12 Mart 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

12 Mart 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 12 Mart 1939 Berlin, Slovakyadaki hâdiseleri takib ediyor Almanya, Tissa kabinesinin azlini tanımadı, Çek jandarmalarile Slovak askerleri çarpışıyorlar (Baştaraft 1 ind îki taraf birbirine ateş etmiştir. Üç «muhafız» ve dört jandarma yaralanmıştır. Bu müddet zarfında nümayişçiler Bratislava sokaklarmdan geçmeğe teşebbüs etmişlerse de askerî kıt'alar tarafından dağıtılmışlardır. Alman Propaganda şefi Faustknecht, şehrin meydanında toplanan 300 nümayişçi Slovakın karşısında bir nutuk söyliyerek Çekleri şiddetle tenkid etmiştir. Priestay'de örfî idare ilân edilmiştir. Pragdan gelen Sidor'u karşılamak için 15,000 kişi şehrin istasyonunda toplanmıştır. Adliye Nazm Vanko'nun organı olan Naroni Novini gazetesi Hlinka'nın muhafızlarından Tuka ve Maç'm Slovakyanın Macaristana ilhakını temin etmek üzere bir ihtilâl hazırladıklannı yazmaktadır. İhtilâl, pazartesi günü başlıyacaktı. Fakat o gün pek az miktarda taraftar toplanabildiği için ihtilâlden vazgççilmiştir. duğunu ve bunun da Berlin hükumetinin Praga karşı Slovakları himaye ettiğini, salâhiyettar mahfiller kaydetmektedirler. Ayni mahfiller, halihazırdaki hadiselerin Slovakyanın hemen tamamile muhtariyete kavuşmasile neticeleneceğini söylemekte ve Bratislava hâdiselerini henüz ÇekoSlovakyanın hududlarım garanti etmiyen Berlin ile Roma arasında bir istişareyi intac edeceğini ilâve etmektedirler. Voelkischer Beobachter, diyor ki: «Eski Çek metodlarına avdet edili yor. Prag, Slovakyayı tehdid ediyor.» Deutche Allgemaine, Tisso hükumetinin beyannamesini tebarüz ettirmekte, Prag tarafından Bratislava hükumetine karşı alman tedbirlerin kanunu esasiye mugayir oldugunu ilâve etmektedir. Anketimiz IBaştaraft 1 inci sahitede] ce hatıra, şehrin en fazla unutulmuş ve en kalabalık bir yeri olan iki köprü arası (Yemiş Keresteciler Kantarcılar Küçükpazar Atlamataşı caddesi Unkapanı) gelir. Buraları iğribüğrü, daracık, pis ve tozlu sokaklarile eski devirleri hatırlaür. Buralardan bir otomobil veya bir araba geçse, yolculara geçmek için pek az yer kalır. Vıcık vıcık çamur içerisindedir. Yazın toz buîutlarından geçilmez. îstanbulun bu güzel köşesinde ne bir park ve ne de bir bahçe vardır. Çocuklar ya evlerde kapah kalırlar, veyahud da çamur ve toz, toprak içerisinde oynarlar. Burası şehrin en eski mahallelerinden birisi ve bir tüccar yatağıdır. Onun için ilkönce Galata köprüsünden Gazi köprüsüne kadar sahil boyunu takib edecek yol ve nhtımla biraz içeriden ilerliyecek diğer yol yapılmahdır. Unkapanı meydanına yakın, sebze hâlinin yanmda, deniz kenannda bir park ve bir çocuk bahçesi yapıhrsa burası pislikten kurtarılır. A. Turhan İstanbul gibi büyük ve her parçası güzel bir şehrin imarı kolay bir iş değildir. Istanbulun lâmbasız, karanhk ve kaldırımsız yollarma, zaman zaman bir göl halini alan sokaklanna, sıcak yaz günlerinin sinek ve tozlarına yanm asırdanberi alıştı'k. Bu şehre bir seyyah kafilesi, devletin ve Türk milletinin aziz bir misafiri geldiği zaman pis manzaralan hâiâ gösteriyoruz. Bunun için, şehrin ortası olan Dolmabahçeye güzel bir nhtım, modern bir iskele yapmak, camiin parmaklıklarını kaldırmak, stad ve koşu yerini ikmal ederek Taksimle Dolmabahçeyi birleştirmek ve sonra diğer işlere başlamak en de bir hudud ihdasına artık muanz olmadığı malumdur. Ayni mahfiller, Alman matbuatmın şimdiye kadar Slovaklara muzaheret ettiğini tebarüz ettirmekte ve bu tarzı hareketin samimî olup olmadıgı keyfiyetini suale şayan bulmaktadırlar. Bu mahfiller, Slovak iftirakçı hareketine Macaristanın muzaheret ettiğini, çünkü bu hareketin Berlin hükumetince arzu edilmiyen Polonya Macaristan itilâfını kolaylaştırdığmı ilâve eylemektedirler. doğru ve lâzım olan bir iştîr. Refik Osman Top *l* *I> *P Istanbul Barosunda çok hararetli bir içtima Eski Reis Hasan Hayrinin verdiği istifa, gürültülü müzakerelerden sonra reddedildi [Baştarafı 1 inci sahtîede] Yeni Avukatlık kanununun yetmiş birinci maddesinde, Baro Reisliğinden ve İdare meclisi azalıklarndan itizar ve istifa halleri gösterilmiştir. Bu işleri iki sene müddetle yapan ve yaşı yanm asrı doldurup geçenlerin itizar edebilecekleri yaz'lıdır. İntihabdan sonra istifa için de ayni şey variddir. Avukatlık kanunu esbabı mucibe mazbatasıoda da, Adliye encümeni, bu işlerin âmme hizmetleri olduğuna, alâkadarların her istedikleri zaman itizar ve istifa edemiyeceklerine işarette bulunmuştur. Şimdi ben istifa keyfiyetini reyinize arzediyorum. naenaleyh, Denizbanktan vekâlet kabul etmesine hiçbir mânii kanunî olmadığından, sırf bir dedikodudan müteessir ve muğber olarak, hele kendisine fahriyen ifası verilmiş bir âmme hizmeti cümlesinden olan Baro Reisliğinden çekilmemeliydi. Hasan Hayriyi bu istifasile meslek arkadaşlanna doğru olmıyan bir örnek göstermiş ve ati için suiistimal olacak bir sekil ihdas eylemiş mevkiinde bulunmaktan tenzih için, bir hissî teessürle ileri sürdüğü şu istifa sebebini varid olmamış gibi, geri çevirelim. İstifasile bize iade ettiği reylerimizi, iadeten kendisine verelim.» Mustafa Hayri, bundan sonra sözlerine devam ederken bir yandan alkışlanıyor, bir yandan gürültü patırdı edilerek: «Artık kısa kes!» sesleri işitiliyordu. Ondan sonra kürsüye gelen Ali Galib de: « Çok kıymet verdiğimiz efkârı umumiye ve matbuat karşısında Baro Reisimizin nezahetini ispat etmek, bize düşer» mukaddemesile: Hasan Hayrinin istifasına sebeb gösterdiği vekâlet işinde, dedi, meslek va Hasan Hayri bakımından yolsuzluk yoktur. Herhangi bir daire, mevcud avukatlarına zamimeten haricden bir avukata iş teklif ederse, bu işin kabulünde mahzur mevzuu bahis değildir. Bence, bu işin en muvafık hal şekli, Baromuz idare heyetinin mevzuu incelemesi, tahkik ve tetkikile Baro Reisimizin nezahetine bir kat daha kuvvet ve revnak vermesidir. Bu teklif de alkışlandı. Saim, Celâl Sofi ve Mahmud, kürsüye en son gelen avukatlardandı. Celâl Sofi, gazetelere dair bazı lâkırdıları sırasında, bir zaman bir gazetede «avukat, hâkımle müvekkil arasına girea fuzulidir» şeklinde bir makaleyle akıl almaz neşriyat yapıldığını söylerken, «ruznamede olmıyan şeylerden bahsetmeyiniz>> itirazları üzerine, netice olarak Baro Reisi işini, evvelemirde Baro inzıbat meclisinin tetkik edebileceğır.i kaydederek, çıktığı kürsüden indi. Avukat Mahmud da, «bu iş mesleği ehemmiyetle alâkadar eder bir iştir. Hemen şimdi, doğrudan doğruya kabul veya red, doğru olamaz. İstifayı kabul edersek, haricde, malum dedikodunun bir hakikati ifade ettiği zannı hasıl olur. Red dedersek, Baro Bektaşi tekkesi gibi bir yer galiba, işi aralarında örtbas ettiler, denilmesi kabildir» dedi. Evvelâ hastane yapılmasmı istiyorum. Ziya Işık • P •* * I* Paris ve Londrada endişe I Slovakların istekleri I Bratislava, 11 (a.a.) Karel Sidor, dün akşam bir Cizvit manastırında oturan Josef Tisso'yu, sonra da Slovak meclisinin reisi Sokon'u ziyaret etmiştir. Mumaileyh bundan sonra radyoda bir nutuk söyliyerek Prag hükumetile yaptığı müzakerelerin neticesini bildirmiş ve demiştir ki: « Siyasî vaziyet, nihayet yann akşam aydmlanacaktır. Slovakya hükumeti, en salâhiyettar meşrutî organ tarafından yani Slovak meclisi riyaset makamı tarafuıdan teşkil edilecektir. Yeni hükumet kuvvetli olacak ve herkese hayatını, istikbalini ve mallarının emniyetini temin edecektir.» Hatib, bundan sonra şefi bulundugu Hlinka muhafızlarını itimada davet etmiş v»»Çek ordusu ile muhahzlar arasında vukua gelen hâdiseleri anlaşamamazlığa atfetmiştir. Bratislavada bu sabah sükun hüküm sürmekte idi. Londra, 1 1 (a.a.) Slovakyadaki vaziyet Londrada endişeyi mucib olmaktadır. Çünkü Almanyanm «Şarka doğru genişleme» siyasetinin dinamizminden hiç bir şey kaybetmediğini göstermektedir. Almanyanm. hiç olmazsa iftirakçı hareketi teşvik etmek suretile, Slovak isyanını kolaylaştırmağa çalışacağından şüphe edil memektedir. Azledilen Nazırlardan ikisinin son günlerde Berlini ziyareti ve bu mesele hakkında Viyana radyosu tarafından yapılan neşriyat, resmî tekziblere rağmen Almanyanm nüfuzunu göstermesi itibarile pek manidar addedilmektedir. Viyana radyosunun kendi fikirlerini neşrettiğine dair ileri sürülen iddianm hiçbir kıymeti olmadığı söylenmektedir. Çek hükumetinin azimkârane tarzı hareketi Londrada tasvib edilmektedir. Paris, 11 (a.a.) ÇekoSlovakya buhranı, salâhiyettar Fransız mahfillerinde büyük bir endişe tevlid etmektedir. Bu mahfiller, Almanya, Polonya ve Macaristan gibi muhtelif sebeblerle Çeklere karşı Slovaklan müdafaa eden komşu devletlerin müdahalesinden korkmaktadırlar. Yeni buhrandan istifade ederek Almanyanın şarka doğru yeniden genişlemesinden korkulmaktadır. Yeni Slovak hükumetini tanımamak ve yalnız Tisso'yu tanımakta ısrar etmek hususunda dün Almanya hükumeti tarafından verilen karar, bu meseleyi şimdiden beynelmilel bir sahaya vazetmişrjr. Münih itilâfından sonra Slovakyada 134,300 Alman, 66,000 Macar kalmıştır. Macarlar, Almanlara bu ekalliyeti ve Bratislava gibi mühim şehirleri kendilerinden uzaklaştırmakla itham etmektedirler. Polonyalılar da Çek lere karşı Slovaklan müdafaa etmekte, çünkü ÇekoSlovakya inkıraz bulduğu takdirde Macaristanla müşterek bir hudud ihdası hulyasmm hakikat sahasına inrikal edeceğine inanmaktadırlar. Nihayet Almanlar Pragdan ziyade Bretislavada nüfuz sahibi olduklan için Slovaklara muzaheret etmektedirler. Halbuki Slovak liderleri arasında da ihtilâf vardır. Bunların bir kısmı Alman, bir kısmı Polonyah, bir kısmı da Macar taraftarıdır. Hitler vaziyeti takib ediyor ^Berlin, 11 (a.a) Havas: Hitlerdün akşam Von Ribbentrop ile görüşmüşrür. Alman devlet reisinin Çekoslovak meselesile uğraşmak üzere bu sabah hususî müşavirlerini davet ettiğj öğrenilmiştir. Pragdaki Almanya konsoloshanesinden Hitlere bu mesele hakkında mühim bir rapor gelmiştir. îyi haber alan mahfiller, Almanyanın şiddetle müdahale etmesi ihtimali oldugunu söylemektedirler. Alman mahfillerinde beyan edildiğine göre Almanya, yeni Slovak hükumetini tanımıyacaktır. Bu mahfilierin kanaatine göre dün başlıyan buhran, her ne şekilde olursa olsun neticede halledilecektir. Almanyanın parmağı mt? Londra, 1 1 (a*a.) ÇekoSlovakya hadiseleri hakkında tefsirlerde tühınan Daily Chronicle gazetesi, şöyle yazıyor: «Berlin'in zımnî muvafakati olmadan Prag'm bu kadar kat'iyetle hareket etmesi kabil midir? Avrupa buhranının zail olduğuna dair izhar edilen nikbinane kanaatlerin ne kadar yanlış oldugunu vaziyet göstermektedir.» Almanyanm müdahalesi muhtemel Berlin, 11 (a.a.) Havas: Ribbentrop ve Hitler, ÇekoSlovakya meselesi 4 hakkında görüşmüşlerdir. Emin bir kaynaktan bildirildiğine göre, Hitler, müşa• virlerini yann bir konferansa davet etmiş• tir. Siyasî maıhfiller, Almanyanm yeni Slovak hükumetini tanımryacağını ve Tisso hükumetini yegâne meşru mümessil olarak telâkki edeceğini bildiriyorlar. Bu mahfiller, buhranm şu veya bu tarzda herhalde çabuk halledileceği kanaatindedirler. Nihayet Almanyanm şiddetli bir müdahalesi de gayrivarid değildir. Daily Mail şöyle yazıyor: «Geçen ilkteşrinde müdafaasına davet edildiğimiz binanm ne kadar çürük oldugunu şimdi anlıyoruz.» Bratislava, 11 (a.a.) Vaziyet normal bir şekil altnıştır. Slovakya meb'usan meclisi reisi Sokoe Praga hareket etmiştir. Merkezî hükumet tarafından kendisine yeni Slovak hükumetinin listesi tevdi olunacaktır. Slovakların eski Başvekil Tisso'nun tekrar kabinede, yer almasında ısrar ettikleri söyleniyor. zımdır. Kanaatimce, Belediyemizin temin edeceği beş milyon liralık kredi miktar itibarile Istanbul gibi bir şehir için azdır. Maamafih bu para ile çok faydalı işler yapmak imkânı da mevcuddur. Devlet Ziraat îşletmeleri Kurumunun kuracağı süt fabrikasmı bekliyoruz. Bu kabil clmazsa şehre temiz süt verecek bir fabrikayı tesis işi Belediyeye düşen başhca vazifedir. Buraya konulacak para işliyerek nemasım fazlasile verir. İyi su meselesinin halli bir zarurettir. Dünyanın en iyi sularına malik bulunan Istanbulda emniyetle içilebilecek su pek azdır. Belediye Evkafla birlikte hareket ederek Teşdelen ve Defneli sularınm sıhhî bir şkilde hazırlanması ve tevzii işini yapabilir. Kezalik bu işe de sarfedilecek para fazlasile Belediyeye gelir temin eder. Hastanelerimiz ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır. îstanbulun 1000 yataklı büyük bir hastaneye ihtiyacı vardır. Atatürk köprüsünden Yenikapıya kadar açılacak olan Atatürk bulvarının açılışmda iki taraflı arsalar da istimlâk edilirse bu arsaların hem satışından temin edilen kârla şehrin diğer taraflarındaki imar işleri başanlır, hem de bu arsalarda Belediyenin vereceği plân dahilinde binalar yapılması temin olunursa şehrin imarı bakımmdan yerinde bir hareket yapılmış olur. Yapılacak ilk işlerden biri de sanayi mıntakasının tespitidir. îstanbul bir işçi şehri olmaktadır. îşçimizin sıhhat ve varIığını düşünmek mecburiyetindeyiz. Lâzım gelen konfor ve sıhhî şartları haiz bir işçi mıntakası tesisi ™utulmamalıdır. Dr. Halil Sezer * * * Fatih, Samatya, Şehremini ve Kumkapı semtleri halkmın, yaz günleri deniz kenannda oturmak ve deniz havası almak ihtiyacım Yenikapı kazinolan temin eder. Bu kazinolar ya,z günleri o kadar rağbet görür ki mubalâğasız olarak her gün binlerce halk ziyaret eder. Cumartesi ve pazar günleri ise Floryaya gidenler buradan trene bindikleri için ziyaretçiler 50 bini bulur. Buradaki odun depolannı kaldırmalıdır. Atatürk caddesinin mebdei olan Yenikapı istasyonu civarındaki binalar da istimlâk edilirse, hem Atatürk caddesi ve hem de tren güzergâhı açılır. Osman * * * îstanbulun en güzel bir mevkiinde bulunan ve seyyahların her zaman gelip geçtikleri Beyazıd meydanındaki muhacir kulübesine benziyen ve çirkin bir manzara teşkil eden dükkânları bir an evvel yıktırarak arka tarafında bulunan Tarih ve înkılâb müzesini meydana çıkarmahdır. En işlek ve dar olan, her an için kaza olmak tehlikesini gösteren Beyazıd meydanından Aksaraya giden tramvay yolunun sağ tarafındaki bina ve dükkânlan yrktırmak suretile Koskaya kadar giden yolun genişletilmesi lâHasan Altındal * * * Beş milyon lira ile ne yapılır? Yapılacak şey Boğaziçinin 'kısmen olsun imarıdır. Atatürk koprüsünü Rumeli ve Anadoluhisannı birleştrimek üzere Boğaza nakletmelidir. Üsküdar tramvaymı Anadoluhisarma, Bebek tramvaymı da Rumelihisanna kadar temdid etmelidir. Her iki sahilde apartımanlar yaptırılmahdır. Nafıa Vekâleti Eski Hukuk Müşaviri İsmail Hakkı Tannöverin biyatını iki gene kızın sevgisine medyun değil miyiz? Hiç şüphe yok ki, tarihin en büyük adamlan, tarihin en büyük âşıkları idi. Kız, büyük bir heyecan ve merakla sahifeyi çeviriyort ... îtısanlar, doğduklan dalikadan itibaren, insiyakî olarak, sevme ihtiyacım duymağa başlarlar. Beşikteki çocuklann, küçücük ağızlanm annelerinin memelerine... Kız susuyor bîrdenbire... olcumuyor. Ferid, başmı uzatarak, kızm okumak istemediği parçaya merkla şöyle bir göz atıyor... İki üç satırlık bir yazı: ... Beşikteki çocuklann küçücük ağızlarını annelerinin memelerine yapıştırarak emerlerken, zanneder misiniz ki, yalnız aclıklarmı gidermek için buınu yapıyorlar? Asla! Ayni zamanda, insiyakî olarak, bu hareketle, yalnız tegaddi değil, cinsî hazlarını da tatmin ediyorlar... Öyle olmasaydı, aç kalan çocuğa annesinin memesi yerine süt akmıyan lâstik bir emzik verdiğimiz zaman susar mıydı? Ferid, hemen kitabı «ver onu bana!» diyerek kızın elinden almak istiyor. Fak\t kız, hemen elini çekiyor: , Hajor yermjyeceğim... Eevkalâde Avukatlar ne dediler? Birçok avukat söz istemiş, ilk olarak söz alanlardan Vedad, kürsüye gelerek, şöyle demiştir: Aziz arkadaşlar, Reisimiz on sekiz şubat celsesinde, neşriyat sahasına akseden bir dedikodu üzerine, Baro Reisinin her türlü dedikodu şaibesinden münezzeh olması kanaatinde bulunduğundan bahisle, heyeti umumiyeye hakkında vâsi bir tetkik ve tahkik imkânı bırakmak için, riyasetten çekildiğini söylemiştir. Bizce bir tetkik ve tahkik yapılmasına imkân yoktur. Herhangi bir vaziyette, gayrikanunî ve gayriahlâkî bir cihet bulunup bulunmadığını tetkik edecek salâhiyetli yer, disiplin meclisidir. Çünkü, heyeti umumiye, Baro Reisi hakkında cezaî takibat yapamaz. Esasen biz, Baro Reisi hakkındaki dedikodunun mahiyetini bilmiyoruz. Hareketinin meslekî suç teşkil edip etmediğine, nasıl hakem olabiliriz? Ben kendi hesabıma şunu ilâve edeceğim ki, şahsiyetine çok hürmet ettiğimiz Baro Reisimiz, meslek işlerine daha devamlı alâka göstermeliydi ve meselâ şimdi de aramızda bulunmabydı; halbuki Ha^an Hayri, istifa günündenberi kayıbdır, bir daha aramızda görünmemiştir. İstifasmın kabul ve ademi kabulü keyfiyetine gelince, altmış üçüncü maddenin bir fıkrasma göre, bu salâhiyet, heyeti umumiyenindir. Yetmiş birinci maddenin son fıkrası da, elli yaşını dolduranlann itizar edebileceklerine dairdir. Hasan Hayri, elli beş yaşını doldurmuştur. Bu cihet, Baro kuyudatile de sabittir. Bu ifibarla",' itizarmı kânun kabul etmiş, kanun kendisini çekilmekte mazur görmüş, demek oluyor. E artık kanunun bu sarahati karşısında, biz onu vazifesinde devama icbar edemeyiz. Hulâsa, bence istifasmın kabulü lâzımdır.» Kürsüye gelen Mustafa Hayri, Hasan Hayriyi intihab ederken, umumî heyetin ittifaka yakın bir ekseriyetle itimad gösterdiğini söyliyerek, sözlerine devamla: Hasan Hayri, istifanamesinde avukatlık hak ve salâhiyetlerine aharların taarruzlannı sebeb göstermiştir. Halbuki, vekille müvekkil arasında hukukî akid, serbesttir. Ötedenberi bilen, bilmiyen, mesleğimize taarruz eder, durur. Avukatlık, işte böyle rasgele taarruzlara uğrayan bir meslektir. Ve ekser ahvalde gördüm ki muanz cephe alanların, bu işin inceliklerine akıllan enmez. Bu mesele, Hasan Hayri meselesi değil, avukatlık meselesidir. Hasan Hayrinin istifaya kalkışırken buna kendisince ileri surdüğü sebeb, Denizbankm tevdi ettiği Avukatlık kanununa uygun bir vazifei vekâlerin gazetelerde Denizbankm diğer meseleleri içine karışık yazılmış olmasmın hassasiyetine dokunmuş bulunmasından ibarettir. Eğer Hasan Hayri, ahvali sıhhiyesinden veya meşagili kesiresinden naşi beyanı mazeretle affını istemiş olsaydı, ona birşey demezdik. Bi Müzakerenin kifayetine aid takrir Derken, Esad Muhlis, celse reisine bir takrir getirdi. Bu altı imzalı takrirle, müzakerenin kifayeti reye konulmak teklifinde bulunuluyordu. Daha söz almış ve söz söylememiş avukatlar bulunduğu için, buna itiraz edenler vardı. Bilhassa gene bir avukat şiddetle protesto ediyordu. Reis vekili Mekki Hikmet, evvelce de vâki olduğu veçhile, müzakerenin kifayeti takrirlerinin verilir verilmez reye konulmasi icab ettiği, bu takrir kabul edilmezse, söz almış bulunanların söz söylemekte serbest oldukları kaydile, takriri reye koydu. 24 muhalif reye karşı ekseriyetle müzakerenin kifayeti kabul olundu. Onu müteakıb da Hasan Hayrinin istifanamesi reye konularak, sekiz muhalif reye karşı ekseriyetle istifa reddedildi. Sürekli alkışlann arkası kesilince, İdare meclisindeki yedek azalıklara intihab yapılarak, $*vketle Fethinin intihab olundukları yanm saat süren tasnifle anlaşıldı. Avukatlar, saat on yediye doğru dağıldı. Macaristanm muzahereti Yeni kabine nasıl teşekkül edecek? Alman mehafilinin kanaati Berlin, 11 (a.a.) Havas: Resmî Alman mahfilleri «istiklâlleri için çarpı şan» Slovaklara karşı sempati göstermektedirler. Alman istihbarat bürosunun Slovak Başvekili Tisso'nun beyanatta bulun Paris, 11 (a.a.) Diplomatik mahfiller, ÇekoSlovakya hâdiselerini dikkatIe takib etmektedirler. Bu mahfiller, ihtilâtlar çıkabileceğini zannetmemekte ve bu hadiselerin Gafenco Beck mülâkatının akabinde çıktığmı kaydeylemektedirler. Zannedildiğine göre Gafenco Beck mülâkatı esnasında müşterek bir PolonyaMacaristan hududu ihdası meselesi mevzuu bahsolmuştur. Romanyanın bu şekil Berlin, 11 (a.a.) Havas: îyi malumat alan mahafilden öğrenildiğine göre yeni Slovak hükumeti, iki gün evvel azledilen Tisso'nun tekrar riyasetinde teşekkül edecektir. Alman resmî mehafili seyirci vaziyetinde bulunmaktadır. Tisso'nun notasına Almanya tarafından henüz hiçbir cevab verilmediği kat'î olarak beyan edilmektedir. ÇekoSlovakya hududunda Almanyanm askerî tedbirler aldığı tekzib ediliyor. hmız sevk duygulanmızın, sevk ihtiyaclanmızm mahsulüdür. Aç kalmamak ve sevmek için yaşıyoruz yalnız! Sevmek ve sevilmek arzu ve ihtiyaclarıdır ki bizi •"" Yazan: ESAD MAHMUD KARAKURD çalıştırıyor, yükseltiyor, dünyaya bağlıp yor. Bu cinsî hissi tabiimiz vücud bulmamış olsaydı, insanlar, bugünkü me Şaşırdım, ne söylediğimi bilmiyo runcu ışıklar! deniyeti kuramazlardı. Dünyayı idare rum, kusura bakmaym! O cebinizdeki kitab ne> Adam parmaklarını onun altın sarısı Kız, uzanarak Feridin yan cebinde eden en büyük millî kahramanlan bile, o millî kahraman payesine yükselten, saçlarına götürüyor: duran küçük bir kitabı alıyor: • Görüyor musun, gene birdenbire Belki okurum diye cebime atmış aşktır. nasıl çocuklaşıverdin işte! Hakkım yok tım. Froydizm.. Kız, küçük, kırmızı dudaklarıni bümu sana çocuk demeğe şimdi? Froydizm ne demek? kerek, çapkm çapkm gülüyor: O sırada kız gene derin derin esne Froyd isminde bir doktorun hasta Çok enteresan bir kitab.., meğe başlamıştı. Altlan nemli gözka ruhlarm tedavisi hakkmdaki etüd ve buDevam ediyor: paklarınm kendi kendine kapandığını gö luşlan demek. ... Aşk, dünyanm en büyük kudrüyoruz: İnsanm ruhu hasta olur mu? retidir. Onun önünde yılmıyacak bir var> Kızım, bak, işte gene başladın es Tabiî... Hem, en büyük hastalık lık tasavvur edilemez! Acaba, şu sevdinemeğe! Haydi inad etme artık, gel ya ruhta olur kızım. ği adam tarafından terkedildiği için, intırayım seni! Kız, kitabın sahifelerini kanştırmağa ce, zayıf parmağını büyük bir soğukkan Vallahi şimdi uykum yok... Fa başlıyor. lılıkla tabancanın tetiğine koyan gene kıkat inad etmiyorum artık, yatacağım. Her halde enteresan bir kitajb ola zı, aşkından ve sevgisinden gayri hangi Biraz daha oturalım! cak bu. kuvvet hayatından edebilir? Edebiyatla Amma yatacaksm sonra muhakŞöyle, gelişigüzel bir sahifenin üstün rın, bilhassa şaheserlerin, hep aşk balçıfcak! de duruyor. Başmı ışığa doğru uzatarak, ğile yuğurulmuş oldugunu kim inkâr e• Evet, yatacağım, soz veriyoruın. yüksek seslç okuma£a başlıyor: debilir? Göte Verter'i, sevdikten sonra İkisi de başlarını ocağm tarafına çe ... İnsanlan bir açlık, bir de aşk yazmadı mı? Şekispir Romeo Jülyet'i tfriyorlar. Yaş odunlar kmlarak, çıtırdı idare eder. Bütün ihtiras, neş'e, saadet, âşık olduktan sonra vücude getirmedi fcarak yanmaktadır. Pembe, kırmızı, tu sevinc, elhasıl bir kelime ile bütün haya mi? Petrarka ye Dante'nin bütün ede | K A P I N SEVERSE. 1 meraklı bir kitab. Okumak istiyorum. ahlâkî kıymetlerle kuvvetlendirilmiş, vü Sen anhyamazsın daha ondan bir cudün jandarmalığı vazifesini gören bir şey! Bırak. amildir. Gayrişuur ise, bütün bu baskı Niçin anlıyamıyacakmışım? Pe lardan mahrum, her türlü ahlâkî ve gaykâlâ anlıyorum! riahlâkî, fakat tabiî olan ihtiras ve dü Kızım, daha küçüksün sen! O, şüncelerimizin mekânı olan yerdir. Gayhekimler için, bu işle uğraşanlar için ya rişuuru, dünyaya gelirken getirdiğimiz en zılmıştır. Hususî bir kitab. Bırak diyo kaba ve en iptidaî sekvitabiilerin kaynaşrum! tığı bir mahşer olarak tasavvur edebilirAdam, almak için eğiliyor, kız ken siniz. Meselâ, daha gencsiniz, birisini sedini, geriye doğru çekiyor: viyorsunuz... Sevdiğinizi, bağırarak, hay Peki peki! Zaten orayı okumıya kırarak söylemek, evinizi, babanızı, yucağım. Başka yerlerine bakarım. vanızı bırakarak kaçmak istiyorsunuz. Bu, Kız, kitabın sahifelerini çeviriyor. Ge tabiidir. Bu, gayrişuurunuzda, tatmin ene gelişigüzel bir noktada duruyor. Oku dilmek ihtiyacile kıvranan bir duygudur. mağa başlıyor: Ferid, kızm elinden kitabı kapmak için ... Ruhî ve uzvî ârazm inkişafında birdenbire kolunu uzatıyor. Kız, bir hambaşlıca sebebin cinsiyet hâdiselerinin te lede geri çekiliyor: siri olduğuna kat'iyyen şüphe yoktur. Durun, vereceğim. Şurada birkaç Cinsiyet hâdiseleri ne demek Fe satır kaldı; onu da okuyayım... rid Bey? Lâhavle velâ kuvvete... Kızım, şu kitabı bana ver diyo ... Fakat bunu yapmanıza, daha rum sana... doğrusu tabiî arzularınıza, şuur mâni o Veriyorum, veriyorum, durun... luyor. Evinizi düşünüyorsunuz; yuvanıGene okuyor: zı, babanızı, isminizi, istikbalinizi hatır ... İnsanların harekâtına iki kud lıyorsunuz. Nihayet yapacağınız harekeret hâkimdir: Şuur ve gayrişuur... Şuur; tin cemiyet kanunlan iktızası cirkin olcemiyet tarafından terbiye, seciye, doğ duğunu anlıyor, yapamıyorsunuz. ruluk, dürüstlük gibi bir takım izafî ve (ArKast var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: