20 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Aksam Postası ——— Rüyada r Yapanların hiç resim dersi almamış oldukları halde 4 vücude getirdikleri eserler /| Pragda bir sergide ediliyor Prağdan yazılıyor: Kendinden geçip adeta bir “vect,, halinde bilmeden, anla- madan resim yapanların eserlerin den teşekkül etmiş bir resim ser - gisi Çekoslovakyada açıldı. Buranın ressamları arasındı hiç resim dersi almamış olanla: ve ne yaptıklarını bilmeden ese; meydana koymuş olanlar da var- dır. Adeta, bunların fırçaları ve ka- lemleri “hayaletler,, tarafından idare ediliyor. . Çekoslovakyada “ruhlar,, la uğ- raşan adamların da bi hayli ol- duğu görülmektedir. Bu itibarla Prağda Klamgallas sarayının on dört salonunda teş - hir edilen bu resimler büyük ilgi uyandırmıştır. Kendinden geçerek resim ya- , pan adamlar, ne resim yapacakla- — rınr ömceden düşünmediklerini, bir >lân yapmadıklarını söylemekte- dirler. Ne yaptıklarını da garip tir ki, aradan uzun zaman geçtik- ten sonra, ikinci bir baygınlık ge- çirdikleri zaman anlıyor ve izah ıedebil_iyorfı'tiif'ğ he BU , Daa Ressamlardan biri, büyük harp - te mermi sadmesine uğramış ve a- sabi bir titremeye tutulmuştu. Bunu hâlâ çekiyor, fakat re- sim yapmağa başladığı — zaman titremesi kesiliyor ve en usta sa- natkârlar, gibi fırçayı sağlam ve hünerli elle oynatıp resimleri- ni çıkarıyor. Böyle “dalıp resim yapanlar,, dan bir diğeri de Jan Turok is- minde bir işçi köylüdür. Bu köylü günün birinde birdenbire resim yap ma ilhamına uğramış ve yaptığı insar: resminin altına da “Kollar,. ismini yazmıştır. İşin garibi, ken dine geldiği vakit, ne yaptığı re- sim ve ne de altıra koyduğu isim hakkımda bir şey söyliyememiş, i- zahat verememiştir. Bu adamın Kollar isimli bir ta- nıdığı yoktu ve Brandays isimli küçük köyünden de bir yere çık.- mış değildi. Hiç kimse bu resme © kadar ehemmiyet vermiyordu. — Fakat günün birinde Prağdan bu küçük| Brandays köyüne gelen bir ziya retçi, “Kollar'ın resmi,, ni görmek istedi ve görür görmez şöyle hay- kırdı. — Sen Kollar'ı nereden tanıyor- sun? Bu resmi yapan köylü, Kollar isminde birini tanımadığı gibi böy le bir isim dahi duymadığını söy lüyordu. Ziyaretçi dedi ki: — Bu resim, Pragdaki Çekoslo vak tiyatrosunun direktörü Ferens Kollar'ın resmidir.. Aynen o.. Bu nasıl olur? — Buiş ruhiyat âlimlerini epey Uğraştırmış ve onlar vaziyeti şöy- İe izah etmişlerdir: Köylü ressam, Kollar'ı görüp tanımasa, tiyatro işleriyle hiç alâ- © İnmh teşhir Atlas denizinde mahvolduğu sa- rulan efsanevi “Atlantis,, kıtasın- da bir şenliği, gösteren bu resim Pol Kratki udlı bir ressam tarafın dan voed halinde vücüde yetlell miştir. mini vaktile bir gazetede görmüş 1 olacaktır. Kendisi bunu unutsa bi- le, Kolların ismi ve hayali “tah- teşşuur,, unda kalmıştır. Ve ken disi — onların tabiriyle söyliye- lim — “Artistik vecdine daldığı vakit.. Tahteşşuuru çalışmağa baş | İryarak bu işi meydana koydu. Vecd,, denen şey ise, âlimlerin © dediği gibi, kendi kend!ni ipnoti- ze etmekten başka bir şey değil- dir. Bu uyuyan Tressamlardan bir kısmı, Zühre, Merih yıldızlarına ait olduğunu ileri sürdükleri man- zaralar yapmışlardır. Hele Po: Kratki ismindeki ressam. tarihtev önceki müphemiyetlere dalarak yukarda bir koypası görülen “At. lantisde bir bayram,, isimli tablo yu yapmıştır. Bu esatirt “kaybolmuş kıta , daki binaların ne şekilde olduğu - nu timse bilmiyor. Bu kıtanın şiddetli bir zelzele neticesinde At. lâs denizinde kaybolduğunu riva- yet ederler. Sanatkâr Kratki insan hatırasındaki bu boşluğu doldur- mak için, büyük bir mabet res mi yapmıştır. Mabet, mimari iti- bariyle Roma ve Yunan mimarisi- ne benzerse de esasta onlardar.: farklıdır. : Şimdi şu lâtifeyi yapıyorlar: “Atlântis bayramının resmini yapan sanatkârı idare eden ruh onu tamamen başka resim yapma ğa sevkediyordu, çünkü bu zat e- ğer eserine bizim bildiğimiz ve tanıdığımız dünya medeniyetin - den izler koysaydı, — xendisinir sahtekâr olduğuna hükmedilecek ti. Fakat bu ruh, bir yerde pata | vatsızlık ederekressam n, yapmıs! * - merler koymasına müsaade etmiş- kadar olmasa dahi, bu adamın res.| olduğu mabet resmine bir çok ke-! Vecdiçinde resim yapan atritslere den Karl Koler'in harp aleyhtarı fikirler — taşıyan bir — tablosu: “Niçin?,, VA tir. Kemer yapma esasını, eski Yunanlılar ve Mısırlılar bilmiyor- du. Kemer daha sonraları Roma - lılar tarafından icat edilmiştir. Eğer Romalılar, bu mimari şekli ni Atlantislilerden almışiar idiyse Yunanlılar da alabilirlerdi, değil mi? Bilhassa Atlantis efsanesin! çıkaranların başlıcası da Eflâtur isimli bir Yunanlıdır... Şaşırmış olan spritüalistler bu- nu şu yolda tefsir edebilirler: “Bu ressamı idare even ruh. okumuş bir ruh değildi.. ,, Prağ sergisindeki resimlerin büyük bir kısmını da harbe aittir Acaba bu, neden böyledir? Çe koslovakyada - bi!hassa harpter sonra ruhlarla uğraşani&#r nedem , artmıştır? | Anlattıklarına göre, bütün harp lerden sonra ruh'larla uğraşanlar çoğalır. Amerikada dahili harp SAĞDA: Eski mu - hariplerden bir res « samın vecd. halinde yaptığı “Esir,, tablo- " rr ten sonra, büyük bir spiitüalizn: İngiliz , essamı kendinden geçerek resimler yapan sanatkârların eserlerine benziyen resimlerinden biri: “Satir,, A, C. Spare'ın, merakı vardı. Bu merakın Avru- pada da son devirlerde çoğalmış olmasını, umumi harbe atfeder - ler. Harp, birçok kimseleri bir birinden ayırdığı için, bu ayrılan - lardan sağ kalanlar — kendilerine teselli verecek herhang! şeye bo- yun eğiyorlar.. Kaybettikleriyle kendilerini temasa getireceği far zolunan her hangi bir teşebbüse inanarak girişiyorlar. Büyük harp- ten sonra sinirleri bozulan birçok kimselerde. — tabit ha'! muhafa- za edenlerin sadece saçma olaral| telâkki ettiği — bu fantezilere ko- layca kanıvermek vazivetindedir. Doktorların anlattığına göre böyle “dalıp resim yapan sanat kârlar,, sinirleri tahatsız insanlar dır... & " * i Yukarda görülen “Niçin? , ve “Esir,, isimli tablolar ve diğet Alman ressamı Madam Abe Mar. garit; resimlerini — yapmadan ünce kendinden böyle geçtiğini söylüyor. leri hep bu çeşit ressamların ese. ridir. | Ruhiyatçılardan Viyanalr meş- hur Fröyd, sanatkârlar hakkında: ki izahları daha ileri götürerek, resim, musiki, edebiyat vesair sa- natlarla uğraşan bütün artislerin eserlerinin, belli başlı bir sinir a- normalliğinden ileri geldiğini söy- lemiştir. Bu, alelâde adamlarda bulunamıyan bir haldir. Çünkü a- lelâde adamların dimağları ve a. sabı sistemi, “normal,, denen ve değişmiyen bir miyara daha ya: kındır. Daha ileriye giden Fransız pro- fesörü Mayr bukünkü “müfrit modern ressamların tımarhane- deki hastaların duvarlara yap- tığı esimlerden adeta farksız olduğunu gösteren bir ispatta bu- lunmuş ve “Delilerle modern res- samların resimleri,, mevzuu üze- rinde Pariste verdiği bir konferans ta bu iki cephenin resimilerini per- de üzerinde göstermiştir. Bazı resimlerin anormallik ese- ri olduğunu iddia eden mütehas- sıslar, Çekoslovakyadak; sergiyi buna örnek göstermektedir. Profesör Mayr diyo :ki: “Belli başlı bazı sanatlarla a- normal zihni vasfiyet arasında in- kâr edilmez bir bağ vardır.,, VA HABER istanbulun en çok. satılan hakiki akşam gazetesidir. 1 HABER'eL ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: