31 Mart 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

31 Mart 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 31 Mart 1940 Şehrin içinden ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Ortaklar arasında Eskişehirde ölen İhtikâr başladı! gürültülü bir içtima Fransız tayyarecisi Siyasî icmal Sovyetlerin siyaseti arb, ilk defa mühim bîr dönüm noktasına gelmiştir. Karada, havada ve denizde büyük harekâtm yapılması ve kat'î darbelerin indirilmesi için en müsaid mevsimlerin iptidasında bulunuyoruz. Şimdiye kadar harb faaliyeti, Lehistan ve Finlandiya sahaları müstesna olarak muhariblerin birbirine seyirci olmalanndan ibaret kalmıştı. Şimdi ya sulha yanaşmak, yahud sonuna kadar harbetmek için nihaî bir karar vermek zaruTÎ bulunuyor. Müttefikler Londrada toplanan müşterek Harb Şurasında kararlarını verdiler ve ilân ettiler. Şimdi de Sovyet Rusya, âti hakkında neler düşündüğünü ve Finlandiya ile sulh akdetmiş bulunduğundan diğer komşularile vaziyeti ne olduğunu ve lngiltere Fransa ile Almanya arasındaki harbe şimdi ne nazarla baktığını, Başvekil ve Hariciye Komiseri Molotof'un Büyük Sovyet Meclisinde söylediği nutukla bütün dünyaya bildirdi. Ölüm tehlikeleri arasında Baska bir öliim tehlikesi! Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR Piyasada kahve bulmak Denizyolları kooperatifiMütevef f a Dumas'nın ceimkânı yok ni zarara sokanlar haknazesi şehrimize getirileBazı vergilere zam yapılması projesi dolayısile bazı maddelerin fiatlakında takîbat yapılacak rının da yükselmesi henüz bir tasavBirdenbire, elektrik fabrikasının tehlike diidükleri çal rek merasimle gömüldü vur halinde iken ve piyasada hiç bir mağa başladı: Tayyareler geliyor! Bombalar düşüyor, yangınlar çıkıyor, ekipler iş başmdadır. H J Fransanın tanınmış tayyarecilerinden Eskişehir Tayyare mektebi akrobasi muallimi Dumas'nın vefat ettiğini teessürle haber vermıştik. Bu kıymetli tayyarecinin cenazesi dun Eskişehirden şehrimize getirilmiş, Haydarpaşada bir askerî müfreze, başında bando olduğu halde resmi selâmı ifa etmiş, mızıka matem marsmı çalmıştır. Merasimde Istanbul Merkez kumandanı, hava ve kara subaylarımız, Türk Hava kurumu Istanbul baskanı Yusuf Rıza bulunmuş, ordu, hava kumandanlığı, Türk Hava kurumu namına tabuta çelenkIer konmuştur. Cenaze motörle Sirkeciye geçirilmiş ve oradan Feriköy mezarlığına nakledilmiştir. Kevfiyet, bu kahraman tayyarecinin ailesine bildirilmiştir. Ailesinden gelecek cevab üzerine cenazenin oradan Fransaya nakli muhtemeldir. KÜLTÜR İŞLERİ Genclik bayramına hazırlık Maarif müdurlüğünde genclik bayramı hazırlıklarına başlanmıştır. Şenhk prog ramını tespit etmek üzere, lise ve orta mekteb beden terbiyesi muallimleri MaaTİf müdürlüğünde bir toplantı yapacak . lardır. Kız liselerinin beden terbiyesi muallimleri 2 nisan salı günü, erke*. iseleri beden terbiyesi muallimleri ise 5 nisan cuma günü Maarif müdürünün ı.,vaseti altında toplanacaklardır. Vilâyet namına umumî şenlik, bir stadyomda yapılacaktır. Bu stadda şenliklere lise ve muallim mektebleri talebeleri iştirak edecektir. Orta mektebler bulundukları semtlerde jimnastik yapacaklardır. ekip ve gruplarile, tam randımanmı vererek çalışıyor. Bunu bize, tonu hiç değişmiyen makinelerin mütemadi homurtulan haber veriyor. Kömür yüklü vagonlann havaî hatlar üzerinde, hiç bir arızaya uğramaksızın, gidip gelmelerini, pencereden, derin bir huzurla seyrediyoruz. Ortalıkta, tehlikenin yaklaştığına delâlet eden en kiiçük bir telâş hareketi yok. Fabrika müdürünün odasında, kahvelerimizi içip sigaralarımızı tüttürüyoruz. Büyük bir fırtına kopacağını, sadece barometroya bakıp kestiren insanların şuurile hissetmekteyiz. Bu hayalî fırtınanın içinde bulunduğumuz rabrikaya bir zararı dokunmıyacağını bildiğimiz halde, gene de, gizli bir heyecanın tesirine kapılmaktan kendimizi alamıyoruz. Fabrikanın genc müdürü Mustafa Necib, sigarasından son bir nefes çektikten sonra, pasif korunma âmiri sıfatile masasının başına geçti. Kulağımız, tam manasile kirişte, telefon darbesini bekleyoruz. Derken ahizenin zili, üstüste iki defa seslendi: AIo.. Buyrun... Ben Necib... Peki... Derhal! Teşekkür ederim. Telefon kapandıktan bir saniye sonra, fabrika müdürünün servis telefonile gözetleme grupuna şu emri verdiğini duyduk: Çabuk! Alarm düdüğünü çalınız!. Kendimizi bir an için hakikî bir hava tehlikesile ihata edilmiş farzederek insiyakî bir hamle ile henüz ayağa kalkmıştık ki: Fabrikanın canavar düdükleri, acı acı haykırmağa başladılar. Fakat elektrikle işleyen dudük hançeresi, kâfi derecede ses vermiyordu. O zaman, ikinci bir ermrle, elle tahrik edilen düdük, faaliyete geçirildi. Çıplak Kâğıdhane tepelerine sürünerek geçen bu ses dalgalarının, içinde bulunduğumuz normal şartlar altmda bile kendi ölçüsünde bir belâgati var. Havada çaylağın gölgesini gören bir anac tavuk da aşağı yukarı, civcivlerine tehlike işaretini böyle verir! Elektrik idaresi memurin müdürü Celâleddin Germeyanoğlu, saatine bakarak, mefruz düşman tayyarelerinin şu dakikada nerede bulunmalan lâzım geleceğini tayine çahşıyordu. Emniyet müdiriyeti seferberlik kısmı şefi, fabrika müdüründen, yangın söndürme, enkaz kaldırma, gaz temizleme ekipleri hakkında, ayaküstü malumat almakta iken telefon bir daha çalındı: «Tayyareler, fabrikanın tam üzerinde bulunuyorlar. Ekipler faaliyete geçti...> Biraz sonra, başka bir telefon darbesi: «Eski kazan dairesi içine bir bomba düştü. Fakat infilâk etmedi'» Sanki, yapılan bir korunma tecrübesi değilmiş de hakikî bir hava hücumuna maruz kalmışız gibi, tahribatın derecesi hakkında bir fikir edinmek için hep birlikte dışan fırladık Geçtiğimiz yerlerde, sıra sıra muhavvile merkezleri. Hepsinin kapısında birer kuru kafa ile yanıbaşlannda iki kuru kemik. Sonra altlarında hep aynı malum ihtar: Ölüm tehlikesi! Sonunda birer kuru kafa haline gelecek olan Âdem oğlu bari yaşadığı müddet zarfında, biraz rahat nefes alsa olmaz mı?... Hayır, bu, mukadder! Nereye gitse, ölüm mutlaka kendisini takib edecek. Fakat bu kadar kısa bir ömür içinde, bu ne çok ölüm tehlikesi! Ve nihayet bunca telâş, bunca gayret, bunca masraf, ergeç üstümüze çullanacak olan ölüm baykusunu, hayat çatımızın üzerinden, daha bir müddet uzaklaştırmak için mi?.. Birer ferd sıfatile düşünürsek, ölümden bu derece ihtirazı, Türklük gururuna yedirememekte hiç şüphe yok ki haklıyız. Fakat büyük halk kütlelerini yaşatmak SiUıhtarağa elektrik fabrikasında. hava hücumile çıkan yangınlar söndürülüyor Lise veya orta mektebi bitiren bazı taSilâhtarağa elektrik fabrikası, bütütı lebelerin, diplomalan gelinciye kadar mekteb idarelerinden, mektebi bitirdik lerine dair birer vesika aldıkları görül müştür. Bu vaziyet bîr çok yolsuzluklara sebebiyet verdiğinden, bu seneden itibaren mezun olan talebeye, hiç bir surette mektebleri idarelerince vesika verilmiyecektir. Maarif Vekâleti, mezun talebelerin diplomalarını beklemek mecburiyetinde olduklarına dair tebligat yapmıştır. Mekteb bitiren talebeye vesika verilmiyecek tebeddül olmadığı halde, şehrimizde bazı havayici zaruriyeden madud maddelerin, bilhassa kahva ve çayın bir ihtikâr mevzuu olduğu dün alâkadar makamlara yapılan sıkâyetlerden anlaşılmıştır. Yapılan tahkikat da böyle bir netice verdiğinden derhal işe vaziyed edilmiştir. Istanbul piyasasından kahve tedarik etmek üzere dün toptancı tacirlere müracaat eden bazı Anadolu tacirlerine piyasadaki bütün toptancılar ellerinde kahve olmadığı cevabını vermişler. Yalnız bir tanesi bir fedakârlık ( ! ) olarak bir çuval kahve verebileceğini söylemiştir. Bu vaziyet alâkadar resmî makamlara aksetmiş ve esasen son günlerde yapılan tetkik ler de bunu teyid ettiginden bir ihtikâr hareketi karşısında bulunulduğu anlaşılmıştır. Resmî makamların toptancı kahve tacirlerine ellerindeki mal stoku hakkında sorduklan suallere, bütün firmaların ellerinde kahve bulunmadığı, mallarını ikinci ellere sattıkları, onlann da Anadoluya sevkettikleri cevabını verdikleri anlaşılmaktadır. Lâkin diğer taraftan yapılan gizli tahkikat, toptancı tacirlerin muvazaa suretile mallarını saklamak yoluna gittiklerini, İstanbulda mühim stoklar olduğunu meydana çıkartmıştır. Çay fiatlan da kiloda 1 5 2 0 ku~ ruş yükseltilmiştir. Ortada hiç bir sebeb yokken yapılan bu hareketlerin millî korunma kanununda cezalan çok ağır olduğundan maalesef bazı ticarethanelerin halkın zararına olan bu hareketlerini pahalı ödeyecekleri anlaşılmaktadır. Denizyolları kooperatifi senelik umumî heyet toplantısı, dün, Tophanedeki Denizyolları binasında yapılmıştır. Içti ma esnasında gürültülü münakaşalar ol muş, kooperatifin geçen seneki zararına sebeb olanlar hakkında takibat yapılması kabul edilmiştir. Ticaret Vekâleti komiserlerinden Ke mal Akersonun huzurile yapılan içtimaa, şirketın esas mukavelenamesine tevfikan idare meclisi reis vekili Said riyaset et miştir. Müteakıben kâtiblerin intihabına ge çilerek heyeti umumiyenin ittifakile or taklardan Cemal ve Orhan seçilmişlerdir. Bundan sohra umumî heyetin geçen seneki içtimaına aid zabıtname, müteakıben de idare meclisi raporu okunmuş, kabul edilmiştir. Bu arada geçen seneki zarar müsebbibleri hakkında münakaşalar baş. lamış, bunun üzerine mesele reye konu larak bu hususta takibat yapılmasına ka rar verilmiştir. Kocataş su ve gazoz satış. larının kooperatifi zarara soktuğu iddia edilmektedir. Müteakıben kâr ve zarar müfredatları okunmuş, idare meclisi azası ibra edilerek içtimaa son verilmiştir. ŞEHİR İSLERİ Mecidiye köyü hastanesi Mecidiye köyünde inşa edilecek olan 800 yataklı şehir hastanesinin plânlarının hazırlanması ve inşaatın kontrolu hakkın. daki mukavele dün M. Mareski ile Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar arasında ve noter huzurunda imza edilmiştir. Molotof nutkuna, Ingiltere ve Fransaya hücumla başlayarak bu iki devleti Rusyaya husumet beslemekle itham etmiş, Almanyanın kuvveti artmış olduğunu söylemiş, müttefiklerin Lehistanı ve ÇekoSlovakyayı müdafaalarının Almanyayı ezmek ve parçalamak için bir bahane olduğunu söylemiştir. «Emperyalist» diye tavsif ettiği demokrası devletlerinin, Almanyaya karşı harblerinde Rusyayı da bir alet olarak kullanmak istediklerini, lâkin Sovyetlerin böyle bir yola girmekten imtina ettiklerini ve bu siyasetin ileride dahi devam edeceğini kaydetmiştir. Molotof, Rusya ile Almanya arasındaki dostluktan bahsettikten sonra, Rusyanın lngiltere ve Fransa ile münasebatının gerginleşmesine sebeb olan hâdiseleri saymıştır. Orta şarkta lngiltere ile Fransanın toplamış oldukları kuvvetler, Rusyaya komşulanna karşı muhasamatta bulundukları takdirde, Sovyet hükumetinin derhal mukabelede bulunacağını ve Suriyede Weygand'ın kumandası altında küllî miktarda müstemleke askerinin tecemmü etmiş bulunduğundan Sovyetlerin müteyakkız davranmaları ve her ihtimale karşı tedbir almaları icab eylediğini ilâve etmiştir. Molotof, yakın ve orta şarktaki devletlerle münasebattan bahsederek Sovyetlerin Türkiye ve lranla münasebetleri muahedelerle tanzim edilmiş olup bu ahdî vecaibe riayet edeceklerini ve her iki komşu devletle dostane rabıtaları muhafazaya karar verdiklerini söylemiştir. Rumanya ile Besarabya yüzünden münazaası bulunduğundan Sovyetlerin bu komşu devletle ademi tecavüz misakı akdetmemiş olduğunu ve Besarabyanın Rumanyaya ilhakını hiç bir zaman tanımadı&ını ve mahaza bu meseleyi Sovyetlerip hiç bir zaman silâhla halletmeyi düşünmediğini de ilâve etmiştir. Finlandiya meselesi dolayısile de Molotof, şiddetle lngiltere ile Fransaya hücum etmiş ve Arnavudluğun istilâsına ses çıkarmadıkları halde Finlandiya harbine karışmalarmdan maksadları küçük hükumetleri himaye bahanesile Sovyetlere hücum olduğunu ehemmiyetle kaydetmiştir. Rusyanm Almanya ile münasebatının inkişaf yolunda olmasından gayrimemnun olan lngiltere ile Fransanın intikam yolunda hoşnudsuzluklarını ızhar ettiklerini de söylemiştir. Maahaza Rusyanın üç büyük devlet arasındaki harbe girmeyip gene bitaraf kalacağını ve bu suretle harbin genişlemiyeceğini de son söz olarak beyan etmiştir. Bu sözlerden Sovyet hükumetinin lngiltere ile Fransayı kendisine düşman saydığını, lâkin gene bitaraflıktan ayrılmıyacağı ve şarktaki Ingiliz Fransız askerî hazırlıklarına fena nazarla baktığı ve Almanya ile dostluğuna ve münasebatınm inkişafına devam edeceği anlaşılıyor. Rusya bu nutukla sulhtan aynlmıyacağını anlatmak isteyor. Ahdî vecaibe riayet edeceğini temin ediyor. Lâkin Finlandiyaya karşı da ademi tecavüz misakı olduğu halde harekete geçmiş olmasınm fena tesirleri bu sözlerle zail olmamıştır. Toptan satış fiatlan ilân edilecek Belediye, Sebze Halinde toptan satılan sebze fiatlannı her gün gazetelerle, radyo vasıtasile, pazar yerlerine ilân asmak ve kaymakamlıklar önüne konulacak kara tahtalarda yazmak suretile ilân etmeğe karar vermiştir. Bunun için yarın Belediyede reis muavini Lutfi Aksoyun başkanlığmda bir toplantı yapılarak bu iş tespit edilecektir. Toptan fiatların ilânına sebeb, peraken . de satış esnasında halkın aldığı malın toptan fiatını bilerek aldanmamasını temin etmektir. Bu iş ihtikâr mevzuu olmak üzere tetkik edilecek ve toptan fiatla pera . kende fiat arasında mühim bir fark gö ıüldüğü takdirde bunu yapanlar ihtikâr komisyonuna veTİlecektir. Bundan başka, Belediye, «ehrin muhtelif mahallerinde semt hâlleri vücude ge. tirecektir. Bu hâller şimdiki pazar yerleri makamına kaim olacaktır. Dilencinin eline geçen büyük servet! Sokakta bulunan bir pırlanta garib bir macera geçirdi Lise ve orta mekteb imtihanlarına kabul edilecek talebe Maarif Vekâleti, lise ve orta mektebi muntazaman takib ederek ikmale mu vaffak olamıyanların, haricden lise ve orta mekteb bitirme imtihanlarına kabul edilebileceklerini bir talimatname ile tespit etmiştir. Bu talimatname hükümlerine göre, orta mekteb veya lise bitirme imtihanına haziran devresinde girmek istiyenler nisan ayında, eylul devresinde girmek istiyenler ise temmuz ayında Vekâlete birer dilekçe ile müracaat edeceklerdir. Gerek lise ve gerek orta mekteb mezuniyet imtiEkip, iperit gazleıi üzerine kireç hanına girecekler, kendi emsalinin me kaymağı döküyor mevzuu bahsolduğu zaman, bu ferdî fe zuniyetinden bir sene sonTa, imtihana alınabileceklerdir. dakârlıklardan hiç birinin burada yeri olamaz. Mekteb talebeleri bir örnek Dedelerîmiz arasında, öyleleri vardı ki: elbise giyecekler <Bir can için ehibbaya bile müdara» etLise ve orta mekteb talebelerinin mekmeği fazla bulurlardı. Ve nihayet onlar teb haricinde tefrik edilmek ve bu suretle için: «Altı da bir, üstü de birdi yerin!» kontrol imkânlarını kolaylaştırmak makBugün de, gene öyledir ama, vatan sadile bunların kasket giymek mecburi ana, bir tek çocuğunun bile, sebebsiz yere yetine ehemmiyet verilmektedir. Kasketve öldürebilmek kabiliyetinden mahrum ten başka talebelerin yeknasak elbise giykalarak ölmesini istemiyor. Işte biz de. meleri için de tetkikat yapılmaktadır. bu düşünce iledir ki, her ihtimale karşı, Her talebe tespit edilecek bir şekil ve hem aktif, hem de pasif sahada, bir yan renkte elbise yaptıracaktır. dan hayatımıza kasdetmeğe kalkışacak meçhul düşmanlarımızla pençeleşmeğe, Beş ay evvel çalınan halılar bir yandan harb sahası haricinde ölmebulundu meğe çalışarak, iki bakımdan da, millî Polis, dün, eski bir hırsızlık vak'asını mevcudiyetimizi muhafaza mecburiyetinmeydana çıkarmıştır. Hırsızlık beş ay kadeyiz. dar evvel Taksimde Lâmartin sokağındaBunlan, zihnimden geçire geçire, eski ki Billur Ses apartımanında, acentahk yakazan dairesinin önüne kadar gelmişim. pan Apustolun oturduğu 10 numaralı daBir de ne göreyim: Yangm söndürme irede yapılmış. balya halinde duran 10 grupuna aynlan erler, çoktan işlerini bi tane kıymetli Acem halısından bir kısmı tirmiş, dönüyorlardı. Mefruz bombanm çalınmıştı. düştüğü yerde, şimdi küçük bir kum tePolisin ısrarla takib ettiği bu hırsızlık pesi vardı. Bomba için artık patlamak hâdisesi nihayet dün meydana çıkarılmış tehlikesi kalmamıştı! ve hırsızın Topal Hasan adında biri olFakat bu tehlike bertaraf edildiği sı duğu tespit edilerek yakalanmıştır. rada, ikinci bir tahrib bombasının fabri.Topal Hasanın bu mesruk eşyayı Burka atölyesine isabet ettiği haberi geldi. sa sokağmda 37 numaralı Kasımbey aEkipler, doludizgin seğirten bir kü partımanının kapıcısı Alinin nezdınde sakheylân sür'atile mevhum kazanm vuku lad;ğı öğrenilmiş ve yapılan araştırmada bulduğu yere yetiştiler. Eyvah!.. Burada çalınan halılardan başka bir iki apartı patlayan bombanm tesirile bir de koca mana aid olduğu anlaşılan bir takım eşduvar yıkılmış, ameleden biri, enkaz al ya da bulunmuştur. tında kalmıştı. Enkaz kaldırma ekipi heSıvaslı Halilin, apartıman dairelerine men faaliyete geçerek adamcağızı, baygın İstanbulda miktarı bes kişi kadar olan bir halde ne de tabiî bayılmıştı kurtar sabıkalı hırsızların tatbik ettikleri bir udılar ve bir sedye içine koyarak fabrika sulle girdiği anlaşılmıştır. nın sıhhî yardım merkezine gönderdiler, Halılar, sahiblerine iade edilmis ve bu yarasını itina ile gözümüzün önünde sar apartıman hırsızının baska sucları olup oldılar. Fakat, biz onunla meşgul olduğu madığı etrafmda tahk'kata baslanmıstır. muz sırada, makine dairesinin aralığına bir gaz bombası düşmüştü. Yaralıyı, heyordu. kimle başbaşa bırakarak, gaz bombasıElektrik idaresi memurin müdürü Cenın atıldığı yere koştuk. lâleddinle fabrikanın genc ve kıymetli Genc bir hastabakıcı, yüzünde maskesi, iperit gazinin üzerine mütemadiyen kireç kaymağı dökmekle meşguldü. Fakat, biz burada da uzun müddet kalamadık. Şimdi de kömür yığınlan arasında, müthiş bir yangın başgöstermişti. ltfaiye ekipi, tam kadrosile, bir iki dakika zarfında yetişerek, yangını söndürdü. Bu sırada, saat 1 1,10 yani ilk alarm işareti verildikten elli dakika sonra, fabrikanın canavar düdüğü, uzun bir meserret avazesile, tehlikenin geçtiğini ilân edimüdürü Mustafa Necibe, bizi bu tecrübeye davet ettiklerinden dolayı teşekkür ederken, içim, derin bir emniyet havasile dolu idi. Keşki, pasif müdafaanın sadece tecrübelerini yaparak şu bâdirenin sonunu bulabilsekü Fakat, şayed günün birinde, Avrupa harbi, bizim kapımızı da çalacak olursa, daha şimdiden kestiriyorum ki, hâdiseler, Türk milletini gafil avlayamıyacaktır. Kalikıratya köyünün ismi değişti Çatalcanın Kalikıratya köyüne Şenlik mahallesi ismi verilmiştir. ECNEBİMEHAFİLDE Finlandiya fahrî general konsolosluğu Finlandiya hükumeti, Türkiyede bir fahrî general konsolosluk ihdasına karar vermiştir. Öğrendtğimize göre, Satvet Lutfi Tozan, Finlandiya general konsolosluğuna tayin edilm.iştir. Kör kahveci Rıza Polis, bugünlerde gayet garib ve o nispette enteresan bir vak'a meydana çıkarmışîır. Bu vak'anın başlıca kahramanları bü yük mikyasta ve kelebek şeklinde bir pırlanla iğne, sokaklarda dilenmekle geçinen bir adam ve bir âma kahvecidir. Mecidiye köyünde oturan Şükrü adında bir dilenci, bir iki gün evvel Pangal tıda Surpagop apartımanı önünden ge çerken kaldırım üzerinde parlak bir şey görmüştür. Şükrü derhal bu parlak şeyi yerden alarak tetkik etmiş ve bunun bir iğne olmakla beraber kıymetli bir şey olup olmadığını anlayamamış ve iğneyi Galatada Lülecihendekte 26 numarada kahvecilik yapan arkadaşı Rıza adında bir âmaya götürmüştür. Rıza, kör olmakla beraber Şükrüden daha açıkgöz davranmış ve bunun kıymetli bir taş olması ihtimalini düşünerek, Sıikrüje: Sen burada beni bekle, tanıdıklara bir gosterelim bakalım, demiş ve değne ğini kakarak soluğu Kapalıçarşıda almıştır. Rıza, Kapalıçarşıda bulduğu Mardiros adlı bir tellâl vasıtasile iğneyi Mustafa ve Matyos adındaki iki kuyumcuya goster miştir. Kuyumcular, iğnenin plâtin olduğunu derhal anlamışlar ve kefil gösterdiği takdirde iğneyi 300 liraya alabileceklerini söylemişlerdir. Rıza, iğnenin bu kadar para ettiğini duyunca hemen tanıdıklarnıdan birini kefil göstererek iğneyi satmıştır. Bir anda eline 300 lira geçen kahveci, Bitpazarma giderek Hüsameddin adında birinden 1 45 liraya son sistem bir radyo ve kahvesi için lâzım olan şeyleri almış ve 300 liradan 20 lira kadar bir para da ayırarak kahvesine dönmüş ve kendisini bekleyen arkadaşı dilenci Şükrüye: 25 liraya satabildim.. 20 lirasını sen al, 5 lirası da benim hakkım, demiştır. Şükrü, hiç beklemediği bir zamanda MÜTEFERRİK Mübadil bonoları taklid mi edildi? Maliye Vekâleti, Mübadil bonolarının bazı eller tarafından sahtelerinin çıkarıl dığı ve tahrif edildiğinden şüphe ettiğindeı» bonoların tediye edilmemesini Zıraat Bankasına bildirmiş ve tahkikata girişilmiştir. Tahkikata Maliye Vekâleti ve Ankara Müddeiumumiliğince devam olunmaktadır. Hâdisenin ne derece doğru olduğu tahkikat neticesinde anlaşılacaktır. Muharrem Feyzi TOGAY 200 bin liralık afyon satıldı SALÂHADDİN GÜNGÖR Amerikaya 200 bin liralık mühim bir parti afyon satışı yapılmış, mallar dün Yeşilköy Hava Meteoroloji istasyonunvapura yüklenmiştir. dan alınan malumata göre dün hava yurÇekoSlovakyaya dün yeniden dört dun doğu bölgelerinde çok bulutlu, divagon portakal ihrac olunmuştur. ğer yerlerinde kapalı, Trakya, Marmara havzası, Karadeniz kıyılarile Eğenin şieline geçen bu 20 liraya sevinmiş ve Rı mal kısımlarmda mevziî yağışlı geçmiştir. Rüzgârlar Trakya, Marmara havzasında zaya teşekkür ederek çıkıp gitmiştir. Şükrü gittikten sonra âma Rıza, derhal şimalî, diğer bölgelerde cenubî istikametkahvenin görünür bir yerine radyoyu yer ten, Ege ve orta Anadoluda yer yer kuvleştiımiş ve aldığı sair eş>a ile de dük vetli, diğer yerlerde orta kuvvette esmiş, Marmara ve Karadenizde fırtına başla kânını süslemiştir. Fakat âma Rızanm memnuiyeti pek az miştir. devam etmiş ve yapılan bir ihbarla polis Dün, İstanbulda hava çok bulutlu, kısderhal faaliyete geçmiştir. Şükrü ve Rıza men yağışlı geçmiş, rüzgâr şimalden sayakalanmış, iğnenin satıldığı kuyumcular niyede 7 9 metre hızla esmiştir. Saat 1 4 tespit edilmiş ve onlar da iğneyi sattıkla te hava tazyiki 1004,3 milibardı. Sühu rından bu elden ele dolaşan iğne, sen net en yüksek 21,6, en düşük 10,9 santimüşterisini Çuhacı hanında kuyumcu Artın srrad kaydedilmistir. Haşimyanda bulunmuştur. Haşimyan, İ5neyi kuyumcu Mustafa ve Matyostan 360 liraya aldığım ve enkaz haline getirdiğini söylemiş ve iğneyi polise teslim etmiştir. Nüshası S kurustuT. Tabiî bu vaziyet üzerine dilenci Şükrü Türkiye Harie ile âma kahveci Rızanm tatlı hulyaları bir için için an içinde sönmüştür. Rıza büyük bir heSenelik 1400 Kr. 2700 Kr. vesle getirdiği son sistem radyonun dük750 » 1450 » kânında ancak bir gece kalmasına komşu Alb aylık 400 » sundaki rakib kahvecilerin sebeb olduk ü ç aylık 800 » larını ileri sürmekte ve onlara atıp tut Bir aylık 150 > Yoktur maktadır. Şimdi, bir enkaz haline gelmiş olan bu talihsiz pırlanta iğne, kendisini kısa bir Gazetemize gönderüen evrak ve yazılar müddet zarfında yabancı ellerden kurta neşredilsin, edilmesin iade edilmez ve ran Emniyet müdurlüğünde sahibini bekzıyaından mes'uliyet kabul olunmaz. lemektedir. HAVA RAPORU CUMHURİYET Abone şeraiti Dikkat

Bu sayıdan diğer sayfalar: