29 Ekim 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Ekim 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Birinciteşrîn 194İ r Cumhuriyetin Zaferleri Inkılabların yarattığı yeni Türk cemiyeti Millî birliği, inkılâbcı bünyesi ve mazbut disiplinile; yeni olmak iddiasında bulunan rejimlere takaddüm eden bir medeniyet an'anesi olmuştur CUMÖURlYET Olmez Atatürkün büyük eseri; 18 yılda dahilde sıra inkılâbları, haricde dürüst siyasetile yüksek bir kemal zirvesine erişmiştir Cumhuriyet Varhğımızın ve Cumhuriyetin Kahraman Müdafii! Türk milleti gibi Türk ordusu da tek bir vazife bilir: Yurda hizmet, vatan için emredildiği gün canını vermek.., Türkiye Cumhuriyetirun, Türk istiklâlinın mesnedi ve koruyucusu Tiiık nulıietinin ta kendisi demek olan Türk ordusudur. Türkün yurdunu, namusunu, şerefini, varlığını o sıyanet ve müdafaa eder. Türk milleti esaret zincirıne vuruimaktan ve kölelik zAUetine uğraniaktan onun kahramanlıkları ve fedakârhklarile kurtulmuştur. Bugünkü genc Türk deveti, onun verdiği binlerle ve binlerle şehidin kemikleri üzerine kurulmuş; bu muhteşem binamn barcı onun mubarek kanile yuğrulmuştur. Onun içindir ki Cumhuriyet deyince Türk oıdusunu düşünüyor, Cumhuriyet bayramı gelince, Büyük Başbuğundan en genc erine varıncıya kadar, Türk ordusonu tebrik etmeği, ona sevgüerimizi ve şükranlarımızı sunmağı bir vazife biliyoruz. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyetı, varhğırmzın kurtarıcısı ve koruyucusu orduyu, gözbebeği gibi sevmiş ve onun için, elinden gelen her fedakârlığı memnuniyetle yapmışür. Her memlekette, millet meclisleri mıllî müdafaa bütçelerini müzakere ederkeu şiddetli münakaşalar olur ve orduya verilen tahsısat indirilmek istenüir; Türkiye Büyük Mıllet Meclisi ise, Türk ordusuna daha fazla para veremediğine teessüf ederek her istenileni alkışlarla kabul eder. Bu içtimalarda yükselen sesier hiç bir zaman , itiraz için değil; daıma ve daima orduya Meclisin ve miUetin selâmiarını ve sevgilerini bildirmek içindir. Kahraman ordu da milleün sevgisine zlyadesile lâyıktır. *** Türk ordusunun fıtri ve kisbî büyük meziyetleri vardır. Türk ordusu, hiç bir içtimaî sınıftan değil, bütün milletten kuvvet alan milli bir ordu; bir halk ordusudur. O. hak bakımından mümtaz bir sınıf teşkil etmez; mümtaziyeti kahramanlığında, fedakârhğındadır; bütün bir mületin sonsuz sevgisini, şükranını, hürmeüni kazandığı için hepimizin yüreğinde mümtaz bir mevkii vardır. Türk ordusu, siyasetla meşgul olmaz. Meşrutiyetin acı tecrübelerinden ders almış ve politikadan elini ayağmı çekmişür. Türk milleti gibi Türk ordusu da tek bir siyaset bilir; o da yurda hizmet, vatan için, emredildiği gün, canını vermek siyasetidir. Türk ordysu da, Türk milleti gibi, inkılâbcı ve cumhuriyetçidir, Türk ordusunda meselâ, Fransız ordusunda olduğu gibi, cumhuriyete sadakat yemini ettiği halde kraliyetçi, lâık Türk Ordusu donanmasından bir manzara: Amiral nemimiz Yavuz ve üç muhrib bir arada» Abidm Daver retini haizdir ve onun bu kudreti sayesindedir ki Türkiyenin bitaraflığına, istiklâline, hükümranhk haklarına, şerefine riayet ve hürmet edilmektedir. Türk ordusu, rengârenk üniformalı, süslü püslü bir resmi geçid ordusu değil; fakat attığmı vuran, dövüşmegi bilen bir harb ordusudur. Bu da, bütün crdu mensublarının senelerdenberi katlandıkları fedakârhklar, çahşmalar hatta mahrumiyetler pahasına elde edıimiştir. Bu ordu, muhteşem kışlalar yerine ekseriye barakalarda ve çadırlarda yatmış, lüks teçhizBt yerine basit maizeme ile iktifa etmiş, şatafatlı üniformnlar yerine sade ve sönük elbiseler giymiş: fakat iktısad ve tasarruf ettiği tahsisatı er meydanında işe yarayacak harb vasıtalarına vermiştir. Bu sayede gösleıişsiz ve renksiz bir kıyafet ve manzaramn içinde, çelik ruhlu, korkunc bir harb ve müdafaa vasıtası vücude gelmiştir. Bugün, hududlarda, parmak tetıkte, yurdu bekliyen kahraman ordunun sayısı, tümenleri, teşkilâtı hakkında malumat ve tafsilât vermemizi elbette, bekiemezsiniz. Yalnız şu kadar süyüyelim ki her geçen günde Türk ordusu biraz daha kuvvetienmekte, daha iyi silâh'.anmakta, bir gün vazifesini ifa etmek icab ederse, onu en yüksek bir kifayetle ifa etmek için, hazırhklarını durmadan artırmaktadır. ¥** Türk milletinin iki Büyük Başı, Ebedî ve Millî Şeflerimiz harbin de sulhun da büyük zaferlerini ve en ulvî samimiyet safhalan içinde başardılar Cumhuriyet bayramlarında, Türk cenıiyeünin manzarasına baküğımı: zaman, alelıtlak bir rejim değişiküğhıin kısa delâletli basit manasını değil, yeni bir vatan kurulup sonra o topraklar üzerinde yepyeni bir millet yaratılması Liibi, tek hamlede kavranılması bile güç olan muazzam bir inkılâbm e'ıgüı ifadeli seziyoruz. Türk millî büny^sinde sembolleşen cumhuriyet meflıumunu, sadece idare hakkının, bizzat mıllete tevdii muamelesinden ibaret saymağa imkân yoktur. Hakikatte bu mefhum 19 raayıs 1919 da Mustafa Kemalin Samsuna ayak basmasile başlayan ve bütün zaferlerile sonsuz istikballere dcğru hâlâ devam etmekte olan büyük Türk ınkılâbına alem olmuştur. Biz 29 ilkteşrin 1923 te Cumhuriyeü ilân ettiğimiz zaman anavatanı, muhleiif düşmanların istilâsından tamamile kurtarmış, Lozan sulhunu yapmış, saltanatı kadhrmış bulunuyorduV:. 23 nisan 1920 de toplanan Büyük Millet Meclisine izafeten kurduğumuz devletin şekli ise sahih manasile Cumhuriyetti. Asıl admı 3 sene sonra alacak olan demokıatik halk rejimi bu tarihlerde bütün nıaddî kudretini kurtuluş savaşına l.asrederken, bir taraftan da, saltanat tebaalığından cumhuriyet vatandaşlığma inkılâb edecek cemiyet bünyesir.i bu inlikal devresine hazırlıyordu. Rejim, kendi ismile ilân edildiği vakit cumhuriyetin idarî ve ruhî amilleri tabii seyrini çoktan yapmış ve müli idvaki olgunlaştırmıştı. Bu sebebledir ki gai'b Tütklerinin 600 sene süren koyu bir saltanat şeklinden, en halis şartlar ve akidelerle halk hâkinıiyeti idaresine geçişi fazla yadırganmadı ve tecrübe safhalarınin verdiği müspet delillere istinaden de he'iıen büyük içtimaî inkılâbiara başlanıidı. Çeyrek asra yakın bir devre içinde neier başarılmadı? Bunların çoğunu ezbere biliyoruz, her sahfda alman neticelerin riyazî ifadeye bürünenlerini aşağıda göreceğiz. Fakat bu mevzuda, herşeyden evvel ve inkılâbların bas muci;esi olarak millî benlik cevherinin göz kamaştırıcı tekâmülünü hayranlıkla temaşa ediyoruz. Topyekun Türk milleti en kısa zamanda en seri uzviyet değişnıelerile öyle bir merhale aşmıştır ki, bugün kendi varlığına bütün imkânlarile inanmış, Cumhuriyetı bir idare şekli değü, tabiî bir hayat tarzı olarak benimsemiş ve dünya İnsanhk kadrosu ijinde muayyen bir tefekkür seviyesi edüımiş ileri bir millet halinde Avrupa manzumesine hak ve salâhiyet telkin etmektedir. Eski din tahakkümünün cemiyet üzerinden kaldırılmasım millî vahdeti bozacak, vatan mefhunıunu baltalayacak sananlar hazin şekilde aldanmışlardu". Bugün Türk ordularında tereddüdsüz ve teahhursuz vazife aimağa koçan Cumhuriyet köylüsünün seçkin çccukları, vatan müdafaasının mücerıed bir toprak davası ve kendi nefislerine aid bir hayat, memat meselesı olduğunu kavramışlardır. Yalnız bu manzara, Atatürk inkılâblarile cumhuriyet fikrinin rr.iJlî ruh ve vicdanda ne derecelere kadar kemale ermiş bulunduğunu ispata kâfidir. böyle başbaşa Büyük cemiyet mürebbisi Vatanı kurtardıktan ve istiklâlimi zin beynelmilel hücceti «Lozan muahedesi» nin imzalanmasından sonra, inkılâblar silsilesine başlamak kararını vejen Büyük Kurtarıcı ve Kurucu Mustafa Kemal, sıçrama merhaleler katetmesi n.ukadder olan cemiyette yeni bir iz'an yaratmak ve kütleyi bu safhalara göre nizamlamak için bir iç teşkilât kurmağı f^ydalı buluyordu. Zaten millî mücadeiede kendisile birlik çalışmış bir «Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti. vardı ki programlarını ıslah sııretile ondan bir mürebbi ordusu çıkarmak miimkün olacaktı. Atatürkün 1923 te bütün memleketi dolaşıp milietle bizzat konu.şarak kurduğu «Cumhuriyet Haik Partisi» esasında millî mücadelenin işte bu gazi ve fedakâr teşekkülüdür. Atatürk, Umumî Reisi olduğu Partinin nizamnamesini bizzat yazdı ve rejimle yaşıt olan azim ve iman dolu faaliyetini büyük arkadaşı Millî Şe£ Inönu ile beraber idare etti. Cumhuriyeti ve eserlerini tetkik ederken bunların ayni zamanda Cumhuriyet Halk Fırkasına aid olduğunu unutmamak lâzım gelir. Çünkü bütün İnkı'ıâb fıkiıleri, Atatürkün ilhamı ve ikazile hep bu Cemiyetin sinesinden çıkmış ve onun memleket dahilinde kan damarUnna benzetilebilecek teşkilâh elile tatbik olunmuştur. Saltanatın ve hilâfetin kaldırılması, Cumhuriyetin ilânı, şer'iyenin, medreselerin, tekkelerin iâğvı, yeni hFrfleıüı, şapkanın, Medenî kanunun, İçtimaî ve adli bütün inkılâbînrın kabulünde Partimiz mürşidlik ve müıebbilik vazifesini, başka hiç bir cemiyetin bünyesinde görülemiyecek yüksek bir fazilet ve feragatle ifa etmiştir. Parünin milliyetçilik, cumhuriyetçilik, halkçılık, gaulj Türk ordu^.: ı s ulh içinde başardıği bir muvaffakiyet: Türk Hataya girerken... liği kabul ettiği halde mutaassıb katolık eden münevver insanlardır. Türk ordusu ruhile dinî gayeler takib eden rejim Atalürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak gidüşmanı subaylar ve generaller yoktur. bi büyükler yetiştiren bir hsyat mekıebi, Tevkilâtı esasiye kanununa girmiş olan Dir nur kaynağıdır. **• altıok, Türk ordusunun da altı umdesi, altı isükametidir. O, bu yollardan başCumhuriyet rejimi ki asıl başlangıcı kasını tanımaz. 29 birinciteşrin 1923 değil, Büyük Mıllet Türk ordusu, vazifesine bağlıdır; di Meciisinin Ankarada açıldığı 23 nisan sipiin, itaat, tahammü'ı, fedakârlık, kah 1920 dir kurulduğu zaman, silâhsız, ramanhk gibi fıtrî meziyetlerine modern malzemesiz, teşkilâtsız bir avuc kahrahaıbin icab ettirdiği teknik bilgileri de mandan ibaret bulduğu Türk ordusunu üâve etmek için geceli gündüzîü çalıçır. yeniden vücude getirmişiir. İşte bu CumTaÜm ve terbiyeye büyük kıymet verir. huriyet ordusudur ki zaferı kazanmış, Türk milletinin zengin olmadiğmı ve nıemleketi kurtarmış, istik'âli temin etmemleketin, büyük Avrupa devletlerinin miş, yurdu sulha kavuşturmuştur. Bu bitmez tükenmez sanayi ve servet kay otdu, 1923 te kılıcını kmına, süngüsünü naklarına sahib bulunraadığını, onun kıhfına koyduktan sonra da, durmadan için daima mahdud vesait ve mahdud çalışmış, yeni teşkilât yapmı.ş, yeni simaizeme ile büyük işler görmek rrccbu lâhlar almış, yeni fabrikalar kurmuş, ıiyevinde olduğunu bilir. Mahdud vr?ait ve imkânların müsaadesi nispetinde deve mahdud maizeme ile büyük işier gör ğil, hatta bir derece imkânların fevkinde menin çaresi de, elindeki silâhı iyi muha bir gayret sarfederek modern bir ordu faza etmek, iyi kullanmak. en mükem olmuştur. mel talim ve terbiye ile en yüksek sevk Cumhuriyet rejimi, yüzlerce senedir ve idare derecesine varmak, demir gibi devam eden İhmaller ve uzun haıbler bir disiplinle eşsiz bir cesaret ve fedn yüzünden bakımsız, fakir ve harab bir kârîıkla harbetmek olduğuna iman et vatan bulup da herşeyi yeniden yapmak miştir. mecburiyetinde olmasaydı, şüphesız, tayTürk ordusu, bir halk oku'udur. Yürümesini bilmeden kışlaya ge'.en acemi er, teıhis edilip köyüue dpnerken okumdsı yazması olan, tuttuğu İşi bafaran, san'al sahibi, gözü açık bir yurddaştır. Türk subayları, medenî hayatm her şubesinde, memlekete büyük hizmetler yaresi, tankı da dahil olnıak üzere büîün si'âhlarını, maizeme ve teçhizatını yapan bir harb sanayii de vücude getirir ve büylece Türk ordusu, hiç bir şey için harice muhtac olmıyan bir ordu olurdu; buna rağmen, Türk ordusu, bugün Türk yurdunu ve Türk sulhunu müdafaa kud « "* «Türk ordusu> tabiri içinde, yalnız kara ordusu değil, deniz ve hava oruuları da dahildir. Bu ordular da, Cumhuriyet rejiminin hemen hemen yoktan var ettiği kuvvetlerdir. Hava ordusunu, kıymetli havacı arkadaşımız Arif Ahıskaın yazısında okuyacaksınız. Ben, yalnız Cumhuriyet idaresinin Türk denizcKiğine verdiği kudretten kısaca bahsetmek istiyorum. Cumhuriyet rejimi, Tüık doııanmasını bir harabe halinde bulnıuştu. Mevcud harb gemileri yeni baştan çok esaslı tamire muhtac olduk'.nrı gibi yeni gemilere de ihtiyac vardı. Eaşta Yavuz olmak üzere, Hamidiye ve Mecidiye kruvazorleri, Peyk ve Beık avizoları mevcud gambotlardan işe yarayabilecek vaziyette olanlar esaslı bir surette tamir edüdi. Türk donanmasında üç küçük mııhribden başka muhrib ve torpidubot kalmnmıştı. Kocatepe, Adatepe, Tınaztepe. Zafer muhribleri yeniden yaplırılarak dcnanmaya iltihak etti. 1939 da İngi'.tereye dört muhrib dnha ısmarlandı, bunlara Sultanhisar, Demirhisar, Mııa^enet ve Gayret isimleri verildi. Donanmada, zamanın müessir deniz si^âhlarından biri olan denizaltı gemilerinden eser yoktu. Büyük Harbde, Fransızlardan iğtinam edilerek onu v\ıran kahraman topçunun adile anılmış olaı, küçük ve işe yaramaz Müstecib Onbaşı denizalüsını, mütarekede Fransızlar nlıp götürmüşlerdi. Cumhuriyet idaresi, Birınci İnönü, İkinei İnönü, Sakarya, Dumlupmar, Gür denizaltılarını yaptırdı. Ay sınıfı denilen dört denizaltı gemisinden ikisini Halicde, ikislni Almanyada inşa ettirdi. Bunlardan üçü, Saldıray, Atılay, Yıldıray elimizdedir; Batıray lıarbin ilânı üzerine Alman donanma^ına ilhak edilmiş ve rivayete göre batmıştır. 1939 başında, İngiltereye 4 denizaltı daha ısmarlandı: bunlara Oruc Reis, Mursd Rels, Burak Reis, Uluc Ali Reis gibi Akdenizi titreten kahraman Türk denizciierinin adları verildi. Erkin denizaltı ana gemisi satın alındı. İngiltereye iki motörlü mayin gemisi ısmarlanarak bunlara Sivrihisar. Yüzbaşı Hakkı isimleri konuldu. Böylece 18 nıart zaferinin meçhul kahramanı olan Nusrat mayin gemisinin süvarisı merhum yüzbaşı Hakkıya karşı şükran borcu ödenmiş oldu. Gölcük tersanesinde (Devamı Sahife 7, S. 2 de) devletçiük, lâiklik, Inkılâbcıhk uradelerinin, zamanın müthiş fırtınalarına göğüs gerecek kuvvetli bir millet yaratmak yolunda nekadar sağlam temeller teşkil ettiğini iki senedir dünyanın geçirmekte olduğu buhranlar bütün açıklığile ispat etmektedir. Hele ölmez Atatürkle Büyük Baş buğumuz Inönünün milli bünyeyi muhteiıf fırkalı parlamento hastalıklarından esirgemekte ne derecelerde haklı olduklarını misallerile gördük. Zamanın icablarmı önceden karşılayan inkılâbcı bünyesile, nazariye bolluğuna, ve fikir kavgalanna boğulmamış mazbut disiplinile, millî iradeyi tek sembol etrafindâ toplamayı bilmiş ve buna inanmı? diri tefekkür ve sevkü idare sisiemlerile, ölmez Atatürkün büyük eseri muasır Türk cemiyeti, yeni olmak iddiasında bulunan bütün rejimlere takaddürr. eden çok ileri bir varlık, bir medeniyet an'anesi teşkil etmektedir. SOz ve hâdiseler vatan müdafaasına intikal edince tekmil bu dinamik kütleyi kahraman ordu kadrosu içinde bulmak ise hayat hakkımızı ebedileştiren Türk mucizelerinden en bellibaşlısıdır. Partimizin tarihî hizmetlerini sıralarken Cumhuriyet maarifile kolkola yiirüyen Halkcvlerine de kıymetli yerini vermek lâzımdır. Yurdun her jorinde 300 e yaklaşan «Ev» in muhtelif şubelerinde 67 milyon Türk genci irfan, san'at ve spor terbiyesi almakta ve ruhları millî imanla beslenmektedir. Cumhuriyet poütikası Atatürk Cumhuriyet dış politikasıni «içte sulh. dışta sulh» nazariyesile temelleştirdi. Filhakika bu siyaset, yurdumu?un dört tarafmı harb ateşi sardığı halde bugün dahi bütün hayatiyetile devam etmektedir. Cumhuriyet hariciyesi 18 yfdır, komşularından başlayarak bütün dünya devletlerile dost geçinmek ve iyi münasebetler devam ettirmek için bütün sanılmiyet ve maharetile çalışmıştır. İstik!âl harbimizin devam ettiği sıralarda Sovyetler Birliğile yaptığımız dostluk muahedesini, Fransızlarla imzalanan Ankara muahedesi ve Lozan sulhunu da İ Fransa, İtalya. Bulgaristan ve (Devamı Sahife 7, S. 4 te) Eskinin sonu Sevr, yeninin bası Lozan. Knhrnmıın ordumnzdan heybetH bir görünüg: Bir piyade tat'ası, alay sancağile beraber eeçid resminde... Cumhuriyetin binbir eserini, kendi elile knran ve yaşatan Büjük Mîllî Şefimiz yeni bir açiş resminde.

Bu sayıdan diğer sayfalar: