18 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

18 Nisan 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SŞ Z T ı T HABER — llışıııı Puıbıı " YE WAN Hîa Osmanlıcadan Türkçeye Sö klavuzunu neşrediyoruz 23 I — Öz türkçe köklerden asözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (dlmui) loonmuınır Bunların her vereceğiz, 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, — gereğine göre, Imııçalaıdayaılmq.ayncuaı. de konulmazştur. 3 «- Kökü türkçe olan kelimele - rün bugünkü işlenmiş ve kullanılan pJ:ı'lfaı' alınmıştır: Azlı ak olan halk, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek,. 'sökfuıdaı gelen şekil gibi. İhtiras (Bak: Hırs) İhtiraz — Çekinme, sakmma (Bak: Hazer, tehaşi) Thtiraz etmek — Sakmmak. Örnek: Şumun bumun hakkanda de- dikodu etmekten ihtiraz ederdi — Şu- nun bunun hakkında dedikodu etmek- ten sakınırdı (çekinirdi). Muhteriz — Sakıngan, çekingen Örnek: Niçin böyle muhteriz duru- yorsunuz? — Niçin böyle — sakıngan (çekingen) duruyorsunuz? İhtisar etmek — Kısaltmak Örnek: Bu kitabı ihtisar etmeliydi: “miz — Bu kitabı kısattmalıydınız. Muhtasar — Kısak Örnek; Muktasar yazmak için bir- çok fikirleri buraya koymadım — Ku sak yazmak için birçok fikirleri bura- ya koymadım. İhtisas — Uzuğ Örnek: Kulak hatsalıklarında ih - tisası vardır — Kulak hastalıklarında usuğu vardır. Mütehassıs — Uzman Örnek: İstatistik mütehassısı — Te tatistik urmanı, Thtişam (Bak: Debdebe) — Görkem Örnek: İhtişam içinde ilerliyen bü- yük bir alak — Görkem içinde ilerli- ven büyük Bir alay. İhtiva — Kapsa Thtiva etmek — Kapsamak, almak, içine almak. İhtiyaç — Tİhtiyaç (T. Kö.) Thfiyar (Yaşlı anlamma) — İhtiyar (Fr.) Vleux, vicillard Ihtiyar — İsten — (Fr.) Optin İhtiyarf — İstenel — (Fr.) Facul. tatif Örnek: İktiyari meckif — İstenel dürak, İhtiyar — Katlanma — (Fr.) Sup - porter, enduürer Örnek: Ortadaki bütün müşkülüt He mücadeleyi ihtiyar ederek bu işe gürştlm — Ortadaki bütün güçlükler- Te döğüşmeğe katlanaark bu işe giriş. tim. İhtiyar <Bak: İrade) — (Fr.) Vo - Tonte, Thtiyat -- 1 — Saknı, 2 — yedek Örnek: 1 — İhtiyat ile hareket edi- nİz — Saknı ile hareket ediniz, ? — Fol uzundur, ihtiyat benzin a- lımtz — Yol uzundur, yedek benzin « dnız. İhtiyatkâr — Sakmılı — (Fr.) Pru- Devlet işlerinde saknılı bulunmak en Önemli bir özgüdür. İhtizaz — Titreme Ihtizaz etmek — Titremek İhya etmek — Canlandırmak, di - riltmek Örnek: 1 — Bu iyiliğiniz beni ihya «tti — Bu iyiliğiniz beni canlandırdı. 2 — Ölüler ihya etmek mümkün de- dildir — Ölüleri dirütmek mümkün değildir. İhzar etmek — Hazırlamak (Bak: Hazır). İkame tmek — Çekmek — (Fr.) Descerdre, tracer Örnek Amutd ikama etmek — Dike gekmek. Tİkame etmek — Koymak — (Fr.) Placer Örnek: Nöbetçi ikame etmek — Nö- botçi koyamak. İkame etmek — Açmak — (Pr.) İntenter Örnek: Dava ikame etmek — Dilev açmak İkame etmek — Getirmek — Produire, âtablir. Örnek: Beyyine ikame etmek — Ka. nit gelirmek, İkame etmek — Yerine koymak, ge- çirmek — CFr.) Pemplacer Örnek: Ahmedin yerine Mehmedi & kame etmek — Ahmedin yerine Meh> medi koymak. İkamet etmek — Oturmak, eğleş - mek — (Fr.) Demuerer Örnek: 1 — Nerede ikamet ediyor- sunuz — Nerede oturuyorsunuz? 2 — Biraz zaman orada ikamet et. tim — Biraz zaman orada eğleştim. İkametgih — Konut Örnek: İkametgâh ittihaz ettiğiniz yerde sizi bulamamışlar — Konut e - dindiğiniz yerde sizi bulamamışlar. İkan — Sağbili Örnek: Bu meseledeki — kanaatim mertebel ikana basıl olmuşltur — Bu sorumdaki kanığım sağbili derecesine çarmıştır. İkaz etmek — Uyarmak; Uyandır mak Örnek: Ben hiç Böyle Bir zarna düşmemiştim, bereket versin beni i - kaz etliniz — Ben hiç öyle bir sanıya düşmemiştim, bereket versin beni u - yandırdınız. (uyardınız). Müteyakkiz — Uyanık, tetik Örnek: Her işte gayet müteyakkiz bulunmalıdır — Ber işte pek uyanık (tetik) butunmalıdır. İkbal — Olcay, erge Örnek: İkbale olduğu gibi idbara karşı da metin Bulunmalıdır — Olca. ya olduğu gibi düşkünlüğe karşı da dayanıklı bulunmalıdır. İkdam etmek (Bak: Cehd) — Dü - şürmek İklil — Taç İklim — İklim (T. Kö.) İkmal etmek — Bütünlemek, tam * Iamak, tümlemek Örnek: Bu yazdığınız eser, şimdi - ye kadar ileri sürdüğünüz düşüncele- ri Ucmal ediyor — Bu yazdığınız eser, şimdiye kadar ileri sürdüğünüz dü - şünceleri bütünlüyor (tamlıyor, tüm- Tiyor). Ikna etmek — Kanıtmak, kandır - mak Örnek: 1 — Ortaya konan deliller Beni bu işin sıhhatine ikna etti — Or- taya kanan tanıtlar beni bu işin doğ- ruluğuna kanıttı. 2 — Bu meselede yalnız Beni ikna etmek kâfi değildir — Bu — sorumda yalnız beni kandırmak yetmez. , İkrah, istikrah — Tiksinç Örnek; — Yaptığı mugaytri ahlâk hareketler bana ikrah (istikrah) ver- di — Yaptığı yantıahlâksal hareket . ler bana tiksinç verdi. İkrah etmek, istikrah etmek — Tik- sinmek Örnek: Ortalıkta hüküm süren ah- lâksızlıktan ikrah ettim — Ortalıkta hüküm süren ahlâksızlıktan - tiksin - dim. İkram (izaz) etmek — Ağırlamak Örnek: Misafiri ağırlamak, Türk - lüğün hiç kaybetmediği âlicenablık - lardan öiridir — Konuğu ağırlamak, Türklüğün hiç kaybetmediği akılık - Tardan biridir. İkrar etmek (Bakt itiraf) — Söyle- (Fr.) | İnandı, hem de diliyle sö>ledi. mek Örnek: Hem kalbiyle iman, hem de | Hsaniyle ikrar eti — Hem yüreğiyle Ikraz — Ödünç, ödünç verme | Örnek: Bana ikraz suretişle göster- diğiniz iyiliği unutamam — Bana ö - dünç verme yolile gösterdiğiniz iyili- Öi unutamamı İkraz etmek — Ödünç vermek, borç vermek Örnek: Size çu parayı ayda öden - mek üzere ikraz ediyorum — Size gü | parayı bir ayda ödenmek üzere ö - dünç (borç) verityorum. İstikraz — Borç, borç alma Örnek: Bu istikraz işini başa çıka- rabildiniz mi? — Bu borç (borç alma) işini başa çıkarabildiniz mi? İksir — İksir İktibas etmek — Almak Iktidâ etmek — Uymak İktidar — Erk Örnek: Bir millet için iktidarın hat- | dudu ve miyarı olamaz — Bir ulur için erkin sınırı ve ölçüsü olamaz. Muktedir — Erkmen Örnek: Muktedir bir adam, eline al- dığı işi başarabilen adamdır — Erk » men bir adam, eline oldığı işi başara- Bilen adamdım. Mevküi iktidar — Erke Örnek: Mevkit iktidara geçen fırka her şeyden evvel memleket menafli- ni düşünmeli — Erkeye geçen parti, her şeyden önce ülke faydalarını dü- şünebilmeli. İktifa etmek — Yetrinmek, yesin - mek, yeter bulmak Örnek: Rüdretimizin yetmediği ah- valde eldeki İle iktifa etmeyi bilme - Hyiz — Erkimizin yetmediği hallerde | eldeki ile yetrinmeyi (yetsinmesi) bil. meliyiz. İktiham etmek — Göğüs üstermek. Örnek: Bi ntürlü müşkülâtı ikti - ham ile emelimize doğru yürüyelim — Bin türlü güçlüğe göğüs gererek umayumuza doğru yürüyelim — Bin türlü güçlüğü Üstererek umayımıza doğru yürüyelim. İktiran etmek — Yaklaşmak, (ka- rara) bağlanmak İktisab — Edinç Örnek: Iktisabın birçok volu var - dır, fakat bu yolun muhik olması lâ- mızdir — Edincin birçok yolu vardır, ancak bu yolun haklı olması gereklir. İktisab etmek — Edinmek Örnek: Türk vatandaşlığını iktisab etmek için ecnebiler bir takım mera- simi yerine getirmelidir — Türk va » tandaşlığını edinmek için yaduyrular Bir takım törenleri yerine getirmeli - dir. Müktesebat — Edinçler Örnek: Burada ve Avrupadaki mük- tesebatı bu işi başarmasına — kâfidir — Burada ve Avrupadaki edinçleri bu işi başarmasına yeter. İktısad (Bak: tasarruf) — Ekono- mi Iktısad etmek (Bak: tasarruf et - mek) [' İktısadi — Ekonomik | İktütaf etmek — Dermek, devşir - mek Örnek:; Mesainizin semeratını ikti. taf etmek zamanı gelmiştir — Çalış - malarınızın yemişlerini dermek (den şirmek) zamanı gelmiştir. Iktiza — Lüzum (T. Kö.) Hasbeliktiza — Lüzumundan dolıırı Muktari — Lüzumlu Tlâ etmek — Yükseltmek, yücelt - mek Örnek: Türkün namını ve ümıun ilâ etmek bazilemizdir — Türkün a- germek, dını vbe bayrağını yükseltmek (yücelt. mek) borcumuzdur. Hlâç — Hâç Tedavi etmek — Eyilemek, bakmak Örnek:; Tedavi etmek vazifesini de- zifesini deruhte ettiğiniz hasta—Bak- mak (eyilemek) ödevini üstünüze al: dığınız hasta. Hlâm — Belgin İlâm etmek — Bildirmek Tebliğ etmek) Hân — Bilit Örnek: Bazeteye bir ilân verdim — Gazeteye bir bilit verdim. Hân etmek — Bilitmek Örnek: Herkesçe malüm olması için ilân edilmesi muktezidir — Herkes - çe bilinmesi için bilitilmesi lüzamlu - dur. Hânı harketmek — Savaş — açmak (Bak: Harb) Nâve — Ulama Örnek: Tarama dergisine bir ilâve yaparak bütün tashih ve ilhakları topltyacağız — Tarama dergişine bir ulama yaparak bütün — düzeltme ve katmaları toplıyacağız. Nâve etmek — Ulamak Örnek: Şunu da ilâve etmek iste . rim ki — $Şunu da ulamak isterim ki. İlca (Bak: cebir, sevk) — Zor, zor- Tama Örnek; İlcayı ahval ile bu işi yap- fığımızı söylemek tsterim — Hallerin zoru ile bu işi yaptığımızı söylemek isterim. İlelebet — bediyen) İlga (Iâğv) etmek — Kaldırmak Örnek: İlga edilmiş olan bir kanu- nan artık hükmü olamaz — Kaldırıl. muş olan bir kanunun artık hükmü o- Tamaz. Tlhah — (Bak; İbram, ısrar) Tlhak etmek — Katmak Örnek: Bu müdüriyeti de — birinci müdüriyeti umumiyeye ilhak etmek mauvafık olur — Bu direktorluğu da birinci genel direktorluğa katmak uy- gün olur. Mülhakat — Bağlantı Örnek: Bu emirnamenin bütün mül- hakata iş'arını rica ederim — Bu buy- rultunun bütün bağlantılara - bidiril. mesini dilerim. Hlham — Esin Örnek: İlham, insan ruhunun uloi yat ile bir ittisalidir — Esin, İnsan (Bak: Hiç bir zaman (Bak: E- Teodor Vafiadis Zemberek Fabrikası Halis lsveç çe-| liğinden — vapıl - mış gramofon ve saat — zembereği satıyor. — Kilosu 140 kuruştur. Bu - çeliğin |ıveç! olmadığını ispat edene 100 lira tazminat verilecektir. Adres: Beyoğlu Yükıfklıddı—' rem Kulekapı No, 665 lli WIMUIIMWHIWWE YENİ ÇIKT ruhunun yüksekliklere bir bağlı sıdir. Hlham etmek — Esimek Örnek: Bu yazdığınız eser birçok fikriler ilham etti — BU dığınıirz eser bana birçok fikirler © di. Mülhem olmak — Esinmek Örnek: Bu mütaleadan mülhet larak şu teklifi dermeyan ettim — oydan esinerek şu önergiyi ileri düm. Him — İlim (T. Kö.) Alim — İlimen Malümat — Bilgi Malümatlı — Bilgin Ukalâ — Bilgiç Marifet — Bilim Mütebahhir — Bilge İlka etmek — Bıirakmak, « Örnek: Hiristiyanlar senenin gününde salibi suya ilka ederli Hiristiyanlar yılın bir gününde suya bırakırlar (atarlar). Tlkah etmek (Bak: telkih € — Aşlamak iİllet — Dert Ilsak etmek — Bitiştirmek, turmak Örnek: 1 Bu iki varakayı ilsak ediniz — Bu iki kâğıdı bi ne bitiştürinz. & — İk demir yolunu ilsak ei Büyük bir kâr elde edilmiştir. — demir yolunu kavuşturmakla bir kazanç elde edilmiştir. İlsak etmek — Yapıştırmak gibi şeyler) Örnek: Elden gönderilen mel lara da posla pulu ilsak etmek 104 dır — Elden gönderilen — mekt| da posta pulu yapıştırmak gereklii Hltisak etmek — Bitişmek, ka! mak Örnek: 1 — Biribirine iltisak eli Bir halde doğan iki hemşire — Bİl rine bitişmiş bir halde doğan iki kardeş. 2 — İltisak etmiş olan demiryol — Karuşmuş olan demiryolları. j THltisak etmek — Kavuşmak ( mikler için) Tltisak hatları — Kavşıt kollart örM İarıbuu-sbyea — sehm hmr Örnek; Bu ikt büyük demiryolu ” çok noktalarından iltlsak hatlari biribirine rapredilmiştir. Bu iki BÜY demiryolu birçok noktalarından şıt kollariyle biribirine bağlanmığ' Yaz mevsimi için Gömlek, Pijama ve iç kostür siparişinizi Beyoğlunda Galatasaf”| Lisesi karşısında 178 No: l8 David Gömlek Ticar hanesine veriniz DOKTOR ,- .. ilemal özsan Urolog — Operalör Bevliye MütehassıSs! Kraköy — Ekselsiyor — mağd yanında. Her gün öğleden solfi 2 « den 8 - € kadar.. — Tel: 4Ği gnnn 1 gĞHUA eee AF AMatranga ve âlaturka YEMEK ve TATLI KıTABl | bu kitabda bula.caksınız Satış yeri l Hergün pişecek yemeklerin ve tarlıların listesini ve vant Kstarbal Ankara caddesi No, 157 UNUN KÜ — İmklâab Kitabevi

Bu sayıdan diğer sayfalar: