14 Eylül 1919 Tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 2

14 Eylül 1919 tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Anadolu'daki galeyan-ı milliyi ittihadçılık ve bolşeviklik şeklinde göstererek memlekete müdahale-i ecnebiye davet etmişti! 4. Yine aynı mel'unun aynı notasında Toros Dağları Anadolu'nun hudud-ı tabi'iye ve milliyesi şeklinde gösteriliyor ve binnetice Adana vilayetiyle Maraş ve Urfa sancakları camia-i Osmaniye haricinde bırakılıyordu! 5. Hain sadrazam zat-ı şahanenin riyaset-i hilafetpenahilerinde in'ikad eden şura-yı saltanatda bile [Vilayat-ı Şarkiye'de vasi' bir Ermenistan teşkiline hükümetin amade olduğunu] ilan etmekten utanmıyordu! 6. İzmir'de mukaddesatıyla vatanını müdafa'a ile meşgul olan kahraman dindaşlarımızı arkalarından vurmak için çeteler teşkil ettiriyor ve in'ikad eden umumi kongremizi eşkiya çetesi telakki iderek Harput Valisi Ali Galib (Ali Galib Bey) isminde bir mel'un tarafından tenkilini emrediyordu: Ali Galib buna muvaffak olmak için Kürd atlıları getirecekdi! Bu suretle hükümet-i hazıra anasır-ı islamiye beyninde kıtal ihdasını emretmişti! Fakat millet bu işin bütün vesaikini yakaladı. 7. Umumi kongre, Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti gibi hükümetçe musaddak ve resmi bir müessesenin teşebbüsüyle in'ikad etmiş olduğundan, hükümetçe "eşkıya çetesi" addedilmesi tasdik-i padişahiye iktiran etmiş bir kanunun kabine tarafından ayaklar altına alınması demekdi! İşte harekat-ı milliye bunlar ve daha bunlar gibi birçok sebeblerden tevellüd etmiştir. Milletin bu harekatını padişahımız da son beyanat-ı mülukaneleriyle tasvit etmiş oldukları gibi, veli'ahd-ı saltanat hazretleri de Temmuz'un onaltısı tarihiyle hak-pay-ı hümayuna takdim etmiş oldukları mufassal layiha ile te'yid etmişlerdir. Bu layiha hükümet-i hazıranın bütün cinayet ve hıyanetlerini birer birer ta'dad etmekde ve zat-ı şahaneye Anadolu'daki teşkilatın metalib-i muhikkasını nazar-ı itibara almaları tavsiyesiyle nihayet bulmakdadır. İstanbul'daki gazetemde suretini neşr ettiğim bu layihayı muhtevi nüshalar bir iki güne kadar buraya vasıl olacak ve "İrade-i Milliye" sahifelerine de geçirilerek milletin inzar-ı ibretine vaz' olunacakdır. İsmail Hami Kongrenin İn'ikadı Günü Kongre Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Tarafından Irad Olunan Nutk-ı İftitahı Muhterem Efendiler! Vatan ve milletin halasını inhidaf eyliyen sevaik-i mücbire; sizleri bunca meşakk ve mevani' karşısında Sivas'da topladı. Celadet-perver azminizi tebrik ve beyan-ı hoşamedi eylemekle bahtiyarlığımı arzederim. Efendiler! Muhterem heyetiniz, rehakar müzekkeratına girişmeden evvel bazı ma'ruzatda bulunmama müsa'adenizi rica iderim. Ma'lumdur ki milliyetler esasına müstenid va'adler üzerine 30 Teşrin-i Sani 34 tarihinde düvel-i i'tilafiye ile mütareke akd idildi. Milletimiz adilane bir sulha nail olacağını ümit etti. Halbuki mütarekename ahkamı, vatan ve milletimiz aleyhinde her gün bir suretle su-istimal ve nakz ve icbar suretiyle tatbik idildi. Düvel-i i'tilafiyeden kuvvet alan memleketimizdeki anasır-ı hristiyaniye milletimizin haysiyetini kesr ve ihlal mahiyetinde çılgınca harekata koyuldu. Garbi Anadolu'da İslam'ın harim-i ismetine dahil olan Yunan zalimleri, düvel-i i'tilafiyenin inzar-ı tesamuhu karşısında canavarca fecayi' ilka etti. Şarkda, Ermeniler Kızılırmak'a kadar tevessü' hazırlıklarına ve şimdeden hududlarımıza kadar dayanan katli'am siyasetine başladı. Karadeniz sahillerimizde Pontus Krallığı hayalinin tahakkukuna bile çalışıldı. Adana, Ayıntab, Maraş ve Konya havalisine kadar Antalya işgal ve Trakya da işgal mıntıkasına idhal idildi. Payitaht-ı saltanat ve makarr-ı hilafetin ise hükümdar saraylarına kadar boğucu bir tarzda işgali suretiyle kalbgah-ı devletde ecnebi inhisar ve tahakkümü teessüs etti. Ve bütün bu hakşiken tasaddilere karşı hükümet-i merkeziye ihtimal ki tarihde bir misli daha görülmemiş suretde, tahammül etti ve daima hafif ve aciz bir mevkide kaldı. İşte bu ahval milletimizi şedid bir intibaha sevk etti. Artık milletimiz pek güzel anladı ki: Düvel-i i'tilafiye bu vatanda mukaddesat ve mukadderatına sahib bir kudret ve irade-i milliye mevcud olmadığı zehab-ı batılına kapıldı! Ve bu zehab yüzünden cansız bir vatan, kansız bir millet nelere müstahak ise bi-muhaba onların tatbikatına koyuldu. Buna karşın tevekkül ve teslimiyetin inkıraz-ı tam faciasından başka bir netice vermeyeceği kanaati teeyyüd etti. Efendiler! Milletimizin, sizler gibi, münevveran ve hamiyetperveranı manzaranın elemli karanlıklarından na-ümit olmadılar! Çünkü onlar bilirler ki tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkar idemez! Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile kani'dirler ki bir nikab-ı batıl arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatlar muhakkak iflasa mahkumdur! Efendiler! İ'tilaf devletlerinin haksızlıkları ve hükümet-i merkeziyenin za'f ve aczi karşısında, milletimizin mevcudiyetini isbat ve fiili tecavüzlere karşı namus ve istiklalini bilfiil müdafa'a hükmünü vermekde muztar kaldı. Matlub olduğu veçhile: Şarkda, harb-i zailin her türlü meşakkat ve elemlerini görmüş ve bilhassa Ermenilerin vahşet ve zulümlerine sahne olmuş matemzede hudud vilayetlerimiz namus ve istiklal-i milliyi kurtarmak maksadıyla müdafaa-i Hukuk-u Milliye, Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerini teşkil eylediler. Şarkdan ve cenubdan tehlike hisseden Diyarbekir vilayetimizde de Müdafaa-i Vatan Cemiyeti teşekkül etti. Garpda Yunanlıların tecavüzü ihtimaline karşı teşekkül eden Müdafa'a-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti Yunanlıların sevgili topraklarımıza ayak basması üzerine ilhakı fiilen redde kıyam etti. Trakya'da, Klikya'da ve her tarafta milli cem'iyetler teşekkül etti. Hulasa garbdan ve şarkdan yükselen sada-yı millet Anadolu'nun en ücra köşesinde ma'kes buldu! Binaenaleyh milli cem'iyetler, düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek kasdiyle milli vicdanın azim ve iradesinden doğmuş yegane teşkilat oldu. Bu sayede asırlardan beri müstakil yaşayan milletimiz mevcudiyetini aleme göstermeye başladı! Efendiler! Milletçe, çare-i halasın, ancak kendi ruhundan ve kendi ta'azzuvundan doğacağı kanaati tahakkuk idince; bariz tehlikeler karşısında bulunan Şarki Anadolu Vilayatı "Erzurum Kongresine" davet etti. Bu sırada idi ki cereyan eden muhaberat ve saik olan hadisat ve zarurat ile de halas-ı umumi-i vatanı istihdaf eyliyen "Sivas Kongresi" bugün heyet-i muhteremenizin vücuda getirdiği umumi kongre 21 Haziran 35 tarihinde karargir olmuştu. Efendiler! Burada azim teessüflerle heyet-i aliyenize arzedeceğim ki: Memleketin ve milletin mukaddesatını te'minde acz ü meskenetden başka bir kudret göstermemiş olan hükümet-i merkeziye, sada-yı milleti boğmak, revabıt-ı müştereke-i milliyeyi kırmak ve bu suretle milleti daima mağlub göstermek gibi ancak düşmanlarımızın hesab-ı menfa'atına kaydolunan harekat-ı mezbuhane ve mütehalifede bütün celadetini takındı. Bu hal, tarih-i millimizde, bittab'i hükümet-i merkeziye hesabına pek şaibedar bir fasıldır... Teşekkür olunur ki, efendiler! Millet ve kudret-i milliyenin tamamen muzahiri olan namuskar ordumuz, hükümet-i merkeziyeyi ikaz suretiyle zararlar ta'kim edilmiştir. Maahaza, su-i tesirler bazı mertebe teahhuratı badi olmuştur. Hatırlarda olacakdır ki Sivas umumi kongresine teşrifleri için 22 Haziran'da vuku' bulan davetnamede Erzurum Kongresi'nden bahsedilerek 10 Temmuz in'ikad için esas-ı itibar edilmişti. Garbi Anadolu murahhaslarının bu zamana kadar Sivas'a vasıl olabilecekleri tahmin olunarak Erzurum Kongre Hey'eti'nin de Sivas'da umumi içtima'a dahil olunabileceğine imkan tasavvur edilmişti. Halbuki Sivas Kongresi'nin in'ikadı ancak bugün müyesser oldu. Aradan bir ayı mütecaviz zaman geçdi. Bu uzun müddet zarfında Erzurum Kongresi heyetinin intizar itmesinden ise zaten malum ve müşterek olan makasıd-ı asliye ve nukat-ı esasiye üzerinde icra-yı müzakerat ve ittihaz-ı mukarrerat eylemesi münasib görüldü ve sonra da murahhasların mahalli intihablarına avdetleriyle mukarreratın fiilen tatbikatına başlamaları tercih idildi. Fakat Kongre Hey'et-i umumiyesi ve binaenaleyh Şarki Anadolu namına Sivas Kongresi'nde hazır bulunmak üzere heyet-i temsiliyeden bir heyetin tevkiline karar verdi. Erzurum Kongresi'nin, beyanname ve nizamnamesi muhteviyatından başka hafi kalmış hiçbir karar yokdur. Yalnız Sadrazam Ferid Paşa'nın Paris seyahatinden avdetinde Anadolu'da şuriş olduğuna dair vuku' bulan bir ta'mimi, kongrece büyük teessüflerle okunmuş ve muhalif-i hakikat ve menafi-i memleket ve millete muzır bu gafilane tebliğin derhal tekzibi şiddetle kendisinden taleb edilmiştir. Bir de intihab-ı meb'usanın tesri'i taleb olunmuştur. Erzurum Kongresi, yalnız Şarki Anadolu murahhaslarından teşekkül etmiş bulunduğu için selahiyetini bu daire dahiline hasretmek mecburiyetini nazar-ı dikkatde tutmuştur. Ancak Garbi Anadolu ve Rumeli murahhaslarının iştirakiyle tecelli idebilecek am ve şamil salahiyetin isti'malini heyet-i muhteremenizin huzuriyle meşrut ve mukayyed gördü. Hatda bu sebebledir ki Şarki Anadolu'daki milli cem'iyetlerin birleşmesinden hasıl olan kitleye unvan verirken Şarki Anadolu kaydı konuldu. Ale'l ıtlak "Anadolu Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti" yahut "Anadolu-Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" unvan-ı umumisi isti'mal edilmek ve bütün milletin hukuku namına kendi kendine selahiyet vermek doğru olamazdı. Bu takdirde İstanbul'da vuku' bulduğu gibi beş on kişinin bir araya gelerek bütün milletin sahib-i selahiyet vekilleri imiş gibi indi ve sahib-i asli olan milletle alakasız bir teşebbüs mahiyetinde olabilirdi. Bununla beraber efendiler! Erzurum Kongresi, bütün memleket ve milletin ittihad ve ittifak noktasında Şarki Anadolu Vilayetlerince vilayat-ı saire ile her nokta-i

Bu sayıdan diğer sayfalar: