29 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

29 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Mayıs 1939 CUMHURİYET Bizde dilencilik Yazan: SEUM S1RR1 TARCAN Galatasaraylıların toplantısı Mektebin eski mezunları, dün talebelik hatıralarını yâdederek an'anevî pilâvı yediler ŞEHRİN İÇİNDEN Meyhane musikisi Medenî bir şehre yakışmıyan çirkinlikDeyince, elimden bir yay gibi fırladı, lerden biri de, şüphe yok ki, dilenciliktir. bütün hızile Beşiktaş cihetine kaçtı. Memleketimizde bu kötü san'atm en çok Bu dilenciliğin revac bulmasına halkırevac bulduğu yer de İstanbuldur. Yarım mızın yerinde olmıyan merhameti de seasırlık günlük gazeteleri karıştınrsak muh beb oluyor. Her uzanan ele baş göz satelif devirlerde dilencilerin toplattırılıp tec dakası diye verilen birkaç kuruş bu çirziye edıldiklerine ve taşradan gelenlerin kin san'atı teşvike hizmet ediyor. Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR köylerine gönderildiklerine şahid oluruz. İşte merhum Fikretin «Ramazan saMeşrutiyetin ilânmdan bir müddet son dakası» manzumesi: İçki aleyhtarı Yeşilhilâl, Ankara rad, Bayatı gel içelim, gel içelim buseden ra Beyoğlu Polis müdiriyetine (Mösy «Efendiler ne olur, ben fakirim işte..» sükut, kadehlerle.yosu programlarından meyhane musikısiFes) lâkabile tanınan süvari miralayı A «Efendiler açılın'..» pür vekarü bi ârâm nin kaldırılmasını istemiş. Bu haber, beni Efendıîer geçiyor, yavrucak soluk, mebhut, Oksüz sanırım kendimi ben, sensiz içerken... ziz Bey namında birini tayin ettiler. Bu Nazarlarında hazin bir edayi istirham düşündürdü. zat adeta dilencilere ilânı harb etmişti Çolak elile verir her geçen hayale selâm! Gelişigüzel birkaç mısalle hüviyetlerlni Bilhassa meyhanelerde çalınıp söylenizaha çalıştığım bu meyhane şarkılarının, Maiyetindeki polislere şiddetli emirle: İşte en katı yüreklileri bile merhamemek üzere hazırlanmış bir musikimiz olbiz yalnız radyoda değil, kazinolarda, vermiş, geceli gündüzlü dilenci avına çık te getiren bir sefalet levhası... Fakat siduğunu hatırlayamadım. kahvehanelerde, hulâsa herkesin dinleyemıştı. Yakaladığını deliğe tıkıyor, bir gün zin, benim vereceğimiz beş on kuruşla Yeşilhilâl, acaba meyhane musikisi ta bileceği umumî mahallerde çalınmasına sonra Anadolunun bir tarafına sürüyor bu ıstırablar dindirilebilir mi? Ve hakiAbideye çelenk konurken birile meyhaneye düşen şarkıları mı kas şiddetle muarızız. du. Bu sıkı inzıbat dilencileri korkutmuş katen yardıma muhtac olanlarla dilen(Baştarafı 1 inci sahifede) | l a n n l n hep bir arada fotoğrafları ve sine dediyor?. bir müddet şehir bu derdden kurtulmuşYalnız bir içki düşmanı olarak değil, meyi meslek edinenleri birbirinden ayırd samimî şekilde devam eden mutad mera maları çekildi. Galatasaraylılar Yoksa, onun sarhoş ağızlarda çiğnen bir aile reisi sıfatile de bu iğrenc sözleri tu. Aziz Bey çekilir çekilmez gene bu camıası etmek mümkün mü? sim hakkındaki intıbalannı şöyle kaydedi içinden, yaş, kıdem farkı gözetmeden, bi mekten kurtarmak istediği şey, musikinin mikroblar olanca şiddetile faaliyete geçdinlemeğe tahammül edemiyoruz. Bir tarihte Anadolu şehirlerinden bi yor: rer ikişer sessizce çekilen eski simalar ara kendisi değil de, rakı kadehinin içine diımiş, eskisine nispetle bir misli daha artEski Türk klâsik musikisi, mevzuumurinde bulunuyordum. Bir sabah sokakGeniş avlu, şu dakikada pilâvlı zerdel smda, gözler bilhassa eski emekli General şen adı mıdır?. Ben, şahsen, ne klâsik par zun tamamile haricindedir. Vakıa; bu mumıştı. larda bir koşuşma oldu. Acaba bir hâ bir düğün evine benziyor. Memleketin he Cevadı arıyor. O emekli General ki her çalarımızı, ne de yeni şarkılarımızı meysikinin hemen bütün güftelerinde içkiden Bu, ne verimli san'attır ki, bütün memdise mi var, diye merak ettim. Sorup men bütün seçkin simaları burada... İşte Galatasaray pilâvında, kendi kaşığının hane içi ve meyhane dış: tasnifine tabi tutbahis vardır. Meyhane, tepeden tırnağa nuiyetlere rağmen gene revacdadır. Her öğrendim: Dahiliye Vekili geliyormuş. eski mezunla'rdan, Muhtar İsfendiyaroğ yokluğunu arkadaşlarına hissettirir. manın sanıldığı kadar kolay bir iş olma ballandıra ballandıra anlatılır. Akşamcısemtin gedikli san'atkârlan vardır. FaBelediye şehirdeki kıhksız dilenci sürü lu, bastonuna dayanmış, ağır ağır yaklaNıhayet işte merasim başladı. Mekte dığına kanaat edenlerdenim. lık, en parlak kelimekrle, açıktan acığa tihte, Beyazıdda, Edirnekap'da. Cağasünü göstermemek için bunları yakalayıp şıyor. Ve işte Yusuf Razi, minınıini boyu bin konferans salonundayız. Muhtar İs loğlunda, Tünel civarında, Beyoğlunda, Filân şarkı, meyhane musikisi mi methüsena edilir. Meselâ, şair, sofulara ile, geçkin yaşına ve ağarmış zarif sakalı fendiyar, çevik adımlarla sahneye çıktı ve dir, değil midir?. karşı gayzını dahi, mey ve meyhane aleyhNişantaşında, îstanbulun her tarafında bir yere muvakkaten hapsediyormuş! Bu hale bilmem ağlamalı mı, gölmeli na rağmen kısa pantalonlu bir lise çocuğu mekteb hatıralarına temas etmezden evperişan kıyafetli, yılışkan, bir dilenci karBu, tıpkı hangi şey, rakı mezesi olur, tarlarına veriştinmek için vesile yapar: kadar çevik; adeta koşuyor. Ve işte davetlileri, Atatürkün aziz hatırasına hangisi olmaz tarzında bir sual... mi? \e şmıza çıkar. Boynunu büker, suratmı ek«Mesddde salâ pîşeler etsin ko riyayi şitir, elini uzatır: Zannımca dilenciliğin önünü almak i sonrakiler: Eski Afyon İnhisarı müdürü hürmeten bir dakika sükuta davet etti. İzmite gönderilen tabloların üzerine Meyhaneye gel kim, ne riya var, ne müraî!» Bütün Galatasaraylılar, eski, yeni, gene, Efendi, Allah rızası için bir ekmek çin Belediyenin esaslı tedbirler alması müstehçen damgası yapıştırıldığı gibi, şimOndan nefret edenler bile «ne hoş yerihtiyar, hep birden ayağa kalktılar. Ve iktiza eder. Ben merak saikasile Avruparası! der. di de kırk yıllık şarkıları, «meyhanelerde de yapılmış yıkılası...» demekten kendiAtanm manevî huzurunda, bir dakika pa seyahatlerimde dilenciliğin nasıl önüBazan bir kadın görürsünüz, kucağınde söyleniyor!» diye, nota kitablarından lerini alamazlar. hürmetle iğildiler. Muhtar İsfendiyar da durmadan ağlıyan bir çocuk vardır. ne geçtiklerini tetkik ettim. Bunlardan biçıkarmağa ve plâklardan kazımağa mı Fakat klâsik musikinin bu cilvelerini bundan sonra, sözlerine devam ederek, rini söyliyeyim: Acıklı bir sesle: kalkışacağız? bir dereceye kadar hoş görebiliriz. Çünkü, Galatasarayda geçen günlere aid hatıra1. Çalışmaya kudreti olmıyan zayıf, Şu masuma acıyınız! der. İçinde mey ve meyhane sözü geçen her insan meselâ Dede Efendiden bir parça lannı anlattı. En eski mezunu, kürsüde, hasta, malul ve ihtiyar dilenciler, dinlerken, kelımelerden ziyade mısraların Halbuki o yavrucuk onun değildir. O en yeni mezun namzedlerinden Orhan is şarkıyı, meyhanelik damgasını vurup 2. Hapishanede müddetini bitirip çıahengıne kendini kaptırır. O derecede ki gün için kiralanmış bir komşu çocuğudur. tihlâf etti. Gene Galatasaraylının ağabey aforoz mu edeceğiz?. kan, hastalıktan kalkan veya iş bulamımeyhaneden mi bahsediliyor, mescidden Sizin merhametinizi celbetmek için araİçki kullanmıyanlardan mürekkeb ağır lerıne karşı sevgı ve saygı ıle dolu sözleri, sıra çimdikleyip canını yakarak, ağlattığı yan adamlar, başlı meclislerde; gönüllere çekilen musi mi, farkedemiyecek hale gelir. Bu bakımsalonda, gürültülü bir alkış sağanağı ko3. Çalışmak istemiyen, tembel, misda vâkidir. ki ziyafeti için, çok defa şu dört mısram dan, radyoda olsun, umumî mahallerde olpardı. Bu profesyonel dilenciler içinde yalan kin ve ahlâksız serseriler. âdeta ordövr makammda kullanıldığını sun, klâsik eserlerimizın çalınıp söylenmeBundan sonra, Galatasarayın, eski sinde, bir mahzur görmüyoruz. Bizim vüBelediye, birinci neviden olan ve çacıktan sakat olanlar veya numara yapanbilirim: kaptanı, Afyon İnhisarı sabık müdürü Ali cudünü ortadan kaldırmak istediklerimiz, ışmaya kudreti olmıyanları maluller lar da çoktur. €Farig otmam meşrebi rindaneden, Sami, Galatasarayın spor hayatımıza halk kütlelerini, en bayağı kelimelerls Yuz çevirmem nafıle peymaneden.. Geçen sene Nişantaşında Teşvikiye yurduna sevkediyor; ikinci neviden olanBezmedıkçe hâleti mestaneden, yaptığı hizmetleri, birer birer sayıp döktü. içkiye tahrik Ve teşvik eden şarkılardır. camiinin önünde sekiz dokuz yaşmda bir arı muvakkaten âcizler misafirhanesine Çıkmam Allah etmesin meyhanedenlı Bu hatıralar arasında, sarı kırmızının alıyor ve onlara iş buluyor; üçüncü neviBunları dinleyenlerin hepsinin olgun yasa çocuk peyda olmuştu. Bu, hakikaten sanalatasaraya sembol oluşunun tarihçesi atkâr bir dilenci idi. Rolünü bir dirayetli den olan tembel ve serserileri cürmümeşŞimdi insafla düşünelim: Meyhaneye gelmiş, iradesine sahib insanlar olmadıde vardı. Ali Saminin anlattığına göre, girmemeği, prensip itibarile kabul etmiş bir ğını hesaba katmak mecburiyetindeyiz. hud halinde yakalayıp Adliyeye göndeaktör kadar maharetle yapardı. alatasaray, evvelce, Fenerbahçenitı şim vatandaşın, bu şarkıyı dinler dinlemez heDüşünün bir kere; on iki on üç yaşınEn yaşlı Galatasarayb Bir gün biraz hava almak için Maç riyor. îcabına göre bir seneden yedi sediki remzi olan sarı lâciverdi intihab et men çilingir sofrasının başına çökecek ka da bir mekteb talebesi, radyonun karşınutkunu okurken kaya doğru yürüyordum. Teşvikiye ca neye kadar hapse mahkum ediyor. Hamiinin duvarının dibinde ağlıyan bir ço pishane de onları boş bırakmıyor, ya zi Ali Sami, Feridun Manyas, Ercümend dar, içkiye iptilâ göstereceğine nasıl hük sına geçcniş, şu müptezel şarkıyı dinJiyor: Giyer jistanını atlas, cuk gördüm. Tabiî alâka gösterdim. Içi raate sevkediyor veya kabiliyetlerine gö Talu, Şefik Pala, doktor Osman Şerefedmedcriz?.. Atlasa iğneler batmaz, ni çekerek, kolunun yenile gözyaşlarım re bir san'at öğretiyor. din... Galatasarayh olmanın verdıği şaş*Ehli aşkın neşvegâhı kuşei meyhanedir!» . . Benim yarım bensız yatmaz silerek hıçkıra, hıçkıra: Ammanin ammana. Bundan yüz sene evvel bu esaslı teş maz bir intizamla, merasimin başlıyacağı Diye bangır bangır bağıran, ne hanen. .Dik tnumu şamdana. ' Şurada simit sattım, yirmi beş ku :ilâtı vücude getiren Belediye gazeteler saatten evvel, birer ikişer geliyorlar. deler vardır ki, ağızlarına alkolün katreruş kazandım, bir büyük çocuk beni döv de halka şöyle bir beyanname neşretmişDavetlileri mektebin kıymetli müdürü Yahud da, henüz hayata atılmış bir dü, paralarımı da alıp kaçtı! dedi. sini koymazlar. Behçet karşılıyor. Arada bir, şakadan tir. gencin, çalgılı bir kazinoda, kulağı şu sözAcıdım ve yirmi beş kuruş çıkarıp Bu küçük mukaddemeden sonra, mey lerle doluyor: «Sizden sadaka dilenenlere para ver hoşlanan bir eskı Galatasarayh görülünce, verdim. Bir gün sonra refikam sokaktan hane musikisini radyodan kaldırmak teşebmeyiniz. Kartmızı verip onu bize gönde eski günlerin heyecanı, yeniden ayaklanıİçelim bol T)ol şampanya, geldi ve bana: yor. Ve önce gelenler, sonra gelenleri elbüsünde bulunan «Yeşilhilâl» in en eski riniz. Biz kendisine yardıma amadeyiz.» Neş'emizle dolsun dunya, , Köşebaşında bir sefalet levhasile Bugunun zevkine bakıp azasından Dr. İbrahim Zati Öget'le yapHolanda'da dilenmeyi san'at edinen ler üstüne kaldırıp kargatulumba vaziye karşılaştım. Yüreğim parça parça oldu. Biraları atalım! , tığım bir konuşmayı size anlatacağım. Seserserilere karşı bundan bir asır evvel hü tinde çığlıklar kopararak salona kadar On yaşlarında bir çocuk boynunu bükkumetin ittihaz ettiği garib bir tedbiri götürüyorlar. Eski hatıraları yâdederek vimli doktora, ilk olarak şunu sordum: Hususî karakterine henüz intibak edamüş ağlıyordu. Merak edip niçin ağladı(Holanda'da muaveneti içtimaiye) adlı sarmaşdolaş olan, gözgöze gelince, daya Meyhane musikisi ne demektir?. miyen, gene bir ruh üzerinde, bu pespaye gını sordum. Simit satmış... bir eserde okumuştum. Bu tedbir şudur: namayıp hasretle öpüşenler var. propagandaların koparacağı fırtınayı, koİbrahim Zati, güldü: Der demez, intikal ettim; hemen baBando, bir yandan neşeli neşeli çah Bir kör kuyunun dibine bir emme bas Musiki ile münasebeti olmıyan ulu layca tasavvur edebilırsiniz. Türk musiğırdım: ma tulumba yerleştirmişler. Vücudü sa yor, eski mezunlar, bir yandan aralarında orta şarkılar... Birtakım müstehçen keli kisine, yeni örnekler kazandırmak mevki Üzülme kadınım, dün de ben yirıasağlam olduğu halde dilenmeyi mes toplanmış, futbol oynuyor, daha doğrusu melerin üzerine iğreti elbiseler giydirerek inde bulunan üstadlar, bize, acaba, Garb mi beşi sulandım. O zavallı filân değil, ek edinen serserileri polis tevkif edip ku oynamağa çabahyorlar. İkide bir: «GoÜ. küçücük bir serseri... Kim bilir daha kaç şarkı namı altında, teşhir ediyorlar. Bun musikisinde olduğu gibi, tabiati terennüm fuya indiriyor. Sonra hortumla kuyuya Gol!» seslerile, ortalık çın çın ötüyor. kişiyi böyle aldatmıştır?.. dedim. lar, aile muhitlerine kadar sokuluyor. İş eden parçalar hazırlayamazlar mı?..» u salıyorlar. Eğer iki saat zarfında mah Derken, mektebin emektar hademesi yet Tamburcu Ahmed Ağa eski talebeleri Meselâ bir bahar manzarası, mehtablı Aradan on beş gün kadar geçti, kızımte size bir meyhane şarkısı: pilâva çağırıyor um tulumbayı basarak suyu boşalta mişlık Ahmed Ağanm, adeta kendi sesi bir gecenin sükunu, fırtınah bir denizin la birlikte Maçka tarafından eve dönümiş. Fakat bir maçta İngilizlere mağlub Ben her akşam birkaç kadeh çekerim hükmüne giren meşhur trampeti, çığlık uğultusu, yahud herhangi beşerî bir ıstıyorduk. Ayni çocuğu gene camiin par mazsa boğuluyormuş! Sarhoş olmam, sen üzülme şekerim... olmaları üzerine, bu formayı uğursuz te Memlekette dilenciliğin önüne geçil çığlığa koşan gene ihtiyarlara, merasimin rabın, yahud engin bir neş'enin ilhamlan maklı|ında ağlıyor gördük. Ben yanına lâkki ederek değiştirmiş ve «kırmızının İşte bir tanesi daha: mesi için Cumhuriyet Belediyesinin e başlamak üzere bulunduğunu haber verdile getirilse, ve gencler, yavaş yavaş bu sokuldum ve: ateş rengile sarının tunc rengini» almışlar. di. aslı tedbirler düşünmekte olduğunu tahyeni musiki parçalarına alıştırılsa, ne iyi Ben bir guzel Jındıkçıyım, Ne oldun yavrum? dedim. Hatib, Galatasaraylılar arasındaki çö ,. .Fındık satıp rakı ahp ederim. Bu medeniyet asnnda her olurdu! Eski göreneklerimizin çoğu gibi, Trampetin dalga dalga uzaklaş Ayni numarayı yaparken bileğinden min an se zülmez rabıtalardan bahsederek sözlerın: Çalgıctya mecîdiye atanm! bu meyli, heyheyli musikinin tesirinden öşebaşmda avuc açan insan görmek in sinde, her sene biraz daha geride kalan yapıştım ve sert bir tavırla: bitirdi. Atnan aman badem, de tedricen kendimizi kurtarmak mecburiçocukluk günlerinin ezgili hasretini bulan Yürü bakayıml Seni polise vere ana elem veriyor. Sus be âdem ! Bundan sonra muharrir Ercümend Ekyetindeyiz ! Selim Stm TARCAN eski Galatasaraylılar, adeta otomatik bir cegım rem Talu, kürsüde göründü. Ankaradaalışkanlıkla; avluda sıralandılar: Şımdı Bunların daha üstü kapalıları da var: Salâhaddin GÜNGÖR ki Galatasaraylılar namına, pilâvda hazır fotoğraflar alınacaktı. Kadıköy polisinin büyük Bıçak çekme, dövme ve bulunmak üzere, geldığini ve arkadaşlarıBir ses, haykırdı: muvaffakiyeti kavgalar Yeni bir lâyiha nm selâmını da beraber getirdığini söyli yanlardan gelen telgraflar okundu. Ve 1900 senesi mezunları ve bundan yerek alkışlandı. büyüklerimize tazim telgraflan çekilmeZiraat Vekâleti tarafından orman kaSon birkaç ay içinde Kadıköy ve civa Tophanede Kılıçali camii karşısmda rında muhtelif hırsızlık vak'alarınm fa oturan Ahmed Tuna, Receb Kaynak ve evvelkiler, ön sıraya... Ercümend Talu, bir ara, «Galatasa sine karar verildikten sonra, Atatürküa nununun orman tahdid komisyonlanna ili olan altı kişilik hırsız kumpanyası, Nasri, kavga etmişlerdir. Ahmed, Nas Saflar arasından, ancak altı yedi kişi ray» adını demokrat zıhniyete uygun bul cenaze merasiminde alınan renkli filim taalluk eden maddelerini değıştiren yeKadıköy polisinin sıkı takibi sonunda riye bıçak çekmiştir. Takibat yapıl çıkabildi. 19 uncu asra mensub Galata mıyanlara cevab vererek dedi ki: gösterildi. Bu arada davetliler, geçen se ni bir kanun lâyihası hazırlanmıştır. Bu lâyıhaya nazaran, senenin on bir ayını yakalanmıştır. Kıpti Hasan isminde bir maktadır. saraylıların çoğu artık birer tarih olmuş « Galatasaraylıların imtiyazlı bir sı neki pilâv gününde çekilen filmi de sey çadır içinde geçiren ve medenî ihtiyacsabıkalınm idare ettiği bu kumpanya. * Galatada Karaoğlan sokağmda Hü lardı. Gözler, bu tarıhe henüz katılmamış nıf olmadıklarını, şurada teklifsiz ve te rettiler. lardan uzak ve feragatle çalışan kom^sHasan Makas. Ali, İrfan, İbrahim ve seyın Ural ayni yerde oturan Pavli kızı olanlara, geçen asırdan kalan canlı birer Geçen sene zarfında ölen Galatasaray yon reis ve azalanna yevmiye verilmesi kellüfsüz oturan insanları görenler, daha Mustafadan mürekkebdir. Çaldıklan eş Eleni ile kavga etmiş, Eleni, Hüseyin hatıra gibi takılıp kalıyordu. lılar için, salona birer boş koltuk konul zarurî görülmektedir. kolay takdir ederler.» yanın kıymet: binlerce liradır. Urah dövünce. Hüseyin de bıçak çek Bundan sonra, 1900 1930 mezun Bundan sonra, toplantıda bulunami muş ve üzerlerine, bu eski arkadaşların Bir suiistimal davası isimleri yazılmıştı. Bu isimler okunarak, Fabrikada, vapurda yangın miştir. Kavga yatıştırılmıştır. Tahkikat Karadeniz Boğazı civarına elektrik teyapıhyor. hatıralarına hürmeten birer dakika sükut başlangıçları sisatı yapıhrken, evlere, elektrik şirketi * Galatada Karaoğlan sokağmda otuedildi. Saat bire yaklaşıyordu. Galatasa namına müracaat edilerek saat ücreti Galatada Necatibey caddesinde 224 ran Mustafa Toksoyla Hayri Yiğit dö rayın püâvı, mis gibi herkesin burnunda isten Imiştir. Şirket namına Rumeli Fenumaralı Kaini biraderler rakı fabrika vüşmüşler, bu sebeble takibata uğramıştütmeğe başlamıştı. Bu sırada tiz perde nerinde para alan İhsan adlı birinin, topk sının bacası tutuşmuş, İtfaiye söndür lardır. ladığı paranm bir kısmını şirkete ya den bir ses duyuldu: müştür. Yangmın. kazan ateşinin fazla * Galatada Kafesçi sokağında oturan tırmadığı iddiasile açılan emniyeti suiyanmasından çıktığı anlaşılmıştır. Pilâva buyurun.. Halic Feneri önünde tamırde duran Konstantiniyi Zekiye dövmüş, tahki Salon, birkaç dakika içinde boşaldı. istimal davasmda, şah dler dinleniliyor. îstanbul asliye ikinci ceza mahkemesinSadinin 62 numaralı «Demirtaş» vapu kata başlanmıştır. Herkes, Galatasarayın meşhur pilâvına deki bu muhakemede, Rumeli Feneri runda da bir mayi kaynatılırken etrafa * İstanbul Balıkpazannda Tuzcular biran evvel kaşık atmak için acele ediyor sakinlerinden Ahmed Kaptanla Hulki kıvılcım sıçramış, çıkan yangın, başlan caddesinde bakkal Hilmi ile kâğıdcı Adu. Etli pilâv, baklalı enginar, çilek kom dinlenilmiş, bunlar kendilerine şirket gıçta söndürülmüştür. ron kavga etmişlesr, Aron, Hilmiyi dövpostosu.. İşte Galatasarayın dünkü yeme namına müracaat vaki olduğunu, ev başına üç lira beş kuruş alan adamm «şimElini makineye kaptırdı müştür. Takibat yapıhyor. ği... di yanımda yok, makbuzu sonradan ge* Fatihte Sinanağa mahallesinde ZeyDavetliler, pilâvı yedikten sonra; ön Eyübde Babahaydar caddesinde Şa tiririm» dediğini ve getirmediğinı, paraban kızı Rukiye, çalıştğı Fesane fabri rek caddesinde 2 numarada oturan Mehlerinde Şehir bandosu olduğu halde, Tak ları şirkete vermediğini sonradan işit kasmda elini makineye kaptırmış, teda medle Hafizenin 6 yaşmdaki oğlu Ek sime giderek, hazırladıkları büyük bir çe t'klerini söylemişlerdir. Muhakeme başvi altına alınmıştır. remi, Tahirin kızı Meryem dövmüştür. j En yaşlı Galatasaraylı, en gene arkadaşlarile bir arada lengi, Atatürk abidesine koydular. ka güne bırakılmıştır. Klâsik parçaları ve yeni şarkıları, meyhane içi ve dışı tasnife tabi tutmak, sanıldığı kadar kolay bir iş olmayacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: