1 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

1 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 MAYIS — 1037 - Koleksiy Dünyanın en kıy ik Koleksiyonlarından biri Mem Kolleksiyon merakı insanları zaman zaman saran merakların . diyebilirim ki - en esil olanıdır. Ucu bucağı ol. mıyan engin bir Okyanus farzeğiniz ki ortasında bir minimini karmen var- dır, Ve karmca, boğulmamak, canim kurtaçmak, bir kıyıya ulaşmak için de. £âl, fekat o koskoca ummanı zaptedip “göke çıkan dalgaları ve gökten inen hortumları, ouğuldıyan kasırgalar, binlerce kulaç derinlerde kaynaşan balıkları, kabuklu garip hayvanlarile birlikte, Yuvasma taşımak ve orada saklamak için çabalar. Bunlar neler, neler toplamağa me. rak etmezler? Kimi eski tablolar, bey- keller, silâhlar, fayanslar, tesbihler biriktirir, kimi de halılar, mücevher» ler ve... kadınlar toplamağa çabalar. Hazineler ve haremler böyle bir merakm neticesi değil midir? Tarih Hir A ve Çin saraylarında 3,000 den 50 bine kadar cariye ve odalık biriktir. miş fanilerden bize haber vermez mi? Hem tarih karıştırmağa ne hacet! Bu günkü Hind ve Cava saraylarında, Orta Afrikadaki küçük prensliklerde halâ yaşıyan ve çalışan kadın kollek. 8iyoncuları yok mudur? Haydarabad nİzamının mücevher kolleksiyonlari Amerikanın milyonerlerini ve milyar» derlerini az mı yutkünduruyor? Velbasıl kolleksiyon deyip geçme” melidir. Erbabına o malümdur ki bir kolleksiyon büyük bir sabır ve azmin, iradenin eseridir. Hele toplanılan 5eY #ski paralar ve posta pulları olursa... İnsanlar verem olur yahu! Bizde eskiden birçok büyük kollek. Siyoncular yaşamıştır. Milf müzâde ge çenlerde açılar “eski para salonu,, bir azda bu kolleksiyoncuların himmetle, riyle biriktirilmiştir. Demek oluyor ki Koleksiyoncu zenginlik hırsı ile, para kazanmak hırsı ile çalışan bezirgân ruhlu bir muhtekir değildir (*). Bü. tün bir hayatı vererek meydana getir. yüksek kiymetli ve eşi bulunmaz olleksiyonu müzenin birine hediye Sivereceği de tutabilir. magik Türk kolleksiyoncuları ars- | en evvel hatırlanacaklardan bi» riy paşa peki birincisi mutlaka Nüzhet ia a atünarayın eski mezunlarından © ise po Zât şürayı devlete kayrılarak lân bi, 8 ve bir müddet sonra aç ayı kaz ş rak Kam #ma tayin edilmiş - si Patanın idare memurlukla. İği yüksek muvaffak arı gü mar işlerindeki faaliye- “ye Kati celbetmiş ve sıresile İni Silifke, Balıkesir, Bo rilmiğtir. yı, Atasarrırlıklarına gönde- Dİ lekegiz ... #3tin Akdülhamld devri- beli idare e MUŞ birkaç yüksek rü ğunu, Ve hayız Urumuzdan biri oldu- tâ 0 devirde ancak 2ekdsi H "cretin 30-31 ve 32'inci yılla- ii » müskimenlar tarafından üstle- lak bismillâh, Muhammet Resülâk- sildi, z mlarak kullanılmış sasani | leri... Bunlar ilk müslüman ak: | İ adeta bir #“ leketimizdedir Y azan: bir pul ve para ” olan meşhur kolle! u *Tirk kalleksiyonculardan Nüzhet Paşa sayesinde menfay? boylamaktan kur- tulmuş bir eski vatansever sayıldığını dn burada kaydetmeliyiz. Böyle bir adam kıdemli bir muta- sarrıf olduktan öonra ne olması bek. lenir? 'Tabii bir yere veli tavin edil meği; deği mi? Halbuki mevlânü; Balan harbi akabinde ve tam bir vi. lâyete tayin eğilmek . üzereyken bir, denbire tekaütlüğünü istemiş ve “ha yatını pul ve eski islâm paraları, top- lamağa hasretmiştir. Nüzhet paşanın pek muhteşem olan pul kolleksiyonu maateessüf vefatın. dan şonrâ Nevyork fabrikatörlerinden Julius g. Zepsebenko tarafından s8“ satır. Pek büyük bir meblâğ, be rvet mukabilinde satılan 1 kolleksiyonu (1920, 1921) yı. DALA Amerikaya göç elmiş bu- Yındanberi Junuyor- | Nüzhet pest tam birleski Babıâli efendisiyd. GiYin'si, oturup, kalkışı, fesinin so) kaşı üzerine hafifçe iğili gi, bembey3z kolalı gömleği ve yaka. gı, saatinin zarif kordonuyla yeleğinin üzerinde çizilen altın münhani; saka” aktan hiç burulmazmış gibi, da- mış gibi bir tesir bırakan, fakat yakmdan bakılınca bir vakarı ifade e. den enli, kir bıyıkları, bütün bunlar hep ölçülü, hep merasimli, teşrifatir birtakım inceliklerdi ki öna bir mutâ- garrıften çok bir eski devlet adami havasi verirdi. Çok hiddetliydi. Hele evdekilerden biri pulları tuttuğu gümüş maşanm yerini değiştirmiş olsun, konakta ki Yametin koptuğu gündü. Hezeli, dedi- koduyu, bıyık altından gülmeyi de kavga kadar geverdi, Kindar değildi. Yıllarca arayıp arayıp bulamdığı bir pulu eline geçirdi mi, keyfine piyan lmazdı. ie Bereket versin ki bu zatın yadigâr bıraktığı “islâm paraları, kolleksiyo- nu yabancı bir memlekete göç etme, miştir. Eğer © da pul kolleksiyonu. nun yanını boylemış olsaydı, acınırdı doğrusu... i Nüzhet paşanm kendi eliyle ve fihristin ilk keydettiği para © 28 inci yılımda Herak şehrinde dar- bedilmi$ gümüş sikkedir ki müslüman Arabların başlangıçta eski İran kalıp- larını taklit ettikleri labilir. Paşa bu parayı göyle tarif et- mektedir: Bir tarafında İkinci Hüsrevin tasvi. Uz wi ğınık on merakı metli sikke neticesine varı, | HABER — Akşam postası Nizamettin Nazif ri vardır. (Yüzü sağa bakmaktadır.) Başında bir tac ve üzerinde İki kanat. U sorguç, daha üstünde uçları yukarı bir hilâl ile ortasında bir yıldız bulu- nur, Tasvirin solunda Pehl le Um Efrüz ve solunda Hüsrevi yazar. Diğer tarafta ise ellerini mızrakla» rina dayamış ayakta iki insan tasviri vardır ında bir büyük ateş. gede vardır. Basıldığı yer Pehlevi hat ile mahküktür, Bu kolleksiyonda Emeviye, Abbasi- ye, Mısırdaki Tulun oğulları, A ğulları, Maveraünnebirde Saman oğul. ları, İrak ve e Hamdan oğul- ları, İrak ve İranda Al Beveyh, Diyar- bekirde Mervan oğulları, Artık of ları, Artıkların İlgaziye tabakası, Mu- | sul Atabeklerinden Zengi oğulları, Sincar, Cizre, Erbil Atabekleri, Mısır. da Eyüb oğulları, Hasankehf ve Mi. yafarkindeki Eyüb oğuiları kolu, Mi. sır Fatımileri, Hama beyleri, Moğol hakanları İlhaniler, Seleuklar, Osman ları, Karakoyunlular, Akkoyunlu. Tar, Mısır Kölemenleri, Karaman oğul, ları, İran, Hind hükümdarları ve Da- nişmendlere git kısımlar aşağı yukarı ksiksizdir. Paşa bundan başka Gürcistan Kra, lı Davit (**) ile Bizans, Roma, Ma. kedonya, fke devletlerine ve diğer birçok küçüklü büyüklü eski hüküm- darlara ait bir hayli kıymetli sikkeler de toplamıştır. Fihristin son sayfasi islâ darlara paraların basıldıkları ver. lere dair ansiklapedik malümsta Mos- «redilmiştir. h “ Nüzhet paşanm ihristi. Bu kamış bir kalemi çıtırdata çıtırdata inci gi. | bi bir rık'a ile doldurulmuş kırmızı kaplı bir defterdir. Onun 88Yyfalarmı karıştırarak tarihleri ayırd etmek ve kolleksiyonunu açıp biriktirdiği para- lara bakmak şimdi nekadar kolay! Ve bu defter nekadar m Kim der ki bunun üzerine baş, en az kırk yıl göz nuru dökmüş ve yumuşak elli, belki hoyrat, belki şirret fakat mutlaka efendi, mutlaka kibar, mutlaka azimli, sebatlı ve bir şeyler aramadan duramıyan, yı mıyan bir ihtiyarın kalbine bu bir. çoklarımızın anlıyamadığı bir gururu sunmuştur! evazI, Nizamettin NAZİF (9) Benim lanıdığım köleksiyonculardan biri kitapçı muslim Malittir. Tespih merakı na tutulmuştur, habre ha tespih toplar; ve, hiç göphe etmeyiniz, zerre kadar hatalı bir yola sapmış değildir. Zira | tespihçilik bizde başlıbaşına bir Üzel sanat addedilecek bir devir yaşamıştır. Evet yaşamıştır ve.. man lenef artık "yefunat eylemiştir, Geçenlerde bie dostüm Sülhur Gimcozun eski eserler ve tablolar toplamuktaki merakı bana söyle miigti Bugünlerde ziyaretine gideceğim Dahi bir çokları da sayılabilir. o Yarasa Köpi de el yazmam (kitaplar toplar, Setim et eski gazete o koleksiyonlarına merakı vardır, Bu #âyede Türk matbunt te ridne birçok vesikalar temin edilmiş bulu muyor. Keza Münir Süleyman Çapan da © nun gibidir. (93) Bu adam son Bizans krafına kız ver clş olun hanedandandır. İlk müslüman sikkesi. Hicretin 28 inci yılımda Herah şehrinde basıl- mış ve halife Osman tarafından kuk lanılmış gümüş sikke j lat İ yirmi bine fellik fellik müşteri ör Esnofla hasbihal Emlâk dellâlları “Cihangir rağbetten düşüyor, Üsküdarda evin varsa satamazsın !,, Yazan: A. Faik Güneri Biri hiç durmadan, nefes bile almadan söylüyor, söylüyor. Karşi- sındaki zavallı neredeyse patlıyacak, Arasıra geniş bir nefes âlıp yutku nupoda bir şeyler söylemek is- i tiyor. Şöyle bir davranıyor, fakat ne mümkün.. Beriki - hemen onun 1 ağzına tıkıyor, gene kendi bil- diğini okuyor: “— Yook... Böylesini ben daha ömrümde görmedim. Bunca senedir İstanbulu gezerim. Yirmi bu kadar senedir de bu işi yaparım. Böyle ke- lepiri ne gördüm, ne işittim. Hani (Salih, bir tane daha bul şundan) desen vallahi de bulamam, tallahi de, Bu ev değil konak yavrusu,. Çocuk musun sen yabu, senin 1800 lira de- diğin nedir? Çık Beyoğluna iki ge cede yanma koyarlarsa şu bıyıkları" mı keserim! Elimde iş olsun diye tuttuğum gazeteden şöyle hafifçe başımı kal- dırdım. Bıyıklarını öne sürmesine rağmen öyle feda edilecek bir bıyığı yoktu. Çopur, kısa boylu bir şey. Bütün İstanbul avukatlarma par mak ırtacak kadar kuvvetli çenesi tekrar faaliyete geçti: — Şu zamanda İstanbulda ma lin var mı korkma, sırtın yere gel- mez! Bak kapkaranlık daracık apart. manlara... Her katında bir (kiralık apartman) levhası, Dostum herkes bahçe istiyor bahçe... Şöyle üç ağaç da olsa üzerinde yaprak bulunan & ğaçlar, terkos gölünden para ile de- ğil de bahçedeki kuyudan frenk tulumbasiyle çıkan gürül, gürül su.. Bir tarafına bak Çamlıca tepesi Çen-.i gel köye-kadar bütün Boğaz, beri tar rafına dön Adalar, güzel havalarda tâ Bozburuna kadar bütün Marma- ra, oda olmasa Mudanyayı görecek- sin.. Şimendifer pencerenin hemen dibinden geçiyor, tramvay kapından iki dakika ötede... Eğer ehil kişiysen akşamları şöy. le bir pencerenin önüne otur da iki kadeh çektikten sonra fırlayıp ceher- nemde olsam beni bulup alnımın or- tasından (şapadak!) öpmezsen tü kür suratıma! Ben artık gazeteyi falan bir tara- fa bırakmıştım. Onları dinliyordum. Obir türlü yanmıyan ciğarasını « ge. vezenin cigarası yanmazmış * tapla- ya bastırırken sözlerini bana da tas- dik ettirdi: — Değil mi ama, birader. Söyle dinini, imanını seversen! Çaresiz: — Öyle, dedim: Ben bu sözümle işi kısa kestiği - mi zannediyordum ama, selâm ve- rip borçlu çıkmak kabilinden bir ke re yakamı kaptırmıştım. Tekrar an- latmağa başladı: — Ah, nerede o eski günler... O eski diyorsam şu zaferden sonraki zamanlardan bahsetmek istiyorum. O vakit emlâk dellâllığı alyonluktu bayım alyonluk, Rum evi, ermeni a” partmanı, yahudi dükkânı hepsi sati- İik.. Alıcı dersen kum gibi! Fakat, para da boldu ha.. Böyle bir müşteri ye günlerce çene, “Abıru,, dök- mezdik.. İki ay gezdirdin mi on bin, on beş bin, elli bin liraya apartman satmak işten değil.. Alan zaten zen» gindir. Satan da zengin olur, aldığın yüzde iki ile de sen zengin olursun! Simdi, berif otuz bin liraya apar'- man yaplırıyor da üç gün sonra yor. Gel de bu işten bayır gör. — Çok mu satan var? Dudağını büktü: — Yooek.. dedi. Satıcı çok ama alıcıların istediğini ( bulamıyoruz. Kimi apartman istiyor, etrafı açık” lık olsun diyor. Kimi evistiyor bah- çesi büyük olsün istiyor. Nerede şim min için derhal di böyle şeyler? Kalenin izinde bah» çeli ev, etrafı açıklık apartman art yacağna git Kafdağının arkasında Zümrüdüanka kuşunu ara!... Sordum: — Esmlâk kıymetleri düşük di yorlar? — Eh, dedi. Yerine göre.. Şimdi Bayazıt civarında evin var mı. Arşır bı para.. Lâleli de fena değil.. Cihan” gir eski rağbetini kaybetti, Haliç sa- hillerinde arsa fiyatı yüksek, ama ev yapmak için değil ha, fabrika kur: mak için.. Ondan dolayı büyük arsa isterler. Gelgelelim karşı yakaya. Üsküdarda evin varsa satacağına yı kıcıya ver daha iyi! Fakat Suadiyede arsan varsa hemen satılığa çıkar. Birisinin Bostancıdaki beş dö nüm arazisini satılığa çıkarmıştık. Beş sene evvel topuna yüz lira ve- ren olmadı Halbuki şimdi dönümü” ne 800 lira veriyorlar da o vermi- yor! — İstanbulun en kıymetsiz yeri. Diye soracak oldum. İnler gibi: — Boğaz, cevabımı verdi. Boğaz dan mal satmak için bir müşteri ge- lecek diye ödüm kopuyor. Sonra şahadet parmağını dudak- larıma sürüp pencerenin kıyısma yu” karıdan aşağı bir çizgi çekti: — Nah, “şuraya yazdı., dersiniz. Adalar da yolcudur; oraya da reğ- bet eden yok! — Sizin işle uğarşanlar çok mu? — Maliyeye, ticaret odasına ka” yıtlı 200 kadar ama kıyıtsızı bin- lerce, her mahalle o kahvesinde beş on tane var. Ona birkaç şey daha soracaktım. Fakat o benimle bedava çer; çal maktansa bizi tatlı tatlı dinliyen 4- damcağızı yola getirmeği daha kâr- Ir bulmuş olacak ki: — Kalk yahu, dedi. Bir daha bak şu kâşaneye! Kahve paralarmı da o verdikten sonra öne düştü, çıkıp gittiler. A. Faik GÜNERİ En düzgün bacaklar | Sinema yıldızı Sesilia Parker Holivud da yeni ortaya çıkmıştır. Şöhretini te- r musâbaka yapılmış ve “mütehassıslar,, güzel kızm bacakları» Bı, Birleşmiş Amerikada “en biçimli ba- «ak,, olarak ilân etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: