1 Nisan 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 7

1 Nisan 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bank'ın yerinde halâ bir saraf dükâmı çalışır, Fransa'da yirmi dördün- cü Lui hüküm sürer, Almanya'da - Karl Marks'a belki bir avukatlık düşer ve Ayinştayn nihayet bir ilmi - simya âlimi olur kalırdı. Yahut eğer makina icat olunsaydı da müstemlekeler olmasaydı ve mn- kina denilen şey, cihanın yalnız bir kaç noktasında değil de bütün ül- kelerinde ayrı ayrı sanayıa tatbilk olunsaydı cihanın manzarası yine başka olurdu. Meselâ öyle olurdu ki, Şimdi Kastamoni de yarım milyon insanı geçindiren bir kendir sanayii halâ yaşar, Ilğaz köyleri büyük şehirlere hamınal vaya odacı ihraç etmezdi. Flandır (Fransa'da) deri ve Bartfort (İngiltere'de) Hiftik sanayımdan belki mahrum kalırdı gmma, meselâ Ankara Yakm Şarkta halâ dericilizin ve sof dokumacı- lığı ilç tiftik sanayımın merkezi kalırdı, Liyon'da Bursa ipeklileri Fransız ipeklilerine hala rekabet eder, İstan bul'da demir, Tokat'la bakır işlenir, Türk limanları ile Arap ve Âcem şehirleri acrasında halâ zenğin bir Hearet hareketi bu ülkelerin fazla kıymetlerini yine Türk, Arap ve Acem şehirleri arasında dağıtırdı. Yarı müstemlekelerde meydan alan bu iktisadi senflet müstemlekeler de ayrıca birde rulı ve seciye sefaleti şeklini almazdı. Mcsclü Hindistan da fakirizim bu kadar inkişaf edemez, meydanlarda İngiliz askerlerine mucize gösterip mukabilinde tekme yiyen fakir dervişler Lâhue'da do- kuma amclesi, Benğâl'de maden işçisi olur ve maeselâ Gandi, yalınayak, başı kabak aç kalmak, yahut gümrüklerden tuz çalmakla ihlilâlcilik yapacağına ya hukuk, ya ticwrel sHkine intisap eder, hattâ belki de çemiyete faydalı bir adam olur giderdi. Müstemlake ve makina emperyalizmin ilk ve genç çağının öyle iki unsurudur ki, bu iki unsuv doğdukları gündenberi içinde yaşadığımız cihanı; 1 — Makinalı memleket ve müstemlekeli memleket 2 — Makinadan muhrum memleket ve müstemleke memleket diye iki ayrı ve birbirina zıt ka rargâha ayırmıştır. Âlimler, filasoflar, cemiyeti akvam politikacıları insanları ve memle- ketleri istedikleri kadar ya renklerine, ya dillerine, ya diyanetlerinc göre teftrik ededursunlar. Yahutta istedikleri kadar derinler ki: - İnsanlar hep kardaştır. - Bir vücudun ayrı ayrı azalatıdır. Aralarında ne renk, ne dil, ne de diyanet ayşrılığı olamaz. Fakat biz realitenin ancak göşterdiğinde israr eder ve deriz ki: - Hayır. Siz ne dersenix deyiniz. Yeryüzünde insanlar muhakkak ki iki ayrı ve xit kuarargâha ayrılmışlır: 1 — Makinmaları, yani büyük sanayıı elinde toplıyan ve müstemlekeci karar#âh. 2 — Makinulardan, yani sanayıdan mahrum olan yahut müstemleke kararğâh, Bu iki kararğâhın talii bu kararğâhlar bâki kaldığı müddetçe birbirine zıt ve birbirinden ayrıdır. Her kararğâhın kendi içinde renk, dil ve diyanct ayrıhkları olabilir. Fakat tâli ve mukadderat aytılığı hiç bir zaman yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: