1 Şubat 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

1 Şubat 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akide mesdesi Güneş. Akide meselesi •a Bugun artık en eevdığimız dostumuza, hattâ yavuklumuza ve hattâ varBa, abayı yaktıklavar değıJ mı? Hah! Işte o lâkırdının tarımıza gogsumuzu dıdır Allah ağzımızın tadını bozmasın0 gere gere «Şekerırr1» Şekelreıım' Şeker baoında sıze verecıye hitab edecılıbıieceğım oğud şudur: TıZ; lçerlemek şoyŞeker pahalılandı dı\e akıdenızı bozle dursun memnun 1 bı'e olurlar; cunku şeksr arük baKkal mayın Ezmeye heves etmıyln' Kesmeden vazgeçmıyın! (Ama havj«ar kesme cukkânlarmda hor goru^n mahud beyzz. toz değıldlr. Eger gunun bırınde aeğıl') renk renk akide şekerlerınden yapılrmş Güneş... yuzukler, kupeler, boroslar takıldıjını Hatırlar mısınız? ve bırbınmmn elmı opeıken yuzuğunu Vaktıle guneş dıye yahyarak, yanağını oDerken kupesını bır yıldız vardı. emerek ağzımızı tatlılandırdığımızı goGunduzlerı çıkardı. rursek şaşmamalıyız. Hastalandı mı ne olEvet şeker karılerım Bu boyledır, lâ du 9 Goze gorunmez kın şekerın bugunku nazlılığmı gene oldu. Galıoa o da kendmııze borçlu olduğumuzu da unut havaların korulu mamahyız. Eğer her blrmız eskiden oi ğunden korkup dıduğu gıbl ayda br ıkı kılo şekerle nef şarı çıkmıvor Yoksa Bimızı Korletmıye devam etseydık bu bızım ^ıb, Mackada mı oturu; or da mubareğın burnu bu kadar büyurıezdı. mevsımden korkup sıniyor mu! Ama aç gozumuzu doyuramadiK Aldık, Sozun pea ı, anmısına ka < r evuıden * 6akladık. Bulduk sakladık. Şlmclı de dışarı çıkıramış bır hatun o.an enamızı şeker pahalılandı dıye hayıfhnıyorui. bız bundan beş altı sene evvei aup Şekenn kıymeti araığı yok, fiatı artı Londraya goturauktu. Bereket kaamın yor. Şekerc^ye sordum: karakten sağlam da bu manasız seva Kaça? hatten mıcezı bozulmadı, fakat sonlıâ Yuz otuz! dedi. nuna tesaduf ettığı ıçın sıhhatı sarsıldı, Ne yuz otuz? hastalandıydı. Hem de ne sebeble? Hay Akide.. vanat bahçesının, sıcak memleketleı Amma yaptın ha! Ayol akideler dc hayvanlar.nı, yılanları, çıyanları gormeğışii mı? ğe gittıyd.k. Sıründakı kurkıle sıcak Hayır beyım! Akideler değişmed'. pavıyona gırdık, dolaştık. Aynı kurkle Hep eski mallar. Sıde fıaü arttı. Ne dışarının rutubetli, pıs, soğuk ve sıslı tadı arttı, ne kuvveu. havasına çıktık. Kadın hastalandı. Neyse Yalnız akide mı? bunu aralıkta soylemış olayım da asıı Kesmeler, ezmeler, şekerlemeler, ıki konuşmanııza donelım. kavrulmuşlar, lokumlar hep eskı tas, Bır gun valıde ıle Londramn meşhur eski hamam. Lâkın dunden bu gune «şeker pahalılandı. deyınce hepsl kıymet Trafalgar meydanından geçıyorduk Bu lendı. Şımdı eskisı gıbı bır lokuma beş meydan Beyazıd meydanından uıaktır oyun tavla oynıyan azaldı. Çunku b r Fakat şeluın en işlek yerınae oldugunkesme lokum uç buçuk, dort kuruşa dan çok kalabauktır. Ortasında o meşgelıyor. Hanı bunun tavla kırası, hanl hur (Amııal Nelson) un heykelını taşıyan uzun bır sutun vardır. Işie valıdem kahvecının kârı? Mademkı şeker artık bize yuz vermi bu meyuanda Nelson'un ustune bmdığı yor. Bari lâkırdısını edehm de ağzımız bu dıreğp Dakarken, o ıstıkamette sis ıçmde gorunen ko>u turuncu bır yuvartatlılansın.. Şeker lâfı edınce adamın ağzı tat lağı gostererek: Burhan! Bu nedır, lâmba mı?. dıye lılanır rnı? Evet! Lâkırdının çok defa doyu sordu. Sjrduğu şey Londramn nıeşlıurucu, teskin edıci hızmetı vardır. Onun sisini bir turlu deîemıyen guneştı. Guneş anne' dedım. içm buyurun lâkırdısına: Tuu' \azıklar olsun! Guneş bu hale Şeker var, şeker var efendim Ben bundan eyvel bır kere daha şekenn çe mı geldı' dıye hıddetlendıydi. O zaman guneşın halıne şaşan anam şıdlerinı yazmıya kalktım da beceremedımdı. Bu sefer gene denıye'ım Ba şımdı sumsuk guneşı bıle nekadar arıyor kalım hepsını toparhyabılecek mıjutı? bilseniz! hane şekerı, hraon şekerı, akide çekeIsmı lâzım değil, merhuma sormuşlar rı, badem şekerı, peymr şeken, nobet şe Guneş mı faydalıdır, ay mı? kerı, loğusa şekeri, şam şekeıı, kestane Cevab \ermış: çekerı, kışnış şekerı, leblebı şekeri, hal Guneş neje yarar' Ay daha faydaka şskeri, horoz şekerı, portakal şeksrı, hdır, hıç oımazsa gece ışık verır bayram şekerı. kandıl şekeri, mevlud Eğer ra'ımetlı bugunlerde Istanbuld3 şekeri, nışan şekerı, zıpzıp şekeri, öksu bulunsayoı, guneş hakkındakı fıkrını ruk şekerı, mushıl sekerı, kahve şekeri, değıştırır ,ona asıl değerını verırdı. toz şeker, krıstal şeker, kesme şeker, Bu" dosıumla konuşuyorduk: Jtare şeker, küb şeker, kelle şeker, pudra Ayol. dedi. Guneş o kadar kıtlaştı şeker Benım hatırlıy ab.ldıgım bu kadar kı; vesıkıva bağlasalar fena olmvya Eakahm sız eksığını bulabılecek mısınız? cak' Fıkır fena değıl, her ftkır gıbı. Şımdı şu lâkırdılan ettıkten sonra bı Lâkin haniya tatbıkat?! raz yutkurun' Ağzınızda hnfîf bir tatlılık B. FELEK Yazan: Buvhan Feîeh Sehir Fikîrler haberleri Düşünülmiyen insanlar NasyonEİizm ve enternasyonal i z m kavgaları ıçinde çalkanan dunyamızda somurgecı hakımı I >etler aitmda sesle'•ı hıç duyulmıvan ve ıptıdaî denılen mı'jonlar'. irsaniarın bulundoğunu b Uı^ımu halde bunlar^n hukuk ve selâmetlerı ijakkında ne gazete su'vnlarmda, ne ae sıjası'enn ağzuıda hıçbır >azı ve dcmeçe tesaduf etmedığımu gibı Eılcum'e sade yağlarla lereyag ve Lu hazın sukuta karsı hayret ve\a ısze\ nnjagı fıatları son bır kaç gun ıcıny?n edenlcr de görulmuyor. Afrikanın ae buyuk bır sur'atle > ukselmıştır. Dı\e Avustraiyanm buyuk bir kısmmı £sr tarafidiı pıyasada malıım sıo^lar budolduran bu ınsanlara son zamanlarda lunduğu bılındıgı halde yağ toptancıverı'en •1ptıdaılık» vasfı, onları, gen kalarınm çok az yag arzettıkleri gor jımeklan \e medenî aenılen diger butun mfedır Fıat murakabe komısyonunca lessanlardan sanki tamamıle ayırmış^ır Hal pıt edılmış olan narklara rpğmen Urf? bukı medenî denılen milletler boy boy jsğı toplan kılosu cun 210 220, olduğu g'bi bunların ıçmde de iptıdaıler Trabzon yağı 180 ve zeytmyaŞı da se\ıyesınde veya ona vakın bır seviyede 115120 kuruşa kadar yukse'mıştır Bolge kalmıs, onların tekniklennı kullanmakta Ia";e mudarluğu dun bu rruhım ise el \e hatta zı'ınıjetlerını yaşamakta devam ko>muş \u mevcud stokîann âcılen tescden geıiı3 mıljonlarca msanlar vardır. pıtıne ba, lanmıştır. \e bunlat n selâmetleri mıllî veya ınsani Dığer t?ıaftan beyaz pejn.' n de piya bır mesele olarak duşunulmesme karşı1 sadan çekJc ığı ve fıaılarm cok ı u k H JIA. iptıdaıler deı.n bır duvgusuzluk ıçaıdığı gorulmuştur Tıcaret Vekâletı. bol'e ae unutu'muş gorunmekteuirler. H'ç bır İa^e mudu^luğune bu hususta baü salâ şey Eebeb»z Oimadıgına gore bunun da hıyetler \ermıs bulunmaktadır Lır sebeoı olacaktır. Ağlamıyan çocuğa meme venlmedığı gıbı bunlar da henuz Altın fiatları süratle düşüyor sızıanmasını bınne^ıklerı veja somurgeBaş.eiil \e Malje Vekıl:niızın B a j u i cı.er ıçın çjk kârlı bır sermaye oıdukları Mıllet Meclısındekı nutuklarından son içm mı l.cndı hallerine buakılijorlar? ra dun altın fıatı bır panık haLnde sur Psikolojı ve sivaset bakımından bu ıhtiatle du^mege başlamıs ve akşam uzerı maller varıd olsa bıle meselenın bu mabır Reşadıve altınına 3500 kuruşa dahı hıyette kabnasının daha cıddî bir seoeoı tal.b çîkmamıştır Halbukı evvelkı gun \ardir kı o da ıptidaî msanla medeni Reşadije alt'nı 5400 lıraya dahi bır kaç ınsani bnb.rınden ayıran şejlerm nejen ıbaret olduğunun henuz ıjıce bıhnmealıcı bulmuştu. Kulre altının gramı 500 510 beşi mesıdır. b ıarada 184 lıraja duşnuş ur. Acaoa ipıidai msanla medenî insan aBelediye memurlarımız, Yu ra^ında doldurulamaz bır çukur mu vardır? Yoksa bunlar nanistandaki belediye me kulundukları muhıt ve arasındakı fark, temas edege'.dıkmurlarına yardım ediyorlar len kultarlerın musaadesızlığınden geYunanıstandakı 1500 belediye memu len ve bunlar tadıl edıldığı takdırde rıına yardım ıçın, Beledıje memurlan kalmıyacak olan bur fark mıdır? Butun n n ıkıncıkânun ucretlerıle şubat maaş bu noktaların aydınlanması için ıplıdalarmdan muhtelıf nıspetler altında tev ılerın çok cıddî ve hakıkî bu incelemeden geçirılmesi lâzım gelır kı bu mahiksfat yapılmaktadır. Maaşı 25 50 lıraja kadar olanlar >ette bır ij ancak tam manasıle tarafsız dan 50 \uruş, 51 . 100 lıra alanlardan l>ır ılım guzıle vucud bulabılır. 100 kuruş 101 170 lıra alanlardan 150 Bunun ıçın herşeyden evvel uzv'vet kuraş, 170 300 lıra alanlardan ıse 300 jıpısında medenıyet içın en muhım bır kur ış kesılmektedır Toplanan paralar uzuv olan «bevm> e bakılmak âdet olKızılaya verılecek ve jardım bu kanal n.u^tur. Fılvaki medenî adamların ortadan % apılacaktır. lama beyn çevrelenle ipüdailerın beyın çcvrelerı srasmda bır fark gorulmuştur Çok yerinde bir yardım Doktor Celâl Mahtar, Topkapı sem Meselâ Avrupalılarda yuzde 10 nıspetıntınde oturan muhtaç juz aıleje jardım oe üstun çcvrede bır ustunluk, iptıdaıleda bulunmuştur. Her aıleje 15 kılo ko rm eğıtım ve bakım gordukten sonra mur, 1 kılo nohud, 2 kılo bulgur, 2 kılo dahi devam edeceğıne hukmedebıhr mifasulja, 1 kıîo mercımek, 1 kılo şeker, J ız? Uzvıyet ve bejnın gelı=mesine tesır yarım kılo sabun, jarım k.lo Urfa jağı, eden amıljerin nekadar karışık ve çok olduğu du,unulecek olursa aradaki far1 kılo so\an tevzı edılmıştir. kın telâfı edılemez olduğunu nasıl soyliYarın maaş veriliyor yebiliriz? Memur maaşlarına \apılan fe\kalâde Fazla o'arak yapılmış olan mahdud zammın tedıye emrı dun Vılâyet ve Beneyın mukayeseîerının daha zıvade geledıyeye gelmıştır Maaslar yarın zamıuşletıleret medenılerın en bakımsız ve larla birlıkte verüecektir. gerı kalmış unsurlarıle de kontrol edılIhtikâr suçluları melerı lazjmdır. Bunlar yapılmadıkça Mısırçarşısında Ismpt, yuksek fiatla bevın mukayeselerınden elde edi'ebılenışadır sattığmdan dukkânı >edı gün cek gerçek netıceler alınmış olmaz Fazla kapalı kalaoak \e 35 lıra para cezası olarak beynın kı>Tnetı yalnız çevresile verecektır Bu ışe aıd evrakın tahkıka değıl, daha zıyade terkıbi ve yap'sile tını gecıktıren komiser Raşıd ile polıs anlaşılır Kıtekım kafaları kuçuk olduğu Ekrem de 70 er lıra para cezasına mah halde buyuk kabılıyet gosterenlerm bulunduğu malumdur. O halde kafanm kum olmuşlardır. Çemberlıtaşta komürcü Azızm 35 gün, biraz ku^uk olması zekâda fıtrî ve mutTarlaoaşında komurcu Ibrahımm 15 lak bir aşağılığm delılı olmağa kâfi degün, Beşıktaşta Ali Emeşin 7, Beyazıdda ğıldır. Mehmedm 14 gun dukkânları kapatılZekâyı ölçmek için yapılmış olan mıstır. testlerle iptıdaılerin zekâ kabıhyetlerını Ayrıca Aziz 83 tbrahim 50, All Emeş tajın etmek de kolay bir iş değildır. 25 i e Mehmed 50 şer lıra para cezası Çunku kıılturlu bır muhıt içınde terbıye ode\ eceklerdır. Cörmuş bir zekâ ıle bundan tamamile CUMHURfYET î Şubal 1942 I f l C r l MIHINAI Fasid daîreye girmemek için IHFM NALINA I yükseliyor Prof. M. Şekib Yazan: > • Tunc Iaşe Müdürlüğü mevcud stokları tesbite başladı zayıf bu: netıce vermış olmakla beraber rrzett.ğımız mahzurlar dolavısıle bu neucelerm kesın bır hukme kâfı olmadıkları teshn edılır. Cambrıdje Unıversıtesı arkeolojı vc etnoloji mazesı muduru R. U. Sayce ın tLtkıklerme gore iptidaılerdeki kabıliyeth kimscer ve istısnaî hyakatler, iç erınde buhındukları muşkul şartlara bakıhrsa, hayret edılecek kadardır. Bunlar aıasında cesaretıı bır çok kesıf sejahatleri dusudmek ve bunları japmak iktidarını gosterenler olmu c , yuksek lıyakat sahıbı muharrırler yetışmıstır. Kultür'cın gelısımmde bulundukları rıuhıtın tesın umumıyetle kabul edilmiştır O halde Ostralya yerlılerında maddî kuhürlerinin buyuk bır kıbmmdâ gorulen bTutlık bunld'uı zekâsızlıklırından zıyade tabıatın kendılerme vuklettiğı fena şartlardan gelmış oİJbıhr. Buna kar^ıhk bulundukları muhıt'n elvenşh o\ax\ sartlarından istifadede hıç de kabıhyetsı/îık gdjtermemışlerdır Mese'â bır çok yabani nebatlan faydah bır hale getumeyı oğrendıkleri gıbı avladıklan lıayvanlaıin ıtıyadiarını da butun teferruatıle bılmektedırler Bu ıtıbarTa muhitlerıne uygun ve elzem şeylerı usta bir zekâ ile daima yapmışlardır. Bunlardan başka, ıptıdaılerm ku'*urlerı kendılerıne gore çok ıhtısaslaşmış olduğund3n dışarıdan gelen yeni şeylerden ancak kend: i ' kadrolarıra gırecilecek olaniarı alabılirler. Bunun içm kendi ku'furlerınde yer alabılecek şey!er pek ıyi karşılanır Muhtac oliuklan scylerin 'ojunu kendıleri yapan ptidpilerın go tprdıkleri gayret ve maharet biç de azımsanacak bır zekâya delâlet etmez. Neıede kaldı kı bu tarzda çahşma ayni zdmanda daha zevkli ve mes'ud etmeğe d&ha elverişhdır. Eğer muhit değışmez ve diğer kavimlerle temaslar olmazsa pek uzun zamanlar geçme^ıne rağmen kulturde önemh olarak ancak pek az değışmeler olabilir Kullanılan aletıerin genel karakterile kültürun genel tıpı hiç bozulmadan, teferruata a:d ufak değişikhkler haric, olduğu gıoı kalır. Medenî memleketlerın hucra ve sapa koşelermde dahı pek bariz teknık ve kultur gerılıklerıne tesaduf olunmuyor mu? Dunyadakı kultur ve tekniklerin bazıları kokten değişmelere uğradıkları halde ba'iları hemen hemen oldukları gıbi kalıyorlar. Bunun sebebi basıt olmaktan çck uzaktır. Çunkü bır kulturun vucud bulmasına yardım eden amıller hem pek çoktur, hem de karışık bu surette birbjlerıne gırmişlerdir. Bunların içinde en onemh olan amil yiyecek ve içecek şej lerı hazırlama tarzı olabıhr kı msanın kendısile muhıtı arasmda kurduğu muvazene beslenme ve geçınms vollan vasıta<=ıle olmaktadır. Zira insanın en esaslı ıhtivacının giderilmesi faaliyet ve meşg^lelerinden çoğunun temelini BUYUK f ü>iık Millet Meclisi, hazinesinden aldıkları para ile geçmenlerin ajlıklannı arteşkil eder. Insan top luluklarının genış tırdı. Bunun için, maliye hazjnesinden leyıp daralmasi ve \apılan fedakârlık, bıitçemizin yukünü, bunların faabjetle scnede 42 milvon lira kadar artıımairını mevsımlere uy tadır. Harb yüziinden durmadan yükdurmaları daha çok selen fiatlar karşısında, hiıkumct ve besı arama tarzlarmın maruyetme baglı Meclisin bu ağır yüku kabul ermeierı, dır. Muaşeret munesebetleıme vre tabıat Cumhurivet rejiminin, gelirleri değısmiustu varııkıara aıd Iıkırlerle ıçtımaî ve >en memurlan. müstahdemleri, emekaınî tesekkullerde gorulen karakterıslık lileri, dulları ve jetimleri dusunmesi balerın çoğu hep bu temele dayanırlar. kımından şukranla karşılanacak bir haGeçınme ve beslenme volları olduğu gı rekettir. Fakat, daha yapılan zamlar keselere bı kaldıkrs kultur de hemen hemen oldugu gıbı kalabılır Fakat beslenme ve girmedcn zarurî ihtiyaç maddelerinin geçınme v asıtalarında onemlı bır kazan bir kısmının fiatlan yukseldi. Bovlece cın, meselâ sadece balık tutmakla geçi mesele «fasid daire. denilen çıkmaza ginılırken l ; ı takım hayvanlann ehhlejti rivor. Yapılan zamlar, olduğu gıbi, belrılmesı veya çıftçılıkle geçınen bır mem ki de biraz fazlasüe ceblerden çıkıp gitmek vaziyeti basgosteriyor. lekete ıpckboceğı yetiştirme usullerinn Bu harb basladıktan bir muddet songırmesı hîm kulturde, hem de teknıkts ra, hajatın pahalılaşması üzerine, İngilbuyuk değışıklıklere sebeb olur ve bu terede memur aylıklarma ve amele günsuretle u."anla muhıtı arasındakı eskı deliklerine zam yapılması arzusu gosmuvazene bozularak yeruıe yenı Dir muterilmişti. O zaman Başvekıl olan Çeınv azene kr m olur Fıkir ve inanclarda berlaju şojle demişti: da bu yem muvazeneve gore değışmeler < Fasid daıreye girmekten uzak baslar. Çunku halkın çalışma tarz'arı kalmağa. çahşmahyız. Bır defa bn daıdaha çetreîıl olmak ve ayni zamandi ilgı renın ıçtne duştuk mu, fıatlar ve ucve tecrüus alanları gemşlemek zarııre retler bırbtnm ıtmekte ve yukse1rrekt» t.ndedır Bunun ıçın de eskı faahyetler devam edıp gıdecektir. Bu vaziyette de den bır kurru tabıatıle terkedılecektır yukselış j/artştnt, daima /latlar fcazanaTâ kı bunıurm yenne yenıleri geçebılsın. caktır » Iste bu mahıyettc değişıkhklerdır ki jenı Doğru dur. Geçen Büyük Harbde, her aletlere, ven elbıse ve evlere, yenı mşa memlekette olduğu gibi, bizde de ajlıkve tesekk'jilere, yenı ılgi v« goruslere, lara \e gündeliklere zam japıldıkça fiyeni ınaac ve imanlara ımkân ve hatta atlar da artmısü ve bu artış musabazaruret verır. kasında da ücretler, fiatlan geçmek sojle Medenî muletler dahı bugunku halle dursun, hiç bir laman onlara yetişemerine hep bu tarzdakı besi ve geçım yol misti. larında kjzandıkiarı yeni imkân'ar saBu defa da ajnî yansın baslaması ve yesınde gelmışlerdır Makınenın Avrupa devlet hazinesinin 42 milyonluk ağır bir hayatına gırmezden evvelkı halıle bu yükün altına girmesine rağmen, değısgunku ha.ını karşılaşüracak olursak a mez gelirli olanlann yapılan zamdsn kıllara havret verecek bir fark gorulur. nmduklan faydayı gorememeleri tehliDaha yak.nlara gelerek tayyarenın za kesi basgdsterebilir. manımızda yaptığı ve daha da yapacağı O halde, artırılan aylıklarla gündelikbuyuk dpğişiklıkîen düşunmek kâfidır lerin bir elden girip obur elden çıkmamasını duşünmek gerektir. Devlet haElhasıl kazanılmış kıiltürler ne kadar zinesine ikınci bir 42 milyon lira daha çok mudıl olursa halkın kazanacağı tecjüklcmck imkânı obnadığına gore, merübeler de o kadar çeşidli olur, keşıf, sele j i bu cepheden de halle ral ş.r,2k :ad, ibda ve saır değişıkhk ihümaUeri lıizumu açıkça kendini gosteriyor Bazı de o nıspelte artar. Hakıkat bu merkez zarurî ihtiyaç maddeleri fiatlarınm alade olduktan sonra bir takım insan yığır. bildiğine yukselmemesini teınin için larmı sadece çok geri bır kultur va tek şimdiye kadar aldığı tedbirlere ilâve onık içınde gormekle zekâ ve kabihyetle larak yeni tedbirler almasını Doktor rmde de sölâh kabul etmez bır aşaS'bk Rcfik Saydam kabinesinden rica edcriz. olduğuna hukmetmenin çok hafif bir duşiınce o'duğunu teslım etmemek kabıi olmaz Bu kolay hükrnü bir tarafa bırakırsak yamlacak şey, bunlann bir kulturden daha ileri bir külture geçmek ıçii müsaid şartlar ve fırsatlar bulup bulmadıkları ve yaşadıklan muhitin esas]ı değişmelere ne derece elverişli o'duğudur. Coğrofî muhit ve geçirilen tarih" Havasazi tahdıdatı bugunden itibavakıalarla temas edilen kültürler goz ren başlamaktadır. Halkın bugunden önüne almmadan insan topluluklarınm ıtıbaren ocaklarını sabah saat 7 den kabiliyetleri hakkmda verilen uluortı 13 e ve akşaırlan da saat 19 dan 22 ya hükümlerin bir kıymetleri olmadıktan kadar kullanmalan lâzımdır Bu saatsonra buçünün hemen hemen hiç düs'j ler hancınde gaz tazyıki 30 müımetre nülmiyen iptidaî insanlanna karşı me su tazyıkıne duşuruleceğınden bir kazadenî ınsanıarın duydukları guru> v c ya mahal kalmamak İçin yukanda bilgosterdıklerı kayıdsızlığın haksızlığmı dirılen saatler haricinde gaz kullanılmaıtıraf etmemek kabıl değıldır. malıdır. Havagazi fahdidatı bu sabah başhyor IPEK Sinemasında B U G U N Baştanbaşa REXKLİ Heyecatılı Mua7zam ve harikulâde sahnelerle dolu bu\uk macera şaheseri M. Sekîb TUNC ŞAHANE YILDIZI Ekmek karnesi alamıyanlara Vılâyetin resmî teblığıdır: Şubat ekmek karaeleri tevzlatı t a mamen bıtmıştT. Her h?ngı sebeble olursa olsun karnelerinl alamıyanlar varsa Ikamet ettlkleri nahiyelerde pazar günleri de çalışmakta olan lase bürolarına müraoaat ederek subat ekmek karnelerinl almalan ilân olunur. SE VİMLİ HA YD UD >un İNTİKAMI Baş rollerde: MİS HAUER ve JOHN WAYNE ile bhlıkte fevkalâde bir tarzda yarattığı MARLENE DIETRICH FILMLERIN 7 GÜNAHKÂRLAR filminde bütün güzelliğirJ, bütün dehal san'atkâranesml gösterecektlr. HENRY FONDA JACKIE COOPER Seanslar • 1 2 30 4 30 6 30 ve 9 da Bueün 11 de tenzilâtlı matıne CUNHUR1YET Nüshası 5 Bu salı akşamı SÜMER sinemasında A N G E L Î K A MEVSİMİN ( Günahsız Kadın ) EN GÜZEL AŞK FİLMİNDE OLGA TCHEKONVA Sokakların temizlenmesi Ş A R K BUYUK SİNEMASI FILM BIRDEN Seylrcilerini gaşyetmekte devam edivor Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine. Devam etmekte olan kar, int^zam ve 5e\rusefen aksatmaması ıçın daımî bır mücpdeleyl zaruri kılmaktadır. Bugun pazar olmasına rağmen dukkân, ev ve mağaza sahıb veya mustecırlerın onlerlne duşen tretuan temız bulundurmak Için icab eden tertıbatı almalan lâzımdır Aksl takdırde tatbik edılen eezalar te'ıerrur dolavısıle sıddetlendırılecektir. nıahrum kalmış bir zekânın testlerle elde edılecck verımlerini mukayese etmek hiçbir zaman doğru olamaz. Medenılerin yaşndıklan muhite ve alıştıklan malzeme ve tekmklere gore yapılmış olan testlerle iptidailerin hakikî zekâlan ele gecmış sayılamaz. Fazla olarak on^rın bu tarzdî sınamalara tahammul ve ılgileri de yoktur. Vekıâ bu hususta yapılmıs olnn sınamqlar iptıdailerde daha Abone ser?ili Senelik Alü avlık Üc avhk Bır avbk NEVZÂD AKAY 11 şubat 942 ÇARŞAMBA akşamı ANKARADA YENİ SİNEMADA kurustur. • Turkıye Haric icin içın 1400 Kr. 2700 Kr 750 > 1450 > 400 > 800 > 150 » Yoktur. İLK KONSERİNİ VERECEKTIR. ZENGİN VE SEÇME BİR PROGRAM Dikkat Gazetemize eönderilen evrak ve vazılar nesredilsın edılmesın tade edilmez ve ztvaından mes'nlivet kabnl nlunmaz Sen işi bana bırak. Yalnız ne söylersem yap olur mu? Tabıî, tabıî, ne sdylersen! Hamdı Fahir, hasta koltuğunun ba^ma geçmıştl: Gel hemen buraya uzan! Refık fırladı, kendıru koltuğa attı, Hamdi âlet dolabının kapağını açarken: Şımdi bir dışıni çekeceğım, dedi. Refık sıçramıştı: Yani çeker gibi yapacaksm. Hayır, sahiden çekeceğım, oebebini sonra anlarsm, kabul mü?. Nasıl olur? Niçın böyle... Hamdi lâfını kesti: Vaktım^z yok, eğer r a n olmazsan Işinı berbad ederim, bır dişını feda edersen umduğundan fazlasuıa kavuşacaksın. Hamdı kerpeteni arkadaşının s§zına dayamıştı bıle, Refık homurdandı. Maksaduıı anhyamadım ama ne yapayun?. Sonra anlarsın. Kapının zıli çahyordu.. Haydı çabuk! Refiğın ayakları yerden kesildi Hamdi on dıslerinden birisme asılmıstı Sapsağlam dişm koku çatırdadı, Refık kalbinden damarlarmm çekıldığıni hisseder gıbi oldu. Nlhayet dış çıktı.. O sırada oda kapısı da açılmışu. Refık adeta sersemlemışti, mendılile ağzını kapıyarak arkasma dondu. Bıraz evvelki yol arkadaşı gulumsıyerek gıriyordu: Bonjur! Hamdı Fahir, yeni girenin vanma kostu, ellerınden tuttu, Refığ n yanma getırdı: Refık san^ ri'=anhmı tanıtayım . Refık dışııun neden seklldlğını anlamışU. YAYLA COŞKUN ELHAMRA DILBERI (Türkçe Sözlü) SİNEMASINDA Kafkas yaylalarının güzellıği ıçinde geçen, merak ve hevecan veren nefıs aşk Bıtıras fılmı. Sovvet fılmin bir şaheseri. Yıldızlar: A. GİRENAH MORDİNOF NİKOVA ÇORNnO ÇIRAK Çapanoğlunun emsalsiz macerası. fevkalâde neş'eli, gülünclü film Seanslar bugün saat 11 de başlar. 11 de tenzilâtlı matine. r . Bugnn T Â K S I N Sinemasında \ Bfiyük bir servet sarfile vücuda gelen film . En biiyuk ve en ihtiraslı sergüzeşt ve maceralar. Korkunç ve müheyyiç sahnelerle dolu bir film.. ÖLDÜREN K I Z I L ORMAN Baş rollerde: RICHARD ARLEN ve ANDY DI\'IXE ve umumî taleb uzerine haftanuı muvaffakiyeti S İ L Â H Ş Ö R Emsalsiz fiim ilâveten gösterilecektir 2 BÜYÜK FİLM BİR DEFADA ^ ^ ^ ^ • İ ^ ^ ^ B Bueun saat 11 de tenzilâtlı matine. • • • • • • ^ H Bugün S Ü M E R Sinemasında ÖO ü d n 3 .y ,v,,l R O B E R T l mne ile beraber CAKOLE LOMBARD çevirdiği Bedbaht yıldız MONTGOMERY AŞK MUHAREBESİ Son ve güzel ask filminde vasadifhn'. sevdiğini ve Rulumsediğini gorecek ve cidden alkışlıyacaksınız BUCÜI* SAA71 V PB1 TENZILÂTU MATİN5: l^apılarından insanların sarktığı dolu tramvaylar durmadan gcçıp g ttikçe Refığm hıddeti artıyordu. Be yazıdda çok muhım bir işi vardı ve yırrri beş dakıka sonra orada olmazsa yetşemıyecekti. Her gelen tramvaya adeta yalvarır gıbi bakıyordu Fakat kaba araba bir an tereddud etmeden dığerleri gıbı gcçıp homurdandı. Fakat Refığm penşan haımden olacak bırden ışaret ettı, şcfore gıdıyordu. Refık bırden sevıncle sıçradı: Yan so seslendi, tekrar kapıyı açtı, tatlı bir kağm koşesjnde bır taksı duruyordu. F sesle: Beyefpndi, dedi, buyurun. Bpnim lınden kaçıracakmış gıbı korkuyla fırgıdeceğım yer yolunuzun uzennde, s.z ladı: beni bırakır, gıdersınız. Taksi! Refik kendlnı otomobllde bulunca miıŞofor, caddelerin yeni efendisi, kıynıehım ışıni çoktan unutmuştu. Yapmdalinden haberdar başını uzattı: kının emnıyelını suılstımal etm.ş ölmd Muşterim var, ağabey! I Muşterin falân yok! Naz e*me hay mak ıçın fazla ılerıye gumek ıste neden, di, çok acele Işım var, beni Beyazıda yan gozle bu nefıs yol arkadaşmı seyredıyordu. Seyrettikçe de yepyenı bir gotüruver! hıssın butun ruhunu kapladığını sezıŞofor lâkayd bir tavırla tekrar etti: yordu Bır sesm ıçmde: Muşterim var.. «Işte hep aradığın kadm'« dıye tekRefık nasıl kandıracağını bilnıyoıdu: rcrladığmı duyuyordu. Kararını verdi. Yahu, halden anlamaz mısır.' Bır gıder gelırsın, çok acele ışım var, diyo bu fırsaü kaçırmıyacaktı. Konuşmıya teşebbus etti: rum. Sıze o kadar teşekkure borçluyum Bırden şofor yerinde doğruldu, arkaya k . Bu nezakeünız. uzanarak kapıyı açtı Refık sevıncle otoKsdın basmı çevırdı: mobıle atlıyacaktı, bır el goğsune d3 Luıfen beni bu teşekkur merasıyandı: Amma da açıkgözmüşsün yahu, yol mmden kurtaruıız! Ne kadar temız ve asîı konuşuy^rJu ver de gırsınler. Refik duraladı, kapı kendısine değıl, Refık tekrar soze gmş'i: Blraz evvel otomobıle gırerken hâasıl muşterıye açılmıştı, suratını asarak gerı döndu. bu talıhli muşterıyl gormek lım oldukça komıktı her halde... ıstedı. Fakat hayretle duraladı Bıı kaç Kadın sadece ağzını oynattı ve cevab adım otede gayet guzel ve kıbar bir vermedl Refık dışarıya b r goz attı, Kopkadın kendıs^ne bakıyordu. Utanaıak ruye gelmıslerdi Zaman ne çabuk gegeriledı Yol verdi. Kadın tath iatlı gu çıyordu, yolculuk bıtecek dıye odu kolumsedı Ince dudakları, ınsani kendısi puyordu Bununla beraber nazık bavan ne bağlıyan tertemız bır yuzü vardı soz soylememekte ısrar etmek'evdı TaUhını bır kere daha denemek ıstedı: Refık kekeledr Nerede lnecekslnız? Affedersınız, malum ya n3klıyo va Sırkecıde. sıtalan Sonr<J çok acele ışım vardı KUçuk hıkâye n t i k am Yaz?n: Setvan Gizli lıydı: Gara mı? Kadın tekrar gulümsedi, başmı çevirdı. Sızin bu telâşlı halinız pek hoş, dedj, ben dışçi Hamdl Fahıre gıdıyoıum. Refık yerinden sıçradı. Hamdı F ^ h t mekteb arkadaşlarındandı, hattâ bır zamanlar onunla oldukça samımî arkadaşlık b:le yapmıştı. Fakat sonra ayrılmışlar, ıkı uç senedır birblrlerlm gormemışlerdı Ne ehemmiyetı vardı, Hcmdı Fahır mutlaka vaziyetı kavrar ve onun bu bayanla samimî olmasını temln edeıdı. Derhal aüldı: Aman ne buyuk tesaduf' Ben de oraya gıdıyorum, Hamdı Fahir decLnız değıl mi, dış doktoru Hamdı Fahır?. Kadın şaşırmıştı: Acelenlz dlşçiye gitmek için miydı? Refık elını yanağına dayadı: SormayıniA oyle ağrıyor k i . Kadın dudaklarmı bukmuştü, tekrar bdşmı çevudı, önüne baktı. Sırkeciye gelmişlerdi Otomobil vavaşladı, kaldırıma yaklaştı ve durda. Şofor ındl Kapıyı açtı. Refik derhal atladı, şoforun elıne takside yazılandan daha çok bır para sıkıştırdı Kadın ıtıraz ediyordu Ne münasebet efendim, bu ayıb olur. Fakat otomobil gıtmişti bile Refik >ımdı guzel bayandan evvel arkadasını gormek, vaziyetı haber vermek 'stıyordu Tahhı bugun pek yerlndeydl, zıra guzel bayan: S u gıkm dedi. ban kar#> bir şey alacağım. Refık derhal kabul ettı: Tabıî efendim, benım ışim blldiğiniz gıbi acele, sız sonra gelirsıniz. Ve deh gıbı basamaklara atıldı, «dış doktoru Hamdi Fahir, tabelâsını dorduncu katta buldu, derhal zıle bastı. Zaten başka muşteri yoktu. Henen doktorun yanma aldılar Hamdı arkadaşmı gorunce sevıncle ayağa kalktı: Nereden çıktın Refık, bu ne ^ürpnz' Fakat Refiğın kaybedecek vaktı yoktu Derhal meseleye glrişti: Azızım Hamdı, senm elmdeyım bana muthiş bır ıyıhk yapacaksm! HayTOİa! Dınle; gayet güzel, tatlı bir kıdma âsık oldum Nasıl oldu sonra anlatırım. Slmdi senden istedığım, o bıraz sonra buraya gelecek, ne yapıp yap, oenı ouunla samımıleştir. Hamdı basını sallıyordu Hep o çocuk! Bırak simdi şakayı, bu seferki pek cıddî, boyles.ne her zaman rastlanınaz Gel pencereye bak, su eczaneye girdı, sana gostereyım. Hamdi caddeye bakan pencereye ypklaştı, Refık parmağıle asağısını gostererek haykırdı: Bak Hamdi, bak ışte o' Gördun değıl mı? Buraya geliyor, gordun değıl mı? Hamdı başını salladr Hımm Evet gordum Bir kaç adım attıktan sonra arkada=

Bu sayıdan diğer sayfalar: