21 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

21 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Alman bombalariyle Devletler ve milletler arasında sınıf kavgası Yazan : Şekip Gündüz Alilletler sınıf kavgalarının en kan. lt ve korkunç merahlesi olan şu “dahi- H harplere ve dahili harplerden do. ğan felâketlerin şu dehşetine bakarak müşterek bir silkinme ile bu taundan kurtulmak istiyecekler mi? İspanyayı mahvu harap — eden e haydutluğunun seyriüden ve ürpertici hâdiselerinden böyle t bir Intibahım doğması beklene. Bunu sananlar yok değil. Faraza Times gazetesinde, Nyon konferansı münasebetile dünya gazeteleri arasın. da açılan ve şiddetini arttırarak de, vam eden münakaşaya hasredilen ma. kalelerden birinde, Hitlerin Nurem. berg koöngresini kaparken söylediği nutka cevab olarak yazılmışa benzi. yen gu satırları görüyoruz: *“İngiltere itikat etmiştir ki İspanya, #stiklâlini kaybedebilecek ve komünist enternasyonale yahut beynelmilel — fa- şizme esir ve alet olabilecek son Avru. pa devletidir.,, Acaba şu.meşhur muhafazakâr İn. giliz gazetesinin.bu teşhisi mal ettiği İngiltere “İngiliz efkârı umumiyesi,, midir, yoksa bizzat ve binnefis “İngil. tere Mükümeti*” mi ? Eğer İngiltere hü. kümeti İse Avrupayı tahrik eden giz. li kuvvetlerin ve bilhassa Berlin . Ro. ma mihverine mensup propagandacı. larım karşısına büyük ve kararlı bir düşman çıkıyor demektir. İngiliz dış sıyasasının dahilt harb kundakçılığı karşısında demokrasiye tam bir mü. eyyide olmak kararını vermesi, Avru. panın zayıf memleketlerini müstemle. keleştirmek için cehennemi plünlar ta. sarlıyanların iğrenç ve sefil tahrikâ. tına derhal sed çekebilir denemez. Fa. kat İspanya hâdisesinde gördüğümüz açık müdahalelere, Santander'in suku. tu akabinde Franko ile Musolini ara. sında teati edilen telgraflar nev'inden rskandallere, TATbaltliklere, dünya ef. kârı umumiyesini hiçe sayışlara, Gu. ernika gibi tarihf şehirlerin Alman tayyarecileri, Alman tayyareleri ve tahrib edil. mesine, Palermo ve Nuremberg nutuk. lariyle cihanın tehdidine, havada ve deniz altında korsanlık yapılmasıma kolaylık bırakmaz. Times'in bu satırları - eğer bir siyasi ina hattı gözönüne koymuş oluyorsa . garki Afrikada Habeşistanın ve uzak şarkta Çinin Avrupa devletlerinden müstacel bir yardım ve insani müzahe- ret bekliyebilmelerini İngiliz satveti. nin imkân dahilinde görememesi ma- nasına da alınabilir. Meden? ve demokrat Avrupa kuv- vetsiz değildir. Fakat dünyanm dört bir tarafında, ayni zamlanda, haydut. Tukla mücadeleyi kabul etmek bu kuv. veti parçalamak, bu kuvveti istifade edilemez bir hale sokmak demektir. Bunun için medeniyetin ve insanlığın bayrağını tutan demokrasiler - plünlir hareket etmeye ve ilk elde en müsta. cel tehlike karşısmda cephe tutmrya mecburdurlar. Avrupa demokrasisi için en müsta. cel gekilde kahredilmesi icab eden tehlike hangisidir? Hiç şüphesiz metropole en yakın jyerde olan ve vatanın teferrüatından ziyade aslmı, yani binnefs metropolü. tehdid eden tehlike, İngiltereden ve herhangi bir mede. ni Avrupa devletinden, burnu dibin. daki tehdidi ortadan — kaldırmadan Şanghayda, Harrarda mücadeleyi ka. bul etmesi istenemez. Netekim, Milletler Cemiyetinin son asamblesinde, milliyetperver Çin hü. kümetinin mümessili Wellington-Ku bu büyük hakikati gözönünde tutarak nutkunu söyelmek zekâsını göstermiş bulunuyor. Habeş İmparatorunun Mil. letler Cemiyeti reislik divanıma gön. dermiş olduğu muhtıranın da yine bu umumi mantığın çerçevesi içinde ya. zilmış bulunduğunu hatırlamaktayız. Binaenaleyh,* Nyon mukavelesini imza etmiş bulunan devletlerin birço. u gibi, “korsanlı: karşısmda bütün devletleri insan! duyçularla harekete sevketmek ve *bir. Akdeniz — üevletini Nyon mukavelesinin ruhuna uygun tarzda fiili müzahere'e davet etmek israrını göstermekle beraber” İngilte. renin maküs - tecellilere - de — çe. lik bir yumruk indirmeye azmetmiş bulunduğunu söylemek mümkündür, Son poata ile gelen Alman gazetele. rinde gördüğümlz farfara yazılara ve Yaygaralara burada temas etmemek batalı olur: Vaziyetin aldığı tehditkâr sarahat kars'smda Lavoro Facista gi. bi en müfrit italyan gazeteleri bile “Garbi Avrupada bir Ümitsizlik gö. rülmemekte" olduğunu —ısrarla kay. dettikleri halde, Berlindek! gazetleci bölüğünün bü'ün - onbaşıları fahrikle meşguldürler. Bilhassa — bunlardan Berliner Boersen Zeitung şöyle bir herze yumurtlamış bulunuyor: *Montrö anlaşması, Sovyet Rusyaya her istediği zaman Akdenize harp ge- misi yollamak hakkını vermiştir. Nyon da alıman kararlar yeni hâdiselere mey- dan verecektir.,, Bu'dört satır, yalnız başma, belki cok açık bir mana göze vurmaz. Fakat Alman gazetölerinin, hemen her gün, *Montrö” — muahedesinden “cihana emniyetsizlik veren bir vesika gibi,, bahsetmekteki ısrarlarını bilenler, bu dört gatırda kimbilir nası! bir Berlin hesabına uygün gelen bu iddianm, bu temayülün bir yeni tecellisini görebi. lirler. Frankfurter Zeltüng ise “bir zaman. lar peşleri sıra sürükledikleri bir İtal. ya'nın birinci sınıf bir devlet sayılma. sına Fransa ile İngilterenin bir türlü müsamaha etmemekte olduklarmı” kaydediyor. Gördünüz mü işi? Milletlerin sınıf kavgasından kurtul. malarını beklerken deyletler arasında ga. ç v A ler laki siyasi onur ve egemenlik davalarının tam manasile bir sınıf kavgası âramı göstermeye başlaması, müstakbel harblerin bütün insan! kaldelerden sıyrılmış bir cana. varlıkla yaptlacağımı iddia edenlere hak verdirebilir. Acaba Avrupanın se. lâmeti için evyelâ Ayrupada, sonra Uzak Şörkta böyle bir harbi kabul et. mek ve her ne pahasma mal olursa ol. sutl emniyetsizlik ocaklarını tamamiy- le imha etmek mi Jüzimgelecek? Şekip GÜNDÜZ Almanya 29 milyon liralık Türk malı alacak Almanya ile yeni ticaret anlaşması- nı yapan İktısat Vekâleti müsteşarı Faik Kurtoğlu şehrimize dönmüştür. Yapılan son ticaret anlaşması muci- bince, 1 eylâl 1937 den 31 ağustos 1938 & kadar memleketimizilen Alman- yaya şu mallar ihraç edilecektir : Tiftik 4,848,200 İiralık, yün 3,604,800 buğday 484,800, arpa 2,179.800, kepek 700.000, pamuk — 4,954,200, — ceviz 1,284,400, findik 11,005.200 liralık, Gene anlaşma mücibince Almanya memleketimizden eylülde 2 milyon, ilk- teşrinde 2 milyon, ikinciteşrinde 1,5 milyon, ilkkânunda 1,5 milyon, ikinci kânunila 400 bin, şubatta 300 bin, mart ta 300 bin Pralık mal çekecektir. Buna mukabil memleketimiz Alman yadan, nisanda başlamak üzere, nisan- da bir buçuk, mayısta bir buçuk, hazi- randa iki, temmuzda bir buçuk, ve 2- Bustosta bir buçuk milyonluk mal ala- caktır , Anlaşmarın esası Türk lirasıdır. Ağaçtan düşen çocuk Boşiktaşta Kılıcali mahallesinde o. turan beş yaşında Hüseyin isminde bir çocuk Yıldız caddesinde Agâhın bahçesinde ağaca çıkmış, muvazene - sini kaybederek düşmüştür. Ağır surette yaralanan çocuk has. taneye kaldırılmıştır. Bugünkü dünyada, yine dirilmek ve yobazlığını arttırmak - fırsatını bulan bâtıl siyasi telâkkiler karşısında bir hakkın en sarih müdafii kılıçtır. Türkiye, icab ettiği zaman, bu nevi telâkkilerle, aradıkları vasıtayı kul. lanarak mücadele etmiş, anladıkları dili kullanarak münakaşa etmiş ve on. ları mukaddes tanıdıkları kanlı man. tıkla ilzam &debilmiştir, Millet salta. natının, topraklarımız Üzerinde iç ve dığ emniyeti yalnız hisle ve insani mantıkla değil ayrıca silâha dayana. rak da kurmuüş bulunmasmın sırrı ve sebebi budur. Milli Şefin kılıca dayanan bileğinde onu en İyi kullanmanım hüneri var. dır. Fakat yobazlığı ve tecavüzü gün. den güne artan batı! siyasi telâkkile. rin alt üst ettikleri bu dünyada, şu kudretli Türkiyenin Üzerinde ısrar et. mekten zerre kadar inhiraf etmediği öyle asil bir tarafı vardır ki bunu te. barüz ettirmemek Türk milletinin ba- gındaki şefe tazimsizlik olur, Zira bu gefin en büyük meziyetlerinden biri, en Üstad sanatkârr olduğu kıljer mü- dafaa tavrında bir totem gibi, millf bünyenin mukaddes bir huceyresi gi- bi kabul ettiği halde tasallut ve teca. vüzde yani “milli varlıkları yıkmıya ça lışan bir vasıta halinde gördüğü za. man,, kabul etmemekte ve tel'in etmek te olmasıdır. Türk milletinin şefi — kılı- cmnı daima bir hakkım müdafi! olarak kullanmıştır, kılıcmı milletine ait bir hakkın müdafli olarak kullanır; yok. sa kılıcının uzanabileceği bir yeri kendine ait bir hak gibi kabul etmez. Wra LA Te ğile SAA u AAT LK bir malm hakiki sâhibi olmakla Bir malın meşru veya gayrimeşru gasıbı olmak arasındaki farktır. İşteTürk devletinin bütün antlem. peryalizması, Türk devletinin her dev. letten yüksek olanm medeni vasfı bil. hassa bu kaynaktan belirir, Hattâ de. nilebilir ki Mustafa Kemal, Türkiyenin bugünkü toprakları üzerinde Türkün çok sağlam temellere — dayanan bir sarsılmaz hakkı olduğuna inanmamış olsaydı, kılıcı - dile - getiren- tılsımlı san'atımı ve dehasını ancak bu asil milletin reaya olmasına tahammül! e. demiyeceğt için kullanırdı. Hayır! Biz insan hakkına İnanmanın ve mutlaka kendi hakkımıza inanma. nın mutaassıplarıyız. Tarih Kurumu bu taassubumuzun umumi karargâhı. dir. Günün birinde, eline bin ton demir geçirmiş bir bâtı! telâkki, herhangi bir coğrafi noktaya saldırıp bir sarp mü. dafan kudreti ile karşılaşamadığı için oraya yerleşirse, bilmelidir ki bu bâtıl telâkkinin orada kurduğu çadır bir gün başma devrilebilir. Zira bir parça zayıfladığı zaman insanlığın şaşmı. yan şuuru ve tarihin amansız hâkimi, kendisini, “ne zamandanberi oraya sahib olmak hakkını haiz bulunduğu. nu,, ispata davet edebilir. İşte ispatı en güç olan şey budur; ve işte bayraklarını dalgalandırdıkla. rt hudutlarda kılıçlarını tapu gibi gös. termiye yeltenen mil'etleri ve otorite. leri tehdid eden tehlike, . * * Dün ikinci kongresinin mesaisine başlamış olan Türk Tarih Kurumu, Şefin yüksek irşadiyle giriştiği milli üyük işi ne mes'ut bir başarıya ulaş. tırmakta oldüğunu göze vuruyor. Bağrmı kaza kaza, yani en medeni, en haklı bir işkence ile, toprafa bin. lerce yılın aırlarmı konuşturan Türk Tarih Kurumu, hisleri nasırlanmış, çok ihtiyar, sağır ve inatçı bir büyük anayı andıran topraktan Irkımızın ta- pularını çıkarıyor ve köngresinin tam bir enternasyonal bilgi toplantısı ka- rakterini gösteren bünyesi ile de bu tapuları ve bu tapulara dayanarak bu muzu ne açık bir münakaşa ile ci. l ! toprakların otokton sahibi bulunduğu. | kılınç ve tapu — Tarih Kurultayı münasebetile — Yazan : Nizamettin Nazif hana kabul ettirmekte olduğunu anla. tiyor. R 'Türk Tarih Kurumunun, kongreye dünkü celsede, arkeolojik çalışmaları. nn mühasebesini bilgin bir Türk kadını nın ağzıyla dinletmiş olması da taliin güzel bir tecellisidir. Zira Türkün hü. kümran olduğu topraklarda otokton oluşunu, bizim, bu topraklar üzerinde nasılsa bir vatan kurmuş bir göç ko. u olmadığımızı, bu toprakların bize sade bir vatan değil ayni zamanda bir “yurd” dahi (*) olduğunu ispat yolun. da nastl çalıştığmı bir Türk kadınımın inanca ile anlatması seciyemize daha çok uygundur: Türkte yurdu erkek korur, fakat yürd kadınımndır. * * * Türk Tarih Kurumu, ikinci kongresi ile enternasyonal bilgi âleminin ya. dırgamadığı bir hüviyet manzarası göstermektedir. Türk Tarih Kurumunun ehemmiye. ti toprağı dile getirdiği nispette arta. cak ve köngrelerin sayısı kabardıkça İspat ottiği hakikatler insanlığın İnan. dığı hakikatler olacaktır. Bu kurum, €nternasyonal kültür âleminde kültüre emeğini katan Türkün bayrâğını taşt. maktadır. Az zamanda tanıttığı Üs. tünlük, topladığı saygı. ulağtığı neti. seler mihrakı olan iradenin ilmi kud: retine bir delildir. Nizamttin NAZİF (*) Patrimoine —« Yurd — Babadan oğula'qgmı._ — Köyde bir aşk faciası Kızını vermek istemiyen adam öldürüldü İzmirin Urla kazasının Dağkızılca köyünde bir kız yüzünden müthiş bir facia cereyan etmiştir: Bu köyün zenginlerinden Talibin ki- zını uşaklarındai Mehmetle Hasan sev- mişler, Talip te kendilerini kovmuştur. Bunlardan Mehrnet kızarak Talibin önüne çıkmış, kendisini bıçakla yara- lamıştır. Talibin oğlu Mehmet babası - nm imdadına yetişmiş, diğer Mehmet onu da bıçakla ölklürmüştür. Talibin diğer oğlu Hüseyin, kardeşini öldüren babasım yaralıyan Mehmedi tabanca kurşunile öldürmüştür. _—Knmyoıı kazasının kurbanı - * Birkaç gün evvel Çekmece — yolenda bir kamyonun devrilerek yedi kişinin yaralandı. gınt yazmıştık. Bünlürdan Bakirköy hasta. nesine kaldırılar Ali dün gece ölmüştür. Kedi LBETTE okumuşsunurd” y zetemizin dünkü SAYM . dinin nankör, aralanm d& ';ıı yal hayvan almadığına dair Ek dız SÜ d, İhiza olarak iki tanecik YE bi vermekle iktifa eden mühöâl vi daşın kim olduğunü ıiul_l gi gevili bilmiyorum; fakat xedileri gisü belli. Bu huyu da, kim benim kendisine muhabbet hi için kâfI. Kediyi sevmiyenleii yj nasil ederim: © kadar J, tani hassa kibar olan S:’:nnbıurm vilmez. Sokaklarda serseri # N laşıp çöp tenekelerinden SÜ, .4 doyuran, geceleri herhangi yedi ğa sığımıp uyuyan uhfb"“ bir bakın: onların hareketli rafet, adetâ bir asalet vardir. » Kediye nankör demek, hodgâm ve bir haylı da dar li olduğunu gösterir: M'ım. ekmeğini yediği efendisine " v ae net eder, gördüğü iyiliği mwı” bile tırmalarmış. Eibette! iassa di “efendi” kabul etmeği müsavi olarak bir ;:îk::': sevildikçe, ekmek Sevilmez, ekmeğini bulmazsi minnettarlığa mecbur N':: kavele akdeder” dedim; © L bit mukavelenin esaretine temez. Evinizdeki kedi hiç PU bi sizin; hizmetkârmız, Mı,eni"' a sizin dostunuzdur ve siz N€ 'şpir hi odur. Kendisini sizden a$8&! Bt razı değildir. ğ '—ı'n-"", K: Çift yıldız, kediyi sevdiği I;M’ ttf Üa l diğer hayvanlardan, M Teti akılsız sayılmasına da _)i Zannederim .ki bunda yanılıY?P $ ge he yi nin aptallığına misaller ğilim; hattâ onun nki_—lm’F vakalar da zikredebilirim. “ hangi bir hayvandâ akil,2€ b insahca, insana göre dü!'“% kâ; insan oğlu için en büyük tir, öteki hayvanlar nazarın, akör li en yüksek dereöesinde ıın-:m lunduğunu ve diğer Vası re tıu::ıç olunduğunu pek vâ ; vur edebiliriz. Z Kedinin indinde de hemiyeti olup O hayvanım asil, bir U'd—WY olduğunu söyledim; kim insanlar arasındaki h,,w çoğu gibi onun da zekâYi. Çuşuf barı yoktur; belki onü ilâç yerine tuz ruhü " Bir kadın ıııü*ı'(','; ıztıraplarla z N w y Fenerde oturan Katini i y | kadın her zaman kullıl*î;" vigde ”. k le tuzruhu içmiş ve san' Ğİ ine V x ranarak Sen Jorj hııun"'"b'ı . İ idesi VE mıştır. Katinanın midesi "wgd' ları harap olduğundan ku” tak ölmüştür . AKDENİZDE KONTROL FİLOLARI — Narsilyaya gitmek için mi? Sağ koldâ 6 ncı zırklıdan nün, 11 nci silyayı göreceksiniz torpitoyu da - geçin ve mayn tarlası boyun K sotrü. d .'!rfl”'f( e — Fransızca V

Bu sayıdan diğer sayfalar: