20 Haziran 1937 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 50

20 Haziran 1937 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 50
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DrOSESÜ- |. mde ve fen, sa- 1asebet- ıkuktan i temel ek iste- hatları jik tet- n mahi- ü Roma sadi ve işti. Ar- ı ibaret ıdan da bii fak- .zUv ve olduğu- lâh de- et olan ıraf et- ok ede- Marx'ın £ 'cudiyet iyi bir” rvetlile- © » koşar- iki sev- an rolü © bir is- metodla | tabiatin © tığı bir £ Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 49 'mahlüktur, Ve fakat buna rağmen fert, cemiyetin tekâmülünde “müessir olmuştur. İnsan dünyaya gelmemiş olsaydı, cemiyet mevcut olmıya- caktı. Buna mukabil hayvan toplulukları yine basitten mürek- kebe doğru bir tekâmül gösterecekti. İnsanı hayvandan temyiz eden nihayet insanın tabiatı mekanize edebilmesi meselesidir. “Ve insanın tekâmüle tesiri de bundan ibarettir. Bu ise tabii bir kanundur. Hulâsa tekâmül doğrudan doğruya cemiyetle alâkadardır. Ve mahiyeti de tabii bir kanun oluşudur. Bir fıkra vardır, belki bilirsiniz? Bir gün Karl Marx, bir şakirdi ile, yeni itirâlara sahne olan ağır sanayi sergilerinden birini gezerken calibi dikkat bir ma- kinenin önünde dururlar. Karl Marx şakirdine: «Bakalım bu makine, diyor, cemiyette nasıl bir değişiklik yapacak?» Şakird üstadına: «Şimdi yanımızda Hegel olsaydı, görüyor musun in- san zekâsı neler yapıyor, derdi» şeklinde mukabele ediyor. Bu fıkra tarihi ve sosyal hâdiseleri izah hususunda iki dine noktai nazar olan determinizm ve hürriyetçiliğin manasını pek güzel tebarüz ettirir. Hürriyeti gayri kabili içtinap zaruretlerin ifadesi olarak kabul eden filozoflar -Schelling de ayni tikirdedir- 'için de keza içtimai tekâmül tabii bir kanundur. Ve nitekim der- piş ettiğimiz bu fıkra da yukarıdaki mütaleamızı aynen teyit 'ediyor. Şimdi asıl mevzuumuza cevap vermek isterim. Bunun için ““sualimizde ufak bir değişiklik yapacağım. Yukarıdaki mukad- dememin sebebi de budur. Bence, sualimizi şöyle vazetmek lâ- 'zımdır: «Cemiyetin terakkisinde ferdi ve sosyal gaye rollerinin mukayesesi». Çünkü ferdin rolü cemiyetin tekâmülünde değil, 'ancak cemiyetin terakkisinde mevzuu bahsedilebilir. Bu ise “ kültürün terakkisi meselesidir. Halk lisanında ferdi gaye yani egoizm evvelâ can sonra ca- 'nan şeklinde tavsif edilir, Sosyal gaye ise doğrudan doğruya sos- | yalişmdir. İndividüalizmin esası ekonomi liberalizmdir, sos- 'yalizm esası ise etatizm yani iktisadi müsavattır. iCemiyetin terakkisinde bu iki gaye rollerinin mukayesesi soru- yg Ben buna tarihten iyi rehber göremiyorum. İktisadi sa- vi 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: