15 Eylül 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 11

15 Eylül 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ları: | sün“ ukları alay r ku | Hü- ordu. yerde i bir ladı.. z ağa” İdiler. Esat rl in larını kaldı yap ralyoz Giritli , HAYAT,I Hindistan Minyatürleri Miladın yedinci sekizinci asırların- da peygamberimiz Muhammedin su- varileri; dünyayi istila etmek üzere bulunan şarki Roma ile İrana, cenubi Fransaya, Sicilyeya, Hindisrana kadar islâm dinini yapmışlardı bu din de yalnız Allah iti- kat idi Acem İmpratorluğunun tesisinden Vaş- layıp bin beşyüz sene sonra Si- biryadan Bavri- muhit Hindiye uzanan vel ma- riopolınin) anla- tığı Cenğiz Mon- gol imparator lağu ile kemale çen bu kuv- vetli tarihi inki- Ap en yüksek noktasına vasıl Çobanlık ile ya” şayan bu milleti lerin medeniye- daimi- bir hamlesi var- dı. Medeniyet ellerinde hayatın bir çok mihrak- ları sayısız ila- ile zen ellerine 5 ari Babilin ilim nücum lerinin ve Mısır ehram Banilerinin e toplanıyordu. Bu Kavimler müstevli, seken, nihayet arazi yerine kaleler ve ordugühlar a lardı. Bu sur ark memleketleri değişiyor, bununla birlikte itikatlar ii değişiyordu. hu len çoban namütenahi bi giriyor, allah fikrini sokaklrrın darlığını dolduran ilâh ve insan resimleri ona en ziyade neiret duyuruyor. Allah hakkındaki ta- savvurunu bulandırıyordu, Bunun için islam oOdindarları ilk önce san'ate düşman oldular, ve onu adi, dünyevi bir heves olarak telakki ettiler. İslam dünyasının bizm anladığımız manada Minyatür: Halife Alinin muhareb esi hiç bir heykeltraşa ressama malik ol- mamasının sebebi bu surere'le anlaşılır. Mamafih Türk, Kürt Arap bedevi- yetinden ibaret olan muzaffer osuvari dindar kaidelerden hoşlanmıyor, ayni zamanda dinsizlikten de nefret edi- yordu, Bu alemin hazinelerini, kadın- larını, neşelerini, şarabı, şarkıyı sevi- yordu. Onlar bu kanunu parçaladı. Fakat siyasi sebeplerden dolayı bunu alemin / gözlerinden gizli tuttu, ça- min oOkürsüsünde halife dinsizliğe karşı mücudele ederken bir taraftan kendisi muganniyeler, iğ kadınlarla colu olan ve banyo edilen, şarap içilen sarayının münzevi yalnızlığında eğle- niyordu; o, sarayına san'atkârları aldı. En mahrem yerleri, rakkaselerin, ev, banyo sahnelerini resimlerle tezyin ettirdi. Haruni Reşidin İmparatorluğu da- gıldığından, Bağda, Simari, Fustan harap oOolduktan, oOİmra, oOMaşatia çöl sarayları o unutulduktan oOçok sonraları o bile sanat (o hakim kaldı, Sultanlar, Emirler uzak sayfiye- lerinde mebzulen böyle resim yaptırı- vorlardı. kadın gözlerinden ziyade kitapların sahifeleri meşhur şairlerin üyük bedevi şeyhlerinin, ve Acem şahlarnın (o kahramanlıklarını, âleme olan dindarlık muvabb terini, Zeliha- nın Yakubun OOğu Yusufa karşı aşkını, içkide cuşuhuruşa gelen ayyaş e tersim ediyordu. zaman serseri dolaşıp duran. mi ince adetlere alışmaya başlayan çöl süvarisinin bütün arzusu tabia in güze liği, harp havesi, av muhabbetle tatmn edilebilrdi. O bütün medeniyeti kılıcı altına koyduğu e almiş, valrız ou kendi yaçlarına göre bir parça tadil etmiştir. Mogollar; bizans kilise- sinin, zerdüşti Acrmlerin, Çinin resim tekniğini sImış idi. Fakat oOsan'atte yeni bir üslup vardı, Çünkü bizim kurunvusata başlangıcı san'atimiz, ki her wenç san'at gibi hayatı temamen sadikane bir süretre tasvir etmez, saw” atkârin © hoşuna OoOgiden Oo tabiatın ilkam alir. Halbuki Obu resimler istila ede'lerin cuşuhuruşu ve kuh- raman ıklarile doludur. Çöllerin temiz havasında renk haşmeti, gurupların altın ateşi, güneşin harareti girik- ten sonra karaların koyu rengini, kısa süren oyağmurların. yahut havanın derinliklerinden gelen suların zn çiçeklerin rengini tersim ederdi. Bu san'at, Arap Hakimivetinin ütelünden sonra inkişafa başlalayup terk moğul sultanlarının saraylarında kemale ermiş MER — ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: