23 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

23 Kasım 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K: sejçi posta “üdü irleri “keme edile- — cekler ğ —77al telefon tarifesi mesele- ada, Şürayı Devlette tet- niştir. İstanbulun posta s8ki umum müdürü Fabri, muavini Suphi, telgraf iş- 'dürü İhsan Cemal Beylerin leri lüzumuna karar ir. memurları arasında da ikler olmuştur. 000 liralık dava (Baş tarafı 1 mede) iştemilâtının zaptından dolayı <onomidis tarafından hükümeti- iz aleyhine açılan bir tazminat avasına da bakılmıştır. Bu dava- sa, hazine avukatlığını Beraat Ze- <i H. deruhte etmiştir. Bu dava etrafında mahkeme he- görmüş, omuhakemeyi perşembe gününe bırakmıştır. Bundan başka Türk — Yunan muhtelit hakem (mahkemesinde! Abdülhamit veresesi (tarafından Yunan hükümeti aleyhine açılan davanın müdafaası & yapılacaktı. Mahkeme heyeti, müddei vekilin- den bazı izahat alınması için mu. hakemeyi başka güne bırakmıştır. Abdülhamit veresesi, Yunan top- raklarmda kalan mülk ve arazile- rini istemektedir. Bu mahkeme de gelecek per - şembe günü iki mühim davaya ba- kılacaktır. Bunlardan biri Evkaf tarafından Yunan hükümeti aley- hine açılmıştır. Evkaf Yunanis. tandaki gayri menkullerinin bede- Ki olarak 150:000 Türk lirası iste- müâltadir. Bu davayı tanmmış 4 Fakat diğer taraftan meçhul, mas- vukatlar üzerlerine almıştır. Bundan başka Sigotas isminde bir Yunanlı tarafından hüküme- timiz aleyhine açılmış mühim bir orman davasına da bakılacaktır. Oku <——mc—ğ—— — 2 —— : Güzel ve Gürbüz çocuk İ müsabakası j ii F li — No. 43 — Sa'ih Bey Bugün müsabakamıza girenlerden Salih ve Saadet Beylerin re- yeti yeniden bazı tetkikata lüzum!simlerini çıkarıyoruz. Çocuklarını zı müsabakamıza iştirak ettirmek No. 44 — Saadet Bey gelecek! onları sevindirir... 10 Kânunuevvel son gündür. Hemen yazdırınız. İngilizler, hükü- Yüzü çorap mas- keli adam metlerine çatıyor (Baş tarafı 1 incide) (Baştarafı 1 inci de) : ; r binden tabancasını çıkarmış, bir | *On'a: — Yok, biz böyle bir şey düşünmiyoruz. Anlaşırsak bir a- el ateş etmiştir. d bağ ibi bir 85 Kı Misi kı l : rada anlaşacağız. gıbı bir 807 MESANE PM MA ME daha söylediler.. Sonunda ne ol - dam kurt tahta Ra me Kapının | Sy Amaca dal işiiilendi. Ja üzerindi k kaybolmuş - keneler Hiyoea YENE ponların da yüreği yatıştırılama» tur. Polis kolundan © durmaksızın | 4“ . ba, Ancak, Ja; boyuna, an- kan akmak suretile yerde sürüne - PonyA, r : laşmak oylunda gidecek (olursa, ki |, rek caddenin başına kadar çıkmış, İngiktelürie dali öolağıp;” gel orada bir şoför tarafından kaldı - rılarak hastaneye götürülmüştür. Polisin kolundan kurşun çıka » rılmış ve kendisi iyileşmektedir. Amerika ile anlaşacağı besbelli- Japonların da istediği bu mu - dur dersiniz?, Şimdi zoruna yerine getirilme ğe çalışılan bir hiç sıkıntısız, bir yarış biçimini alacak, Japonlar, bugün başkala - rma yaptırmak istemediği gemi « leri de birlikte kendileri yapacak- keli adamı bulmak için, Londra sivil polisinin en büyük dört uzuv- dan biri olan — ve gazetemizin tafsilâtiyle yazdığı — Bavul cina- dilek, o zaman | Hazin İdvukstlarındari © Beraht yetinin halâ açılamamış mühim es- Zeki H. bu da da vökületini! rarile uğraşan baş hafiye Donald- İ son işe girişmiştir. Bütün Londra, Donaldson'un ! kılıklarını değiştirmiş hafiyelerile taranmaktadır. Adamın fabrikada çalışanlar - dan biri olduğu zannediliyor. Çün- kü hariçten hiç bir adamın, kur - tulmak için, fabrikanın içine doğ- ru kaçmak teşebbüsünde bulun - mıyacağı kanaati vardır. Maskeli olarak polis neferini vuran bu a - damın, içerden kaçacak bir yer ol- duğunu bilen işçilerden veya bil- hassa bu mevkide tahkikat yap * Mançuko Gene kendinden bahsettirmiye başladı Şarkın ıssız köşesinde unutula- cak sanılan dünyanın en yeni dev- leti Mançukoo Obemen hemen kendinden bahsettirmekte kusur etmemekiedir, Zoraki doğan bu devlet yavrusunu ta doğduğu za- mağa imkânı bulan biri olduğu mandan beri kimse tanımak iste- | muhakkak görülüyor. medi ama o inat etmekte berde- vam... İlle kendimi tanıtacağım Yugoslav diye bar bar bağırıyor. İyi ama tanıtmak için ne yap- muhtırası sın?.. Onun da kolayı bulundu: (Baş tarafı 1 incide) Mançukoo'ya girecek petrölün dana çıkarılması için bir anket ya- pıldığını, bunda, Yugoslav tebaa- sından olan canileri hudutları için- de barındırdığı, onlara kolaylıklar göstermek suretile ve beynelmilel sulhu bozacak tarzda hareket et- tiği için Macaristanın mes'ul Ool- ması lâzım geldiği zikredilmekte « dir. inhisarını müzayedeye koymak! Devlet bunu ilân eder etmez Amerikalılarla İngilizleri bir te- lâş aldı... Hasanın böreğini yağ- maya koştular... Ve Tokyo'ya bi- rer mümessil gönderdiler... Japonlar bir taraftan bıyık al- tından gülerlerken, diğer taraf- tan: “Bizim böyle bir meseleden Mulıtırada İtalyanın ismi geç » haberimiz yoktur,, diyerek bu © | memsktedir. fendilere alâkadarlara müracaa- — tım gerek olduğunu bildirdiler. Halbuki ne İngilizler ne de A- merikalılar Mançukoo'yu tanıma» mışlardır, orada ne resmi ne de Kusükt mümessilleri yok. Petrolle- manında böyle fırsat kaçırılır mı? Şimdi hususi menfaatlerin dev- let siyasetlerine hâlâ tesir edip et- mediği açıkça anlaşılacak! Baka- İtm Mançuov'lular petrol baha- tır. Bir bölük İngilizin de avuncu şudur: “İngilizlerle Amerikalılar, Ja- ponlardan ayrı birleşirlerse, Ja - ponların bu iki güce birden kar- şı koyması pek güç olacaktır.,, Törü — Hükümet, Acun — Dünya . Yön — Taraf, cihet, Avunç — Teselli. Londra, 22 (A.A) — İngiliz hariciye nazırı M, Simon ile Ja - pon murahhas M. Matsudeiranın dünkü görüşmesinden sonra İngi- liz—Amerikan toplantısının cuma sabahı yapılmasına karar veril - miştir, Bu toplantıda M. Makdonald, Simon ve Amerikan murahhası M. Norman Davis bulunacaklardır. Toplantıdan maksat M. Simonnun Japon murahhası ile yaptığı iki ko nuşmanın neticelerini Amerikalı- lara bildirmek ve silâh beraberliği ve mecmu tonilâto meselelerinde mutavassıt bir sureti (o tesviyenin Japonlarca reddi üzerine hasıl o- lan vaziyeti tetkik eylemektedir. Japon mahafilinde teyit olun « duğuna göre dünkü müzakere es » nasında yeni hiç bir vaziyet hasıl olmamış ve Japonlar Tokyodan başkaca talimat istemeğe lüzum görmemişlerdir. İngilizlerle Japonlar cumartesi veya pazartesi yeni bir (o toplantı daha yapacaklardır. £ Japonlar, İngilizlerin teklifine karşı muka- bil bir proje vermemişlerdr. Mançester Gardien gazetesi, deniz müzakerelerinin çok bedbin ri için yeni açılan bu mahreci kay- betmek te olmaz... Bu buhran za- nesiyle kendilerini büyük dev- letlere tanıttırabilecekler mi? pl Rİ m id ii, netice verdiğini yegâne nikbin ci” hetin müzakerelerde henüz inkıta (Baştarafı 1 inci de) isminde bir metresi vardır. Melek hanım, Vahip ile geçirdiği hayatı nı anlatarak diyor ki: “— Beş sene evvel ben Ferikö - yünde otururken bu Vahip benim- le birlikte oturmasını teklif etti. Ben de kabul ettim. Dört ay kadar iyi yaşadık, Dört ay geçtikten son- ra bir gün beni attılar diye eve çı ka geldi. Bende kendisini teselli ettim. ve kendim çalışmağa baş - ladım. Her gün tahtaya, çamaşı - ra gittim, kazandığımı getirip Va- hibin eline verdim. Sonra Vahibi Harbiye mektebine hademe kay » | dolundu. Orada üç ay bedava ça - ıştı, üç ay sonra on sekiz lira üze- rinden maaş verdiler. Harbiye mektebinde de hademe fazla gel - diğinden, çıkardılar. (oOGene boş kaldı. Ben de eskisi gibi çalışmaya başladım. Vahip harbiye mektebinden çı- karıldıktan sonra, tamam üç sene boşta gezdi. Tütün ve traş parasını dahi ben temin ediyor, ev kirasmı ben veriyordum. Üç sene sonra bir gün karşımıza bahçavan Talât is - minde biri çıktı, Vahibi bahçesine götürerek ortak yapacağını söyle - di ve hakikaten de götürdü işe başlattı. Vahip işe başlar başlamaz beni de yanına aldı. Al- tr ay kadar bahçenin bir köşesin - de bir kulübede oturduk. Bahça - van Talât, bir gün karısını koğdu. Ben de orada başka kadın olma - dığı için Nişantaşında bir eve ta - şındım. Vahip de gene benimle be- raberdi. Fakat o, her eve gelişinde bana on kuruş, on beş kuruş bıra - kırdı. Bununla ev geçindirilemiye- ceği için tahammül edemedim. Ge- ne el kapısına gittim. Kazandığımı elimden aldı. Dayanamadım, ken- disiyle yirmi beş gün evvel artık beraber yaşamamaya karar ver - dim. Bundan dört ay evvel adliyeye bir ilâm almak üzere gitmiştim, O- rada bir hademe ile tanıştım. Bir kaç defa çamaşmlarını yıkadım. Ahbap olduk. Beni nikâhla'alaca- ğını söyledi. Ben muvafakat ettim. Fakat Vahip hiç peşimi bırak- mıyordu. Nereye gitsem geliyor, tekrar birleşmek için yalvarıyor- du. Kendisini şiddetle reddettim. Akşam da işte bu mesele olmuş. Benim katiyen bir şeyden haberim yoktur. Melek hanım Rum milletinden iken bundan on altı sene evvel ih- tida etmiştir. Vahibiyi o kurşunla yaralayan, Adliye emanet dairesi odacısı Hasan isminde biridir. Hasan dün akşam (geç vakit müddei umumiliğetteslim edilmiş, yaralı Vahip de Himaye, etfal has tanesine yatırılmıştır. Hasan evvelki akşam saat yedi “sularında Vahibin çalıştığı bahçe- ye giderek onu dışarı çağırmış ve (Sen artık çok oluyorsun) diyerek tabancasını ateşliyerek yaralamış- tır. Hasanım attığı kurşun Vahibin bacağında kalmıştır. Galatasaray, neş k üpleri Galatasaray klübünden ayrılan bazı sporcular, Ateş Güneşi teşkil! etmişlerdir. Bu iki klüp tekrar birleşmek teşebbüsünde bulunmuş- tur. Fakat, dünkü içtimada, Ateş Güneşin teklifi, Galatasarylılarca, kendilerini ortadan kaldırıcı mahi- yette görülmüştür. Teklif ittifakla reddedilmiştir. olmamasında aranması lâzım gel- diğini yazıyor. (Bilgin) adını soyadı mışlardır. Gazetemiz, bu gibi ların adreslerini, isimlerini, adlarını #9 yazmaği gi diğer okurlarına bildirmeyi © ni kuranların lariyle (o beraber şünmüştür. Bugünden riyle beraber : » yacak okur za sütunlarımızı açıyoruZ. P parasız olarak basacağız. BU” | başka resimlerini de gazeteY€ durmak istiyenler olursa adan” şına (60) kuruş kılişe meleri gerektir. Yeni soyadı alarlar: İstanbul valisi ve belediYf si Muhiddin Bey: Kültür, reis muavini Hamit Bey: belediye fen heyeti müdürü Y' Ziya Bey: Erdem, Belediye yeti harita şubesi şefi Bilgin, Umumi meclis Amca Tevfik Bey: Acar, W meclis azasından Mehmet Ali”. Gökcen, umumi meclis a: İhsan Namık Bey: Tözen, meclis azasından Adalı Avni 7. | Yağız, umumi meclis İsmail Şevket Bey: Mayter, Cc" F. vilâyet idare heyeti Necip Bey: Serdengeçti, mebusu Süreyya Bey: tahya mebusu Nuri Bey: Zonguldak mebusu Halil Tamsi, Afyon mebusu , Bey: Cercel, Muharrirler: Milliyet gazetesi yazı işleri 4 dürü Etem İzzet Bey: Burhan Bey: Felek. Burhan Cahit Bey : Selâhaddin Bey: Güngör. 4 Tevfik Necati Bey: Güney» gl Topkapılı Sait Bey: Zeki Cemal Bey: Bak. Münir: Berik. Koşucu sütunu: Ankara, 22 (A.A.) — Tü K li Tetkik Cemiyeti halkımız# laylık olmak üzere soyadları bir büroşür hazırlamaktadır. fabe sırasiyle hazırlanan br de en doğru soyadları tır. Broşür bir kaç güne kadi” i kacaktır. — a — Hava yarışı Tokyo, 22 (A.A.) — Mef i hükümeti, Okyanos servisi yi il manyadan bir kaç zeplin sat” #4 caktır. Bunların bedeli bak” ği. İ Çin bezelyesi ihracatiyle * in ie” i cektir. Roma, 22 (A.A.) — Alman mütehassısları Sarr* maâderileri hakkmda esas *” le uyuşmuşlardır. ——— in . Ateşgü-| Müzeler kütüphan€*” Asarı alika müzeleri unu” "Kİ Asiz Beyin İmzasını taşıyan Pİ name aldık. Bunda deniyor Kİ — Müzeler kütüphanesi İ” mazbutiyet itibariyle çok bir haldedir. Şimdiye kader Umumi müfettişler teftiş ise mutat bir ve sey değildir. Kani emeli elli Kö, kalk a katli bibloğraflar tarafından defterleri tanzim sükndiziğ ssl İşt İSİ, Nişantaşı cinayeti | Türkdili ci cemiyeti (Baş tarafı 1 başlıyarak ze adreslerini, isimlerini 8079.) ( Nevyork, 22 (A.A) — Af” poreyşin, bu sene zarfında ğ Rusyaya üç yüztayyaremo*” raç edildiğini bildirmiştir... | Almanlarla larla Frat sızlar anlaşı > yaz) | parasi İsi . « | i i da Galip li il 2 dD Yikit, Benic€ Köro Kesler İğ bulunsa .

Bu sayıdan diğer sayfalar: