23 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

23 Ağustos 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 iğ . di BER İn Jim e dx İN dv jr N & 1 Kİ imi *İ ay zen NE Sİnlediler, | | | İ 4 N id İRK hepatik b ücede- ac derece Dalai " i eek dinlendiler. Günler Tabak agg tm bağl | rn eld *alendi, i i 5 Yalnız ne ağ 7 iweeek, geriye kalanlar “İ ,, Bireceğiz. Sarayda bir müd- Binen iğ Kay üye sebeb olmadan Gre Far buradan dönüp dışa Bteğı aya kale içlerindeki gizli yolla - ii Yen kemerli, iki, İn birden geçebileceği bir yoldu. İM Radar yürüdükten sonrü SLİ Brrini t e in yürüdükten sonra Yİ! Emrini e ENE Yakmak mecburiyetinde Pike : il Heyet sessizce ha- iŞ âhzenden yukarı çıkmağa Ka rma, a bir hayti çıktılar, Vİ 7 ii $ AĞUSTOS — 1939 AL HAT z BARDAN 4 İN TARIHI ROMANI: 83 Yazan: Muzaffer Muh i Birdenbire odanın altın iyaldızlı kapısı şiddetle açıldı Ikellef döşenmiş ve büyük şamdan- | jp yakılmış odalara açılmaktaydı. | « Orada, ayni zamanda! Üçüncü odayı perdenin aralığın. | Ağrün: da her ihtimale kar |dan gözetledikleri sirada birdenbire bu odanm altın yaldızlı kapısı şid- detle agrldi. İçeriye Gregorlus girmişti, Gre - gorius çizmelerini ve süvari elbi » selerini giymiş, herhalde bir yere İsareköt ötmek Üzere o hazırlanmış | bulunuyordu. Yüzü pek hiddetliydi. Kendi kendine şaşı gözlerini iki tarafa oynstârak bir şeyler söyle- niyor, her tarafla dişleri arasin - dan küfürler mırıldarıyordu, Ma , “sanı önüne geldi ve şarab desti #ini uzun kupalardan birine boşal - tarak içmeye başladı. Miray tesadüfün bu derece kendi sine yardım etmiş olmasmdan son derece müteheyyiç olmuştu. Yanm dakilere bir şey fısıldadı. Akabin . de beş kişi birden Gregoriusun ü- zörine fıriadilar, Ne olduğunu şaşıran o takfur bir saniye sonra 828 bile çıkarmadan yere yuvarlanmış ve kıskıvrak bağ- tanımıştı. Ağzına büyük bir tıkaç konmuş, tu. Miray derhal belindeki sivri han ba talimatı yeriiktan büy çerini çekti ve Gregoriusan karsi, yere tekrar yığdığı taş- iile “iti ve en önnde kendisi başlamış olduğu için batıyordu. Tam orta - kızıllığına gömüldüğü si- ve Kızılca Mustafa & - birer ikişer geldiklerini, Ağaçlığa atlarını bağla « #oüra kendilerini arama - larını gördüler, Mustafa nyağa kalkarak verdi: İki kişi bu bağladığımız kalacak, üç kişi Ağzında her ihtiamle karşı iz. Ben işaret vendi » hemen gizlendiğimiz uyarak mümkün olduğu ime bağlıyacağız ve sü, İznik tekfuru kendisini bağlıyan bü adamlara, korkulu bir rüya gö- rüyormuş gibi debşetten büsbütün şaşılaşmış gözlerle bakmaktaydı, Karşısında Mivayı yörünce gö? bebekleri hayret ve dehşetle oy . nadılar, Tekfurun gözlerine İnanamadığı ge -İBalliydi, Miray adamlara; Mustafa ve diğer on kişi ©tiler, bir kaç ayak merdivenle Yer gayet muntazam yapıl Bihsyet Apr © verdi, merdivenden çıkarak ya| Gregorlusun ağzından tıkacı çı bir mahzene çıktılar. | kardılar, herhalde oGregorius mahzenlerden biriydi. | rius'a: Sikmen bir müddet et - Gregorlus o yaln? doğrudan doğruya Gre- | hiçbir cevab vermedi. dairesine — çilesi Filhakika o mahzenin da bir merdivenin bu» | homurdandı, Mi Ma Sörülüyordu. Bu merdive- | doğruya yaln Gre- Sivebildiği kata çıktığı le karanlık basinca mah anlıyan Miray etrafi dinledikten sonra he . Şikmağa karar verdi. mas »lerini tenbih etti. Mürtant en önde, Miray Ülğerleri de onlar takip » Kiriiea Mustafa gayet kömend attığı için e » bir kemend tutmaktay» arkadaki üç kişinin de venler geniş bir odada rdı, Bu oda bom. Yaz, “ömer şamdanları er- kâpsiarr da kalm per. kafes) herhalde Grego- Mirsy müstehzi bir sesle Grego-jli insanın zekâsını KÜRKLÜ HAYVANLAR Fi Animavx â fourrure İ: Fur » Bearing Ani. lere Kürklü hayvan yeti Süberruchutarm) 2. TEL KAFES (demir tel 2. F: Je treillis en fil de fer 3. İ: the wire - netting ittim Miray son derece clddl bir hal - deydi. — Görüyorsun ki dilediğilmz 29. man yıldırım gibi seni pençemize geşirmeğe muktediriz!.. Ne şeyta- m3 külüküm ters giydiren zekâ ve kurnazlığın, ne güvendiğin askerle, | rin, ne de büyük ve haşmetli müt. tefiklerin sana en ufak bir imdad, | da bulunamazlar!.. | Gregorius yerde kinle titrek vo| boğuk bir sesle: — Böyle eşkiyalıkla ve namertçe harimime girip beni müdafaasız av layarak istediğin ne mikdar para) dır, onu söyle?., Diye homurdandı, Miray acı bir kahkaha attı: — Yine kendini parayla kurtara. | cağmı zannediyorsun, Gregorlus?.. | Diye bağırdı. Bize hakikaten gü-| ya eşkiya imisiz gibi hitab ediyor. Ümran ise hayatında hiç ei sun!.. Halbuki hiz de sana karşı e |diği işin bu sevgiyi takdir edemi. in usulünle hareket ediyoruz!.. Gregvrius kin ve hiğdetinden İn- ledi, — Ben eşkiya değilim!.. Diye homurdandı. Miraya şimdi alev fışkıran gözlerle bakmaktay - di. Miray acı ası güldü: (Devamı vav) Yeni bir hakikat Dr. Hyman Goldstein isminde tanınmış bir âlim ortaya yeni bir hakikat atıyor, daha doğrusu, es kidenberi hakikat gibi telâkki e dilen bir şeyi cerhediyor: Dr. Goldetein'a göre, çehren'n mi, İlle tüyük ve pek küçük başlar müş tasna olmak üzere, çehrenin şek- göstermekte hiç bir işe yaramaz (bu pek bü- — Gregoriya! dedi. Herhangi bir |yük ve pek küçük başlarda anor-|ne derece yoksa, başının şekli ile i akşam karanlığı | sekilde bağırmağa teşebbüs eder - jmal hallerdir ve pek nadir tesadüf|de hiçbir alâkası yoktur. Zeki Sİ We buradan çıkmaları mu - İsen bu bançer kalbindedir! 0 İlün, edilir). Ai: Peizti ştirmeye 1. F: Fenclos m, 1. İz the compound (the övelosure, the pen) 1. A: das Geheğe (Gatter) LESİ şekli, ağzın, burnun, çenenin hici-| çekimenmişti : zerre kadar doğru değildir. Pek! musun?, Öldükten sonra... Umran aşkın mevcudiyetine inanmazdı. Onun nazarında aşk romanlarda yaşayan bir efsane idi. Ömeri Taksimdeki apartımanın beşinci katındaki küçük odasna| tekrar getirmişti. Delikanlı onun omuzuna doğru sokuluyor ve tekrarlıyordu; — Bilsen ne kadar bahtiyarım .. Beni buraya getirdiğin için sana müteşekkirim. Sana tapıyorum! Umran oturduğu yerden hirsla fırladı: — Rica ederim, gene kendine A.! tındırmağa başlama. : Genç kız bir kaç sene evvel Sesil disini avutmak yalnızlıktan kur. tulmak için yirmi yaşındaki bu $- şıkı bulmuştu, Fakat kızın bu lâ. kaydisine mukabil Ömer ona çok temiz bir sevgiyle bağlanmıştı ... yor, onun bu haline karşı daima iâkavd kalıyordu. Yanmıda ne Za man aşktan bahsetsö tiksiniyor, başmı çeviriyordu. Aşk neydi? .. Erkeklerin kadınları avlamak için kul'andıkları bir olta değil mi?. Şimdi meftun meftun gözleri. ni içine bakan delikanlıyı biraz da istihfafla süzdü, Ömer İstanbula kimya tahsiline gelmiş genç bir Anadolu çocuğu idi.. Umranla ayni lâboratuvarda şalışırken onu beğenmiş, kur yap- mış ve yüz bulduğu için onun ho. şuna gittiğine inanmıştı. Halbuki ertesi günü tekrar hangi saatte buluşacaklarını sorduğu saman Umran ona hakikati söylemekten — Devamir buluşmaların ileri- de doğuracağı aşktan korkmuyor | O nazik bir tebessümle cevap vermişti ; — Zaten sana âşığım ben!. Omuzlarını silkti: — Zanndâiyor musun ki ben seninle, sevdiğim için konuştum. — O hâlde neden?, Ümran sustu, Belki de serbest. liğini anlamasından ve delikank üzerindeki büyük nüfuzunun kı rılmasından korktuğu için bu su. ale hiç cevap vermedi. Esasen Ö. merin kendi üzerinde hiç bir nü- fuzu olmadığına ve onu sevmedi. ğine kaniydi. Fakat ne olursa ol. sun bu mektep arkadaşına kendi- sini fena tanımmak ta işine gelmi. yordu. Zavallı toy çocuk sadaka gibi aşk dileniyordu. Hattâ bu bu. dala: — Mektebi bitirip bir işe girdi- ğimiz zaman bizim evlenmemize hiç bir şey mâni olamaz, demişti, Haubuki kız diplomasını eline &- hu almaz, hemen bir lâboratuarda çalışmağı, kendine müstakil bir hayat temin etmeği, yalnız, bilhas sa erkeksiz yaşamağı düşünüyor. du. Bu zavallı çocuk ise onun hür- riyetini kazanmağa ve ona sahip olmağa çalışıyordu. Ümran oturduğu yerden tekrar kalktı, ona doğru döndü ve sor. du; — Çayiçer misin?. — Daha çok seni yemek yeme. ge götürmek isterim. — Bir şartla; bana mahut his- lerinden bahsetmiyeceksin., z ... Günler geçti, hemen hemen her sabah lâboratuvarda buluşuyorlar ve akşamları beraber çıkıyorlardı. Ömer günler geçtilkçe- içinde kök. teşen “bu sevgiden ona fırsat bul. dukça bahsediyor, yalvarıyor, fa- kat Ümran onu mütemadiyen ters. yordu: — Düşündüğün yalnız bu!.. — Ne yapayım? Beni mazur gör, seni çok seviyorum. — Zevk meselesi; hoşlanıp be. ancak beyindeki kıvrımların are Alime nazaran, insanın İsmin |dine tabidir ki bu de aricak insan | yor, sana karşı deki herflerle zekâsının — alfkası | öldükten sonra görülebilir. Plânş 61 (meselâ: tiki GİPtiiği, arjante tiki Tari *. m 1) gittiği gibin Fi La terme, pour "âlevage des animauxa pe dik enli dar râ m ee 1. TEL ÖRGÜ Cetrafı çevri. " 4. TİLKİ KÜMESİ İ mürne neyden vikine- | Mi yer, ağıl) (yuva) 4. F: la niche de Teyard 4. 1 the kennel 74, A: die Fuchsbütte 5. GÖZCÜ (neraret) KLÜ. 5. Fi lâ tour surveillance 5, İ: the wateh - tower 5. İ: der Waehtturm / pi egg, dairesi olduğuna yüp- 2. Ar das Drahtgeflecht y A döyemelr üzerine 3 RÖNAR ARJANTE (ar. | 6. ARK LAMBASI Celektrik Sİ uy May serimişti. Jant iki) Çikarçul GA) | Bb) Taç Yürüy Üzerinde gayet ihti, 4. F: le renard argentâ | 6. Fi la lamp hare ' Masa, 9k orlanın ber tara - 8. f: the silver . fox | 8. İ: the are lamp | z Yük kapı vardı. Bu! il Aya “lan kalın © perdeleri | yarak baktılar. hepsi de gayet mü- 302 8. A: der Silberfuchs 6. A: die Boğenlampe ni sevebilirsin, buna müdahale 2- demem,Fakat benim hoşuma gitmi PLANŞ 60 (une pipe A fumer) 5. İ: the bee . smoker | yorum, Ömer, Ümrana sadık bir sevgi ile bağlıydı. Ve onun başka bir â. şıkı olmadığını da biliyordu. Bu, nunla beraber, ilk aşığına metres olduktan sonra Umranın aşka karşı bu kadar lâkayd kalmasına bir türlü mâna veremiyordu. İs temediği halde ona yalvarmak, işindeki acıları dökmek te ona güzel geliyordu. Çünkü o zaman içinin, kafasmın bir parça olsun hafiflediğini hissediyordu. Buda onun için döyulmaz bir saadetti. Bu sırada Ömer birdenbire has, talandı. Fatihin kenar bir ma. hallesindeki, oturduğu odasma ü- kan ev sahibi kadınla Ümrana bi? mektup gönderdi. Hastalığının ağır olduğunu ve onu göremediği için ıstırap çekti. ğini, kendisini görmeğe geliri, pek memnun olacağını yazıyordu. Ümran bunu okuyunca şaşmdı.. Ve pek müteessir oldu H.men hastanm yanına koştu. Ümranın orada bulduğu dök - tor, hastalığın verem olmasından şüphelendiğini ve genç adamın hiç vakit geçirmeden derhal bas tahaneye kaldırılmaşınn en doğru hareket olacağını söyledi. Ümran bunu şiddetle reddetti; — Gurbette kimsesiz kalmış bu çocuğu götürüp hastahane köşe. lerine brrakmak doğru bir hare, ket midir?. Zavallı o zaman mahv- olur! . — Fakat kızım, hasta itinaile bakılmak ister, yalnızdır. Meraka düşürmemek için annesine de ha, ber vermek istemiyor. beğ — Yalnız ma dediniz? Ye ben? — Fakat bucepey büyük bir mes'uliyeti yüklenmek demektir. — Ya karısı olsaydım, ne yapa. caktım?, Günler, hattâ saatler ilerledikçe Ömerin hastalığı vahamet kesbe | diyordu. Ümran ona bakmak işin hiç bir fedakârlıktan çekinmiyor, yanından bir dakika bile ayrılın. işimde bu husus.İ yordu. Hiçbiz şey ona orada bu, İta en ufak bir alâka bile duymu- (Lütfen sayfam çeviriniz) ve 5. A: die Bienenpfeife (sine Rauchpfeife) # d'ebeliles İk: Soclai ciassos among the Bacs (Money - Deas, Hive. Bees) A: Dis Kasten (klassen) der Blene (mme) 1 AMELE ARI (kssır arı) 1, F: Voüvriğre f. (Vabeille /, neutre) | 1. H the worker (the wor. king . bee, the nurse) 1. A: dis Arbeiterin (Arbelts- biene) Aİ 2. BEY ARI (ama am,dişi (| arı) | 2. FP: Ja reine (la möre,la | femelle) . İe'the gücen (the female İ 3 bee the breeder) A: die Königin (der Wei- sel, das Bicnenweibchen) 2 ERKEK ARI a anten b köz © baş d göğüs © ön kanat f arliş kanat £ karm k ayak 3, File faux , bourdan (le mile) a Vantenne /, bici m, c la töte d le' thorax (le corselet) e Valle ?. d'avant 1 Valle /, d'arriğre g Tabâomen m. (le ven. ire) h la patte 3.1: the drone (the male bee) a *he f3eler (the ar.ten DA, Pİ, satünnae b the eye © tas head d te thoraz © te front wing (the fore wing, the anterior wing) i f the hind wing (the pon, terler wing) g the abdomen h the leg i 8. A: dle Drohna (das Bia, iz

Bu sayıdan diğer sayfalar: