17 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

17 Nisan 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER -- Akşam Postası ? W N b - n w m - Haşıra ae e FAYDA ile tahrip ediniz larını valarını ve tohum inek, sivrisinek, güve ve bütün haşarat uyanmağa başladı. Havalar ısındıkça haşarat çoğalır. Bütün haşaratı kökünden kesmek için haşaratın 'Tahta kurusu, 31 h Y liyor. - y tahtaların, duvarların kenarlarına, aralarına bolca FAYDA serpiniz. Ve tahta kuru yuvalarını FAYDA ile tahrip y".:—ş:'::' ye yayaların b.m; “:ıdl:.ll":ulr':ı:l::ın: ve"rılı:! :deccluiııiı. Bilhassa — apartımanlarda, mutfaklarda yemekleriniz!. — erzakınızı telviş ode_n .hımım böcekle- ediniz. Bütün yaz bu muzır .;: bulunan küçük böcekleri, tırtılları, kümes hayvanatında, köpeklerde bülunan pireleri, bitleri, nebatat ve ağaçlar üzerindeki rini, ıbduduuluığleı —h.:mhl.dinh. Kutusu 30 büyük 50 kuruştur. Bi kiloluk kutu 80 kuruştur. Haşan deposu: Ankara, İstanbul, Beyoğlu. behemehal FYDA ile imha v z MüJDE! Sabırsızlıkla açılmasını beklediğiniz tırtılları SA MNN İ aai ÜN hettt ae ç Türkce - Osmanlıca - Fransızca SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomaen - Français İ ( işmend tarafından meydana getirilen bu lügat öz Tü!—;:mmîe!lii'ıxıı”:lee;ın;:diye kadar kullanılmakta olan Osmanlıca ve rkçe ca karşılıklarını göstermektedir. b g aâı;rî:sî:d:eî:::: ecnebilerin istifade edeceği bu SOZLUK intişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. e— kanaat kütübhanesi.... J Bar” "_|'_'_’—J— ZUN MT “SAğüpden V MGIWWNMIMWN'; YENİ ÇIKTI Cildi 195 15 Nisandan itibaren açılmıştır. Nisan ve Mayıs ayı zarfında geleceklere Ötel ve Banyo fiatlarından yüzde 40 tenzilât yapılır. , Yalnız 24 saat kalmak üzere geleceklere, Vapur, Otobüs, Banyo, 9gtel, Yemek dabil tenzilâtlı karneler. Karneler Köprü, Adatar bilet gişesile Yataklı Vagonlar gişelerinde satılır. TIERDAKT | FEE MT Yiyaet ayya y vi güPÜÜNMaSA T Alafranma ve alattrka YEMEK ve TATLI KiTABI ve yapılışların Hergün pişecek yemeklerin ve tarlıların hstesin bu kitabda bula.caksınız iltsiz TO0 Satış yeri; İstanbul Ankara caddesi Na 157 Ve Inkılâb Kitabevi s z HUA . SN ( g Salon, Salamanje ye yatak KAŞE MOBiLY Istanbulda Riza Paşa v;ıkuıundı 66 numaralı & A,Ş Ri, MOBiLYA mağazasında İ bulabilirsiniz. Telefon: 23407 AHMET FEVZİ odalarıdın envamı ucuz fiatla ZALEM SLMALDIR. &z Z— Her yerde arıyınız' “NEOKALMINA A G Maga durmadan k?yılır ğıya iniyordu. İndi. Kumsala vardı. Hâlâ yürüyordu. Kollarını açtı. De- nize doğru yürüdü ıitvd.. Dalgaların arasında kayboldu gitti. O lduğu Roza Vonoryo saklanmış - ol odadan Papa Altıncı Aleksandır'ın - dasına girdikten sonra Anjelo zehir- lenmemiş olduğunu anlıyarak uviıı:- cinden deli gibi bir halde fırlayıp g mişti. 4 g şhıuyu Borjiya kendisinde n:ı rin tesirini henüz dıyııuyord_ıı. ü- nunla beraber Magaya doğru ilerledi. Ellerini tuttu. Korku ve dehşetle yal- ğ ladı : ıı-ı:ıı ..x:nrwıgn L. Yalan söylüyor- sun değil mi?. Söyle'. Yalan ılı'yle— dim de!.. Kupalar zehirli değil de!.. Maga müthiş fakat sakin bir ta- yırla: » — Mahyoldun Rodrik!.. Şimdi 3e- hirin tesirini duymağa başlıyacak- sın! Müthiş istiraplar içinde can ve- in! '"îk;'ı':ı de benim gibi gümüş kupa- dan içtin alçak kadın! Yalan söyledi- ği belli. 'm—b::x:ıyorun Rodrik! Baı'ıııde ümüş kupadan içmiş oluşum yalan :ir;îı-ıhğlıııi değil senin gibi benim de zehirlenmiş olduğumu gösterir.. Olüm korkusündan çıldırma dere- ce' “ne gelen Papa üdeta sayıklaya» ,:ııJ;ji:l::piylnyomınl Yalan ılşı' Küyorsun! Eğer ben ııhkl;;ı-:üıor: saydım şimdiye kadar tesi! K düm, Halbuki kuvvetim, ıılılıı" ye- rinde.. Seni alçak sihirbaz senile 5(:— di ben sana yalan söylemeği Öğre rim! Al sana !... 5z <-— — Ihtiyar Borjiya iki yumruğunu | üzerine kaldırmaktayken BORJİYA YARRE Te sildi. Gözleri yuvasından dışarıya fır- ladı. Müthiş istiraplar içinde kıvra- nıp dürürken: — Yalan söylememiş!. Gümüş ku- pa zehirli imiş! Ayaklarımda derman kalmadı. Vücudumu bir — soğukluk kaplıyor. Aman yarabbi.. Bu ne müt- hiş bir soğukluk.. Maga!., Bana acı!, Daha yaşamak isterim! Kurtar beni.. Merhamet! Lükres'. Nerdesin! Se- zar! Gel, imdadıma yetişin! Diye hay» kırıyordu.. Maga bir kahkaha kopardı.. — Budala herif! Sen hâlâ Sezarla Lükresi çağırıyorsun! Onlardan yar- dım istiyorsun! Seni zehirlemek için memur edilen Anjeleoyu buraya kim gönderdi biliyor musun; Sezar!, ku payı kim gehirledi baberin var mı? O da Lükrestir.. — Evlâtlarım öyle mi?. ç — Evet.. Oğlun ve kızın. Seni onlar öldürüyorlar. — Yal. Beni evlâtlarım öldürüyor öyle mi?, Ne büyük ginayet! Ne bü- yük alçaklık?. Bunun )ını_nda ölüm ehemmiyetsiz kalıyor.. Lâkin sen kim- sin Maga! Ben sana ne fenalık ettim ey sihirbaz kadın?.. Sen bu cinayete ıı'için yardım ettin.. Ah şimdi anlıyo- rum. Sen mutlaka öldürdüğüm a. damlardan birinin anasısın!.. Öyle Mi? — Hayır Rodrik! Daha uzaklara bak.. Daha eski zamanları hatırla! — Daha eski zamanlar!.. Üyleyse Papalığa girmeden evvel telef ettiğim birinin karısı yahut kız kardeşi olma- hısın! — Daha uzaklara Rodrik! Daha w- zaklara!.. Gençliğine, İspanyaya ka- dar git!. Pativoyu hatırla!. — İspanya!l.. Pativot.. ÜÖyle mi?. Şimdi kim olduğunu anlıyorum!, Se- ni şimdi tanıdım: Sen Rozasın! BORJİYA Bu kadın Lükres Borjiya idi. Av-| luda kalmış olan bir kaç — muhalız Lükresin sesini tanıdılar, Elbisesi ya- rı yanmış ve gözleri yuvasından dışa- | rıya fırlamış olan bir adam kuca-| gında bir kadınla beraber kıçı)uıdı.l Etrafını kuşattılar. Ragastan: — Açılın!.. Önümden çekilin!, Diye gürledi. Lükres ise: — Üldürün, vurun!.. Diye pencere- den kıyametleri kopartıyordu.. ' Üç hançer parladı. Kagastan ileriye doğru hücum et- ti. Kalkan hançerlerden birisi sağ ©| muzuna rastlıyarak kolunu sıyırdı. Boydan boya geniş bir yara açtı. Ra- gaslan hançeri vuran herifin bileğini dişleriyle yakaladı, Üyle kuyveli 1sır» di ki dişlerinin bir yandan bir yana | geçtiğini hissetti. Sonra gene: — Açılm!. Diye haykırarak yaralı bir aslan gibi ileriye fırladı. Bu unda birdenbire meydana çıkan Rgeniş yüz- lü bir pala etrafa dehşet — saçmağa başladı. Kafa tasları iki parça oldu- 8u halde muhafızların ikisi yere se rildi, Bu yararlığı gösteren İspada Kapya: —lleri Şövalye!.. Hleri! kuvvet veriyordu. Bu suretle Ragastan şatonun — bü. yük kapısına doğru fırlarken Ispada Kapya da dehşetli palasını döndürüp parlatarak Şövalyeyi takip ediyordu, Kagastan büyük kapıdan hiç bir engele rastlamadan — çıktı. İspada | Kapya hâlâ arkalarını bırakmamış o-| Tan son muhafızı da bir palada ge berttikten sonra çıktı ve Şatonun ka- pısını kapadı. Henüz geniş bir neles| alamamış olan Ragastan: — Durma Ispada Kapya! Stellaya işaret ver! Sözlerini Soluk — soluğa söyliyebilmişti. İspuda Kapya fırladı.| Ragastan denize doğra koşmakta de- Diye ona 2093 muzuna dayamış olan sevgilisini bir kat daha bağrına basarak incitmeme- ğe çalışıyordu. Gece uzakta, deniz kıyısında, bir kayanın üzerinde birdenbire üç ateş yandı. Bu Stellaya İspada Kapyn ta- | rafından verilen İşaretti. Bunu gören Ragastan kuvyet ve gayretini bir kat daha arttırarak : — İleri!.. Diye karanlığın içinde sendeliyerek — koşmağa çalışıyordu. Yaklaştı. Artık karaya yaklaşan Stel- Ja gemisi sandalının kürek - seslerini bile duyuyordu. Birdenbire arkadan, uzaktan uzağa bir takım çığlıklar, gü- rültüler işitilmeğe başladı. Şövalye- nin yakininde bir ses; — Aman bizi kovalıyorlar!. Dedi, Bu Giakomonun sesiydi. Bundan son- ra sandaldan başka birisi : « — Biun!,. Bin!., Diye haykardı, Ragastan deniz kıyısında bulundu- #unu gördü. İspada Kapya ile Giako- monun kayıkta beklemekte oldukları bir hayal gibi Bözüne çarptı. Gemici- ler kürekleri kaldırmışlar emri bekli- yorlardı. Ragastanın peşisira bit la- kım meş'aleler göründü. Fakat henüz uzaktaydılar, Şövalye sevgilisini hiç incitmeden kollarının üzerine aldı. Son bir kuv- vetle kendini sandala attı.. Yelkenler fora edilmiş kayık bir deniz kırlangıcı gibi dalgaların üstünde uçmağa baş. Tamıştı. Bu esnada Ragastanı kovalayıp futmak üzere Lükres tarafından otuz kadar muhafız deniz kıyısmma varmış. lardı. Fakat kayık uzaklaşmış oldu- ğundan ayazları çıktığı kadar sövüp | saymaktan başka bir şey yapamıyor. lardı. * Ragastan sandala atlamağa muvaf- fak olur olmaz, kısık bir nefes ulmış, oraya düşüp bayılmıştı. Bu sırada Maganın i v vam etti. Kahraman Şöval kendi. Ünü y " ğ üzerine yıkıldı. Papa ellerini biribirine kavuştur- Şövalye hem ko-| Primver kendine geldi. Düşünülmesi Mirdenbire kottuğun armizi İekeler| du. Koltuktan aşağıya- düştü. Ainı Şuyor hem de yüzlü sapsarı kesitmiş.| bile mümkün olmıyan bir YK | ' urdu AT NĞN n aN çıp trafına bakı Sacları Yüzünde bir - takım € vurĞUu. — —

Bu sayıdan diğer sayfalar: