3 Ağustos 1947 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Ağustos 1947 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 3 Ağustos 1947 Meraklı sahifeler Fouche'nin firarı Toplıyan: Hamdi Varoğlu Carb Tarihinden 1815 senesi martımn beşinci günü, yaret etti. Fouche'nin, ona verdiği ce Tuileries sarayına soluk soluğa gelen vab şu oldu: Bir Yunan Bakanının garib cevabı: «Harb harbdir. Haydudlan besliyenleri işbirlikçi olarak şiddetle Artık işişten geçmistir. Lâkin müs bir Ulak, Napoleon'un Elbe adasından cezalandınyorvz. Siz Erzurumda Ermenilere karşı aynı şeyi yapmadmız nu?» kaçtığmı, altı yüz kişilik bir kuvvetk' iorih olunuz, Napoleon'un giriştiği bu Paris üzerine yürümekte olduğunu ha macera, uzun sürmez. Kral hazretleri, ber vermişti. Kralın yakmları, bu haşimdilik emin bir mahalde saklansm beri omuz silkerek karşıladılar. Arka lar; ben bu müddet zarfında, Napoleon'u smda tekmil Fransız ordusu, tekmil Av devirmek için elimden geleni yaparım. Baştarajı 1 inei gahifede bırakıp çekilmiçür. Pomaklarla mes anlattım, bir köylünün mahm lstiyerek Fouche, böylece, bir taşla iki kuş vurupa bulunan Fransa Kralı Onsekizinci Bir gece geçirdiğim Gümülcinede, kun olan fcu köyler, hakikaten çeteci. haydudlara veremiyeceginl hatırlattım İç İşleri Bakanlğı Emniyet Müsteşarı Louis'yi, altı yüz neferden ibaret bir ruyordu. Eğcr Bourbonlar galib gelir gözleri yash, kalbleri vatan hasretile leri beslemekte, onlara hizmet etmek ve bu durumun ıslahı için, bir şey dülerse, onlara yardım etmiş gözüküp Haluk Pepeyi yarın Ankaraya dönmek svuc kuvvetle yenmek kabil miydi? dolu ırkdaşlarımi'a görüşmek fırsatını tedilrer. Yarın, ortalık düzelince, bu şünülüp, düşünülmediğini sordum. Halüzere dün şehrimize gelmiş, Vali ve Napoleon'un eski silâh arkadaşı Ma ileride bir mevki kapmak imkânmı eide buldum. Hepsi, aynı arzuyu izhar et köylerde yaşıyanlar, komünistlerle iş buki M. Rodopulos, bu zecrl tedblrlerin Belediye Reisi Lutfi Kırdarı ziyaret etreşal Ney'e, Imparatoru esir etmesi em edecekti, Böyle olmaz da, galebe Na tiler. Bütün mallarını, mülklerini bıra birıiği yapmak suçile itham edilecek. fevkalâde yerinde olduğuna kanl imlş. ri verildi. Mareşal, bu divane macera poleoıvda kahrsa, o zaman, Bourbonla miştir. Bu ziyarette Emniyet Genel c Ne yapahm, dedi. Harb, harbdir, karak, yalnız canlarmın emniyette ola lerdir. Işbirliği yapmayıp da, ne yapamüdürlüğüne tayini takarrür eden Abperesti sadeoe esir stmekle kaîmıyaca rın teklifini geri çevirdiğini âlemen söycağı bir diyara göçmek, yani Türkiyeye caklardır? Silâhlı vahşi çetecilere karşı Çeteler bir köye girlyorlar, orada yeyip med Demirin yerine Istanbul Ercniyet ğmı, üstelik, bir demir kafase kapatıp liyerek övünecek, bu sefer, imparatorun müdürü hakkmda görüşmeler yapıldığı gelmek. Hakikaten bu zavalh insanla gelmelerine imkân var mıydı? Çeteci içiyorlar, geceyi geçiriyorlar, sonra da memleket içinde dolaştıracağmı, övü clile ikbale yükselecekti zannedilmektedir. Emniyet Müsteşarlı rin hayatı, dünyada tahmin edilebu'e. ler, köylerinden kaçanlara da rahat kalkıp gidiyorlar Halbuki köyden bir tek nerek söyledL Lâkin, her zaman tatbik ettiği, daima ğı, polis ve jandarmanın birleştirilmesi cek yaşayıs şekillerinin en feciidir vermemekte, eğer kaikıp gelmezlerse, ev k:şl gelip de, bize haber vermiyor. Bu Fakat, çok geçmeden, başkente kötü da muvaffakıyetle netioelenirdiği bu iki kanun tasarısı etrafında önemle çalış Gümülcine ve civarı için, tcehennem» lerini yakacakları yoıunda haber gön şekilde hareket edenlerl, işbirlikçi olakötii haberler ulaşmağa başladj. Napo yüzlü siyaset, bu defa ters dö'ndü. rak şiddetle cezalandırıyoruz.> maktadır. Bu kanun tasarısı Büyük tabirini kullanmak asla yanlış olmaz. dermektedirler, Gümülcinede gördüğüm Türkler, köy lşt« Makedonya ve Trakyada durutn Bakana, hiç blr köy halkının gönül n hiçbir tarafta mukavemet görmeBourbonlar, Napoleon'dan bir ders Millet Meclisinin önümüzdeki devre lerini ve mal mülklerini bırakarak şeh böyledir ve Türkler de, Yunanlılar da zasile haydudlan beslemiyeceğini tekden, muntazam yürüyüşle ilerliyordu. toplantısma yetiştirilecektir. Bununıa almışlardı. Tehlikeli zamanlarda, muGönderilen her kuvvet, sakit împolis ve jandarma birVeşecek, yalnız re kaçmiş zavali'ılardı. Gerçi şehir de iki kuvvet arasında ezilip, tahammül rarladım, orduya haber verilmemesinin vakkaten çekilip giderken, Fouche âyaşehir ve kır zabıtası unvanını almak emniyette sayılmaz, zira çeteciler her edilmiyecek derecede ıstırab çekmek sebebinin de, çetelerden duyulan korku paratorun yolunu keseceği yerdc, rında bir adamı geride serbest bıraküzere iki kısimdan mürekkeb olacaktır. an buraya da hücum edebilirler ve kı tedirler. Bütün bu bölgelerde, komü olduğunu söyledim ve: maiyetindeki ufak orduya katılıyordu; nıamak icab ettiğini biliyorlardı. Onun Yeni kanun tatbik mevkiine girdikten sa bir müddet için dahi olsa hâkim o€ Bakınız Nigritaya, dedim. Çeteler nistlere karşı tesirli bir mücadele yaîmparatorun yolunu keseceği yerde, için, Napoleonl süratle Parise doğru sonra polis yetiştirilmek üzere mekteb labilirler; lâkin, bilhassa dağlara yakın pan tek şahıs; itiraf etmeli ki Andon köyü bastılar, yakıp yıktılar, intikamhattâ, Napoleon'u yakalayıp demir kayaklaşırk€«ı kralın verdiği hareket ka ler açılacak ve şimdi olduğu gibi polis olan bölgedeki köylerde dunım o ka çavuştur. Andon çavuş, denilen adam, lar.nı aldılar. Sonra da rahatça çekilip fese hapsedeeek olan Mareşal Ney bile, rarı tatbik edilmeden 3 gün evvel, zabı mektebini ikmal etmedikçe polis mes. dar acıki'ıdır ki, zavalh köylüler ken 1941 de dağa çıkmış, o zamandanberi gittiler.> bu sabık efendisinin saflarına katılmıştaya, Fouche'nin tevkifi emredildi.Tev leğine kimse ahnmıyacaktır. Yeni zabı dilerini şehre atmakla selâmete eriştik Bulgarlarla, Almanlarla, Ellasçılarla ve Bakan: tı. Bu gidişle, bir hafta sonra, Pârisi kifin sebebi, kral tarafmdan teklif edilerini farzetmektedirler. « Nlgrltada ne yaptılar? diye cevab çetecilerle mücadele etmiştir. Şimdi, avucu içine almış bulunacaktı. çok faydaA nin tevhidi kanununun len nazırhk mevkiini kabul etmeyişi idi Bir gece evinizde otururken, köyü orduda binbaşı rütbesini haiz olan verdi Kendi adamlarını öldürdüler. Kral sarayında telâş ve korku, hadden Kabul etaıediğine göre, demek ki güp olacağı umulmaktadır. Hem size au kadanm söyliyeyim kl nüzü çeteciler basıyor, ellerinde silâh Andcn çavus, bizim Istiklâi' Mücadele«şırı idi. Onsekizinci Louis ve maiyeü heli bir adamdı. larla haydudlar kapınıza dayanıyor ve mizdeki Çerkez Etemlerin veya Topal çetelere yardım edenlerl İşbirlikçi olaerkânı, Fransanın ihtilâl devri yajaC.H.P. Genel Sekreteri geldi Osmanlarm eşidir. Bir tesadüf, bu ser. rak taklb etmek, Genelkurmayın kararı O sırada Zaptiye Nazın, Bourrienne mıg bir memleket olduğunu unutmakla, C.H. Partisl Genel Sekreteri Hilmi Uran yiyecek, para istiyorlar, hattâ geceyi söyıüyorlar. gerdeyi karşıma çıkardı. Onunla ko ve harb plânıdır. Çeteciler köye girer halktan uzaklaşmak, saltanata dalmakla isimli birisi idi. Napoleon'un eski bir ar dün sabah Ankaradan çehrimlze gelmij ve odanızda geçireceklerini itiraz etmenize imkân yoktur, çünkü nuçtuklanmizı baska bir yamda anla de, köylüler haber vermezlerse, ordufaata ettiklerini, işişten geçtikten son kadaşı olduğu için FoucM'yi de çok Pendikte trenden inerek evine gitmiştir. Şehrimizde bulunan Büyük Millet Mecllsi nun onlardan nasıl haberi olur? Bu, tacağım. ra anhyorlardı. Yapılacak bir tek iş yakından tanıyordu. Kraldan bu tevkif Başkam General Kâzım Karabekir dün C.H. derhal kurşunu yersinlz. Başınızı iğiköylüler haydudlan tercih ediyorlar yorsunuz, zorbaların istediklerini veri**• emrini tebelluğ edince fena halde korkvardı. Halka kendini sevdirmek. Ancak, Partisi vilâyet merkezine gelmij. o «rada yorsunuz, hattâ bazan, içinizden lânet Kuzey Yunanlstan Nanrı M. Rodo demektir.» bu 1}, öyle bir kaç gün içind* başarı tu. Fouche'nin kolay kolay yakayı ele parti vilayet başkanı Atıf Ödülün başkanlıede ede onl&ra hizmet de ediyorsumız. pulos lle garib bir görüşms yaptım. M. t Ben, daha fena ya, dedim. Demek ğında bir toplantı yapmış olan idare heyîtl verir takımdan olmadığını çok iyi bililabilocek işlerden değildi. Pek pek, koyu üyelerile parti isleri etralında uzun bir göSabah oluyor, çetecii'er çıkıp gidi • Rodopulos gayet genc ve son derece şiş köylüleri kaybetmişsiniz. Halbuki ben cumhuriyetçilerden birine bir nazır yordu. Buna rağmen, emre itaat mec rüşme yaparak fikir teatisinde bulunmuştur. yorlar. Bu sefer, askerler geliyorlar. man bir zat. Beni, Selânikteki genel onların, çetelerin korkusundan seslerilık sandalyesi vermek, böylece, salta buriyetinde kaldı. Bu askerler, Andon çavus adh birvalllik binasında kabul etti, çok işi clni çıkarmadıklarını zannediyorum.» Rum patriği 1815 yılı martının 16 ncl günü, saat natm halka indiğini ispat etmek çaresi Yunanlstana gitmi; olan Rum patriğt Mak Pontus'/unun kumandasuıdadır. Andon duğu için biraz bekletmek zorunda kalBakana; Gümülcine köylülerinin anvardı kl, bütün cılızlığına rağmen de on birde, zabıta memurlan, Fouche'nin slmos bu sabah îstanbula dönecektir. Patrik çavus, sizi yakahyor: lattıklanndan bir kısmını naklettim dıgından dolayı özür diledi. Ewelâ YuKaraağacda Jstanbuldan glden patrikhane hearabasını, bulvarın orta yerinde kuşatnenmesi kararlaştırıldı. « Vayl diyor, sen çetecilere yatak nanistanda yaptıgı seyahatlerden, son ve: tılar, Zaptiye Nazırının emrile mevkuf yetl tarafından karjılanmıştır. YunanlsUnSaray muhiti, bir hayli düşünüp tadakl hâdiseler patrijln memleketlmlze dön lık yaptın, onlara yiyecek, içecek ver ra İstanbuldan ve Türkiyeden bahsetti. Şiddetli zecrî tedbirler alıyorsu bulunduğunu söylediler. mesini tacil etmijtir. jındıktan sonra, birdenbdrei bir isim hadin, evinde yatırdın ha! Seni gidi ko M Rodopulos'tan, kuzey Yunanlstanda nuz ama, lüzumunda bu köyleri muhatırladi. Bu İsim, Joseph Fouche idi. Fouche, soğukkanlıhğım kaybetmedi, ki durumun, resml bir gözle nasıl oldu faza edebiliyor musunuz?» diye sor Ardahan ortaokulu sergisi münist seni, şimdi sana gösteririz.> îster direktuvar hükumeti olsun, ister istihfafla gülümsedi, uzun seneler maiArdahan ortaokulu öğrencilerinin resira ve dum. O zaman dayak ve iskence faslı baş ğunu sordum. Bana: konsüllük, ister imparatorluk veya kral yetinde çalışmış insanlar olan zaptiye mahalll motlflerden ora liraat aletleri ma ıyor. Çeteciler yetmiyormus gibi, An c Vaziyet biraz daha iyidlr, dedi. Bu bir lhtilaldir, dedi. thtllâller, meydana getirdikleri bir tergi Çeteler köylen basıyor, yagma ediyor, kanla bastırılır. lık hükum«ti olsun, herhangi idare güç memurlarma: «Eski bir nazır, eski bir ketlerinden 3/S/947 paıar gününden itibaren üç gün müd don çavuş kuvvetlerinden de hakaret bir duruma düştü ise, bütün güçlükleri âyan azası, böyle sokak ortasında tev detle Eminönü Halkevinde açılmıştır. Girij ve en hafif şeklile «kötü muamele» gö adamları öldürüyor ama, biz de muka Ama masun köylülerin kanı lle yenecek kadar diplomat, her türlü ha sif edilemez> dedikten sonra, arabacısı serbesttir. rüyorsunuz. Sizi hapse atıyorlar, mah. bil tedbirlerimlzl alıyoruz. değil, haydudların kanı ile olması lâna emir verdi, tozu dümana katarak; bisliği irtikâb edecek kadar bulanık ahÇetecileri, rjugünkü sartlar altında zım. Bir amele kolunu merdaneye kaptırdı kum ediyorlar. Sebeb, «çetecileri besMercanda Şerifpaşa hanında S4 sayılı ipli'< i'emek». Peki ama, eli silâhlı bu adam tamamlle temlzlemenin imkânı yoktur. lfikh adam aradığı zaman, daima konağınm yolunu tuttu. Kimin kanı ile olursa olsun. Ste Hâdiseyi haber alan Zaptiye Nazırı, boyahanesinde çahşan Mazlum adında bir ları beslemeyip de, ne yapacaktmız? Haydudlar, hududlarımızın ötesincie de Erzurumda Ermenilere karşı ayni Fouch^'yi bulmuş+u. Sadakatle hizmet genc, çalışırken kolunu merdaneye kaptıraeder göründüğü kralına da, ihtüâle de, Fouche'yi evinde tevkif etmeleri emrini rak ağır surette yaralanmıştır. Yaralı Cer Gümülcinede bir Türk, ağlıyarak besleniyorlar ve oradan içeri girlyorlar. şeyi yapmadıniz mı? Ben, Türk tariYunan ordusu, bütün hududu kapata hini gayet iyi bilirim. imparatora da her fırsatta ihanetten verdi. Ev kuşatıldı. Pürsilâh bir müfre •ahpaşa Hastanesine kaldırılarak tedavi al şunları söyledi: bir an geri durmıyan Fouche, Napo ze, sokak kapısına dayandı. Fakat ına alınmıstır. « Senelerce çalıştıktan sonra edin. cak kadar kuvvetli olmadıgı için, birBu sözleri, Türkiyeye karşı en samiBörekten zehirlendi leon'un, hattâ bütün Avrupanın bu cn Fouche, zabıtaya bir oyun daha hadiğim bir küçük evi, bir kaç parça tar liklerimiz, hududun blraz gerisindeki mî dostluk hisleri beslediğinden emin Nijantaşında Hocamansur sokağında oturan layı ve davarlarımı köyde bırakarak, bölgede bulunuyorlar. Hududa çıkıp da. zeki polis nazırı, o sırada menkub bu zırlamıştı. Memurlan evinin salonunda olduğum ve her yerde bunun nişaneHatice adında bir kadın yediği börekten zeorada tek başlarına kalmasırılar, çeteler kaçıp geldim. Hiç olmazsa mahm gitsin kabul etti. Kendisine gösterilen tevkif lunuyordu. Uzun zamandanberi, nüfuzhirlenerek Etfal Hastanesine kaldırılmıştır. slni gördüğüm Yunan hükumetinin bir de, canıma dokunmasınlar diye. Bili tarafmdaı: sarılmasınlar diye. İU şahsiyetlerin kapısını aşındırıp dur müzekkeresini okudu. Elektrik cereyanına kapıldı Bakanı söylüyordu. Itiraf ederim ki, Pakat ordumuz, bütün hududu tutayorum ki, çeteciler, bir gün benim eviduğu halde hep asık suratla karşılanan, Tamam, dedi, usulü dairesinde yaKaragümrükte Keçeciler caddesinde 95 «ahem hayret ettim, hem de müthis bir mi de basacaklar ve haraç alacaklar. cak kadar kuvvetli olduğu gün, hudud her müracaaü neticesiz kalan bu haris zılmış, haşmetli kralın emirlerine itiraz yılı evde oturan Hüseyin adında bir şahıs, hayal sukutuna uğradım. Yüz bin Türadam, günün birinde, nazırların, prens edecek dcığilim. Lutfen oturun. Ufakte evinde bir duya ampul takarken cereyana Alsınlar. Hiç olmazsa, şehirde bulunur askerl manada kapanacak ve komşulakün mukadderatım elinde tutan, fakat sam, ertesi gün askerler gelip, beni yanmız, hayduölara yardım edemlyecekfcapılmış ve baygın bir halde Cerrahpaşa krin; kral hükumetinin en nüfuzlu mii fek eşyamı hazırlıyayım, jimdi geliyoHastanesine kaldırılmıştır. akhk etmek suçile itham edemezler, lerdir. Yahud yardımda devam etmek Türk tarihini gayet iyi büdiğini söymessillerinin, kendi ayağına kadar ge rum. dayak atamazıar. Fakat bir insanın, isterlerse, bunu açıkça yapmaya mecbur lediği halde, hiç olmazsa bu bakımdan 328 C. neşetli subayların toplantısı lerek, âdeta yalvarırcasına, bir nazırFoucM, büyük bir nezaketle söylediği Subaylıklarının 35 inci yıldönümüıtün kut yuvasım terkedip, kaçması ne demek. olacaklard:r ki, bu da üçüncü cihan cahilin cahili olan Bakana: lık kabul etmcısi için ricalarda bulun bu sözlerden sonra, bitişik odaya geçti. lanması törenine bütün sınıf arkadaşlarıriın tir bilir misiniz? Hele, her an bir ta harbinin tohumu olacaktır.> t Ekselâns, dedim. Bugün Yunaduklarını gördü ve şaşmadı. katılmalarını sağlamak için evvelce ilân edilZabıta memurlan oturdular, bekle mlş olan toplantının 9 ağustos 1947 cumar arruz bekliyecek geceler ve geceler Yunan ordusunun, bu kuvveti ne zanistanda bulunan Türk ekalliyetini şark Bütün teklifleri, nezaketle reddetti; meğe b&şladılar. Pakat o kadar çok tesi günü saat 13 te Şişli Bomontl Bahçesinde geçirmenin nasıl tahammül edilmez bir man kazanabileceğini sordum. Bakan: harekâtı sirasmda Erzurumda bulunan hattâ, bu müracaatin biraz daha erken beklediler ki nlhayet usanarak kalkıp yapılmasına karar verilmiştir. Arkadaşlonn işkence olduğunu, anlıyabilir misiniz? oralarda bir Ermenistan kurmak < Şimdiük hiç bir şey söylenemez, gelmeleri ve birbirlerini haberdar etmeleri Bizi, bunun için mi bırakıp gittiniz, diye cevab verdi. Bu, bize yapılacak hulyasile ayaklanıp, köyleri basan Eryapılması gerektiğini, bir parça geç ka bitiik odanın kapısını açtılar rica olunur. cehannem hayatı yaşıyalım diye mi, yardıma bağlıdır.» lındığını bile ihsas etmekten geri durmeni ekalliyetile mi mukayese ediyorFouche'nin yerinde yeller esiyordu. Talebe Birliğinin vereceğî balo terkedip çekildiniz? Biz, sizin ırkdaşmadı. Bu hareketi, imparatora bağlılıM. Rodopulasla, blraz daha havadan sunuz? Daha braz evvel, bu Türklerden O tarihte elli altı yaşında bulunan DU Geliri İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği arıniz değil miyiz? Biz Türksek, ya sudan konuştuk, kendisine Gümülcinede çok memnun olduğunuzu söylemiyor ğından, krallık rejinıile içtihadı ara adam, zabıta memurlan salonda bekliYardım Sandığına hasredllmek üzere 16/8/ smda bir aykırıhk bulunduğundan de yedursunlar, aşağı inmiş; komşusunun 947 cumartesi gecesi Büyükada Anadolu Ku iizler nesiniz, niçin bizleri kurtarmı gördüklerimden bahsettim ve Türk e muydunuz?> rorsunuz? Türkler, bu kadar katı yü kalliyetinl idareye memur olan bu bağildi. Joseph FouaM, eyyam reisi tipi duvarına bir merdiven dayamış, şaşı übünde bir balo verilecektir. M. Radopulos: rekli olabilirler mi? Hele, kardeşlerine kandan, ekalliyetimizden memnun olup Bu baloyu verebilmek imkânlarını sağhyanin halis bir örneği idi. İkbal hırsımn lacak derecede çeviklikle o merdiven « ihtilâl, ihtilâldir diye tekrarladı. ak o gece Anadolu Kulübü salonlarını birkarşı?> çizdiği yoldan, onu hiç bir endişe, hiç den tırmanıp duvayn ötesine aşmıştı. oimadığım sordum. liğe tahsis eden eski Ekonomi Bakanı Fuad Ihtilâller kanla bastırılır. Bizim kimsebir zaman alıkoymuş değildi. Ne var ki; İtiraf ederim ki, şu son on beş gün « Oo, dedi, çok memnur.um. Türk den nasihat almaya ihtiyacımız yok, irmene ve bütün kulüb idare heyeti azalaF h e sırf vakit kazanmak için göına Talebe Birlği teşekkür etmektedir. çürük bir tahtaya, cankurtaran vasıtası ayırmıyoruz dostum. Kuzey Yunanistandaki bütnü içinde Yunan dağlarmda muhtelif fa ieri, Yunanlılardan. asla ze aldığı bu firar isile, hesabının ne diye sarılmaktansa, Onsekizinci Louis sılalar.'a çeteciler ha gelecekler, ha Blr insanın adı AH veya Rodopulos ol köylere tatbik ettiğimiz, genel kurmakadar mükemmel olduğunu bir kere Ramazan 16 Pazar geldiler diye heyecan geçirmiş bir insun, haita tatilini cuma veya pazar ile Napole\3n arasında müvazeseli bir yın plânıdır.> daha isbat etmişti. san sıfatile, bu zavalh köylüyü gayet günü yapsın, bizlm için hepsi birdir. vaziyet muhafaza etmeği, her iki taSonradan bu vak'ayı haber aldığı zaGenc Bakanla konuşmamız burada yi anladun ve ona verecek cevab buElverir ki bu insanlar, iyi birer Yunan rafı da idareli kullanmağı tercih ediman, Napoleon kendini tutamamıs, gülbitti. Daha evvelce, Türkiyede 12 sene amadım. % vatandaşı olsunlar ki, Türkler bu bayordu. IleTİ gelen şahsiyetlerin hepsi, müş: kaldığını söyliyen ve Türkleri çok "=eo kımdan mükemmeldlrler.> *** müracaatlerinln reddedildiğini görüp eli Bu FoucM, hiç şüphe yok, ju hnBaVkan dağlarında bulunan köylerin Bakana, Gümülcine halkınm çeteler ven M. Pithyon da, bu görüşmenıizi Vautî | 13.20 17.15 J 20.23 22.13 I 3.57 boş döndükten.sonra, eski polis nazırıriflerin hepsinden daha kumaidır, dedurumu ise, büsbütün fecidir. Bu köyc"en ve çeteler gittikten sonra gelen as hayretle dinledi. nı, bir kere de, bizzat krahn kardeşi zi mişti... Ezani 4.56 ! 8.51 ' 12.00 [ 1.4S 7.32 erden hiç haber yoktur, ordu buraları kerlerden ne kadar şikâyetçi olduğunu Metin TOKER Polis ve Jandarma birleştirilecek haberleri Yunan Yunanistaıı Mektnbları { İ L Î C M NALINA I I n i l l İMIHINAİ Turgudu da unutmıyalım ünkü gazetelerde çıkan bir Ankara haberi, üç l'üvk büyüğünün mezarlarının I s . tanbula nakll için Dış tşleri Bakanlığınuzın teşebbüste bulunacağını bildiriyordu. Bunlardan İbnisinanın, Iranın Hemedan şehrindeki mezarı, çok bakımsız bir halde imiş. Fuzulinin mezarı Bağdadda, Ruhiyi Bağdadî'ninki de Hülle'dedir. Bu Türk btiyüklerinin, eskiden bakiyei ızâm dediğimiz kemikleritıin, mezartaşlan ve sayed varsa sandnkaları» örtüleri vesair hatıralarile beraber nakledileceği tabiidir. Bu emelin gerçekleşmesi için Irak ve İran hükumetlerinin de nza göstermeleri lâzrmdır ki dost memleketlerin bu üç Türk büyüğünün Türk İstanbulun sinesinde yatmalarına müsaade etmek cemilekârbğını göstereceklerini ümid ederiz. Ger. çi onlar, Arab ve Fars kültüriine hizmet ettikleri için, şimdi topraklarjnda ebedî uykulannı ujiıdukları memleketlerce de kıymetli ve muhterem ise. ler de, dostlarımızdan ziyade bi/e yakmdırlar; çünkü bizden, bizim soyumuzdan, bizim kanımızdandırlar. Hükumetimizin bu üç Türk büyüğünün kemiklerini îstanbula nakletmek yolundaki teşebbüsünü. her Türk gibi ben de, takdirle ve sevincle karşılamakla beraber, başka bir Türk hüyüğünün daha kemiklerini getirtmek l ü . zumunu ileri süreceğim. Bu Türk büyüğü de Turgud Reistir. Ben, evvelce, bir defa daha Trablusgarbda yatan bu büyük Türk denizcisinin kemiklerini tstanbula getirtmek teklifini ileri sürmü.ştüm. Turgud, 31altada savaşırken bembeyaz sakalını mübarek kanile ala boyayarak güzel başını Türk sancağına benzeten mutlu bir ölümle şehid düştükten sonra, nâsu Trablusgarba nakledilmiş ve orada kendi bina ettirdiği camiin yanındaki türbeye defnedilmiş. ti. Trablusgarb Italyanlarm eline geetikten sonra, Turgud Reisin türbesi ve mezarı, ne hale girmiştir? Bakımsız ve harab mıdır; yoksa Mussolini'nin raa. hud «Mare Nosrrum Bizim Denlı. hulyasını, asırlarca evvel, Türklük adu na gerçekleştirenlerden biri olan bu kahraman denizciye hürmet edilerek yi bir vaziyette imar ve muhafaza mı edilmistir? bilmiyorum. Turgudun mezarı, ne halde olursa olsun, onu da Îstanbula getirtmek, çok yerinde olur. Turguda ya sîlfih ve zafer arkadaşı, Barbarosun türbesi civannda, yahud da Üsküdarm Beşiktaşa bakan kıyısın. da yeni bir mezar yaptırmak, tarihine ve kahramanlarına bağlı olan milletimiz için bir borcdur. Bugün, Trablusgarbın mukadderatı henüz tayin edihnemiş olduğu İçin, hangi devlete müracaat etmek icab edeceği bir meseledir. Fakat Turgudun kemiklerini Trablusgarb sehrl Beledi. esinden lstiyebüeceğimizi sanıyorum. Bu, mümkiin değilse Trablusgarbın kaderi taayyün ettiği zaman, müraçaatte bulunmak üzere, esas l^tffiarflfe"bn büyük Türk denizoisinin kemiklerini '.e îstanbula getirmek karannı verme. iyiz. Trablusgarb, yarın kimin olursa lsun, Turgud bizimdir. Onu da yâd Herde ve ellerde bırakmıyalım. çetelerile ordu arasında ezilen 100,000 Türk Polis yetiştirilmek üzere de hususî mektebler açılacak (Surefi mahsusada giden muharririmiz Mefin Toker yazıyor) Samed Ağaoğlundan dün aldıgımız bir ektubda, Izmirde Ağırcezada mevkufen muakemelerine karar verilen gazeteciler ara;nda ker.disinin de bulunduğu, pazartesi gUİzmire hareket edeceği, gazetelerde teviflerine karar verilenlerin arandığının yalmakta olduğu, halbuki meydanda bulunuklarından aranmalarının mevzuu bahseilemiyecegi bildirilmektedir. Arzusu üzeine kaydediyoruz. Samed Ağaoğlunun bir mektubu Millî Piyangonun 7 ağustos çekilişl İnönü Gezisinde yapılacak Millî Piyangonun 7 ağustos çekilişi per;«mbe günü saat 18 de İnönü Gezisinde yaıılacaktır. Çekilişi Said Çelebi idare ede:ekür. Millî Piyangonun şehrimizde çekilmesi leçen sene olduğu gibi bu sene de ilgi ile :arşı]anacaktır. Bu çekilişi müteakıb makiıe!er İzmire gönderilecek, 30 ağustos ve 15 ylul piyangoları tzmir Fuarında çekileceklir. tamıyorum. Tevfik konuştu: \ Gelemez olaydmız? Ne istiyor Sen ağzını açmal Yalnız yanım Efendim bir emri hayir için rahat \ sunuz?. da bulun! Tecrübem var. Tek gidersiz ettik. Tevfik hemen makbuzlan çıkardı: sem baştan savıyorlar, iki kişi gittim Ne imiş o bakayım? AileOkul birliği yaranna bağış mi? kovamıyorlar. Efendim birer liralık makbuzlnn istiyoruz, hanımefendi. Beş tane yeter Ya bana raslamasaydın! miz var. mi?. Birer liralık.. Efendim, bizim arkadaş sofu. Ne olmuş? Ayol bizde nerede o kadar para... Tutturdu Valde camiinde vaiz diruiye AileOkul biriîği yararına bağış Bir tane... ceğim diye! Yalnız kaldım. Düşünüyoyazıyoruz. Yok efendim! Sizin gibi şeref.i rum.. şuradan mahalle muhtarım ala. Yazınız, blze ne? bir aileye.. malum ya yavrularımızra yim dedim. O da oruclu.. gölgesile kav Yani bağış kabul ediyoruz. istikbali, memleketin ikbali, cümlemipaket. Karpuzmu?.. gördün mü? Hani ga ediyor. Hadi canuıı seveyim.. iki ev kadın geldi. Edin, ne olacak? zin selâmeti... esek keğil, çikolata! Ne istiyorsunuz? Saçımı kestirdim, gazeteye gîtmek yahu! Hem... Yahu amma anlamaz kadın be! Sus şimdi ağzını yırtarım.. Beyi göreceğiz.. Aman yeter, goygoycu herifler... lâzım. Allah sizi inandırsm. Bu sıcak Uzatma da bitirelim »u işi. Lâf Efendim malumuâliniz AileOkul Alıniz şu iki lirayı da.. dedi ve cebinTevfik vaziyeti düzeltmek için bunu Buyrun içeri.. dedi ve bizi uzun günlerde Beyoğlundan Cağaloğluna git dinlemeğe bile halim yok.. hadi düş meselesi. ve muşambalı bir koridordan geçirdikbir fırsat bildi.. den buruşmuş, pörsümüz, rengi morarmek Hicaza gitmek kadar zor gelivor. önüme! Kapının önünden bir kaba erkek se mış iki selpik lira çıkarıp, Tevfiğin kuten sonra Şam kumaşile döşeîımiş bir Aman hanunefendi! çocuktur Kolay yol arıyoruz. Şimdiye kadar buYürüdük. Yan Efendim!. caddelerden birine odaya aldı... Pencereler kapalı olducağma attı.. onun verdiği iki makbuzu söyler.. bakınız makbuza da karpuz de si: i'abildiğimiz kestirme, Tepebaşınm al saptık. Efendiler götürsün inşallah. Şu di. Belki de siz de meselâ fişek demif. Aileye kul olmayz benden öğren da parmaklarınm ucile tutarak ahp tüğundan oda küf kokuyordu.. tmdan Kasımpaşanm üstünden geçen Kuzum, nedir bu şefkat meselesi? koridordaki ayak izlerine bak. Hangi sinizdir de çocuk eşek anlamıştır.. slnler, dedi. Kadın hemen fırladı: tün tabVasına koydu. Ben kalktım. BaArkamızdan da Ömer geldi, otobüse binmek.. o da o kadar geç geayaklan kırılası yürüdü buradan? Şu (bana bakarak) olmaz mı? Dünya bu! Aile Okul yararına bağış top.u Hulusi. Sen mutfağa gidecek ml na da çöp tenekesine bakar gibi iğre Öpeyim amca!. dedi. Evvelâ Tevliyor ki mubarek.. ne ise söylemiyelim, yorum.. na bak.. resimü resimli.. hay Ailah benerek baktı. Kapıdan çiktık. sin, yoksa annemi uyandırayım mı?. fiğin elini öptü.. sonra da benimkinl.. Ben hemen baş salladım.. eş dost belki içerler. Bekledik. lâsuu versin. Aşkolsun be! Besim Atalay gibi Gidiyorum ne oluyorsun kızım.. Çok yaşaaa! dedim. Geldi karsı Oluur. Tabiî efendim, çocuk bu. Aüahaısmarladık! diyecek olduTn bekledik.. terledik, nihayet tıkhm tık. konuşuyorsun! Ben hemen kunduramın lâstik taba Fişek işitir eşek işittim sanu.. değil mi Ben senin kızin değMm! Hadi mıza oturdu. Bir dakika sonra Tevfi Allah müstahakınızı versin. Kblun geldi. Sıkıştık. Aksaraya kadar Ne yaparsm birader. Vazife.. nuia baküm. Resim resim dediği sey ğin koltuğundaki küçük paketi göstehanımefendi.. biz de çocukken neler... yürü! künüze kibrit suyu inşallah! diye hayır geldikten sonra arabada arıza haber Şimdi nereye?. bende.. rerek: Acıdım adamın haline. Kadın geldi duada bulundu. Daha kapı kapanrr.evçrdiler ve bizi indirdiler. Herkesin Hayır hayır! Ömer zeki çocuk Rasgele gözümün tuttuğu yere.. Tevfik, bakayım tabanuıa! ve sormadığımiz halde bize vaziyeti dan: kâğıdına birer imza attılar.... Sıcak hatur.. işittiğini bilir. Eşek dedim.. Amca, bu ne buT gel şu apartımana girelim. (Bereket Gösterdi, onunki düz.. vada Aksaray vadisine indim. Güneş Mişveer... gittiler. Ayaklan kırıBiz afaıladık. Kadın dopduru eşek anlattı: Paket.. Palas). Işimiz bereketli olur. Ve ses işitiliyor Amaan bıktım bu mıymmtı lasılar. Getir şu toz bezini.. dive b^Sır. saygısiz misafir gibi tepemde.. yarabbi demiş. Bunun ötesi yok.. ne de sıcak îçinde ne var? Girdik.. 1 numarayı çaldık.. kapı du Sil, bak «urada da var. Hay geBen bilirsin. Şimdi ne o.'acak? Acaba yarabbi.. ne kahve var, ne su!.. ve o heriften. Babam merhumdan sonra an dığını işittim. Resü var oğıum. var. Beş dakika bekledik. Açılmadı. lemez olaydılar.. ayna gibi cilâlı aıunem buna varmış. Bizim apartımanın Kocamustapaşa arabasını bekliyeyim izah etti: Tevfik gülüyordu. Ben de aplEÜığımı Bir tane versene ne olur amca. Bir kat daha çiktık. Kapıyı çaldık.. şamba bak ne hale geldi.. kız yat da kapıcısı imiş. Şimdi bana babalık tas düşünüyordum.. merdiveni mi diye düşünürken birisi kolumdan nitiriıken ben de muttasıl terliyorum.. şakır şa Uslu otururum. Çocukluk bu ya! Canı çikolata lıyor.. bak.. iyi sil... Ver ju bezi bana! Bak çekti. Şaka, ben de yaparım, ama el kapıdan içeri üç kişi.ik bir aıle sırdi. Oğlum, şimdi babana vereceğim. böyle silinir.. nereı'erde de yürümüş. istemiş. Bugün misafirler gelecek, eşek kır.. gömVek vücudüme yapışıyor. 2 şakasma, hels sıcak havada hiç tahamAnlaşıldı, kadın gönlünü kaptırmış, Bir erkek, bir kadın, bir çocuk. He Babam çikolata yemez amca.. ba Ne pis ayaklan varmış yarabbi... numarayı çaldık.. kapı hemen açıldı.. değiller ya bunalr, elbette bir kutu çimülüm yoktur, çekilen tarafa gittim ve kapıcıya varmış. Ya herif, y a hanım men ellerine baktım. Erkekte bir debir küçük erkek çocuğu.. bizi görünce na ver.. kolata getirirler demiştim, çocuk çikoVe ses yaklaşıyor: döndüm. amelimanda olunca herifi bulaşıkçı met çiçekten başka paket şörmedim. Çikolata değil evlâdım.. Resü, Rebağırdi: latayı görmeyince eşekliği size şey etti.. .. Gel.. şu kapının önünü.. de. yapmışlar. Hanım herifi mutfağa sevsü. Hemen yukarı seslendim: Ayol çiğneneceksin.. dedi ve ya Anneee! geldiler.,. Ellerinde paket Ne etti? diye sormadım. Ama bu lâ kedinciye kadar Tevfik bana fısladı: İçeri girdiler. Hep yere bakarak iz Ömer! Eşeğin hakikî sahibi gel ii.. nımdan geçen bir tuğla kamyonunu var. Şeker mi? fın muhatabı biz olmamalıydık.. ne ise anyorlar.. kadın yere yatıp yandan ba Ayağmın altındakl gazeteyi kalBu sözümü işiten erkek öfkeyle sor. gösterdi.. Oğlum Resü bilmez misin? Mak. kıyor. Demek birini bekliyorlar.. küçük hohanim kaşlarmı çatarak: dır, elı'erini de koltuğa koy. Karıyı sl du: Kör gibi adamm üstüne geliyor.. şuma gitti, sordum: buz.. kâğıd, kâğıd.. Siz çocuğu bırakın da (tuttuğu Gel, surada da var.. orası değil. nirlendirelim.. Ne dediniz?.. dedim.. oo, sen misin Tevfik.. diye de Çocuk birdenbire yerinden fuladı! Hah! îyi sil.. canlı canh sil. Hay yedir muz yok ama karı kızgın, öyVe konu Adın ne senin?. Sıcağa rağmen ben hemen kavradım. Hayır size değil. Ömere bağırıyoahpabı selâmladım... Koridora koştu: Ömer... diğim ekmek gözüne dizine dursun... şuyor) ne istiyorsunuz? Şıp diye gazeteyi topladım. Eelerimi de rum beyefendi! Yolun ortasında duruyorsun! A Soyadın yok mu? Anneee! Eşekmiş işte! Çikolata Ve böylece bizim olduğumuz yere Tevfik sordu: koltuğa koydum.. kadın geldi, beni Ömer kim?. dam ne yapsın? Burada işin ne? Var. Yakacık.. getirmedi.. kadar izlerimizi su'diler. Ben ayakla Beyefendi yok mu? öyle görünce: İki numaradaki çocuk... ' Bizi buraya döktüler. Araba bo Güzel.. baban yok mu? Birbirimize baktık.. gülüştük. Bu ne rımı yerden kestim.. sonra da cebimden Beyefendi kim? Aaa! Berbad oldu.. elinizi çekinii Ve biz yürüdük.. dahg caddeye çıkruldu da... Babasiz çocuk olur mu? acayib ev böyle. Herhalde bizim hak gazeteyi çıkarıp yere serdim, onun üs Yani evin beyi.. koltuktan.. TiaHan. arkamızdan hir ses: Şimdi nereye?. Oğlum öyle değil, baban «vde de kunızda evvelden görüşüırnöş olscak. tüne bastım. O sırada hanım.. Evin beyi yazıhanesinde. Bu saatTevfik atıldı: Bey ler, beyler!.. Gazeteye gideceğim.. ğil mi? Rica ederim, terli elinizle kolru te evde olmaz. Bana söyleyin! (Ben o Lâkin şu eşeklik rütbesine neye müs Söyledim ama lâf anlar takımdan Ben dönmedim... Tevfik baktı.. ve $u Sana bir şey söyVesem. Değil.. sabahıeyin işine gitti. Bü tahak olduk.. biz bu haldeyken, içeri ğun ketenlerini kirletmeyin! dedi. El sırada unutarak elimi koltuğun üstüne değil hanımefendi! Herifin perisi pis! ;esi işittik Acıkh lâfsa istemem. Hiç taham. yükbabam var.. lerîmizi de kaldırdık. Ben elimi nereye koymuşum) Kadın: den bir kadın sesi: Şimdi burnunu karıştırdı, sonra da e.'t Bravo! Hakkınız varmış, pardon. •ülüm yok.. Adı ne? Anne.. işte çikolata getirmediler. koyacağımı şaşırdım.. vaziyet fena! Bu Eünizi çekiniz koltuktan dedlm ni koltuğun şu caaanım ketenlenne Döndüm, misafir erkeği iki numara. Değil canım.. şuraya fiç dört bilet Hulusi Bey.. evden para alınır mı yahu! Bu bizim size! diye çıkıştı. Hemen çektim.. insan sildL Hani eşek değil dedindi.. nın penceresinde gördüm. Demek ki •atacağım. Ne olur, benimle beraber.. Çağırsana! Sus! yumurcak. Rezil ettin bizi.. Tevfik de delidir vallahi! Imdadımıza hali bu dalıp koyuyorum. Ben onun Hay Allah cezasını versin! Ayol çikolatayı bulamıyan Omer vazifesini Sen delisin be! Ben yapamam öyle işi var, mutfakta bulaşık yıkıyor.. (Ve bir feryad) Mişver.. kız, Mişveer.. çocuk yetişti: huylanacağını bilir miyim? nereden geldiniz? yapmıştı. »ey! Reddederler diye kurum bile saBiz konuşurken hizmetçi kılıklı bir U;aktan bir ses: I Anne! Bak çikolata değiı'miş bv Tevfik konuştu: Aksaraydan. , Havalar ağırlaşü.. poiitika konuşmuyorum. Bildiğimiz havalar ısmdı, lodos esmeğe başladı. Ben de turşu oldum. Lodos havada balık, yenmez derler, ölü gibi olurmuş. Sade balıklar değil, benim gibi alıklar da turşu oluyor.. Beyoğıunda saçımı kestirdim. Yani bizim berber Beyoğlundadır. Eskiden Sirkecideydi. Terfi etti, Beyoğluna geçti. Berber değiştirmek istemem. Bilmediğim adamm eline kellemi teslim edemem de ondan. KÖKİ^t/E KIBRIT Yazan: Burhan Felek SlYl! B. FELEK

Bu sayıdan diğer sayfalar: