26 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

26 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iğ il , j leme a Modasi bdşliğüh Dil kurultayının | <x ikinci Dün üçüncü Dü kurultayınır ikinci gün toplaması yapıldı. On dörtte baş- layan toplantı on sekizde bitti. İki ha- tip söz söyledi. Dünkü toplantıda baş- İrca Dil karumu genel skereteri İbrahim Necmi Dilmen o Güneş - Dil teorisinin ana hatlarını anlattı. Saat tam on dörtte Atatürk beraber- lerinde Başvekil İsmet İnönü ve Londra büyük elçimiz Fethi Okyar olduğu hal- de salonu teşrif ettiler. Başkanlık makamı, Bayan Afet tara. fından işgal ediliyordu. o Sekreterler, Zerrin Dilmen, e İsmail Müştak Ma- yakon idi. İsmail Müştak Mayakor evvelki cel- senin zaptını okudu. Aynen kabal edil- di. Başkan İbrahim Necminin terini ba- ber verdi. İbrahim Necmi kürsüye gele- rek iki saattert fazla süren ve pek alâka , uyandırıcı tezini anlattı. İbrahim Necmi Dilmenin tezini anlat ması cenasmda (başkan bir ara fasıla verdi, Tezin bitmesini müteakip verilen ikinci bir fasıladan © Sonra vakit hayli ilerlemiş olduğundan uzun bir tez oku- mağa hazırlanmış < olan Hasan Reşit Tankutun tezi bugüne bırakıldı ve onun yerine Ankafa Dil, Tarih, Coğrafya Fa- kültesi talebesinden Vecihe Kılıççıoğlu" nun “ata, kelimesi etrafımdaki bir tezi dinlendi. Biten bu tezi müteakip dinleyiciler Arasından söz istiyen öğretmen Kemal Emin dilimizin asaletigetrafında birkaç örüek saydı ve sonra başkan Bayan A- fet bugün saat on dörtte tekrar topla- nılmak üzere celseyi tatil etti, Ibrahim Necm! Dilmen'in tezi “Güneş » Dil teorisi, dünya dilcili- ğinin kuruluşundanberi üzerinde kafa yorduğu büyük ve ava bilmecenin © nahtarı olarak ileri sürülmüş yüksek bir Türk buluşudur. Bu bilmece, ka- fön: ine ayol Mimi e . ve İMA AĞ nie sanların, bu duygu ve düşüncelerini ezle ifade yolundaki uğraşmalarından doğan ülkel anadili aramak ve bulmaktır. Bu araştırmalara dil ilmi kâfi gel meş. Bütün yaratılış filozofisi, din- Iğrin, milletlerin, insanların psikolojisi ve sosyolojisi de bu arayışa yardım etmek gerektir. Güenş - Dil teorisi, bu idrak ve şu- ur hareketinin ükin (Güneş) üzerinde) toplandığını, bütün varlığı bu göklerin aşık ve hararet saçan melikesinin yü- rekte uyandırdığı hayranlık duygula- mina bağlarını kabul etmektedir. Teoriye (Güneş) adı verilmesi bun- .,.. ,, Tezde, bu öihet üzerinde tevakkuf ölünarak (Güneş) in idrak ve zihni- yet üzerindeki mülessiriyeti araştırıl. mış ve İlk Klanlardan itibaren Tote- nik zihniyetinden bazıları tezahür et- tirilerek “Yersel Totemlere tekaddüm eden göksel totemler arasında en cok öze çarpanı, en İleri geleni süphesiz Güneş) tir., hükmü verilmiştir. Totem zihniyetinin tekâmülü takip olunarak “işte büyüksel varlığı bir #esle nd takmak istenildiği andadır ki| (insan dilinin ilk fonemi) vücüt bul- muş olur.,, denilmekte ve “ilk şuur ob- j€si (Güneş) ten başka bir şey olamaz M1?,, #ualinin cevabı, “güneşin diller- deki senantik fonksiyonu araştırmak suretle,, kat'iyyete verimektedir. İbrahim Dilmenin tezinde bundan Sonra fonetik esas tetkiklerina girişil- mektedir, Burada deniliyor ki: “Güneş - Dil tdorisinin semantik bası bütün genel mefhumların insan- liğin en ilk totemi olan (Güneş) ten çıkmış olmasına, fonetik esası da bu mefhumu en ilk (Ağ) sesile ifade et- miş olmanıza dayanmaktadır.,, Tezde: “Semantik esas tetkiklerin- de (Güneş) in ifade ettiği genel mef- humlar,, önemli bir yer slmıstir, Ve #emantik tanzzuv ve intişar maddeleş- tirilmiştir. (Ağ) ana foneminin Vokal ve Konsonunda bir çok değişmelerle kendini gösterir... denilerek Vokallarm ve Konsonların tebadül ve istifaer ta kip ve tesbit olunmus, konsonların kategorik tazy'ki izah edilmiştir. Bundan suru evisrin 7 Hateeoriye ayrıldıı söylene eihe* #vrr av- ri tetkik edilmis ve eklere Semantik» man verilen hüviyetin menşeleri araş- tırılmıştır. Bay İbrahim Necmi Dilmen tezine gu suretle nihayet vermiştir: Türk tarih tesinin kardeşi olan Türk dil tezi, işte bu metodla bütün ilim dünyasma dillerin ana kaynağı Türk dili olduğunu göstermektedir. Davamısın büyüklüğünü ve ağırlı” İni biliyoruz, Fakat bu, bizi ürkütmü-! yor. Ölüm uçurumunun kenarından inarxılmaz bir hamle ile kalkınarak T- huhan içindeki cevherle yeni varlığını dünyaya tanıtmış olan Atatürk Tür- kiyesinin ilim bahislerinde de şaşırtı-| & büyük muvaffakiyetlere namzet ol duğuna inamyoruz. İşte bu inanla Güneş - Dil teorisini buradaki yerli ve yabanc dilcilerin ö- nüne koyuyor. Tekniklerin ve münhd- Shim emniyetle bekliyoruz.,, (Alkış- Vecihe Kiliççioğlu'nun tezi : “ATA,, KELİMESİ “LALLWORT, DEĞİLDİR (Ata) kelimesi dünyada yaşamış ve yaşamakta bulunan dillerin hepsin- de ayni manada mwecuttr, Bir çök Garp bilginleri bu kelimeye “Lallworl,, yani çocuk sö- zü demişlerdir. Bu aitmlerin tara) sö sü £ kananilerine aykırı 0- larak Kelimenin Lalloort olmayip es- ki ve esası kelimelerden biri ve belki de başlıcası olduğunu ileri süreceğim. Nitekim H. Paul “Dü tarihi prensip- leri,, adlı kitabında Lalivort için “bu Hisan,, çocukların buluşu değildir; bu sözler onlara başka herhangi bir dil gibi öğretilir. demektedir. Ayni saman) da (Ata) kelimesinin “t,, konsonu güç telâffuz edilir. Antropoloğlardan K. Franko “Aşo- yen çağında dudak sesleri iki aylık bir çocuğun kullanacağı kelimeler do- gurdu; Müsteriyen çağında diş sesle- ri inkişaf etti, diyerek bu (t) konao- nunun çocuk söz cihazı ile ilgisi olma- dığım göstermektedir. Zaten Güneş - Dil teorisi kabul ettiği Antrapo « Fo- metik esasta “t,, yi sonraki konsomlar- dan sayarak üçüncü kategoriye ifhal etmiştir. (Ata) kelimesinin ker dilde bulunuşu onun bütün diller üzerine müessir olmus bir ana dile mensup ol- masındandır. Bütün Türk lehçelerinde, Ön Asya Hint « Avrupa ve diğer dil lerdeki Ata sözünü radıktan sonra Güneş - Dil teorisi esaslarına göre ana izleri yapılmıştır. Nihayet Paleo - Sosyolojik devirde Ata sözü ile bir başka mana kastedi- Hp edilmediği tetkik edilmiş ve bu si- rada Afa sözünün muhtelif dillerde ve lehçelerde.ana anlamına geldiği gösterilmiştir. Bütün. bu izahlarilan anlaşıldığına! göre dünya dillerinde Atanım mânası ve morfolojisi - a3 farklarla - birdir. Ve Ata kelimesi Lallvort olmayıp Pro- to » Türk dilinin organiziminden doğ- muş ve fonetik, semantik bakımdan dil kanunlara tabi olarak yaşamış asıl bir kelimedir.,, Yeni tebrik telgrafları Dün üçüncü dil kurultayının açılması mlnasebetile muhtelif yerlerden ve şâ- hıslardan 93 tane yeni tebrik gelmişti, telgrafı Bunlar arasında Kamutay o başkanı | Abdülhalik Rendanın genel ispekterle- | rin ve İstanbul Vali ve Belediye reisinin telgraflar: okundu. | Kem s 'on lop'aniı'arı Dün umumi toplantı yapılmadan önce | hususi komisyon toplanmaları da oldu- ğundan bu toplanmalarda — t mazbata muharrirlikle se- eg - Dil teorisi ve karşılaştır. maları komisyonu bunların en mühim günü Ibrahim Necmi Dilmen tezini anlatırken HABER — Akşam Postam olanı idi. Kurultaym mesaisine iştirak etmek üzere şehrimize gelmiş olan bü- dahil bulunuyorlardı. Komisyon tam saat onda.toplandı. Üyelerden ve dil kurulu genel sekrete- ri İbrahim Necmi Dilmen hasta oldu- için gelememiştir. Bundan başka ingiliz âlimi Sir Dennisson Ross ile Elen profesörü Anagnassopulos ra- hatsızlıkları dolayısiyle itizar etmiş ve gelmemişlerdir. Komisyontun ilk igi başkan ve maz- bata muharririni seçmek oldu. Başkan Yığa, 'Türk tarih kurumu başkanı Ha- san Cemil Çambel, mazbata muharrir- liklerine Ercilment Ekrem Talü ve İs- mall Hami Danişment seçildiler. Reis, kısa bir söylevle arkadaşları. na teşekkür'ettikten sonra Cevat Em- reye söz verdi. Cevat Emre, muhtelif diller arasm- daki etimolojik yakınlıkları gösteren ve Güneş - Dil teorisine dayanan uzun bir etüd okudu. İlim bakımından ehem miyetli toplantıda bulunan yabancı $- lim ve profesörlerin de dikkatini çe- ken bu mevzu, komisyonun ilk ve e- hempiyetli Yaçşrelesi oldu. Sint m Hee Ke İn Anan alam Vi çalişmadem erir carfımba $&bahı toj İânilmâk üzöre içtimaa son verildi. Gramer »- Sentaks komisyonu Gramer - Sentaks komisyonu da sanat onda bir başka salonda toplan mış bulunuyordu, Bu komisyon baş- kanlığına Bursa saylavı Fakihe Öv men'i, mazbata muharrirliğine Him Tevfiği seçerek müzakerelerine başla- | 4 ! tün ecnebi profesörler bu z min Dalkılıçın tezi Türk alfabesine bir) harf ilâvesi lüzumuna dairdi. Emir Dalkılıç irk lehçesinde » e « ve - $ harfleri arasmda bir'üçüncü sedal harf olduğunu söyliyor ve konuşma dilinden aldığı misallerle iddiasını tev- sik ediyordu. Saat on İkiye doğru çarsamba sa» bahı yeniden toplanılmak üzere, içti- mâa son verildi. Terimler komisyoun Bu komisyon da saat on buçuğa doğru toplandı. Komisyon başkanlığı. na askeri akademiler kumandanı Kor-| general Ali Fuat seçildi. Komisyon çalışmalarma, hakkında Kurultaym havale ettiği e- sasların tetkikile basladı. “Terimlerin tirkçeleştirilmesi mevzuu hakkmdeki incelemelerin müsbet bir sahada, ne- tleeye doğru ilerlediği görülüyordu. Komisyon, bu noktayı tesbit ettikten sonra, kurumca bu yolda sarfedilen gayretin çok fazla ve verimli olduğu neticesi üzerinde durdu. Bilhassa kimya istilâklarının bir an evvel kabulü icin Kurultaya bir temen| ni takriri verilmesi “ittifakla kabul 6-| dildikten sonra, mesailerinin büyük! bir kısmını tamamlamış bir halde,| arsamba günü toplanılmak üzere da | terimler) © “İ köyüne gitmiştir. | ame e nee Anhara DU fakültesinden Bayan Vecihe Kılıççıoğlu tezini izah Yedinci Balkan oyunları eylülde Atinada yapılıyor Berlin olimpiyatları dolayısile eylü- ün yirmi yedisine bırakılan Balkan oyunları için Atinada büyük hazırlık lar yapılmaktadır. 27 eylülde başlayacak olan müsaba- kalara 3 ve 4 birinci tegrinde devam edilecektir. Milli futbol takımı oyuncularını davet T.S. K İstanbul bölgesi başkanlı- Gin-dan: Aşağıda adları yazılı futbolcuların 27/8/936 perşenbe günü saat 17 de İstanbul Dördüncü Vakıf hanımın bi- rinci katında Türkspor kurumu mer- kezine mülracaat etmeleri önemle bil- dirilir; Fenerbahçeden: Necdet, Fikret, Ni- yazi, M. Reşat. Galatasaraydan: Lüifi, Necdet, Ha- şim, Gündüz, Begiktaştan: Faruk, Hüsnü, Şeref, Eşref, Berlin olimpiyadında' dönenler Gazetemizin Berlin muhabiri Erler ile baş spor muharririmiğ | Muhiddin Apak, futbol hakemle den Ahmet Adem ve Halit Gelif” manya vapurile dün şehrimize £© lerdir. Güneşten: Cihat, Faruk, İstanbulspordan: Hasan Süleymaniyeden: AK | Vefadan: Muhteşem Braddok - Şmeling maçı te “Tik sözü Emin Dalkılıç almıştı. E| i Pek yakında Olimpiyat intra neşredeceğimiz gazetemizin spof İsset Muhiddin Apak pi edildi Geçinlerde : 5 ling ile > maçta - hiç, mulmadık mai biyete uğrayan ci boksör Joe Le” nin birkaç gür *” | vel başka, bi meşhur Sarki yendiğini tık. Zenci müniade i maçtan sonras İ casında doktor Ü, rafından gözü Bö yene edilirken gö rüyorsunuz. Diğer taraf” dünya şampi, nu Braddok il€ man boksörü ling arasında eyi de yapılması g karrer maç da si ri müsyyen mana tehir tir. Bunun sebebi Braddokun " mâklarından sız olmasıdır. Kara Ali ile Dinarı köylerine gittiler Pazar günkü müsabakada kırılmış! olan kolu Cerrahpaşa Me alçıya konan pehlivan Kara Ali dün Ki yi ei ii ederken Aynı müsabakanın galibi olan Yi narlı Mehmet de Cim Londosun ” 4 bula geleceği tarih malüm dolayısile Bursaya hareket etmiş” # Raketin tahtasmın burnuma deği” mesine dikkat etsen olmaz m4?

Bu sayıdan diğer sayfalar: