26 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

26 Ağustos 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Keyif verdiği sanılan zehirlerin tiryakileri Bu itiyadı nasıl elde ederler, alıştıkları zehirlerin tesirlei nedir? İspirtolu | içkilere çok kere #ençiikte ve mektep çağında alı - tıler. Yazın sıcak bir gününde bah veli ve çalgılı bir gazinoda ilk ta- dılân soğuk bir bira belki de bir AYyaşın tattığı ilk içki olacaktır. Görenek veya özenek ile tadı- İan bu hafif içkiler yavaş yavaş VE zaman geçtikçe, arkadaşların tekliğ veya zöru ile yaz mevsimi- hin dışma da çıkar ve kışın mey - ane köşelerine ve rakı kadehle - time atlar. Böyle içki âlemlerini gıcıklıyan | *eyler de eksik değildir. Meyha - delerin hazırladıkları çeşit çeşit, verici omezeler, alaturka | SAZ, sıcak ve munis bir hava, ve *ktama doğru açılan iştah... İlk defa tadrlan ve arzu edilmi- Yerek içilen biranın tadı yavaş ya- Yaş hoğ gelmeğe, akşamları istek- ke içilmeğe ve hattâ aranmağa lanır. Bir kere kuvvetli içkile- Fe heves uyandı mı bira artık ke- Yif için kâfi gelmemeğe başlar akı, konyak gibi sert içkiler ara- hir ve her akşam içmeğe gidilerek *ahoş olunur. İşte cemyiette yeni bir “akşam- “1, döğüyor demektir. İşret edilen evler Türkiyede &s- a ja mAsterilirdi.. “Bir | miden icen Kalem Chen ©-maha'le hallmca bilir» iğ ” Oraya arasıra giren binlik- izini evden akşamları sızan koku i iirdi, Böyle evlere akşamlayın sa Yapılmaz ve evin efendisi atsız edilmezdi. kşamcılar evci, meyhaneci ve | n isi toplantıcı olarak kısımlanır, ür. €v akşamcısı muayyen bir tip- Tk Akşam evine gelir, Onun ma 33! hazır ve karafası doldurul « Maştur, Midye kızartması, ufacık ekler, sardalya, cacık, sucuk yastüma, turşu gibi şeylerden a | e mezeleri vardır. İçer ve ara 5 3 yer. Pencree kenarmdan dışa- ”a, denize, bahçe ve bostana ba- “arak keyiflenir. Kimseye dokun: Müz ve kimsenin kendisini rahat WE etmesini de istemez Yavas yas! Vaş karafasını boşaltır, mezeleri - Di temizler, Sonra da çorbasını i- SEP Ve yemeğini yiyerek yatar, , Meyhane akşamcıları tehlikeli- ir. Bunların içkisi, karafası mu » yiyen değildir. Sazın ve muhitin *siriyle hadden efzun içerler ve ir kısmı “küfelik,, ve arabalık © urlar, Eskiden gece arabaları di- Ye karanlıkta meydana çıkan na « İİ vasıtalarının çoğu bunları ta- mak içindi, Arasıra &v, konak ve mesireler- * biribirlerini seven samimi ar- adaşların sazlı, sözlü ve rakılı, Plantılı © ziyafet âlemleri var - |. Bunlardaki içki çok kere sa aha kadar sürer. “Kına geceleri, bir bunların tam | nmuzecidir. i Mİ İçki her akşam içilirse zararlı Miri üst üşte biner, içeni müte - Adiyen ve yavaş yavaş zehirle » mete başlar. Arasıra ve çok uzun “a il içilne içki çok da olsa hâd T tesemmümdür. gelip geçer ve Vücuda zararı o kadar olmaz, Vi cuda giren ispirto kanda dolaşır ve iki yerden dışarı çıkar, Bu da böbreklerden idrar ile, akciğerle- re teneffüs ile. Bu cihetle sarhoş- ların, ayyaşların nefesi ispirto ko- kar, Kana giren ispirtonun vücutta tesir etmediği, zarar vermediği u: zuv yoktur, Bunun en mühimleri karaciğer, böbrekler ve yürektir. Bu uzuvlar ispirto tesiriyle müz » min iltihaba düçar olurlar ve za - manla vazifelerini (o göremiyecek hale gelirler, Damarları sertleştirerek vak - tinden evvel tansiyonu yükselten “e insanı ihtiyarlatan da gene iç- kidir. İçki içenlerde görülen başlıca âraz “Sarhoşluk,, tur, Sarhoş ira- desini kaybetmiş bir akıl hastası demektir. Fikrine, ağzına gelen şeylerin hepsini söyler. Aklına ge- leni hemen yapar. “Sarhoştan deli bile korkmuş,, sözü doğrudur Birçok cinayet, katil ve intiharla» rin sebebi cok kere sarhoşluktur ve içki tesiriyle yapılır, Afyon tiryakileri Çok eski vakitlerdenberi bili - nen bir tiryakilik de afyondur Afyon tiryakiliği şark ve aksayı varkta yayılmıştır. Afyon yetişti - ren bikeler ve nuna Kuvwşu meni” leketlerde pek ziyadedir. Afyon bildiğimiz haşhaş deni - len nebatın bir usaresidir, taba - bette teskin edici ve uyuşturucu bir ilâç olarak kullanılır. Buda terkibindeki Morfin,Kodein, Nar. kotin, Papaverin gibi cisimlerden dolayıdır. Afyon vücutta başlıca 3 yere tesir deer; 1 — Yürek, 2 — Damarlar, 3 — Teneffüs, Vücuda giren afyon evvelâ ten- bih (Exitation) yapar, Damarlar- da tazyik artar, Nabız dolgun ve çabuktur. Teneffüs şiddetlidir. Ruhta, hafızada bir parlaklık hu: sule gelir, Çok miktarda afyon alanlarda ise bilâkis kan tazyiki düşer, na - bız yavaşlar. Hattâ intizamnı kaybeder. Vücuda sersemlik, dut- gunluk ve uyuşukluk gelir, Afyon tababette uyutucu, ağr» ları kesici, öksürüğü dindirici e - larak kullanılan ilâçtır. Afyon uy: kusu tatlı rüyalarla geçer ve uzun sürer. Fakat uyanınca baş ağrısı, kulak uğultusu başlar ve iştah - sızlık meydana çıkar, Afyon kul lananlarda kabız, idrar azlığı dai ma vardır. Diğer bütün vücut if - razları da azalır, Bir defada ilâç miktarından çok afyon alanlar zehirlenirler Bu gibilerinde bâriz âraz şunlar dır: Ekzitasyon, çarpıntı, ağız ku - raluğu, susuzluk, baş ağrısı, kesik: lik ve baygınlıktır. Bunların göz- leri kapanır, ciltleri soğur, tenef - füsleri yavaşlar. Eğer afyon pek şok ise bir daha da ayılmazlar Her gün birer parça afyon alan - lar ve bunu gittikçe çoğaltanlar --se rehirlenirler ve niha. zet bir afyon tiryakisi olurlar, “Opiomani — Afyonkaşlik; şark ve aksayr şark tiplerindedir. Bunların kendilerine mahsus af - yon çeken çubukları vardır. Bu çubuğun hususi bir yerine könan afyon parçası ufak bir şule tesi - riyle daima yanar ve dumanı en derin nefes borularina kadar çe- kilir ve keyfedilir. Fizik değişmelerden mide ve barsaklarda bozukluk, karaciğer- de iltihap, idrar tutukluğu, bronş- M. zeki Baker lar tıkanır, akciğerler şişer ve 80- nunda verem meydana çıkar, Yürzek-ve damarlarda olan bo-| zukluklar daha ciddi ve ebağmie| yetlidir. Yürek çarpıntısı daimi - dir. Damarlar sertleşir. Sadir hun- naki (Anjin dö puatrin) krizleri başlar ve gittikçe sıklaşır. Bunla» tin hissiyatında dalâlet vardır ve çok kere inme gelir. e Afyon terkibindeki en O müeş-| sir madde “Morfin;, dir. Morfin) tababette ağrı ve sancıyr teskin için pek önemli bir ilâçtır. Günde 5 santgrama kadar şırınga sure - tiyle kullanılan bu ilâca alışanla- ra ve keyf için kullananlara (Mor- finoman) derler. Morfinomanların çoğu, hasta- lanip, sancılanıp da morfin yapı- lanlardır, Hattâ bu ilâç) doktorla- rın elinde bulunduğu ve kolay ya- pıldığı için doktorlardan da mor finoman bulunur. Günde 2 —3| gram morfin kullanan tiryakiler görülmüştür, N 1 Morfin müptelâları (o çok kere yüksek tabaka, ve münevver in - sanlarda, nöropatlarda görülür ve kurtulmaları da güçtür. Bunları tedavi için morfini ya birdenbire keşmek veya yavaş yavaş azalt - mak lâzımdır. (Bu tedavi ancak bir hususi hastanede ve doktorla- rin nezareti altında yapılabiliri, Bunlara ilk zamanlarda mü- sekkin diğer ilâçlar verilmesi ve fiziyoterapi ve psikoterapi yapıl - malıdır, Esrar Keyf veren zehirler içinde bir de Esrar “Haşiş,, vardır. Esrar, daha ziyade şarkta ve kenevir ye- tiştiren ülkelerde yayılmıştır. Hind kenevirinin yaprakların » da bulunan bu maddenin terkibin de kanabin, haşişin denilen zehir- ler bulunur. Tababette esrar, nadir olarak uyutucu ve Spozmod'ları söndü - rücü olarak kullanılır. Şarkta esrar içilen kahve, bod- rum ve mahzenler görülür, Bura- lara esrarengiz, yüzleri değişik Bu sene “emprime,, denilen basma lar kadın tuvaletlerinde pek moda - dır. Hem şik hem de ucuz olan bır ku maşların muhakkak pahelisin; seçmek gerekmez. Elverir ki desenleri zarif, renkleri uygun olsun vE giyen kidin kendine yakışanını seçmesini bilsin.. Desenleri böyle geniş kumaşlar bil hassa ince ve sayı? katlınlara daha çok yaraşmaktadır. Biraz etine dolgun kadınları ise olduğundan çok şişman pös- terdiğinden onlara pek yakışmıyor. Resimlerimizde böyle emprime ku maşlardan tuvalet giymiş iç sinema yıldızını, sırasiyle Adriyen Tums, He zel Forbes ve Karol Lombardi görü - yorsunuz.. i vekün teşkil ediyor. | yüzler, binlerce liraya satılan bu kılık ve kıyafetleri sefil insanların girip çıktıklarına rastlanır. Bu betbahtlar havası tamamen zehir olan bu yerlerde sabahtan akşa - ma, akşamdan sabaha kadar mü- temdiyen esrar çekerler... Esrar kabakları, esrar nargileleri bu yer lerin esaslı birer cihazıdır. Esrar tiryakilerinin çehreleri so luk ve kirli sarıdır. Nazarları lâ - kayttır. Aptal ve melânkolik gö - rünürler, Hareketleri batidir, iş - tahları yoktur. Bunlar yavaş yavaş zayıflar, kansızlanır ve nihayet iş göremez hale gelirler, © “Monomani,, ve “Halusinasyon,, esrar delilerinin birer encamı sayılır. Esrar ile zehirlenme iki türlü - dür. Hiç esrar çkememiş insan iIk defasında bu zehir tesiriyle yürü» yüşünde ve oturduğu zaman ba - reketlerinde yavaşlık hasıl olur. Göğüs ve midesi yanar, Başı ağrır ve döner. El ve bacak etleri kesi « lir ve işitmesinde ağırlık ve kula» şında zonklama başlar, Şayet ilk olarak'aldığı esrarın miktarı çokça olrusa hemen “Op- resyon,, haline girer. Başı'döner, boğazı daralır ve gıcık gelir, Ağzı kurur ve rüyalara dalar, Esrarın miktarı çok olur ve bir defada almırsa hemen hezeyan başlar (delirir), ne yaptığını bil « mez. Azgın ve saldırır o bir hale gelerek ölür. Bu gibi büdireden kurtulanlar birkaç hafta halsiz, bitkin bir halde hasta yatarlar, Her gün birer parça esrar çe- ken ve bunu”gittikçe çoğaltanlar yavaş yavaş zehirlenir ve sonun - da bir tiryaki olurlar. , Köyf Ve” ren zehirlerden en fenası denebi - lir ki esrardır. Esrara” alışanla rın, bir daha kurtulamadığı ve so» nunda sefil ve deli olarak tımar - haneye girdikleri muhakkaktır. Esrarkeşin aile ocağı yıkık ve 80- yu bitiktir. pi Eroin Eroin bir morfin eteridir ve zehirdir. Tababette müsekkin o - larak günde 5 miligramdan bir santigrama kadar ancak kullanı - labilen gayet müessir beyaz bir tozdur. Eroin son yıllarda keyf için de kullanılmakta olup bilhassa aksa yı şarkta eroin ticareti mühim bir Bir kilosu zehir kaçak olarak kilolarca her İ tarafa gizlice yayılmakta ve tir - yakileri her yerde (günden güne çoğalmaktadır. iz Eroin de tıpkı diğer uyutucu ve uyuşturucu zehirler gibi burun ta. rikiyle veya şırmga suretiyle alı. nır ve çok kere barlarda, gece lokantalarında, buraya devam e denler tarafından kullanılır, ... Keyif veren zehirlere karşı Tür kiye Cümhuriyetirde büyük bir savaş açılmıştır. Bu savaş yıllar geçlikçe #emere ve vazifelerini veriyor. Türk milletini bü soy düş İ manı zehirleden kurtarmak hezi- mizin vazifesidir. Yetişen her Türk gencinin bu zehirleri tatma» masına ve bu zehirlere alışsama- sına elbirliği ile çalışmalıyız. Verilecek konferanslarda, rad- Yo yayımlarında ve gösterilesek sinema filmlerinde fırsat düştük- ce keyif veren rehiriere de büyük bir pav ayırmalı ve savaş Yapı!» | malıdır. “Ulkü,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: