22 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

22 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Mavıs 1938 CUMHURtYET İleri bakıslar Hâdiseler arasında Hakkı fetih anında bir damla Arablık olmıyan Fransanın Suriyede ve kanında bir damla Türklük olmıyan a3Tîi Fransanın Hatayda ne işi olduğunu sormak zamanı gelmiştir. Eski hukuku düvelde, en azılı emperiyalistler bile bir memlekete sahib çıkabilmek veya hâmi tavn takınabilmek için, hiç değilse orada bir (chakkı fetih» iddia ederler. Fransanın Hatayda ve Suriyede böyle bir hakkı bile var mıdır? Büyük Harbde General Allenbi tarafından istilâ edilen Suriye mandası, Ingiltere tarafından Fransaya bir silâh arkadaşlığı hediyesi olarak verildi. Hakikatte. zaferi her milletten fazla benimsiyen Fransa, Büyük Harbde, kendi topraklarımn dışmda tek bir askerî muvaffakiyet kazanmış değildir. Kaçmcı defa olarak Pakapılarına dayanan Almanlan Fransız topraklanndan dışarı çıkarmaktan başka Fransa lehine kaydedilecek hiçbir zafer yoktur. Halbuki Büyük Harb sadece bir müdafaa harbi değildi. Milletler dünya haritasını kendi millî menfaatlerine göre değiştirmek için, yakında ve uzakta her hududun üstüne saldırmışlardı. Meselâ Fransa, donanmasile, ÇanakkaIenin kapılarına kadar dayandı, fakat müttefiklerile beraber geriye döndü. Fransa kendi topraklarım da Almanyaya karşı tekbaşına müdafaa etmiş değildir. Müttefiklerinin yardımı olmasaydı, Fransız ordusu Parisi Alman çizmelerinden kurtaramazdı. Bin sekiz yüz yetmişin tekerrürüne mâni olanlar, Fransızlar değil, müttefikleridir. Suriye mandası, Büyük Harbden sonra İngilterenin Fransaya ayak teri olarak verdiği bir bahşiştir. Bu koyu milliyet asnnda, kan dökülerek istilâ edilen memleketlerin bile millî hakimiyetlerini istirdada haklı olarak çaIıştıkları görülürken, Fransanın, üstünde hiçbir hakkı fethi olmıyan diyarlarda hâlâ bir fatih gururile dolaşmasına şaşıhr. Bunu kendisi de anladığı için Suriyeye sahte bir istiklâl vermeğe razı olmuştur. Fakat kat'î surette anlaşıldı ki Fransanın her sözü, her hareketi, her vadi gibi sahte! Bunun hakikisini anyan ve bulacağma da şüphe olmıyan kuvvetli bîı* Arab nasyonalizmi çoktan doğmuşturbile! Kız ve san'at okulları sergisi dün açıldı Maarif Vekilinin bir nutkundan sonra sergiyi Başvekil Celâl Bayar açtı IBaştarafı 1 inci sahiîede] Ankarada giizel bir sergi Atatürkün doğum günleri Ingîltere Kralile Atatürk arasında telçraflar teati edildi Ankara 21 (A.A.) Reisi cumhur Atatürkün doğumlarının yıldönümü münasebetile Ingiltere Kralile aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur: Türkiue Reisicumhur a ANKARA Doğum gününüzün yıldönümü münasebetile elde ettiğim fırsattan büyük sevincle istifade ederek siz Ekselânsa en hararetli tebriklerimi ve saadet ve refahınız hakkmdaki en iyi temennilerimi sunarım. Genclik ve gurbet Yazan: CAFER SENO Liverpoldan gemiye atlıyan Ingiliz, Marsilyadan şarka veya Afrikaya yollanan Fransız, Hamburgdan vatana veda eden Alman delikanlısı haftalarca süren enginlere pervasızca atılıyorlar... Kafalarında bilgi, göğüslerinde cesa ret ve ümid; hiç korkmadan, fütur getirmeden, hatta meçhul bir maceraya atılmanm haz ve neşesile tehlikelerle dolu diyarlara gidiyorlar.. Avrupalı korkmuyor.. Ne iklimin şiddeti, ne de mesafelerin uzunluğu onu yıldırmıyor. Onu, her zaman Okyanusun vahşi adalannda, Amerikanın ıssız ve münzevi pampalarmda, şimalin buzlu memleketlerinde, Afrikanın öldürücü sıcağında hayatmı kazanmak için cesaretle mücadele ederken görüyoruz. Keşfiyat devrindenberi Avrupayı sa ran bu kazanmak hırsı, bu macera hevesi onda çok çetin ve sağlam bir seciye yaratmıştır. Bu karakterle yetişen garblı için gurbet yoktur. Dünyanın her tarafına yayılmış olan Avrupa kolonileri, sergüzeştten korkmıyan; arkadaki bağlarını kopanp yeni bir hayata koşan insanların eseridir. Avrupalı, kendi hayatmın üstünlüğünü muhafaza edip gittiği her yerde yerleşiyor, orasını imar ediyor, yahud müşkül çalışmaarınm neticesinde istikbalini temin edecek yüklü bir servetle memleketine dönüyor. Maceradan korkmıyan, mücadeleden zevk alan bu garblı zihniyeti, bizde henüz kuvvetle teessüs etmediği için, gencerimiz, yurdun uzak, insandan feragat stiyen, mihnet ve mahrumiyet dolu köşelerinde çahşmaktan çekiniyorlar... Şark vilâyetlerini hususî bir kalkmma programı içine alan hükumetin, ehemmiyetli bir siyaset halinde idare ettiği bu harekete, münevver gencliğin de alâka ile zahir olması icab eder. Fakat, gidilecek yerin biraz uzak bulunması ve muhitin geri yaşayışı bir çoklarımızın gözünde adeta cehennemî bir şekil alıyor. Devlet, gencleri oraya göndermek için bazan mecburiyet usulünü, bazan tallif sekillerini tatbik ettiği halde, görüyoruz ki kendinde azçok kıymet ve bir kabiliyet görenler aza kanaat ederek daha ziyade yurdun rahat ve mamur yerlerinde çalışmağı tercih ediyorlar.. Harputa gidişimizdeki elemi duymaz.. Bulunduğumuz yerden altı saat uzağa gitmekle kendimizi gurbette sayıyoruz. Bu his bizde öyle hasrete, hicrana düşüyoruz. Derin bir şey ki, edebiyat tarihi mizde geniş halk tabakasını da içine alan zengin bir gurbet şiiri yaratmıştır. Dünün, uyuşuk bir rahavet içinde her türlü mücadele hissinden uzak, atıl bir ömür süren şarklı hayat, için bunu tabiî görmek mümkündü. Fakat yeni bir hayat telâkkisi, yeni bir endüstri ve mücadele zihniyeti getirmiş olan Türk inkılâbında ve onun gencliğinde, artık bu gurbet hissinin de maziye karışması lâzımdır. . Memleketin hududları içinde kendimizi gurbette saymak için bir sebeb yok.. Yurdun en uzak köşesi nihayet iki üç günlük bir yoldur. Bunu, tayyare ile katetmek isterseniz belki bir gün bile sürmez.. Böyle olmakla beraber, bir çoklarımıza şarka gitmek menfaya gitmekten güç geliyor!.. Halbuki, Van, Bitlis, Hâkkâri; ne Avustralyadan ve Madagaskardan daha uzak, ve ne de hayat oralardakinden daha az ehemmiyetlidir... Uzak, yabancı diyarlarda iklimin yıpratıcı şeraiti, tabiatin müşkülâtı, yerlilerin zehirli oklarının mütemadi tehdidi altında çalışan ilk müstamirlerin macera ve mücadele dolu hayatı, genclerimizin tetkik edeceği güzel bir mevzudur. Denilebilir ki: Amerika denilen yüksek medeniyet dünyası, kazanmak hırsile yeni bir havata koşan sergüzeşt meraklısı bu asil serserilerin işidir... Vatandan aylarca uzaklarda, vahşi kıt'alarda geçirilen hayatın hüzün ve inzivasındaki derin acıya rağmen, kazanmak hırsile cidal ve macera peşinde at koşturan bu istimarcı zihniyet, garbda hâlâ ayni kuvvetle yaşamaktadır. Bunu, büyük bir şeref telâkki ediyoruz. Bu sergi, meslek ve teknik okullarının gayeleri, iş âlemindeki rolleri, her okulun muhtelif san'at şubeleri, talebenin bu okullarda nasıl yetiştirildiği, yaptıklan işler ve işlerin, yapılırken takib ettikleri seyri ve işçiliğin yeni metod ve prosedeleri hakkında genel bir fikir vermek için tertib edilmiştir. Ertik okullarımızın sayısı 1930 1931 ders yılmda 29 iken 1937 yılında 49 a çıkmış ve talebe artması da gene 1.930 1931 yılında 3025 iken 1937 1938 yılında 14747 yi bulmuştur. Yurdumuzdan inkişafmı sevincle gördüğümüz fabrikalarımız çoğaldıkça, bu okulların ve talebelerinin sayısı da bu inkişafa uyarak ve görecekleri işleri göz önüne alarak, artırmak karanndayız.» Maarif Vekilinin şiddetle alkışlanan nutkundan sonra hole gerilmiş olan kordelâ Başvekil Celâl Bayar tarafından kesilerek sergi halkın ziyaretine a çıldı ve her türlü tahminin de fevkinde muvaffak bir eser olduğu daha ilk bakışta anlaşıldı. Davet liler ilk olarak Sergi Evinin geniş salonundaki eserleri tetkike başladılar. Başvekil Celâl Bayar her birine ayrı bir alâka izhar ettiği eserler hakkında Vekilden ve meslekî tedrisat umum müdürü Rüştüden jzahat almakta idi. Burada yatak, yemek, misafir odaları vardı ki her biri san'atkârlarının büyük bir emek ve o derecede yüksek bir itina ile hazırladıklan zarif mefruşatla bezenmişti. Bu kısımda pembe bir sütunu tetkik eden Başvekil taşın nerede bulunduğunu sordu. Maarif Ve kili Bilecik tası olduğu cevabmı verdi. Başvekil yeni Meclis insaatı münasebetile bu taşın çok uygun düşeceğini beyan etti. Sersçi Evinde methalin karşısına gelen holün tetkiki sırasında başta Celâl Bayar olmak üzere bütün davetliler genc kızlarımızm dikkat ve meharetlerini ince zevklerile mezcederek hazırladıklan nefis eserleri çok beğendiler. Başvekil bunlarm satış fiatlannı sordu ve tamamen alhnla işlenmis 28 kişilik bir sofra takımının «850» lira kıymetinde olduğu öğre nildi. Serginin bu kısmında nazarı dıkkati celbeden cihet eski islerin zarafeti muhafaza edilmekle ve hatta artırılmakla beraber bugünkü zevke ve ihtiyaca göre modernize edilmesi idi. Sergi Evinin merdivenle cıkılan üst kısmında muhtelif ev işlerine istinadlar kurulmuştu. Bunlarda [ terzilik, şapkacılık, çiçekçilik, resim, yemek ve pasta işjerile uğraşan genc kızlar ciddiyetle çalışmakta idiler. Başvekil sanatkâr kızlarımızm hazırladıklan çiçek demetlerini tetkik ettiği sırada: «Biz bunları natürel zannediyorduk, meğer aldanıyormuşuz» diyerek takdirlerini izhar etti. Ayrı bir köşede Ticaret talebeleri satış işlerine ait hesab defterleri, daktilo ve hesab makinelerinin başında çalışmakta idiler. Celâl Bayar bu genc muhasiblere, sergiyi, ortasmda ve sonunda ziyaret ederek kendilerinden satış hesabları hak kmda malumat istiyeceğini söyledi. Maarif Vekili bu kısımların tetkikinden sonra Başvekile Sergi Evinin alt katında makine kısımlarının bulunduğunu haber verdi. Alt kat hakikaten sürprizlerle dolu idi. Başvekil daha bariz bir alâka ile meydana getirilen eserleri tetkike koyuldu. Burada makine parçalarını ölçmeden san atkârların atelyesinden başlıyarak bir makinenin nasıl meydana geldiğini canlı bir şekilde gösteren kısımlar vardı. Ve her kısımda genc san'atkârlar işleri, tezgâhları başında çalışmakta idiler. Yanıbaşlarmda işlerinin mevzuu ile alâkalı kitablar da bulunuyordu. Fizik, kimya, riyaziye kitabları arasında bir de edebiyat kitabı Başvekilin nazan dikkatini celbetti ve yanındakilere «San'atkârlar edebiyatla uğraşıyorlar» dedi. Bu kısımda motoru da dahil olmak üzere her parçası genc san'at talebesinin elinden çıkmış bir matkap tezgâhı işletildi. Başvekil bu muvaffakiyeti takdir derken Saffet Arıkana: «Şu halde Maarif Vekâleti bize bir motor fabrikası kursun» diye memnuniyetini izhar etti. Gene bu kısımda muvaffakiyetle yapıl mış bir tayyare pervanesi bulunuyordu. Başvekil Celâl Bayar torna tezgâhı başında işine devam eden bir talebeye «Siz muvaffakiyetli çalışmanızda devam edin. Ben size para bulurum, ortak iş yaparız» dedi ve genc san'atkâr «sağ ol» cevabmı verdi. Başvekil ve diğer davetliler hazırlanan büfede izaz edildiler ve Atatür kün kıymetli irşadlarından vecizeler ve büvüklerin san'at hareketleri hakkmdaki sözlerile de güzelliği ve manası büsbütün artırılmış olan bu sergiden iftiharla ayrıldılar. lllllfllnınıırrı.ııt... Kral Jorj Majeste VI ncı forj LONDRA Doğumumun yıldönümü münasebetile Majestenizin vâki temennile rinden fevkalâde mütehassıs olarak en hararetli teşekkürlerimle birlik te sahsî saadetleri ve İmparatorluklarının refahı hususundaki samimî dileklerimin kabulünü rica ederim. K. Atatürk Mareşal Fevzi Çakmak'ın teşekkürleri Ankara 21 Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, 19 mayıs genclik ve spor bayramı münasebetile yurdun her tarafından aldığı tebrik tel ve yazılarına karşı teşekkürlerinin Anadolu Ajansı vasıtasüe iblâğmı rica et miştir. • Ingiliz matbuatmın dostane neşriyatı «Türkiye bütün Şarkta sulh ve sükun âmilidir» Londra 21 Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: 17 mayısta fırka içtimaında Başvekil Celâl Bayar tarafından yapılan beyanat bütün Ingiliz gazeteleri tarafından alâka ile karşılanmıştır. Bu gazetelerin bir kısmı Ingiliz Türk dostluğu etrafmda mütalealar ve tefsirler neşretmişlerdir. Bu cümleden olarak Taymis, neşrettigi bir makalede Türkiye hükumetinin Balkanlarda ve bütün yakın şarkta bir sulh ve sükun amili oldy,ğunu tebarüz ettirdikten sonra Türkiye hükumetine bu suretle malî bir yardımda bulunduğundan dolayı Büyük Britanya hükumetinin hareketini takdir etmekte ve muvaffakiyetle neticelenmiş olan bu müzakerelerin Ingiltere ile Türkiye arasındaki iyi münasebetleri bir kat daha kuvvetlendireceğinin muhakkak bulunduğunu ilâve etmektedir. (a.a.) Ankara Borsasında Madrid dün şiddetle yeni bir karar bombalandı Döviz muamelâtının şekli değiştiriliyor Ankara 21 (Telefonla) İki ay evvel kurulan Ankara borsasında çalışmalar normal olarak devam etmektedir. Borsanın Ankaraya naklinden dolayı kısmen azalmış olan muamelelerin yavaş yavaş inkişaf ettiği görülmektedir. Borsada kote bulunan dövizlerden isterlinle rubleden gayrisi üzerine icra ve tesçil edilen muamele fiatlarile borsa ahidlerine mevzu teşkil etmiyen dövizlerin muadelet fiatlannı tesbit hususunda ötedenberi (Türk lirası) serten, diğerleri enserten edilmekte ve meselâ Cenevre üzerine bir Türk lirası mukabili 3,4740 İsviçre frankı tarzında tahrir ve ifade olunmak suretile muamele yapılmakta idı. 1 haziran 1938 den başlamak üzere bu usul değiştirilecektir. Binaenaleyh o ta rihten itibaren borsada gerek muamele ge rekse muadelet fiatlarının yazılış ve söylenişlerinde isterlinden maada bütün dövizler için (Türk lirası) enserten addolunarak ve mezkur dövizlerin her birinden (yüz) ünitesi esas tutularak faraza (Cenevre üzerine çek yüz İsviçre frankı 11 lira yirmi sekiz kuruş 83 santim 75 ( su retinde fiatlar tesbit ve ilân olunacaktır. Sistem (Desimal) e tâbi bulunmıyan ister linde gene eski usulün tatbikına devam edilecektir. Çeklerle mütenazır olarak sözü geçen paralar (efektif) lerinde de yüz ünıtesı esas tutulacaktır. Değişen bu usul alâkadarlara bildirılmiştir. Mermiler Venezüella konsolosluğuna da düştü Londra 21 (Hususî) İspanyol ihtilâlciler bugün Madridi şiddetle bom bardıman etmişlerdir. Mermilerden biri Venezüella konsoloshanesine isabet et miş ve dört kişiyi ö'ldürmüştür. Adriyatikte yeni bir Yugoslav limanı Fluzvelt, Alman Zeplin fabrikaları müdürünü kabul etti Vaşington 21 Reisicumhur Ruzvelt, Alman Zeppelin fabrikalan direktörü Ekener'i kabul etmiştir. Mülâkatta Almanyanm Amerika büyük elçisi de hazır bulunmuştur. Belgrad 21 Adriyatik denizinde bir liman inşası için yüz milyon diner tahsis edilmesine dair hükumet tarafından verilen kararı bütün gazeteler alkışla maktadırlar. Gazeteler, deniz münakatspanyamn parası Fransadan lâtının ve memleketin umumî iktısadiyatının inkişafmı temin edecek olan geçecek Londra 21 (Hususî) Fransız hüku bu tedbirin ehemmiyetini tebarüz ettirmeti 5 milyon sterlin kıymetinde altın mektedirler. Yeni Gineye giden Ingiliz ailesi, bizim ve gümüşün Fransa yolile İspanyadan Yunan Başvekili Atinaya Amerikaya gönderilmesine müsaade etdöndü miştir. İspanya hükumeti bu meblâğı Atina 21 (Hususî) Bir haftadanberi Amerikadan sipariş ettiği silâh ve cepa[Baştaraft 1 inci sahifede] Mora yarım adasmda seyahat etmekte nelere tahsis etmiştir. bulunan Başvekil Metaksas dün akşam şam saat 21,30 da Kayseriden Ankaraya Türk borcu hâmillerine gelmiş ve saat 22 de Eskişehir ve İzmire buraya dönmüştür. gitmek üzere şehrimizden ayrılmıştır. yapılan tediyat Atina radyosu faaliyete Millî Müdafaa Vekili Kâzım Özalp ile Ankara 21 (Telefonla) Eski Os başladı Büyük Erkâmharbive İkinci Reisi Or manlı İmparatorluğunun taksime uğraAtina 21 (Hususî) Atina radyosu general Asım Gündüz de General Ma mış, Düvunu umumiye meclisi tarafınbu akşam saat dokuzda faaliyetine baş riç'e refakat eylemekte idi. dan Tc7,5 faizli 1933 Türk borcu tah Dost ve müttefik memleket nazırlarıvilleri hâmillerine j'apılan tediyat ilâ lamıştır. Şimdiden sonra her akşam saat yediden yanma kadar çalışacak ve nın rükublarma tahsis edilmiş olan hunmın Türkiyedeki hâmillerce de ayni Yunan bestekârlarınm millî eserlerini susî tren Ankara garma girdiği zaman zamanda bilinmiş olması alâkadarlar Başvekil Celâl Bayarla Büyük Erkâmverecektir. ca da muvafık görülüyor. Bu ilân en harbive Reisi Mareşal Çakmak, HariciBir kadın boynuzlu bir fermasyonda 12 mayısta çıkmış, Türk ve Vekili Dr. Tevfik Rüştü.Aras, Millî gazetelerine ise 21 mayısta verilmiştir. çocuk doğurdu Müdafaa Vekâleti müsteşarları, YugosOrtada ziyanı mucib bir vazivet olma Eskişehir 21 (Telefonla) İstasyon lav sefareti erkânı. General Mariç'e hoş makla beraber ilânın hem Türkiyede, civarında oturmakta olan Devlet De geldiniz demek ve selâmlamak için is hem Pariste ayni günde yapılması bura miryolları memurlarmdan Mustafa Kâ tasvona gelmiş bulunuyorlardı. daki Türk hâmillerinin de vaziyetten ninin zevcesi ölü olarak boynuzlu bir Ankara garında yanm saat süren te vaktile haberdar olması cihetinden fay kız çocuğu doğurmuştur. Çocuğun ka vakkuf esnasmda Başvekil Celâl Ba dalı görülüyor. fasında biri arkada, diğeri önde olmak var ile Mareşal Fevzi Çakmak, Millî Müdafaa Vekili Kâzım Özalp, Hariciye îtalya sefarethanesinin temel üzere iki ufak bovnuz vardır. Vekili Tevfik Rüştü Aras. General Maatma merasimi £ KISA HABERLER riç ile görüsmüşlerdir. Trenin hareke Ankara 21 (Telefonla) Çankayada tine yakın General Mariç resmi selâmı * PARİS 21 Kabine pazartesi günü öğyapılacak olan îtalvan sefaret binası leden sonra Daladye'nin riyaseti altında ifa etmekte olan askerî kıt'ayı teftiş etnın temel atma merasimi yann icra e Harbiye Nezaretinde bir toplantı yapacak miş ve mızıka Yugoslav ve Türk millî tır. marşlarını calmıştır. dilecektir. Bu münasebetle îtalya sefiri * PRETORİA 21 Cenubî Afrita ittihaGeneral vagonlarına binerlerken kenM. Galli bugün barajda temel atma me dında yapılan umumî intihabat neticesindisine ve refikasına iyi yolculuk temenhükumeti mecliste 111 rasimi için sureti mahsusada davet edi de Hortzog Smuts Seçimden evvel hüku ni etmek ve veda eylemek üzere gelmiş azalık kazanmıştır. lenler şerefine bir ziyafet verdi. metin 116 azası vardı. .bulunan zevat ile ayrı ayrı vedalaşmış Bu cidal ve sergüzeşt havası, impara torluk tarihimizin muzaffer devirlerinde bizde de esiyordu. Fakat, Akdenizin dar ufuklarını aşıp, daha müsbet ve gayeli bir inkişaf göstermeğe muvaffak olama dan, imparatorluk sukuta başlamış, ona tâbi olarak cereyan da durmuştur.. O zamandanberi, cevvaliyeti zayıflı yan ruhlara ataletle geçen bir ömrün bütün meskeneti çöktü. İnkılâbın memlekette yarattığı en güzel hava, ruhlara çöken bu ağırlığı üstümüzden kaldırmak olmuşBir garblı gibi medenî ihtiyaclarını kıs tur... men tatmin edecek üstün bir muhit ve haDevir, bize yeni bir anlayış getirmiş olyat seviyesi yaratamadıkları için gittiklemakla beraber, ayni zamanda kuvvetü ri yerde genclerimiz, kendilerini pek yalbir yaşama ihtirası da getirmiştir. Çok nız ve garib buluyorlar. kazanmak, güzel yaşamak, kuvvetli bu Böyle yerlere gidenlerden pek çokları, Iunmak.. Artık eskisi gibi şarklı tevekkümahallî hayat üzerinde kuvvetli bir tesir lile aza kanaat ederek şu birkaç günlük yapmağa muvaffak olamıyorlar. Ya, ofani ömrü dağdağasız bir asudelikle ge ranm tesiri altına giriyor, yerli halkın itiçirmenin imkânı kalmamıştır. yadlarmı benimsiyerek mütevekkilâne yaHayat adamı, rahat ve konforlu merşamağa başlıyorlar. Bu da onlardaki kuvkezlerde kolay iş peşinde koşan, yahud vetli ruh hamlelerini, cemiyetin zaranna olarak zâfa düşürüyor. Yahud, derin bir vurgun servet bekliyen kimse değildir. sıkmtı içinde daüssılaya kapılarak, ilk Bilâkis hayatını kazanmak yolunda her türlü mücadeleyi göze alan, sergüzeşt ve fırsatta mamur merkezlere koşuyorlar. gurbetten, korkmıyan; muhteris, atılgan Türk memleketi, yeni keşfedilen bir insandır ki gittiği her yerde mamureler ülke kadar bakir ve işlenmemiştir. Avru yaratır, yeni bir hayatm yapicısı olur.. palının, dünyanın öbür ucuna giderek araRuhlarının bütün kudret ve kabiliyedığı servet, refah ve mamuriyeti bulmak tini daima hareket ve faaliyette bulun için bizim o kadar uzaklara gitmemize durmak için, gencleri, tehlikelere atılmahacet yoktur. Böyle iken, memleketin u ğa, macera ve sergüzeştlerden korkma zak ve işlenmemiş yerlerine giderek çalı mağa ahştırmalıdır. Bu cür'etkâr terbiye, şıp kazanmak feragatini ruhunda bulan onlarda mücadele hissini, teşebbüs ve tecessüs kabiliyetini artırır. Bu da içuimaî larımız pek azdır... bir kazancdır.... Londradan aylarca uzakta bulunan PEYAMİ SAFA Bir Bulgar avukatı şehrimize geldi M. Patef gazetemize beyanatta bulunuyor General Mariçin yaptığı tetkikler Burgaz barosu a\ukatlarından doktor İvan Patef bir kaç gündenberi şehrimizde misafir bulunmaktadır. Büyük bir Türk dostu ve Burgaz Türk Bulgar ko mitesi sabık reisi o lan doktor Patef, Balkan meseleleriM. Patef ne derin vukufu ile tanınmıştır. Kendisi, tekmil Balkan milletlerinin, refah ve selâmete, sulhun esaslı şartlanndan olan dostluk ve itimad sayesinde kavuşacak larına kanidir. Muhterem doktor, dün kendisile göriişen bir muharrir arkadaşımıza, Balkan CAFER SENO devletleri arasındaki kültürel münasebetler hakkında şu çok şayam dikkat beya natta bulunmuştur. « Biz Bulgarîar, Balkan devlet rive Madam Mariç'e Başvekil Celâl Ba calinin mütekabil ziyaretierini taşkm bir yar, Büyük Erkâmharbiye Reisi Fevzi Çakmak ile Hariciye Vekili Tevfik memnuniyetle takib ediyoruz. Bu ziya Rüştü Aras tarafından güzel birer bu retler, Balkanlılar, içinde yaşadığımız devirde elzem olan ittihad, dostluk ve ket takdim edilmiştir. sulha doğru sevkediyor. Tren, Türk, Yugoslav bayraklarile Mazide, kin ve intikam hislerile zehirsüslenmiş ve tenvir edilmiş olan gar lenen Balkan milletleri, bugün ancak dan tam 22 de hareket etmiştir. İstasyonun peronunda toplanmış olan sulh, ittihad ve dostluk emelleri besliyorhalk kütlesi alkışlarla Generali selâm lar. Bugün, onlara lâzım olan şey, tâbir lamış ve General Mariç de «Allaha ıs caizse, sosyal bir mıknatıstır. Bu sosyal marladık» demek suretile mukabelede mıknatıs, yaratıcı ve kültürel kuvvetleri bulunmuştur. Muhterem misafiri teşyi edenler ara birleştirecek ve kelimenin en geniş manasmda İsmet înönü ile bayanı da bulun sile ferdî hürriyete, aydmlık bilgilere ve muş ve Bayan İsmet İnönü tarafından manevî ve kültürel bir şuura sahib B a l Bayan Mariç'e de ajrrıca bir buket ve kan milletleri yaratmak için bu kuvvetle rin verimini artıracaktır. rilmiştir. Yeni devrin zihniyetini Balkan mil Sava nehri sahilinin kurutma letlerine telkin etmek yolu, manevî kültür kapılarından geçer. Balkan devletlerinin ve tesviye işleri Belgrad 21 Stoyadinoviç, refaka şiarı, kültür yolile sulh, ittihad ve dostluk tinde Nafıa Nazırı Stoşoviç, Münakalat olmalıdır. Zira, en çapraşık sosyal meselelerin Nazırı Spaho, Belediye meclisi reisi İliç munsifane hal çaresine, nura ve güzelliğe ve diğer birçok zevat bulunduğu halde Belgradda bir Danimarka şirketi tara ancak kültür vasıtasüe ulaşmak mümkünfından yapılan Sava nehrinin sol sahili dür. nin kurutma ve tesviye işlerini teftiş Balkan devletlerinden her birinin bu etmiştir. Bu işlerin başanlması takri büyük mıknatısm bir kutbu olmasını te ben 30 milyon dinara mal olacaktır. menni ederim.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: