7 Şubat 1938 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 51

7 Şubat 1938 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 51
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ıldızı, ersek, sunun 'atına estanı edil- Edebiyat ve Sanat 55 Destanın muhteviyatındaki facia bu suretle tevzin ve armonize edildikten sonra sanatkâr eserin kompozisyonu esnasında da müvazene kanunundan zerrece ayrılmamıştır. İlias Odyssee'deki yemek sahneleri, modern edebiyatı alışkın bir zevki yeniden şaşırtabilir. Söyle bir tarif: Koyunlar, do- muzlar, sığırlar kesilir. Butlar ilâhlara kurban edilerek ya- kılır. Mütebakisi parçalanır. Daima ayni ihtimamla kebap edilir. Kebaplar, keza ayni itina ile şişten çıkarılır. Misafir- lere ve evin efendilerine dağıtılır. Hizmetçi gelir, misafirin önüne bir sofra veya masa yerleştirir, zarif sepetlerden ek- mek dağıtır. Kâhya kadın zahire ambarından çıkardığı yi- yecekleri tevzi eder. Daha sonra ev sahibi “Çifte kupa,, de- dikleri hususi kapta şarap harmanı merasimini yapar, yani şarabı muayyen bir nisbette su ile karıştırır. Nihayet, herkes birden “Lezzetli yemeklere el uzatır,,. Bu sahnenin hemen hemen hiç bir varyasyon gösterme- den ayni tarif ve tabirlerle tekerrürünü Omiros gibi san'atı- na şuurlu bir surette hâkim bir dâhide tesadüfe hamledeme- yiz. Eser, ibdaından çok zaman sonra kaleme alındığı ve o zamana kadar da şifahi an'ane yoliyle ve seyyar Rapsod'lar vasıtasile intikal ettiği muhakkak olmakla bu gibi mükerrer yemek ve saire sahnelerinin bilâhare esas esere ilâve edildi- gi akla gelebilirse de bu katiyen varit değildir. Bilcümle yemek, uyku ve an'anevi muhavere sahneleri orijinale ait- tir ve ondan kat'iyyen tefrik edilmez. - Modern bir edibin ruh zelzeleleri, cümlei asabiye çökmeleri tasvir edeceği has- sas karşılaşmalarda Omiros'un kahramanları hiç tutumları- nı bozmadan, klişe haline gelmiş, an'anevi muhavere teker- lemelerini tekrar ederler. Aşil ile Hektor arasında süregelen uzun kavga gerile gerile en had devreye geldiği zaman O- miros birdenbire mevzudan uzaklaşıverir, Skamandros neh- rinin membaını ve sulh zamanında Truvali kadınların orada nasıl çamaşır yıkadıklarını tarife başlar. Yahut Aşil'in zır- hını bize anlatır. Kahramanın miğferini, mızrağını, kalkanı- nı, zırhını süslüyen şekilleri ve kabartmaları teker teker güö- rürüz, bu şekillerin neleri tasvir ettiklerini uzun uzun dinle-

Bu sayıdan diğer sayfalar: