3 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

3 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

arr. 5727 m e/sınım OMm0- 4/7 He &leaye- Ye Mavel Elaziz ilbaylığından Yapılmakta olan muhacir evleri örtüsü için 0,80 santim genişlikte ve 2, 1-3 M. uzunlukta 26 No. 230 ton oluklu gal - vanizli saç almacak. Satmak isteyenler | — birer nümunesiyle bersber, 2 — İstanbulda vavura veya Mersinde trene teslim fi- atmı, 3 — Tamamının teslim müddetini, 4 — Beher metrs mü» rabba: ağırlığını gösterir mektup ve tamamının yüzde 15 te- minatma aid kanuni evrakın 10/Eylül/935 tarihine kadar Elâ - ziz vilâyetine bildirmesi, (5221) Yüksek Mühendis Mektebi Arttırma ve Eksiltme komisyonundan Tahmin bedeli Eksiltme saati Birinci pey akçası (350) aded yatak ve (350) aded yorgan çarşafı 1425 106,87 « 14 Stoboret (bir aded) 360 ME 15 Motörlerden çıkan gazlarm tahliline mahsus alât (bir aded) 85 6,40 16 Mekteb için yukarıda yazılı mevad açık eksiltmeye ko - Rulmuştur. o Eksiltme saatleri ve tahmin bedelleri ile birinci pey paraları hizalarında gösterilmiştir. İsteklilerin şartnamele- rini görmek için her gün eksiltmeye girmek için de belli gün ve saatte teminat makbuzları ve arttırma ve eksiltme kanunu - müh 7 inci maddesinde yazılı vesaik ile “beraber ; komisyona müracaatları ilân olunu.. (5177) HABER — Akşam Postan GAZETECİ. Temiz hı ÇALAN Z. Nİ , , 4 Zçeridleki bisliğr fes tel meşriya İımzla on. ladık. tel nümuneleriyle beraber METAM İstanbul 6 ıcı icra memurluğuna: Bir alacağın temini için haczedi- Ten bu kere satışa karar verilen Fın -| dıklı iskelesinde 3509 numarada mu- kayyet bir yük arabası ve doru renkte ORFOZ Yüzdeki çilleri ve sivilceleri geçirir. sekizer yaşında iki beygir 4 — 9 — 995 günü saat 18 de Fındıklıda arabacı « larım bulunduğu açık arttırmaile satılacağı ilân olunur. pm. istiklâl Lisesi... Direktörlüğünden : 1 — İlk Orta ve Lise kısımlarına yatı ve gündüz, kız ve erkek ta'ebe kaydına devam olunmaktadır. 2 — Kayıt için her gün saat 10 dan 17 ye kadar gelinebilir. , 3 — İstiyenlere, kayıt şartlarını bildiren öğrenekten bir tane parasız olarak gönderilir. 4 — Bütün sınıfların engel ve bütünleme yoklamalarına 2 Eylül Pazartesi günü başlanacaktır. Şehzadebaş. Polis karakolu karşısında. Telefon: 22534 İ sake MARES eaeşe şarap eereşezanıız; ii » m Elaziz ilbaylığından Yapılmakta olan muhacir evlerinin pencerelerine kon- | mak üzere 0,90 santim genişliğinde 1300 metre yeşil boyalı ka- almacaktır, Vermek isteyenler İstanbulda vapur veya Mersinde tren teslim fiyatlarını 8/9/935 tarihine kadar Elâziz vilâyetine bildirmesi. (5220) Vapurculuk TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925 Trabzon yolu AKSU vapuru 5 Eylül PER- ŞEMBE günü saat 20 de Hope- ye kadar. e MT DEE ZE LAYI — istanbul 41 nci iikmekte- binden almış olduğum ağustos 935 | tarihli nakil ilmühaberini zayi ettim, Yenisini alacağımdan eskisinin hük - mü yoktur, N .. | No. 110 Fahri * ” PARDAYANLAR — Bunu söylemekten ne çıkar kardeşim? Seni büsbütün üzmekten Fransuva bir harezeite bulunmak için elini göğsünden indirdi, Hanri, liyim, xemedi? Derhal onun yanına gitme - PARDAYANLAR 25 Fransuva gök gürlemesine benzi « yen bir sesle: başka bir işe (oyaramıyacak olan bu tamiri imkânsız felâketi anlatmak boş bir şeydir. — Aldanıyorsun Hanri. Bana te. selli verecek şeyler de vardir. — Nedir bunlar? — Felâketime sebep (olan alçağı öldürmek. Hanri titredi. Biraz sarardı. Fakat derhal gözlerinde tuhaf bir ışık par sl Jadı. Başiyle her şeye karar verdiği- ni anlatan bir işaret yaptı. — O adamın kim olduğunü öğren mek mi istiyorsun? — Evet, onu İstiyorum. Sen Janı koruyacağına yemin etmiştin. Oh sus! Hayır, seni bu hususta kabahatli çı. karacak değilim. Yalnız (olanı biteni öğrenmek istiyorum. Fakat sen de ba- na kabahati ve caninin ismini doğru olarak söylemeğe mecbursun. Hanri, lenp ederse bu hususta ısrar edebili . rim, — Bu ısrarın neye dayanıyor? Büyüğüm olmana mı yoksa büranm şimdi biricik hâkimi bulunmana mı? — Bu benim hakkımdır.. O kadar, — Pekâlâ ben deitaat ediyorum Monsenyor.. Gidişinizden sonra mat - mazel dö Piyen bir adama o kadar da müteessir bulunmadığını söyledi. — O adam kim.. Bana evvelâ bu- nü söyle. — Sabırlı olunuz Monsenyor! Bel ki bu adam daha siz gitmeden evvel sazdetinize ortak (olmuştu. Belki de sizden çok seviliyordu. İhtimal ki bu kadm yalnız asalet ünvanmızdan, zen- ginliğinizden, büyük oğul oluşunuz - dan istifade etmek ( İstiyordu. Evet Monsenyor.. Böyle olsa gerek! bu elin tırnaklarınm kanlı olduğunu gördü. Sözüne devam etti : — Monsenyor, şimdi her şeyi söy - lemek, her hakikati anlatmak zamanı geldi. Artık yalnız, evet veya hayır de. mekle kalmıyacağım.. Sizden çok ev. vel bu adam Jan dö Piyeni elde etmiş. ti monsenyor. Siz bu aşk (sahnesinin ikinci aktörüsünüz! Fransuvanm kalbinden acı bir çığ. lik yükseldi. Kanlı gözlerini kardeşi - ne dikerek: — Devam et! dedi. — Pekâlâ! gidişiniz sırasında Jan la bu adam arasındaki münasebet de. vam ediyordu. Bundan sonra her ikisi de serbestdiler. Jan bir isim, bir asa - let ismi sahibiydi. (Eski âşık sizin gidişinize son derece (sevindi. Bunu zevk ve safa ile geçen (geceler takip etti, Artık dayanamıyan Fransuva: — Sus sefil! diye bağırdı. — Pekâlâ, susuyorum. — Hayır, hayır. Söyle! — İtaat ediyorum. Bu adam sizi yakından gözetliyordu. Buraya vara cağınız günü öğrendiği zaman, sizin yapacağınız şeyi yaptı. Zaten bütün hevesini almıştı, Size ait bir evi daha fazla kirletmek istemiyerek fabişeyi koğdu. Fransuvanın başı dönme” başla- mıştı. Felâket uçurumu, düşündüğün- den çok daha derindi. Hanriye bakan gözleri bir deli gözüne benziyordu. Hanri sözünt bitirdi: — Mönsenyor, şimdi o adamın is mini öğrenmeniz kaldı değil mi? İşte Jan döpiyenin sizden (evvelki âşda dö Monmoransidir, 'ni dinlemiyerek, ihtiyar On dakika sonra Senyor dö Piyen' in evi önünde atından yere atladı. — Evin görünüşü çok gamlı, ka- pılar pencereler örtülü. Acaba neler oldu. Hey köylü baba!,. Bana anlat bakalım! Fransuvanın söz söylediği ihtiyar köylü kolunu bir eve uzatarak: — Mönsenyorumuz aradığını ora da bulacaktır. — Monsenyorumuz mu? demek? — Marjansi şimdi sizin değil mi? Fransuva artık köylünün sözleri- sütnirenin kulübesine doğru ttriyerek, müthiş bir felâketin vukubulduğunu tahmin ederek koşmağa başladı. Eve varıp kapıyı açmeca derin bir nefes aldı. Jan orada idi. Kollarını vzattı. Ve sevgilisinin ismini çocukça hir sevinele söyledi. e Fakat bü kollar yavaş yavaş aşağıya sarktılar; heye - can ve sandetle betibenzi uçan Fran - suvn dehşetinden mosmor kesildi. Ne olmuştu? İşte sağ dönerek sevgili karısını görüyordu. O ise kar- şısında kımıldanmadan, bir heykel gi- bi duruyordu. Hayreti belki de duyduğu vicdan azabından ileri geliyordu. , Yransuva bir iki adım atarak: — Jan! dedi. Genç kadınım boğazını bir hıçkı- rik tıkadı. Kalbinde birdenbire sev - gilisinin kucağına (atılmak için bir heves uyandı. Hazin bakışlarını Han » riye döndürdü. Delikanlı (şapkasını elinde tutmuş olduğu halde, kolunu kaldırmak üzere idi. Zavallı ana: — Hayır! Hayır! kelimelerini ke- keledi, Bu ne — Jan kelimesini tekrarladı. Ayni zamanda gözlerini kardeşi « ne çevirdi: — Kardeşim! İkisi de susuyorlardı. O vakit Fransuva kollarını göğ « siinün üzerinde ağır ağır kavuştura « rak ağlamamak için kendisini tuta « rak: — Bir senedenberi (kalbim, hep kendisine bağlı (o bulunduğum kadın, ismimi taşıyan karım için çarptı. En felâketli zamanlarımda bu kadınm yüzü gözümün önünde canlanıyor, sa- vaşlarda düşüncem hep onunla uğra - şıyordu. Bir kurşunla yere serilerek öleceğimi sandığım anda bile dudak - larrmın arâsında (yalnız ismi vardı. Yaralı, hasta ve esir olarak gözlerimi açınca gene sırf öna kavuşmak u - maduyla yaşadım. Acr duyduğum va- kit, kendisini yalnız — bıraktığım için endişeye kapıldığım zaman bir düşün. ce elemlerimi dindiriyordu. Evet; yük- sek kalpli, sadık (kardeşim karımı koruyacağına, ona benim yokluğumu belli etmiyeceğine yemin etmişti, İşte artık geldim. Kalbim aşkla çarparak, ruhum sevincinden titriyerek koştum. Şimdi ise karım başını çeviriyor, kar. deşim yüzüme bakmağa cesaret ede « miyor. Bu niçin? sözlerini söyledi. Janın bu anda (o duyduğu acı her türlü düşüncenin üstünde idi, Fransu. yayı seviyor, ona tapıyordu. Kalbi ken disini âşıkmın, kocasının okucağna atılmağa kışkırtırken gözleri karşısın. da bir cehennem ( zebanisi gibi HK duran Hansinin ellerinden ayrılamı « yordu, Kulakları Fransuvanm sevim- Forma: 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: