20 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

20 Ağustos 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 AĞUSTOS — 1985 Yazan: KADIRCAN KAFLI BARBER — Akşam Postası Evet, büyük Türk donanması vi Kızıl Kadırganın ardındadır. Buraya gelebilir.. Prenk Süleyman arkadaşlarını hk 8 bıraktı. Kendisi, beyaz bay- sekerek ilerledi. Kalenin ka » yaklaştı. Kale kapısının bir kanadı ayni yanda açılarak bir zabit ve ar- ında birkaç asker göründü. ri tenk Süleyman onu selâmla - > Bonasera!,.. — Bonasera senyor!... > Beni Hüsmen Reis gönderdi. Siz Gördük, ne istiyorsunuz?... em Bahdaşın yanına götüre - mi? >> Bon de bunu istiyecektim. — Buyurunuzt... pıdan geçtiler, bit en önde gidiyordu. Frenk yan onun arkasındaydı. Sekiz asker de onun sağından, Undan yürüyorlardı. Paracık oyllardan geçtiler. İç bi “Din kapısını da aştılar. Büyük Biye girdiler. | Kumanlan O'da oradaydı. Zabitler ARİ sol lu ayakta duruyorlardı. f “renk Süleyman elini göğsüne “Yarak onu selâmladı. ki umandan bu Ee iyi karşı. Ve sordu: Bro? ag man Reis ne Şİ is Sür, 7 Hismen Reisin fenalık vap. 2 istemediğini söyliyebilirim... kı un için merak etmemelisiniz. zırlıklarınız ve * korkularınız * yeredir. Mep Fakat... O halde burada işi «Belki onun arkasından Türk | yanması da geliyor... tenk Süleyman bunu hiç dü - şünmemişti. Demek ki ihtiyar ku- mandan her türlü korkuyu kafası- na doldurmuştu: — Evet, büyük Türk donanma- sı da Kızıl Kadırganın ardında- dır. Buraya gelebilir ve bülün Sicilyayı bir ateş çenberi içinde kül haline getirebilir. 7 Frenk Süleyman son sözleri ol- dukça sert söylemiş, başta kuman- dan olduğu halde herkes (o dilini yutmuş gibi susmuş, birbirinin yü- züne bakmıştı. “x Frenk Süleyman söze başladı: — Fakat, eğer Hüsmen Reisin dileği yapılırsa her şey gürültüsüz- ce bitecektir. Biz buradan gide- ceğiz. Türk donanması da uzun zaman İtalya kıyılarında kalacak, oradan İstanbula dönecektir. Eğer bizim dileğimiz yapılmazsa... Frenk Süleymân biraz önce söy- lediklerini tekrarlamakta olduğu- nü İremen kavradı-vesbir. saniye susarak ilâve etti: . O zaman ne olacağını size ği Kumandan Bagliyano sordu: — Hüsmen Reis bizden, bizim yapamıyacağımız bir şey isterse, ne yapabiliriz. O zaman vazifemi- zi yapacağız ve ölünciye kadar sa- — Ona hiç şüphe yok... İhtiyar bir kumandansmız ve sizden de bu beklenir. Fakat bizim dileği» miz, arada savaş yapılmağa değer şeylerden değildir. — Ya nedir? — Kontes Viçinçüyüsü bize ve- receksiniz ! — Konteş Viçinçüyüs mü? Si - cilya büyük dukasının Salerno' - dan getirdiği kontun kızmı hal. Fakat o burada değil, Buraya gelmedi. Venedikten gelirken yol- da kaybolduğunu, Salerno Mar - kisi Fernando'nun eline geçtiğini duyduk... — Biz genç kontesi istemiyo » ruz. O zaten Kızıl Kadırgadadır. — O halde?.. — Onun annesini İstiyoruz.. — Yana... O, hasta kadmı ha!.. O kocakarıyı ha!.. — Ağamı topla 1. Kocakarı de- gil o... Hüsmen Reisin kaynana « sı anarken sizden saygı isterim.. — Hüsmen Reisin kaynanası mı?.. Yana.. Affedersiniz... He men verelim... Zavalir bir kadmdı. Başma büyük meni geldi... Son günlerde pek olduğun da söylemişlerdi. Bagliyâno'nun yüzü alabildi - ğine gülüyordu. : Sanki üstüne yıkılan bir-dağım, hiç ummadığı bir zamanda altın- dan kalkmıştı. O kadar ferahlamıştı. Hemen emirler verdi: — Çabuk!.., Verin onu... Zaten kendisi de ister... Hele kendisi is- tedikten sonra biz ne diyebiliriz?, Kontes Lüçiya sahiden pek hastaydı. Bir iskelet haline gel - mişti, Frenk Süleymanm yanmda onu almak için giden zabit: — Saym kontes... Kızıl Kadır. gaya gideceksiniz... Lütfen kal « kabilir misiniz? Size yardım €de- lim mi? 7» var) ktanbul Gümrükleri Satış Komisyon Başkanlığından: Ka, Gr. Marka Ihale günü 26-8-935 Pazartesi Cinsi eşya Demir vapur kazanı ve ocağı bo- yasız. Kullanılmış demir takdir makine- $i aksamı, İpek çorap zurufu mukavva kutu Senayiye mahsus mağnezyüm. Boyalı vernik. Senayiye mahsus kalsyüm, Ağaç kirbit. “Kaçak olup transit satılacaktır.,, Müstamel köhne lâstik tekerlekli tek beygirli fayton. Şapka şeridi yünlü ve ipekli, Esans aş mezkür. İpekli p ee e İpekli mensucat No. Kap Adedi Kıymeti M.K.M, Kzcoco 13 3 > 343,50 887 op Bilâ ME Le 210,00 ( 880 300 Ger 281128 1 5. * o 373800 o 870 ty ile. day 2 SE, Bilk (04 Tanbur (o 5180 O 884 ıc Ovsc Ön £ 8 s4 1033 Di el, Bilâ (O(8 Tanbur Oo 6486 Oo 883 00 © 3 iç 9 1031 ı Ihale günü Man cuma | Aded Bin Bili O1 Aded « ( 300,00 ı | 4200 vszazazı 132524282 PR. 201,60 (28 ye 11700,1171. © 278,278. 2 P. 11616 952 y,10 907907 © 219220 2 P. 666.60 (949 İpek ço 2 146 2188 1 P. 399,60 947 0 Bilg Bilâ 00 22808 — 490 833 Oo 20/33 2 S. 27 1030 neti Kalın adi pencere camı “kırıktır. . Sky Yukarıdaki esya üzerinde yazılı günlerde ve saat 14 de 2490 8x yılı kanunun hükmüne tevfikan a. suretiyle satılacaktır. İhale satış komisyonu tarafından yapılacaktır. İstekliler eşyanm kıv ie yüzde yedi buçuğunu pey akçesi olarak yatırıp alacakları makbuzları ihale saztinden svvel yek reisliğine vermeleri mecburidir. Eşyayı görmek ve daha fazla malümat almok İstiyenlerin İsor releliğine müracaat etmeleri ilân c'unur. (4452) Tel: 23166 İf | | ! Nekleden: (Hetire Süreyya) Dünya güzelinin peşinde... Fahrünname adi eski Farisi tarih romanından alınmıştır. No.40 — Hüma yüzüne bir maske taktı, bir memleketin padişahı oldu... böylelikle Ferruhu daha iyi arayacaktı ... Gayet talâkatli olan Hüma, bu haleti ruhiyeden istifade etmesini bildi, Kendisini görmeğe gelen | tayfalarla yolculara kendini di - rekten çözdürdü. Beraber getirdi- ği mücevherlerden bir kısmını on- lara dağıttı. Böylelikle, herkesi yarım saat içinde kendine meclüp gtti. Kaptanı orada bırakmağa, gemiyi alıp kaçmağa herkesi razı e Kaptan Kıygan, ötesini berisi- ni tamamlamış, nevalesini düzelt- mişti. Neşe içinde sabile geldi. Oh, artık, müsait bir rüzgâr esme- Me er e mussuzlar. Gemiden, bu haykırmalara kar- şı kahkahalar yükseldi. Aynı za - manda da tahkir edici ıslıklar ö - tüyordu. Kıygan, sağa koştu, sola koş - tu. Takip için bir gemi aradı. Fa- kat bulamadı. Limanda hiçbir ge- mi yoktu, Sandalla yahut yüzerek de gidilmez a... İşte, kendi gemi- si, pupa yelken gidiyordu. Yerlere yattı. Bağırdı, çağırdı, a Sar'ası tutmuş (gibi, ağzmdan köpükler saçtı. e Fakat heyhat... Artık gemi, iyice uzaklaşmıştı.Se- sini duymuyorlardı. MAN Yolculuk bir hafta kadar de - vam etti, Bu bir haftalık zaman i- çinde, genç kız, gemi efradına kendini o kadar sevdirdi ki, onu, kendilerine âmir seçtiler, Yani, maiyetinde kaptanlık işlerini gö- ren biri olduğu halde, Hüma, ge -| minin âmiri, kaptanı oldu... Artık, saadetine payan yoktu. Fakat, şuna karar verdi: Bütün belâlar, ona, güzelliğin - den dolayı geliyordu. Gemi halkı- na da bunu anlattığı için, artık, yüzüne bir nikab koymağa ve o » nunla dolaşmağa karar verdi. Bütün uğradığı limanlarda o * nu “Nikablı pehlivan,, diye tanı - yorlar ve seviyorlardı. Her yerde hürmet ve itibar görüyordu. İ Nihayet, gemi, döne dolaşa ve bir taraftan o öbür tarafa mal ve yoleu taşıya taşrya Abadan lima. | nınd vardr. f Abadan İlmanmı matara icin - | de buldular. Burasının gayet iyit | | bir hükümdarı varmış. Fakat, öl- müş. Ölürken, hiç varis bırakma» dığı için demiş ki: — Buraya karadan yahut de « nizden uğrıyacak yabancılar ara- sında hal ve tavrı asilâne, idare kabiliyeti yüksek birini kendinize hükümdar seçiniz... Bu adam aynı zamanda müs « a bir hükümdermiş, belli... Zi- “siz kendi kendinizi idare e » ai adamlar değilsiniz!,, de . mek istemiş... i#| Bunun üzerine, şehir halkı, ge leni gideni yoklamağa başlamıştı. Maskeli kaptanın dedikodusu, her limnada olduğu gibi, burada da şayi oldu. Tayfalar, onu fev - kalâde akıllı ve adaletli diye met- Kediyorlardı. Pek iyi ahlâklı ol » duğunu söylüyorlardı. Şehir ekâbiri, Hümayı bir ziya- fete çağırdı. Aralarında bir dava vardı, Onu hikâye kabilinden an: lattılar. Hüma, dertlerine derman buldu. Hem, onlarla pek güzel ko- nuştu, alçak gönüllülük etti. Abadanlıdar, bunun üzerine, hükümdarları bulduklarma ka- Evet, hakikaten memnundu. Çünkü, şehir şehir dolaşıyordu. Belki böyle gezerken, bir gün, sev gilisi yolunun üzerine çıkardı. Halbuki burada kapılanıp kalın « ca İş neye varacaktı?... Abadanlılar çok ısrar ine Hüma da; — Bahtım varsa, sevgilim aya» ğma kadar gelir, Hem, onu, hü - kümdarken daha iyi aramak ka « bil olacak... Bu düşünce ile teklifi kabul et ti, z Artık hükümdar olmuştu. Fa « kat, maskesini yüzünden çıkâr, - mamayı şart koştu. Bu şartı kabul edildi, | (Devamı sar) HABER AKŞAMİ POSTASI İDARE evi Istanbul Ankara Caddesi Telgraf adresi ISTANBUL MABER Telefon Yazı 23872 idare; 24976 ABONE ŞARTLARI Ecnebi Senelik 1200 Kir. 2700 Kr. 720. vaso “s0 ” sö İLÂN TARİFESİ Tiesret ilânlarının satırı 12, Resmi anların 1G a Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası ŞI KUPON 223 20-8-935

Bu sayıdan diğer sayfalar: