27 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

27 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Temmuz 1939 CUMHURİYET m Tarihten yapraklar Sofya elçimiz şehrimize geldi Şevki Berker, muhtelif meseleler hakkında izahat verdi Türklerden yalnız küçük zümreler hıristiyanlığı Sofya elçimiz Şevki Berker kısa bir kabul etmişlerdir; bunlar bütün dünyada mezuniyetle memleketimize gelmiştir. Şevki Berker, İstanbulda bulunan Başbir iki milyonu bile bulmaz yekil Dr. Refik Saydam ve Hariciye Ve Hıristiyan Türkler Mektubcu ve kay makamlar arasında tebeddülât Ankara 26 (Telefonla) Mektubcu ve kaymakamlar arasında bazı değışik likler olmuştur. Tayin listesini aynen bildiriyorum: Şehrimizdeki sıtma mücadele teskilâtı Yapılan devamlı çalışmalar neticesinde vaktile köpeklerin bile hastalandıkları mmtakalarda şimdi vukuat yiizde ona kadar inmiştir Mektubcular arasında değişiklikler Yazan: KADİRCAN KAFLl Son günlerde ortaya bir sual aU^aı Anadoluya gelerek Osmanlı devletin kuran Türkler müslüman mı idiler, yoksa hıristiyan mı?... Buna cevab vermek için uzun uzun düşünmeye, karşımızdaki kanmazsa kandırmak için uğrasmaya lüzum görmeyiz. Mesele zannedi'diğinden çok aydmlık ve malumdur. Osmanlı devleti yontma veya cilâlı tas devrinde kurulmuş değildir ki o zamana aid bilgilerimizin kaynakları pek kısır olsun. Osmanlı devleti yüksek bir tnedeniyet dünyası ortasında, medeniyetin babası olan bir milletin bir aşireti tarafından, şuuria, imanla, cesaretîe ve en medenî şekilde kurulmuştur. Bununla beraber tarih yazılarile uğraşan bir muharrir sıfatile «hıristiyan Türkler» mevzuu üzerinde durmak ve ilk olarak hatırımıza gelen bilgilerle hemen elde bulunan kaynakları eşelemek faydasız olmaz sanırız. Türk milleti Asyanm ortasmdan dünyanın en büyük kısımlarına yayılmış ve oralara medeniyet götürmüştür. Fakat gittikleri yerlerin veya civann medenı yetlerinden de müteessir olmuşlardır. Bunun için Türklerce Şaman, Buda, Konfoçyüs, Zerdüşt gibi dinlerden başka musevilik, hıristiyanlık ve müslümanhk da kabul görmüştür. «Bugün Kırımda ve Rusyanın bazı yerlerinde yaşıyan ve Karayim denilen Türk Musevileri Hazer Türklerinin torunlarıdır.» İslâmhk Arab çölünden doğduğu za man hıristiyanlık altı asra yakm bir hayat yaşamış bulunuyordu. Bu itibarla iyice yayıltnıs ve kuvvetlenmişti. Misyonerlerin en müthiş tenlikelere bile gözlerini kırpmadan atılışları, en uzak ve yabancı memleketlere gidisleri bu dinin yayılmasında büyük rol oynamıştır. Fakat Türkler bir türlü hıristiyanlığa karsı sempati duymamışlardır. Bu dm Türklerde yer yer, küçük gruplar arasmda belirmiş lâkin devam edememiştir. Çiinkü Türk karakterine uymuyordu. Hıristiyanlık, miskinliği ve zulme karşı boyun eğmeyi, sag yanağa tokat vurulunca sol yanağı da arzetmeyi emrediyordu. Hürriyete ve mücadeleye kanmıyan Türk ruhu böyle bir prensipi iyi karşıljmıyordu. Kabul etmiş görüne rek gene bilindiği gibi hareket etmek de riya mahiyetinde telâkki olunuyordu. On üçüncü asrın başlarında Cengiz Han Asyayı bir cirid meydanı kadar küçültürken kendisine karşı harbedenler arasında hıristiyan Türkler de vardı. Bunlara «Kerayt» deniliyordu. Sekizinci asırdanberi Türkistan ve Çinde hıristiyanlığı yaymağa çalışan nesturî papazlarınm bu muvaffakiyetleri hakkmda şöyle bir hikâye anlatırlar: 1001 1012 senelerinde Bağdad nesturî patriği olan Jak Maarre metropolidi (Adi Yesu) dan, Horasandan yazılmış bir mektub aldı. Bunda şöyle deniliyordu. Türkistanın iç tarafmda oturan, Kerayt denilen milletin hükümdarı karlı dağlarda avlarken yolunu kaybeder; arar arar yol bulamaz. Umidini kesmek üzere iken önüne bir aziz çıkar: «Eğer Hazreti İsaya inanırsan seni bu tehlikçden kurtarınm ve yol gösteririm.» der. Hükümdar hıristiyan sürüsünün bir koyunu olacağını vadeder. Aziz de onun önüne düşerek yolu gösterir. Dönüşte hükümdar o civarda bulunan hıristiyan lüccarlarını çağırarak hıristiyanlığın esasîarını sorar. Onlardan öğenir ki «vaftiz» edilmeksizin hıristiyan olunamaz. Fakat onlardan bir incil alır, hergün ona hürmet vazifesini yaparmış. Bu hükümdar beni yanına çağırdı. Yahud bir din adamı gelerek beni vaftiz etsin, dedi. Ben den (perhiz) üzerine sordu ve «bizim etle sütten başka yiyeceğimiz yoktur, nasıl perhiz edelim?» dedi ve iki yüz bin adamın hıristiyanlığa gireceğini ilâve etti. Bağdad patriği metropolide «o hükümdara mukaddes vazolarla iki papaz gönder. Onları vaftiz etsinler, hıristiyanlığın kaidelerini öğrensinler, perhiz zamanmda et yemeyi yasak etsinler. Fakat mademki baska yiyecekleri yokmuş, süte müsaade eylesinler!» diye yazdı. Cengiz Han işte bu kabilenin son reisi ve kendisinin babalığı iken yeminini bozan Tuğrul Beyi mağlub etti; asıl mu vaffakiyetleri ondan sonra başlad'.. 1246 da Cenşızin tahtına Küyük Han otururken merasimde biri Jan dö Plan Karpin diğeri Benuva adında iki misyoner de bulunuyordu. Bunlar 1245 te Lyon'da toplanan konsil tarafından Tataristana, hıristiyanlığa davet ve insaniyet va'zı için misyoner gönderilmesine dair verilen karar üzerine gitmişlerdi. Papa İnosan'ın iki mektubunu getirmiş lerdi. Birincisinde şu satırlar vardı: «Biz Mesihin vekilıyiz, sizi ve milletinizi selâmete isal icin, Mesihin dinini size tclkine memur ettiğimiz adam'arı tarafınıza gönderdik.» Diğerinde ise: «Hıristiyanları kesmeyiniz, yazıktır. Hayvanlar bile birbirlerini tnahvetmez ler. Bütün insanlar sulh içinde yaşamalıdır. Allah size o kadar milletleri mahvetmeye müsaade etti ise, siz bundan cesaret alarak, daha ilerisine gitmeyiniz. Zulüm etmeyiniz. Tanrı zulmü bir müddet ihmal eder, zalimler yola gelmezlerse cezalandırır.» Hakan misyonerlere çok hürmet gösterdi, onları ağırladı. Fakat verdiği cevab hem kısa, hetn de sert ve keskindi: «Tanrı atalarımıza ve bana, kötü milletleri, mahv için emir verdi. Hıristiyan olup olmadığıma gelince onu Tanrı bihr. Eğer Papa da bilmek isterse gelip görebilirsiniz.» Kublay Han Buda dinini kabul etmekle beraber şu sözleri de söylerdi: «Dört büyük peygamber vardır: İsa, Muhammed, Musa, Buda... Ben bunların dördünden de yardım bekler, şe faat umarım.» Bizanslılar bazı küçük Türk cemiyetlerini ortodoks yaparak hizmetlerine aldıIar. On birinci asırda Alp Aslana karşı yürüyen împarator Rumen Diyojen'in yüz bin kişilik ordusu içinde bunlardan bir kıstnı vardı ve harb esnasında Alp Aslan ordusuna katıldılar. «Bizans tarihlerinde daima zikredilen Vardar Türkleri, Ohri kenarındaki Türkler, Rumelide şimdi de var olan Gaga vus, Sorguç Türkleri, on ycdinci asırda batı Trakyaaa mevcud hıristiyan Türkler hep o eski Türk zümrelerinin döküntüleridir. Selçukiler Anadoluda bunlardan bazılarına rasladıkları gibi Osmanlılar da Rumeli fütuhatında hiç şüphesiz onlardan stifade etmişlerdir.» Biz ötedenberi, Osmanlı devletini kuran Osman Beyin atalarını şu sıra ile sayarız: Ertuğrul, Süleyman Şah, Kaya Alp.., kili Şükrü Saracoğlu ile görüştükten sonra vazifesi başına dönecektir. Öğrendiğimize göre, Bulgar meb'uslarından mürekkeb bir heyet yakında memleketimize dostane bir ziyaret yapacaktır. Türk dost luğunun ehemmiyetini takdir eden Bulgar hükumeti, geçenlerde Bulgaristandan geçen bir trende Türk talebelerine karşı fena muamele yapan Bulgar memu'larının hareketini teessürle karşılamış ve bu gibi çirkin hâdiselerin tekerrürüne mâni olacak tedbir almıştır. Sofya elçimiz, Türk Bulgar münasebatının normal olduğunu, Bulgarların Türk dostluğunun ehemmiyetini takdir ettiklenni ve harb den çok çekindiklerini, Bulgaristanın sakın bir halde olduğunu söylemiş ve Bulgaristanın asker'î tahşidat yıpmaya başladığına dair deveran eden şayialara temas ederek demiştir kı: « Bu şayialar doğru değildir. Bulgaristan her sene oluğu gibi bu yıl da austos ayında manevra yapacaktır. Bu münasebetle manevra ve talimler için iki sınıf asker silâh altma çağırılmıştır. Silâh altına çağırılan askerlerin mikdarı 30 bin kişidir.» Şevki Berker, Bulgaristanda mevcud 800 bin Türkün anavatana dönmek isteciiklerini, Bulgaristandaki Türk mekteberinde yeni harflerle ledrisata başlandı ğjn:, Türklere karşı Bulgarların hattı haeketinin esaslı surette değiştiğini de ilâv* etmiştir. Şavşat kaymakamı B. Süreyya Eren kan Ağrı mektubculuğuna, Karadeniz Ereğlisi kaymakamı Refik Kozucu Hatay mektubculuğuna, Bingöl mektubcusu S kı Hatunoğlu Yozgad mektubculuğuna, Bilecik mektubcusu Nihad Torumtay Anteb mektubculuğuna, Elâzığ mektubcusu Mithat Göknar İçel mektubculuğuna, Içel mektubcusu Hüseyin Turhan Bilecik mektubculuğuna tayin edilmişlerdir. Kaymakamlar arasında değişikliklikler Hasan kale kaymakamı Fevzi Hamurcuoğlu Uşak kaymakamîığına, Genc kaymakamı Cemal Şaşıoğlu Fatsa kayma kamlığma, Ayvalık kaymakamı Celâl îzgin Ozalb kaymakamîığına, Erciş kay makamı Nadir Tüzün Boyabat kayma kamlığına, Fatsa kaymakamı İlhan Engin Başkale kaymakamîığına, Özalb kaymakamı Kemal Erdem Tutak kaymakamhğına, Baskale kaymakamı Cevdet îlhami Tunçer Mihalıççık kaymakamhğına, Iğdır kaymakamı Nuri Olgun Osmaniye kaymakamîığına, Mihalıççık kaymakamı Ömer Celâl Özgüven Nazilli kaymakam:ğına, Göle kaymakamı Salâhattin Gedik Iğdır kaymakamîığına, Ceyhan kayma kâmı Nurettin Öğbek Hizan kaymakamğına, Arpaçay kaymakamı Suphi Aktan 'eyhan kaymakamîığına, Orhangazi kaymakamı Fuad Alper Yüksekova kaymakamîığına, Eleşkirt kaymakamı Cevdet Barın Cihanbeyli kaymakamlığma, Ka rayazı kaymakamı Edib Kartal kayma kamlığına, Ezine kaymakamı TevfikSözer Balya kaymakamîığına, Balya kaymakamı Bedri Ilhan Muradiye kaymakamlı 1,750,000 Çek Bir harb olursa amele olarak Almanyaya gönderilecek Paris 26 (a.a.) Petit Journal gazetesine Pragdan bildiriliyor: Ordu ve Gestapo mümessillerinin müzaheretile Çek erkeklerinin toplu bir halde nakilleri için bir plân hazırlan maktadır. Şimdilik sıhhati yennde 1,750,000 kişi mevzuubahistir. Umumî seferberlik ilân edilir edil mez, ilk mıntaka olan Prag Pilzen Moravska Ostrava kömür Silezyası 15 gün zarfında 750 bin ve diğer dört mıntaka 1,000,000 kişi vermeğe mecbur olacaktır. 500.000 Çek ruhr kömür maden erinde, 250,000 Çek yol inşaatında ve 200,000 kişi de ziraat Silezyasmda kul anılacaktır. Daha şimdiden Almanya nın ihtiyacına göre, peyderpey binlerce Çek işçisi sevkedilmiş ve başka yere ayrılmak hakkı kendilerinden nezedilerek kullanılmakta bulunmuştur. Bu isimleri Oğuz Hana kadar gölü renler vardır; buna dair gayet emniyetli vesikalara tesadüf edilmez. «Türk Tarih Kurumu» nun «Tarih» i der ki: «Osmanlı devletini kuran ve sonradan Osmanlı adını alan Türklerin nereden ve Şamda bir suikasd teşebbüsü ne zaman Anadoluya geldikleri henüz keşfedildi ilcnî bir surette tespit edilmiş değildir. Bu Londra, 26 (Hususi) Şamda, SuTürk aşiretinin de bütün Türkler gibi orriye muvakkat hükumet reis.ne karşı bir ta Asyadan İran yolile garba ilerliyerek aşiret reisi Ertuğrul Beyin emri altmda uikasd teşebbüsü keşfedilmiş ve birçok Anadoluya gelip yerleşmiş olduğu rıva ümseler tevkif olunmuştur. Mevkuflar yet edilmektedir. Osmanlı hükümdarları meyanında, Filistin tethiş^ilerinin de bunın Oğuz Hana kadar giden bir soy sı undrğu haber verilmektedır. Yakalanan tahrikâtçılar raları varsa da bu sonradan uydurulmuş bir şeceredir.» $am, 26 (a.a.) Tahrikâtçılardan Son Tarih kongresinde bir Macar pro müteşekkil bir cemiyet keşfedilmesi ve fesörü Osman Gazinin adınm Ataman bu cemiyet merkezinde araştırmalar yaolması icab ettiğini ileri sürmüştü. Aşağı pılması üzerine 9 kişi tevkif edilmiştir. Bunlar arasında millî blokun nafiz gazeyukarı şöyle diyordu: « Bizans kaynaklarında Otman veya tecilerinden Decibrayes de vardır. Kız işçiler kongresi Ottoman olarak yazılır. Nitekim garbda da bu imparatorluğun adı ayni telâffuza Budapeşte 27 (a.a.) 36 memleket uyularak anılır. Halbuki meselâ Halıfe mümessillerinin ve izcilerinin iştirak ettiği Osmanın adı ayni kaynaklarda, dosdoğru kız izciler enternasyonal kampı, Gödölle (Osman) diye geçer. Eğer Osmanîı İtn ormanında açılmıştır. paratorluğunu kuran adamın adı Halife Kız izciler kongresi de 30 temmuzda Osmandan alınmış olaydı o da doğrudan Naib Amiral Horty'nin huzurile toplanadoğruya Osman olarak yazılırdı. Bu isim cak ve 7 ağustosa kadar toplantılara de Ataman olduğu halde daha sonra islâmvam edecektir. Kongre, bilhassa. kız izcihk gayretile ve benzeyişten istifade edilerin dünya sulhu yapıcılığı faaliyetine işlerek değiştirilmiştir.» tiraki meselesini bahis mevzuu edecektir. Profesör bu meyanda Osman Gazinin Almanya ve İtalya, kampa iştirak et babasile amcalarının ve dedelerinin de memektedir. Zira bu memleketlerde kız Türk adı aldıklarım söylerse de Ertuğ rulun babasının «Süleyman Şah» oluşu izciler teskilâtı kaldırılmış bulunmaktadır. bu iddiayı aksatmaktadır. «Köse Mihal» i, hıristiyan olmasına âletni kendi karakterine en uygun bir rağmen kanca Türk saymak ve bunu is mantık, ahlâk, hürriyet ve müsamaha dipat etmek mümkün olabilir. Fakat Os ni olan müslümanlığı benimsemiş; bu din man Gazinin Türklük ve müslümanhğın uğruna çalışanlann başında hertüriü fedan şüphe etmek pek manasız olur. Bu dakârlığı yapmaktan bir an çekinmemiş aşiret Horasanda uzun zaman kaldı; Ho tir. rasan ise sekizinci asırdanberi tamam'le Kadircan KAFLl müslümanlığı kabul etmiş ve beş asırdanKadıköy, Bahariye, binbası Fuad: beri de bu dinle yoğurulmuş bir memle Alâkanıza teşekkurler. Yalnız büyük gemılerden bahsetmiştık; esas maksad «Çenketti. Hakikat şudur: geloğlu> nun şahsiyetini belirtmekti. «NaTürklerden yalnız küçük zümreler, on varin harbi» ni yazarken, temas ettiğiniz lar da çok müşkül şartlar karşısında h:ris noktalar üzerinde durabileceğiz. «Garb otiyanlığı veya museviüği kabul etmisjerdir. cakları» hakkındaki mütaleanız doğruiur. Bilmukabele hürmetlerimizin kabulünü riBunlar bütün dünyada bir iki milyonu bi ca ederiz, K. K. le bulmazlar. Fakat ötede bütün Türk ına, Pervariyon Hakkı Göngör Gönen kaymakamîığına, Şataktan Ali Ceır.al Ezine kaymakamîığına, Yenişehirden Şair Canalp Şemdinli kaymakamlıSına, Havran nahiye müdürü Fuad Göney Yenişehir kaymakamîığına, Sürmeneden Fevzi Öncel Şavşat kaymakamîığına, izmir hukuk işleri müdürü Seyfi Katun Sürmene kaymakamîığına, Yeşilovadan Bedri San Arpaçay kaymakamîığına, Samsundan îzzettin Aykut Emirdağ kaymakamîığına, Şırvandan Fahri Sason kaymakamîığına, Konya Ereğlisinden Kemal Gürsel Şirdan kaymakamîığına, Ovacıktan Abdülkadir Sözen Karadeniz Ereğlisi kaymakamîığına, Kulp kaymakamı Cevdet Anday Ovacık kaymakamığına, Viranşehirden Zühtü Önder Kulp kaymakamîığına, İstanbul maiyet me murlarından Fuad Ertuğrul Boğaziıyan kaymakamîığına, Bucaktan Ethem Necib Bitkiner Kuşadası kaymakamhğma, Ayaştan Halid Raci Süzen Bucak kaymakamîığına, Burnova nahiye müdürü Halid Gökkaya Manavgat kaytnakam ığına, Edirne maiyet memuru Enver Karay Balâ kaymakamîığına, Maçkadan Fahri Önal Kuyuluhisar kaymakamîığına, Kuyuluhisardan Reşad Yücel Maçka kaymakamîığına, Vartudan Müştak Degerman Bulanık kaymakamîığına, Buanıktan Cemal Sarkut Varto kayma kamlığına, Ardahandan Hamid Onat Konya Ereğlisi kaymakamîığına, PosofAnkara (Hususî) Nakil ve tan Fazıl Haluk Göksu Ardahan kay becayiş edilen büyük elçilerimizle, orta makamlığına, Sungurludan Mahir İcöz elçilerimizin isimlerini bildiriyorum: ide kaymakamîığına, Cideden Mehmed Paris sefiri Suad Davaz Tahran büAli Öncel Yesilova kaymakamîığına yük elçiliğine, Tahran büyük elçisi Eris Sütçülerden Hikmet Yavuz Orhangazi Akaygen Atina büyük elçiliğine, Peşte kaymakamîığına, Termeden Necati Var orta elçisi Behiç Paris büyük elçiliğine, dar Salihli kaymakamîığına, ŞereflikoçhiBelgrad elçisi Ali Haydar Moskova büsardan Şevket Kancan Bergama kaymayük elçiliğine, Brüksel orta elçisi Cemal kamîığına, Çivrilden Nureddin Akko yunlu Alucra kavmakamlığına, Me Hüsnü Varsova büyük elçiliğine, eski citözünden Kâzım Dinçerbay Bartın kay Madrid sefiri Tevfik Kâmil Belgrad elmakamlığma, Hizandan Şahab Tarım çiliğine, Hariciye Vekâleti Müsteşarı ASındırgı kaymakamîığına, Mutludan gâh Stokholm elçiliğine tayin edilmişlerŞükrü Zeki Oğuztan Seferihisar kayma dir. kamîığına, Tatvandan Selâleddin Altağ Macar gazetelerinin neşriyatt Ayvalık kamyakamlığına, Akşehirden Budapeşte, 26 (a.a.) Macar gaMehmed Belek İskenderun kaymakamığına, Bergamadan Vasfi Bogatır Kırık zeteleri, Macaristam tçrkedecek olan Behan kaymakamîığına, Suruçtan Rifat hic Erkin hakkında hararetli makaleler Göker Yayladağ kaymcjcamlığına, Aluc yazmaktadır. Pester Lloyd diyor Kİ: Maradan Necdet Yılmaz Reyhaniye kay caristanm samimî bir dostu Budapeşteyi makamîığına, Oftan Mahmud Kemal terkediyor. 11 sene süren faaliyeti esnaGürlük Hassa kaymakamîığına, Hopa sında Behic Erkin temas ettiği bütün Madan Necmeddin Öner Akşehir kaymakamîığına, Bartından Hamid Erkan Ho car mahfillerinin sempatilerini kazanmışpa kaymakamîığına, Dursunbeyden Kâ tır. Teessürümüzü hafifleten bir nokta mil İnkaya Of kaymakamîığına, Sındır varsa o da kendisinin büyükelçiliğe terfigıdan Rıdvan Akmansoy Sütçüler kay idir. makamîığına, Alacadan'Kâmil Yıldırım Esti Ujsag gazetesi de Behic Erkine Posof kaymakamîığına, Eskilbasil kay tahsis ettiği makalede diplomatın hayatını makamı Mümtaz Erkan Siîvan kayma yazmakta ve yüksek meziyetlerini de tekamîığına, Saimbeyliden Hüsnü Erek barüz ettirmektedir. Tarsus kaymakannlığına, Cebeci nahiye Uj Magyarsag gazetesi Behic Erkinin müdürü Niyazi Akm Alanya kaymakamgidişinden teessürünü bildirmekte ve kenîığına, Sorgundan Fethi Alaca kaymakam disinin daima sadık ve samimi bir Malığına, Eskipazar kaymakamı Ahmed Dal kılıc Aya§ ka/ınakdmlığına tayin eclil car dostu kalacağı ümidini izhar eylemektedir ınij.eıdir. Muharririmiz, Alibahadır köyünde sıtma tedavisi gören çocuklarla konuşuyor Bir yandan İstanbul köylerine halkm sıtmahlara meccanî kinin dağıtır, lüzum rağbetini çoğaltmak ve sayfiye hayatının gördüklerinin kanını alarak laboratuara İnkişafına hizmet etmek, diğer taraftan gönderir, ayrıca köydeki ölüm, doğum sıtma tahribatının önünü almak gayesile vukuatını, hususî defterlere kaydederler. şehrimizde tesis edilen sıtma mücadelesi Hastalığm seyrini, şahıslar üzerinde deteskilâtı, onuncu yıldÖnümünü idrak et vamlı surete ve musırrane takib ederler. mek üzeredir. Mücadele teşkilâtının Kadıköyde, Bu münasebetle, mücadele teşkilâtının Floryada, Bozhane köyünde birer muaon sene zarfında başardığı işlere göz gez yene evi vardır. Ağır hastalar, bu evlerdirmeği faydasız bulmadık. Sıtma müca de kabul ve muayene olunurlar. dele teskilâtı, mümkün olabildiği kadar az Muayene evlerine, haricden müracaat bir kadro ile çok geniş bir saha dahilinde edenler de kabul olunmaktadır. hizmet görmektedir. Mücadele teskilâtı, faaliyete başlamaBu saha, bütün Kadıköyünü ihtiva dan evvel, bir kısım köylerde, köpeklerin ederek, Kalamısı, Kızıltoprağı, Merdi bile sıtmaya yakalandıkları görülmekte venköyünü, İçerenköyünü, Kozyatağı, idi. Gerek sürfelerin imhası ve gerek baBostancı ve Yenimahalleyi, Büyük ve taklıklarda alınan fennî tedbirler saye Küçükyahyı, ve nihayet Maltepe ve Ya sinde, sıtma vukuatı, hemen hemen yüzkacığı içine alıyor ve Soğanlı köyünün de ona inmiştir. Evvelce, bilhassa Alibabir kısım arazisini dolanarak Pendiğe ini hadır, Bozhane, Mahmudşevketpaşa giyor. Sonra gene ayrıca, Irva deresi üze bi bazı köylerde bu mevsimde sıtma çekrindeki sıtmalı köylere de kol kol sarkı miyen köylü yok gibi idi. Mücadele başyor ve bu arada, Küçükçekmece, Kali ladıktan sonra, hastalık gitgide azalmaga tarya köylerine kadar uzandığı gibi, Bü yüz rutmuş ve nihayet bugünkü mes'ud yükada, Heybeliada, Kmalı ve Burgaz netice elde edilmiştir. adalarmı da teftişinden uzak bulundur Köylerde tesadüf edilen diğer hastamuyor. lıklar da, sıtm.a mücadele teskilâtı me Sıtma mücadele teşkilâtında sıtmanm murlarının müdahaleleri sayesinde, gereğî intikalinde başlıca rolü olan anofellerin gibi azalmış, olüm ve doğum vak'alan aimhası işi de dahildir. rasındaki korkunc nispetsizlik ortadan Mücadele memurlan, Selimiyeden kalkmıstır. Pendiğe kadar olan köylerde, sıtmalı Sıtma mücadele teşkilâtının programh hastalara rasladıkça bunların tedavilerile ve sistemli çalışmaları, sürfelerin imha de meşgul olmaktadırlar. Teşkilâtm bu smda başlıca amil olmuş, hastalık naklehavalide 22 memuru vardır. Bu memur den sineklerin kökü kurutulmuştur. lar, ekip halinde, mücadele mıntakalarını Mücadele teskilâtı, ayrıca akademik dolaşıyorlar. Yirmi binden fazla evi ih araştırmalara da devam etmektedir. İs tiva eden bu geniş sahada, temizlenme tanbul havalisinde yapılan tetkikler ne ameliyesine tâbi tutulan dere, su ve ark ticesinde simdiye kadar 21 sivrisinek tipi lar, 80,400 metre uzunluğundadır. Her tespit edilmiştir. memur, on günde bir mes'uliyeti altma Hasılı sıtma mücadele sahasına dahil verilen mmtakadaki evlere, mutlaka bi olan mmtakalarda alınan tertibat, çok ferer kere uğramağa mecbur tutulmakta yizli semereler vermiş bulunmaktadır. dır. Memurların vazifllerini zamanuıda Oğrendiğimize göre Sıhhat ve İçtimaî ifa edip etmedikleri, kontrol memurları Muavenet Vekâleti, Beykoz kazasına nm teftişi neticesinde derhal anlaşılmak bağlı bütün sıtmalı köyleri, mücadele tadır. mıntakasına ithal etmeğe karar vermiştir. Bu memurlar, ayni zamanda sıtmalı Bu kararın önümüzdeki ağustos ayından köylere de, gene on günde bir uğrıyaiak, itibaren tatbikına başlanacaktır. Elçiler arasındaki becayiş Maarif Şurasmda dün nakil ve tayinler verilen kararlar Ankara 26 (a.a.) Maarif şurasî umumî heyeti 267939 çarşamba günü sa at 10 da Maarif Vekıiliği müsteşarı İhsan Sungunun riyasetinde toplanmıştır. Lise ve orta okullar öğretmen okulları, meslek ve teknik okulları inzıbat talimatnamesinin müzakeresine devam ederek kabul etmiştir. İkinci celse Maarif Vekili Hasan Ali Yücelin reisliğinde toplanarak «basma yazı ve resimleri derleme talimatnamesi»1 ile ve «ilk tedrisat müfettişleri talimatnamesinin yenil'enmesi hakkındaki teklifi» müzakere ve kabul etmiştir. Şura umumî heyeti yarm saat 10 da toplanmak üzere celseye nihayet vermiştir. Öğleden sonra muhtelif komisyonlar çabs'Tialarına devam etmişlerdir. Yeni bir Fransız denizaltı gemisi Toulon, 26 (a.a.) Aurore denizaîtı gemisi bu sabah Mourillon tersanesinde denize indirilmişhr. Gemınin boyu 73, eni 50 metre ve su içindeki deplasmanı 1,170 tondur. Beheri 1500 beygir kuvvetinde iki elektrik motörile mücehhezdir. 4 zabit ve 40 nefer cnürettebatı teşkil edecektir. tngiliz Leh malî müzakereleri Londra 26 (a.a.) Kcc, birçok mesai arkadaşlarını Londrada bırakarak Vaı şovaya hareket etmek üzeredir. Mumaileyhin mesai arkadaslan. Polonyaya açv lacak kredilerin tanzimi hususunda İngiliz makamatile görüşeceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: