20 Nisan 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 12

20 Nisan 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1SIZ yet- yeti ine üm Siyaset ve İktisadiyat 11 Şehirlerde patlak veren grevlerde proleterlerin sayısı yüz bini buluyordu. Kasabalarda, yoksullar ekmekçi fırınlarını yağma etmeyi âdet edinmişlerdi. Kilise ve manastır yangınlarını, yağ- maları, öldürülen papasların, emlâk sahiplerinin sayısını Allah bilir. Bu gibi ayaklanmalar, daima, idareci sınıfa müzaheret e- den ordu tarafından bastırılırdı, Hulâsa, dahili harp, İspanya- da, çoktanberi müzmin bir halde yerleşmiş bulunmaktadır. Merkezi hüküme- Muhasım iki zümre arasındaki düşmanlı- ğın hali hazırdaki dahili harp gibi had bir buhranı tevlit etmesi, merkezi hükümetin zaafı ile izah edilebilir. On dokuzuncu asırda, iktidar mevkii et- rafında çekişen generallerin ve parti mensuplarının sebebiyet verdikleri dahili harp silsilesi, markezi hükümetin hüfuzunu çok sarsmıştır. Bourbon hanedanının krallığı ele alması üzeri- ne, iktidar mevkii, liberallerle muhafazakârlar arasında payla- şılmıştır, Bu partileri teşkil eden kimseler, ancak kendi şahıs- larını temsil eden eşraftan ibaretti. İntihabat işlerinde çevri- len dolaplar, halkın kendi mümessillerini seçmesine asla mey- dan bırakmamıştı. Bu şerait dahilinde, millet meclisinde, eko- nomik ve sosyal kuvvetler değil, idareci sınıfların menafii tem- sil edilmiş oluyordu. tin vaziyeti İşte İspanya, 1931 cümhuriyet ihtilâline kadar, bu vaziyet- te zar zor yürümüştü. Yeni rejimin müessisleri, ihtilâli, bur- juvazinin menafiini sıyanet maksadile yapmışlardı. Fakat, bu müessisler, her şeyden evvel mütefekkir kimselerdi ve İspan- ya burjuvazisi, sistemin muhafazası için elzem olan siyasi or- ganizasyonu vücude getirecek demokratik tecrübelere kâfi de- recede sahip olmadığı için, bu entelektüeller, gerek mecliste, gerek hükümette ancak kendi kendilerini temsil eder vaziyette kaldılar. Bunun neticesinde de, memleketin faal ve canlı kuvvet- lerini temsil eden sosyalist sendikalizmin, onları pek geride bıraktığı görüldü. Sendikalizmin, iktidar mevkiini ele almağa henüz hazır- lanmış bir vaziyette olmadığı şüphesizdi. Hazırlanmağa da va- kit bulamadı; müfrit anarşistler daha atik davrandılar ve yeni rejim tam bir hercü merç içine yuvarlandı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: