2 Ekim 1919 Tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 4

2 Ekim 1919 tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eylediğinden dolayı üçyüz küsür milyon kitle-i ma'sume-i islamiyenin a'mak-ı ruhiyesine acı ve elim bir tesir bırakdığına şübhe yokdur. Hey'et-i ictima'iye-i akvamın refah ve sa'adetini kafil olan Amerika Reis-i Cumhuru Mösyö Wilson Hazretleri'nin tayin-i mukadderat hakkındaki adilane ve necabete mukadderatının ahkamı kat'iyen nazar-ı itibara alınmayarak bil'akis İngilizlerin millet-i islamiyeyi hedef-i katl ve fezayih eylemesi alem-i insaniyeti dağdar-ı teessür itse gerekdir. İngilizlerin ahval-i ma'ruzalarının def'i ve asırlardan beri zir-i himayesinde sa'adet-i hal ile yaşadığımız Hilafet-i Osmaniyenin istiklal ve hukuk-ı hüküm-ferması te'min ve ekalliyet-i acizin ekseriyete tercih edilmemesi ve serbest akvam hakkında Amerika Reis-i Cumhurunun herkese ilan ettiği mukadderatımızı ve istila olunan arazinin tahliyesiyle hakimiyet-i Osmaniyeyi tamamiyet-i mülkiyesi tecavüz itmesini protestoyu takdim ideriz. Osmanlı hükümeti olmamış, olmuş ise alet olmamıştır. Ma'ruzat-ı sabıka ve lahikamıza müsa'ade buyurulduğu takdirde bu ef'al-ı hunrizaneye karşı bütün Kürdistan ve beyne'n nehreyn aşair ve ahali-i meskunesinin her ne olursa olsun ittifak-ı hazıraya karşı kıyam-ı umumisine mukaddime olmak üzere şimdeden başlamakda olan müsa'ademat git gide tevsi' idileceği bir emr-i meczum ve tabi'i bilinerek ve İngilizlerin en ziyade millet-i islamiyeye karşı alet-i fesad eyleyerek istihdam eyledikleri Ermeni, Nasturi ve Rum milletlerine karşı gayret-i islamiye son derece aleyhinde olduğu ve neticesinde anasır-ı İslamiyenin dahi mezkur milletlere karşı mukabele-i bilmisil tatbik itmelerinde milletin görüneceklerinden i'tilaflara mucib olacağından bilahare vukuatın önü alınmak mümkün olamayacağı mülahazasıyla maa'd-defeat arzolunduğu vecihle bundan tevellüd idecek mes'uliyet ve hasıl olacak kıyamdan dolayı yeneden dem-i ebna-yı beşerden mu'akıb tutulmamak üzere arzına tekrar ictisar iyleriz. Musul dahilinde Şemr Şeyhu'l-meşayihi Ferhan Paşazade Ali Zur Sancağı dahilinde el-Cezire ve Beyne'n-nehreyn Aşairi namına Hurşlu Aşairi Reisi Melik Paşazade Muhammed Emin b. Sultan Zur dahilinde Şemr Ka-i makamı Faris Paşazade Muş'il Musul'a Merbut Sancar dahilinde Ahmed Almatu Diyarbakır dahilinde Nusaybin kazasına merbut Tayy Aşireti Reisi Mehmed Musul'a merbut Memşin Aşireti Reisi Salih Ennariz Nusaybin kazasında İlyas Aşireti Reisi Azmi Ağazade Mehmet Amerika Hey'et-i Tahkikiyesi Refakatinde Ma'lum Hüseyin Bey'e Yazılan Tezkire Suretidir Beyne'n nehreyn Musul, Sancar, Zur Sancağı, Cezire, Nusaybin havalisindeki kabail ve aşairin İngilizler tarafından ma'ruz kaldıkları fecayi'i ta'dad ve mezkur havali efkar-ı umumiyesini bariz bir suretde izhar eyleyen 19 Eylül Sene 335 tarihiyle Cezire telgrafhanesinden zat-ı hazret-i hilafetpenahi ve Amerika Reis-i Cumhuru Wilson cenablarına ve sulh-ı umumi kongresine ve matbuat-ı umumiyeye keşide eyledikleri telgrafnamenin bir suretini bera-yı malumat-ı cem'iyetimize dahi irsal eylemişlerdir. İstanbul'da bu gibi telgrafların keşidesine muhalefet edilmekde olduğu malum bulunduğuna binaen ruesa-yı mumaileyhin muhik olan bu isteklerinin alem-i medeniyete isali içün General Harbord'a takdim edilmek üzere bir aynının zatıalinize irsali münasib görülmüştür Efendim. İzmir Fecayi'i İzmir'in Yunan kıta'atı tarafından işgali İstanbul'da şayi' olunca evvela herkesi derin bir hayret kapladı. Bu haberi hükümetin bir tebliğ-i resmisi ilan itmeseydi kimse bunun vuku'una ihtimal vermez ve Yunan amalini terviç etmekle mütearrif olan Beyoğlu gazetelerinin bir sani'ası add iderdi. Fakat şevk ve tereddüde mahal yokdu. Bu bir hakikat-i mü'lim ve hulnak bir hakikat idi. Türk ve Müslümanlar hiç beğenilmeden ihdas idilen bu vakı'adan fevkal'ade dilhun oldular. Ve vakı'an şimdiye kadar bu kabil haksızlıklara asla duçar olmamışlar değillerdi. Asırlardan beri kendilerine vaki' olan ta'arruzlar, yapılan bi-nihaye mezalim Anadolu'nun en ücra bir köyünde oturan ümmi bir köylüyü bile Türk milletinin imhası içün uzak yakın bütün devletlerin adına bir mu'ahede-i hafiyye akd etmiş olduklarına ikka' etmiştir. Türkler ne yapsa da fena ve daima kabahatli telakki idileceklerine vakıfdırlar. Onların halet-i zihniyetini tedkik itmeye, müdde'iyatını dinlemeye haklı olub olmadıklarını tefrik itmeye kimse lüzum görmez; uzun ve şanlı sayfaları havi tarihlerindeki hareketlerini nazar-ı itibara almaz. Türkler hakkında sanki semadan nazil olmuş bir nass-ı katı' vardır, o kadar münteşirdir: Dünyanın her tarafında müslüman aleminden başka her yerde Türk'e zalim, hunhar nazarı ile bakmak o kadar tabi'idir ki bunun münşeatı, hakikat-ı hale derece-i mutabakatını araştırmayı herkes zaid görür. Bir maksad-ı mahsus tahtında işa'a idilen bu yanlış fikir, telkinat-ı mütemadiye sayesinde ezhan-ı avamda boğmuş olsa bile bunun hiç olmazsa nik u bedi tefrika kadar, malumat-ı tarihiyeyi haiz yüksek sıfatlara intikal itmemesi lazım gelirdi. Asırlarca devam eden sakim idaresiyle şevket ve miknetini zayi' etmiş, taht-ı hakimiyetindeki araziyi kaybede ide mülk-i hükümranisi İstanbul'a inhisar etmiş olan köhne Bizans İmparatorluğunu son bir darbe ile ortadan kaldırarak tarih-i aleme yeni bir devre küşad ettiği zaman Fatih Sultan Mehmet'in arzu ve meramını icraya mani' olacak bir kuvvet var mı idi. Eğer iddi'a idildiği gibi Türkler hunhar olsa idi ve kendilerinden gayrı milletlerin bekasını iltizamkar olmasa idi o zaman havza-ı hükümetlerine yeni dahil olan bilcümle cema'at-i Hıristiyaniyeyi son ferdine varıncaya kadar mahv ve ifna idemezler mi idi? Halbuki Türklerin fıtratında böyle bir hiss-i tahribkar olmadığı gibi din-i mübin-i İslam da milel-i gayr-ı müslimenin bi-gayr-ı hakkın katl ve idamına mesağ vermemiş olduğundan Türklerin o büyük Hakanı Rum ve Ermenilere bu güne kadar mevcudiyetlerini müemmen olan fermanları bahş etmekde tereddüd itmedi. Fatih'in bilhassa yaşadığı asra nazaran bi-misil olan bu uluvv-i cinayeti yanlız kendi hissiyat-ı necibanesine atf etmek de doğru değildir. Çünkü bu hasise bütün Türklere şamil olmasa idi Sultan Mehmet-i Sani'yi istihlaf eden padişahlar cedd-i emcetlerinin eserine iktifa itmeyebilirlerdi. Mısır'ı fetheden bir Yavuz'un, Macaristan ovalarını çiğneyerek Viyana surlarına dayanan bir Süleyman-ı Kanuni'nin bir avuç Sırb, Bulgar veya Rum'dan ne korkusu olabilirdi! Taht-ı tabi'iyetlerine geçen Hıristiyanlara karşı ali- cenabane mu'amelelerini bezl eden Türkler ale'l umum bütün milletlere dest-i mu'avenet ve himayetlerini uzatmaktan çekinmemişlerdir. Henüz bir aşiret halinde iken mağlub bir orduyai mu'avenet etmekten korkmadıkları için istiklal kazandıkları gibi hiç tanımadıkları ve bazı efradını ancak kendi üzerlerine gelen ehl-i salib ordularında gördükleri Fransızların bile imdadına koşmaktan kaçmamışlardır. Fransa Kralı Birinci Fransuva'nın Sultan Süleyman-ı Kanuni'ye müraca'atı kabul ve matlubunun is'af idildiği en muhtasar tarih kitablarında bile mesturdur. Bu satvetli padişahların ahlakı da aynı şiraze-i civanmerdaneden asla inhiraf itmemişlerdir. Zaman-ı saltanatlarında Hıristiyanların, Musevilerin ayin ve ibadetlerini daima serbestçe icra ettikleri, hatta ecnebilerin bile bila-tehlike Kudüs-i Şerif'i ziyaret eyledikleri inkar kabul itmez hakikatlerdendir. Anasır-ı Hıristiyaniyeyi sırf bir maksad-ı hunharane ile ifnadan dinen ve ahlaken memnu' olan Türkler onlara din-i İslamı da cebren kabul ettirmeye tevessül itmemişlerdir ve idemezlerdi de. Zira İslamiyet cebr ve ikrahı suret-i kat'iyede men' etmiştir. Türkler bilakis hafif bir vergü almakla iktifa ettikleri milel-i gayr-ı müslimenin can ve mal ve ırzlarını sıyanet için en sadık bir muhafız gibi kanlarını bol bol akıtmışlardır. Deli Petro zamanında Rusya canlanıncaya kadar Türk idaresinde yaşayan Hıristiyanlar hiçbir vakit hükümet-i metbu'alarına karşı adem-i memnuniyet göstermemişlerdi. Esasen kendilerini dilgir idecek ne var idi? Ayin-i dinlerini icrada serbest idiler, mal ve mülkleri her türlü ta'arruzdan masun idi, ahkam-ı diniyelerine tevfikan izdivac iderler ve ihtilaf zuhurunda mehakim-i Osmaniyeye müraca'atla bir Müslümandan farklı olmayarak ihkak-ı hak taleb idebilirlerdi. Ticaretlerine, zira'atlarına, san'atlarına devamdan onları men' eden kimse yokdu. Milli bir hükümetleri olsa idi bu derece rahat idebilirler mi idi? Komşularının tecavüzünden tehaffuz için ne fedakarlıklar ihtiyarına mecbur kalacaklardı. Halbuki Türkler bu ağır vazifeyi der'uhde etmişlerdi. Büyük Petro Petersburg tarikiyle Baltık sahiline eriştikden sonra amal-i futuhancuyanesini tatmin için cenuba, Türklere saldırdı. Purut'ta duçar olduğu hezimetden kendisini Türklerin semahati, uluvv-i cenabı sayesinde kurtardı. O Türkler ki bedbaht İsveç Kralı XII. Şarl'a din ve millet farkı gözetmeksizin ağuş-ı ilticalarını kemal-i mürüvvetle açtılar. Fakat Çar Petro bir tecrübe ile amal-i harisanesinden feragat idecek kadar mütenevvilul mizac olmadığından birinci vartadan kurtulur kurtulmaz teşebbüsat-ı istilacuyanesine tekrar başladı. Maiyetine aldığı Moskof sürülerini Türkler üzerine yürütebilmek için bunların hiss-i taassublarını tahrik idecek ne var ise yaptığı gibi Bizans tahtına, mahiyeti meşkuk bir sıhriyet bahanesiyle iddi'a-yı hak etmek tuhaflığında da bulundu. Bu hisleri, bu hırsları aynen evlad ve ahlafına da intikal ettirdiği için Osmanlı tarihinin son üç asrını bir silsile-i ihanet ve fecayi' ile doldurdu. Rusya Çarlarının kuvveti artdıkça matmah-ı nazarları olan Türk imparatorluğunu bir an evvel parçalamak için bir tarafdan ordularıyla hücum iderler ve askerlerinin muvaffakiyetlerini teshil için anasır-ı Hıristiyaniyeyi isyana teşvik itmeye hadim gizli memurlar, propagandacılar göndermeyi unutmazlardı. [Maba'dı var] İrade-i Milliye Hey'et-i İstihbariyesi 1- Konya Valisi Cemal Bey'in ef'al ve harekat-i ihanetkaranesi milletçe tahakkuk ettikden sonra hempalarıyla firar itmesi üzerine daire-i hükümetde vuku' bulan ictimada halkın ittifak-arasıyla ulema-yı kiramdan Vehbi Efendi hazretleri vali-yi vekalete tayin edilmiştir. Bir müddetden beri o havalide kuva-yı milliyeyle icra-yı harekat eden heyet-i temsiliye a'zasından sabık üçüncü kolordu kumandanı Miralay Refet Bey trenle derhal Konya'ya vasıl olarak ahalinin alkışları arasında istikbal edilmiştir. Muşarun ileyhden alınan son malumatda asayiş ve inzibat pek mükemmel olub ahalinin şataret ve nümayişlerinin gayr-ı kabili tasver olduğu bildiriliyor. İngiliz ve Fransız mümessil-i siyasileri kendisini ziyaret etmiş ve harekat-ı milliyeye karşı tamamen bi-taraf kalacaklarını te'min etmişlerdir. 2- Pozantı civarında Çiftehan mevkinde İngiliz zabiti osmanlı zabitine müraca'at iderek harekat-ı milliyenin meşru'iyetini ve İngilizlerin kadim meveddetlerinden bahs ile milletin tezahürat ve vatanperveranesine karşı tamamen muhafaza-ı bi-tarafi ideceklerini te'yid etmiştir. 3- Kuva-yı milliye süvari müfrezelerinden birisi Kütahya'yı işgal etmiştir. Ahali kendilerini büyük bir heyecan-ı surur ile istikbal etti. Bu elli neferden mürekkeb İngiliz kuvve-i işgaliyesi Kütahya'yı tahliye etmiştir. 4- Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti'nin ahiren neşr ettiği beyannamede Hıristiyan ahalinin siyanet-i hukukları hakkındaki beyanatın fevkal'ade hüsn-i tesir hasıl ettiğini ve bu beyanname muhteviyatını hükümet-i mütenevvi'asına derhal bildirdiğini Adana'daki Fransız baş Administratoru Mösyö Berhmon 27 Eylül 1919 tarihli telgrafıyla Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne bildirmiştir. 5- Hendek, Adapazarı, İzmit civarı harekat-ı milliyeye iştirak etmiştir. 6- Dün İstanbul'dan bazı rical Sivas'da Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti Hey'et-i Temsiliyesiyle makina başında sekiz saat muhabere eylemiştir. Bu muhabereden zat-ı akdes-i hümayunca harekat-ı milliyenin pek meşru' ve muhik görüldüğü Ferid Paşa kabinesinin müdhiş hatalarının teeyyüd eylediğine dair olduğu istidlal edilmiştir. 7- Milletin nefret-i umumiyesini davet eden Ferid Paşa kabinesinin halen muhafaza-ı mevkie çalışmasından müteheyyic olan Ankara ahali-i muhteremesi kabinenin vaziyet-i gayr-ı meşru'asını protesto etmek üzere dünkü gün Ankara'da mu'azzam bir miting akd etmiştir. 8- İngilizler Ferid Paşa kabinesinin müdahale ve işgal davetlerinin pek bisud olduğunu anlayarak milletin gösterdiği galeyan-ı vatanperveranenin meşru'iyetini te'yeden Merzifon'daki işgal kuvvetlerini Samsun'a çekmişler ve mahallinden alınan son malumata nazaran Samsun'dan dahi çekileceklerini beyan ile vapura intizarda olduklarını bilmünasebe söylemişlerdir. İngilizlerin mevcudiyet-i milliyemize ri'ayete mütarekename ahkamına muhalif ve sebebsiz işgallere nihayet verdikleri kemal-i memnuniyetle anlaşılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: