4 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

4 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RADYO İSTANBUL: 18,20 çay saati, dans musfkisi, 19,30 plâk In operet parçaları, 20, Müzeyyenin iştiraki 16 Türk musikisi ve halk © şurkıları, 20,30 Türk musiki beyeti tarafından Kiğsik eser, ler, 21 söle plâklar, 2190 O orkestra, 2230 Ağuna haberleri, 23, son. VİYANA: 18,95 eğlenceli konser, saaat, por haber. leri, 20,15 balk şarkıları, 21,08 şarkılar, 21, 15 karışık yayın, haberler, spor, 23,26 gifte Piyano ile konser, 7405 O Konuşma, 2420 gramofaris. dans Teuslklal, 106 çingene or. kastrasi, BERLİN: 19,05 eğlenceli musiki yayını, 2045 spor haberleri, 21,05 memleket yayını, 23.20 ka. raşik yayım. BUDAPEŞTE: 18/05 salon orkestrası, 2135 Musiki Aka. demisinden nakil, 2235 haberler, spor, 23.) 05 çingene mmurikisi, 24.05 cazband, takrmı! 140 son haberler, yayın, 215 havadis, 23,10 mühtel? bestekür Jarm eserleri, 24,85 son. — RT İT. sür r Minili Her birine biçilen ederi 750 kuruş olan 18000 ilâ 23000 tane Battaniye kapalı zarfla alı. nacaktır, Şartnamesini 865 kuruşa almak ve örneklerini görmek isti. yenlerin her gün öğleden sonra; komisyona gelmeleri. Eksiltmesi- ne gireceklerin kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgele- ri ilk teminatı olan 1875 liralık makbuz veya mektubu teklif mek- tuplarmı ihale günü olan 6 — 10) — 936 salı günü saat 11 den en! az bir saat evvel Ankarada M. M. Vekâleti satım alma komisyonuna vermeleri (308) (1379) i HMALB HALK OPERETİ SINEMALAR 4 BEYOĞLU TÜRK : Bir mayis gecesi SARAY > Aşak merabt MELEK * Çilgin gençilk IPEK 4 Fransa ihtilan SÜMER io Öplüşmeden yatılmaz, YILDIZ Avlanan o gönü ve Çöl arkadaşiarı N TAN Yaralı kuş ve Konünaztat| ALKAZAR O: Pranga ve tunç vücutlar Şık : bildirmemiştir ŞARK : Güzel günler ve Sow uçuş : oKleopatm ve Çilgin kan Kahraman #üvarı, Batik kahramanlar ve Fati di. güne davetli Küçük albay, Ateş saçan siâhlar ve Amok İ ISTANBUL ! Mirai $ Şirley Ast, Yıldırım kep.) tan büldirmemiştir CUMURİYET : ASTORYA : HİLAL : ALEMDAR l KEMALBEY KADIKÖY HALE : Kahraman baydut SÜREYYA O: bildirmemiştir USKUDAR : bildirmemiştir. KARAGUMRUK ÖZEN : Her şey kazananın — ve Pati ahçı çırağı TPYATROLAR ———— İSTANBUL BELEDİYESİ dram Ksm matine Jö,suvare 20 de ŞekirTiyalros MAKBET Franaz Tiyatrosunda Yperet İm: bugün saat Matine 15 de 20,30 da Bu akşam 3145 de Matine 1730 da TELEFONCU KIZ (| | HALK OPERETİ | | Istiklâl Lisesi Direktörlüğünden: 1 — Kayıtlara devam olunmaktadır. 2 — 7 inci, 10 uncu ve İl inci sınıflara nehari talebe için yer yoktur. 3 — İstiyenlere kayıt şartlarını lir. Şehzadebaşı polis karakolu İstanbul Komutanlığı birlik - leri senelik ihtiyacı olan 36.000; kilo nohut 9/10/1936 cuma günü| saat 15.45de açık eksiltme ile satın almacaktır. Muhammen tu tarı .4140 liradır. Şartnamesi ko misyonumuzda görülebilir. İstek- lilerin 311 liralık ilk teminat mak- buz veya mektuplariyle beraber ihale günü vakti muayyeninde Fın- dıklıda Komutanlık satınalma; komisyonuna gelmeleri . (1532) | Deniz Levazım Satınalma l Komisyonu ilânları Istanbul Komutanlığı birlikle) ri senelik ibtiyacı olan 64.000 ki- lo bulgur 9/10/1936 cuma günü saat 14,30 da kapalı zarf ile satın alınacaktır. Muhammen tutarı 8640 liradır. Şartnamesi komis - yonumuzda görülebilir. İsteklile- rin 648 liralık ilk teminat mak - buz veya mektuplariyle (2490 numara; kanunun Z ve 3 üncü maddelerindeki yazılı ovesaikle beraber ihaleden en a7 bir saa* evveline kadar teklif mektuplarını Fınd'klıdaki Komutanlık Satınal. ma komisyonuna vermeleri . (1531) bildiren tarifname gönderi" arkasında. Telefon 22354 Milli Müdafaa Vekâleti Deniz Merkez Satınalma Komisyonun- dan: ' Muhammen bedeli Lira Teminatı Miktarı Cinsi Lira Ton 19.500 1463 50 Benzollu benzin 21.000 1575 400 o Dizel mayii mahruku 1 — Yukarıda muhammen bedeli ile teminat ve miktarları yazılı Bensollu benzin ve Dizel mayii kapalı zarfla ayrı ayrı münakasaya konulmuştur. zail 2 — Benzinin münakasas: 611/W36 cuma günü saat 14 de ve ma “İl mahrukun münakasası da aynı gün ve saat 15 de Ankarada Mili Müdafaa Vekâleti binasında yavılacaktır. 3 — Şartnamesini görmek istiyenlerin her gün Ankarada Deniz. Merkez Satnıalma komisyonuna ve İstanbulda Deniz Levazım Satın- alma komisyonuna müracaatları. kanan hükümleri dahilinde münakasa saatinden birer saat evvel ko- misyona vermiş olmaları. (1454) Dün ve Yarın Tercüme külliyatı N o. 60 Yeni Kadın CEMİL SENA OLGUN Fiyatı: 40 kuruş. Tevzi yeri Vakıt kütüphanesi İstanbul | Cana mıkrar ve in Muvakkat Münakasa gün ve saati ölçüsü X bedeli teminatı N İ Lira Ku. Lira Ku. A | Sabun 30000 kilo 10800 00 810 00 15-10-936 Perşembe 11 | Zeytinyağ 20000 kilo 11200 00 840 00 15-10.936 Perşembe 16 Yukarda cins ve miktarları ile tahmin bedelleri ve muvakkat te- minatları yazılı olan iki kalem erzak hizalarında gösterilen gün ve . saatlerde kapalı zarf usuliyle alınacaktır. < Bunlara ait şartname, komisyondan her gün parasız verilir. İstek. lilerin 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalarla teklifi havi kapalı zar. fı belli gün;ve saatlerden birer saat evveline kadar Kasımpaşada bu- - Bu kitapla Dün ve Yarın tercüme külliyatınm altıncı serisi tamam- Tanmıştır. m termatller m2 MAĞLÜP FAUSTA mabeyin odasının kapısı da açıldı, yedi kişi birden içeri hücum ettiler. Orta- lığı büyük bir dehşet kaplamıştı. Uzun bir müddettir kalplerde toplanmış olan kin ve nefret bu adamlarda avı zerine atılarak kaplan ruhu yarat- muştı. Giz artık bir ölüden başka bir; şey değildi, Fakat onlar hâlâ saldır. ,makta ve bıçaklamakta devam ediyor- Tardı. Biraz sonra salonda ve kralın oda- sında bulunanlar da yetiştiler, dört taraftan sıçrıyorlar, bağırıyorlar, kü- fürler ediyorlar ve naaşı parçalamak istiyorlardı, Hepsinin üstleri başları). kan içinde idi. Nihayet Gizin ölüsünü mabeyin odasına götlirdüler, Eral odasından çıktı, biran yerde iye Ye artık şeklini ME cuduna baktıktan s0; murıldandı: e — Ne kadar da büyük!, ö ! kat sağken bile bu kadar peker & ğilâi,. Üçüncü Hanri bunları söyledikten sonra güldü, sarı dudakları gerdildi. Birdenbire ayağile ölünün haşma ba- sarak: — Şimdi, dedi. Fransada kral yal ız benim! Dük dö Giz de bundan on altı sene evvel, aynı şekilde amiral Kolinyinin başma ayağını koymuştu... Şatonun dört tarafında gürültüleri baş göstermiş, Dükün ölümü birkaç dakika içinde yıldırım gibi her tarafa yayılmıştı, Gizin adamları, hayrette kalmışlar, Mu ant darbe karşısında deli gibi ola- rak kralın askerleri tarafından hicu- ma alğramış kaçıyorlardı. Bir yığın; süvari, Dük dö Mayeni, kardinal dö Gizl, Ihtiyar kardinal dö Burbonu ve Uzin ileri gelenlerini yakalamak için dolu dizgin etrafa dağılmışlardı. Ki- lisenin çanı bütün kuvvetile çalıyor, şehrin içi karma karışık olmuş, halk sokağa uğramış, haykırışlar, küfürler ortalığı kaplıyordu. Giz taraftarları büyük bir korkuya tutularak şehrin kapılarına doğru kaçıyorlardı. Katerin dö Mediçi ise yatağma uzanmış. müthiş dehasının verdiği ne- tceyi bekliyor ve ölecekmiş gibi hıril- dıyordu. v Ka a şa . Pardayan. kabineden çıkıp merdive- ne geldikten sonra yukarı tırmandı, Şatodaki gürültülere ehemmiyet vermi yormuş gibi ağır ağır çıkıyordu, Niha- yet Rujiyerinin kendisine vermiş ol- duğu odaya girerek yandaki odanın kapısma doğru ilerledi, bir fekmede orayı açarak, içeri girdi. Orada, karyo- lanın üzerinde elleri ve ayakları bağ- lanmış ve ağzı tıkanmış bir adam va- tıyordu. Bu adam, Moröverdi. Pardayan karyolaya yaklaşarak, Moröverin ellerini ve ayaklarını çöz- dü, sonra ağzındaki tıkacı da çıkardı. Moröver ölü gibi sararmış, yerinden kımıldaşamıyordu.. Pardayan: — Kalkınız! dedi. Moröver titriyerek kalktı, Pardayan gayet sakin görünmekle beraber sesi tltriyor ve ara sıra yüzü kırışıyordu. Bıçağını çekerek Morövere gösterdi. İnler gibi bir ses: — Affediniz! dedi, Pardayan: lunan komisyon baskanlı MAGLUP N öldürmek ve Gizi kurtarmaktır. bur nu da pek iyi bilirsiniz. Üçünün birden renkleri uçmuştu. Çünkü Jak Klemanı öldürmek için üstüne atıldıkları zaman hiç çekinme- den kral öldüreceğini söylemişti. Şim di bu adam Bluvada imiş; kral veya kraliçe bundan haberdar olursa kendi! halleri ne olurdu? Ya dar ağacına ve! yahut da satırın altına giderlerdi! Kalabr dişlerini gicirtatarak sor-! du: — Söyleyiniz bakalım, ne istiyorsu- nuz? — Efendiler, bana karşı bir hayat daha borçlu olduğunuzu hatırlatırım. İşte şimdi bu borcunuzu * ödemenizi istiyorum. Sen Malin çıldırmış gibi bir sesle: — Kimin hayatımı istiyorsunuz? dedi, Vardayan sakin bir sesle cevap ver di: — Manri dö Gizin! Sen Malin teessürlinden başını önü- ne iğdi; ağlıyordu. Kalabr, Monseriye döndü: — Şu halde, eğer Dükü öldürürsek namussuz olacağız, eğer öldürmezsek mahvolacağız! Monseri lütfen beni öldür! — Ya beni kim öldürecek? Pardayan bu sözleri dinledikten sonra: — Efendiler! dedi. Borcunuzu öde- meğe karar verdiğinizi görüyorum, Fakat bunun size iIzlırap verdiğini gördüğüm için size bir anlaşma teklif ediyorum. Üç arkadaşın gözleri limitle parla- d: Sen Malin hırıltıya benzer bir ses. le: — Eğer, Gizi bize bırakacak olursa» ! istediğini ğına vermeleri. (1691) ş FAUSTA 309 niz üçümüzün de hayatını emrinize hazır bulunduracağımızı “vandediyo- ruz, Pardayan cevap verdi: — Kabul etmiyorum. Teklifimde şu: Gizia hayatını tamamile bana bağışla- yacak yerde, on dakika kadar bu ha- yattan vazgeçmenizi istiyorum., Üç arkadaş Şövalyenin ne demek anlamıyarak birbirlerine baktılar, Pardayan izah etti; — Evet, Düke birkaç şey söylemek istiyorum, bu görüşme ancak bes da- kika kadar devam edecektir. Bundan sonra onu $İze bırakacağım, Beni din- teyiniz!. Dük buraya girecek değil mi? Üçü birden nefes nefese cevap ver» diler: — Evet, girecek... — Bir kere buraya girecek olursa, ancak mabeyin odasından çıkahilece- gini kabul ediyor musunuz? — Küçük merdivenden de çıkabilir £ — Bu da doğru, O halde üçünlüz de küçük merdivende bekleyiniz. Bu su- retle her taraf kapanmış olur... Pardayan duyduğu kılıç, nal ve mahmuz sesleri üzerine biran sesini kestikten sonra devam etti: — Odur!., Buradan hemen çıkın!, En geç on dakika sonra Giz, sizin ola. caktır. Haydi çıkınız! Pardayan dimdik bir vöziyet aldı, Gözlerinden çıkan ateş ve hareketin. deki hakimiyet bu adamın müthiş bir şeye karna verdiğini gösteriyordu. Giz- le yapacağı görüşme, hayat veya ölüm içindi. Pardayan şimdiki halile insandan ziyade, bir yıldırıma benzi- yordu, Uç ahbap bu vaziyet karşısında ken- dilerinin ne kadar aciz olduklarını an-

Bu sayıdan diğer sayfalar: