18 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

18 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Haziran 1938 CUMHURİYET Nafıa Vekilimiz, dün Elektrik idaresini gezdi Ali Çetinkayanın mühim beyanatı IBaştaraJı 1 tncı sahtfedel Ali Çetinkaya, saat on buçuğa doğru binaya gelmiş, karşılanmıştır. Memurlardan Raşid bir nutuk irad ederek şirketin hükumetçe satm alınmasından dolayı memurların sevinc ve memnuniyetlerine tercüman olmuş, müessesede eskisinden daha çok, daha verimli bir mesai sarfedileceğini ve bunu bütün memuTİarın bir borc telâkki eylediklerini ifade etmişür. Nafıa Vekilimiz, bu çok samimî hissiyata çok samimî mukabelede bulunmuş ve demiştir ki: Klâsik bir san'at: Unsurdan unsura tahrikât IBaşmakaleden devami cağımız gibi dışarıdaki Er m en ı'lerin onlar önünde bizden daha dikkatli davranmaları lâzım geldiğini de pek iyi anlıyoruz. Hataydaki Er m en ilerin, R u mlann ve A r a fclann Türkler geliyor ve gelecek diye korkutulmaları şundan dolayı yersizdır ki evvelâ Hatay ahden hakkı olan idareye kolaylıkla kavuşacak olduğu takdirde Türkiye Cumhuriyetinin bu kıt'aya girmesi mevzuubahs bile değildir. Biz Hatayın İsviçre kantonlannınkine benzer bir idarî istiklâl içinde bütün unsurlarının kardeşliklerine dayanan güzelliği şiir derecelerine yükselmiş, müreffeh ve mes'ud bir hayata mazhar olmasını istiyoruz ve elimizden gelebilenin azamisile bu idealin tahakkuk etmesine manen ve maddeten yardım edeceğiz. Er m en iler için günün birinde umumî bir affı en yüce insanlık şian olaıak göz önünde tutan Cumhuriyet idaresirrn E r m e n i husumetine tenezzül etmektcn çok yüksek bir rejim olduğu yerli ve yabancı herkesin bir daha malumu olrnalıdır. Bilâkis sabit olan tarıhî karabet vc ırkî meziyetleri dolayısile E r m c n ilere karşı hislerimiz bugün tamamile kardeşçe insanidir. Nihayet Türkiye Cumhuriyeti kendi emniyetini kendi kuvvetlerinin zamân ve kefaleti altına almış modem bir devlet olarak filân unsurdan veya falan cemaatten kendisine herhangi derecesinde bir zarar gelebileceğım bundan sonra hatırına dahi getiremez. Bilâkis biz devlet ve millet olarak idaremiz camiasına dahil herkesin emniyet ve selâmetini tekaffül etmiş olmak şuuruna malikiz. Türkiye Cumhuriyetinin bu sarih vaziyetine karşı Hataydaki tahrikâtın caniyane mahiyetini orada sakin bütün unsurlann dikkatlerine nekadar ehemmiyetle arzetsek azdır. A r a tlar bizim daha düne kadar beraber yaşadığımız din kardeşlerimizdir. . £ t i T ür fcleri kanımızdan olan insanlardır. Ortodoks R u mlar Türkiye ile Atina arasında kardeşlik derecesini geçen yeni münasebetlerin gözler kamaştırıcı inkılâbmdan habersiz midirler? Eğer bu hakikatleri çok iyi kavrasalar hiç şüphe yok ki Hatay meselesini orada Türklerle elbirliği edecek bütün unsurlann kardeşçe tesanüdleri halledip giderdi. Ne çare ki klâsik usulle iğfalât ve tahrikât var, ve buna Milletler Cemiyetinin mümessilleri bile karışıyor, hatta iştirak ediyorlar. Tahrikât cinayetinin mes'uliyeti gayet ağır olduğunu bu tahrikâtı yapanlara ihtar ederiz. Fakat onun kadar ve belki daha mühim bir vazife olarak bu tahrikât oyunlarına alet olmamalarını Hatayın ırk ve din farkı olmaksızın bütün halkma en candan gelen temennilerimizle tavsiye ederiz. Onlar bu biricik makul yolu tuttukları gün bütün oyunlar suya düşecek, Hatay şimdiki halkının kardeşliği içinde müreffeh ve mes'ud hayatına kavuşacaktır. Sarışın kadmın hüviyeti anlaşılıyor IBaştaraft 1 ind sahiîedei İzmitte tam altı sene gedikli çavuşu olarak bulunmuştur. Filî hizmetini bitirdikten sonra tezkere almış ve bir müddet sonra meteoroloji memuru olarak İpsalaya gitmiştir. Muhiddin, bundan dört ay kadar evvel, yanında Semahat isminde sanşın bir kadın olduğu halde İzmite gelmiş ve burada, evvelce arkadaşlık ettiği bazı kimselerin evlerinde bir hafta kadar misafir kalmıştır. Muhiddinin İzmitte bulunduğu sıralarda katil Ali Rızanm da İzmitte bulunduğu anlaşılmıştır. Muhiddinin, burada bulunduğu müddet zarfında Şakir çavuş ve berber Avni ile sık sık görüştüğü tesbit edilmiştir. Hatta bir gün berber Avninin dükkânına gitmiş, öteden beriden konuşurlarken berber Avni: Yahu sen evlenmiyecek misin, ge! seni evlendirelim, demiştir. Muhiddin, buna: Ben evlenmiyeceğim, tanıdığım bir kadm var, onunla yaşıyorum, cevabını vermiştir. İzmitte Muhiddini eskiden tanıyan bir zat da, kendisine söz arasında evlenme teklifinde bulunmuş, Muhiddin, buna da: Beraberimde bulunan kadını çok seviyorum, bu kadm hayatıma hâkimdir, ondan vazgeçemem, demiştir. Muhiddin, burada bir hafta kaldıktan sonra, Semahatle beraber Eskişehire gitmiş, orada da bir ay kadar kaldıktan sonra, Semahatin memleketi olan Ada naya geçmiştir. Semahatin ana ve ba basının elyevm Adanada bulunmakta olduğu bildirilmektedir. Muhiddinle Semahat, Adanada bir müddet kalmışlar, sonra gene bera berce İzmitten geçerek İstanbula dön müslerdir. İzmit zabıtası, hâdise ile yakından meşgul olmakta ve İzmitte olduğu söylenen Semahati aramaktadır. Fakat diğer taraftan Semahatin İstanbulda Abanoz sokağında 1 numarada Gülizarın evinde bulunduğu da rivayet edilmektedir. İzmit zabıtasının kanaati, Ali Rızanm, Muhiddini Semahat için öldürdüğü merkezindedir. Çünkü Semahatin Ali Rıza ile de düşüp kalktığı tesbit edilmıştır. Balkan turnesinin ikinci günü Sabiha Gökçen dün Selânikten geçerek Sofyaya gittî ^. [Baştarafı 1 ind sahifede] yarecimiz Gökçen, yurd haricine yaptığı bu ilk uçuşta uğradığı bu dost memlekette fevkalâde iyi bir tesir ve intıba bırakmıştır. sözüne devam ederek demiştir ki: « Sabiha Gökçen, kanadlarını kendi memleketinin semasında tarsin ettikten sonra, yurdunun dostluk duygularmı, dost yurdlara taşımağa nefsini hasret miştir. Sabiha Gökçenin bu jesti, manzarası yüreklerimizi hakh bir gururla doldurarak kanadlı bir timsal halinde tecelli etmektedir. Onun uçuşu, muazzam bir abide olan Balkan anlaşmasmı tetviç eden bir çelenk gibi, bir yurdu öteki yurda bağlamaktadır.» Elçimiz, Büyük $ef Atatürkün ilham veren dehasile, Yunanistan ve Balkan devletleri dostluğunun memleketimizde millî bir inan mevzuu haline geldiğini söyliyerek, Sabiha Gökçenin, güzel Atinayı da, Türk dostluğunun timsali halinde gördüğünü ve memleketine avdet için tekrar semalara yükseldiği zaman, bu itminanla beraber, bu samimî dostluk havasının verdiği inşirahı da götüreceğini ilâve etmiştir. Sabiha Gökçen namına Yunan hükumetine beyanı teşekkür eylemiştir. Nazır M. Kotzias, Elçimizin nutkuna verdiği cevabda, Sabiha Gökçenin, vatanından ilk defa olarak ayrılırken, ilk zıyaretini Yunanıstana yripmasının Elenleri bilhassa mütehassis ettiğini, ka dehini, Türk havacılığı ve onun mümessili olan Sabiha Gökçen şerefine kaldır mıştır. ^ ^x Elektrik fiatlerinin tenzili mevzuubahs değil Elektrik fiatlerinin tenzili ve tarifele rinin tadili şimdilik mevzuubahs değildir. Vaziyeti tamamen ele alıp işe hâkim ol duktan sonra diğer şirketlerden aldığımız işlerde olduğu gibi önümüzde yapılması zarurî olan ıslah vaziyetini de nazarı dikkate alarak tarife işlerini esaslı bir surette tetkik edeceğiz. Hiç şüphesiz ki şirket zamanında olduğu gibi, elektrik tesis etmekte, hat temdid etmekte husule gelen müşküller bertaraf edilecektir. Atatürkün dost Yunanistana teşekkürd Atina 17 (Hususî) Dün Türkiye Elçiliğinde şerefine verilen ziyafet esnasında Sabiha Gökçen Türkiye Cumhurreisi Atatürkle, telefonla konuşmuştur. Cumhurreisimiz, kendisine karşı gösterilen hüsnükabulden dolayı Yunan makamatma teşekkür ettığini bıldirmelerini emir buyurmuşlardır. Müteakıben idarenin komiserlik sa lonunda bir müddet istirahat eden Ali Çetinkaya, şehrimizde bulunan Nafıa müsteşan Arifle eski şirketin murakabe ve tesellümüne memur heyet azalarını kabul etmiş ve muhtelif meseleler üzerinde kendılerinden ayn ayrı izahat almıştır. Bu arada vekil, şube müdürlerinden Nazım, müfettiş Salâhaddin ve şirket umum müdürü Kindorf'un ziyaretlerini de kabul etmiştir. Bundan sonra yanına Müsteşar Arif, Vekâlet Tefti? heyeti reisi Sefik, sirketler komiseri Süruri, müdür vekili Emin, nafıa hukuk müşaviri T a hirle diğer müdürleri de alan Ali Çetinkaya, şirketin muamelât, müşteri, kontrol ve hesab dairelerini gezmiş, eski direktörlerle tanıştıktan sonra idareden aynlmıştır. « Bu memleket, bizimdir. BuElektrik santralları rası da bizimdir. Memleketin ve Elektrik santralları tesisi işile İktısad milletin refah ve saadeti için hep Vekâletine bağlı elektrifikasyon bürosu birlikte çalışacağız.» meşgul olmaktadır. Kütahya ve Zongul Selânikte Sabiha Gökçen bu sabah Selânığe uçmuştur. Selânikte iki saat kalıp Atatürkün doğduğu evi ziyaret ettıkten sonra Sofya'ya müteveccihen hareket etmiştir. Türk kadın tayyarecisi Selâniğe inerken ve Selânikten uçarken fe\kalâde hararetli surette alkışlanmıştır. dakta linyit ve kömürden ıstifade suretile iki büyük santral, keza Ege havalisinde Salihli civannda Nafıa Vekâletinin kurmakta olduğu Büyük Menderes suyu üzerindeki barajla Elazığ mıntakasında sudan istifade suretile birer santral tesisi üzerinde çalışılmakta olduğunu biliyo ruz. Sofyada Sofya 17 Bayan Gökçen, Selâ nıkten saat 17,15 te Sofyaya muvasalat etmiştir. Muvasalatlarmda Bulgar hükumeti namına Protokol Umum Müdürü ve şehir namına da belediye reis muavini, tayyare zabitleri, Türk elçisi Şevki Berker ve elçilik memurları taraflarından is tikbal edilmişlerdir. Tayyare meydanından şehre geldiklerinde saraya giderek defteri mahsusa yazılmışlar ve ondan sonr? elçiliği teşrif etmişlerdir. Elçilikte şereflerine tertib edilen çay ziyafetinde nazırlar, Saray Nazın, birçok meb'uslar, ecnebi sefirler ve ataşemiliterler, erkânıharbiye reisi, ku mandanlar, tayyare zabitleri, matbuat mümessilleri ve memleket ricali bulun muşlardır. Davetliler kendilerile konu$ muşlar ve haklarında büyük takdir ve hayranlık hisleri izhar etmişlerdir. Ziyafet pek neşeli ve samimî geçmiştir. Sayın Bayan Gökçen bu geceyi elçiliğimizde geçirecekler ve yann sabah Belgrada hareket edeceklerdir. Diğer firketlerin vaziyeti Yukarıda söyledığim gibi, ana prensipin bir zarureti olarak İstanbulda Elektrik Şirketinden sonra kalan Tramvay, Tünel ve Havagazi gibi imtiyazlı namını taşıyan Şirketleri millileçtirmek bir zarurettir. Belki, iki üç ay sonra bunlarla da müzakerelere başlanacaktır. Suriye ile telefon muhaberesi İki, üç güne kadar Suriye ile telefon muhaberesi başlıyacaktır. Irak ve İrana doğru olan telefon tesisatına devam ediliyor. îzmirde satm aldığımız telefon müessesesinin ıslahile hinterlandi olan vilâyetleri bu sene içinde İzmire bağlamış bu lunacağız. Telefon, elektrik, tramvay ve saire gibi modern isjer, terakki ve inkişaf yolunu tutmuş olan bir memleketin ve o memleket halkının huzur ve refahı bakı mmdan müsmir kılınacak işlerdendir. Bu itibarla Nafıa Vekâleti, bu kabil işleri esas vazifesi telâkki ederek çalışmaktadır ve çalışacaktır. Ankara Borsası 17/6/938 K A P A N I Ş I Açılış Kapanış 1 İngiliz lîrası 6.26 6.23 100 Dolar 125.2725 120.50 100 Fransız frangı 3.4925 3.51 100 Liret 6.625 6.595 28.905 100 İsviçre frangı 28.765 100 Holanda 69.5325 69.865 florini 50.8725 50.63 100 Rayhişmark 21.4225 100 Felcika frangı 21.32 1.145 100 Drahtni 1.14 1.545 100 Leva 1.5375 4.385 100 Cekoslovak 4.365 kronu 6.955 100 Peşeta 6.9225 23.765 100 Zloti 23.625 100 Pengo 24.92 25.04 100 Ley 0.9375 0.9425 100 Dinar 2.86 2.875 100 Yen 36.2925 36.545 100 İsveç kronu 32.1225 32.2775 100 Ruble 23.67 23.785 E S H A M ve T A H V İ L  T 19. 1933 T. B. I vadeli 19. 98.25 Sı.Er. hattı is m ' 98.25 Vekilin beyanah Dün kendisile görüşen bir muharririmize Vekil Ali Çetinkaya şu beyanatta bulunmuştur: « Elektrik Şirketinin satın alınması meselesi, ana prensiplerimizin icablarına uygun millî bir netıce olarak husule gelrriştir. Her vatandaşm bu neticeyi millî olduğu kadar şahsan benimsiyeceği ve haz duyacağı şüphesizdir. Yeni idareyi ziyaretim esnasında gösterilen alâka, bu duygunun bir ifadesi olarak kabul edil melidir. Müessesenin varhgım gözucile görmü§ gldum. Ay basında müesseseyi tamamen teslim aldıktan sonra daha yakından görecek ve tetkik edeceğim. Herhalde rmiessese medenî bir varlık olarak ıslah edilecek ve îstanbul halkının hayrına, menfaatine ve emniyetine hizmet edecek daha iyi bir şekle konulacaktır. Sureti umumiyede şirketin terkettiği teşkilâtı muhafaza edeceğiz. Umumî hizmetleri, şirket zamanında olduğu gibi, müdiri umurrinin başkanlığında, daire reislerinden mürekkeb bir encümenle tedvir etmek usulünü takib eyliyeceğiz. Ankara radyo istasyonu tki ay sonra Ankarada radyo divizyon istasyonu açılacaktır. İstanbulda ayrıca bir santral vücude getirilmesi musammemdir. İstanbulda mevcud tesisatı şimdilik kullanmakta devam edeceğiz. Atina elçimizin nutku Atina 17 (Hususi) Türkiye elçilığı tarafından Sabiha Gökçen şerefıne verilen ziyafet pek parlak olmuştur. El çimiz Ruşen Eşref, ziyafette söylediği nutukta, Yunan hükumeti tarafından Sabiha Gökçene karşı gösterilen misafirperverlikten ve genc kadın tayyarecimi zin, vatanı haricinde geçirdiği bu ilk akşam, kendisine ibzal edilen ihtimamdan dolavı şükranlarını ifade ettikten sonra İpsaladaki tahkikat evrakı Eskişehirden getirilen Sevim, öteki adile Sabriye halen mevkuf bulunmaktadır. Geç vakit öğrendiğimize göre, îpsalada tekemnıül eden tahkikat evrakı, dün akşam yola çıkarılmıştır. Evrakın bugün îstanbul Adliyesine teslim edil mesi kuvvetle muhtemeldir. Tahkikat evrakile birlikte, içinde cinayet işlenen otomobil ve Ali Rızanm tabancası da İstanbula gönderilmiş bulunmaktadır. İpsaladaki evrak üzerinde Müddeiumumî muavini Hakkı Şükrü tarafından yapılacak incelemelerle hâdisenin bir dereceye kadar tenevvür edeceği umuluyor. Demiryolu faaliyetimiz Tayinler îdarenin müdiri umumıliğine vekâleten Nafıa Vekâleti Münakalât dairesi reisi Kadrinin tayini mukarrerdir. Müdiri umumî muavinliğini de başkomiser Süruri, heyeti fenniye müdürlüğünü de îstanbul eski telefon müdürü Emin idare edecek lerdir. Tarifeler, hususî mukaveleler, is tatistik, maliye, muhasebe ve idare ser visi reislerinin tayinleri ay başında yapılacaktır. Silâhtarağa fabrikasmm müdür lüğünü halen orada müdür vekilliği ya pan müdür muavini Necibe tevdi ediyo ruz. Yeniden bir müşavere heyeti teşkil olunacaktır. Umumî kontrcl reisliğini el yevm tesellüm heyetinin başında bulunan Nafıa teftiş heyeti reisi Şefik icabında burada ve icabında Ankarada bulunmak üzere, ifa edecektir. Sıvastan Erzuruma doğru detniryolunun Divrikiden Erzincana kadar olan kısmı dahi bu sene Cumhuriyet bayra mında açılacaktır. Gelecek sene Erzuruma kadar olan kısmın ikmalile açılması için de tam faaliyetle çalışılmaktadır. Diyarbakırdan itibaren başlatmış oldu ğumuz yeni hatların inşalarına devam ediliyor. Bu sene Siird civanndaki bir noktaya kadar olan kısmı da ihale etmiş olacağız. Bu noktadan itibaren bir taraftan Musul, diğer taraftan Van istikametinde olan demiryolu inşaatına devam oluna caktır. Kadın ve moda NAD1 Trabzon 17 Yeni Trabzon lisesinin Vaşington 17 Gazetecileri kabul temel atma merasimi bugün binlerce eden Hariciye Nazırı M. Hul demiş Devlet Havayollarınm yolcu tayyare halkm iştirakile yapılmış ve Umumî tir ki: leri İzmire ve Adanaya da yakında işle Müfettiş Tahsin Uzer temele ilk ma < Amerika Birleşik devletleri hümeğe başlıyacaktır. Diyarbakır postaları layı vurmuştur. kumeti, silâhsızlanma hakkmda her Yeni hava servisleri için icab eden tayyarelerin satın alın ması maksadile tahrisat konulmuştur.» hangi diğer bir hükumetle komışmuş değildir. Amerika Birleşik devletleri Londra 17 Avam Kamarasmda. el nin bütün mühim enternasyonal inki zem gıda maddelerinin depo edilmesi şafları büyük bir alâka ile takib et hakkındaki kanun projesinin müzake mekte olduğunu sizlere bir kere daha resi esnasında, Müdafaa Nazırı M. İns söylemekten başka bir diyeceğim yok kip, buğday, şeker ve baline yağı için tur.» bu ana kadar yapılan satm alma taah Diğer taraftan birçok mühim âyan aParisteki mühüdlerinin 7,5 milyon İngiliz lirasma zası, dünya silâhsızlanma konferansı kâfatı kazanarak birer kupa alan şu üç şık kadınm elbiseleri otomobilde gi Trabzon lisesinin temel atma Amerika Hariciye Nazırmm merasimi beyanatı tngilterede gıda maddeleri stokları Tevkif edildi Aksaray ve Kasımpaşa semtlerinde birçok evlerde soygunculuk yapan Nuri Ansar isminde bir sabıkalı, dün Ad liyeye getirilmiş ve birinci sulh ceza hâkimi Reşid tarafından sorguya çekilerek tevkifine karar verilmiştir. varmış olduğunu bildirmiştir. fikrini tasvib ettiklerini bildirmişlerdir. yilecek kıyafetler için birer güzel nümune olabilir. geçirdi. Ferdinan cebinden dört yapraklı yonca şeklindeki kâğıd baskısını çıkardı: Bunu daima yanımda taş'yorum, dedi. Gülüştüler. Garson, masalarından uzaklaşınca, Ferdinan genc kıza doğru iğilerek: Bu adamın :ki çocuğu var, dedi. Nereden biliyorsunuz ? Fransızlar daima iki çocuk yaparlar, bazan üç, fakat üçüncüsü daima bir hata, bir tedbirsizlik neticesidir. İki güzel bir rakam değil mi? Oğlan babanm san'atını öğrenecektir. Kız annesile beraber sokağa çıkacaktır. Erkekleıin yanından geçerken gözlerini mütevazıane yere in dırecektir, ve on sekiz yaşında gene mütevaziane evlenecektir. Hilda hayretle sordu: Demek çok Fransız ailesi tanryorsunuz? Bir aile olsun tanımam. Fakat Fransızlar bende böyle bir intıba bırakırlar. Garson, elinde çorba kâsesile gelmişti. Ferdinan onunla fransızca konuşmağa başladı. Garson mufassalan cevab veri yor, arada bir gülümsüyor, bazan ellerile de sözlerinin manasını tamamhyan işaretler yapıyordu. Sonunda, müşterilerinin önünde iğildi memnuniyeti yüzünde okunuyordu ve uzaklaşıp gitti. Ferdinan, genc kıza dönerek: Gördünüz mü? dedi. Bir oğlu, bir kızı varmış. Kızmm çeyizini hazırlamak için çok sıkıntı çekiyormuş. Ben sinema yıldızı olursam, onu yanımıza alır, başgarson yaparız; ve her hafta ücretini ar tınnz. Hilda, delikanîıya kökü sevince dayanan bir hayretle baktı. Onun bu «biz» i farkında olmadan söylediğini anladı. Kimbilir belki de Avusturyada böyle söylenir. Yemeklerini yedıkten sonra bir taksiye atladılar. Pasadena sinemasına gidıyorlardı. Otomobilde Ferdinan susuyordu. Deminki neş'eli adam kendisi değilmiş gibi endişeli görünüyordu. Hilda, onun bu sebebsiz hüznünü da ğıtmak için, mavi gökleri tanyan beyaz elektrik oklarını göstererek: Sinemanın projektörleri, dedi. Ferdinan, genc kızın gösterdiği şeylere baktı, fakat ağzından kelime çıkmadı. Sabırsız bir meraklı kalabalığı arasında holden geçtiler. Alelâde zamanlarda Büyük Hikâye: 9 Yazan: Viki Baum Türkçesi: Cevad Sadık türlü alışamıyor, ilk gö'rdüğü adamlan küçük isimlerile bir türlü çağıramıyordu; hâlâ, gayet resmiyetle «madam», yahud «matmazel» diyordu. Hilda ise ne fazla resmî, ne de fazla samimî olmak için, ona Şaybar diye hitab ediyordu. Ferdinan bunu garib bulmakla beraber, memnuniyetle kabulleniyor sinemaya dair her şeyle alâkadar olan Ferdman, hiçtir şeye, hiçbir kimseye bakmak lüzumunu hissetmeden, yürüyordu. Yerlerine oturunca, Hilda'ya dönerek gülümsemeğe çalıştı: Böyle sustuğum için affedin beni... Arasıra böyle olurum, elimde değil. Hilda, onun tebessümünü iade ederek: Üzülmeyin, dedi. Anlıyorum. Işıklar yandı. Stüdyo ekâbirine tahsis edilen koltuklar yavaş yavaş dcluyordu. Sinemanın en büyük şöhretlen, künisı tanmmak korkusile gözlerini yere indirerek, kimisi de, alâka uyandırıp uyandırmadıklarını anlamak için etrafındakilerle yüksek sesle konuşarak, yerlerine geçiyorlardı. Salonun diğer köşelerinde meraklılar boyunlannı uzatmış, mütecessis gözlerıle etrafa bilhassa ön tarafa bakıyorlardı. Bazan ihtiraslı mınltılar, halkm, çok sevdiği bir artistı tanıdığım oılaya vuruyordu. Işıklar söndü. Perde açıldı. Perdede: «Arfilm takdim eden> kelimeleri göründü. Filmin ismi albşlandı, arkasından filmi hazırlıyanlann isimlerini havi liste de alkışlandı. lArlcası vari Annesini öptü: Şimdilik Allaha ısmarladık anne ciğim. Geç gelirsem merak etme. Pasa dena sinemasında Ferdinan'ın rolü olan fümin ilk gösterilişi var. Bilmem niçin Füller bunu bana haber verdi. Ferdinan da sabırsızlanıyor.. Ferdinan, bayram arifesinde bir çocuk gibi, keyifli ve coşkundu. Filim bahsini menettı: Bu filim hikâyesila başınızı ağırt tım. Siz de nekadar sabırlımışsınız meğer. Oynadığım sahne iyi mi olacak, kötü mü olacak? Acaba seyirciler: «îşte Kızmı, şu delikanîıya benim tara beklediğimiz adam!» mı dıyecekler yoksa: «Geç. Bu da entipüften bir artist!» fımdan bonşans deyiver. diyerek dudak mı bükecekler? Bütün Olur anneciğim. bunları bu gece filim gösterilirken öğre Hilda kapıyı çekip dışan çıktı. neceğiz. Fakat şimdilik eğlenelim, keyfiUçüncü fasıl mıze bakalım. O akşam Hilda, mütevazi, fakat yeSizinle beraber gülmek pek zevkli mekleri son derece nefîs bir Fransız lo şeymiş Hilda. Şimdiye kadar yalnız Ankantasında Ferdinan'la yemek yedi. Lokantanın duvarlarında, Brötanya'yı v e namari ile gülmüştüm. O da çocuğun biL.uar nehri kıyılarım ziyarete davet eden rı. Ferdinan, Holivud'un adetlerine bir sevahat afişleri vardı. du. Hilda: Peki, dedi, /nademki filim bahsi etmememizi istiyorsunuz, etmeyıverırız. Yalnız, bu bahsi kapamadan evvel, annemin size bonşans temennisinde bulunduğunu bildirmem lâzım. Ona bütün kalbimle teşekkür et tiğimi söyleyin Mis Hilda. Hilda, sevincinclrn tatlı bir ürperme

Bu sayıdan diğer sayfalar: