21 Temmuz 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

21 Temmuz 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ĞN Kreez SEYÜŞET Ş ÇN Te RAİ SEP AAA Bi ge a MİLİYr t "Uxh*ı 21 TEMMUZ 1930 aasrın ümdesi “Milliyet” tir 21 TEMMUZ 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi | fo: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Iı-ı sabul. Telefon numaralı: İstanbul 3911, 391: ABONE ÜCRETLERİ a Türğiye için Hariç için i3 | 3 aylığı 400 kuruş 800 kuruş| € « 750 1400 ,, | 12 y 14000 n 27000 4 " Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş vr: Gazete ve matbanya ait işler için Bugünkü hava Dün hararet © 6 enaz Üz0 derece li Bi hava açık olacak ve rüzgür n saavvil - ese f Kırallık İ Ağrıdağında abluka edilen | Çürt aşiretlerinin niyeti “kıral- lık” imiş. Zaten ne zaman işsiz güçsüzlerin eline silâh — ve bir sürü beyinsız düşerse taç giy- 'e karar verir ve ekseri de| yükselir amma ayakları yerrle—n kesilmek suretile, Bu Kürt kırallığı bahsi etra İmda görüşülürken biri dedi ki: “— Kusura bakmayın yahu kıral olmayı, güzellik kıralçası | olmak kadar kolay sanmışlar- | *bır.” | Evvelâ ölüm?! Temmuzun başındanberi E- tektrik şirketi gazetelere bir i- lân verip duruyor. Bu ilânm hu Tâsası şudur: | “Vaniköy ile Kartal arasma | yüksek tevettürlu bir — elektrik hattı çekildi. Sakın dokunma- yın ölürsünüz.” Üsküdar ve Anadolu kıyısı | elektrik diye çayır çayır - yanı- yorlardı. İşte gözleri aydın ol Hortlaklari.. Köyün hemen kıyıcığında bir |azallah kimse buradan geçmeğe cesaret edemezdi. Çünkü bura ya atla sanla hortlaklar mezar lığı derlerdi. Gece vakti zifiri karanlıkta buradan geçebilmek, hortlakların hışmımna uğrama - dan yakayı sıyırmak iciw insan da hayli yürek olmala idi. Art arda kaç gece bu mezar| lığın kuytu dönemeçlerinde ke- | fenli hayaletler görünmüş, kaç gece korkunç hırıltılar, boğuk boğuk iniltiler duyulmuştu. Onun için köyde akşam ezani okunduktan sonra herkes evce ğizine çekiliyor, kimse kahveye bile çıkmak cesaretini göstere- miyordu. Hortlaklar ise günden güne işi azıtıyorlar, her gece bir et. mediklerini bırakmıyorlardı. Ba zan çoşuyorlar, şarkı söylüyor lar türlü türlü, garip sesler çıka rıyorlardı. Köyde herkes korku içinde i- |di. Hiç kimsenin rahatı huzuru | kalmamıştı. Hele köy nn geceleri gözlerine katrei va- hıılc uyku girmiyordu. delikanlıları gündüz o- kuat ta çı! Köye geç kalan kaç yolcu bunların şerrine ) elindeki avcundaki dünya para- smz bu ahret yolcularına kaptır |mıştı. ü lüler ne yapacaklardı?. kadınları | Bun clektrik gelmiş amma ilk | -a müjdesi “Ölüm tehlikesi İ ayıp örtüyormuş?! Gya e ae Herkes bu medeniih-| Kıralıçamızın fedakârlığı ederken halka ölüm teblikesin. | — Güzellik kıralıçamız Mübec- den bahsetmek garip bir tezat. | cel H. beden terbiyesi yaparak lr. İkendisini ve bizzat okuduğu pi- Anladık ki ölüm geldi. Lâkin | âklarını dinleterek bizi zayıflat işimize yarayacak cereyan nu,_»ı.kmn sonra nihayet Cenubi A- man verilecek? Ona bakalım! | merika yolunu tuttu. Pederi em . : cetlerile birlikte bu seyahata çı- Bir A'r_ıp_vlıufi bin ayıp İkan haşmetlu kıralıçamız tenez — örtüyormuş! , İzülen görüştüğü gazetecilere: mizaln çıkan sabah refikleri| — Dünya kıralıçaliğini kaza TiRtnt tü ktbkinriüı büyi VF hı_lnacag :ıd:n Lımwıı;m M_mlel;& rita intişar etti. Bu kasabaların | e vieder geldiği ke ” isimlerini eski arap harflerile | — ,, v ğ bilen bir zatın eseri olduğunda ş şüphe edilemiyen bu haritadan| — Yaşasın kıralıı bazt isimleri tercümeye mecbur | sinden daha ne bek olduk | Memlekete hizmet z.,ngom,k — Zonguldak | denayrılara! ç ay refah içinde Kstamoni — Kastamonu — | Avrupa ve Arn yı gezecek, Yorom << Çorüni Ziyafetler, balolar ve tiyatrola- M rea Konya ra davet edilecek. İnsaf bir a- 'Terhal — Turhal damdan bundan daha fazla feda Kiryohir — Kirgehir kârlık beklenemez! Fazla ısrar c etmemeli! Sanra istifa ediverir- | mız! kendi- biliriz! Hoza — Havza 'Tukat -— Tokat «© halimiz ne olur?! Desenize bir arap harfı bin FELEK ."Mililyeİ,, in edebi romanı : 24 Mahmut Yesarl Belma, Rasih Nevres'ten hın- <alacaktı, kollarını açarak hay-. girerim, Belma, inanmakla — Ne yalan! Biz hiç görme- Cik, Rar'h Nevres, yine kızmadı, dudakları arasından : — Ben, yalan söylemem, Bel ma Hanımı Ferhunde, Rasih Nevres'i tas dik cdecekti, fakat yutkundu, söyliyemedi. Bu tereddüt bu a- ni karar ve ani vaz geçiş, Hür- rTem Hakkı Beyin gözünden kaç mamıştı; O da,kendi kendine yutkundu. Rasih Nevres, Belmaya, gü- Merek. daat hakaverdu; lerini ku-pıçunyordıı, kadaşsınız. bındaki açık daveti |sini çıkarmadı. Hürrem Hakkı, Belmanın per vasızlığına şaşıp kalmıştı: dir. vandı.. alevlendi: Ki AA inanma- mak arasında mütehayyir, göz-| gördünüz mü, Beyefendi? — Açıkta girmek - tehlikeli- Belmanın bu sözden gururu incinmişti. Yüzü, pençe pençe Nasıl bu korkunç hâlin önüne geçeceklerdi?.. Bic akşam üstü geç vakit köy kahvesinin önünde öbeklenmiş- ler bunu düşünüyorlardı. İçle - rinde kara yağız, kelle kulak yerinde bir adam vardı ki, köy de Deli Pehlivan diye bir anılır dı. Birdenbire bu ayga kaltkı: 1 — Durun hele si: Tonların hakkından gelirim! Köylüler hep bir ağızdan hay | icinden keseri çiviyi ç kırdılar: | | ©o yürüdükçe kendisine yaklaşı- yordu. Korku, ve heyecan içinde idi.. Geri dönmek?.. Bu muhaldi. Çünkü o zaman Deli Pehlivanın meşhur ismi ber bat olacaktı.. İyisi mi, ilerledi., Uzakta hayaletler raksa baş- lamışlardı.. — Heceeceyyyyttt. orada? diye haykırdı. Bu ses her serviye çarptıkça geri aksediyor ve sanki yüzler- ce hortlak birden cevap veriyor. Kim var |muş gibi dört bir etrafmı sarı- dedi ben | $ yordı — Heeceyyyytl. Kim var oradaaaa!, Yürüdü.. Perili - Babaya on on beş adım yaklaşmıştı.. Son bir gayret daha sarfetti.. erledi.. Dediği servinin dibine Çömeldi.. Kuşağının ikardı: varmıştı.. — Çat!.. Çat!.. çaktı.. Ve aya — Nasıl!.. Nasıl - gelirmişin | a kalktı. | bakalım?.. | Ulant. işi ee a — Varıp giderim! Bakarım| — Deme be!.. |bir yol!. Hortlak bana nidecek? Kim?.. Kim o?.. Deli Pehliva — Gidemezsin!.. — Giderim!.. Anam avradım folsun giderim!.. — Sen gitsen onlar korkup |kaçarlar amma.. Bizi kandırır- sın “gittim dersin, gene gitmez isint.. Bu söz Deli Pehlivanım can |damarma dokunmuştu. —— Ben yalan mı söylüyorum? dedi.. Giderim!.. szm hem na- sında Perili lıa |mu?. Onun yanını Hunca gi kıyorlar etrafta y Bi l -—'*Tî'“, yorlâr etrotta |baş ucundaki s hiç bir şey bulamıyorlar, fakat | par YoW KA Tn |yarm sabah erkenden çiviyi gö- riya L rür. | Köylüler: — Hah bu iyi!.. dediler ve bu <. fikri kabul ettiler. Akşam olmuş ortalık iyice ka rarmıştı. Bütün köylüler aylar danberi ilk defa olarak korka korka çınarlı kahvenin bahçe - sinde toplanmışlardı. Biraz son ra Deli Pehlivan da geldi ve on ların gözü önünde belindeki ku sağına bir keserle bir çivi sokuş turarak yola revan oldu. Arka- sından bütün köylüler: —Allah yolunu açık etsin.. di ye bağırışıyorlar ve ellerini aça rak Deli Pehlivana dua ediyor- lardı.. Pehlivan yürüdü; yürüdü; yü rüdü, Ve nihayet Hortlaklar me zarlığı yolunda karanlıkla bera ber yapa yalnız kaldı. Tam bu esnada mezarlığın içinden bir ta kım sesler, ğe başlamıştı | ğe leke sürmüyordu amma yü- reği de tıp tıp ediyordu. Burlar olabili Acaba kendi kuv |veti bu topraktan kuvvet alk hortlakları yere sermeğe - kâfi ğelebilecek miydi Etraftaki servilerin uğultusu katran renldli bir gece madiyen sıvazlıyordu. Ve bu ğe uzanan kör ve kata hançetle rin kabzalarında başı sarıklı taş |lar topal topal uzanıp gidiyordu. İ Yürüdü.. | Sesler, ultular, gürültüler — Ben, açıktada girerim, Hürrem Beyefendi? Plâjda ben den fazla açıları yok... Sabah, akşam, her gün iki kere denize gınyonırn Siz, ne zannediyor-' sunuz, rica ederim? Hürrem Hakkı, özür dileyen bir tebessümle kekeledi, etlerini uğuşturdu: — Ondan, hiç bir zaman şüp he etmedim, Belma Hanım , Ben, Rasih için söylemiştim. tim, — Benim nasıl yüzdüğümü — İki kere Bekma Hanım,.. — Öyle ise siz, çok fena bir ar| Şayanı hayretsiniz! Belma, Hürrem Hakkınm il-| Rasih Nevres, Belmanın ceva. tifatına gülümsedi; Rasih Nev- uzmııh. resin, onlara haber vermeden Ferhundeyi göz ucile süzdü, se- 'ıçıku denize girmesini bir mey dan okuma addediyordu: — Bizde, sandatla açılmasını biliriz; Rasih Bey! — Tabii - Belma Hanımı.... Siz, denizcisiniz. — Yarış ederiz. O zaman a- lay etmeği öğrenirsiniz. ıv Ferhunde, Rasih Nevresle | na birisi belinden yapışmış çeki- yor.. A . Amaaaan!.. İmdat!.. Hortlaklar bastı.. De li Pehlivanı yakaladılar.. Öldü- rüyorlar.. İmdaaaat!.. Deli Pehlivanın etrafını dört beş tane beyaz kefenli Hortlak sarmıştı.. Zavallı Pehlivan: — Bırakın beni, bırakın!.. ye inliyordu. di nliyen kim? Adamcağız ne yapacağını şa- şırmış bir vaziyette idi. Birden- bire elindeki keseri - kaldırdığı gibi bunlardan birisinin kafası- na yerleştirdi.. —- Ahhi.. diye bir feryat kop| ku. Beyaz kefen al kesildi. Ve Wortlak olduğu yerde — yığıldı kaldı.. Fakat diğerleri onu bir ,türlü brrakmıyorlardı.. Sıkı ya- kalamıslardı.. Deli Pehlivan.. Rendeledi.. Şaşırdı ve nihayet o da korkudan oracığa düştü kal- dr.. * Üü Ertesi $abah Pehlivanı arama | ğa gelen köylüler omu, Perili Ba İharın tülbdsi başnda — bayggın buldular... Zavalir can havli ile çiviyi ku tng ile beraber serviye çakmış L |Hortlak yatıyordu.. | Kefeni sıyırdılar baktılar... Bu köyün civarında çergi ku- İran çingenelerden Kara Meh - ;(mn Ü. Nakleden MÜMTAZ FAİK SIĞORTA Büsabakası İkinci safha.. 62 inci haftanın 2 — inciliğini Darrtişşafakadan 14 Nâzm B. kazanmıştır. Yazısı şudur: “62 inci haftanım en mühim haberi, hiç şüphe yok ki, — şark hududumuzdaki siyasi ve irticaf kıyamın bitmesi ve tenkilin Ağ rı dağma intikal eden ikinci saf hasıdır. | 20 baziranda İran hududun- dan gelen kuvvetli çetelerin fa aliyeti, Zeylân deresi müzafferi yetile tarihe karıştı. Bu suretle Şarktaki asilerin hemen hepsi imha edilmiş, topraklarımız bu mikroplardan temizlenmiş olu- yor. Şarktaki hâdisenin alelâde bir şakavet hâdisesi olmadığı, bilâkis en yeni harp vasıtalarile teçhiz edilen şakilerin siyasi ve irticaf bir maksatla hareket et- tikleri, resmi tebliğden sarahat le anlaşılmaktadır. Fakat halkı mızın cümhuriyete sadakati, or dumuzun kahir - saletlerile bu hareket akim kaldı. İkinci safhaya gelince: Ağrı dağı, Türk- Rus- İran hududu üzerinde bulunduğundan dolayı şark vilâyetlerimizde arasıra ça |pulculukta bulunan asilerin ka- rargâhıdır. Daha doğrusu her jan bir hâdise çıkması beklene- bilir. Diğer taraftan şarktaki son hâdisede bu dağdaki sakile rülmüştür. Hudut vak'alarına, medeniyetle hiç bir suretle kabi litelif görülmiyen — çapulculuğa rker'ı surette set cekmek emelin |de bulunan hükâmetimiz, bu eş va yatağımı söndürmeyi ken- | disine bir gaye edinmiştir. Bu- fun için Zeylân deresinde sıkış tırılan asiler gibi bunlarında- bir | fert kurtulmamak üzre - imhası yaklaşmıştır. Kahraman tayya recilerimizin mütemadi bombar- dımanları asileri mahvederken, hazırlıklarını yapan muzaffer İkıtaatımızda ikinci harekâtına başlıyacaktır. Bu ikinci safhanım da Zeylân vak'ası gibi şanlı bir müzafferiyetle tarihe intikali haberler İrandan yeni teca ler yapıldığını, bizimle bir dost luk muahedesi akteden komşu- muz İranın asileri koruduğunu kaydediyor. Komşumuz her hal de (dün)ü unutacak kadar hafı zasız ise onu bilmiyoruz. Yalnız bildiğimiz ve herkesin — bildiği bir şey varsa o da daha dün Zey lân deresinde yüzlerce asinin gö müldüğüdür. ŞIRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir Yangın - Hayat - Nakliye - Kaza - Otomobli - mes'uliyeti maliye Sigortalarını kabal eder. Ağret: 4 Üncü Vakı! han İstan'yıl Telofon; Istanbul — 531 Telgri baş başa konuşmak yiyordu, bahis, hep bu şekilde ayni mevzu üzerinde devam ede cek olursa, Ferhunde konuşamı yacaktı. Lâkin bunu açığa vur- |mağa da korkuyordu. Belmanın hiç bir suretle kuşkulanmasını istemiyordu. Hürrem Hakkı Be İyin de sezmesine lüzum yoktu. Belma, Ferhundenin kolun- .|dan tutmuş, sarsıyordu: — Değil mi Feriş? Bu akşam — Alelekser, kayıkla, açıkta|Sizi hatırıma bile getirmemiş- sandalla açılırız. Yan yan Rasih Nevrese bak- tı: — Rasih Beye nisbet... Hürrem Hakkı Bey, hayale da!mışn' t n Rasih, beni sandalına da- vet etmiyor musün? — Emredersiniz, Amca! — Hayır Böyle resmi ve gibi davet et... Şey — Peki, ne zaman? —— İsterseniz bu akşam... — Kabul ediyorum. zoraki değil . .. Beni bir arkadaş| i|rak hep birden başlarını çevir- diler. Nevres Vacit, ağır adım- larla geliyordu: — Bravo... Bana haber ver- mezsiniz, öylemi? Ş Elile selâm işaretleri yapıyor u: — Bonjur çocuklar! Nevres Vacit güler yüzle hep sinin ayrı ayrı ellerini sıktı, Rasih Nevresin uzattığı koltu- ğa oturdu: İhtimal uyuyor zannetti- nık bulanık bakıyordu: 1mı Hayır... Kalkalı bir saat| loluyor. Anlatınız. Neye birden! sustunuz? Nevres Vacidin gelmesi, Hür lerine de Eecmışn Ferhunde, rem Hakkının biraz canımı sıkar| Rasih Nevres'e göz etti: |gıbı olmuş, lâkin — Ferhunde sevindirmisti. Sandal gezintisi-|yorüz, Beyefendi. Sabahleyin! Vacidin ni Nevres Vacitten saklamakmı cerken kalksın. Nevres Vacit, ba saklamamak mı lâzımdı? Hür- şını oğluna çevirdi: rem Hakkı, bunda tereddüt edi isterse, isin keyfi kaçacaktı. |larlarsa, günün birinde duya- cak ve şüphesiz gucnıeceku ıgına rağmen, içinden isyan et-| |Zaten Hürrem Hakkının misa-|mi: rin de büyük bir rol oynadığı gö muhakkaktır. Fakat son gelen | - Mizah, -FEFdebiyat, | | l | 4 "yordu. Nevres Vacit te gelmek| var, yavrum... | — Sizin kabulünüze bağlı bir| Lâkin Nevres Vacitten sak-|ettin :.. | gün için San at “Milliyet” in eğlencele ADIA NBA PI ONMAP CTNİTİA N V AP ASİL AMCİE Dünkü bitmecet hatledilmiş şekl Yukardan aşağı: 1 — Kalın kumaş (3) 2 — Tavla taşı (3) B$ 3 — Suni kaya (3) Dü 4 — Caka (3) Nota ( $ — Nota (2) Nota (Ğ Bugünkü yeni bilmecemiz Soldan sağa: 1 — Eaki bir sefinci harp (7) 2 — Çok değil (2) Hayvan yeme- Ü (2) Kırmızı (2) 3 — Yüksek (4) Uzvun cemi (3) 4 — Hacıların dolaştığı yer (6) 5 — Rabıt edatr (2) Mülkiyet ifa- de eder (3) : N 6 — Nota (2) İç kumaş (5) € — Köpek (2) Kieti 7 — Çok yiyen îı) Cet (3) (2) 7 — Petrol (3) Leszef 8—Aletler (4) Rekin Af e. Tlazirandan - 15 ağustosa kadar BERLİTZMektebin Yaz Tarifeleri Yeni açılan Kursla Türkçe, Fransızca, İngilizce, Almanca, htalyanca V. KAYIT MUAMELESİ BAŞLAMIŞSTIR TECRÜBE DERSİ MECCANENDİR Ankata: 'TAŞ HAN - İSTİKLÂL - CADİ 8 — Zevzek (4) $ — aba (3) Sersem (4) İstanbul - 350 Şirketi hayriyi ABONEMANKARTLARINDA TENZİ YOLCULARIMIZA TESHİLÂTI MAHSİ * 1 — Ağustos 1930 dan İtibaren aylık ( Aboneman kat tenzilât İcra edilmiştir. Yani bu kartlar tenzilât azimet biletlerinin 25 günlük ücreti mukabilinde satılacak muteber olacaktır. Köprü ile iskeleler arasında mi.teber olan ) bıkl mil olanlar yaz tarilesi devamettiği müddetçe Cuma alt kuponlarla yalınız cuma günleri boğazın her h kelesine mıntaka ve kısım farkı vermeksizin gidip gelebilt 3 — Bu karıların Ağustos 930 ayına alt olanları 27 tarihladen itibaren Yenlmahalle, Mesarburau, Büyükdel köy, Beykoz, Boyacıköy, A. Hisarı, Çengelköyü, Beyleri Kgüncuk, Üsküdar ve umum köprü gıpunrıe sutilmağa Şağı mühterem yoleular lân oli — AT YARIŞLARI akırköyü'nde Veli E icndıde 39 Ağustos ve 5 Eylül Cuma günl Altı bafta) Büfe, Hususi Trenler, İş Bankası ) tarafından idarı zğğk Sihhatini Sevenler hakikt z OLİMPOS Gazd İçebilmek için gi ÇO Firmalarımıza dikkat etmelid İstanbul Vilâyetinü (Berke köprüsünün münakasa mülü 2-7-030 tarihine temdit cdildiği ilân açtırmadan evvel <aptol üzerinde lel İnşası mukatrer 930 tarihinden 22 'İnsanları, hayvanlardı yegâne vasfın, sabal luğu olduğunu söyli; midi? müyordu. Hürrem Hakkı, İtal- | ya seyyahatini, Kort'un yapıl- masından sonraya atmıştı. Nevres Vacit, bu tehir kara- rını manalı bulduğu halde sesi- ni çıkarmıyor, kardeşinin, haki- kati söyleyeceği det umuyordu. Bunun bir tabiat # |duğunu da id€ vadinden me-| yo??nıdı’ izlş Tertnde keka alar'N: ERİZ S aA T sih Nevresle konuşmak fırsat/ 0 Siç pp , St ve imkânmı bulabilecekti: | E mamıştı. Ne söyliye' Nevres Vacit, etrafına bula- 4, yozenine hücumk — Rasih, arasıra f 'or ama, ekser gi cidir. Bazen berabef — Neler konuşuyordunuz? Hürretmm Hakkının tereddüdü,| İbir elektrik cereyanı gibi diğer- ; Rasih Nevres, gâ) Rasih Beyi denize davet edi-' gülüver —Rasih Beyi, İla denize götüreceğif — Ferhunde Hanımın hakkı| Sabahları er-| ken kalkmağa alış. Fena itiyat| Y C yacar Bal yordu. — Çok iyi “ edel şukluktan kurtulsut Ferhunde ilâve et l — Hatta akşamla! 1 Rasih Nevres, bütün uysallı-| . babasının hodbinliği, bu erm Vacidin sesini duyı— lîrlığuıı)ı uUzamasını pelg_hqç gör wıılı <«on haddini -bulmustu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: