16 Ocak 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

16 Ocak 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D ni Fikir, Ki B ÂSRIK ÜMDESİ *MİLLİYET,TİR 15 KÂNUNUSANI 1929 BUGÜNKÜ HAVA tasathaneden aldığımız mlümatt in Tözla hürarer Sevkassıfır 1 az 3 derecedir. Bugün havanın ut ve oldukça şiddedi. Todos olması: muhtemeldir. FIKRA YARIN İÇİN ENDİŞE Başka tarafları bilmiyo- ruz, Fakat Ankarada - mek- tep - haricindeki - manzara “şudür: Miraöyedi elile sokaklara saçılmış — bir avuç | lııclyî dönmüştür. Azatta mektebinden çıkan Ççocuk çeyine girmiyor ve — evinde Işgal edilmiyen çocuk sokak orlalarında, virane- lerde, pis süprüntülüklerde sersefil sürünüp duruyor. ; Erkek çocuk oyununu © kız çocuğa vermiştir ve kız çocuk erkek çocuktan daha tumturaklı, daha ağdalı ve daha lüzucetli küfür ediyor. Birdirbir / oynuyan küçük kızların — birdirbir, üçtürüç, C altıdıı gibi sayılara bul- dukları yüz kızartan kaliye- leri öyle —dermeçatma ge- dikli tulumbacılar - bile bul- maktan acizdir. Yüzü gözü çıbanlı çocuk sokaktadır, gözü ağrıklı ço- cuk viranededir, hastalıktan yeni kalkmiış sapsarı çocuk rüntülüktedir, Metebin hayat ve irfan tekayyüdündeki kıymetli ye- kün, evde tenzilâta uğrayor | toza, havaya — inkılap or. beveynln ihtimam . ve tuhhçsı bir fidan usares- sidir, biz onu sou damlasına kadar — kuruttuktan — sonra çocuğun çınar dalı gibi yay- gın, gövdesi kadar sağlam olmasını istiyoruz . Mektep dış hayata hazır- lar halbuki dış hayatın ser- maye ve muharrik kuyetli — iç hayattır, iç hayatın ver- diği Truh ve cemiyet ter- biyesidir . — Bunları bir terbiyeci gözü ile görüp bir mütehassıs sı- fatı ile söylemiyoruz, sadece basit ve her günkü müşahe- delermizi kaydediyoruz. ı Bugün çocuk cevden ve “ebeveyiden fazla cemiyetin alıdır. : Bu cihanşumul mütearife- nin verdiği manevi haklar- dir ki bize bunları yazdırdı. — Çocuğun başında ana, — baba yok. Dadi. ananin ba- banın zevkini bozdurmamak Ş iav[(ılınııı de iştirak ettir> .ıık istedi 7 — Bak ! dedi; göneş bu çeyi, bizim babhçemizi nasıl iriyor .— Onun, — başka O bahçelere aynı neşeyi . aynı obhayatı — bezletimesi mümkün doğildir. Eyi bak! 'benim bu mesut ş_ııımmıım ,be parlak bir dekor hazırlamış! Bahar , hiçbir yerde bu derece anbı, buü kadar küvvetli va feyizli olmamıştır. Şu hercai- Teri göriyor musun? Her yer- dekinden daha taze, daha ışıklı we daha zarif değil mi? Ben büyle güzellerine Tax gel- dam, Onların senin hüsnünü ksettirdiklerine or. Senin — hüsnür in inceliğini, Y:ı. şu güller?! yabak , tıth va — MİLLİYETİN EDEBİ TEFRİKASI » PAST[RMA YAZI | inanacağım | — Bunlardan | için çocuğu- hernenapahası olursa olsun- avutmağa me- )) murdür. Sokakları, caddeleri, mey- danları geziniz. En ucuz olan bir tek sepet içinde bir tek bebek görmezsiniz. Bu günkü dünyada bu zenginlik ve kibarlık değil sadece basit -ameleden ban- ger allesine kadar - bir hayat ihtiyacıdır. Görüyoruz ki büyük inkı- labımızın daha görüp başa- racağı çok işleri vardır. Bu arada ev ve alle inzıbatı da ehemmiyetli bir vasat ve mebde teşkil ediyor. | ANKARA 6 DÜŞÜNDÜKLERİMİZ, SON LEVANTEN Vatandaşlık kanununun bu ay başıtdan libaren mor'iyete geçmesile “Levanten, — denilen milliyeti bellisiz. sınıtda iİnkıraz Buluyor. Levanten ismi, Türki- yede doğup, yerleştiği halde ecnebi tabiiyetini muhafaza eden kimselere verilmişti. İngilizler, Framsızlar ve İtalyanlar bu me- miekete gelirler. Burada tavat- tun ederler. Çoluk çocuk sahibi olurlar. Fakat tabiiyetlerini ne- silden mesle muhafaza ederdi. Zamanla bunların Kendilerine malisus bir lisanı husulc gelir- di. Kendilerine mahsus bir ya- Şayış tarzı vardı. Bunlar İngiliz ve Fransız. değillerdi;. Çünkü değil kendileri, babaları ve bel- ki de büzük babaları o meinle- kefte doğmamışlardı . Türk olamazlardı; çünkü içi- inde yaşadıkları memleketin, tabiyelini ihraz etmemişler, be- İki de hısanini ögrenmemişler- di Bir çoklari Rumlarla evle- nen bu. Lavantenler geldikteri mernlekete göre Rumca ile ka- tışık bir. İngilizce, Fıransızca ve ya İtalyanca , konuşurlardı. Bunlar vatan hissinden, millet muhabbetiden mahrum melküre nedir. bilmiyen ve etten başka birşey olmiyam insanlardı. Memleketimize gelen — bazı ecnebiler bunları Türk zanneder Türkiyeden milletimiz hakkında ferin intibalarla ayrılırlardı. Vatandaşlık kanunu Levan- ten milletinin kararıdır. Çünkü bu kanuna göre Türkiyede do- gun her ecnebinin çocuğu Türk teb'ası addedilecektir. Yalnız önsekiz yasına gizince kendi babasımın — tabilyetini — tercihe hakkı olacaktır. Fakat Türk tabliyetinde kalmamağa karar verir vermez memleketl lerk edecektir. Bü şeralt altında Levanten- liğin tedricen kendiliğinden kal- kacağı tabildir. Son Levanten geçen ayın sonuncu günü doğdu. Bü ayın İlk gününden sonra doğan çocuklar ya Türk ola- caklar , —yahutta — milliyetleri babalarının — tabilyetine — göre taayyün sedecek ve Türklüğü kabul etmiyenlerin bu memle- kette yeri olmiyacak . puna da bak. Ob! Ha lılıım yak mu? Susan , kokladıkça. - ken ditide bir başkalık hissediyor.. Ferahlıyor.. uçacak gihi »u Uçacak vesmaziye, mazinin gene hüyle parlak ve mesüt baharlarına kavvuşacakmış gibi. İşte Ben da kaklıyorum.. her köklayişta Tuhuma kadar nu- fuz ettiğini bu itırla şu Müstesua a ediyor, Kendi varlığıma hak- kediyor gidiyim . Başını, öyle arkaya eğmiş, ne düşü dun sevgilin? -Sevda dohr gi yör .. Yoksa birbirini yan küçücük bulutların şa | sayirlerini mi takip ediy Vxıw—' Bııhııhıln işin | söma DU yüzünden daha saf, daha berral daha yüksek, Bulutl: senin siçin meçbul kalsın | Törin, semaya meydan m) oku- daha derinsin - daima sana yabaneı, ,FELEK OKUM YAĞMMRUİ Afgan taraf larında kum yağ- murü olmuş ve demir yolunda bir yarmayı kapamış. bir ar- kadaşim diyordu ki : — Ne garig şey! İik bahar- “da bir'damla yağmur düşmedi, kurakklıklar mahsul almadık, şimdi de kum yapdırıyor, nedir bu höl? Cevap verdim. - Kuraklıktan- sonra - bu Aıım, belki oynasınlar diyedir ! KALEM COĞRAFYASI ! Bu cçografya büsbütün baş- kadır. Dün bit iş >için bir muhasebe kalemine girrim . evelâ, bir odaçı, iş sahiplerini, içeri sökmuyor,bu işlerin se- lâmeti namına belki faidelidir, benim de — kdadime — yaptılar, zannediyordum ki - benim >mü- dahâlem “ölmadan birirecekler.. Öyle, olmadı, kâadimı banü verdiler ve. mümeyizle, müdüre imza ettirmemi söyledilzr, daha levlaları da yapmamış. olan bu dairede bir. haylı dolaştıktan sonra, bezdim ve işi takiplen Jırğat ettim.. Kalem odaâlarına girmesine müsaade edilmeyen adaminr eline resmi evrak tev- dündekt manayı, hele kaleme girmesi memnu olan adamın mümeyiz ve müdürün odasıta girebilmesinde ki hikmeti anla- yamadım BU HA Al İki - kişi- gidiyorlar , - birisi diyor : >>Of3 Nukadar yoruldum bitsen ! -- Sabret , bir -hafta sonra otomöbiller ucazlayacakmış , bineriz | Öyle diyotlar? ” ve yol- darına devam ettiter Hep oküraz, Emanet seypah celbi ile ımşgıı!dur Lâkin bü celbedilen - seyyahlar - nerdedir, ııııııı olııı P eei Hnı h.ılılı Seyen ada- pan rühü - baskalarınkirden intödüe, Sevda girdliği göynü | ülviyete, ai a n bin sen: evel yaşıyans lar aşk Ve gilri. birer - mabuül tamçarak, hör ikisine de lapı- mış.. Onlar aym mertebe taabbude lâyik görürlermiş.. Suzan, bir izahalı külağiyle değil, Orühü - ile Kalbiiden ağır bir yük kalk- mişti. — Havalanacak — kadar benliğinde bafiflik hissediyor- du. Şakiri karşı düydüğü merbutiyetter — ibaret, ıııınnı-u.ıılıkıan ibaret olbuğu- nu, !ı.ıkıkı"%iıu bu günedek ı göynüne radığı anlarnıştı. Böütün ıığvrııılivmi şu anda k| ber deliliği yapabilecek kabi- liyette bulunuyggdlt. Neodetin ufacık bir işareli her şeye kâfi gelecektij X e ae b . GUNUN dinleyordu. | mümessilleri de benim — gibi bunu merak ediyorlar mı ? FELEK Açık mektup Gene Hekimlik bahsi Sexgili büyük Edib tz Vatanperver İrastai) bti İvüy öledi Büyük Dahinin; - dehasıyle tonvir ettiği terekki yollarında geniş bir şuur, derin bir iman ve nurlu bir dımağla çalışan kiymetli — Necatimizin hazin üfulü bütün momloketi matem- lere büründürdü. Milletimizin " milli, adli ve ilini hayatında unütulmaz hiz- met ve fedakârlıklarla büyük bir forağelı nefisle çalışan ğenç 'bir - vekilin ni — irtihalinden oğan derin teessür saikasıyle açılan münakaşalar ölân devam ediyor. Bu hain ölümün sebhebini lar bütün kuüvvetleriyle ta « Süleyinaniya» mediysesi, deki - şektinden 'bü günkü şekline, yüz söne evel inkılap eden iki asırlık şanlı bir ziye sahip tp hayatımıza cum ettiler. Darülfünunun Tıp ve Bu- kuk - Fakültalerinde «Tıbbr- Adli» müderrisiyim; bu i mütahassısını hekiml di nimetlerinden — mü kılmayacağına — binaen min bekimler mad- arm Ükü ılıımlı kalmayacağını ııpk ala takdir. buyurursumuz. üyük irfan luıııı vefatına mi ağlarna! müra in |ı:xuıın| İbimin * yara- pebi vefâtımı tot- lıık ve tenkitte çok alakalân- dim, Esaser mesleğim olan «Ti- , | Omuttasıl aşk ve afsil ediyordu. Suza- İkiside git gide siyelin sihrine , köndilerinden geç- izDe bıılıınıl',nrlanllgöç Gün akkşama yakınlıyordu. Tarhlarda; — çiçeklerin » garip garip boyunları - bükülmeğe başladı. Bahçe yer voz gölge- lenir. Kameriyenin —içina bir İnce orınlik çüktü. elhise giyen Suzan ürperdi —Biraz şölye yürüyelim mi? — Poki, Nasıl istersen. Kalkdılar; ayaklarının altın- ba çakılları çıtırdatarak yürü- meğe başladılar. Necdet, kopa- rdiği kip kirmizi bir. gülü elinde — Hülmüş, — oynuyordu. Ağır ağır sokak kapısının önü ne geldiler. geniş ve sık yap- raklı ağaçlar bu. noktayı kö- Oracıkta — gayrı ihliyari bu & noktada durdular. Bu n.aııılrla Am0aka Ti Sikkita girkekikie TaDracsak: Ediril: yol da tamamen - tenhaydı. önkü Anadalu şirketi an müsait şeraiti ibraz etmektedir. Fevri bir hareketle Needet ANADOLU sigorta şirkatinin genç kadının — düudaklarına doğru eğildi... “mabadi var Acaba İstanbal Şehri | gkten ve etraflan — gizliyordu. |Ç& nım da bana bunu emr ediyor- du. Binnetice merhumun Tıp ve Fennin bütün gayroline rağmen tabit bir akihete uğ- mıiıhna kanaat hasıl — sttim; Türk hekimleri bütün- ni yapmışlardır. Türk :ekımlenııılen beklenen de bu ar. Mekaloi âlinizde sizin de işa- ret buyurduğunuz veçhile Türk tababeti, bilhassa bu son ya- rim asırdan fazla hayatında- Avrupa tababetinden hiçte ğeri kalmamışlır . — Tıp- Fakültesi dün olduğu kadar bn- gün de göğsümüzü kabartan mahsül- larini daima . veriyor. Bizleri, okulan. we kismen rahmeti: rabımnaa: kavuşan - ve pek azı"da>maaşşükran -yaşa- yan- Azizler, Nuriler ve dahâa sonra Nafizler, Feyizlör; Ma. arlar, Münürler ” ve Naimler le ve. meşilifiyetten sonra eni ruli ve Hur alan, vesaiti maddileri de temin edilmek su- retiyle daha ciddi” çalışan, Tıp Fakültesi bihakkin l"ıımil.ııri, leri, mühtarları ve lla:ıl Tahsinleri- yle berân Avrupaya karşı Türk tabâbeli — göğsünü — geregere kendini gösterdiği gibi onların talebesi olan ve herbiri de Av- rupada Ahtısaslarını yükselten bu günkü tp neslinin büyük & vı, müderrisleri ve husta- imleri ve Taba bassısları olan Fekültamiz seviye: larıy! yesini Avrupa fakülte larinden, Avrupa talmamış Va Türk — tahabetin hekim'erinden geri ev hemhiza, yürülm a yüksek si M yt bi şeröfimi ve şaninı ilâ r vo ilân ürkön şeref ve şanlı- İnr LATİFELERİ ıgorulınnm yaptirmadan evel (© vakıf hanında ikinci katta Hükhmet ve hükümetle alâkadar * mücssosat, dxuıu.ınuı!ı hakkı Nereye, bakıyorsun, — dHiç, Sevgilim Yaları / söylüyor.! Ar- kasındaki maraya'” bakıyor: “Ren de Bakam “İki Kölüstür; xüppe genç oturuyor. Sevgilim onlara bakmaz, bak- maya: tenczzük - etmez.Fakat se ven bir kalp; kıskanan bir kalp böyle bir mantık: Kabal edebilir- mi? — Onlard bakıyoisün sen” Ba ne ahlâksılık . Sevgilimin göz zaşları. Benim, nedametim, Fakat bu, gururuma ram olmayan - bir nedamet. Asi; ve küstah bir nedâmet Üylesine bir “Hodammet” Ki, ” meenun - gibi yüksek mücssasıne - nahak : yöz ve Açılân'© ağızlar — zöylerkan doktor nlma','uı ilim adamla- xermesini büyük bir u—lıaluklı bekliyordum . Mnazros millivotin - dünkü zati dlinizin deylin vukif ve ilmi bir dâ » ve ; Türk. hokimlığinin i mevkunı mütlafaa eden kıymetli- mokalaniz hekimlerin sizlere karşı baslediği hörmet hislerini artırdığı kadar, mil- Tetimin , münevyor — otmayan | efradıniın — dimağına — husüle gelimesi — mühtemel — bulunan itimatsızlığına izale edeceğin- den buü naçiz — satırlarımlar minnetli düygülarımı arzader ve kabil - buyurmanızı rica ederim, ği Her zaman büyük milleti- mize, büyük rahberin 6 Tnu- azzam — Dahinin — ilbamlarını terennüm etmekte alan sevim l kaleminizden — doğan - bü makalede — vatan - ve milleli; mize Ha - büyurduğunuz - hiz> metlerden aşaği değildir. ANADOLU mmuhterem yatanporvor, sevgili edip sana Kalp dolusn hörmet ve muhabbet. Tıp ve Hukük. Fakülteleri Tibbi . Adli — Mitlderrisi ve Hukük — Faktiltesi — Kdcibi Terumisi Doktor Elem Akti & Buakşam dam saat 21,30 FRANSİS TİYATRO- SUNDA meşhur piyanist GÖLDENBERG in ilk könseri -— Cuma günü saat 17 de matine ola- rak ikinci ve son konseri. Harik - hayat -nakliyat - kaza - otomobil - mes'uliyeti mali yoğliğ Ttanbulda Bahçakapuda dnmnııcu (€& muessisi Türkiye İş bankasıdır. rüçhanı hâiz ve tamettükünın cub'u hükümete aittir. .Telefon: İstanbul-531 - Tel sraf adresi: İstanbul-İmti eee bir hal nliyorum. — Bu müvakkat cinnetin karşısın | da- segilim — yumuşuyor, “beni telmin ediyor, teskine Çalşiyor, — Ama nerede... Ben- köpürüyü- rum. — Senin mutlaka anlarla bir | randevun vardı. | — Ahmetle ne' konuştn? — Millet mekteplerinden- bahe> ediyorduk. ) Yalan Z — Neden valan söyleyim d tiyorsun? . j — Ahmet çok heyecar — O her zaman Böyledir. — Sen çok kurnazsın: — Sen gene çıldırıyor mu ıııı dn Zzaten beni deli te- Jâkki etmek işine geliyor.. Amlk kurnazlığını yutuyorum — “Sünman. öldürürüm. seni. Sen sarhaşsun. Dişlerim gıçırdiyor, —Şimdi de sarhoşluğu buldun değil mit Kedepsizliğini Grtmek için iyi Ama gözünü iyi aç.. idiğ behane —Nereden geliyorsun? | —Neden sordun? / —Nereden geliyorsün — diyor- | um sana. | — Arkadaşımdan. | Nereden - geliyorsun diyo- “rüm Bana. — Arkadaşımdan dedim ya. Dişlerin gene bilenizor, gene yumruklarım sıkılıyor. Kanımda bir harâret hissediyorum. —— © Hissettiğim bir şey daha var. O da sevgilimin doğru söylediği arkadaşından geldiğine —imanım yvar. Var ama susmuüyorum: | — yalan söylüyorsun. Ağlamaya başlıyor. Sen hem ne' zannedi- — yocsın?.. Mademki bana İtimadın. yok, hem sevmiyorsun demektir. Seymiyorsun beni rahat bırak. — Bir gün beni ziyaret eden, bana dertlerini döken, ondan | sonra benimle dost olan zat, dçüncü — tesadülümüzde bını bunları anlata, Bu üçüneli isefer aşık © di dki 'mefer kendine bir bulunüş “kimsenin - eşi yokıır. *kimse kimdeyi Tanlamaz, deye hüküm vermişti. Fakat bu ıe(l' hüküm “vermiyördu. Dedim ki — Kızmağa hakkın yök azis şim, Bu dünyada herkesin ayri bir kalbi vardır. Kalpler anlaşılı mayınca aşk olmaz. Sizin kalp leriniz ayrı kaderine kük, koş evde otür. gelâmi İzzi aaamma İLÂİNLAR AA Türk Doktorların Tebcil ve teşekkür Yeni neslin en büyük şairi Üstadı meşhuru edep Filorinalı Nazım beyi — ölü uçurumundan kurtaran Türk dokt Tarının pek kıymettar ve bütün nata karşı mucibi iitihar bazakat ve varlığımı ve - yüksek fedaktı gairi namdar yeni çıkan iki edebi € dine kemali şükranla kaydetmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: