20 Nisan 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 62

20 Nisan 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 62
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

62 Her Ay Esasen kâinatın, tezahüratının heyeti umumiyesi itibarile ayni mübadele kanununa tâbi bulunduğunu ve her şeyin aslı- na rücuu keyfiyetinin bir zaruret olduğunu, akıl ve muhakeme kolayca kabul eder. Kâinatta mevcut her şeyin, orada nihai unsurlar halinde yaşadığını söyliyebiliriz. Bu unsurların sayısı, onların geçirdikleri muhtelif safahatın adetleri gibi mahdut ol- duğuna göre, bu safahat birer birer yaşanılıp bittikten sonra, evvelki safhalardan birine rücu zarureti muhakkaktır. Yani, mevcudiyetin her lâhzası, milyonlarca asır evvel gelip geçen ayni lâhzanın tekerrürü demektir. Bu kadar uzun bir fasıla zarfındaki tekerrürler takribi dahi olsa, o tekerrüre mevzu teş- kil eden eşya, ecram veya nebat, insan veya atom, yine evvel- ce olduğundan ve istikbalde milyonlarca defa olacağından daha başka hüviyet taşıyamaz. Asla rücu meselesi, ötedenberi şiddetli münakaşalara sebe- biyet veren ve elân halledilemiyen bir meseledir. Fakat, insan- lar hakkında mevzuu bahsolunca ölüm adını verdiğimiz inkıtâ hadisesi derin bir surette tetkik edildikçe, bunun, ilk nazarda tasavvur edilen kat'i ve külli mahivden daha başka bir şey ol- duğu görülüyor. Ölüm, en müsbet ve en basit bir görüşle mu- hakeme edildiği takdirde dahi, ancak bir istihaledir; sadece, bir şeklin, bir görünüşün, hususi bir vaziyetin ademe inkilâ- bından ibarettir. Böyle olunca, hayatla ölüm arasındaki tezadın hayali ha- fiflediği kanaati hasıl oluyor. Bunların varlıkları birbirlerinin varlıklarına vabeste, yani hayat ve ölüm, su ile ateş veya ışık- la zulmet gibi birbirini imha eder olduğuna göre, bu tezadın ortadan kalkması, varlıkla adem arasında değil, bir nevi var- lıkla, diğer nevi bir varlık arasında bir müşareket husulünü intaç etmektedir. Ziruhta bu müşareket faal, halbuki cansız eşyada pasifdir. Ferdi bir tarafa bırakarak, kütlenin hayatını tetkik ettiği- miz takdirde, bir takım ziruhlar doğarken, diğer bir takımları- nın kaybolduğunu görüyoruz. Mübadele keyfiyeti burada da mevcuttur ve hikmeti vücudü kütlenin idamesindeki zaruret- tir. Çünkü, ölüm, ancak hayat bulunan yerde tezahür edebil-

Bu sayıdan diğer sayfalar: