31 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

31 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

31 Aeustos 1939 CUMHUK1YET SON HAOER Sovyetler Kızılorduyu takviye ediyorlar Rus gazetelerine göre, Rusyanın şark hududlarına değil, garb hududlarına asker gönderiliyor Sovyet gazeteleri vaziyeti nasıl görüyorlar? Moskova, 30 (a.a.) Sovyet matbuatı, enternasyonal vaziyeti tetkik ederken bilhassa İngilterenin ve Polonyanm askerî hazırhklarını tebarüz ettirmekte ve muhtelif membalardan gelen haberleri objektif olarak ve hususî hiçbir tefsirde buRuslar şark hududlarına değil, lunmaksızın kaydeylemektedir. garb hududlarına asker Moskovadaki İngiliz seyyahları gönderiyorlar Moskova, 30 (a.a.) Halihazırda Moskova, 30 (a.a.) Tass ajansı Moskovada bulunmakta olan 150 İngiliz teblığ ediyor: Birçok ecnebi gazetelerin seyyahı mümkün olduğu kadar sür'atle ve bilhassa îsviçreli Neue Zürcher Zeiİngiltereye dönmek çarelerini arastırmaktung gazetesi, Sovyet ordulan kumandantadırlar. Baltık denizinde seyrisefain tatil lığının garb hududlanndan 200 ilâ 300 edilmiş olduğundan bu seyyahlann vabin asker çekerek şark hududlarını tak ziyeti müşküldür. Birçok seyyahlar, İnviye için şarka göndermekte olduğunu yaz giltereye gidecek vapurun Sound boğamaktadır. zından geçmemesinden ve Kiel kanalma Tass ajansı bu haberin hakikate kat uğramamasmdan korkmaktadırlar. Diiyyen muvafık olmadığını beyana mezun ğer bir takım seyyahlar da Bergen yolile dur. dönmek tasavvurundadırlar. Burada yüz Salâhiyettar mehafilde beyan olunu kadar da Amerikalı seyyah vardır. vor ki, bilâkis, Avrupamn şark mmtakaDiger taraftan Moskovada yasamakta larında vaziyetin vahimleşmesine ve tür olan Fransızlar, ihtilâlden evvel muallü ihtimallerin melhuz olmasma binaen lim olarak Rusyaya gelmiş olan yaslı kim Sovyet kumandanlığı garb hududlarındaki selerdir. Bunlar. Rusyada kalmağı tercih garnizonlann takviyesine karaT vermiştir. etmektedirler. 'ffliıımııııımılllllllinilinilllllllllllllllllllllllllllHll III"""""" Zavalh kollektif emniyet! IBaşmakaleden devam\ list devlet adamının maddî ölümü takib etti. Milletler Cemiyeti, kuruluşunun ilk yıllarında Yunanistanın Bulgar hududlarını geçmesi, İtalyanın Korfuyu işgal etmesi gibi bazı hâdiselerde muvaffakiyetli müdahaleler yapabıldiyse de Lruguay Paraguay müsellâh ihtüla, Japonyanın Mançuri'ye istilâsı gibi vaziyetlerde hiç birşey yapamadı ve İtalyanın Habeşistan seferine karşı aldığı tedbirlerde daha ziyade aczini ispat eden neticelere sürüklenmiş oldu. Nihayet son ÇekoSlovak yıkılışı karşısında bu aczini kendisi de itiraf ederek artık Cemiyetin badema milletlerarası ihtılâflannda müessir rol oynamak davasından çekildi&ini ilân etti. Böylelikle milletler kendi aralarındaki ıhtılâflar için ancak kuvvetler muvazenesile temin olunacak anlasmalarda veya buna çare bulunamıyarak boğuşmalarda karşıkarşıya ve 5 ba başa kalmış oluyorlardı. Bu dünyanın derdi nedir? İHEM Yazan: PEYAM1 SAFA Dün de yazdım. Ne Danzig ihtilâfının halli, ne muahedelerin feshi, ne dünya haritasının değişmesi, ne harb, ne de ihtilâl, bugünkü müthiş krizin tepmesine mâni olacak şeyler değildir. Danzig absesi ister sıcak pansımanlarla, ister ameliyatla desilsin, bu dünyanm başmdaki derdi kökünden söküp atamaz. NALINA MIHINA Batırajr'ı isteriz! 1 Moskova, 30 (a.a.) Vaziyet hakkında tefsirlerde bulunan Pravda gazetesi şöyle diyor: Sovyet Rusya harb tehdidinin vahametini müdrik bulunmakta ve Kızılorduyu kuvvetlendirmeğe durmaksızm çalışmaktadır. Macar Rumen Millî Şef, orduyu Yugoslav misakı tebrik etti Peşte hükumeti, Rumanyanın teklifini kabul ediyor Bükreş 30 (a.a.) Havas ajansmdan: Macar elç'si Ladislas de Bardossy, Gafenco ile görüşmüştür. İyi tnalumat almakta olan mehafilde, elçınin Gafen co'ya Rumanya tarafından evvelce teklif edilip de Macar hükumetince nazarı itibara ahnmaktan imtina edilmiş olan ademitecavüz misakı imzası meselesini şimdi nazarı dıkkate almaga karar ver mis olduğunu bildirmiştir. İyi malumat almakta olan mehafilde, Rumanya, Macaristan ve Yugoslavya arasmda üç taraflı bir ademitecavüz misakı akdinin mutasavver olduğu tebarüz ettirilmektedir. Sovyet hududunda tahkimat Bükreş 30 (Hususî) Rumanya hükumeti Nista nehri vadisinde, Sovyet hududu boyunca tahkimat vücude ge tirmeğe başlamıştır. Rumanyanın vaziyeti Bükreş 30 (Hususî) Salâhiyet sahibi bir zat Rumanyanın vaziyeti hak kında aşağıdaki mühim beyanatta bulunmuştur: « Rumanyanın vaziyeti komşulannın hattı hareketine bağhdır. Bununla beraber, garbdan ve cenubdan yapılacak herhangi bir tecavüze şiddetle mukabele edeceğiz. Lehistanla aramızda dostluk paktı mevcuddur. Sulh cephesinde bulunan Türkiye ile aramızda mevcud münasebat ise son zamanlarda daha fazla inkişaf etmiş ve daha samimî bir mahiyet almıştır.» Başvekil de, hükumet namına Mareşala tebriklerini bildirdi Ankara 30 (a.a.) Zafer bayramı münasebetile Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak bugün öğle üzeri Resicumhur İsmet İnönünü ziyaretle ordunun tebrik ve tazimlerini arzetmiş ve Millî Şef teşekkür ve bilmukabele orduyu tebrik eylemişlerdir. Başvekil Dr. Refik Saydam bugün öğleden evvel Genelkurmay binasında Mareşal Fevzi Çakmağı ziyaretle Cumhuriyet hükumeti namına Zafer bavramını tebrik etmiştir. îcra Vekilleri Heyeti azaları da ayrı ayrı Mareşalı ziyaretle tebrikte bulunmuslardır. Paris elçimiz Itimadnamesini dün M. Löbrön'e verdi Paris, 30 (Hususî) Türkiye büvükelçisi Behic bugün itimadnamesini Cumhur Reisi Löbrön'e vermiştir. Hariciye Nazırı Bone merasimde hazır bulunmuştur. Yeni elçi bu münasebetle irad ettiği nutukta Fransız milletinin yüksek meziyetlerini tebarüz ettirdikten sonra, iki memleketi birbirine bağlayan rabıtaların takviyesi için azamî gayret sarfedeceğini söylemiştir. M. Löbrön, cevabî nutkunda medeniyet ve insaniyetin terakkisini arzu eden Türkkuşu filolarının Türkiye ile Fransanm sulhu idame husuuçuşları sunda şerefin emrettiği her şeyi yapmaAnkara 30 (a.a.) Türkkuşu tay ya hazır olduklarını tebarüz ettirmış ve yareleri sabahtan itibaren Ankara vilâye iki asil milletin bu maksadla birbirine vakti kaza ve nahiye merkezleri üzerinde uça laştıklarım ehemmiyetle kavdetnr^ir. rak buralarda yapılmakta olan Zafer ve Belgrad büyük elçimiz Tavvare bayramları tezahüratına iştirak eylemişler ve müteakıben Ankarada IpodBelgrad 30 (a.a.) Türkiyenin Yuromda yapılan geçid resmine iştirak et goslavya nezdindeki ilk büyük elçisi Tevmislerdir. fik Kâmil Bf'grada gelmistir. Ankara, 30 (Telefonla) Aiman İzmir, 30 (a.a.) Korgeneralliğe biiyükelçisi Fon Papen bugünkü ekspresterfii dolayısile vazifesinden ayrılan müsİe şehrimize geldi. tahkem mevki kumandanı Rasim AkdoYeni Japon kabinesi ğunun yerine tayin olunan Tuğgeneral Mahmud Berkoz dün şehrimize gelmiş Tokyo 30 (a.a.) Yeni Japon kabive Vali, Belediye Reisinin makamlarında resi şu suretle teşekkül etmiştir: ziyaret eylemiştir. Başvekil ve Hariciye Nazırı: General Alman ve ltalyan vapurları Noboyuki Abe, Dahiliye, İktısad ve İçtimaî ışler Nazırı: Noashi Ohara, Maiiye nın hamuleleri sigorta Nazır: Kszuo Doki, Harbiye Nazırı: Geedilmiyor Vaşington 30 (Hususî) Amerikan neral Şunroku Hata, Bahriye Nazırı: sigorta şirketleri Alman ve îtalyan va VLsamıral Zengo Yoohida, Adliye Nazın: purları ile nakled len eşyalan sigorta Şogoro Mıyagi, Maarif Nazırı: Katişi etmemeğe karar vermişlerdır. Kavarada, Ticaret, Endüstri, Z:raat ve Ormanlar Nazırı Visamiral Kakuo GoParti genel sekreteri Ankara, 30 (Telefonla) Parti Ge doh, Münakalât ve Demiryolları Nazırr nel Sekreteri Fikri Tüzer bu sabahki eks Ryutaro Nagai, Deniaşırı işler Nazırı: Tsuneo Kanemitsu. presle buraya geldi. İzmir müstahkem mevki kumandanlığı Alman sefiri Ankarada kadlardan kurtulmuş, fikir hürriyetine karupp müessesesıne bağlı Gervuşmuş sanıyor. Halbuki bir sürü alçılaşmaina tezgâhlarında yapılmış omiş fikir nazariyesi içinde kafası mahpuslan Baivray denizaltı gemimizin tur. Hurafeler ve batıl itikadlar, bugünkü bütün tecrübeleri on gündenberi ikmal enazariyelerden daha fazla hür düşünmeğe dilmiş ve sefere hazır olduğu halde, Alimkân veriyorlardı. Şımdi herhangi bir fi manlar tarafından hareketine müsaade ekir sisteminin dışında, şahsî bir görüş sahibi dilmediğini, evvelki gün bu sütunda yazolmak daha zordur: Ya ateizmin, ya dar mıştım. Bir mayin dökücü denizaltı gemisi winizmin, ya materyalizmin, ya komüniz olan Batıraym neden gelmediğini, Krupp Nedir bu derd? Büyük Harbdenberi, birçok fikir adam min ilâh... tuzağma düşmek tehlikesi ba§ fabrikasının Halicde, Valide kızağında çalışan mümessili Her Osten, Yıldıraıjın ları bu davanın üstüne bütün dikkatlerile, gösterır. iki kat eğildiler. Pek çok eser yazıldı, anAvrupa bir uçurumun kenarındadır. denize indirildiğı gün Yeni Sabah refikiketler yapıldı, hatta Milletler Cemiyetinin Daha 1919 da, Fransız şairi Paul Vale mize şöyle izah ermeğe çalışmış: « Batıraym bu siyasî vaziyet karşıdelâletile yanyana gelen dünya mütefek ry: «Biz medeniyetler, biliyoruz ki fanikirleri arasında yalnız bu mesele konuşul yiz.» dıye başlıyan konferansmda bugü sında Türk sulanna hareket etmesi mümdu. nün müthiş kafa ve kültür buhranını haber kün değildir. Zira gemi henüz Alman Teşhis ikiye ayrılabilir: Biri maddî ve vermişti. Spengler'in meşhur kitabı «Gar bandırası alhndadır. İngiliz kanalından ya iktısadidir; öteki manevî veya kültürel. bın İnhitatı» bu buhranın ortasına bomba veya Fransız sularından geçerken musaBurada, her ikisini de kısaca ve açıkça gibi düştü: Fransız, İngiliz, Alman, îtal dere edilmesi ihtimal dahilindedir.» yan, Holandalı birçok mütefekkirler, Avgözönüne koyacağım. Yeni Sabah muharriri, «Gemiye Türk rupa medeniyetini inhitata götürsün veya sancağı çekersiniz öyle gelir» diyince Her Birincisinden başlıyalım. götürmesin, bu buhranın, eşi görülmedik Osten şu cevabı veriyor: ; Amerikalı profesör Lamb, hesab ediyor Bu halin neticesi ikidir: felâketler hazırladığını kabul etmekte ta« Buna da imkân yoktur. Çünkü ki bugün, insanlık, elinde bulunan bütün 1 : Bitip tükenmez bir silâh yarışı, ki rramile birleştiler. Türkiye Cumhuriyeti hükumetile yapılan motörlerle bir milyar beygir buhar kuvsimdi görülmekte olduğu üzere adeta milBu felâketleri önlemeğe çalışan üç bü mukavele mucibince, Balıray Türk sula* vetine sahıbdir. Onsekizincı asrın ortalarınletlerin sırtına binmiş bir harb hali ve bir rında teslim edilecektir. Yani sulannıza da kokkömürünün keşfinden sonra doğan yük fikir var: Liberalizm, nasyonalizm, harb masrafıdır. kadar Alman bandırasile gelecek ve bubüyük kapitalizm, dünya iktısadiyatının sosyalizm. Son iki fikir tamamile birleş2: Yalnız kuvvet muvazenesine istinad raya geldikten sonra, tarafınızdan teselruhunu değiştirdi. Artık cemiyetleri idare miş olduğu için dava, merkezî «ferd» velüm olunacaktır. Zaten Saldıray için de edecek sulh vaziyetinin günün birinde boeden kuvvet, milletlerin ve devletlerin de ya merkezî «millî cemiyet» olan iki ayn böyle olmuş, gemi Alman bandırasile îstan zulması ve filî harb felâketinin vaziyete ğil, hususî şahısların ve grupların kazanc ekonomi sistemi, iki ayn devlet ve hukuk bula kadar gelmiş ve ancak tecrübeleri yahakimiyeti. ihtiraslandır. Bundan şöyle bir itibar sis telâkkisi, iki ayrı terbiye ve kültür, iki ayn Bu çıkmazdan kurtulmak için bütün temi doğdu: Herşeyin kıymet ölçüsü para dünya nizamı arasındadır. Geçen maka pıldıktan sonra teslim edilmiştir. Bahray, milletlerin elbirüği ederek her ikisi de ma dan başka birşey olmamağa başlamıştı. lemde bu görüşleri «vitalist» ve «meka oradan hareket ederken Türk bayrağı çekzarrat ve felâket olan yukanki iki hali or İnsanın cemiyet içindeki mertebesi kazan nist» iki grup içinde kısaca gözden geçir miş olsa bile maksad temin edilmiş olmaz. tadan kaldıracak bir çare bulmalanna ihti cile ve servetile tayin ediliyordu. Bizde de mistim. O yazımdan sonra cereyan eden Zira zabı\n ve afradın da Türk olmasi yac vardır. Herhangi bir konferansın mev b~>r halk tabiri, kıymetsizliği belirtmek için hâdiseler, biraz evvel bahsettiğim üç bü lâzımdır. Yoksa sancağın Türk, mürettecud ihtilâfları halletmesi vaziyet üzerinde «kaç para eder?» diye sorar veya şu hük yük fikrin iki kategori halinde karşılaştığı batın Alman olmasi gemiyi zaptedilmekancak muvakkat bir tesir yapabilir. Sulh, mü yapıştmr: «Ciğeri beş para etmez.» nı ispat etti. Bu netice, daha evvel, Avru ter. kurtarmaz.» Muharrir soruyor: kuvvet muvazenesine istinad ettikçe silâh Bir adam akıllı, faziletli, kültürlü, cesaret palı fikir adamları tarafından haber veril« Şu halde, Batıraym bu yakınlarda yarışınm önüne geçmeğe imkân buluna li ilâh... olabilir, fakat «paralı» değilse, mi'ti. îleride bahsedeceğim. maz. Silâh yarışı bir taraftan miHetleri küskün bir mütekaid gibi bütün ahlâk ve Şu kifayetsiz hulâsa içinde tekrarlamak limanımıza gelmesini bekliyemeyiz değiJ kendi ağır yükü altında ezerken diğer ta zekâ kıvmetlerini kahveden kahve^e sü istediğim şey, dünyanın, bünyesine aid mi? Her Osten şu cevabı veriyor: raftan sulhu bozan istidad ve ihtirasları rüklemek zorundadır; eğer kültürünü veya büyük illete şifa aramadan evvel bugünkü « Maatteessüf hayır. Buhranlı siyasî tahrik edeceğinden bu şartlar içinde bütün cesaretini satarak paraya kalbedemıyorsa, buhranlann hiçbirınden kurtulamıyacağıdünya memleketleri cehennemî bir hayat bir kelime ile: Sürünür. Meşhur İngiliz dır: O, siyasî ve askerî buhranı atlatır, vaziyette bir inkişaf görülmed'kçe gemiyaşamaktan kurtulamıyacaklardır. münekkidi ve içtimaiyatçısı John Ruskin ahlâkî buhrana düşer, oradan tekrar iktı nin teslimi mevzuu bahsolmaz. Ümid edeÇare?.. Cenevrede son nefeslerini alıyor şöyle diyor: «Bir cemiyette ki ferdler, u sadî buhrana yakalanır, gene siyasî buhra lim ki buhran zail olsun, biz de taahhüdügörünen ölüm halindeki Cemiyetin vazi mumiyetle zengin olmaktan başka bir ga na döner. Bu, bir şehir, bir muahede, bir müz mucibince gemiyi teslim edebilelim.» yeti gözler önünde olmasa gene müşterek ye gütmezler, orada: Çalışkanlar, azım harıta, bir ekonomi sıstemı, bir rejim, bir Her Osten'in sözlerinden yalnız şu son bir emniyet sisteminin icadı hatırlara gele kârlar, hasisler, mahirler, sağlamlar, hile milletlerarası hukuku, bir siyasî ideoloji cümle doğrudur. Ondan ötesi hiçbir ciddî bilirdi. Bununla beraber bütün dünyaya kârlar, hulyasızlar, heyecansızlar ve kül meselesinden ibaret değildir. Bütün bu esasa istinad etmıyor ve bu sözlerde hakıSTITIİİ tam bir Milletler Cemiyeti olmasa türsüzler muvaffak olurlar; fakir kalanlar davaların evrakını tek dosyanm içine ko katin şemmesi yoktur. Sırasile cerhedelim: bile kuvvetli ve her icab ettiği zaman ha ya çok budala veya çok akıllı olanlardır, yalım ve zarfın üstüne şu kelimeyi yaza Gemi Alman bandırasile kanaldan rekete geçmeğe hazır bir sulh cephesinin tenbellerdir, liyakatsizlerdir, hayalperver lım: Dünya. Her kıt'anm, her milletin, her geçerken İngiliz veya Fransızlar tarafıntesis ve tevsii bugün için gene müracaat lcdir, ahmaklardır, fantezistlerdir, hassas zümrenin, hatta her ailenin ve her ferdin dan musadere edılemez. Çünkü arada heolunabilecek biricik çare gibi görünür. olanlardır, âlimlerdir, san'atkârlardır, be büyük derdi, bütün dünyanm düzenine aıd nüz harb hali yoktur ve şimdiye kadar hiç Böyle bir cephedir ki dünyaya adalet fik ceriksiz hırsızlardır; yani esas itibarile iyi, müşterek buhrandan geliyor. Bunun üstün bir Alman gemisi İngilizlerle Fransızlar rine dayanan bir sulh hayatını nihayet doğru, temiz insanlardır.» de düsünmiven insan hic bırsey düşünme tarafından musadere edılmemıştır. İngilizmümkün ve müyesser kılabilir. Silâh yarılerle Fransızlar bir Türk gemisini musadeHiç şüphe yok bu asır, her asırdan da miş olur: Bir felcın sebebini bünyede ve şını ortadan kaldırarak milletlere sükun beyinde desil, mefluc uzuvda arayan şaş re etmezler. Musadere etseler dahi biz onha zengındir; fakat işte insanı ihtiyaclaverecek bir devrin aÇilması da ancak hak lardan alınz. rının kölesi yapan da bu zengınlıkten baş km hekim gibi! kadar kuvvetin de ve bilhassa kuvvetin ZAFA 2 Gemiye Türk sancağı çekmeğe ka birşey değil. Kanmak bilmez bir susuzhakimiyetile tesis olunabilecektir. imkân vardır. Nitekim Saldıray da Türk lukla ve doymak bilmez bir açlıkla maddî Bu neticeye varmak için Milletler Cebayrağıle gelmıştı. îstanbula geldığı gün kıymetler peşinde koşan modern adamın miyetinin düştüğü hataya düşmemek lâalınan ve bende mevcud resimlerinde Türk gözlerini perdeliyen kazanc hırsı, onun Vatikan, 30 (a.a.) Bugün Vatikan zımdır. Bu hata, Milletler Cemiyetine işbayrağı gemide şanlı şanlı sallanmaktadır. ruhunda bütün asil ve yüksek heyecanları mahfillerinde büyük bir faaliyet hüküm tirak eden memleketlerden ekserisinin orakurutmağa başlamıştır. Bu adam kendisini sürmüştür. Papalık De\let Nazırı Kardi Sonradan yapılan sancak çekme, merasimya bir süs için iştiraklerinde ve kendileri artık manevî bir zevke terketmekten tama nal Maglione, bu sabahCastelgondolfo'da den ıbarettır. hiçbir fedakârlığa katlanmaksızın Millet3 Her direktör, Balıraym Almanmile âcizdir. Her yaptığı işin maddî neti Papa ile uzun bir görüşme yaptıktan sonler Cemiyetinde bir kuvvet bulunacağını yadan gelirken Türk bayrağı çekmiş olcelerini hesablamağa mecburdur. Sevme ra, öğleye doğru Vatikan nezdindeki Franfarzetmelerınde görülmüştür. Halbuki ği bile unutmuştur. Hergünkü endiseleri sız büyükelçisile İngiltere ve Polonya el masi kâfi değildir; mürettebatı da Türk Milletler Cemiyetinin kuvvet ve kudreti şunlardır: Ne kazanacağım? Ne alaca çilerini kabul etmiştir. Birkaç gün evvel olmalı ki zaptedilmesin, diyor. Manasız ancak ona iştirak eden milletlerin kuvvet ğım? Ne yiyeceğim? Ne giyeceğim? Romaya gelmis bulunan Papalığın Maca söz: Batıraym mürettebatı da Almanyave kudretleri mecmuundan ibaret olabiBorcumu nasıl vereceğim? Alacağımı na ristan mümessıli Kardınal Rotta, bugün dadır ve Türk denizcileri, Saldıray gibi lirdi. sıl alacağım? ilâh... Bu kazanc hırsı ve bu Papalık Devlet Nezareti erkânile mühim Bahrayı da Türk sulanna getirmeğe haSulhu behemehal vaziyete hâkim kılzırdırlar. hayat endisesi eski asırlarda da vardı, fa görüşmelerde bulunduktan sonra, Budamak maksadile birleşecek büyük küçük Görülüyor ki Her Osten'in bütün söykat bugünkü derecesini asla bulmamıştı. pesteye hareket etmiştir. bütün milletlerin adalet şartlarına azamî ledil.lari çürüktür. Manevî veya kültürel teşhise gelelim. Şimdiye kadar Romada bulunmakta oriayetle beraber icabında bütün kuvvetleMeselenin hakikati şudur: Alman hü rıle taarruza karşı koymağa karar verme Modern adam eski adamdan daha buda lan Paoalığın Amerika Birleşik Devletleri kumeti Batırayı Türkiyeye vermek istemileri ve sırası gelince bunu böyle de yap ladır. Bir onyedinci asır âlimi, bir yirminci nezdindeki mümessilile Japonya mümessi yor. Bu münasebetle Almanlara şunu maları sulhu kurtararak silâh yarışına ni asır âliminden daha zekidir. Eski çoban li, derhal memuriyetlerine hareket için e hatırlatmak isterim: lardan herhangi biri, bugünkü fabrika rr.ir almışlardır. Bu iki Kardinal harekethavet verecek yegâne tedbirdir. Umumî Harb başlangıcında TürkiyeDünyada sulhu istiyen büyük küçük amelelerinden daha anlayışlıydı. Bir Mon lerinden evvel, Devlet Nazırı Kardinal nin Almanya tarafına geçmesindeki amilmilletlerin pek büyük bir ekseriyet teşkil taigne, bir La Bruyere, bir La Rochefou Maglione ile uzun bir görüşmede bulun lerden biri de İn^iltere tarafından Sultanett'klerinde şüphe yoktur. Bu ekseriyetin cauld, bir Goethe, bir Nietzsche ilâh.. in muslardır. Söyleni'diğine göre, bu görüş osman ve Reşadiye drednotlarının musain<=anlı5a huzur ve rahat temin edecek san ruhunu bu günün filozoflarından çok meler, Papanın sulhu kurtarmak için yap dere edilmesi olmuştur. Türk İngiliz yüksek bir gave etrafında birlesmeleri az daha iyi kavramışlardı. Bugünün münev mak nivetinde bulunduğu yeni bir teşebbüs paktı imzalandığı sıralarda bir çok münevcck müskül olsa bile asla muhal değildir. veri, kendisini hurafelerden ve batıl iti ile alâkadardır. verlerimizden şu sözleri işittim: Sulh istiyen büyük devletlerin önayak ol« İngiltere, artık zırhlılarımızı iade malarile böyle bir tesisi yaratmanm pek etmelidir.» mümkün olacağına inanıyoruz. Bilhassa Bu zırhlıların hurda demir olarak satılhavaiları daha zivade tehlikeye maruz dığmı bilmiyen yurddaslar, aradan 25 sekücük milletlerin böyle bir tesekküle dört ne geçmiş olmasma rağmen, gemilerimizi eüe sanlmaları lâzım geleceğini söylemeunutmamışlardı. ğe hacet bile yoktur. Almanlar, eğer bu denizaltı gemHle YUNU* NADt harbi kazanacaklarını sanıyorlarsa vay onların haline! Türkiyeyi bu gemiden mahrum etmekten Almanyanm hiçbir istifadesi yoktur. AlSon günlerde, beynelmilel hâdiselerin man dostlarımız, zararlarının cok büvük sldığı gergin vaz:yet, memleketimizde olacağına süohe etmesip^r. Türk mireti de bazı asılsız rivayetlerin halk arasmöa dolaşmasına yol açmıştır. Pek yakmgemi='ni unutmaz ve 25 sene sonra bile da umumî seferberlik ilân edıleceği de onu düsünür.. bu cümledendir. Hükumetimizin AvruBatırayı isteriz. pa siyaşî vaziyetini büyük b.r hassasiyet ve dıkkatie takib ettiği ve icab eden tedbirleri, lüzumu anmda almakta gecikİstıklâlıni dışıle tırnağile döğüşe miyeceği tabi dir. Hal böyle iken memrek kazanmış bir milletin çocukların lekette asılsız dedikodularm deveran etda, millî zaruretleri önceden kavrama mesi, ancak muzır olabilir. Dün kendihassası vardır. Bu his, seviye ve bil lerile temas ettiğimiz resmî makamlar gi farkını ortadan yok ederek başaseferberlik rivayetlerini kat'iyetle tekrılmas.ı lüzumlu olan işleri millî zazib etmişlerdir. Hakikati halde yurdun ruret hal ne getirir: Türk Hava Kuyalnız bir köşesinde ve yalnız bir sınıf rumunu böyle bir zaruret doğurmuşer sadece tecrübe mahiyetinde olarak İngilterc IKı kuçuk kız bebekleri ve çantalarile kendilermı Londra tur. askerî hizmete davet edum.is.tir. dan uzaklagtıracak olan treni beklıyorlar. Vatikan'da faaliyet 1 f Büyük buhranın küçük mustaribleri J Asılsız rivayetler J

Bu sayıdan diğer sayfalar: