hapsine ve müebbe aşın memleketleri ve 500 tanesi de do* den âmme hizmetlerinden mahrumiyenaama içindir. Hava kuvvetleri ,ruürette« tine karar •verilmiştrh. • . • . . . . batı da zabitanla beraber 40,000 kişi arBir katil davasl tırılacaktı. Sirkeci hamallar kâtibini taammü Ayni zamanda fabrikaların imal kudden öldürmekten suçlu Yusufun dün reti gelecek sene yiizde elli ve öbür sene Ağırcezada kararı tefhim edilecekti. de şimdikinin üç misli artırılacakü. Bu Fakat Yusuf dünkü celsede bir istida plân ve programlar fabrikaların amelesi vererek bu cinayeti tasavvurla işlemeotuz binden doksan bine çıkarıldığı halde, diğini, eskidenberi ayni yoldan geçti ğini ve daima kahveci Yusufun dük gene istenildiği derecede tahakkuk ettiri« kânında oturduğunu, vak'a günü bir lememiştir. İngiliz Hava Nezareti Ametesadüf eseri orada bulunduğunu bil rikadan ve Kanadadan tayyare satın aldirerek bu kahvecinin şahid olarak din mak üzere buralara bir heyet göndermiş* lenmesini istemiştir. tir. Netitede heyeti hâkime kahveci YuHava Nezaretinin otomobil gibi külli« sufun müdafaa şahidi olarak dinlenme yetli miktarda tayyare imal ettirememesi sine karar vererek muhakemeyi başka şiddetli tenkidlere yol açmışhr. Bunun bir güne talik etmiştir. başlıca sebebi İngiliz hava kuvvetlerinde Bir katil mahkum oldu kullanilan muhtelif tayyare tiplerinin çokÇatalcanm İzdeddin köyü çayırlığı luğu ve parçalarm imalinde fevkalâde nm gayriresmî bekçisi Ekrem Olgun, sıhhat ve emniyet aranmasıdır. Gelecek Nakkas kövünden İsmailin koyunlarmı harbin en müessir silâhı sayılan tayyare» îzzeddin köyü çayırlığmda otlattığını lerin yapılmasmda İngilterenin bir türgörerek koyunları almak istemiş ve bu lü ilerliyememesinden dolayı parlamen * vüzden aralarmda cıkan kavça sonuntoda Hava Nezareti işleri hakkında huda Ekrem cifte ile İsmaili öldürmüştü. Bir müddettenberi Ağırcezada devam susî tahkikat yapılması için muhtelif parı etmekte olan bu vak'anın muhakemesi ti ve gruplar tarafından teklifler yapıldün sona ermis ve neticede Ekrem Ol mıştır. Tenkid ve hücumlar Çemberlayn gun 12 sene ağır hapse, müabbeden âm kabinesinin haricî ve dahilî politikasma me hizmetlerinden mahrumiyete ve ö matuf bulunmadığmdan mumaileyh de len İsmailin ailesine bin lira tazmi mahdud bir değişiklik yapmakla iktifa nat vermeâe mahkum olmustur. etmiştir. I Güzelliğin temeli sağlıktır ölürrünü teessürle haber verdieimiz gene ve güzide doktorlarımızdan Üni versite Tıb Fakultesi emzarı asabiye doçenti binbaşı Esad Raşid Tuksavulun cenazesi dün Kadıköyünde Zambaoğ lundaki evinden kaldınlarak ebedî is tirahatgâhına naklolunmuştur. Cena zede Üniversite profesör ve doçentle rile Tıb talebe^jnden mühim bir kalabalık hazır bulunmuş, eller üstünde taşman cenazenin önünde muhtelif te şekküllerden gönderilmiş yirmiye ya kın çelenk götürülmüştür. Bu acı kayıb münasebetile Maarif Vekili Saffet Arıkan da şu telgrafı göndermiştir: «Üniversitemizin değerli âlimlerinden doktor Esad Raşid Tuksavulun ölümüMüsamerede tnci gölü piyesini ojnıyanlar nü derin teessürle öğrendim. Ailesine Bursa (Hususî) Buradaki merhum tülerin gayesini anlatan (İkizler) piyeve fakültesine taziyetlerimi bildirmeNecatibey Kız San'at Enstitüsünün son sini gene kızlanmız büyük bir meharet nizi rica ederim.» sınıfı, mektebin müsamere salonunda ve muvaffakiyetle temsil ettiler. Rit KÜLTÜR ÎSLERİ güzel bir veda müsameresi verdi. Bu mik danplardan sonra temsil edilen ve müsamerede Vali, Belediye reisile Ça ingilizceden adapte olunan (İnci göl oMekteblerde zehirli gaz nakkale Valisi ve beş yüzden fazla da pereti) oynandı. Bu operet için çok çahşılmıştı. Peri kızlarmı gösteren danslı vetli bulundu. dersleri Kızlarımızı günün icablanna uygun, ve şarkılı sahneler, projeksiyonla ha Bütün mekteblerde zehirli gazlere modern birer ev kadını yetiştiren ens rikulâde lâtif manzaralara bürünüyor karşı korunma tedbirlerini öğretecek titünün bu müsameresi bilhassa Bursa ve gözle kulak ayni tahassüs altında dersler verilmesi alâkadarlara tebliğ e kadınlığı muhitinde büyük bir alâka u kalıyordu. Davetliler mektebden ayn dilmiştir. Bu dersler ya kimya mual yandırdı. Enstitünün sahnesindeki de lırken büyük bir memnuniyetle mü limleri ve yahut da askerlik hocaları korlar ve talebenin kıyafetleri umumi dür Bayan Bakiye Korayı tebrik edi yet itibarile zengin. ve güzeldi. Ensti yorlardı. tarafından verilecektir. Bursada muvaffakiyetli bir müsamere verildi Muharrem Feyzi TOGAY Bir döviz kaçakçısı yakalandı İstiklâl caddesinde tütüncülük ve sarraflık yapan Vasilin döviz kaçakçılığı yaptığı haber alınmış ve sıkı bir takib neticesi beş tane biner leylik banknot satarken cürüm üzerinde yakalanmıştrr. Dükkânda yapılan araştırma sonunda 58 tane ecnebi tahvili bulunmuştur. Bir motosiklet kazasi Evvelki akşam saat 23 te motosikletle Mecidiye köyünden Büyükdereye gitmekte olan Vedad Zelin, tramvay amelesinden Yusufa çarparak başmdan ve muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Yusuf, Şişli hastanesine kaldınlmış, suçlu vakalanmıştır. Cumhuriyet Nüshası 5 kuruştur. Abone şerafti:, | Senelik Altı aylık Üç ayhk Bir aylık Türkiye Haric için için 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 > 400 » 800 » 150 m Xoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: